18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2004 SALI CUMHURİYET SAYFA DIZI Raristeki gösteriye 20 bin gibi küçümsenmeyecek sayıda kişinin katılmasına karşın yoğun bir Türk Müslüman nüfusunun oturmakta olduğu Beriin'deki göstericilerin sayısı yalnızca binle sınırlı kalmıştı. Anka- ra ve İstanbul'da Fransa Büyükelçiliği ile konsolosluğu önüne siyah çelenkler bırakıldı. "Başörtüsüne mi yoksa İslama karşı yasa mı" diye soran pankartlar açıldı. (FOTOĞRAFLAR: CUMHURİYET ARŞİVİ) 'Okullarda türban serbestisi' isteğiyle sokaklara dökülen eylemcilere karşı özellikle Fransız hükümeti sert önlemler aldı Ayrupa: Laildikten vazgeçilemez F ransa'nın birçok kentinde, (Marsilya, Lille; Toulouse, Nice. Bordeaux da) ve dün- yanın dört bir yanında 18 Ocak 2004 günü gösteriler vardı. Gösterilerin amacı, Cumhur- başkanı Chirac'ın çağnsı üzerine par- lamentoda 4 Şubat günü oylanması beklenen. okullarda türban yasağını protesto etmekti. Paris'teki gösteriye 20 bin gibi kü- çümsenmeyecek sayıda kişinin katıl- masına karşın yoğun bir Türk Müslü- man nüfusunun oturmakta olduğu Ber- lin'dekı göstericilerin sayısı yalnızca binle sınırlı kalmıştı. Ankara ve îstanbul'da Fransa Büyü- kelçiliği ile konsolosluğu önüne siyah çelenkler bırakıldı. •'Başörtüsüne mi yoksa İslama karşı yasa mı" diye so- ran pankartlar açıldı. Fransa'da türban İle llglll vasa islama karsı mı? Konuya bu biçimde yaklaşım ilk kez olmuyor. Stasi raporunun tartışıl- dığı sıralarda da, Chirac'ın açıklan- masının beklendiği günlerde de Fran- sa'da yönetimin "İslam korkusu" ile hareket ettiği söylenmişti. Acaba gerçekten öyle miydi? Doğrusu Stasi komisyonunun olu- şumu, cumhurbaşkanına sunduğu ra- por, Jacques Chirac'ın açıklamalan hiç de bu yönde değildi. Her şeyden önce, komisyonun res- mi adı, "Cumhuriyet'teLaikliğinUy- gulanması Konusunda Düşünce Ge- liştirnıe Komisyonu" idi ve 22 seçkin üyesi arasında, biri de Türk olan Ga- ye Fetek olmak üzere, 4 tane Müslü- man üye vardı. Bunlar arasında özellikle Sorbon- ne'da da îslami Düşünce Tarihi Kür- sü'sünün başı olan Ord. Prof. Muham- med Arkoun dikkati çekmekteydi. Üstelik komisyonun, cumhurbaşka- nına okullarda aralannda başörtüsü de olmak üzere, göze çarpan dini simge- lerin taşınması ve kimi hastanelerde, bazı Müslüman kadın hastalann er- kek doktora muayene olmak isteme- mesi ile igili olarak yeni bir yasanın gerekli olduğunu bildiren rapordaki bütün kararlar, oybirliği ile alınmıştı. Başka bir deyişle, komisyonda bu- lunan Müslüman üyelerin de başörtü- sü ile ılgili yasa konusunda, öbür üye- lerden farklı bir görüşleri olmamıştı. Chlrac ne dlyor? Parlamentoya söz konusu yasa için çağnda bulunan Fransız Cumhurbaş- kanı Jacques Chirac'ın konuşmasında, bazı noktaların yeterince anlaşılama- dığı veya hiç değilse üzerinde durula- madığım da görüyoruz. Jacques Chirac 17 Aralık 2003 ta- rihli konuşmasında, laikliğin Fransız Cumhuriyeti'nin temel ilkesi olduğu- nu, yıllar içinde bunun titizlikle korun- duğunu belirttikten sonra, toplumun şu anda bir gerginlik içinde olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor: "«.Bugerginliketkenlerinin nefer ol- duğunu hepimizbttiyoruz. Küresefleş- me şans getiricibir unsur olsa da birey- leri endişelendirmekte, istikrannı boz- makta ve bazen onlan içe kapanmaya itmektedir. Büyük ideolojüerin ortadan kalkü- ğı bu anda aydınuk düşmanlığı ve fa- natizm dünya üzerinde kendine yer edinmeye başlamaktadır. Fransız ulu- su ileohnasmı istediğimiz Avrupa yurt- taşhğı kavramı arasında kalan bu ara. dönemde, her birimizin sınırlannı ye- niden tanımlaması gerekiyor. Aynı zamanda eşıtsizliklerin sürme- si ve hatta ciddileşmesi, sorunlu ma- hallelerle ülkenin geri kalanı arasında derinleşen uçurum, firsat eşitliği ilke- sini boşa çıkarmakta ve cumhuriyetçi anlaşmamızı parçalamakla tehdit et- mektedır. Şurası kesindir ki, bu sorulann ce- vabı 'ne kendi içine tümden kapan- makta ne de cemaatçiliktedir.' Cevap tam tersine beraberceyaşama isteğjmi- zinifadesinde, ortak hamlenin sağlam- Fransa'da Cumhurbaşkanı Chirac'ın, aralannda türbanın da bulunduğu dini simgelerin okullarda yasaklanmasını istemesi, ülkenin birçok kentinde kalabalık mitinglerle protesto edildi. Gösterilere katılan 'Müslümanlar' Fransız yönetiminin îslam korkusu ile hareket ettiğini ileri sürüyordu. Oysa Chirac konuşmasında laikliğin Fransa'nın temel ilkesi olduğunu belirttikten sonra. toplumun bir gerginlik içinde olduğunu söylüyor ve ekliyordu: "Cumhuriyet ayıran, bölen ve dışlayan her şeye karşı çıkacaktır. Kural kanşımdır, çünkü bir araya getirir, bireyleri eşitlik temeline oturtur..." laşnrümasında ve tarihimiz ve değer- lerimizde yatmaktaduu. Laiklik, geJe- neklerimizin birparçasıdır. Cumhuri- yetçi kimnğimizin merkezinde yer al- maktadır. Bugün arük laikliğiyeniden tanımlamak ya da sınniannı değiştir- meksöz konusu degildir. Laikliği. oluş- turduğumuz dengeiere ve cumhuriye- tin değerterinesadık kalarak yaşatma- nuz gerekmektedir." Fransa Cumhurbaşkam, sonradan Fransız olan göçmenlerin aynmcıhğa uğramamalan için entegrasyonlannı da- ha iyi sağlayacak koşullann yaratıl- ması için de yasal düzenleme ve prog- ramlar önerdikten sonra. "Cumnuri- yet ayıran, bölen ve dışlayan her şeye karşı çıkacaktır. Kural kanşımdır, çün- kü bir araya getirir, çünkü bireyleri eşitlik temeline oturtur, çünkü insan- lar cinsiyetlerine. kökenlerine, renkle- rine, dinlerine göre ayırmayı redde- der" dıyor ve önerisini açıklıkla dile getiriyor: "BüinçB olarak bağb bulunulan di- ni gözle görülür biçimde sergfleyen k>- yafet \e işarederin okullar. kolejler ve kamu liselerinde kullanümaması ge- nunda büyük bir haç taşıyan ya da Ya- hudı takkesi giyenlere yine kimse ka- nşmıyor Fransa'da. Müslümanlar ne dlyorlar? Hemen belirtmek gerekir ki, ülke kamuoyunun yandan fazlası daha bir yıl önce, böyle bir yasaya gerek gör- müyordu. Bugün ise yasaya yandaş olanlar üçte ıtd çoğunluğa ulaşmış du- rumdadırlar. Dünyamn çeşitli bölge- lerinde olduğu kadar Fransa'daki îsla- mi kuruluşlar, Chirac'ın önerisi üze- rine hazırlanmakta olan ve önümüz- deki hafta Bakanlar Kurulu'nda görü- şüldükten sonra, parlamentoya sunu- lacak tasanyı salt Müslümanlara yö- nelik olarak görüp şiddetle protesto etmekteler. Bu arada, EL Cezire TV'sinde ko- nuşan, Mısırh YusufEl Karaduyi, Fran- sız Cumhurbaşkanı Chirac'a gönder- diği mektupta "birzamanlarözgürtük ve hoşgörü ülkesi olan Fransa'nın şu anda Islamın degerlerine karşı böyle- sine büyük bir şiddetle saidırmasını protesto ettiğuü" söyledikten sonra, risCamii RektörüDaKlBoubakeurise bu ayın 7'sinde, Parisen gazetesine verdiği demeçte, 17 Aralık günü ya- pılacak gösterilere katılmama karan verdığini, yerel seçimlere iki ay kala din adına yapılacak bir gösterinin do- ğuracağı sonuçlann hayırlı olmayaca- gını söyledi. 6 Ocak günü, Elysee'de, Katolik, Protestan, Musevi temsilcilenyle bır- lıkte Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ta- rafindan kabul edilen Boubakeur, Chı- rac'ın, Fransa'da laikliğin temellenm yeniden tanımlayıp genışletmenın söz konusu olmadığı konuşmasına atıf ya- pıp bu görüşü desteklerken "sözkonu- su olanın gerginlik odaklaruu söndür- mek. cenıaatçilik eğilimine set çekmek olduğunu, bunun için de bir an önce Fransız imamlar yetiştirilmesinin zo- runlu olduğunu" söylemekteydı. Ya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesl ne dlyor? Dinini ortaya koymak ve gerekleri- ni yerine getırmek, Avrupa Konvansi- yonu'nun 9. maddesi ile güvence al- emen belirtmek gerekir ki, ülke kamuoyunun yandan fazlası daha bir yıl önce, böyle bir yasaya gerek görmüyordu. Bugün ise yasaya yandaş olanlar üçte iki çoğunluğa ulaşmış durumdadırlar. Dinini ortaya koymak ve gereklerini yerine getirmek, Avrupa Konvansiyonu'nun 9. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Ama Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'nde görülen, çoğu Türkiye kaynaklı şikâyetlerin ele almdığı davalarda bugüne kadar, şikâyetlere hak veren bir karar çıkmamıştır. rektigini düşünüyorum." Işte kanun bu gerekçelere dayanıyor ve ister Katolik, ister Protestan. ister Yahudi, ister Müslüman olsunlar. öğ- rencilerin ve kamu görevlilerinin aşi- kâr biçımde fark edilecek dini sitnge- lerle okula gehnelerinın yasaklanma- sını istiyor. Aynca kimi hanım hastalann dini inançlannı ileri sürerek karşı cinsten doktora muayene olmak istememele- ri. kız öğrencilerin erkeklerle birlikte beden eğitimi derslerine kaülmayı red- detmelerini de engelleyici hükümleri zorunlu buluyor. Yeni düzenlemeden sonra kamu alanı dışında kalan alan- larda evde. lokantada, sokakta, inan- cı yüzünden başını örtenler veya boy- başkanı olduğu Avrupa Fetva Komis- yonu'nun da Dublin'de yaptığı toplan- tıda, Fransa'ya Moritanya Adalet Ba- kanı başkanlığında bir heyet göndere- ceğini açıkladı. Fransa Islamcı Kuruluşlar Bırlığı, yeni yasaya karşı çıktığuu, içlennden herhangi birini ayırmaksızın, bütün gırişim ve gösterilere destek verece- ğini bildırdi 5 Ocak günü. Fransız İmamlar Aynı gün îsviçre'de TankAzizde kit- leleri coşturacak bir konuşma ile ye- ni tasanya karşı olduğunu belirtti. 2003 Haziran'ında seçilmiş olan Fransa Müslümanlar Konseyi Başkanı ve Pa- üna alınmıştır. Ama Avrupa însan Hak- lan Mahkemesi'nde görülen çoğu Tür- kiye kaynaklı şikâyetlerin ele alındığı davalarda bugüne kadar, şikâyetlere hak \eren bir karar çıkmamıştır. Böylelikle Avrupa tnsan Haklan Mahkenıesi, "başkalannın hakve öz- gürlüklerini konımak, genel güvenlik ya da düzenin. sağhğın ya da moral de- ğerkrin korunması'' gerekçeleriyle bu özgürlüğe kimi sımrlamalar getirile- bileceği yolunda, mustakar, (yerleş- nuş, istikrarlı hale gelmiş) içtihatlan vardır. Dilerseniz bu konuda, biri Is- vıçre'den gelen (DAHLAP davası 2001), öbürü Türkiye'den açüan (An- kara, Şenay Karaduman; 13.2.2003) davalarla ilgili olan iki karara göz ata- lım: DAHLAP karanndan- "... Kadın türban takmaklaerkek karştsuıda ikin- d plana düşmektedir. Türbanh kadın, kendisini cinsel bir variık olarak gör- mekte, kendisini erkekten türban yo- luyla koruyacağını düşünmekte, bu da kadın erkek eşitiiğini bozmaktadır. (_.) Kaldı ki, türban takarak kamuda di- ni bir işaretgostermek istenilmektedir kibu da kamu hukukuna aykmdır. Tür- ban yolu\1a bayan öğretmen oğrenci- leri dini telkin alünda tutmaktadu*. Oy- saçocukiandinitelkinden konımakge- rekmektedir. (l\"akleden \iiral F. Sa- vaş Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk dergisi. Aralık 2003, sa>ı 63, sayfa47) Şımdi dilerseniz bir de Türkiye ile ilgili 13.2.2003 tarihli karann, yine Vural F. Sa\aş tarafindan nakledilen ge- rekçelerine bakalım. 1 - Mahkememız demokratık bir toplumda de\ letın öraeğın başörtüsü takarak dini ınancını sergıleme özgür- lünü kamu düzeni \ e güvenlığını ko- ruma amacıyla smırlayabileceğıni dü- şünmektedir. 2 - Din özgürlüğü ile bağdaşmasa bile öğretmenın ibadet saatlen ile ça- kışan normal çalışma saatlerine u>ma zorunluluğu vardır. 3 - Mahkememız yukandaki ilke- leri Türkiye"ye uygularken laıklık il- kesinin hukukun üstünlüğü, ınsan hak- lan ve demokrasıye saygı ile birlikte devletin temel ilkelerinden biri oldu- ğunu göz önünde tutmuştur. Bu ilke- ye saygı gösterilmemesi şeklindeki bir tutum, kişinin dini inancını açıklama özgürlüğünü de kapsayan ve sözleşme- nin 9. maddesindeki korumadan yarar- lanacak bir da\Tanış olarak kabul edil- meyecektir. 4 - Dini inançlann uygulanışının nötr ve tarafsız bir düzenleyıcisı ola- rak devlet, bu rolünü yerine getirirken kendi egemen yetkilennin bir bölü- münü kullanarak halen çalışan ya da gelecekteki memurlanna hedef ve ey- lem planlan dini kurallann yerleşti- rihnesi olan îslami köktendinci hare- ketlerde yer ahnama yükümlülüğü ge- tirebilir. 5 - Türkiye gıbı büyük bir çoğun- luğu belli bir dine mensup ülkelerde, üniversitelerde dinin gereklerini yeri- ne getirmeyen ya da başka dinlere mensup öğrenciler üzerinde baskı ku- rulmasını engelleyecek bazı önlemle- rin alınması sözleşmenın 9/2 hükmü uyannca haklı görülebilır. YARIN: DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ MUHALİF FRANSIZLAR Solcular, Katolik ve Müsliiman işbirliğîne karşı... F ransa'da, kimi liberal çevreler gibi, Katolikler de halkın üçte ikisinin desteğini alan bu tasanya karşı çıkıyorlar. Katolilderin Müslümanların yanında yer almalan oldukça düşündürücü. Bunlann îslam dininin özgürlüğüne yandaş olmaktan çok, laikliğe karşı tutumlan dolayısıyla böyle bir tavır koyduklan görülüyor. Unutmayalım ki, Fransız Katoliklerinin de bağlı olduğu Papahk, haziran ayında açıklanmış olan A\Tupa Birliği Anayasa Taslağı'nda Hıristiyan değerlere atıf yapılmamasını eleştirmişti. Butavnn antilaik bir tutum olduğunu belirrmeye gerek yok sanınm. Bu arada, UMP milletvekillerinden Herve Mariton, okullarda aşikâr biçimde görünür dini simgelerin yanında. aynı zamanda politik simgelerin de yasaklanması gerektiğini, zaten başörtüsünün ya da türbanın Fransa'daki karşıhğı olan fulann dini değil, politik bir simge olduğunu ileri sürüyor. Bu görüş, Chirac'ın partisinin ağır toplanndan eski Başbakan Alain Juppe tarafindan da destekleniyor. Ama parti içindeki çoğunluk, tasanda yeni bir değişikliği gerekli görmüyor. Bilindiği gibi, Sosyalistler de laiklik ile ilgili türban yasağı getiren düzenlemeden yana tavır koymuş durumdalar. Bu arada, Fransız yazar, ülkesinde ölüm cezasını kaldıran yasayı hazırlamış olan eski Adalet Bakanı ve Anayasa Komisyonu Başkanı Robert Badinter'ın eşi Euzabeth Badinter'in şu görüşleri Fransız Sosyalist Partisi'ne yakın çevrelerin görüşünü çok veciz bir biçimde ifade ediyor: "Cumhuriyet okuluna giderken insanlar farklüıklanndan annmabdniar. Bunun sonu yok. Bugün türbana evet derseniz, yann da Taliban'm tepeden tırnağa kapah, gözkri bile görünmeven kırJarına ne diyeceksiniz? L'nutmaym ki, bazı ülkelerde, kadınlar başlarnu örtmedikleri için öldürülüyorlar." ski Adalet ve Anayasa Komisyonu Başkanı Robert Badinter'in eşi Elizabeth Badinter'in görüşleri Sosyalist Partisi'ne yakm çevrelerin görüşlerini özetliyor: Bugün türbana evet derseniz, yann da Taliban'm tepeden tırnağa kapah, gözleri bile görünmeyen kızlanna ne diyeceksiniz? Unutmayın, bazı ülkelerde kadınlar başlannı örtmedikleri için öldürülüyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle