18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 2004 PAZAR CUMhUPlYET SAYFA 17 E Kutlu söylediklerinden £* pişman değilmiş. ^ Bizce, deranunı getirip söylemedüderine pişmandır! a 8 Elektronik posta; [email protected] www.deni2s0m.com TeJ: 0,212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Değişmiyor Kaya Çetin: "Demokrat Parti 1950 seçimlerini ka- zandığında Orhan Veli 'Yaprak' dergisinde 'Oysa ki Halk Partisi, halkı kaza- nacağını umarak fikirle- riyie prensiplerinden son zamanlarda ne fedakâr- lıklar etmişti. Bütün yayın- larına göz yumulan din dergileri, okullara konan din dersleri, yeniden açı- lan ilahiyat fakütteleri, i- mam-hatip kurslan, tür- beler, şahsi sermayeye ta- nınan imtiyazlar, her türiü irticaatanınan haklar, hiç- ^ ^ biri kâr etmedi. 'Za- JSSL vallı Halk Partisi' diye yazmıştı. Aradan ge- çen bunca zamana kar- şın, CHP'de değişen bir şey olmadığı anlaşılıyor." - Kamu yönetimi tasansı yasalaşmadan genelgesi yayımlanmış... "Kanunsuz kamu vönetimW ski zamanlardan bırinde geçen öyküyü Ay- şegül Tokatlı göndermiş. Yazarı bilinmiyor. Oykü delıkanlılık çağında genç bır adamın yaşlı bir adamlatanışmasıyla başhyor. Genç adam yalnızyaşayan, yiyecek ve başını sokacağı bir çatıdan çok, birneden arayan, köyden köye dolaşan bir yetim. "Neden" diye merak ediyor hep. Gencin aklından "Neden her şey bu kadar zor? Biz kendimiz mi zorlaştınyoruz?" sorusu çıkmak bilmi- yor. Bu sorular aslında, bir genç için bilgece düşün- celer. Bir gün, aynı yolda yürürken yaşlı bir adamla tanışıyor genç adam. Yaşlı adam, oldukça ağır görünen, üzeri örtülü, bü- yük bir sepet taşıyor. Yol kenarında mola verdiklerinde, yaşlı adam yor- gun bir halde sepetinı yere koyuyor. Genç adama, sanki yaşlı adam vannı yoğunu bu sepette taşıyormuş gibi geliyor. "Sepetin içinde onu bu kadar ağır yapan ne var?" Sepet diye soruyor ve "O sepeti senin için taşımak beni mut- lu edecektir. Ne de olsa sana göre çok genç ve güç- lüyüm" diyor. Yaşlı adam "0 senin, benim yerime taşıyabilece- ğin bir şey değil. Kendim taşımam gereken bir şey" diyor, "Bir gün, kendi yolunda yürürken benimki ka- dar ağır bir sepet taşıyacaksın" diye ekliyor. Günlerce ve kilometrelerce biriikte yüriiyorlar ve genç adam yaşlı adama insanların neden böyle ken- di kendilerine eziyet ettikleri hakkında sorular soru- yor. Ama ne yanıtlannı öğrenebiliyor, ne de yaşlı ada- mın taşıdığı sepetin içindeki ağır yükün ne olduğu- nu. Sonunda yaşlı adam artık dahafazla yürüyemeye- ceği anlıyor ve son kez dinlenmek için uzandığı za- man, sepetin içindeki sırrı söylüyor. Insanlann neden kendi kendilerine eziyet ettiklerinin yanıtını da veri- yor: "Bu sepette kendim hakkında inandığım ama ger- çek olmayan şeyler var. Onlar, yolculuğum boyunca ağıriık yapan taşlardı. Şüphenin, tereddüdün, yanıl- gının ağıriığını sırtımdataşıdım. Bunlar olmadan çok ilerilere gidebilirdim. Hayalimde canlandırdığım in- san olabilirdim. Ama gördüğün gibi bunlarlayolun so- nunda baş başa durumdayım." Ve sepeti kendisine bağlayan ipleri bile çözeme- den, yaşlı adam gözlerini kapatıyor, son uykusuna dalıyor. Genç adam sepeti yaşlı adamın sırtından çözüp me- rakla açıyor. Sepetin ıçi boş, sepetten hiçbir şey çık- mıyor. Ve o anda sorularının yanıtını anlar gibi oluyor "Çoğumuz, sırtımızdaki bir sepette korkularımızı ve kendi oluşturduğumuz sınıriarımızı taşıyarak ya- şadığımız için, hayallerimizle biriikte gömülüyoruz." llimGöksel Kaya: "AKP tasarrufu bilimden yap- mış. Imam-hatiplilerin ve muskacıların gözü aydın. Ülkemizde yağmur ve be- reket duasından sonra il- im bilim duası, teknoloji muskası da yer alacaktti" Kazıcı A Akrf Kökçe: "Anado- u lu'yıı talan eden hazi- W ne avcılan, mezar ka- X zıcısı olmaktan değil de nedense Anadolu uygarlıklarının mirasçısı olmaktan gocunuriar." Milletvekili ve Meclis'in askerleri AKP Milletvekili Hüsrev Kutlu, mareşal ünifonmalı Atatürk resmi kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görevli askeri biriikten yani Meclis Muhafız Taburu'ndan da rahatsız olduğunu açıklamıştı. Türkiye Bilimler Akademisi asli üyesi ve teorik fizik profesörü Ismail Hakkı Duru, Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal'in II. Inönü Savaşı'ndan hemen önce 1921 yılının 28/29 Mart gecesi Batı Cephesi Komutanı Ismet Bey'e gönderdiği telgrafı anımsatıyor "Büyük Millet Meclisi Muhafız Taburu'nu dahi yann öğlene kadar cepheye yetiştirilecek olan diğer kuvvetlerie beraber emrinize girmek üzere şimdi gece saat 12'de hareket ettiriyoruz. Bu taburun subaylan ve efradı güzide ve harp kıymeti pek iyidir. # Mevcudu 900 tüfek ve 6 makineli tüfektir ki, en kuvvetli bir alaya denktir. Her halde en mühim bir anda işinize yarayacağını ümit ederim." Meclis Muhafız Taburu, 82 yıl önce cepheye giderken bağımsızlık savaşı veren bir ulusun Ankara'daki temsilcileri için ölümü göze alıyor... 82 yıl sonra aldıklan ödül ise iktidardaki AKP'den bir milletvekilini rahatsız etmek oluyor... Türkiye'nin çivisi çıkmış! Yüksek Yerilim Hatfa Türkiye - de 2003 ABD yılıydı, 2004 AB yılı olacak. Elbet bır gün Türki- ve'de Türkive vılına da rastlanacak! erdincutku < • yahoo.com ÇED KÖŞESÎ OKTAY EKİNCİ 'CHP'nin Yemini'ne Katkılar... CHP, yerel seçım kampanya- sını aralık (2003) ayı başlann- da açıklanan bır "yemin" met- nıyle açtı... Başında ve sonun- da "söz veriyonız" dense bıle, kamuoyuna da "yemin" şeklin- de yansımasına neden olan dili ve üslubuyla. sıyaset tarihının yanı sıra "inanç tarihine" de ge- çecek uzun bir metın... Aslında. "tarihsel misyonla- n" arasmda ülkemizde "aydın- lanma devTİmini gerçekkştir- mek" de olan bu partımizın. 80 yıl sonra hâlâ "akıl yerine inan- ca dayanarak" oy istemesini bı- raz ganpsediğimi söylemelı- yim... Hele, seçilip de bu sözleri ye- rine getirmeyenlere "ne yapıla- cağT da belli değilse... CHP'yi yönetenlerin bu gıbı tutumlan, galiba sosyal demok- rasiden önce *ay- dınlanmayı da içeren bir de- mokrasi kültürü- ne" olan gerek- sinmemizi kanıt- lıyor... Çağa ya- kışırşekılde^ey- lem programla- n" üretmek yeri- ne, soyut bir "na- mus ve dürüst- lük" bildirgesi yayımlamak, da- ha önceki CHPlılenn bu erdemleri sanki "ihmal ettikleri- ni" adeta kabullenmek anlamı- na da gelmiyor mu?.. Sözlere uygun tutumlar Oysa, yıllardır çoğu "halkçı" belediyelerde asıl ihmal edilen erdemin, "söylemle uygulama arasındaki uvunT olduğu, ge- çenlerde SODEV'indüzenledi- ği "Yerel Vönetimler ve Sol" pa- nelinde de gündeme geldi... CHP'li adaylann seçilmeleri durumunda, genel sözlere uy- gun "nasıl davranacaklan" ko- nusunda da halkımızın "aydın- tanabUmesi" için. bizim ilgi ala- rumızda ilk akhmıza gelenler ıse şunlar oldu: Kültürel Mirasm Korunması: CHP'run yemin metnindeki bu- na yönelik sözler, sadece "tari- hi yapılann restorasyonu"nu çağnştınyor... Uygulamada ise •'kaynağımızyok" deruldiği za- man, aynı sözün "parasızhkyü- zünderT (!) havada kalacağını da herkesbilıyor... Oysa. örneğin, "Tarihi çarşı merkezlerine göçlii rakipler ya- ratan kent içi mega ahşveriş merkezlerine arük izin verilme- yecek_" demek de bu yemırun birgereğı... Çünkü, son yollarda Avrupa kentlerinde de gözetilen bu ku- 1965'in bir afîşL. Şimdi hiç değilse "Imar Reformunu" yapabilse» ral, "esnafi" ya da "•bakkah" ko- rumanın ötesinde. geleneksel kent kültürünün v e eski dokula- nnın "yaşatüabibnesi" için de en önemli koşullardan bın... Kentin Planh 1 GeBşimi: Bu sözün de özellikle kentlerın çe\ - resınde "imar planlamla yeni rant alanlan" yaratmak anlamı- na gelmediğini belirtmek ge- rek... Tanm ya da orman alanlannı ışgal eden bu *modem"(!) yer- leşmelerın yollanna sözgelimı "Uğur Mumcu Caddesi" adrnın verilmesi ise yaşam kaynaklan- mızla biriikte u sohın onuru"nu dazedelıyor... Bu nedenle, kentin eski semt- lerinin '•metruklaşmasını" da- ha da körükleyen \e kentlerimi- zi kuşatan ''tarikatçıyayılmavı" da sürekli besleyen emlakçi i- marpolitıkalan- nın artık "terk edileceğj" açık- ça belırtılmeli... Çevre Hakla- nnaSaygı:CHP yeminindeki "yeşiü koruma sözü" de tek ba- şına yeterli de- ğil. çünkü bunu her parti söylü- yor... Aynı konuda- ki "sosyal de- mokrat" farkın ise öncelikle; kentiçi beledhe KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakm turk.net ÇtZGÎLtK KÂMİL MASARACl kamilmasaracİM mynet.com arsalan rant tesisleri ile değil, park ve açık alanlar için değer- İendirilecek" şeklınde \Tirgu- lanması gerekiyor. Halkın arazisine "plazalar- centerler" kurdurup sonra da aynı mekânlarda örneğin "Nâ- zım Hikmet Küttür Şenliği'' dü- zenlemenin artık bir "CHP'K davTanışı" olamayacağı açıkça ılanedilrnelı... 'Yoksul Halkın' Gözetilmesi: Bunu hedefleyen CHPli kent yönetimleri de ömeğin "paha- hhğa karşı" önlem olarak "ncuz semt pazarlannı" da yaygınlaş- tıracaklannı belirtmeliler... Son zamanlarda "kirfiBk" vb. gerekçelerle bu pazarlan da yok etmeye kalkışan "market Kbo- şizmine" karşı beledıyelerin "geleneksel pazaryerlerini ya- şatmayı" savunmalan. Anado- lu kültürlerine bağlı bir sosyal demokrasinin "ulusal kimliği- ni" de güçlendırecektir... Ne dersiniz?.. Acaba, böyle- si "tutumlan" da içeren bir ye- mın metni. söylemle biriikte "uygulamada" da nasıl sosyal demokrat bir yönetim sergile- neceği konusunda halkımızı gerçekten "aydmlatmış'* olmaz mı?.. oekincia cumhuriyetc4m.tr HARBt SEMİH POROY l ı ^ yrrf semihporoyCd yahoo.com » - • • • B. ^p^T-7 KEDt LEVO APTIX/K4 aptulKa hotmail.com \ •BATIYA fcoM&Ü TARİHTE BUGÜN MVMTAZ AMKAN 11 Ocak ıcıcıc.mumtaz-arikan.com İLK CAĞDAS KAYAK YAR/SIAR/ 1911'û£ 8U6ÛAJ, MOMTAN6-CRANS'DA ( ) İUC ÇASDAÇ KAYAK YA&IÇI y#f>/U>/. TARİHİ MA- ĞABA OEVRIUE £>£<§/*/ UZA/UAN KA/AIC, >MKtN ÇAĞOA £N ÇOtC AIOgVEÇ 'TE POPÜLE8: OLMUŞ, 1877 'O£ İU< KAYAK AUJJ8Ü ÇCHBrSTtAMA') Kü- HüLMUŞTU. BU SPOÜOAId ONCÜLÜSü MEDE- NİYLE &/BÇOK KAYAK TE&İMİ NOftVEÇÇE'&İR. 19- YÜZYIUN İZJHCİ yARlStNPAAI BU YANA BİR. SPOB DALI OLARAK GEÜfM£SiNİ SüeOÜRSM KAYAK, Sıa>£B£K AVUSTURYA, İSVİÇISB YEAL- M/VJYA'M DA YAYGIML4ŞMIÇT/G. 1924'TE BAÇLAnLACAK OLAN KlÇ OUMPİ- YATUUSJ'NOA TEMEL YAISfÇMA KUSUZ, KAYAtC SAYILACAICrie, PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Korsancı' Başkanlar Yerel seçimler yaklaştıkça belediye hizmetleri de gözle görünür biçimde artıyor, hızlanıyor. Tüm kentlerde, ilçelerde, beldelerde belediyeler harıl hanl çalışıyorlar. Kazılmış yollan, dökülen asfalt- lan, kış soğuğunda tir tir titreyerek ray döşeyen, taş taşıyan, boya boyayan işçileri görünce, tüm bu çalışmalann "bir avuç oy" nedeniyle yapıldı- ğını bildiğinden için için öfkeleniyor insan. Bu tür "final gösterileri"ne nicedir karnımız tok. Seçim- lere birkaç hafta kala düzenlenen "aç///ş tören- leri", o törenlerde atılan nutuklar gözümüzü bo- yayamıyor artık. Son seçımlerden bu yana geçen yıllar içinde kıme ve kaç not vereceğimizi bilecek kadar tanımışız bize hizmet veren ya da vereme- yen yerel yöneticilerimizi. Ayrıca hangi partiden oluıiarsa olsunlar eğer olağandışı bir durum söz konusu değilse, tüm ye- rel yöneticiler aşağı yukan aynı hizmetleri veriyor- lar hemşerilerine. Ama yıne de oylarımızı belirle- memize yardımcı olacak birtakım farklılıklar var aralannda. Bu farklılıklar oy verirken başvuraca- ğımız ölçütleri de belirliyor. Benim ölçütlerimden biri de bizden oy isteyen yerel yöneticilerin "e- mek" karşısındaki tutumları. İnsan emeğine hiç saygı göstermeyen, bu saygısızlığı defalarca so- mut olarak kanıtlanmış bir başkan adayını ilk de- ğeriendirmeye bile almıyorum. • • • Emeğe saygı göstermeyen. emeğe karşı yapı- lan saygısızlıkları hiç umursamayan, hatta buna çanak tırtan yerel yöneticileri, hangi partiden olur- larsa olsunlar. bir kalemde silip atıyorum. Bunla- nn başında da "korsancı" başkanlar geliyor. Yö- neticisi olduklan kentlerin, ilçelerin. beldelerin so- kaklannda göz göre göre yapılan "emek hırsız- //War/"naaldırmayan, bu hırsızlıklanönlemek için kıllarını bile kıpırdatmayan başkanlar geliyor. Tutumlanyla kitap, kaset, disk korsanlarına ar- ka çıkan, daha da ötesinde akıl almaz bir yüzsüz- lükle "emek hırsızları" için "Onlar kültür hizmeti veriyortar!" diyen, diyebilen belediye başkanla- nndan söz ettiğimi anlıyorsunuz. Bunlar da bizden oy istiyoriar; hem de alay ed- er gibi erdemden, dürüstlükten, temizlikten söz ederek, bizi ahmak yerine koyarak, ahmak oldu- ğumuza inanarak. • • • Bu ülkenin yazariannın, bilim adamlannın, sa- natçılannın, çevirmenlerinin, aydınlarının beyin emeklerinin, göz nurlannın, alın teriennin kaldınm- larda her Allah'ın günü yağmalanmasına göz yu- man, bu yağmaya arka çıkan, söz ve davranış- lanyla bu yağmayı teşvik eden insanların erdem- den, dürüstlükten, temizlikten söz ederek "Bizi bir daha seçin, bakın sizin için ne güzel şeyler yapacağız?" demeye hakları var mıdır? Onlar bu hakkı kendilerinde görseler bile biz- Ier bu sözlere kanacak kadar ahmak mıyız ger- çekten? Emek hırsızlıkları, alın teri yağmalan kar- şındakılıkıpırdamayanbiryöneticiyeoyvermek, biryanıylabu hırsızlıklara, bu yağmalara ortak ol- mak değil midir? • • • Nerede, hangi kentte, ilçede, beldede yaşıyor- sanız kaldınmlara dikkatle bakın. Eğer korsan ki- tap, kaset, disk görürseniz anlayın ki o kenti, o il- çeyi, o beldeyi emek hırsızlıklarına, alın teri yağ- macılığına dolaylı ya da dolaysız arka çıkan, bel- ki de bu hırsızlıklara, yağmacılığa ortak olan bir "başkan" yönetiyor. Yerel seçimlerde bir ölçütünüz de bu olsun. Seçimlere üç beş gün kala yapılan açılış törenle- ri, o törenlerde atılan dürüstlük, temizlik, çalışkan- lık nutuklan aldatmasın sizi. Ama siz de "Hırsız- lık bir kültür hizmetidir" diye düşünenlerdense- niz, o zaman, "Buyurun, haynnı görün o seçtik- lerinizin!" derim, başka bir şey diyemeyeceğim- den. (e-posta: dkavukcuoglu " superonline.com) (Faks:0212-234 68 73) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAIS SOLDANSAĞA: 1/ Marmans ilçesine bağlı turistik bir belde. 2/ Gü- ney Kore'nin başkenti... Bırçok kişi tarafından el ele turularak oynanan bir halk oyunu. 3/ Bır devle- tin bagımı al- tında bulunan kim- se... Sina Yanmada- sı'ndabirçöl. 4/Ok- yanuslann çok derin 3 kesimlerine verilen ad... Çok eski vebi- 5 linmeyen bir tarihi 6 anlatmakta kullanı- lan deyim sözü. 5/ 8 Denizcilik dilinde 9 "temiz. düzgün, derli toplu'" anlamında kullanı- lan terim... tshal. 6/ Yabancı... Fide yetiştirmek için aynlmış toprak bölümü. II Duygu... Saat, mikroskop gibi araçlan tozdan korumak için üzer- lerine kapatılan cam kap. 8/ Açıklama... Doğu Anadolu'ya özgü bir halkoyunu. 9/ Bodrum ilçe- sine bağlı turistik bir belde. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Fazıl Hüsnü Dağlarcanın bir şiir kitabı... Bir işin yapılmasını yasak etme. 2/ Oy... Vücuttaki AIDS virüsünü saptamakta kullanılan test. 3/ tstek, dilek... Tabut. 4/MarmaraBölgesfndebırgöl... "Evet" an- lamında kullanılan bir söz. 5/tlgi eki... Bağışlama. oVtlenme, beddua... Ekvator kuşağındakı geniş ça- yırlara verılen ad. 7/ Borsada belli miktardakı his- se senedını belirtmekte kullanılan ışlem birimi... Oturduğu yerin yerlisi olmayıp başka yerden göç etmiş olan. 8/ Bir önceki gün... Silifke ılçesinde antik bir kent. 9/Gelin ya da sünnet alayının önün- de taşınan balmumundan yapılmış ağaç... tçine baş- ka bır sıvı kaııştınlmamış içki.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle