Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EYLUL 2003 PAZAR
DIZI
AİHM, ulusal yargırun verdiği kapatma ve siyasi yasak kararlaıını Sözleşme'ye uygun buldu
Takdirhakkmın sınırlan
PAZAR
ÂİftM VE' "
REFAH KARARI
•RP yetkililerinin başvurusu üzerine konuyu incelemeye alan Avrupa însan Haklan
Mahkemesi, öncelikle partinin demokrasiye yönelik bir tehdidin mevcutiyetinin
kanıtlandığını varsayarak bu tehdidin yeterince yakın olduğuna ilişkin inandıncı kamtlar
olup olmadığını, sonra da RP lider ve üyelerinin eylem ve konuşmalannın partiye isnat
edilip edilemeyeceğini araştırdı. înceleme sırasında dönemin tarihsel bağlamını göz
önünde bulunduran mahkeme, ulusal makamların, Anayasa Mahkemesi'nin partiyi
kapatma karan vererek, müdahalenin zamanmı seçerken Sözleşme uyannca kendılerine
tanman takdir hakkının sınırlannı aşmadığım karannda kabul etti.
BEKLEMEK
RİSKLİ OLURDU
AtHM; eğer siyasi partilerin Sözleşme-
de yazılı hak ve özgürlükler aleyhine gi-
riştikJeri eylemler söz konusu olursa
Devletın önleyici müdahale yetkisınin, Sözleşmeci
taraflann Sözleşmenin l. maddesi uyannca üstlendik-
leri. kişilerin hak ve özgürlüklerini koruma yüküm-
lüğüyle de bağdaştığı görûşündedir.
Bu yükümlülükler yalnızca Devlet görevlilenne is-
nat edılebilen veya kamu kurumlarında meydana ge-
len fıil ya da ihmallerden kaynaklanabilecek bir mü-
dahaleyle değil fakat aynı zamanda Devlete ait olma-
yan oluşumlarda gerçek kişilere de isnat edilebilen mü-
dahalelerle (ömeğin, dev letin özel hastanelerde yaşa-
mm korunması için önlemler aldırma yükümlülüğüy-
le ilgili olarak bkz. Calvelli ve Ciglıo, no.32967/ 96,
? 49 AÎHM 2002-1) de ilgilidir.
Sözleşmeci bir Devlet, Sözleşmenin güvence altı-
na aldığı hak ve özgürlüklen koruma görevinde ve de-
mokrasınin temel prensipleriyle çelişmeyen bir siya-
si program ızlenmemesini sağlama yükümlüğünde
varlık sebebı iktidara gelmek ve devlet aygıtının önem-
lı bır bölümünü yönlendirmek olan siyasi partilere sı-
nırlamalar getirirken mazur görülebilir. AÎHM bu gö-
rüşler ışığında, ilk olarak bır siyasi partinin demok-
ratik ilkeleri yok etmeye yönelik bir tehdit oluşturdu-
ğu gerekçesiyle kapatılmasının "zoriayıcıbir sosyalge-
reksinimi" karşılayıp karşılamadığı sorununa çözüm
getirmıştir.
İnandıncı kamtlar
Mahkeme, öncelikle Refah Partisi'nin demokrasi-
ye yönelik bir tehdidin mevcudıyetinin kanıtlandığı
varsayılarak bu tehdidin yeterince yakın olduğuna
ilişkin inandıncı kamtların bulunup bulunmadığını
araştırmıştır.
Ikincı olarak Refah Partisi liderlerinin ve üyelen-
nin eylem ve konuşmalannın bütünüyle siyasi parti-
ye isnat edilip edilemeyeceğini ve son olarak Refah
Partisi'ne isnat edilen eylem ve konuşmalann, "de-
mokratiktoplum" kavramıyla çelişen parti tarafından
algılanan ve savunulan toplum modelinın sarih bır
resmini çızen birbütün oluşturup oluşturmadığı nok-
talannda yoğunlaştırmıştır.
AİHM inceleme sırasında koşuilan değerlendirmiş
ve Refah'ın kapatıldığı tarihsel bağlam ve demokra-
tik toplumun içinde kalmaya çaba gösteren ülkede bu
bağlam ıçındeki laiklik ilkesinin korunmasındaki ge-
nel çıkann göz önünde bulundurulacağııun altını çiz-
mıştır. AlHM, öncelikle kapatıldığı sırada Refah'ın
demokrası için bir tehdit oluşturup oluşturmadığını be-
lırlemiştır.
Erbakan'm konuşmaları
Bu bağlamda Mahkeme Refah'ın 1983 yılında ku-
rulduğunu, çok sayıda genel ve yerel seçım kampan-
yasına katıldığını ve söz konusu dönemde 450 san-
daryeden oluşan Büyük Millet Meclisi'ndeki 158 san-
daryeyi kazandığı, 1995 genel seçimlerınde yaklaşık
% 22 oy aldığını ve koalisyon hükümetine girerek ik-
tidan paylaştığını, Kasım 1996'da yapılan yerel ara se-
çimlerinde oylann yaklaşık % 35'ini aldığını sapta-
mıştır. AlHM bu verileri ve bazı kamuoyu yoklama-
lannın belirsiz niteliğine karşın bu istatisriki rakam-
lann bir siyasi parti olarak Refah'ın gücünü göster-
dığini ve iktidara tek başına gelme şansının önemli bır
göstergesi olduğunu kabul etmıştır.
Kısaca AlHM; ulusal makamlann. Anayasa Mah-
kemesı'nın siyasi partiyi kapatma karan vererek, mü-
RP Genel Başkanı ve
Başbakan Necmettin
Erbakan fle parti
yöneticilerinin
açıklama ve
eylemlerinin
tartişılmaz bir
biçimde Refah'a isnat
edilebileceği
Mirgulanan kararda,
"Eğer Refah
demokratik ilkelere
aykırı bir program
sunsavdı, sahip
olacağı siyasi iktidar
tekeli, bu programda
öngörülen toplum
modelini kurmasuıı
mümkün kılacaktT
deniyor.
dahalenin zamanını seçerken Sözleşme uyannca ken-
dilerine tanınan takdir hakkının sınırlannı aşmadığı-
nı karannda kabul etmıştır.
AlHM; Refah Partisi Genel Başkanı ve bu konu-
mun gereği seçilmiş Başbakan olarak Necmettin Er-
bakan'ın açıklama ve eylemlerinin tartişılmaz bir bi-
çimde Refah'a isnat edilebileceğini kabul etmiştir.
Genel başkanın sıradan bir parti üyesinden farklı ol-
duğunu ve aksini iddia etmeksizin. bir parti genel baş-
kanının siyasi olarak hassas konularda dile getırdiği
düşünceler ve takındığı rurumlar siyasi kurumlarca ve
kamuoyunca partinin görüşünü yansıttığı biçiminde
algılanacağını vurgulamıştır.
AlHM, Refah Partisi genel başkan yardımcılan-
nın konuşma ve tutumlan açısından da genel başkan-
la aynı mülahazanm geçerli olduğunu düşünmekte-
dir. Aksi iddia edilmediği sürece, bu konumdaki ki-
şilerin siyasi sorunlara ilişkin düşünceleri temsil et-
tıkleri partiye isnat edilebılir. Ahmet Tekdal ve Şev-
ket Kazan için de aynı durumun söz konusu olduğu
kabul edihniştir.
; Refah
Partisi'nin kapatıldığı
sırada bir koalisyonda
mevcut olan uzlaşmalarla
sırurlanmaksızın siyasi
iktidan ele geçınne
potansiyeli bulunduğunu
düşünmüştür. Mahkemeye
göre "Eğer Refah
demokratik ilkelere aykın
bir program sunsaydu sahip
olacağı siyasi iktidar tekeli
bu programda öngörülen
toplum modelini kurmasuu
mümkün küacakü."
AlHM; başvuranların,
Refah'ın, parti
kapatılmadan birkaç yıl
önce üyelerinin yaptığı
konuşmalar yüzünden
cezalandınldığına ilişkin
iddialanm da
değerlendirmiştir. AİHM
karanna göre öncelikle bir
siyasi partinin programı ve
polirikalan, görece uzun bir
dönemde bu partinin
üyelerinin eylem ve
konuşmalannın toplamıyla
açıklığa kavuşturabilir.
tkincisi, ilgili parti yıllar
içerisinde siyasi gücü elde
etme ve politikalannı
uygulama şansı
yakalayabilir. Bu davada
Refah'ın politikalannın
Sözleşmenin güvence altına
aldığı hak ve özgürlülder
açısından tehlikeli olduğu
düşünülebilirse de, iktidan
ele geçirdikten sonra
Refah'uı programını
uygulama şansı yakalaması
bu tehlikeyi daha somut ve
daha yakın kılmaktadır. Bu
durumda AlHM, ulusal
mahkemelen daha önce
harekete geçmedikleri için
eleştiremeyeceği gibı,
Refah. iktidan ele geçinp
de siyasi rejımi ve
toplumsal banşı tehlikeye
düşürene kadar, örneğin
planlannı gerçekleştirmek
üzere Meclis'ten yasalan
geçirene değin beklemediği
için de eleştiremez.
'Çokhukuklıüuk' aynmcılıkyaratr
RP 'nin dini inançlara dayalı bir aynmcılığa yol açan 'çokhukııklu bir sistem' kurma eğiliminde
olduğuna ilişkin argümanlar AİHM tarafından da kabul gördü ve sistem kararda mahkûm edildi
AÎHM; aynca Refah millervekilleri ya
da yerel yönetimlerde görevler üstle-
nen diğer Refah üyelerinin, partinin
amaç ve eğılimlerini sergileyen ve yaratmak is-
tedikleri toplum modeline ilişkin bir imajı yan-
sıtan bir bütün oluşturduğunu kabul etmiştir.
Dolayısıyla da bu şahıslann eylem ve düşünce-
lerinin de Refah'a isnat edilebileceğini düşün-
mektedir. Bu eylem ve düşüncelerin, bireylere
isnat edilebildikleri için değil. hepsi Refah Par-
tisi çevresinden seçilen milletvekılleriyle birbe-
lediye başkam tarafından Refah adına yapıldık-
lan ya da dile getirildikleri için, potansiyel seç-
menlerin umutlannı. beklentilerini ya da korku-
lannı canlandırarak onlan etkileme olasılığı bu-
lunmaktadır. Bu tür eylem ve konuşmalar. ka-
nun dışı amaçlara ulaşılmasında partinin tüzük
ve programında yer alan soyut yazılı ifadelerden
potansiyel olarak daha etkilidır. AİHM bu tür ey-
lem ve konuşmalann, parti kendini bunlardan
uzaklaştırmadığı sürece, Refah Partisi'ne isnat
edilebileceği görûşündedir.
Sorumlulara ödül gibi atama
Fakat kısa bir süre sonra Refah, bu eylem ve
konuşmalann sorumlulannı örneğin Meclis üye-
si ve büyük bir şehrin belediye başkanlığı gibi
önemli görevlere atamış tartışmalı konuşmalar-
dan bırim taşra teşkilatlannda siyasi eğitim mal-
zemesı olarak kullanılmak üzere dağıtrmştır.
Anayasa Mahkemesi'ndeki kapatılma davasın-
dan önce Refahlılar. söz konusu fiil ve açıkla-
malarda bulunan üyelenne karşı herhangi bir dı-
siplin işlemi yapmadığı gibi bu düşünceleri hiç
eleştirmemişlerdır de...
AlHM bu bağlamda Türk Anayasa Mahke-
mesi'nin Refah'm bu fiil ve konuşmalardan so-
rumlu olan kişileri partiden ihraç etme karan-
nı kapatıhna karanndan kaçınmak için aldığı
ve karann 11 .madde uyannca ohnası gerekti-
ği gibi özgürce alınmadığı yönündekı sonucu-
na katılmaktadır. Dolayısıyla AİHM, Refah
Partisi üye ve lıderlennın, Anayasa Mahkeme-
si'nin kapatma karannda dile getirilen fıil ve
konuşmalannm bütün partiye isnat edilebile-
ceği sonucuna varmıştır.
AİHM'NİNKARARESDAN: Butür birmuamelefarldıhğı bir taraftan
kendi kurallanna göre yönetümek isteyen bazı dini gruplann talepleri ve diğer
taraftan da çeşitli din ve inançlar arasuıdaki banş ve hoşgöriiye davalı olması
i gereken toplumun çıkan arasmda adil bir denge kuramayacaktır...
AlHM de Anayasa Mahkemesi'nin Refah'ın
anayasa karşıtı eylemlenn odağı olduğu karan-
na varmasında temel teşkil eden argümanlann
üç ana gnıba aynlabileceğını kabul etmiştir.
Konuşmalar programı yansıtır
İlki, Refah'ın dini inançlara dayalı bir aynm-
cılığa yol açan çok hukuklu bir sistem kurma eği-
liminde olduğuna ilişkin argümanlar; diğeri ise
Refah'ın bu çok hukuklu sistem bağlamındaki
Müslüman toplumun iç ve dış ilişkilerinde şeri-
atı uygulama eğiliminde olduğuna ilişkin argü-
manlar ve Refah üyelerinin siyasi bir yöntem ola-
rak kuvvete başvurma olasılığına yaptıklan atıf-
lara dayalı argümanlar.
Dolayısıyla Mahkeme kendisini Anayasa
Mahkemesi tarafından dile getirilen bu üç grup
argümanla sınırlandırması gerektiğmi düşü-
nerek incelemesini de ona göre yapmıştır.
AtHM, Anayasa Mahkemesi'nin Refah Ge-
nel Başkanı Necmettin Erbakan'ın 23 Mart
1993 tarihinde Parlamento'da ve 10 Ekim
1993 tarihinde de Refah Partisi grubunda
yaptığı iki konuşmayı dikkate almıştır. Ayn-
ca Anayasa Mahkemesi'nin bu iki konuşma-
mn, partinin tüzüğünde konuya ilişkin hiçbir
şey söylenmemesine karşın, Refah'ın prog-
rammın bir parçasını teşkil eden polıtikalar-
dan birini yansıttığı biçiminde değerlendiri-
lebileceğı görüşünü AİHM de benimsemiş-
tir. Çokhukuklu sistemin, Refah programı-
nın bir parçasını teşkil eden bir polıtıkanın par-
çası olduğuna dikkat çekmiştir.
AİHM Büyük Dairesı çokhukuklu bır sistemin.
Sözleşme sistemiyle uyuşmadığı yönündeki
AİHM 3. Daire karanndan aynlmak için hiçbir
sebep olmadığını düşünmektedir. AİHM Büyük
Dairesi, daha önceden bu konuda karar vermiş
olan 3. Daire'nin 31.07.2001 tanhli karannda-
ki aşağıdaki gerekçeyı kabul etmektedir:
Adil bir denge kurulamaz
"70. »(AtHM) Mahkeme Refah'ın çokhukuk-
lu bir sistem olması gerektiği yönündeki önerisi-
nin bireyler arasuıdaki tüm hukuki ilişkilerde di-
ni temel alan bir aynma yol açacağıru. herkesi di-
ni inançlanna göre kategorize edeceğini ve kiş>
ye birey olmasuıdan dola>i degil de bir dini akV
ma bağhhğmdan dola> ı hak ve özgüriükler tanı-
yacağuu düştinmektedir.
Mahkeme bu tür bir toplumsal modeün iki ne-
denden dolayı Sözleşmevîe bağdaşmayacağı ka-
naatindedir: BirincisL böyle bir toplumsal mo-
delde, bireysel hak \ e özgürlüklerin korujııcusu
vedemokraükbir toplumdaki çeşhü inanç ve din-
lerin u\gulanmasuun tarafsız düzenleyicisi olarak
de\1etin rolü, bu tür bir toplumda bire>1er üstte
sayüan işlevlerin yerine getirümesinde De\1et ta-
rafindan beürlenen kurallara değil de ilgili dinin
öngördüğü statik hukuk kurallanna uymak zo-
runda olduklan için. ortadan kalkacakür. Fakat
devlet kendi yetkisi alündaki herkesin tamanuv-
la ve hiçbirinden feragat etmeksizin Sözleşnıeyle
güvence altına ahnan hak ve özgürtüklerden v"a-
rarlanmasuu sağlama vükümlülüğü alündadır.
Ddncisl, bu tür bir sistem demokrasinin temel U-
kelerinden biri olan kamu özgürlüklerinhı kuDa-
mbnasuıdabirejier arasmda ayrun gözetmemeil-
kesini kaçımlmaz olarak ihlal edecektir. Kamu
hukukunun ve özel hukukun tüm alanlarmda,
din veinançlanna göre bireyler arasmda muame-
le farkhhğı Sözleşme bakunından, özeüikk de av-
runcıhğı yasaklayan 14. madde bakunmdan ma-
zurgösterflemez. Bu tür bir nıuamele farkhhğı bir
taraftan kendi kurallanna göre yönetihnek iste-
yen bazı dini gruplann talepleri ve diğer taraftan
da çeşitli din ve inançlar arasuıdaki banş ve hoş-
göriiye dayah ohnası gereken toplumun çıkan
arasında adil bir denge kuramayacaktnf
YARIN: KAPATILMA KARARI,
ZORLAYICI BİR CEREKSİNİMDİ
ORHAN BURSALI
Ipaka Asker?
Irak'a Amerıkan-İngiliz saldırısından sonra bu-
gün gelinen noktada birçok yeni durum ortaya çık-
tı:
1) ABD Irak'ta zor ve aciz durumda. Aralannda
zekâsı "lazer" hızıyla işleyen kimseler olduğu söy-
lense de, dünya egemenliği hırsları boylarını aştığı
için. aslında aptal teorili şahinler takımı bir çıkmaz-
da. ABD'de ve Beyaz Saray'da güç kaybettikieri açık.
Yann bir iki kurban verirlerse hiç şaşırmamalıyız. Ve-
ya, Amerika'yı daha az demokratik bir ülke yapa-
caklar... Ki bunun da işaretlen var. Bir işgal gücü ola-
rak Irak'ta yönetim yetersizliklerini çoktan kanrtla-
dılar. Hiçbir hazırlık yapma gereğini duymadılar.
Irak'a uygun adamlar bile bulamadılar kendi içle-
rinden. Sandılar ki Saddam yıkıldıktan sonra par-
maklarının ucuyla, bir iki coni göndererek Irak'ı yö-
netirler. Savaşı iyi planladılar, ama banş planlan sı-
fırdı. Amerikan kibirinin, bumu büyüklüğünün so-
nuçlan...
2) Şüphesiz başanlı olsalardı ve bir an önce Irak'a
istikrar gelseydi, Türkiye açısından iyi olurdu. Hâlâ
öyle düşünüyorum, ama işin bir de başka yönü var:
Çünkü bu defa, "Aman bu iş ne kolay, burnumuz
bile kanamadan bir ülkeyi işgal edip istediğimiz yö-
netimi kurabiliyoruz" diyeceklerdi ve bu defa ger-
çekten Iran ve Suriye'ye yönelebileceklerdı.
3) Tabii, böyle bir durum Türkiye açısından daha
da büyük sıkıntılaryaratabilecekti. Birtürlü normal-
leşemeyecek ve daha da ABD'nin baskısı altında
kalacak, havuç-kamçı politikası arasında ezilip
duracaktık.
4) Irak'ta "yönetim" olarak çuvallamanın sonuç-
lan kötü: Amerikan askerleri giderek artan bir oran-
da öldürülüyor. Bilenlere göre, bütün Irak'ı askeri kont-
rol altına alabilmeleri için en az 400 bin asker ge-
rek. Bu mümkün değil. Hem maddi açıdan hem ma-
nevi, toplumsal ve siyasi açıdan.
5) Maddi bakımdan, bu savaşı tek başlanna so-
nuçlandırabilecek durumda olmadıklan da ortaya
çıktı. 87 milyar dolar daha savaş ödeneği ıstediler
Kongre'den, böylece bütçe açıkları 547 milyar do-
lara ulaşacak. Şimdi dünyayı Irak'ın masraflanna or-
tak etmeye çalışıyorlar. Ekimde Colin Povvell'in
Madrid'de bir "yardım konferansı "nda NATO ülke-
lerine pamuk eller cebe diyeceği belirtiliyor: "Ben
işleri berbat ettim, gelin birlikte temizleyelim." Her
ülkeden asker "dileniyorlar". Ve neredeyse hepsin-
den de hayır yanıtı geliyor. Brezilya, Hindistan vb...
Dünya, Birleşmiş Milletler'ın kapısını gösteriyor Be-
yaz Saray'a.
6) ABD, savaş öncesi "dinozor" muamelesi yap-
tığı Avrupa'ya şimdi muhtaç. "Tek başına hüküm-
darlık" kibirierinın sonu mu gözüktü? Bush ve şa-
hinlerinin rafa kaldırdığı, dünyanın yönetiminde or-
tak sorumluluk yüklendikleri çevreden silahsızlan-
maya kadar uzanan bir dizi uluslararası anlaşma-
ya geri mi dönecekler? Tabii çok iyi olur.
7) Aşağıladıkları BM'nin kapısına geri döndüler.
İyi.. Oradan yardım ve destek istiyorlar. Berlin'de ABD-
Alman ve Fransa ortak görüşmesınden bir uzlaş-
ma çıktı mı, yazıyı yazarken belli değildi, ama yeni-
den işbirliği ve uzlaşma arayışlanna başlamalan se-
vindirici...
8) Böylece Bush'un savaştan önce söylediği "Ya
bizden yanasınız ya da düşman (ölü!)" küstah söz-
lerini şahinleryalayıp yutuyordemektir. Irak'ın atom
ve biyolojik silahlara sahip olmadığının anlaşılma-
sından sonra, Bush'un "Irak'ın 11 Eylül saldırısın-
da parmağı yok" açıklamasıyla, savaşa en azından
Amerikan kamuoyunca vicdanen haklılık kazandı-
racak son gerekçeler de bitmiş oldu.
9) Cumhurbaşkanı'nın Irak'a asker göndermek
için BM'denyasal destek talebinin ne büyük bir hu-
kuksal öngörü olduğu bir kez daha anlaşıldı. Ulus-
lararası kurumlann varlığı çok önemli. Bunlaryaşa-
tılmaz ve ortadan kaldınlırsa, tam keyfi ve Was-
hington'a tam bağımlı bir küreselleşme, dünyada
bütün uçurumları daha da derinleştirecek ve Tür-
kiye bunun acısını daha büyük yaşayacaktır.
10) Türkiye açısından en büyük sorun. Kuzey
Irak'taki PKK teröristleri. Fakat, ABD'nin onlara yö-
nelik bir harekât yapmayacağı açık seçik ortada. Tür-
kiye Irak'a asker gönderse de yapmayacaklar. Bu
çok çok tali bir konu onlar için. Hem çok masraflı
hem sorun çıkartıcı. Aynca PKK, ileride Türkiye'ye
(ve Iran'a) karşı yeniden ellerinin altında tutmak is-
teyecekleri bir koz! Şüpheniz mi var? Irak'ın Türk
askeri istememesi çok çok doğal. Bu sadece Kürt-
lerie ilişkili değil. Iraklılar, Amerikalılardan nasıl kur-
tuluruzun derdinde. Bir de Türk askerleri niye gel-
sin başlanna? Türk askeri istemeleri için bir tek ne-
den bile yok ortada!
11) ABD'nin 8.5 milyar dolarlık ekonomik kredi-
yi, tamamen asker gönderme şartı için bir yem ola-
rak öne sürdüğü bu sütunda hep dile getirildi. Bu
gerçek bugün daha iyi görülüyor.
12) Türkiye'nin asker göndererek, Irak'ta güven-
liğine yönelik bir yarar elde edebıleceğine ilişkin
tek bir ışık görünmüyor. O halde AKP asker gön-
derme karari alırsa, sadece 8.5 milyar dolar kredi
için bu karan alacağı artık ayan beyan ortada... Ya-
ni Türk askeri sadece Amerikan askerlerinin ölü sa-
yısını azaltmak için gidecek!...
obursali(a cumhuriyet.com.tr.
Derneğimizın onur üyesi, usta yazar
DURSUN
AKÇAMı
yıtirdik. Yakınlarının ve edebiyatçıların
başı sağolsun.
EDEBİYATÇILAR DERNEĞI
VEFAT
Baromuz uyelerinden
Avukat
MEHMET OCUZ
vefat etmiştir. Cenazesı 21.09.2003 Pazar günü
(bugün) öğle namazını müteakip
Muğla-Yatağan Yukan Camii'nden kaldırılacaktır.
Ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dilerız.
İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞI