Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 EYLÜL 2003 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
17
w
3
£
<a
CHPMok&teyl
taroşyorauş.
Oaaanftrmçl
ĞtnokptsiM Uota
yarayaak?
Ceza
0.212.512 05 05 Faks: 0.212,512 44 97Elektronık posta: derazsom@cumhunyetcom.tr
- Irak'ta haftada bin sivil
öldürülüyormuş...
"Saddam'ın verini Bush aldı!"
Yozgat Gazetesi'ndeki
habere göre Yenifakılı
ilçesinde halkı rahatsız
edecek şekilde
sarhoşluktan 15 gün
hapis cezasına
çarptınlan kişinin
cezası, hâkim
tarafından 1 ay boyunca
jandarma gözetiminde
günde 1.5 saat kitap
okuma cezasına
çevrildi. Hâkimin,
okuduğu yerierden
sınav yapabileceği
korkusuyla başını
krtaptan kaldıımayan
hükümlü, cezasını
tamamladıktan
sonra "Allah,
düşmanıma bile
böyle ceza
vermesin" dedi.
unceli'de dünyaya gelmiş, 44 yaşında; 24 yıl
Almanya'da yaşamış, çalışmış; Alman va-
tandaşı olmuş... Geçen yıl babasının cena-
zesini getirmek için Türkiye'ye geldiğinde Iz-
mir Mememen'de karayolunu kesen polislertarafın-
dan bir ihbar üzerine gözaltına alınmış...
Izmır Bozyaka Terörle Mücadele Şubesi'nde dört
gün sorgulanmış; "Bolşevik Parti-Kuzey Kürdis-
tan/Türkiye" örgütünün üyesi olduğu iddiasıylatutuk-
lanarak cezaevine gönderilmış.
Mahkemedeki ilk sorgusunda, poliste işkence gör-
düğünü söylemesine karşın Adlı Tıbba sevk edilme-
mîş... Cezaevi tabiplıği tarafından darp ve cebir izi-
ne rastlanmadığı yolunda rapor verilmiş.
Gözaltına alınışından üç ay sonra Alman Başkon-
solosluğunun devreye gırmesi ile tarafsız bir tıp ku-
rumu tarafından muayene edilmesı istemi de ancak
yedi ay sonra kabul edilmiş; Ege Üniversitesi Tıp Fa-
kültesi'ndeki muayenesinde vücudundaki yara izle-
Burası Turkiye
rinin neden kaynaklandığının tespitinin mümkün ol-
madığı belirlenmiş.
22.5 yıla kadar hapis istemiyle devam eden dava-
da savcı, Emniyet Genel Müdüriüğü'ne bir yazı ya-
zarak "Bolşevik Parti-Kuzey KürdistanA"ürkiye" ör-
gütü hakkında bilgi istemiş... Emniyet, örgütün 1981
yılında kurulduğunu, silahstz bir terör örgütü olduğu-
nu, şimdiye kadar yedi "kuşlama" ve "trikleme" ey-
lemi yaptığını bildirmiş.
Duruşmalarda, poliste işkence altında alındığı
söylenen ve mahkeme önünde kabul edilmeyen ba-
zı sanık ifadelerinden başka bir delil gösterilmemış...
Cezaevindeki altıncı ayında mahkeme tutuksuz
yargılanmasına karar vermiş. Tahlıye edilmiş ancak
yurtdışına çıkış yasağı konmuş...
Mahkeme, davanın birinci yılında karannı vermiş.
Yasadışı örgüt üyesi olduğu iddiasıyla açılan davada
yeni bir terör örgütü kurmak suçuyla 4 yıl 2 ay hapis
cezasına hüküm giymiş... Dosyası şimdi Yargı-
tay'da...
Adı Mehmet Desde:
"Yaşadığım olaylarsonucu Almanya'daki işimi kay-
bettim. Maddi ve manevi olarak mağdur duruma dü-
şürüldüm. Ben bu ülkede işlemediğim 'suçlar1
için iş-
kence gördüm. Yazılı ve görsel medyada 'suçlu' ola-
rak teşhir edildim. İşlemediğim 'suçlar' için tutukla-
nıp hapishaneye konuldum. Insan olarak en temel
haklarım kaba bir şekilde çiğnendi. Bana yapılan tüm
bu haksızlıklann nedeni nedir? Bu soruya cevap ve-
remiyorum. Normal bir hukuk devletinde delillerden
yola çıkılarak sanığa ulaşılır. Benim somutumda ise,
işkence sonucu alınan kimi ifadeler temel alınarak ve
kanaate varılarak hapis cezasına çarptınldım. Ama
burası Türkiye.. Burada her şey olabiliyor." t
Gün
Akrf Kökçe:
"Demokrasi olan
ülkede, gün
doğmadan neler
doğar. Globalizmin
talan ettiği ülkede gün
batmadan neler batar."
İHLGülhan Elmas:
"Imam hatip
liseierine sponsor
firma dönemi
başlamış... Bundan
sonra; ne kaaa İHL, o
kaaa ihale..."
SESSÎZ SEDASIZ (!) Arkeoloji Müzesi'nin kitabı basılırken
Arkeolog Dr. Şehrazat Karagöz.
Akbank tarafından yayımlanacak
"tstanbul Arkeoloji Müzesi" kitabının
yazan olarak Kültür Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı ve istanbul
Arkeoloji Müzeleri eski müdürü
Alpay Pasinli'nin adının
kullanılacağını öğrenince Akbank'a
noter kanalıyla ihtarname çekiyor:
"Kurumunuzun basmak istediği *
kitapla ilgilı olarak verilen eser
listesinde Arkaik-Roma devri arası
heykel sanatındaki tüm eserlere ait,
Thrakia-Bithinia ve Byzantion stelleri
ile heykeltraşisinde yer alan 200
kadar esere dair çalışma tarafımdan
yapılmış olup, bu çalışmalar raporlar
halinde müdüriüğe sunulmuştur. llgili
orijinal dokümanlar da halen
arşivimde bulunmaktadır. Byzantion
ve Kalkhedon stellerine ilişkin
sempozyum bildirileri, makalelerim
de yayınlı bulunmaktadır. Benim
çalışmalanm dışında, en az 10 kişilik
uzman meslektaşım da emekleri ile
müzemizin bugünkü duruma
gelmesinde katkı sağlamıştır... Bu
durumda, kitabın yazan olarak
tanıdığınız kişi, devletin verdiği
idarecilik kadrosunu kişisel çıkarlan
uğruna, makam yetkilerini
kullanarak, müze uzmanlannın
resmi raporlannı kendi çalışmalan
'- gibi yayımlamak istemektedir. Bu
durum Akbank gibi emeğin değerini
bilen kurumunuza yakışmamaktadır.
Alpay Pasinli'nin, tarafımızdan
kaleme alınan raporian izinsiz kitap
haline getirmesi Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'na da aykın
düşmektedir. Söz konusu eser bu
haliyle basıldığında gerekli yasal
yollara başvuracağımı önemle
bildinrim."
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCİ
Bitlis'e yazık değil mi?..
Geçen hafta sonu Doğubaya-
zıt Kaymakamhğı'mn ev sahiph-
ğiyle yapılan "Tarih, Kültür ve
Sanat" sempozyumundan bir
gün önce Metin Sözen, Oktay
BeDi ve Doğu'nun en usta sürü-
cüsü Mustafa Alçın ile bırlikte
Bitlis'e uğradık...
12 Eylül 2003 sabahı \'an'dan
yola çıkıp tarih boyunca "Ana-
dolu'nun denizT olmanın gize-
mini taşıyan Van Gölü kıyısın-
dan Akdamar'ı seyrettıkten son-
ra 2235 m'deki "Kuzgunkıran
GeçidTne hrmandık... Batıdan
gelen yağmur bulutlannı bura-
dan Van'a geçirmeyen aynı dağ-
ların ardındaki ünlü tütün tarla-
lannı da Bıtlıs iline armağan e-
den iklim değişikliğini. doğanın
yeşıl örtüsüne hayran kalarak ya-
şadık..
Yeniden deniz kıyısına inerek
Tatvan'a vardığırruzda ise artık
25 km kalan Bitlis'e kavuşmak
üzere olmanın heyecanı doruk-
taydı.. Geçmişin bu soylu ve
muhteşem kentıyle bir kez daha
kucaklasmanın heyecanı öyle kı-
sa sürdü kı. daha kente girer air-
sal bir kayalık üzerinde yer alan
görkemli "Içkak" surlanna bıle
"yaslanarak'" yükseliyorlar...
Aynı vadide, yıne Bitlis'ın
dünvadaki en güzel "köprüler
kenti" olarak nam salmasına ne-
den olan "akarsu güzergâhT da
benzer apartmanlar tarafından
çoktan "yokedilmiş" durumda.
Bu çayın ve eski koprülerının
"kent kültürii ve yaşam kayna-
ğı" olduğunu önemsemeyıp. ko-
rumak yerine betonla kaplayan-
lar; berbat ve kimliksiz birçok
katlı yapılaşmayı da
w
tam üze-
rinde" gerçekleştirmışler... Şim-
dı sular bu bınalann altından ge-
çerken, yer yer üzen açık kalan
boşlukJardan Bitlıs Çayı'nı sade-
ce "çöp ve mikrop kanalı"" olarak
seyredıyorsunuz
'Beş minare' görûnmüyor
Işte bu yürek burkan görüntıi
içinde yolumuzu şaşınp. "dönül-
mez" ışaretinı de görme\ınce.
"ters yöndesiniz" dıyerek "yasal
tşkm" yapmaya hazırlanan trafik
polısıne ıster istemez dedım ki:
"Bu kentin neresi düz ve vasal
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK behicak >ı turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİl \L\SARAC1 kamilmasaraciı mynet.com
Burası Bîtlisî- Ne kale var ortada, ne çay, ne tarih—
mez bir garip olduk ve aynlana
kadar da içimiz daraldı...
Kaleye 'abanan' binalar
Kentin kurulduğu derüı vadiyi
yaratan BiÖis Ça\ı. tarih boyun-
ca Doğu Anadolu ile Göneydoğu
Anadohı uygarlıklan arasındaki
yegâne "ulaşnn ve tanışma yohı-
nu" sağlamanın gururunu bile
çoktan unutmuş görünüyor...
Antik çağlar bir yana. 1085'te
Melikşah'ın Selçuklu'ya kazan-
dırmasına kadar .\rap ve Bizans
uygarlıklanyla bezenen, Dflmaç-
(^hı Be>Bği'ni ağırladıktan son-
ra da 1540"lardan sonra Osman-
hkimliğiyle vadiyi süsleyen Bıt-
lis, 1230'lardaki Moğol yağma-
smdan bu yana ikınci büyük tah-
nbatını da sanki şu son "apart-
raanlaşma talaravJa" yaşıyor...
O kadar ki, örneğin 2700 yıl-
Lık Urartu temelleri üzerinde
yükselen ve Büyük tskenderın
komutanlanndan Badlis'ın I Ö.
332'de inşa ettiği "Bıtfe Kafcsi"
bıle artık adını verdiği kentten
terhalde "nefret" edıyor olma-
L..
Çünkü. azman ve çırkin beto-
narme binalar güzelim tarihi va-
diyi doldurmakla kalmamışlar
Bıtlis Çayı'nın ıkı kolu Rabat ve
Kosur'un birleştiği yerde. anıt-
örneğin, "dere ü/erindeki"
apartmanlar acaba hangi tapu ve
hangi ruhsatla yapılmış0
. Tarihi
kale duvanna "abanan". eldeki
son anıtsal yapılan kuşatan, ün-
lü "BrtHs'te beş minare" türküsü-
ne de ilham veren tanhı camile-
ri bile gözden tümüyle ırak kılan
bu apartmanlar hangi "çağdaş
planiama" anlayışının ürünü-
dür°.
Bu sorulan da merak ederek
HükümetKonağı'na girdiğımiz-
de ise a>TU pislik ve bakımsızlı-
ğın "dizboyu" olduğunu görüyo-
ruz... Devletin kente "örnek" ol-
ması gereken bu en önemli bina-
smda. valilık bölümü dışındaki
tuvaletlerbozuk: lavabolar tıkah
ve ağzrna kadar kirlı su dolu; or-
talık ise ilkel ve rezalet bir hal-
de...
Bitlisliler kimlık değerlerin-
den galiba bir tek
tt
büryan"lan
ile bürvan smıuıa pişinlen "av-
şor" adlı sebze türlusüne değer
venyorlar... Eğer onlan tadıp da
açlığımızı *^erel" lezzetle gider-
mış olmasaydık, bu yazı daha da
ağırolacakfı...
Yazık değil mi bu "efsanevi"
kentimize?..
Oekinci" cumhuriyet.com.tr.
HARBl SEMİH POROY
c
i
TATiLf Ç\\f^CA\(<M )
/
semihporoyoı yahoo.com
HAYAT EPÎK TtYATROSU MUSTAFA BİLGÎN
IRAK'A ABP AOIUA ASMEtZ
EKONOMf VÜZeLSe, Şu MÎLCET "BİR.
HITZURA ERSİN YAHU.
TARİHTE BUGÜN MİMTAZARIKAH 21Eylül tmcicmunUaz-arikan.com
İSTANBUL KASAPLARI YAK/NfYORL
1S8S'TE eUGÜN, OSMANLl PADİŞAUI ,
BUU KASAPLARINlN VERGİBAĞIÇIKUĞI İSTEKİI Ü2£Gİ-
hie, İsrmNeut- KAÛ/S/AA* SİR FEfiA^AN GÖND£f?/W~Çrİ':
yoLLAD/ĞfN/Z MEKTUPlA, KENTİMİZ KA-
\t,4HK£M£YE ÇtKAKAK 'KOYUN l'Ç'IV KOHAN
FİYAT, 4OO Pif!H&ME(ie#X4) 3AKÇ£YK£N,E£-
</ Y4SAYA SÖR£ yENrÇ£fZİL£BE 200 0İ&IEM ET
İAKÇEYE SATILMA<rX&l£.. ÖNGÖISÜLEN FÎYAT7MN YE-
İEfZİLE£E SA77Ş yAPARA*; COK 2S4&4&A Ş
' £>£l>lKL£IZlM BEUieTMfÇSİMİ2. İSTEKLBBİ,
SAP HAGCtNM &1Wt&lAAAStCHi2. BUNU fCOYUN EMİ-
Mİ OE DOĞRULADI. BU KDHUDA rASALAGA UYULA44-
Sf GE/eEATri'G/ S/L/A/£.. BurueugUM </', £SXV >O£4 NE
OLUZSA OLSüN, ONA UYAG4K
E /IM/ÇLAG&AN
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Yaz Yazıları
Yaz bitiyor... Yazın bittiğini havadaçoğalan bu-
lutlardan, serpiştiren yağmurlardan, denizin de-
ğişen renginden önce minik bahçemdeki beş-
parmaksarmaşıklannın meyvelenmesi haberve-
riyor bana. Üç haftaya kalmadan yeşil yapraklar
kızıla dönüşecek, sonra sararıp kuruyarak top-
rağa düşecekler. Doğanın yasaları hiç şaşmıyor.
Geceleri gündüzler, kışlan yazlar izliyor. Şeftali,
erik, armut ağaçları ne zaman çiçekleniyor, sö-
ğütler ne zaman yapraklannı döküyor, biliyoruz...
Başkalarını bilemem ama doğanın bu şaşmaz,
şaşırmaz düzeni çok etkiliyor beni. llkbahar to-
murcukları, yaz denizinin mavisi, kırlann yeşili,
dağların kar beyazı, sonbahar yapraklan, lodos
dalgaları beni coşturuyor, hayallere sürüklüyor.
Coşkulanm, hüzünlerim, hayailerim yazdığım ya-
zılara da yansıyor doğal olarak. Bir göl kıyısında
kuş seslerini dinler ya da bir dağ tepesinde gü-
neşin batışını izlerken "önemli dünya sorunla-
n"na veremiyorum kendimi. Martıların kanat çır-
pışlanyla Avrupa Birliği, denizin dalgacıklanyla
YÖK'ün geleceği arasında bir bağ, bir ilinti kura-
mıyorum.
Akdeniz'in şirin bir kıyı köyünde, portakal
ağaçlarının arasındaki bahçesi binbir çiçekle do-
lu bir evde ya da Ege'de dört bir yanı mavilikler-
le çevrili bir adada yaşarken "banka hortumla-
malan", "Güneydoğu sorunu", "Irak'taki ABD
vartığı" üzerine yazılar yazan, yazabilen, yazar-
ken de "kalemlerinden kan damlayan" dostla-
nm var. Bunu nasıl başarabiliyorlar, anlayamıyo-
rum. Onları görünce ben de deniyorum, fakat
başaramıyorum.
• • •
öte yandan bu sorunlann hep var olduklarını,
yarın da var olacaklannı bilmek beni rahatlatryor.
Bu bağlamda "Türk" olmak gerçekten büyük bir
avantaj. Çünkü sorunlar güncelliklerini çok uzun
yıllar koruyorlar bu ülkede. 1955 yılında Tak-
sim'de ilk "Ya Taksim Ya ölüm" mitingi düzen-
lendiğinde 12 yaşındaydım, bugün ise 60 yaşın-
dayım. "Kıbns sorunu" 58 yıldır güncelliğini k o
ruyor. Güneydoğu sorunu, Avrupa Birliği sorunu
da öyle değil mi? Geçen gün sevgili dostum Tok-
tamış Ateş enfes bir yazı yazmıştı 12 Eylül Dar-
besi ve onun getirdiği 1982 Anayasası üzerine.
O Anayasa durdukça YÖK sorununu çözmeye
"ömür yetmez" demeye getiriyordu.
Dolayısıyla insan bu konularda bir süre yazma-
yınca hiçbir şey kaçırmış olmuyor. Dilediği zaman
bıraktığı yerden alıp sürdürebiliyor konuyu... Bir
de öyle konular var ki insan "yazsam ne olacak,
yazmasam ne olacak" diye düşünüyor ister is-
temez. Banka hortumcuian, Hazine soyguncu-
lan, devlet dolandıncılan üzerine onca yazı yazıl-
dı da ne oldu? Adamlar ellerini kollarını sallaya
sallaya dolaşmıyorlar mı ortalıkta, yatlannda, ma-
likânelerinde fink atmıyorlar mı?
Yaklaşık 250 yıldır Batılılaşmadan, 80 yıldır da
aydınlanmadan söz ediliyor Türkiye'de. Fakat
"Laik demokrat, çağdaş bir toplum mu, yoksa
şeriata bağlı bir Islam ümmeti mi olmak istiyo-
ruz" tartışması bir türiü noktalanamıyor.
Şimdi de Irak'a asker gönderip göndermeme-
yi tartışıyoruz. Askerlerimiz Irak'agittilerdiyelim,
"sorun " çözülmüş mü olacak? Tam tersine, uzun
ömürtü sorunlarımıza bir yenisi daha eklenecek.
Alın size "Gayya Kuyusu" gibi bir konu daha!
Bir de her birinin ayrı bir "yaşamsallığı" olmak
gibi bir özelliği var bizim sorunlarımızın. Her so-
run tek başına "yıkılma, çökme, bölünme, par-
çalanma, yok olma " gibi yaşamsal tehdit ve teh-
likeleri içeriyor. Sorunlar, böylesine "yaşamsal"
olunca, çözümleri de ha deyince olmuyor, tartış-
malar kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor.
Diyeceğim o ki sorunlar da konular da kaçmı-
yor. Hele bir kış gelsin...
e-posta: dkavukcuoglu " superonline.com
Faks: 0 212 234 68 73
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM
SOLDANSAĞA:
1/ Yalnızca
küçük apart-
man dairele-
rinden oluşan 3
bir çeşit otel.
2/"VıIbik,tu-
t a n k " gibi
adlar da veri- 6
len sinir has-
talığı... Tropi-
kal bölgeler-
de yetışen bir 9
meyve. 3/Ku-
ralsızhk...
hastalığıoa
1 2 3 4 5 6 7
AİDS
neden 1
ğ
olanvirüs. 4/Telgraf 2
abecesi... Uzakhk 3
işareti. 5/ Büyük ün
4
kazanmış sinema ya 5
damüziksanatçısı... 6
Hattatlann kâğıt ci-
lalamaktakullandık- 8
lan özel bileşim. 6/9
Rütbesiz asker... En küçük sosyolojik birim. 7/
Brezilya'nın eski başkentinin kısa söylenişi...
Ayakkabılann altına çakılan demir. 8/Cezzar Ah-
met Paşa'nın, Napolyon"un ordulanna karşı kah-
ramanca savunduğu kale... înanmış, aklı yatmış.
9/ Görsel sunumu içeren özel dosya.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yürürken dayanmak için kullanılan kalın so-
pa... Çölde, uzaktan su gibi görünen ışıkyanılsa-
ması. 2/Yunan mitolojisinde kır tannsı... Örüle-
rek dokunan bir cins yün kumaş. 3/ Bitkisel kö-
kenli bir yiyecek ya da içeceğin damakta algıla-
nan hoş kokusu... Aşıboyası. 4/Büyük balıklann
göğsüne yapışık olarak yaşayan küçük balıklara
verilen ad... Satrançta bir taş. 5/îran'ın plaka işa-
reti... Küçük mağara. 6/ îlkel bir silah... Aöf Yıl-
maz'ınbirfilmi. 7/SinaYanmadası'ndabirçöl...
Dince yasaklanmış olan. 8/ Alan Parker tarafın-
dan sinemaya da aktanlan ünlü bir müzikal... Şeb-
nem. 9/ Içinde diri balık saklanan, denizden ay-
nlmış havuz... Telefon sözü.