Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 11 OCAK20O4PAZAR
HABERLER
ftLJNYADA BUGÜN
Al SİRMEN
Jşırı Milliyetçilik
Uu$ Sağlığına Aykırı
Sevgili,
\darn deli gibi, çırpınıyor, karşıda var olmayan he-
dfleröhayalı gözyaşartıcı bombalarfırlatıyor, üze-
rie doğru gelen sanal taşlardan korunmak için
stre ç^erisıne siner gibi masanm arkasına saklanı-
yr, ağpzıyla cııııvvv... cıııvvv diye sesler çıkanyor ve
adınd«n da copuyla atağa kalktığında, sandalye-
yıjevi'tıp sendelıyordu.
1963 Haziran, Paris'te St. Sulpice Meydanı'na ba-
kn Studio Hotel'in (şimdilerde Atlantis oldu) birin-
ckat salonundaydık.
Vada anahtariar almak ya da bırakmak için sa-
loıa g i 'enlerin önce irkilerek, sonra da bıyık altın-
dn gijlümseyerek kendi kendılenne "delimine?"
dre b*aktıklan kişi, taşradan Paris'e staj için gelir
gdmez kendisini 1968 öğrenci olaytannın içinde bul-
rruş o4an Monsieur Chauvin'di.
3u Chauvın'in, şovinizm sözcüğüne kaynaklık
ecen,frıayalikahramanlık menkıbeleriyle kendinden
g<çen vetarihe gırgınn kapısından giren Birinci Im-
pa"ato*1uk döneminin asken Chauvin'i ile ilgisi yok-
tu Ataüan, Chauvin'in öyküsünü çok beğenmiş ol-
rralılar" ki bunu aile adı olarak almışlar.
Her «jece mesaıden sonra kafayı tütsüleyip ge-
ce bekçısi olarak çalıştığım otele gelen, kendine ve
uljsuna aşın hayran, gerçekte kompleks kumku-
ması Bay Şoven, ıkıde bır,
- Monsieur Sirmen, derdı, benı bir kadın ararsa
buadaolmadığımı söyleyin! Bıktım bunlardan ben...
• • •
rahnnin edebileceğin gibi Sevgıli, Bay Chauvin'i
orada kaldığı iki ay içinde kımse aramadı.
3ay Chauvin her sabah erken kalkmak ister, ama
gececJen fazia yüklü olduğu için kimı zaman da
kslkamazdı.
3eş buçukta uyandırmamı söyledıği bir sabah,
bir buçuk saat süreyle attı kez uyarmama karşın ye-
niden dalmış, sonunda sekizde aşağı indiğinde de
bana fırça atmaya kalkmıştı.
Altı Kez uyandırmaya çalıştığımı söylememe kar-
şın hiçbirduyduğuna inanmayan polıs kuşkuculu-
ğuyla dayatıyordu. Allahtan otelin yaşlı sahibi im-
dadırna yetişti, "Ben de tanığım" dedi de kurtul-
dı>m.
- Allah Allah, son zamanlarda bu çok sık olma-
ya başladı, neden acaba; dedi ve gıttı.
Ama doğrusu herifin bu davranışı bana çok koy-
muştu.
Ondan sonraki günler, bir daha uyandırmamı
söylediği saatte telefon etmiyor, bir yartm saat geç-
mesini bekliyor, sonra da,
- Monsieur Chauvin yanm saattir üçüncü kere an-
yoaırn, ama kalkın artık hadi! dıyor, için için de gü-
lüyordum.
•••
Sevgili,
Gazetelerde Atom Egoyan'ın Araratfitminingös-
terilmesınden, "mılliyetçıler! "in tepki ve tehdrrJeri yü-
zünden, dağıtıma firmatarafından vazgeçildiğini öğ-
renince, aklıma bir kez daha Bay Chauvin geldi.
Doğrusu filmin yasaklanmasına üzüldüm. Oyna-
saydı gidip görürdüm. Daha önce Paris'te polisiye
filmlerin tanınmış yönetmeni Henri Veumeuil'ün
Mayrik'ini görmüştüm.
Irkçı, duygusal, kötü bir filmdi. Türkiye ve Türk-
lere hakaret dolu olan film, aklı başındaki Fransız-
lann d a eleştirilerinı aldı, pek fazla da tutmadı.
Filmi özellikle gömnek istememin nedeni, bir ga-
zeteci olarak bu konuda neler söylenıp yazıldığını
bilmek zorunda olduğumu düşünmemdi.
Davranışım, soz konusu olay karşısındaki genel
tavnmızla bağdaşmıyordu.
Türkıye'de devlet de, kamuoyu da, uluslararası
alanda Eımeni iddialan karşısında ya tam bir sus-
kunlukya da olanlan külliyen inkâryolunu tutuyor;
üzücü olaylan kabul edip, pek haklı olduğumuz
noktalan vurgulayarak, sorumluluklann paylaştınl-
ması gerektiğini söyleyip, bu olayın uzaktan yakın-
dan soykınm ile ilgisi olmadığını belirtecek yerde
meydanı Eımeni iddialanna bırakıyorlardı.
Ama bu arada, içerde, Türk'ün Türk'e propagan-
dası fena halde işliyor, hatta zaman zaman kimile-
ri bunu ırkçı bir havaya da büründürüyortardı.
Yıllarca meydanı boş bulanlar ise bizler tarafın-
dan büyük bir seferbeıiikle yanıtlanmayan savlan-
nı gerçek olarak kabul ettirmeyi başardılar.
Bugün artık birçok ülkede gelişmeler üzerine,
yeni bir politikayı yürürlüğe koymak da olanaksız
değilse bıle eskıye oranla çok güç hale geldi.
Bay Chauvin'i andıran tavnmız ve suskunluğu-
muzun ceremesini de yine biz çektik.
Görüyorsun Sevgili, şovinizme varan aşın milli-
yetçilik, budalalık kertesindeki kafasını kuma sok-
ma politikası ulusal sağlığa da çok yarariı değil.
Ha bu arada bir gerçeği de vurgulayayım:
"Devekuşu gibi başını kuma sokmak" deyimi de
bir insan yanılsamasıdır. Devekuşu, tehlike anında,
kafasını kuma sokmaz, gelen gürültüleri daha iyi duy-
mak için kulağını toprağa yapıştınr.
Şimdi söyle bakalım, kim daha devekuşu; gelen
tehlikenin boyutunu anlamak için kulağını toprağa
yapışünp sesi iyi duymaya çalışan kuş mu, bunu
yanlış algılayıp bu küçümseyici deyimi çıkaran in-
sanoğlu mu?
Belediye Celirleri Yasası
tbadethaneler de çöp
vergisinden muaf
ANKARA(ANKA)-E1-
çilikler. genel ve katma büt-
çeli ıdareler, il özel ıdare-
leri, belediyeler. köyler,
bunlann kuracaklan bırlık-
ler, Darülaceze ve benzeri
kuruluşlar ve üniversitele-
re ait bınalann yanı sıra ca-
mıleT\e dığer ıbadet yer-
leri de Cevre Temızlik Ver-
gisi ödemeyecek. Mahye
Bakanlığı'nın "Belediye
GelirteriYasası Gend Teb-
HgP Resmı Gazete'de ya-
yımlandı. Çevre Temizlik
Vergisi'ne tabı olmayacak
kuruluşlar şöyle sıralandı:
• Genel ve katma büt-
çeli idareler, ıl özel idare-
leri, belediyeler.
• Umuma açık ıbadet
yerleri.
• Köyler.
ı/ Darülaceze ve benze-
n kuruluşlar
• Ünıversıtelere ait bi-
nalar Kızılay binalan
• Kredı ve Yurtlar Ku-
rumu'na ait öğrenci yurt-
lan.
Mustafa Sangül yerel seçimlerde büyükşehir belediye başkanlığına aday olacağı söylentisini yalanladı
'Bir dönem daha Şişli'deyim'ALPERTURGUT
Şişlı Belediye Başkanı Mus-
tafa Sangül, 28 Mart 2004 Ye-
rel Seçimlerı'nde tstanbul
Büyükşehir Belediye
Başkanlığı'na aday ola-
cağı yolundaki spekü-
lasyonları kesin bir
dille yalanlayarak
' tlçemdeki yurttaş-
lara sözüm var. Bir
dönem daha Şiş-
B'dejim" dedi. Sa-
ngül, ikınci dö-
nem ilçede yanm
kalan ve gerçek-
leştinneyi planla-
dığı projeleri ta-
CHP Şişli Ilçe Başkanlığı'nın önceki gün gerçekleştirdiği, "Yerel
Yönetimlerde îktidara Yürüyüş Yemeği"ne katılarak Şişli Belediye
Başkanlığı'na aday olduğunu açıklayan Sangül Şişlililere 'devam' sözü verdiğini
belirtti. Sangül, makam ve mevki değil hizmet hırsı olduğunu ifade etti.
mamlayacağını söyledi.
CHP Şişli Ilçe Başkanlığı'nın
önceki gün gerçekleştirdiği, "Ye-
rel Yönetimlerde tktidara Yü-
rüyüş Yemeği''ne katılarak Şış-
lı Belediye Başkanlığı'na aday
olduğunu açıklayan Sangül dün
de Istanbul Büyükşehir Beledı-
yesi Başkanhğı'na aday olmasıy-
la ilgili söylentilere yanıt verdi.
Şişli halkırun, kendısının tstan-
bul Büyükşehir Belediye Baş-
kanlığı'na aday olacağı konu-
sundaki çeşitlı söylentılerden ra-
hatsız olduğunu belırten Mustafa
Sangül. "Efr dönem daha Şişü'de
görev yapacağım konusunda
yurttaşlara söz verdim. Söylen-
tiler nedenrv le yurttaşlar, soka-
ğa çıktığımda yanıma gelerek
'Bıze sözün var. Şışli'yı öksüz
bırakma' diye serzenişte bulu-
nuyorlar. Bu spekülasyonlara
son kez nokta koymak isriyo-
rum" dedi
Sangül, makam ve mevki de-
ğil hizmet hırsı olduğunu ifade
ederek şöyle konuştu:
'Halka söz verdim'
" ŞişK Beledhe Başkanı olarak
5 yıl önce göreve başladıgımda,
yurttaşlara 10 yıl bu ilçede görev
\apacağmıa dair sözverdim. Ge-
ride bıraküğımız sürede birçok
proje gerçekleştirdik. Şişli. îs-
tanbul'un çekim merkezi oldu.
Ancak ŞişK"de yapmak istediğim
daha birçok proje var. Yani Şiş-
B'de işimiz bitmedi. tkinci 5 yıl-
da bu projeleri havata geçirece-
ğiz."
Şişli'de laik demokratik cum-
huriyete bağlı. Atarürkilkelen-
ni rehber edinen bir belediyeci-
lık anlayışıyla çalıştıklannı vur-
gulayan Sangül, şunlan söyledi:
"Yerel seçimler, sosyal demok-
ratiar açısından önetnli bir sınav
olacak. 28 Mart'ta ŞişH'de yap-
tığuruz çahşmalanmızm kar-
şıhğnıı, başan grafığimizi çok
daha yükselterek alacağız. Şiş-
lihler hiç merak ermesinler, en-
dişelenmesinler. Şişli sosyal
demokratiarm kalesknr, bu kalevi
kimseye tesHm etme> eceğjz."
ADD'denHüsrevKutlu'ya tep
ADD Ordu Şubesi, AKP Adıyaman
MiDetveküi Hüsrev Kuthı'nun
açıkiamalannı protesto etmek için
AKP il binasının bulunduğu sokağa
tarüşmaya konu olan Atatürk'ün
mareşal üniformah fotoğrafı ve
üzerinde "Türktve Cumhumeti
Devleti şeyhler, mürhier ve dervişler
memleketi olamaz" sözü yazıh
pankart asti. ADD Yönetim
Kurulu'ndan yapılan açıklamada, son
günlerde Atatürk'e ve laik düzene
sakünlarm arttıgı vurgulanarak
Atatürk'ün "Her melanet din kisvesi
altında geür" sözleri anımsabkü. Son
günlerde Atatürk'ün sözlerini
doğrulayan olaylann başladığuıa
dikkat çekilen açıklamada, "Tekrar
laik toplum düzenine Mir-kaç taktikli
saldınlar başladı. Bu girişimdeki asıl
amaç tekke, zaviye, medrese gibi
çağdışı eğitim kurumlannı kapatan
'Öğretim Birliği Yasası'm işle\siz hale
getirmek ve 8 yıDık kesintisiz eğitime
darbe vurmaktir" denildi.
Açıklamada, bu zOuıiyetin Atatürk'ün
fotoğrafı ve Türk SUahta
Km'vetleri'nin MecBs
korumalanndan rahatsız olduğunu
açıkça söyleme per\asızhğım
gösterebildiği vurgulandı. I —
TÜMÖD'den hocalara çağrı
'Disiplin
kurullarından
çekilin'
ANKARA (ANKA) -
Tüm Öğretim Cyeleri
Derneği (TÜMÖD) Ge-
nel Başkanı Prof. Dr. Ta-
hir Hatipoglu, Istanbui
Üniversıtesı başta olmak
üzere üniversitelerde öğ-
rencilere yönelik disıp-
lın soruşrurmalannın
durdurulmasını isterken
disiplin kurullannda yer
alan öğretim üyelerine
de "Görevlerinizi bu^-
kın" çağnsında bulun-
du.
Hatipoglu yaptığı açık-
lamada, son aylarda baş-
ta tstanbul Üniversıtesı
olmak üzere öğrenciler
hakkında disiplin soruş-
turmalan açılarak ağır
baskılar uygulandığını
kaydetti. Oğrencilerın
"haklannda soruşturma
açddıgı'' gerekçesiyle sı-
navlara alınmadığını be-
lirten Hatipoglu, "Bunu,
AB DESTEĞITARTIŞMA YARATACAK HAMZAÇEBÎ'DEN AKP'YE SUÇLAMA
Azuılık cMerine destek
6
Imar Bankası^nın bono
projesinde Kürtçe de var satışma göz yumuldıı'
İSTANBUL (ANKA) - AB Türkiye
Temsilcıliği, Toplum ve Hukuk
Araştırmalan Vakfı'na (TOHAV)
destek sağladı. AB Türkiye
Temsilciliği internet sitesinde
vakfın "azınhk diHerinin
kuDanıhnası için çalışacağı"
belirtildi. Vakıf üyeleri Dıyarbakır
ve Istanbul'da çalışacaklan için
Kürt vatandaşlann da Lozan'a
aykın olarak dolaylı biçımde
"azmhk" statüsüne ahnıp
alınmadıklan tarhşma konusu
oldu. 1994'te 46 avukatın kurduğu
TOHAV'ın "Azmhk Dülerinin
Kullanımma Hukuki Destek
Eğjtimi" projesı ,\B Türkiye
Temsilciliği tarafindan kabul
edildi. Proje çerçevesinde yerel
dillerin kullanımı ile ilgili olarak
yasal ve idari mevzuat konusunda
avukatlar ve bu dillerde eğitim
veren kurum ve yayın yapan
medya yetkihleri bilgilendirilecek.
TOHAV Genel Başkanı Şehnaz
Turan, AB Uyum Yasalan
çerçevesinde yapılan yasal
değişikliklerle birlikte
Türkiye'deki yerel dillerin
kullanımı ile ilgili olarak hukuksal
desteğin hedeflendiği projenın
ayrıntılanyla ilgili sorulannı
yarutladı. Turan, Türkçe dışındaki
dillerde eğitim ve yayın
yapıhnasına olanak sağlayan
yasalann yayımlanması üzerinden
bir yıl geçmesine rağmen
uygulamanın başlamadığını dile
getirdi. Turan, uzun yıllar devam
eden yasaklamalar ve bu dillerin
resmi hayatın dışına itılmiş
olmasının, bu dilleri kullanan
topluluklann desteklenmesini
gerektırdığını belirtti.
AHMETŞEFtK
TRABZON - CHP Plan ve Bütçe
Komısyonu üyesi Akif Hamzaçebi,
îmar Bankası'nın yetkisi olmadan
hazine bonosu satışına hükümetin
göz yumduğunu behrterek "Bu işte
teknik sorumhı göriilenler isüfa etti.
Ancak sryasi sonunluluğu üstienen
çıkmadın
dedi. Trabzon'da îmar
Bankası mudileriyle görüşen
Hamzaçebi, tasarruf mevduatlan
için devlet güvencesi olduğunu
anımsatarak eski ve yeni mevduat
diye bir aynmın yapılamayacağını
söyledi Bunun eşitlik ilkesine
aykın olduğunu, hükümetin kendi
hatasından kaynaklanan gecikmeyi
vatandaşa fatura olarak çıkardığını
savunan Akif Hamzaçebi, "Anayasa
Mahkemesi'ne başvuruyoruz.
Türkiye'de tasarruf mevdııartanna
güvence var. Dışandan gelen
mevduat hesabına yatryor. O da
tasarruf mevduat hesabıdır.
Hükümetbuhesaplanbirav
öncesüıe göre işlem yaparken, ilk kez
ticari mevduat hesaptanna güvence
veriyor. Bu bir iptal gerekçesktir"
diye konuştu. Îmar Bankası'nın,
sahş yetkisi olmarnasına karşın
hazine bonosu sattığını anımsatan
Hamzaçebi şöyle devam etti:
"Bankanın hazine bonosu saoşı iptal
edibniş. Ama satiyorlar. Eğer satiş
yetksi >t>ksa BDDK, Sermaye
Pi>-asası Kurulu. ilgili kurum ya da
bakanhk neden hiçbir işlem, hiçbir
uyan \apmıyor: Yetki yok, bono
sanyor, hükümet göz yumuyor.
Devlet biliyor. Bunun sorumhılan
ortaya çjkarrimah. Siyasi ahlak,
hükümette bunun sorumlusu olan
bakanm jstifasmı gerektirnf
büyük bir \iedansızhk \«
öğretim üyelerine yakış-
nıayan davranış olarak
algühyoruz" dedi.
^ E y l ü l k a f a s ı '
Soruştunnalann vali-
lık tarafindan rektörlük-
lere bildirilen öğrenciler
hakkında açıldığını, bu-
nun daha da ayıp olduğu-
nu ifade eden Hatıpoğ-
lu'nun açıklaması şöy-
le: "Rektörkri ünh'ersi-
te rektörü gibi davTan-
maya çağımoruz. 12 Ey-
lül kafasıyla bir >«rlere gi-
dilemeveceği arnk görül-
melidir. DisipBn kurulla-
nnda görev yapan öğre-
tim üyelerinden görevie-
rini bırakmalannı istiyo-
nız. Tarih önünde sorum-
lu olmak istenıiyorlarsa.
ünivcrsiteyi ünivergteola-
rak algürvorlarsa bu dav-
ranışı göstermetidüier."
4öğrenciye
soruşturma
ALPERKIZILTAN
Marmara Üniversite-
si Rektörlüğü'nün bağ-
lı fakültelere yerleştire-
ceği kapalı devre kame-
ra sistemini protesto eden
öğrencilere yönelik bas-
kılar sürüyor.
Gösteri ve"tdeolojik"
halay çektiklen ıddiasıy-
la Marmara Ünıversite-
si lletişim Fakültesi'nden
4 öğrenci hakkında so-
ruşturma başlatıldı.
Marmara Üniversite-
si öğrencisi Kamil Din-
çerArslan,"Bizendoğal
hakkınıız olan ve katı-
hmcı demokrasinin ilke-
lerinden biri olan konuş-
ma hakkımızı toplu hal-
de gerçekleştirdiğimiz
için hakkıınrzda soruş-
turma açıldı" dedi.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Piyer Loti, Istanbul hayranı, Türk-
leri çok seven bir Fransız aydını. Yıl-
larını Istanbul'da geçirmişti. Fran-
sa'dan Türkiye'ye bakmakla, Türki-
ye'nın içinden yabancılann değerlen-
dirmelerini yooımlamak daha farklıdır.
Piyer Loti kendi ülkesinin, yani Fran-
sa'nın Türkiye'ye bakış açısını birya-
zısında, turistlerin giyim kuşamına ba-
karak eleştirir. Yazının tarihi Ocak 1919,
Kurtuluş Savaşı'nın başlamasından
hemen önce...
Piyer Loti, Fransızlann Türkiye'yi bir
Arap ülkesi ya da Afrika ülkesi olarak
görüp kabul etmeterinin ne gibi sonuç-
lar verdiğini o yazısında şöyle anlatı-
yor: "Ben düşünüyorum ki sevgili ve
daha da öte hayran olduğumuz Fran-
samız, komşusunda olup bitenden
habersiz, çoksakin birdünya ülkesi-
dir. örneğin asırlarboyu müttefikimiz
olan Türkiye, bir Orta Afrika ülkesi
veya Ay'da herhangi biryer kadar ta-
nınmıyor. İşte bu yüzden kışın aralık
ayında, havanın bizim Paris kadarsert
Piyer Loti ve Avrupa
olduğu Istanbul'da, bizden turistlerin
incecik kumaşlı elbiselerle dolaştığı-
nı görmüşümdür."
Piyer Loti, Fransızlann, Türkiye'yi
Asya'nın bir parçası, Avrupalı olama-
yacak bir ülke olarak görürken, o ba-
kış açısının Türkiye'nin iklimini de Arap
ülkelerinin iklimiyle kanştıracak kadar
gerçeklikten yoksun olduğunu anlat-
maya çalışıyor. Piyer Loti bu iddiala-
nnı şöyle sürdürüyor: "Orada, gemim
haftalardan beri, kar fırtınalannın or-
tasında mücadele ederken, büyük
Paris gazetelerinde şunu okumuşum-
dur. 'Bay Piyer Loti, sonsuz bahar ül-
kesi boğazda olmaktan kim bilir ne ka-
dar mutludur.' Yani bu ülkenin Do-
ğu'da olduğunu anlıyorsunuz değil
mi? Halbuki Fransızlann çoğu için
Doğu demek, mavi gök, güneş, pal-
miye ağaçlan ve develer demek... Ve
hoşbirsaflıkla, Türkleri Kürtlerie, Os-
manlılan Ortadoğulularla kanştınyor-
lar. Onlar için kırmızı takke taşıyan
herkes Türktür."
Piyer Loti'nin 85 yıl önce dikkat çek-
tiği bu bakış açısı, bir ölçüde devam
ediyor dıyebiliriz. Tabii ki artık Türki-
ye'nin iklimini, kıyılannı, tatil yerierini
öğrendiler. Kış günü Istanbul'a gelen
Fransız turistler TV ekranlanndan Is-
tanbul'daki sıcaklığı öğrenip valizleri-
ni ona göre hazırlıyorlar. Ancak Tür-
kiye'nin yeri konusunda Batılılann tam
bir nerlik içinde olmadığı da bir ger-
çek.
AslındaTürkiye-Avrupa ilişkileri, ne-
redeyse 200 yıldır Piyer Loti'nin sözü-
nü ettiği doğrultuda gidiyor. Geçmiş-
te Ingiltere, Fransa ve Almanya, Os-
manlı üzerinde farklı siyasetler uygu-
larlar, kendilerine yönetim içinde adam-
lar bulurtardı. Bir de Rusya-Osmanlı
dış politikasında dikkate alınacak bir
etken olurdu. Türkiye'nin AB üyeliği-
nin tartışıldığı günümüzde, Avrupa ül-
keleri ve bunlann yaklaşımlan önem
kazanıyor.
Batı'da nasıl "Barbar Türkler" ima-
jı bazı çevreler tarafindan hâlâ sıcak
tutuluyor ve Türkiye'ye AB kapısı ka-
patılmak isteniyorsa, aynı toptancı
önyargılar Türkiye içinde de vartığını
sürdürüyor.
"AB bizim düşmanımız; bizi böl-
mek, elimizden Kıbns'ı almak, Kürt-
leri ayaklandırmak için çalışıyorlar.
Zaten bizi almayacaklar da " diyen bir
kesim, müzakere tarihi yaklaştıkça
daha yüksek sesle konuşuyor.
Batı, geçmişte olduğu gibi bugün de
bütün değil. Irak'a müdahale sırasın-
da gördük: ABD'ye Ingiltere, Italya,
Ispanya gibi ülkeler destek venrken
Fransa ve Almanya gibi iki önemli ül-
ke de işgale karşı çıktı. Işgali engel-
leyebilmek amacıyla ABD ile gerilim-
li günler yaşadılar. Türkiye'nin AB üye-
liği konusunda da farklı eğilimler ol-
duğu ortada. Italya destekledığini ba-
şından itibaren söylüyor. Ingiltere'nin
de yaklaşımı olumlu. Fransa ve Al-
manya, 2004 Aralık tarihinin verilme-
sini sağlayan iki ülkeydi. Türkiye ko-
nusunda diğer ülkelere göre daha so-
ğuk bir tutum içindeydiler.
Irak'ın işgalinden bu yana Fransa ve
Almanya'nın tutumunda bir değişik-
likten söz edebiliriz. Almanya, Türki-
ye'nin müzakere tarihi almasından ya-
na olduğunu açıkladı. Fransa henüz
bu kadar net bir tutum içinde değil. An-
cak Kıbns, insan haklan kamesi, çı-
kanlan uyum yasalannın hayata geçi-
rilmesi gibi konularda bir beklenti için-
de olduklannı da saklamıyorlar.
Batlılar Türkiye'yi ne kadar anlıyor-
lar? Türkler, Batılılan ne kadar anlı-
yorlar? Piyer Loti zamanındanbu ya-
na bu konuda neler değişti? Üzerin-
de düşünmekte yarar var...