25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 EYLÜL 2003 PAZARTESİ HABERLER Bireysel Silahsızlanma Günü nedeniyle düzenlenen etkinlikte acılı aileler yakınlannı andı Silah artık ayağadüştû!• Yakınlannı 'şehir magandalan'na kurban verenler, Bireysel Silahsızlanma Günü nedeniyle dün Taksim'de buluştu. Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, Türkiye'de 1 yılda 557 kişinin 'kaza kurşunu'yla can verdiğini söyledi. İstanbul Haber Servisi- Kırmızı ha- lının üzerine çifter çifter ayakkabılar. güller, resımler, mektuplar dızildi. Sop- rano Gülderen Erdoğmuş'un sesinden kalabahğa doğru yükselen arya. bir an- nenin acı feryadıyla kanştı. Ayakkabılann artık hayatta olmayan sahiplerinın yakınlan, 28 Eylül Birey- sel Silahsızlanma Günü nedeniyle dün Taksim'de "Sessiz Ayakkabılann Yü- rüyüşü"nde buluştu. Gezi Parkı'nda düzenlenen etkinliğe Umut Vakfı Ku- rucu Başkanı Nazire Dedeman, fstan- bul Büyükşehir Belediye Başkanı AH Müfît Gürtuna, temmuz ayında Fo- ça'da bir "serseri kurşun"la yaşamını yitiren 2.5 yaşındaki Aüstair in anne- si Öztem Grimason ıle babası David Gri- mason, tskoçya'daki bir ilkokuldakı katliamda yaşamını yitiren Sophienin babası Dr. Michael North ve yakınla- nnı kaybeden aiieler katıldı. Çocuğunuza oyuncak sılah almavın Nazire Dedeman, Türkiye'de 1 yıl- da 557 kişinin kazayla silahlardan çı- kan kurşunJarla öldüğünü belirterek bu ölenlerin 167'sinin 1-24 yaş arası ço- ACT VE GOZYAŞI Taksim'deki törende yakınlannı kaybedenler kırnuzı hatı üzerine ölenlerin ayakkabılannı ve beyaz güüer bıraknlar. solda) Geçen temmu/da Foça'da bir serseri kurşunla çocukJan AJistair'i kaybeden Özlem ve David Grimason törene çocuklannm fotoğrafrvla katıldı. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK cuklar ve gençler olduğunu söyledi. Dedeman. şöyle konuştu: "Türkiye'de her an size veya bir sevdiğiıuze doğrul- tulmay a haar ruhsath 13 milyon ve ka- çak tahnûnen 3 mirvon silah ve onlann mflyonlarca ötümcül kurşunu var. tyi ni- >-etKtahminle nüfusun en azyüzde8.7si silahlı. Silah ayağa düşmüştür. artık si- lahlardan korkmak ve sakınmak za- manıdır/ 1 Ailelerin çocuklanyla ölüm hakkın- da konuşmadığını belirten Dedeman, "Ancak aynı yetişkinler çocuklannın eline oyuncak silah verirler. Yavrucuk- lan mahsustan adam öldürsün diye. Bu sağhkh bir ruh hali midir? Çocuğunu- zaoyuncaksJlahalmayuTdedı Birey- sel sılahlanma sorununun hükümet ve yurttaşlann birlikte çözmesi gereken bir sorun olduğuna dikkat çeken Dede- man,"Yasalar yeniden düzenlenmeli, yargı ve yüriitme gözden geçirilmeti ve yurttaşlar birbirlerinin yaşama hakkt- na sa> gı duyacak şeküde büinçtenmeti- dir" diye konuştu. 150 bin imzalı dilekçe DavidGrimason ise Türkiye'de silah- lanmayla ilgili kanunlann agırlaştınl- ması ıçin fskoçya, Portekiz ve Belçika'da topladıklan 50 bin imza ile Izmir'de toplanan 35 bin ve Umut Vakfi'nın top- ladığı imzalarla birlikte 150 bine ula- 1 şan imzalan önümüzdeki hafta Başba- kan Erdoğan'a sunmak istediğini söy- ledi. Gürtuna da dünyada silah sana- yii oldukça ve silahtan para kazanıp rant elde edenler bulundukça banşa gi- den yolun çok rahat ve genış olmaya- cağını belirterek "Ama bundan taviz vermeyeceğiz'' dedi. Balerin HüJya Ak- sular ile dansçı Mişa Golosin'in dans performansı sergiledikleri etkinlikte, İstanbul Devlet Opera ve Balesi sa- natçısı soprano Gülderen Erdoğmuş da Nazire Dedeman ın sözlerini yaz- dığı bir müzik dinletisi sundu. Dinleti sırasında yakınlannı kaybe- denJer kırmızı hah üzerine ölenlerin ayakkabılannı ve beyaz gül bıraktılar. Oğlu öldürüldü Acılı anneden adalet feryadı "Sessiz Ayakkabılann Yürüyüşü"ne katılan ailelerden biri de, bireysel silahlanmanın en son kurbanlanndan biri, 2 ay önce oğlunu silahlı saldında kaybeden Alçınkaya ailesiydı. Kartal'daki Deniz Kafeterya'da otururken buraya giren bir çete tarafından silahla öldüriilüp bıçakla cigerleri sökülen Turan AJçmkaya'nın annesi Cemile Alçınkaya, bir yandan ağlarken bir yandan da oğlunun resmini gazetecilere gösteriyordu. Alçınkaya, "Benim oğhım 32 yaşmdaydı, potism, karakohın 50 metre yakmmda öMüriüdü, pefci ne suçu vardı? Öklürenler hâlâ elini kolunu sallaya saflaya KartaTda dolaşryor. Pofo neden bunlan yakalamıyor? Bu ülkede adalet yok mu?" diye feryat ediyordu. 'Yaşama Hakkı Tanıyın Gazetemiz çizeri Musa Kart "Silaha Hayır" adh çalışma- sıyla vakfin "Kısa Filmciler Derneği ÖdüKTü tstanbul Haber Servisi - Umut Vakfı tarafindan düzenlenen "Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hakkı Tanıyuı" adh bir dakikalık çizgi film yanşmasının ödül töreni Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirildi. Gazetemiz çizerlerinden Musa Kart "Sflaha Hayır" adlı çalışmasıyla "Kısa FHmciler Derneği ÖdüPnü aldı Törende Murat AJi Atay ve Gökhan Çoğai ıse "Beyinsel Silahian-ma" adlı çızgi fîlm çalışmasıyla Cumhuriyet Gazetesi Onur Plaketi'ni Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Fikret İlkiz'ın elinden aldı. Toplumda bireysel silahsızlanmaya ilişkin duyarhlık oluşturmak amacıyla düzenlenen ve 39 eserin katıldığı yanşmada, 1 'ncilik ödülüne "Kiuvî" adlı çalışmasıyla Mustafa Bflgin değer görüldü. 2'ncilik ödülünü "Çark" adh çalışmasıyla Denizcan Yiizgül alırken 3'üncülük ödülü de Umut Sanat Animasyon adına Tekin Ozertem'e verildi. Ödül töreninde konuşan Umut Vakfı kuruculanndan Nazire Dedeman 17 yaşındaki oğlu Lmut u bir silahtan çıkan kurşunla kaybettiği olayın ardından adaletin yerini bulmadığını, öldürenin ceza bile ahnadığını söyledi. 1996 yılmda îngiltere'de bir okula düzenlenen silahlı saldında kızını kaybeden Michael North ve 7 Temmuz 2003'te, Foça'da çıkan bir tartışmada rastgele etrafa saçılan kurşunlarla yaşamını yitiren Ahstair'ın babası David Grimason da Türkiye'de silahsızlandırma çahşmalanmn yasal olarak bir an önce düzetüenmesi için herkesi duyarlı olmaya davet etti. Pek çok çocuk okul çağında olmasına karşın eğitim alamıyor ve çalışmak zorunda kalıyor Sokakta çınlayan seslerNE1NA ÇALİDİS Küçük yaşta sokakta çalışan çocuk- lar... Bu sorun sadece ülkemizin de- ğil tüm dünyanm kanayan yarası... Çoğu okul çağında olmalanna rağ- men okula gitmiyor, okuma yazma bilenler ise okul kitaplanmn dışuıda herhangi bir kitap okumamış şimdi- ye kadar. Işte sosyal hizmetler uzma- nı Betül Altuntaş, Vlendik, Simite, Bovava. Çöpe^.' (tletişim Yayınlan) adlı kitabında sokakta çalışan bu ço- cuklann yaşamlannı aralıyor. Bu ço- cuklann çoğıuıun Güneydoğu'dan göç ettiğini ve bir anda değişen hayatla- nnda büyük bir travma yaşadıklannı vurguluyor Altuntaş. Kitapta sokak çocuklan üç kate- gori altmda inceleniyor. tlk katago- ridekiler sokakta çalışan ancak ai- leleriyle düzenli bağı olan, onlarla yaşayan ama sokağa aday çocuklar. tkincisi ise yetersiz veya düzensiz aile desteğüıe sahip ancak sokakta bulunan çocuklar. Sokağın çocuklan... Üçüncü kategori, sokağın çocukla- n olarak nitelendirilen, sokağı mekân edinmiş, çoğunlukla bir uçucu mad- de bağımlısı olan ve işlevsel bir aile desteği olmayan çocuklar. Bu grubun aile bağlantılannın tamamen koptuğu- na dikkat çeken Altuntaş, kitabıyla il- gili olarak şöyle konuşuyor: "UNI- CEP in özdlikle üçüncü dünya ülke- lerini göz önünde buhındurarak ohış- turduğu bu üçlü kategori, bir ideal tip olarak geneUeştiriimekte ve birbirin- den farkb toplumsal vapılann farkh- hğıgörmezden gefinmektedir. Bu araş- Ormanın diğer bir iddiası da sokakta çalışan çocuklann da homojen bir grupouiiayip, hergrubun iç dinamik- EN BÜYÜK KORKULARI TİNERCİ VE BALİCİLERKS S okakta çahşıp ailelerine maddi destekte bulunmak zorunda kalan çocuklann en büyük korkusu 'uhucu' olarak tanımladıklan uçucu madde bağımlılan... Çocuklar, bağımlüarla ilgili korİaılannı şu sözlerle açıklıyor: Ferit (14): Uhucularla kavgalıyız. Haraç almak istiyorlar. Bıçak çekiyor, jilet atıyorlar. Şefik: Sokakta başıma gelebilecek en kötü şey, uhucu çocuklann saldınsına uğramak ve bıçaklanmak. Neden çalışıyoıiar? Araştırmada, "Nedeu çahşıyorsunuz" sorusuna ise şu cevabı veriyorlar. Yasemin (7): Biz kendimiz başladık. Ailem fakirdi. Akrabalanmın çocuklan çalışıyordu. Ben de merak edip onlarla gittim, sonra da çahşmaya başladım. Alev (11): Ablam ve ben bisiklet aünak için çalışıyorum, kumbaramda biriktireceğim, bisiklet alacağım. Fotoğraf: COŞKUN AŞAR (CUMHURÎYET . ] kulu ödüyorlar % Kitaba göre, çocuklann hemen hemen hepsi en büyük öziem olarak 'okula gttmeyi' gösteriyor. # Bulundukları durumdan en memnun olmayan grup ise çöp toplayıcıları. % Sokakta çalışan çocuklann çahşmaya başlama yaşı 8-10 arasında. # Erkek çocuklan simit satma, ayakkabı boyama. atık toplama gibi fıziksel çaba gerektiren işlerle uğraşıyor. Kızlar ise kâğıt nıendil. yara bantı satıcılığı. çiçekçilik gibi işlerde çalışıyor. # Sokakta çalışan çocuklar da, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi memleketlerine göre kimi işlerde yoğunlaşmayı tercih ediyorlarlar. Bir nevi örgütlenme söz konusu. Mesela Haymanalılar ayakkabı boyacılığı, Hakkârililer çöp toplayıcılığı, Çorumlular simit satıcıhğıyla uğraşıyor. lerininfarkhhkgösterdiğidir. Nkekim araştırmaya konu olan Ankara örne- ğindeki 4 grubun (kâğıt mendü. çiçek vb. saücılan, simitçüer. ayakkabı bo- yacılan, çöp toplayıcıları) iç iliskileri. aile bağlan. çahşma koşullan v1x fark- unk göstermektedir. Bu çahşma de- rinlemesine çözümleri içermemekte ve sokaktaki yaşantı üzerinde, içten bir bakış geliştirememektedir. Bu araşbrmanın nitetiksel biraraş- tırma olması veri toplama sürecini farknlaşö rmıştır. Etno-kültürelve sos- yolojikaraşürmalardaseçilen biryön- tem olan araşürmacıyı' insanlann ka- lemı' kabul eden anlayış benimsen- miştir. Dolapnsıyla çocuklara ilişkin bü- gilenmede derinlemesine görüşmeler, odak grup görüşmeieri ve katılımcı gözlem araşünna tekniği olarak kul- lanılmışür." Zorunlu göçe dikkat... Dünyada 15 yaşından küçük 400 milyon çocugun çalıştığı ve bunlann yüzde 98'inin üçüncü dünya ülkelerin- de yaşadığının belirtildiği kitapta yer alan DtE'nin verilerine göre, 6-7 yaş arasındaki çocuklann 10"da biri (yak- laşık 1 milyon 635 bin) ailelerinin ge- çiminı sağlamak veya katkıda bulun- mak ıçin sokakta çahşıyor. Altuntaş, Türkiye'de büyük kentlerin önemli bir sorunu olarak kabul edilen sokakta çalışan çocuklar olayının iyi irdelen- mesı ıçin 199O'lı yıllarda yaşanan zo- runlu göç olayının dikkate alınması gerektiğinı \-urguluyor ve şunlan di- yor: "Bu göçler >^sal bir zemin üzeri- nde gerçekleşmedigi için göç ettiren, yeni geünen yerde niçbir yaşam alanı hazniamamış,oiavm siyasiboyutianne- deniviekamusalotDritegöcünsosvalnia- li>etini karşılamaya yanaşmamıştnf Sorunun nedenleri araştınlarak çö- züm geliştirmek gerektiğıni ifade eden Betül Altuntaş, "Sokak Çocuklan ve Sokakta ÇahşanÇocuklar" arasında- ki aynmın da dikkatli yapılmasının gerektığini vurguluyor. Sayısal anlamda daha büyük bir grubu oluşturan sokakta çalışan çocuk- lara yönelik herhangı birkoruyucu ya- sal düzenlemesinin olmadığına da dik- kat çebyor uzman araştırmacı.. Ve bunda, yapılan işin sokak çocuklu- ğuyla bir tutularak çalışan kimlikle- rinin geri plana aühnasınınrolü oldu- ğunu belirtiyor. Üniversite öğrencisi gençler, "Eleştirmek için değil, degiştirmek için gönüDüyüz" diyor. Umudun gülen yüzleriEVRtM KAYA/ BAHADIR ATİLA "Eleştirmek için değil degiştirmek için gönüflüyüz" sloganıyla çalışmalar yapan Toplum Gönüllüleri Vakfi, "TOG Atak" adlı projeleriyle gençlerin toplumsal duyarlıhğını ve paylaşma bilincini geliştirmeyı hedefliyor. Bandırma Koparan Motel'de 12-14 Eylül arasında 2. Gençlik Konseyi'nde gençler "Gelecek bizimle \urablacak. BJzdevanz" dedikleri projelerini tanıttı. Ağn'nın Doğubeyazıt ilçesinde beş haftalık "TOG Atak" projesini yürüten Yüzüncü Yıl Üniversitesi Kimya Öğretmenliği öğrencisi Hüdazan Yaşın. 7 arkadaşıyla birlikte çahşıyor. Yaşlan 7-52 arasında değişen toplam 170 kişıye bilgisayar, tngilizce, okuma-yazma ve ÖSS hazırlık dersleri veren TOG Van Koordınatörü Yaşın, projesini "Doğubeyazıt bizün için bir ilkti. tlk aşamada kaduılar ve kız çocuklanna ulaşmada güçlük vaşasak da daha sonra bu sorunu da aşnk. Oğrencilerimizin \iizde kuianı kaduılar oluştttrdu" sözleriyle özetledi. Emek ve duyarlılık Bilkent Üniversitesi Matematik Bölümü'nde burslu olarak okuyan Kaddafi Bozkurt da Ankara'da "Doğan Çağlar Ortopedik Engefliler Mesiek Ljsesi Destek Pirojesi'' adlı çalışmayı gerçekleştirenler arasında yer ahyor. TOG A nkara'dan YonetimKuruluuyes.de olan Bozkurt, projenın Agn ya, gelişimini şöyle anlattı: Adana 'da "Okulda bilgisayar var nkara'dan Ağn'ya, dana'da n Sıvas'a kadar birçok ilde okullann daha iyi şartlarda eğitim vermesini sağlamak için çabalayan Toplum Gönüllüleri Vakffnın üyeleri Bandırma'da buluştu. Kendilerinden önce gelenleri bıraktıklan dünya için suçlayan gençler "Suçlanan olmamak için çalışmak zorunda olduğumuzu biliyoruz" diyorlar. ama bilgisayar eğitimi veribniyordu. Okulun yatakhanesinin sağhk koşullan oldukça elverişsizdL Öğrencilerle büükte vatakhaneieri tenudedik. Ardından bilgisayar dersleri vermeye başladık. Aynhrken arkamızda bıraküğunız taMo, emeğin ve duyarlıhğın neler başarabüeceğini gösteriyordu.'' Bir yerden ba$lamalıyız' TOG üyelerinden AB Samet Liu ise Kahramanmaraş Sütçü Imam Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi öğrencisi. Ui\x, Adana Yumurtalık'taki Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu(SHÇEK)yaz kampında kalan çocuklan sosyal hayatın içine dahil edebilmek için "Çocuklan Topluma Kazandınna Projesi" hazırlamış. Yumurtalık'ta SHÇEK'teki çocuklarla çe\Tedeki site sakinleri arasında anlaşmazlıklann olduğunu ve çocuklann oyun alanlanna sokulmadığını gözlemlemişler. Çocuklarla birlikte kampın yakınında bulunan ormanı temizlemekle işe başladıklanm anlatan Ulu, "She sakinleri, çocuklann azimli çalışmasını görünce onlara yaklaşmay^ başladı. 16 gün süren çahşma sonunda çocuklann bir futbol sahası. temiz bir kampı ve site sakinlerinin çocuklanndan oluşan bir arkadaş gruplan oünuştu" dedı. TOG Bandırma ekibinden Bandırma tktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi öğrencisi Furkan Zenin de Adana'dakine benzer bir proje gerçekleştirerek Bandırma 100. Yıl Mahallesi'ndeki çocuklann topluma kazandınlmasına katkı sunuyor. Zengin. projesini şöyle aktardı "100. Yıl Mahallesi varoş, diye tanımlanan bölgelerdendi. Okullannı onararak, \aşamlanna küçük de oisa bir katkı sunduk." Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği öğrencisi TahirUğurlu da 3 gönüllüyle birükte Sıvas'uı Gemerek ilçesine bağlı Beştepeler Kö>ü Birleştirihniş Ilkokulu'nun onanmım gerçekleştirdiklerini anlattı. Birlikte çalıştığı inşaat teknikerliği öğrencisi Cengiz Atmaca da şu sözleri ekledi: "Ben, benden öncekileri bıraktıklan dünya için suçluyorum. Suçlanan olmamak için sorumJuluğumu yerine getirmem gerektigine inamvBrum." Köyde uzun yıllardır süren kan davasının da sona ermesini sağlayan Cumhuriyet Üniversitesi'nden gençler, yaptıklan çalışmalann amacını şöyle özetliyorlar: "Bir verlerden başlamamız gereldyoı:''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle