Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHUHİYET 27 OCAK 2004 SALI
HABERLER
DÛNYADABUGİJIV
ALİ SİRMEN
Komünizm HorUuyor
Aem bir adam şu Milli Eğitim Bakanı, 2004 yı-
lıyfe birlikte ülkede komünizmi de hortlattı.
(HP'nin, Milli Eğitim'in bugünkü yapısından
çıkanlarak hızla özelleştirmeye doğaı kaydınlma-
sıra karşı çıkışını komünistlikle suçladı.
Tjrkiye'nin sağı yıllar yılı aczini, komünizm
edfbiyatı arkasına saklamış, yıllar boyu bu yön-
tenle iktidar koltuğunu muhafaza etmeye ça-
baamıştır.
1982 yılı başında, siyaset sahnemizin yıldız-
lamdan, o günlerde siyasi yasaklı Ihsan Sabri
Çaglayangil ile konuşuyorduk. Amaç anılarâle-
mirde dolaşarak, faşizmin yasağını delmekti.
Günler süren çok uzun, benim açımdan çok
öğrstici birsöyleşi oldu. Sanırım ikimizin de bir-
birhe kanı ısınmıştı.
Irsan Sabri Bey ile dünya sorunlan, Ortado-
ğu'iun durumu, devietin ana meseleleri gibi bir-
çok konuyu konuştuk. Söyleşinin ancak, onun
ızniolan bölümünü, günün koşullannın elverdi-
ği öçüde yayımlayabildik, yani yüzde beş ka-
darnı..
Gjnlerce süren konuşmamızın bir yerinde da-
yanamayıp sordum:
- Siz emniyet teşkilatında da çalışmış, politi-
kayı ve ülkeyi bilen bir kişi olarak, Türkiye'de hiç-
bir zaman ciddi bir komünizm olasılığı bulunma-
dığının herhalde farkındasınız...
- Evet, diye yanıtladı Ihsan Sabri Bey, Türki-
ye'oe komünizm tehlikesi yoktur.
- Peki o zaman, dedim, demokrasinin canına
okuyan şu TCK 141 -142 ne oluyor?
- Önlar, dedi tecrübeli politikacı, 163. madde-
yi dengelemek için tutuluyor, Türkiye'de komü-
nizm tehlikesi yoktur, ama köktendinci tehlike var-
dır.
•••
Röportajımın yayımlanmış halini, bu konuşma-
dan on on beş gün sonra, komünizm dolayısıy-
la tutuklu bulunduğum askeri hapishanede oku-
dum.
Sağ yıllar yılı, "komünizm tehlikesi" adını ver-
diği bir umacı ile kitleleri korkutmuş ve kendi po-
litikalarına kılıf hazırlamıştır.
Hep merak eder dururdum, "Komünizm çö-
künce, acaba bunlar hangi can simidine san-
lacaklar?" diye.
Meğerse onların bahane değiştirmeye bile ih-
tiyaçları yokmuş.
Işte Türkiye'nin McCarthy döneminden kalma
Milli Eğitim Bakanı, biraz başı sıkışınca, yeni ko-
münizm tehlikesine sanlıverdi.
Birde bunlara "demokrat" diyenlerçıkryorhiç
utanmadan.
Önümüzdeki dönemde, bu sava fazlaca sa-
nlırsa şaşmayın!
Türkiye'yi güç ve siyasi bakımdan gergin gün-
ler bekliyor.
Bakmayın siz şu anda durumun güllük gülis-
tanlık gösterilmesine çabalayanların çizdikleri
tabloya.
Hattayerel seçimlerde AKP'nin oy oranını art-
tınması da sizi şaşırtmasın!
• • •
Aslında, AKP için sonun başlangıcı gelip çat-
mıştır.
Ekonomideki görece istikrarın sürmeyeceği-
ni, 2005'te enflasyonun azması, dalgalı kurda bir
tür devalüsyon olarak niteleyebileceğimiz, do-
lann iki misline yakın artması olasılığı, ciddi dış
çevreler tarafından dile getiriliyor.
İMF yetkilileri de AKP'yi popülist politikalan ko-
nusunda uyarırken, "2004'ün2003kadarrahat
geçemeyebileceğini" söylüyorlardı.
Kalkınma hızının yüzde 5'lerin çok altında ger-
çekleşmesi, belki de yüzde 2'lerde kalması ola-
sılık dışı değil.
Bu durumda zaten olmayan yatınmın artma-
sını, işsizliğin azalmasını beklemek de beyhu-
dedir.
Kalkınma hızının beklenenin de üstünde ger-
çekleştiği 2003'te bile, ekonomi güya düzelirken,
işsizlik de artıyordu.
AKP'nin tarım politikası, Kıbns'tagüyaçözüm
adı altında vermeye hazırlandığı ödünlerle bir-
leşince, ekonomik güçlüklerin üstüne tuz biber
ekecek, hoşnutsuzluğu katbekat arttıracaktır.
Bu durumda devleti hızla parselleyen AKP, si-
yasi gerginliğitırrnandırmaktan, komünizmi hort-
latmaktan medet umacaktır.
Bekleyin şöyle altı sekiz ay, bilemediniz bir yıl,
göreceksiniz.
2005'te dünyanın herhangi bir yerinde komü-
nizm hortlar mı bilmiyorum ama, Türkiye'de ko-
münizm edebiyatı hortlayıp şahlanacaktır.
Resmi tarihe aykırı belgesel
Annç'ın danışmanını
RTÜK durdurdu
ANKARA(Cumlnıri-
yet Bürosu) - TBMM
Başkanı BükntAnnç'ın
fletişim Ofisi Başkaniı-
ğı'na getirdiği Kemal
Oztûrk'ün hazırladığı
*tlkMeclis''adlıbelge-
selin yayıınının 1999'da
RTÜK tarafindan "resmi
tarihtezineaykm" oldu-
fu gerekçesiyle durdu-
rulduğu ortaya çıktı.
Öztürk, Kanal 7'de
program yapımcısı ol-
duğu dönemde "İBtMee-
is" adıyla bir belgesel
hazırladı. Ilk Meclis'in
kuruluşuyla ilgili süre-
cin anlatıldığı belgesel-
de, şu ifadeler yer aldı:
• Zafer sonrası yaşa-
nanlar, anlatılmamış bir
tanhin perde gerisinde
buruk anılar olarak kal-
dı. Kavgalar, cinayetler,
tasfıyeler, kamplaşma-
lar, idamlar. Ük Meclis'in
kahramanlan tüm buhla-
nn öznesi olarak tarihte-
ki yerlerini aldılar.
• Birinci Meclis'in öy-
küsü 1926 yılında sona
erdi. Kurtuluş Savaşı'nı
yöneten, Meclis'i kuran-
larbu tarihte siyaset sah-
nesinden silindiler. Ilk
Meclis binası, yenisi ya-
pılmca yıllarca CHP
merkezi olarak kullanıl-
dı. 1946 yılına kadar ül-
kede tek parti yönetimi
hâkim oldu. Ülkenin bü-
tün renkleri soldu, bü-
tün sesleri kısıldı.
Belgeseli"Türkmiffi
egitiminingenel amaçla-
nna, temel Ukekrine ve
milB kültürün geüştirfl-
mesi ilkesine" aykın bu-
lan RTÜKkanah uyardı.
Hükümet, İslami holdinglerin de aralannda bulunduğu şirketleri kurtarmak için harekete geçti
Batık şirketeAKP koruması• thlas, Kombassan.
Yimpaş gibi holdingJeri de
kapsayan yasa tasansı, zor
durumda olan şirketlerin
borçlannın uzlaşma yoluyla
yeniden yapılandınlmasını
öngörüyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP hükümeti, tslami holdinglerin
de aralannda bulunduğu batık ya da
batma tehlikesiyle karşı karşıya ka-
lan şirketleri kurtarmak istiyor.
TBMM Adalet Alt Komisyonu'nda
görüşmeleri süren yasa tasansı, zor
durumda olan şirketlenn borçlannnı
uzlaşma yoluyla yeniden yapılandı-
nlmasını öngörüyor. Bu kapsama th-
las, Kombassan ve Yimpaş gibi tsla-
mi holdingler de giriyor.
Zordurumdaki şirketleri kurtarma-
yı amaçlayan tasan, şu düzenlemele-
ri öngörüyor:
• Muaccel para borçlannı ödeye-
meyecek durumda olan ya da mevcut
ve alacaklan borçlannı karşılamaya
yetmeyen ya da bu hallerden birine
düşme tehlikesiyle karşı karşıya kal-
ması durumunda olan bir sermaye
şirketi ya da kooperanf, alacakhlar ta-
rafindan gerekli çoğunluk sağlana-
rak kabul edihniş olan yeniden yapı-
landırma projesi ile birlikte ilgili ye-
YÖNETÎM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİNE YURTDIŞIYASAĞI
Yimpaş Holding'e yarşdan darbe
ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - Kâr-zarar
ortaklığıyla çalışan Yimpaş Holding'in Yönetim
Kurulu Başkanı Dursun Lyarın, yönetim kuruJu
ûyeleriyle birlikte; holding faaüyetleri nedeniyle 3 yıl
hapis cezasına çarpünldığı ve hakkında "yurtdışı
yasağı'' olduğu ortaya çıktı. Karann temziye
götürüldüğü belirtilirken holding yetkilileri konuyla
ilgili sorulanmızı yanıtsız bıraktı. Edinilen bilgiye
göre, Yimpaş Holding AŞ'yle ilgili olarak, holdingin
yönetim kurulu başkanı Dursun Uyar başta ohnak
üzere yönetim kurulu üyeleri hakkında Sermaye
Piyasası Yasasf nın 47. maddesi gereğince Yozgat
Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. 2002 yılı
sonunda bitirilen davada Yimpaş Holding Yönetim
Kurulu üyeleri Dursun Uyar, Yaşar Keskm, SaBh
Metin VûceL Bayar Demir, Atüla Çoban, Mithat
Erbek, Mustafa Dağ. Mehmet Nuri Yavuz. Mustafa
GüJeç ve Tevfik Aslan ın 3'er yıl hapis ve 15 mih/ar
lira ağır para cezasına çarptınlmasına karar verildi.
Karann ardından harekete geçen Yozgat Asliye Ceza
Mahkemesi, Uyar, başta olmak üzere tüm sanıklar
hakbnda yurtdışına çıkış yasağı getirilmesi için
Yozgat Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazdı ve bu
. yazı doğrultusunda Yimpaş Yönetim Kurulu
üyelerinin yurtdışı çıkışlanna tedbir konuldu. SPK
kayıtlanna göre de yurtdışı yasağı getiren mahkeme
karanyla ilgili olarak, taraflar temyize başvurdu.
Ancak bugüne kadar bir sonuç alınamadı. SPK'nin
Yimpaş Holding'le ilgili olarak birçok dava açtığı,
ancak bu davalann büyük bir kısmının "af"
kapsamına girdiği öğrenildi. Holdingle ilgili davalann
bir kısıru ise halen devam ediyor.
rin asliye ticaret mahkemesine, uzlaş-
ma yoluyla yeniden yapılandarma
için başvurabilecek.
\/ Mahkeme, başvurudan itibaren
30 gün içinde gerçekleşecek olan du-
ruşma gününü belirleyerek başvuru-
yu tüm alacaklılara tebliğ edecek.
Mahkeme, aynca borçlunun veya ala-
caklılardan birinin istemi üzerine,
borçlununhakkında verilecek nihai ka-
rann kesinleşmesine kadar geçecek
olan dönem için borçlunun malvarlı-
ğını korumaya yönelik önlemler ala-
bilecek.
•Mahkeme, projeden etkilenen
alacaklıların borçluya karşı başlat-
tıklan takiplerin ve takiplerle ilgili
olan davalann durdurulmasına. yeni
icra takıbi yapılmasının etkilenen ala-
caklılar için yasaklanmasuıa, ihtiya-
ti tedbir ve ihtiyati haciz kararlannın
uygulanmamasına ara dönem için ka-
rar verebilecek.
AKP, borçlann yeniden yapılandı-
nlmasıyla birlikte iflasuı ertelenme-
siyle ilgili süreleri de 2 yıldan 5 yıla
çıkannak istiyor. Alt komisyona ve-
rilen önergede, ıflasın ertelenmesi sü-
resının 2 yıl ile sınırlandınldığı belir-
tılerek bunun yeterli obnadığı, ülke
ekonomisindekı oynamalara göre, da-
ha uzun bir sürenın de gerekebilece-
ği belirtıldı. Önergede, "Ertelemesü-
resi azami 1 yıkbr. Bu süre kayymun
verdiği raporİar dikkateabnarak mab-
kemece uygun görükcek süreler ile
uzaülabilir, ancak uzatma süreleri top-
lam 5 yılı geçemez. Kayjim, mahke-
rnenin belirie>eceği sürelerde iflası er-
telenenin faalhederi ve işletmenin du-
rumu konusundadüzenü olarak mah-
kemeye rapor verir" hükmünün ge-
tirilmesi öngörüldü.
Tasannnı genel gerekçesinde, ba-
tık şirketlerin kurtanlması şu gerek-
çelere dayandınldı:
"Ekonomik koşullardaki beklen-
medik değişiklikJcr nedenh le asunda
ekonomik varhklanmdevam ettirme-
si mümkün olan serma>e şirketleri
muaccel para borçlannı öde>emedik-
leriiçin faah>etlerini durdurmakteh-
likesi 9e karşı karşrya kalabiliıier. Bu
tehlike, borçlulan olduğu kadar ala-
cağmıtahsil edememedururrarvia kar-
şı karşıva kalan alacaklılan ve işini
ka\t>etme tehlikesine maruz kalan iş-
çileri de tehdit etmekte. bu tehdit $o-
nuçta bölgesel veya mUK ekonomiyi
etkilemektedir. Bu gibi durumlarda.
ekonomik varlığını devam ettirebil-
me imkânı olan sermaye şirkefJmni
yeniden yapılandırarak ekonomik
hayatlanna devam ermelerini sağ-
laınak nerkesin varannadu"."
CHP'den tepki:
Arınç
iktidarın
borazanı
gibi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM Başkanı Bü-
lent Annç'ın son dönemdekı
çıkışlan CHP'nin sert tepki-
sine yol açtı. CHP grup baş-
kanvekilleri Kemal Anadol
ve AK Topuz. Annç'ın
"AKP'nin borazanı gjbi" ko-
nuştuğunu vurguladılar.
Anadol, Annç'ın Kamu Yö-
netimi Temel Yasa Tasansı
konusunda CHP'yi hedef
alan açıklamalannı "esefle
karşdadıkJannr bildirdi.
Anadol, şunlan şöyledi:
"TBMM Başkanltğının ta-
rafeciığı esasnr. CHP, anaya-
sa ve içtüzükten gelen hakİa-
nnı kuBanarak muhalefet yn-
rütmektedir. Armç, CHP or-
tada rejim sorunu varmış gi-
bi davraruyor. drvor. Rejim
sorunu yok dive düşünüyor-
larsa bunu sövieyecek olan
bükümet sözcüleridn-." Topuz
da "TBMM Başkanı'nın bir
partnün miBtanı. borazanı,
polemikçisi gibi ortaya çık-
ması cumhurrvet tarihinde
ilk örnektir" diye konuşru.
Önergeleri iade etti
Bu arada Annç, CHP'li Ca-
nan Antmanın Başbakan'a
yönelttiği 4 soru önergesini
içtüzük hükümlerinde belir-
tilen nitelikleri taşımadığı
gerekçesiyle iade etti. Ant-
man, Başbakan'a, Ömer
Dinçer'in 1995'deki tebliğin-
de sözlerine karşın görevde
tutulması, sınavda sıfir puan
alan ve ataması yapılan sağ-
lık personeli ile Ismail Ağa
Cemaati Lideri Mahmut Us-
taosmanoğlu'nun kızının ce-
naze törenine katılan insanla-.
nn kıyafetlerini sormuştu.
SHP'nin çalışmaları sonuçlanıyor
Duruşmada, Korkmaz Vığit ihale sürecinde kendisini tehdit ettiğini ileri sürdüğü Güneş Taner'e
sorular yöneitti. Ancak, mahkeme Taner'in bu sorulan yaıuüamamasına karar verdi
Türkbank duruşmasında Bankekspres'le ilgili bilgi verdi
Taner davalaıi karıştırdı!
ECEVİTKnJÇ
Türkbank ihalesine fesat kanş-
tınlmasıyla ilgili açılan davada ta-
nık olarak Bodrum'dan talimat-
la ifade veren dönemin Başbaka-
nı MesutYdtnaz, daha önce Mec-
lis Araştırma Komisyonu'na bil-
gi verdiğini belirterek "Başka
bügim yoktur" dedi. Tanık ola-
rak duruşmada dinlenen __
dönemin ekonomiden so-
rumlu Devlet Bakanı Gü-
neşTanerise Türkbankye-
rine Bankekspres'le ilgili
bilgi verdi.
tstanbul 7. Ağır Ceza
Mahkemesi'ndeki duruş-
maya tutuksuz yargılanan
10 sanıktan Korkmaz Yiğh ve
eski MİT görevlisi YavuzAlaç ka-
tıidt. Tamk olarak da Güneş Ta-
ner ve dönemin Hazine Müste-
şan YenerDinçmen dinlendi. Ta-
ner, yaklaşık 40 dakika Türk-
bank yerine Korkmaz Yiğit'in
eski bankası Bankekspres'le il-
gili bilgiler verdi. Mahkeme he-
yetının "Türkbank'la ilgili bügi
ver" uyansı üzerine Taner, "Bu
dava Türkbank davası mıydı?
Ben Bankekspres davası zanne-
diyordum" diye konuştu.
Söz alan sanık avukatlan, Ta-
ner'e Türkbank ıhalesi süreciy-
le ilgili 7 soru yöneitti. Ancak
• Saruk avukatlannın talebi
üzerine daha önce talimatla
ifade veren Mesut Yılmaz'ın
duruşmada yeniden ifade
vermesıne İcarar verildi.
mahkeme heyeti, bu sorulann
davaya yarar getirmeyeceğıne
ilişkin Savcı Fethi Türkmen'den
görüş sordu. Türkmen'in "yarar
getirmez" demesi üzerine heyet,
Taner'in sorulan yamtlamama-
sına karar verdi.
Daha sonra saruk Korkmaz Yı-
ğit söz alarak, "Gerekyoksa Ta-
ner'i niye buraya çağmhnız? Bı-
rakuı Tanerievüzleşelnn. Benim
tanığa sormam gereken çok şey
var" dedi. İhale sıirecınde Ta-
ner'in kendisini tehdit ettiğini sa-
vunan Yiğit, tanığa çeşitli soru-
lar yöneitti. Ancak mahkeme bu
sorulann da yanıtlanmamasına
karar verdi. Sanık avukatlan
karara tepki gösterdi.
Mahkeme Başkanı M-
yaziAydm, daha sonra Me-
sut Yılmaz ve dönemin
Merkez Bankası Başkanı
GaziErçel'in taJimatla ifa-
de verdiğini tutanaklara
- geçirdi. Avukatlar Yıl-
maz'ın ara karar gereği sanık ve
kendilerinin de hazır bulunduğu
bir duruşmada ifade vermesi ge-
rektiğini vurgulayarak, yeniden
ifade vermesini istedi. Talebi ye-
nnde bulan mahkeme heyeti, Me-
sut Yılmaz' ın yeniden ifade ver-
mesini kararlaştırdl.
Ittifakta
partiyer
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - SHP'nin
uzun zamandır sürdürdü-
ğü işbirliği çalışmalannın
bu hafta içinde sonuçlan-
ması bekleniyor. SHP, DE-
HAP, ÖDP, EMEP, Sos-
yalist Demokrasi Partisi
(SDP) ve Özgür Toplum
Partisi (ÖTP) genel baş-
kanlan büyük olasılıkla
29 Ocak Perşembe günü
bir araya gelerek "demok-
ratik güçbirligi deklaras-
yonu"nu açıklayacak. tş-
birliğine ginneyen CHP,
DSP, İP, Bağımsız Cum-
huriyet Partisi (BCP) ve
Cumhuriyetçi Demokra-
si Partisi'nin (CDP) çe-
kincelerinin başında ise
"DEHAP'mişbirtiği için-
de olmasT geliyor.
SHP'nin başlattığı gö-
rüşmeler kapsamında,
SHP, DEHAP, ÖDP,
EMEP, SDP ve ÖTP yet-
kilileri bugün bir araya
gelerek bir ana mutaba-
kat için çalışma yapacak-
lar. Bunun ardından SHP
Genel Başkanı MuratKa-
rayalçın, DEHAP Genel
Başkanı TuncerBakırhaıı,
ÖDP Genel Başkanı Hay-
ri Kozanoğhı. ÖTP Genel
Başkanı AhmetTuran De-
mir, SDP Genel Başkanı
Akm Birdal ve EMEP Ge-
nel Başkanı LeventTüzel
29 Ocak Perşembe günü
bir araya gelerek "demok-
ratik güçbnüği deklaras-
yonu"nu duyuracaklar.
SHP lideri Karayalçın,
yann aynca YTP lideri Is-
mafl Cem ile de görüşerek
işbirliğine katıhnasa bile
"alan terk eöne" yönte-
mini değerlendirmesini
önerecek CHP, DSP, YTP,
altı
alacak
BCP ve CDP işbirliğine
karılmıyor. Bu 5 partinin
en büyük çekincesini ise
DEHAP'ın da işbirliği
içinde yer alması oluştu-
ruyor.
İşbirliği görüşmelerine
katılan partilerden bazı-
lannın görüşü şöyle:
DEHAP CenelBa$kan
YartlımcKiNaclKııtlay:
Gelinen aşamanın açık-
lanmasınm ardından par-
tiler bir araya gelecekler
ve illerde "kiminle kaza-
nıhr" noktasından hare-
ketle başkan adayını ta-
yin edecekler. Herkes ken-
di üzerine düşeni yapa-
cak. Kim güçlüyse onun
adayı gösterilecek. Diğer
partiler burada aday gös-
termeyecekler.
ÖDPMYKüyeslYildı-
nm Kaya: Biz 6 partinin
birlikteliğuıe ittıfak değil.
demokratik güçbirligi di-
yoruz. Ben de Kırşehır'de
demokratik güçbirliğinin
adayıyım. Çalışmalann
geldiği nokta umut veri-
ci. Yerel örgütlenmız ça-
lışmalan sürdürüyorlar.
Biz de genel merkez ola-
rak bu çalışmanın önünün
açılması misyonunu yük-
lendik. 81 ılde, ilçelerde
olabilen her yerde işbirli-
ği yapacağız.
EMEP Cenel Başkan
Yardımcısı Ender İmrefc
6 parti mutabakat sağla-
dık. Görüşmeler sürüyor.
Bu 6 parti dışuıda YTP
ile herhangi bir görüşme-
miz ohnadı. işbirliği kap-
samında adaylar beürlenir-
ken 6 parti ortak karar ve-
recek. Bir partinin aday
gösterdiği yerde diğer par-
tiler aday göstermeyecek.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Istanbul'un kara teslim olmasını,
gazetelerimizden biri "Herkes var,
devlet yok" başlığıyla vermişti. Hem
doğru hem de yanlış birtesprt bu. Evet
devlet yok, doğru; peki herkes var mı?
O herkes kim? O herkes biziz, yani
halkımız. Biz neredeydik? Kurallan
çiğniyorduk, uyanlara kulak vermi-
yorduk. Bir doğal felaket anında ya-
pılmaması gereken herşeyi yapıyor-
duk. Devlet yoktu, ancak biz de yok-
tuk. Zaten biz neysek devlet de bi-
raz oydu.
Kar-kış-kıyamet arasında bir top-
lantıya katılmak amacıyla biz de Al-
manya'ya gidiyorduk. Hürriyet Ga-
zetesi Yazıişleri Müdürü Tufan Tü-
renç'le 13.45'te Münih'e kalkacak
uçağımız için 11.30'da havaalanına
geldik. Biletlerimizi uzattık, görevli
"Uçakta yer kalmadı, yandaki stan-
da gidin, belki size başka bir uçakta
yer bulabilirler" dedi.
'Herkes Var Devlet Yok'
Haydi bakalım. Elimizde okeyli bi-
letimiz var ve bize, yer kalmadı diyor-
lar. Tıpkı, bayramlarda Topkapı oto-
büs seferierinde yaşananlara benzer
bir durumla karşı karşıyayız. Türk Ha-
vaYollan, aynı bileti iki kezsatmış gi-
bi davranıyor. Neden olduğunu öğ-
renmeye ve bir çözüm bulmaya uğ-
raşıyoruz.
Bu çift bilet şatışının nedenini an-
lıyoruz. Sabah Münih'e kalkacak uçak
iptal ediliyor. O uçağın yolculan, bi-
zim de bineceğimiz 13.45 uçağına
transfer ediliyor. Nasıl olsa 13.45 uça-
ğının yolculannın bir kısmı gelmez ve
de böylece iki uçağın yolculan bir
uçağa sığar anlayışıyla ilk uçağın yol-
culan ikinci uçağa alınıyorlar.
Derken beklenenin tersi oluyor, gü-
neşli bir istanbul sabahında 13.45
uçağının yolcuları geliyorlar. Tabii
uçakta yer kalmıyor. Okeyli biletleriy-
le yolcular açıkta kalıyoıiar. Biz de
onlardan ikisiyiz. Bir toplantıya ye-
tişmemiz gerekiyor. Ikı gazeteci, ön-
ce ne yapabiliriz diye düşünüyoruz.
Tufan Türenç çaresizlik içinde Ulaş-
tırma Bakanı'nı aramaya karar veri-
yor. Ben de havaalanı görevlileriyle çö-
züm anyorurn. 16.50'de Lufthansa
uçağı olduğunu öğrenip, ondan yer
almaya uğraşıyorum. Sonra aklıma
Münih'e yakın Stuttgart Havaalanı
geliyor. Tufan Türenç, Ulaştırma Ba-
kanı Binali Yıldınm'a ulaşıyor.
THY görevlilerı Stuttgart uçağında
yer olduğunu söylüyorlar. Ulaştırma
Bakanı ilgileniyor. Sonunda gazete-
ci olmanın imtıyazını da kullanarak
Stuttgart uçağına transfer oluyoruz.
Stuttgart uçağı 13.05'te olduğu için
koşarak uçağa yetişiyoruz.
•••
Istanbul-Stuttgart uçağının yansın-
dan fazlası boş. Münih'e ellerindeki
okeyfi biletlerle binemeyen, havaala-
nında öfke ile THY görevlilerine sal-
dıran insanlar için aslında bir çözüm
olduğu ortaya çıkıyor. Sabah kalka-
mayan Münih uçağının yolcularını
THY yöneticileri Stuttgart'a yönlen-
dirselerdi, Stuttgart Havaalanı'na da
Münih yolculannı almak üzere bir oto-
büs yollasalardı bu kadar kargaşa
meydana gelmeyecekti.
• • •
Buna benzer örnekleri hemen her
gün yaşıyoruz. örgütsüzlük, plansız-
lık, tedbirsizlik sonucu, çok büyük
kayıplara uğruyoruz. Almanlann ün-
lü bir sözü vardır: "Langsam aber
sicher." Türkçesi: "Yavaş fakat güven-
li° anlamına geliyor. Almanlann her şe-
yi planlayarak, hiç acele etmeden iş-
lerini yerine getirmelerine biz Türkler
tahammül edemeyiz. Herşeyi çabu-
cak, bütün kurallara uymadan yapı-
vermek mümkündür. Bizlergenellik-
le öyle yaparız. Sonuçta işi Alman-
lardan çabuk yaptığımızı sanınz. Ba-
zen bu doğrudur. Ancak çoğunlukla
kuralları önemsemeden yapılan iş-
ler, o işlerin yanm yamalak olmasına
yol açar. Aynı işi tamamlamak için
birkaç kez daha tekrar etmemiz ge-
rekebilir. Üstelik bu arada kalite de dü-
şer.
Alman yavaş ve sağlam şekilde,
işleri çoğunlukla daha iyi yapar ve
sandığımızın aksine bizden daha az
zaman kaybeder.
Kar felaketinde devlet yoktu, ama
biz de yoktuk.