Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK2004PAZAR CUMHURİYET SAYFA
İ V U Li J. U M\ kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
KULE CANBAZI SUNAYAKIN
İstanbul'un sünnet tarihi
G
unumuzden tam 400 yıl once, 23 O-
cak 1604 tanhınde bır çocuk Istan-
bul'da sunnet olur 14 yaşındakı bu
çccuk. korkusunu bellı etmemek, acı ıçınde
bağırmamak ıçın olağanustu bır guç sarf e-
der istanbul'un sunnet tanhınde, onun kadar
ağlamamak zorunluğunda olan bır çocuk yok-
tur Gözlennden bır damla da olsa yaş akma-
malıdır. çunku o tum ulkeyı yoneten bır pa-
dışahtır'
Ahmet'tır çocuğun adı, sunnet duğununde
armağan olarak oyuncak. şekerleme alama-
yan Osmanlı padışahı I. Ahmet1
Tahta orurduktan sonra sunnet olan I Ah-
met'ın bır başka ozellığı de, Fatih Sultan
Mehmet'le başlayan \e ondan sonra gelen
altı padışahın uyguladığı bır kuralı çığneme-
sıdır Bu kural. tahta geçen padışahın kardeş-
lerını boğdurtma geleneğıdır I Ahmet. kar-
deşı Mustafa'nın canına kıyamaz Kım bılır,
bunun nedenı belkı de, babası III. Mehmefın
19 kardeşını acımadan oldurtmesı \ e amca-
lannın mezarlannı gorduğunde duyduğu hu-
zündur1n
I Ahmet' ın tahta geçtığınde 14 ya-
şında bır çocuk, kardeşı Mustafa'nın da ken-
dınden bır yaş kuçuk olduğunu unutmamalı-
yız Çocuk, Osmanlı Sarayı'nda şehzade de
olsa çocuktur yme Ahmet'ın, kardeşı Mus-
tafa'yı oldurtmemesının nedenı, oynadıklan
oyunlann hatın olamaz mı9
Padlşah tahtında llk kez bir kardeş
I Ahmet "ın olumunden sonra tahta geçen
padışahta da bır yenılık goruruz Saltanat ta-
nhınde ılk kez bır padışahın oğlu değıl de.
kardeşı tahtta oturmaktadır' Bu padışah.
Mustafa'dan başkası değıldır Bır de şunu
duşunelım, balıklara altın atmak gıbı ganp
davTanışlan olan I Mustafa'ya "Deli" de-
nılmesının nedenı, her an odasının kapı-
sının anıden açılması ve kardeşının emn-
nı yenne getırmek ıçın cellatlann boynu-
na ıp geçırmelen korkusuyla yaşadığı
gunler olamaz mı
9
Ne ıçın tüm bunlar, ık-
tıdar \e zengınlık ıçın değıl mı
9
Alın oy-
leyse sevgılı bahklar, sızın olsun uğruna
kardeş oldürmenın yasal kabul edıldığı al
tınlar
1
Benım sızlen I Ahmet' ın yanına goturme-
mın nedenı bu sorulara yanıt aramak değıldır
ÜL ERALİ 'NÎN SEHAMİK HEYKELLERÎ
Ana tannçaların
ışığında kadın
• Gül Erali'nin Kibele'den Artemis'e ana
tanrıça figürlennin yer aldığı 'Toprağın
Tannçalan' adlı sergisi yann Avusturya
Başkonsolosluğu Kültür Ofisi'nde açılıyor.
Sergideki ana izlek, kadın ve doğurganlık.
aslında Tek amacım, Prof Dr ÖzdemirNut-
ku'nun, 1993 yılının Nısan ayında, Istan-
bul'da yapılan "Toplumsal Tarihte Çocuk"
sempozyumunda yaptığı konuşmanın şu bo-
lumunu can kulağıyla dınlemenızdır "Odö-
nemde Türkiye'de oyuncak imalatı yok-
tu. Yalnızca bazı tahtadan yapıl-
ma çemberler, fırdöndüler.
kayıklar ve kartondan ya-
pılma renkli gölge oyunu
tasvirleri \e taşbebek-
ler çocukların en sev-
diği oyuncaklar ara-
sında yer alırdı. Bun-
ları daha çok Eyüp'te
bulunan bazı maran-
gozlar yapardı."
Sayın Nutku'nun,
"Osmanlı Şenliklerinde
Çocuk" başlığıyla sunduğu bıl-
dınsınde andığı taşbebeklenn
Eyuplu oyuncakçılann yonga
kokan ellerınden çıkma-
dıklannı rahathkla soyle-
yebılınz Hatta, taşbe-
beğın Avrupa'dan ge-
tırtıldığını \e sa-
ray ıle onun çe\ -
resındekı zen-
gın aılelerın
konakJannda
oynandığmı
duşunmekyan-
lış olmaya-
caktır Hışşşt'Ozdemır Nutku, konuşması-
nın de\ amında muthış bır bılgı sunuyor bız-
lere "1603-1617 yıllanarasındaondörtyıl
tahtta kalan I. Ahmet donemin-
de. çocukJan en çok sevindiren
armağanlardan biri olan mavi-
kırmızı renklerdeki gemiler,
ustadan çırağa a> nı biçimde
bir gelenek halinde siır-
müş, ancak 19. yüzyılda
bubarb gemi biçimini al-
mıştır."
Oyuncak tahta geml
Işte sızlere, istanbul'un
oyuncak tanhındekı en eskı
orneklerden bın Tahtadan
y apılma, mav ı % e kırmızı renkle-
re boyanmış bır gemı1
Belkı de ıkı
kardeş, Ahmet ve Mustafa, sarayın havu-
zunda bu kayıklardan yuzdurmuşlerdır9
"KırdığımızOyuncaklar" adlıkı-
tabımızı okuy anlar bılırler, Osman-
lı Sarayı'nda oyuncağın ızını sur-
muş, 17 yuzyıl yapımı Çrn por-
selenı bır kâsenın ustunde top
oynayan v e topaç çe\ ıren çocuk
resımlerı gorduğumuzu yaz-
mıştık Topkapı Sarayı arşı-
v ıne kayıtlı bır oyuncak ol-
madıgını bıldığımden, çalış-
mamı edebı
metınlerde yoğunlaştırmış, ama saray yaşan-
tısını anlatan yazılarda topaç, mısket ya da top
gıbı bır oyuncakla bahçelerde, a\ lularda oy-
nandığına daır bır bılgıye rastlamamıştım
Vazgeçmeyıp bırkaç kulaç daha denne ındı-
ğımde, aradığım ıncıyı buldum
Ingıltere Kralıçesı Elizabeth, 1599 yılında
bır org gondenr Osmanlı Sarayı'na Aynı za-
manda saat olan bu orgun çanlan çaldıgında,
ustundekı kuşlar hareket halinde otmeye baş-
lar 1960'h \e 1970"lı yıllarda re\açta olan,
pılle çalışan \e ışıklan yanıp sonen oyuncak-
lara da çocuklar ellennı surmez, seyretmek-
le yetınmek zorunda kalırlardı Dıyeceğım o
kı, Ingıltere Kralıçesı'nın gonderdığı bu or-
gu saraydakı çocuklar bır oyuncak olarak al-
gılamışlardır O sırada tahtta kım mı oturuyor-
du9
19 kardeşını boğdurtan III. Mehmet1
Ingıltere'den gelen bu oyuncağı hayranlıkla
ızleyen saraydakı çocuklardan ıkısuıın adını
\ erebılınz oyleyse Ahmet ve Mustafa1
Avluda top oynayan cariyeler
Koca bır muzık kurusu olan org, saraya bız-
zat kendısrnı yapan Thomas Dallam gozetı-
mınde denız yoluyla getınlmış v e bır ayda
kurulmuştur Istanbul'a gelen nıce Avrupah-
nın, du\arlannın golgesının ıçıne gırecek ka-
dar yakJaşma ha> alı kurduğu Osmanlı Sara-
yı'na elını kolunu sallaya sallaya gınp çıkan
Dallam, oyle bır olaya tanık olur kı gunun bı-
nnde, aradan geçen 405 yıl sonra Istanbul'da
yaşayan bır şaın, en az o an yaşadığı duygu-
lar kadar heyecanlandınr Harem'e bır goz
atma fırsatı yakalayan Dallam Efendı anlatı-
yor "Kafesin yanına gidince duvarın çok
kalın \e parmaklığın iki taraftan iri de-
mirden gayet sağlam yapılmış olduğunu
gördum. Kafesin içinden, padişahın ca-
riyelerinden oruz kadının bir avluda top
oynadıklarını gördüm. flkbakışta onla-
rı genç erkekler zannettim. fakat uçla-
rından ufak inci püsküllerle tutturul-
muş ve arkalarından sarkıtılmış saçları
görünce onlann kadın olduklarını ve ha-
kikaten de biiyük bir güzelliğe sahip ol-
duklannı anladım."
Bayanlar, baylar, karşınızda. Topkapı Sara-
yı'nda varhğına daır belge bulduğumuz ük
oyuncak Top'
Kültür Servisi - Seramık
sanatçısı Gül Erali'nin 'The
Artemis of Ephesos' projesı
kapsamında Vıyana'da sergı-
lenmek uzere hazırladığı sera-
mık heykellen yanndan başla-
yarak ılk olarak Avusturya
Başkonsolosluğu Kultur Ofı-
sfnde sergılenecek
Kibele'den Artemis'e ana
tannça fıgurlennm çağdaş bır
anlayışla seramığe donuştu-
rulduğu \ e 'Toprağın Tanrı-
çalan' başlığrnı taşıyan sergı-
de Gul Eralı, boyut \e bıçım
açısından seramık çamurunun
\e seramık tek-
nığmın sınır-
lannı zorlu-
yor Sanatçı,
yapıtlannda
ızleyıcıye, fıgur
soyutlamalann-
dan kullanım sera-
nuğının form ozellık-
lfruıı çağnştırmaya. ka-
dının doğum \e bereket
ungesınden guzellık \e sus-
leıune duyarlılığına kadar ge-
raş bır yelpaze ızletıyor
Anadolu'nun koklu tanhıne
dıkkat çeken sanatçının sergı-
sundekı ana ızlek, kadın v e do-
ğurganlık Eralı, dışı ozellıkler
tışıyan formlannı, kadının do-
gurganlığı v e taşıyıcılığını
yansıtmaya çalışarak farklı
yollarla çoğaltmış Orneğın
^ineş kurslan, bereket sımge-
hn, testı, çanak, pışmış top-
nk kadını anlatırken sanatçı-
n n faydalandığı formlardan
tazılan
Prof Mehmet Zaman Saç-
Loğlu, Erali'nin yapıtlannı şu
sâzlerle değerlendınyor
'Gül Erali, bu sergisinde
tkpraktan gelip toprağa gi-
cen, öldükten sonra yeniden
cirılen bir zenginliği, bere-
keti anlatıyor. Dünyanın en
eski malzemesini; çamuru
kullanan bir kadın sanatçı-
nın eliyle. tarihin en eski ka-
dınına, ana tanrıçaya, doğa-
ya, toprağa yol alıyoruz."
Saçlıoğlu'nun deyımıyle
Erali'nin sergısı, "sonunda
toprağa, ana tannça mı, top-
rak mı olduğu belli olmay an
bir karışıma, ılkhal'edöne-
rek" sona enyor
(Sergı 31 Ocak a kadar
A\ııstur\a Kultur Ofısı 'nde
0 212 223 78 43)
İstanbul dergisinin son sayısının dosya konusu kentin sağlığı
J. Brındesıden 19. yüzyıhn
ikinci varısmda Bebek.
'üyükkentin nabzını tutmak
Kültür Servisi - Üç ayda
bır yayımlanan İstanbul
Dergisi'nın 2004 yılındakı
ılk say ısının ana konusu 'İs-
tanbul SağlığT Tıp Profeso-
ru Nuran Yıldınm \e sosyo-
log Ayşecan Terzioğlu'nun or-
tak edıtorluğunde hazırlanmış
olan 'İstanbul'un Sağhğı' dos-
yası, Osmanlı Istanbul'undakı
tedau kurumlan, salgınlar ve
efsane hekımlen. ılaç şırketlen-
nın kuruluş ve gelışım oykule-
nnden yaşadığımız istanbul'un
sağlık sorunlanna kadar uzanan
genış bır ıçenğe sahıp
Nuran Yıldınm'ın 'Ev\el
Zaman İstanbul'unda Sağbk'
ve 'tstanbul'un Efsane He-
kimleri". Ova Dağlar'ın 'Bal-
kan Savaşlan'nda Koleranın
Pençesinde tstanbul', Şahap
Erkoç'un 'Osmanlı'dan Gü-
nümüze İstanbulda Psikiatri
Kurumlan' adlı çahşmalan,
Istanbul'u geçmıştekı sağlık so-
runlanyla yuzleştırmekte Ba-
şak Tanülkü. 'İstanbul Sağlı-
ğa Zararü mı?' başhklı yazı-
sında. ulkemızdekı sağlığa ba-
kışın yetersız, eşıtlıksız ve du-
zensız olduğunun altını çızmek-
te Vankı Yazgan ıse 'İstanbul
Eşittir 'Stres' nüdir?' yazısın-
da, kent-ınsan etkıleşımının ruh
sağlığına etkısı çerçev esınden,
istanbul'un ruh sağlığıru zorla-
yıcı koşullanna bakmakta
Gürhan Tümer'ın 'Kentle-
ri Özlemek. İstanbul'u Özle-
mek' yazısı, dergının keyıfle
okunacak yazılan arasında bu-
lunuyor Zeynep Talay'ın Me-
te Göktuğ'la yaptığı soyleşıde,
istanbul "un en eskı yerleşım
merkezlennden bın olan Gala-
ta, zaman ıçınde tanhı ozellığı
unutulmaya yuz tutan bır yapıy-
la, eskı Ingılız hapıshanesı ve
karakoluyla okurun karşısına
çıkıyor Muzaffer Akçay'ın
geçen sayıda başlattığı 'Dep-
rem IVlaster Planf bu sayıda
da suruyor Yazıda afet oncesı-
ne onem veren anlayışın dunya
çapında sınanmasını hedefle-
yen Radıus Projesı'nın gelecek-
tekı hedeflen ve projenın Tur-
kıye ayağıyla ılgılı bılgıler yer
alıyor
Dergının Gezi Rehberi bolu-
munde Nihan Ozyıldırım'ın
çınarlar, çeşmeler, yalılar sem-
tı olarak nıtelenen Çengelkoy
uzenne genış yazısı da ılgıyle
okunmakta '•
^BWff ^^m3»
1910'larda Gemil Paşa Amfisi'nde c^rrahi dersi.
ESİNTİLER
ZEYNEP ORAL
Suya Değil, Belleklere
Yazılanlar...
Onlar ıçın ne çok şey soylendı Sahnede olduk-
ları surece varlar, başka zaman yoklar dendı Sah-
neden aynldıklarında gerıye kalan boş kubbedekı
sedadan soz edıldı.. Nabız atışları, seyırcının na-
bız atışıyla bır tutuldu Çunku, olmazsa olmazdı
seyırcı onlar ıçın. Ancak seyırcılerıyle var olabılır-
lerdı.
Mücap Ofluoğlu. 'Suya Yazı Yazanlar' dıye koy-
muş kıtabının adını. 'Onlan' anlatıyor bızlere .
Onlar' dedığım, tıyatro sanatına gonul vermış,
emek vermış, tıyatro sanatının ustaları
Kocaman bir yürek
Mucap Ofluoğlu da, doğrusu onlardan bırı. Ama
bu kez kendısını anlatmıyor Uzun yıllarçalıştığı İs-
tanbul ŞehırTıyatrosu'nun, Darulbedayı'nın usta-
larını anlatıyor Darulbedayrdeoğretmenlıkyapmış
Fehim Efendı'den, onun sahneye adım attığı Ge-
dıkpaşa Tıyatrosu'ndan başlayıp 2001 yılındakı
Dunya Tiyatrolar Gunu kutlamasına uzanan bır su-
recı anlatıyor
O gece, Muhsın Ertuğrul Sahnesı nde, uzerınde
"Suya yazdığınızyazı unutulmayacak" sozlerını ta-
şıyan plaketı alanlardan bın de Mucap Ofluoğ-
lu'dur Ve o gece, tıyatronun tum çalışanları, artık
hayatta olmayan sanatçıların koskoca fotoğrafla-
rıyla sahneyı doldurunca, gozlerı yaşlı Mucap Of-
luoğlu karannı venr Bırçoğuyla aynı sahneyı, ay-
nı kulısı paylaştığı o ustaları, İstanbul Şehır Tıyat-
rosu'nun oykusunu anlatacaktır 90 yıllık bır pano-
rama
Mıtos Boyut Yayınlarfndan çıkan kıtabında Mu-
cap Ofluoğlu'nun yalın, dolaysız ve sıcak mı sıcak
bır anlatımı var Daha once 'Ağlamakla Gulmek
Arasında' ve 'Dunya BırSahnedır' kıtaplarını oku-
yanlar, bu bıçemın yabancısı değıller Tum tanıtım-
larını bırçok belgeyle desteklıyor En onemlısı de
tum ustalara kocaman bır yurekle sonsuz bır sev-
gıyle yaklaşıyor Ama bu sonsuz sevgı, onun eleş-
tırel bakışını engellemıyor
Işığı ilk hissedenler
Sahnede soluk alıp verenler, sahnede ancak se-
yırcının varlığıyla var olanlar uzerıne çok genış kap-
samlı bır başka çalışma da Vedat Demirci'den
'Alnında Işığı llkHısseden Tiyatro Sanatçılanmız'
adını taşıyan esenn bırıncı cıldı 1999'da yayımlan-
mıştı 2003'un son haftalarında ıse ıkıncı cıldı ya-
yımlandı (Doğuş Otomotıv - Volksvvagen ın katkı-
larıyla.)
Uzun yıllara yayılan, eşsız bır çaba ve emek uru-
nu olan bu çalışmasının adını Atatürk un bır so-
zunden almış Vedat Demırcı "Sanatçı, toplumda
uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ılk
hısseden ınsandır"
Bugun hayatta olmayan tıyatro sanatçılarını anı-
larla ve belgelerle, yaşayanlan ıse yaptığı genış
kapsamlı roportajlarla tanıtıyor bıze Yuzu aşkın
sanatçıyla konuşmuş Sahnelerden ızledığımız bu-
tun bu değerlı sanatçılar, ramp ışıklarından, sah-
ne dekorundan, kostumlennden, maskelerınden,
makyajlanndan sıynlıp yaşamda oldukları gıbı çı-
kıyorlar karşımıza
Içlerınde, en olgun, en uretken donemlerınde, 61
yaş haddınden devlet ve beledıye tıyatrolarından
emeklı edılmış olanlar da var. "Bızı olmeden olü-
me terk ettıler" sozu, gaddarlığı, hunharlığı, hak-
sızlığı, adaletsızlığı ama aynı zamanda bu kararı
alanların sanata ve sanatçıya karşı sevgısızlığını,
saygısızlığını ve hoyratlığını ortaya koyuyor
Vedat Demırcı'nın kıtabı hem onemlı bır kaynak,
hem de sanata ve sanatçıya eşsız bır vefa orneğı
Değer hiyerarşisi
Tarıh boyunca sıyasal guçler, dınsel kurumlar, tı-
yatro sanatına karşı çıktılar. Şıddetle, baskıyla yok
etmeye çalıştılar Ulkemızde de tıyatro, bu şıddet-
ten, bu baskıdan, bu yasaklamalardan bolca na-
sıbını aldı
Ancak gunumuzde bır başka tehlıkeyle karşı kar-
şıya tıyatro sanatı
Değer olçulenmız hızla erozyona uğrarken, ucuz,
kolay, yozolan pohpohlanıp alkışlanırken; 'sanat-
çı' sıfatı bol keseden dağıtılırken, popüler kultur'
başlığı altında halk dalkavukluğu yapılırken bun-
lara yazılı ve gorsel yayınlarda sayfalar ve saatler
ayrılırken, nıtelıklı tıyatro, değer hıyerarşısınde en
gerı sıralara ıtıldı Belkı de neolıberal kureselcılığın
gereğı en populer olana teslımıyet Artı, kımılerı-
nın tıyatro duşmanlığı
Işte bu kıtapların okunmasını bunun ıçın ıstıyo-
rum
Hepımız farkındayız değıl mı' Tıyatro sanatçıla-
n, suya değıl, gonullenmıze ve belleklerımıze ya-
zıyordestanlarını..
zeynepfe zeyneporal.com
Faks:(0 212)257 16 50
'American Splendor'a ödül
• LOS ANGELES (AFP) - Komedı
turundekı 'Amencan Splendor' adlı fıkne,
"Los Angeles Sınema Eleştırmenlen
Bırhği/'Los Angeles Fılm Cntıcs Assocıatıon'
tarafından 'En Iyı Goruntu" odulu venldı
Fıhn, "Ulusal Fıkn Eleştrrmenlen Kuruluşu /
Natıonal Socıety of Fılm Cntıcs'ten de aynı
ödulu almıştı 'Lost In Translatıon'dakı roluyle
Bıll Murray 'En Iyı Erkek Oyuncu' ödülünü
alırken, 'En Iyı Yonetmen' odulu. 'Yüzıiklenn
Efendısı Kralın Donuşu' ıle Peter Jackson'ın
oldu Naomı Watts, "21 Grams'dekı roluyle
'En Iyı Kadın Oyuncu' odülunu kazandı
BUGUN
• ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde
20 30'da şef Elşad Bagirov yonetımınde
Bakırköy Belediyesi KJasik Müzik Oda
Orkestrası, Beethoven Trio ve pıyanıst
Şevki Karayel'ın konsen (0 212 251 56 00)
• CRR'de 'Gitar Festivali' kapsamında
15 OO'te 'Melih Kesikli' ve 19 30'da
Elena Papandreou dınletılen
(0 212 232 98 30)
• İFSAK'ta 14 OO'te 'Mefropolis' ve
17 OO'de Bonny and Clyde' adlı fılmlenn
gostenmı {0212 292 42 01)