Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 9 OCAK 2004 CUMA
HABERLER
YÖK Başkanı Teziç, öğretim üyeleri dernekleri ve eğitim sendikalan temsilcileriyle bir araya geldi
Taslak 10 güniçindetamam
Teziç: Taslak nihai nıctin değiL
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-YOK
Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Yük-
seköğretim Yasa Taslağı'yla ilgili çalış-
malann 10 gün içinde tamamlanacağını
bildirdi. Teziç, bu ayın son haftasında. tas-
lağı Cumhurbaşkanj AhnıetNecdetSezer,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Mil-
li Eğitim Bakanı Hüseyin Çetik'e suna-
cağını belirtti. Toplantıda ÜAK'nin
hazırladığı YÖK taslağmdan, devlet
üniversitelerıne özel üniversite kunna
hakkı veren 33. maddenin çıkanlması
karan alındı.
Teziç, Üniversitelerarası Kurul'un
(ÜAK) hazırladığı YÖK Yasa Taslağı
konusunda görüşlenni almak amacıyla öğ-
retim üyeleri dernekleri ve eğitimle ilgi-
li sendikalann temsilcileriyle YÖK'te bir
araya geldi. Tartışmalann şu anda
ÜAK'nin hazırladığı son taslak üzerin-
de sürdüğünü kaydeden Teziç, taslağın ni-
haı bir merin olrnadığını vurguladı. Hem
ÜAK'de hem de Rektörler Komitesi'nde
taslağın yeniden değerlendirildiğini anım-
satan Teziç, "Bu toplanularda eide etti-
• Yükseköğretim Yasa Taslağı ile ilgili çahşmalarda sona
yaklaştıklannı söyleyen Teziç, öğretim üyeleri ile öğrencilerin de
görüşlerini alacaklannı belirtti. Teziç, "Yükseköğretim. Medeni Kanun
kadar büyük bir reform hareketidir. Reform bir günde olmaz" dedi.
ğimiz bflgüeri nihai metin yazıhr aşama-
suıa getirene kadar gözden geçinHk'' de-
di. Buna karşın taslakla ilgili eksiklikler
bulunduğunu ifade eden Teziç, öğretim
üyeleri ile öğrencilerin de görüşlerini al-
niak gerektiğini vurguladı.
'Metin hiç Idmsenin mah değfl'
Taslak konusunda geniş bir yol kat ede-
rek sonucagıtmeyi arzuladıklannı dile ge-
tiren Teziç, şunlan kaydetti:
"Çünkü metin hiç künsenin malı değü-
dir.Amahepimizinortakbirürünüolma
özeDiğinitaşryabihnefi. Bu özefliği taşuna-
dığı zaman sorunlar ertdenmiş ohır. Bü-
tün soruıüançözecekmiyiz? Hukukçu ob-
raksöyleyeyim, hiçbir metin hiçbir konu-
>TiUmanlâmry1açözemez. Bizbunubu-
günkü koşullar içinde ne kadar çözebüi-
yorsak, o kadanyla gelecekteki tarüşma-
lara gündem oluşrurabttiriz."
Teziç, kendilerinın çatıyı düzenle-
mekle uğraştıklannı, ancak ortaöğretim
ile üniversitenin bir bütün olduğunu
söyledi. Milli Eğitim BakanlığYnın dü-
zenleme yapması gereken alamn orta-
öğretim olduğuna işaret eden Teziç,
"Sorunlann çözülebihnesi için YÖK
ve MilB Eğitim Bakanhğı'ndan ohışacak
ortak bir komitenin sürekli çahşarak
bu konular üzerinde kafa yorması ge-
reldyor" dıye konus.ru. Gazetecilerin
sorulannı da yamtlayan Teziç. Milli
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile de gö-
rüştüğünü söyledi. "Bu konuda ikimiz
deay-
nınoktadabirieştik"dıyen Teziç,
" Medeni Kanun üzerindeki çahşmalar
50 yıl sûrdü. Y ükseköğretim. Medeni
Kanun kadar büyük bir reform hare-
ketidir. Reform hareketi birgündeofrnaz.
SürekKhği olan bir özellik taşır" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladı-
ğı taslaktan da yararlandıklannı dıle ge-
tiren Teziç şöyle devam etti: "Taslak, bü-
tünüyle değil ama yer yer i>i bir taslak.
Çauyı oluşturanyükseköğretim alanmda,
hiç kimseyi dışanda bırakmaksızın, bi-
zün içimizdeki yapıyı ihmal etmeksizin
volumuzadevamettikvebuaşaınayagel-
dik." Sivil toplum örgütleriyle yapılan
toplantıda, devlet üniversitesi vakıflannın
özel üniversite kurmasına olanak tanıyan
33. madde taslaktan çıkanldı. Madde
şöyleydi:
"Deviet yükseköğretim kurumlannın
vakıf yükseköğretim kurumu veya mes-
lek yüksekokulu kurnıasu devlet yükse-
köğretim kurumlan adlannı taşryan va-
kıfian aracıhğıyla bu kanundaki hüküm-
lere tabi olmak üzere valof yükseköğre-
tim kurumu veya meslek yüksekokuHan
kurabitirier."
YÖK taslağı bugün gerçekleştirilecek
YÖK Genel Kurulu toplantısında tekrar
ele alınacak.
tstanbul, Yıldız ve Marmara Üniversitesi'nde 100'ü aşkın öğrenciye 500 ayn soruşturma açıldı
4
Soruşturmalar hukuka aykm'
Üniversitelerden intikam
Vakıflara
'hükümet'
sopası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükü-
metin, ^akrfvederneklerinvatandaşlardan
bağış adı alünda zorlapara almasma son ver-
me" iddiasıyla Meclis'e getirdiği yasa tasa-
nsından "siyasileştirme" ve "ünKersiteieri
kontrol alüna alma" planı çıktı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda
chün görüşülerek kabul edilen "DernekveVa-
laflann Kamu Kurum ve Kunıluşlan ile iliş-
ldlerine" yönelik tasanya göre, hangi der-
nek ve vakıflann kapsama alınacağına Ba-
kanlar Kurulu karar verecek. Tasannın aynı
maddesinde vakıf üniversiteleri kapsam dı-
şında bırakılırken devlet üniversiteleri ise
kapsama alındı.
Tasannın görüşülmesi sırasında, CHP'li-
lerin "eğitim ve sağhk ile ilgiB vakıfvedernek-
lerin kapsam dışına ahnmasT ile AKP'li An'
Osman SaK ve Musa Lzunkaya'nın "bağış adı
aHmda zorla alınan paralarm geri ödenmesi-
ne" yönelik önergelen, AKP'lılertarafindan
reddedildı Tasannın tartışmalı geçen komis-
yodakı görüşmeleri sırasmda CHP milletve-
kili Kemal Kıhçdaroğlu. ünrv ersıtelere yöne-
lik eşıtsızliğin anayasaya aykın olduğunu
söyleyerektasanyı "üniversitelerden intikam
alma tasansT olarak niteledı.
Hükümetin tavrıru tasdik etmediği üniver-
siteyi kapsama alarak cezalandıracağını söy-
leyen Kıhçdaroğlu, "Bakanlar Kurulu siya-
si ve keyfı davranacak, niçin kurula >ctki ve-
rffiyor?" dıye konuştu. AKP mıllerv ekılı Mu-
sa Uzunkaya'nın "Hükümetin niyetini nere-
den bflryorsunuz?" diye sataşması üzerine
de CHP h Gürol Ergin "Görünen köy kıla-
vuzistemez" şeklinde yanıt verdi.
Göruşmeler sırasında vakıf ve derneklere
yenıden ilgili kamu laırumlannın ihalelerine
katılma imkânı tanıyan hüküm ise CHP'li
AJdf Hamzaçebi ve arkadaşlannın itiraz-
lanyla metinden çıkanldı.
Dinamik' 43 yaşında...
• Eğitim Servisi - Boğaziçi Üniver-
sitesi'nin 1990 yılından beri çıkan
kampus dergisi "Dinamik", 43. yıluıı
kutluyor. Derginin son sayısında, "Orta
Asya Türki Cumhuriyetlen'nde
demokrasi kavramı", "Katmandu'ya
giden san otobüsteki Türkler",
"Tarihin sessiz tanıklan: Duvarlar",
"Mor inek", "Banu Güven ve Mirgün
Cabas ile medya ve 24 Saat", "Cüneyt
Özdemir ile embedded gazetecilik"
konulan yer ahyor. "Dinamik"in
dağıtımı ücretsiz yapılıyor.
TEfiV'ye SMS ile bağış
• Eğitim Servisi - GSM operatörü
Aycell, Türkiye Eğitim Gönüllüleri
VakiVna (TEGV) destek vermek
amacıyla "'SMS ile bağış"' kampanyası
başlattı. TEGV'ye bağış yapmak
isteyen faturalı hat sahibi Aycell
abonelerinin, telefonlanndaki mesaj
mönüsüne girip "EGITTM" yazarak
3353'e göndermeleri yeterli. Gönder-
ilecek her SMS karşılığında 10 milyon
lira tutanndakı bağış miktannın tamamı
TEGV'ye aldanlacak.
• Öğrencilerle ilgili
soruşturma dosyalannda,
"ideolojik halay çekmek,
basın açıklamasına
katılmak, gitar çalmak,
harçlardan şikâyet etmek"
ERHAN KEMAL ÖZMEN
Istanbul, Yıldız ve Marmara üni-
versitelerinde öğrenim gören 100'ü
aşkın öğrenciye "Hayata DönüşOpe-
rasyonu" protestosuna katılmak, ÎÜ
öğrencilerine de Rektör Prof. Dr. Ke-
mal Alemdaroğlu hakkında "bflbn
hırsEhğr yaptığı iddiasıyla suç du-
yurusunda bulunduklan gerekçesiy-
le toplam 500 ayn soruşturma açıl-
dı. Soruşturma dosyalannda 'ideolo-
jik halayçekmek'', "okuhınduvarla-
nna afiş asmak", "basm açüdaması-
na kaolmak", "harçlann yüksekn-
ğinden şikâyet etmek". "Savaşkarşı-
n eyiemlere katdmak" ve "öğrend
derneği yararma masa açmak" gibi
nedenlergösterildi.
Üniversite yönetimlerinin, son
dönemde art arda açtığı soruştur-
malar, öğrenciler ve onlara destek
veren sivil toplum kuruluşlannın
da tepkisine neden oluyor. Öğren-
ciler, "gharçahnak, halayçekmek,
kitap okumak, büimsel ve parasız
eğitim isteminin de"suç kapsamın-
da olduğunu savunarak üniversite
yönetimlerini suçladılar ve şu gö-
rüşlere yer verdiler:
Hukuk 4. suııföğrencisi Kerenu.:
Ben adam öldürmedim, kimseyijya-
ralamadım. hırsızlık yapmadım. Üni-
AÜernaâf
üniversite
tstanbul
Üniversitesi'nde (IÜ)
hakknnda soruşturma
açılan \e okula
girişlerine izin
verflmey«n öğrenciler,
merkez yerleske önünde
"Alternatif Üniversite''
ohışnırdular.
Öğrencilerin,
sandalyeteri, banklan ve
kartonlan yere sererek
ohışturdukjan
Alternatif Üniversite'ye
yazariar, hukukçubr,
akademisyenJer ve
sanatçdar destekverdL
(Fotoğraf: VTıDAT
ARIK)
versiteye girmemi engelleyecek hiç-
bir suç işlemedim. Ceza Hukuku der-
sinde bize öğretilen yönetıme ters
düşebiliyor.
KubflayAtalay: Basın açıklaması-
na katılmanın demokratik bir hak ol-
duğunu düşünüyorum. Daha önce
de kahldım. yine katılınm. Soruş-
turma yersız."
Bertan Koyuncu: YÖK Yasa Tasa-
nsı ile birlikte üniversiteler ticari bir
işletmeye dönüştürülmek isteniyor.
Bilim adına ne varsa her şey serma-
yeye devredilmek isteniyor. Buna
öğrenciler olarak izin vermeyeceğiz.
Öğrencilerin avukatı bkeÇandır-
bay da soruşturmalara karşı açılan
iptal davalannın öğrencilerin lehine
sonuçlandığına dıkkat çekerek özet-
le şu görüşlere yer verdi:
"Açılan tüm sonışrurmalarda
hukuka aykınhk söz konusu. Yar-
gdama yapılmadan. ola>in suç ohıp
olmadığı belirlenmeden öğrencile-
re yönelik tedbir karan konubna-
sı eğitim-öğrenim hakknun engel-
lenmesidir"
IÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr.
Nur Serter ise öğrencilerin düşün-
celerini ifade edebilecekleri eylem
ve etkinlik yapma haklarının oldu-
ğunu ancak üniversite yönetimin-
den izin almalan gerektiğini belirt-
ti. Serter, "Üniversite, terör eylemi-
nin sergilendiği bir ortam olarakgö-
rülmemelklir" dedi.
Açılan soruşturmalann tamamla-
nıp öğrencilerin üniversiteye girme-
sini engelleyen tedbir karannın kal-
dınldığını da açıklayan Serter, "Bun-
lann çoğu yalnızca eylem zamanı
üniversiteye gelen öğrenciler. Soruş-
turma süresince de okula gefaneme-
lerinin sorun ohışturacağmı düşün-
müyorum" dedi.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Bir'değişimriizgân'dırgkJiyor; 'Kü-
reselleşme'yie gelerı bu yeni mo-
daya, bazı aydınlanmız öylesine kapıl-
dılar ki, dillerinden alışılmadık kesinle-
meler düşmez oldu; yeni formüller kul-
lanır oldular. MeseJâ birisi çıkjp, "...ül-
kenin gelişmesini, Fransa gibi bilgi-
li, IngiHere gibi zengin, Rusya gibi
askeri bol olmaya bağlayıp önemli
olanın Amerika ile ilişkileri sağlam
tutmak olduğunu..." söylüyor, rahat-
lıkia, "....AB ile aramız bozulacağına,
Kıbnstan vazgeçelim, Ege adalan-
nı Yunanistan'a bırakalım..." diyebi-
liyor. Ustelikfikirlerinde drenirken, bu ay-
dınlar; bunlann; "...çağdaş, post/mo-
dem kavramlar olduğunda..." dineti-
yorlar, acaba kazın ayağı öyle mi?
iktlsadi çoküş, kaitârel tutsaklrici
Efendim, bu biroyun, hazinyadava-
him bir oyun; fikirterini aksettirdiğim
kişiler, hiç de post/modem küreselleş-
me'den esinlenmiş çağdaş kişilerdeğil;
birisi, Tanzimat Sadrazamlanndan
Keçecizade Fuat Paşa, öbürü, Âli Pa-
şa; Ikisi de bu sözteri, vasiyet olarak
padişahlanna bırakmrşiardı; Ban, da-
ha Tanzimatta, devtet adamlanmıza
ve aydınlara bu zihniyeti aşılamışt.
Bu kafayla yönetilen devletin Sev-
res'e gittiğini, anlamak zor degikJir.
Hadı bir de, o konudaki ipuçlanna bir ba-
kalım.
Koca Reşit Paşa, Ingıliz Büyükelçi-
si'nin elınde oyuncaktı, elçi eşine bir
mektubunda, onu padişaha nasıl ka-
bul ettirdiğini yazıyor yani Tanzimat'ı
bu itosi haariamış!: TanzJmafın 'neyisak-
ladığını', Taner Timur belirtmiştir: -
"...Hıristiyan tebaayı öne çıkarmak,
iktidan onlara teslim etmek!.." Bu fi-
kır, önce Palmerstone tarafından açık-
lanmıştı, - "...Avrupa'rtın, Türk-
'...Uzun Sözün KısasıL'leri, ancak Hıristiyan olurlarsa, kabul
edebUeceginJ..." o söylemişti. Tanzi-
mat, çok şeyi sağladı: Hıristiyan ve Ya-
hudi tebaa, 'komprador' Kapıtalizmin
mayasını oluştururken, gümrüklerin In-
giliz ticaret anlaşmasıyla açılmasını sağ-
ladı; bu yüzden, Osmanlı sanayii çök-
tü, Devlet-i Aliyye açık pazara dönüş-
tü. Mustafa Kemal Paşa, Meclis'in
Kurtuluş Savaşı sırasındaki bir gizli
oturumunda netceyi özetlemıştir "...ik-
tisadi bakımdan çöküş, kültürel ba-
kımdan tutsak psikoloji, sömürge
aydınlan..."
Ecneblye hlzmetl...
Okuduğumuz Inkılap Tarihi, 'Te-
ceddüt Tarihi'ne eklenerek anla-
tılmıştr Tanzimat, Meşrutiyet, Cum-
huriyet, aynı gelişme sürecinin, mâ-
hiyeti aynı aşamalan diye tanımla-
nr. Yanlışür çünkü, Tanzimat ile Meş-
rutiyet, Deviet-i Aliyye'nin inkıraz
Devrîne art, çöküntü aşamalandv; oy-
sa Cumhuriyet, bunun tamamiyle
karşıt bir »çraytş, yeni bir gelişme!
Türk halkı, Cumhunyet'le büyük bir sıç-
rama yapmıştır. öncekı ıslahatlar, duru-
mu, Türkiye aleyhine daha vahimleşti-
riyordu; oysa yeni durum, tam bağım-
sız ve özgür yeni bir devlet yaratmış-
tır. Gâzi, Meşrutiyet ile Cumhuriyet ı
mukâyeseederken bunu belirtmiştir: il-
kinde, sadece bir yetki tesbiti soru-
nu vardı, hâkimiyet neticede mo-
narkhta kalıyor, ihtilâlci sayılan, Itti-
hat ve Terakki sadece iktidara sahip
oluyordu: Bu ihtilâl değil, bir ıslahat-
t; oysa Cumhuriyette, Türk halkı,
Hâkimiyet" -üstelik kayıtsız şartsız-
eline geçirmiş; Monarşryi de tasfiye
etmişti; gerçek bir devrimdü...
Kaidı ki Meşrutiyet'in, haikın katlma-
sıyla aşağıdan yukan gerçekleştığı söy-
lenemez; Alman Imparatoru (Kaiserj
Wilhelm'ın o rapor üzerinde, ilgınç bir
notu vardır, ki "...devrim'in Alman-
ya'da eğitim görmüş Türk subaylan
tarafından yapıldığı belirtilir, bu bir
Alman darbesidir," Zaten Ittihat ve
Terakki'nın en 'Alman subayı' Enver Pa-
şa'nın etkisıyle: Osmanlı, I. Dünya Sa-
vaşı'na Almanya lehine girer, beraber
kaybeder. Açıkçagörülmektedirki, na-
sıi, 'Genç Osmanlılar'ın Tanzimâfı, krt-
paratorluk aleyhinde Ingirtere lehine
bir gelişmeyse; Meşrutiyet Hareke-
ti de, 'Jöntürkler'in, Almanya lehine
geliştirdikleri bir hareket olmuştur.
Hem Gâzi'nın, hem Ismet Paşa'nın
hatıralannda, buyazılır, Gâzi, Ordu'nun
Alman kumanda heyetine teslim edilme-
sine, hep karşı çıkmıştı; Ismet Paşa
da, Alman işbiriiğinin nasıl onlan bu-
nalttığını anlatıyor sözü bağlarken de,
'...AJmanlar'ın Araplar'a farklı mu-
amele ettiğini, Ermeni meselesine
kötü baktğım beliröp: neticede Türki-
ye'ye, gitmek için değil, kalmak için
geldikterini söylüyor. Bu da gosterir kı,
Meşrutiyet de, Tanzimat gibi; 'Batalı,
Beyaz ve Hıristiyan' Emperyalizmın,
Osmanlı yı parçalamak amacına hiz-
met etmiş; dışardan pompalı birer ha-
rekettir.
'Hareketln slân:
Tam bağımsızlıkti!
Anadolu Ihtilali, daha başlangıcın-
da, diğerlerinden farklıdır: önce
halk direnişe geçer, üstelik bu si-
lahlı bir direniştir, bölgesel kong-
re iktidarlanna bağlıdır, yani halk
hareketidir; Rumeli ve Anadolu Mü-
dafaa-i Hukuk Cemiyeti, bu yöre-
sellikten ulusallığa gidişi sağlar.
Anadolu Ihtilali, ecnebi dürtüsüy-
le patlamaz, haikın içinden gelir; bi-
lahare, iki hareket de anti/emperya-
list olmaları hasebiyle, Sovyetler'le
yardım anlaşması yapılır ama, TBMM
hükümeti Ruslann rejime müdaha-
lesine kesinlikle karşıdır; Komü-
nist Fırkası'nı bile ulusal düzeyde
örgütlen karşılıklı yardım anlaşma-
sı yapar, ama içişlerine kanşmasını red-
deder. Kültürel düzeyde, öncekiter gi-
bi Batılılaşma fikrinde değildir, o
çağdaşlık fikrini tercih ediyor, üs-
telik bu fikrin ulusal bir sentez ha-
linde gerçekleştirilmesinden ya-
nadır.
Hareketin 'şiarı'. tam bağımsızlık
ve özgüriüktür; bu Gâzi olünceye
kadar geçerli olmuş; Türkiye, Bol-
şeviklere karşı da, Kapitalistlere kar-
şı da, tam bağımsız ve özgür kalmış-
tır. 'Inönü Cumhuriyeti', yeniden
'Batılılaşma'ya, (Yunan/Latin te-
meli) dönmüş, Batı rttrfakı yapmış;
haikın üzerinde, oligarşi tesis et-
miştir. Demokrasi sonrasında du-
rum, daha kötü; dış etken tekrar
kendisini hissettirmeye başlıyor;
NATO ise, Tanzimat'ın kusuriannı
geri getirmiştir.
Bu yüzden, 'Değişim' diye yırttu-
rulmak istenilen 'Küreselleşme'; ye-
ni 'Kürtürsüzleştirme' ve 'Bağımlı-
laştırma' sürecinin başlangıcı oldu.
e-mailülahanfâ isnetnettr
http^/www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Bir Onurlu Savaşta...
Yeni yılı beklediğimiz günlerde yüreklerimizi bur-
kan birkaç acıdan biri de, onun gidişiyle oldu: Hü-
seyin Batuhan, 82 yılı arkasında bırakarak, "Elve-
da dünya, merhaba kâinat" deyip ebedi yolculu-
ğuna çıktı.
Ne bıraktı arkasında felsefeci olarak?
Eserieri arasında üçünü ayınyorum: Yapı Kredi Ya-
yınlan'nda çıkmış Bilim ve Şariatanlık (1993) ile, Bi-
lim, Din ve Eğitim Üzerine Düşünceler (1997), bir
de, Bulut Yayınevi'nden, Ufuk Felsefe öğreniyor
(1998). Batuhan'ın, 1959'da, Batı'da Tolerans Fik-
rinin Gelişmesi adlı incelemesiyle başladığı düşün-
me serüveni, bu üç eserle taçlandı.
Güncellikleri de üstlerinde...
•
Insanoğlunun, aklın denetimi ile deney ürünü olan
gerçek, yani bilimin, birkaç yüzyıldır otoritesi açık.
Doğal tek bir dostu ise, felsefedir ve her ikisi, ger-
çeğe yaklaşımda birbirine yardım ediyor; bilimsiz
felsefe olmaz, felsefesiz de bilim.
Bir de dünyayı dolaşan, şarlatanlıktır. Hemen her
konuda ve alanda "gizli gerçekler" ortaya atar ve
bilim kılığında dikkatleri çeker; ne var ki, bir "söz-
de bilim "dir o. Çok para da kazandıran bu şaria-
tanlıklara kulak veren de boldur, özellikle bizim gi-
bi ülkelerde. Eric von Daniken gibi en inanılmaz
fıkirleri üreten bir sahtekâr ile, "zakkumcu doktor"
özel gibi en işe yaramaz teknolojileri geliştiren bir
şarlatan, belleklerimizden silinmemiştir.
Peki "aptallığın anatomisi" ya da "inanmanın pa-
fo/o//s/"nin kaynağında ne var?
Sıra dışı olaylann karşı konulmaz çekiciliğine,
yerteşmiş boş inançlann, bu arada dinlerin baskı-
sını eklemeli; yanlış ve kötü eğitimin payı da yad-
sınmaz.
Ne yapılmalı?
Batuhan, Bilim ve Şartatanlık'ta, insanlan inan-
ma konusunda daha birtitiz, güç beğenir kılmanın,
onlarda bir tür "inanma sorumluluğu" bilinci uyan-
dırmanınüstündedurur; bir "bilimsel şüphe "yiyay-
gınlaştırmaya çalışılmalı ve bizde, yeni kuşaklann
bilimsel düşünme alışkanlıklan edinmede, başta
felsefecileri, hele felsefe öğretmenlerini görev bek-
liyor.
Ama, sözü bütün olarak, eğitim sistemine getir-
mek zorunda değil miyiz?
Batuhan, zikrettiğim ikinci kitapta, özellikle Tür-
kiye'de bilim, din ve eğitimde gerçeklere eğilip ce-
sur bir eleştiriye girişir: Türkiye'nin bir bilim politi-
kası var mı? Teknik üniversite kökenli politikacıla-
nmız ne olup da yetiştiler? Bizde Imam GazaiTle-
rimiz neler yazıp söyiüyorlar? "Din kültürü" ders-
lerinde neler okutuluyor? Demokrasi için nasıl bir
eğitim yaratmalıyız?
Onlara başka sorular da ekleyerek, Batuhan, Tür-
kiye'de eğitimde bir "sefalef'ten bahseder ve ül-
kemizin gitgide "çağdaş uygahık"tao bile uzaklaş-
tığını söyter.
Demokrasi için, laik eğitim gibi bir temele daya-
nılmaklır. O ilkenin başına neler geldiğini, Kuran kurs-
lan, İmam-Hatip Okullan, dahası liselere kadar zo-
runlu din dersleriyle apaçık görmüyor muyuz?
Demokraside eğitimin bir görevi de, "şüpheci",
her fikri tartışmaya açık, kısası, "aydın" insan ye-
tiştirmektir. Bu koşullar içinde bizde mümkün mü
bu? Dahası, bellemeci ve ezberci bir eğitime, eği-
tim diyebilir miyiz?
Bu çıkmazdan kurtulmak, köklü birreformlager-
çekleşmelidir. Batuhan, böyle bir reformun esasla-
nnı ortaya koyar. Medreseleşmeyi önleyip, Cumhu-
riyeti kuranlar gibi, eğitime Aydınlanmacı niteliği
yeniden kazandınlmalıdır; eğitimin en korkunç ek-
siği, "bilimsel" düşünme alışkanlığı yokluğu da mut-
laka giderilmelidir. Batuhan, Uğur Felsefe öğreni-
yor adlı kitabı, bu amaçla kaleme alıp gençlere bir
yöntem sunmuştur.
özetle, akıl-dışı inançlara karşı, bilimsel düşü-
nüş adına geçirilmiş bir mücadeledir Hüseyin Ba-
tuhan'ın yaşamı.
Nasıl daonurverici!..
Üniversitelerin 121 trilyonu uctu
Projeler
yanm kaldı
• Maliye Bakanlığı'na tq?ki gösteren
rektörler uygulamayla bilimsel
çalışmalann aksayacağını söylediler.
Prof. Dr. Emin Alıcı üniversitelerine ait
5 trilyona el konulduğunu ileri sürdü.
SA.4DETÜSLU
İZMİR - Emeklilere
yaptığı zammın kaynağı-
nı üniversitelerden çıkar-
maya hazırlanan Maliye
Bakanlığı'na rektörler-
den tepld yağıyor 55 üni-
versitenin araşhrma için
aynlmış 121 triryon li-
rasına el koyan bakanlık
uygulamasıyla bilimsel
çalışmalann aksayacağı
belirtildi. Dokuz Eylül
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. EminAha, üni-
versitelerine ait 5 trilyo-
na el konulduğunu söy-
ledi. Üniversitelerin ken-
di döner sermayelerin-
den projeler için aynlan
paralan 2003 bütçesine
aktardığını bildiren ba-
kanlığın, yaklaşık 20 yıl-
dır böyle bir uygulama
yapmadığını anımsatan
Alıcı, "Buparayaelkon-
masıilepekçokprojegü-
me gitmiş oldu. Bunlar
planlanmış, aynlnuş pa-
ralar. Hepsinin yeri var.
Geçen yıl başlay'an pro-
je, paraya el konunca bi-
tirilemeyecek. Şündiye
kadar harcanan para da
boşa girmiş olacak.. Me-
sela bir kanser aşısı bu-
lunmak üzere. AraşOr-
ma para» gidince aşryı
Türkiye bulamay acak,
Fransa bulacak" dedi.
Ege Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Ülkü Ba-
vmdırda görüşlerinı şöy-
İe dile getirdi: "Söz ko-
nusu paralar için'kulla-
nılamayan' dendi Sanki
devlet bize para vernûş,
bizkuDanamamışız. Yok
böyle bir şey. Toplumu
kanduiyotiar. Şimdi top-
lum yaranna çok sayıda
projemizkalacak,birçok
gencin doktora çalışma-
sı aksay acak."
YÖK Başkanı Prof.
Dr. Erdoğan Teziç'in, bu-
gün Maliye Bakanı Ke-
mal Unakıtan ile görüşe-
rek üniversitelerin araş-
tırma fonlannın bütçeye
aktanlması konusunda
duyduklan rahatsızlığı
ileteceği öğrenildi.