30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1» EYLÜL 2003 CUMA CUMHURİYCT SAYFA 17 TıUtçme l Ş IMetvekmrlyant! Samimiyet CHP Grup Başkanvekili ve Izmir Milletvekili Oğuz Oyan,"Başbakan sözlerinde samimi ise önce kamu bankalannı özelleştirme kapsamına alan yasayı yürürlükten kaldırsın" deyince eski bir Halkbank çalışanı ve dolayısıyta mağduru olan Cumhur Kalay'a söz hakkı verdi: "Oğuz Oyan, kamu bankalannın özelleştirilmesini sağlayan yasayı, 'olmazsa olmaz' dtyerek ve Meclis'e baskı yaparak çıkartan Kemal Derviş ile kol kola siyaset yaptığım unutuyor galiba..." Sopunsal Akif Kökçe: "Türkiye'nin sorunlan için dayatılan çözümler bile başlı başına sorun..." Yayıncı "Moam Chomsy ile Iki Saat" krtabının Türkçe çevirisinde 80 kişinin ölümüne neden olan iki büyük ABD ilaç şirketinin adım yayımlamayan yayinevini merak edenler olmuş: Plan B Yayınlan. itecumhuriyetcom.tr Te!: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Piyasada sahte Loto bileti varmış... "Halkın. hayallerini bile calıyoıi" ergama Ovacık'ta yargı kararlanna rağmen siyanürle altın üretmeye devam eden New- mont şirketinin genel müdürü Sabri Kara- han geçen ay Çevre, Jeoloji, Kimya, Me- talürji Mühendisleri Odalarının iddialan üzerine gön- derdiği yazılı açıklamada hukuki, ticari ve teknik an- lamda hiçbir eksiklerinin olmadıgını bildirmiş; biz de kendisinden bazı belgeleri istemiştik... Karahan'dan henüz yanıt gelmedi. Iddialardan biri de Nevvmont'un altın üretirken el- de edilen öteki değerli madenlerin ne olduğuna iliş- kindi. llgili meslek odalan şöyle diyordu: "Işletmenin bildirimi doğru olduğu kabul edildiğin- de bugüne değin 15 ton altın elde edilmiş olması ge- rekir... Işletme bugüne değin gerçekte ne kadar altın üretip 'dore' olarak yurt dışına çıkarmıştır? Işletme- nin bir broşüründe Mayıs 2001-Aralık 2002 dönemi için bildirilen 5.7 ton altın 7.2 ton gümüş üretilmiş ol- ması durumunda bu kadar atık nasıl açıklanabilrr? DorelerDeğerli metallerin yurtdışına çıkanlmasında yalnızca beyan esas alınmakta olduğuna göre bu miktar, ne kadar beyan edilmiştir? Işletme neden yurtiçinde da- ha ucuza işfem yapacağını belirten rafineriler var iken dorelerini Avrupa'da rafine ettirmektedir? Dorelerde ne oranda platin bulunmaktadır?" Karahan'dan henüz belgeli yanıt alamadık ama Je- oloji Mühendisleri Odası'nın başvurusu üzerine Ha- zine Müsteşarlığı konuya biraz olsun açıklık getirdi... Müsteşar adına Zafer Battacıoğlu imzalı, 02.09.03 tarih ve 53446 sayılı belge şöyle: "Bilindiği gibi, ülkemizdeki altın madenlerinin araş- tınlması ve işletmeye açılması hususlan Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı'nın yetkisi dahilindedir. Söz konusu madenlerden yapılacak olan üretimin değer- lendirilmesi ve ekonomimize kazandınlması konusu ile ilgili olarak ise, Türk parası kıymetini koruma hak- kında 32 sayılı karann kıymetli madenlerle ilgili 7. maddesinin (b) fıkrasıyla, ülkemizde cevherden üre- tilen hertür ve şekildeki, rafine edilmemiş, saf olma- yan kıymetli madenin (attın, gümüş, platin) yurtiçin- de ve dışında satışının yapılmasından önce ilk alım satım işlemlerinin Istanbul Altın Borsası'ndagerçek- leştirilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu çerçevede, ül- kemizde bulunan diğer attın madenlerinin de yakın zamanda işletmeye açılacak olması itibanyla, söz konusu maddenin bir an önce işlerlik kazanması amacıyla ve uygulamada kıymetli madenlerle ilgili tüm işlemlere temel teşkil etmek üzere, kıymetli ma- denler mevzuatında birtakım düzenlemeleryapılma- sı gündemde bulunmaktadır." Haberiniz olsun; Bergama'da altının yanı sıra gü- müş ve platin işi de sarpa sanyor! Doreler, doreler... Yurtdışına gidiyor platinler. SESStZSEDASIZ(l) Şeriatçı kararı kendisi verecek! Didim'den eğitimci Kaya Çetin diyor ki: "Islamcı düşünce bütün cephelerde, başta laiklik olmak üzere Atatürk ilkelerine karşı savaş açtı. Milli Eğitim Bakanlığı cephesinde savaş olanca hızıyla sürüyor. Bütün yöneticıler hallaç pamuğu gibi atıldı. Devlet bütçesinden şeriatçı okullara kaynak aktarmanın yollan araştırılıyor; imamhatiplilerin ayınmsız bütün üniversitelere girebilmesinin koşullan hazırianıyor, öğretim programlannın medrese düzenine göre değiştirilmesi için tuzaklar kuruluyor, üniversiteleri şeriatçı kafaya teslim etmek için denemeler yapılıyor. Anayasayı korumak Cumhurbaşkanına, üniversitelere, askere, Danıştay'a, Yargıtay'a kalıyor. Mütareke basını, ikinci cumhuriyetçiler, önemli bir sermaye d t kesimi, Atatürk düşmanlığına destek veriyor. Peki şeriat iktidar mı olacak? Türkiye ne Iran, ne Cezayir, ne de Pakistan'dır; tam olarak yaşayamasa bile 80 yıldır demokrasiyle tanışan, demokrasinin kurumlannı tanıyan bir ülkedir. Bu kazanımlardan hiç kimse gönüllü olarak vazgeçmez. Islamcılann partamentoda çoğunluk sağlaması kimseyi aldatmasın. Onlann aldıkları oy kayıtlı seçmenin oylannın yalnızca dörtte biridir. Bunun da büyük çoğunluğu tepki oylarıdır. Herkes aklını başına devşirmelidir. Anadolu topraklan şeriatçı düşüncenin yediği nice şamara tanıklık etmiştir. Yobazlık önünde sonunda çıktığı ine geri dönecek. Sorun şu ki; bu iş acı mı olacak, tatlı mı olacak? Şeriatçı buna kendisi karar verecek!" Üç Ayrı Şeriat ve Kadın MERİÇ VELtDEDEOĞLU c ı d i n i n o z ü n e d o n ü s ' b i r b a " kımadahadinselliktiki, budu- Başbakan Recep Tayyip rum 'kitap'a harfi harfine uy- Erdoğan'ın erkeğin dört eşli- makla sağlanacaktı: Dolayı- liğıne geçit veren konuşması sıylalncilulusaldillereçevrile- geç de olsa tepkilerle karşı- cektir. landı. Gerçi Istanbul Kadın Ancak 1789 ile başlayan ve Kuruluşları Birliği (İKKB) dışın- Aydınlanma ile kurumsallaşan daki sivil örgütlerden bir ses laiklik, Hıristiyan şeriatındakj bu gelmedi ama, AKP iktidarını el eşitsizlikleri adım adım dünya- üstünde tutan yüksek tirajlı sal yaşamdan çıkartacaktır. basının kimi köşe yazarları Islama gelince; budindaha tepkilerini belirtmekten geri ilk yıllannda inananlarınca ır- kalmadılar. delenmeye başlandı; kuşku- Tepkiler, Başbakan'ın söy- suz eşitsizlikler söz konusu lediklerini yalnızca eleştirmek- edilmiyordu ama, akla uygun le sınırlı kalmadı, yer yer tek- olmayan her dogma tartışılı- tanrılı üç dinin kadına bakış yordu. açısını da gündeme taşıdı; Islamı akla uydurarak kavra- kuşkusuz yerinde bir yakla- mahareketi12.yüzyıladek3- şımdı bu. 4 yüzyıl sürdü; şeriattaki cin- Çünkü bilindiği gibi, uzman- sel eşitsizlik akla uygun bu- lar bu üç dinden son ikisini il- lundu ki hiç ele alınmadı. kinin türevi olarak görürler. Bu Batı'daki Aydınlanma'nın görüş her üç dinin şeriatlannın esintileri Osmanlı yoluyla Is- benzeriiklergösterdiğianlamı- lam şeriatına şöyle dokunur na gelir ki öyledir; her üçünün gibi olduysa da bu konuya yan de şeriatı eşitsizliklere daya- gözle bile bakılamadı, ta ki nır, eşitsizlikler üzerine kuru- "1923 Devrimi"ne dek. ludur. Devrim, sorunu kökten çöz- BudurumuHıfzıVeldetVe- dü; toplum laik yasalarla yö- lidedeoğlu, "Eşitsizlikleri kal- netilecekti dolayısıyla şeriatın dınn şeriat büyük ölçüde çö- yürüttüğü tüm eşitsizlikler or- ker" saptamasıyladilegetirir- tadan kalkıyordu. Bu, bir Is- di; kuşkusuz yalnız Islam şe- lam toplumu ve şeriatının dün- riatı değil ötekiler de. yasal boyutu için büyük bir Ayrıca bu eşitsizliklerin ba- değişimdi, adı üstünde "dev- şı, baş eşitsizlik bilindiği gibi, rim"di. kadın-erkek eşitsizliğidir, cin- "Karşıt"\ gecikmedi; şeriat siyet ayırımıdır. Şeriatlann içi- bir yoldan variığını sürdürme- ni büyük ölçüde dolduran bu liydi, hiç olmazsa "simgesel" temel eşitsizliktir; öteki eşit- olarak. Bunu "kadın" aracılı- sizliklerin, örneğin özgür in- ğıyla gerçekleştirme yolu se- sanla köle, inanan ile inanma- çildi; yüzyıllar boyu haksızlığa yan arasmdaki eşitsizlik gibi uğramış kadına, bu haksızlık- konulann şeriatlardaki yeri de- lann sürdürülmesi(l) için şeri- vede kulak kadardır. atın "gösterge"si olma yü- Dolayısıyla Velidedeoğ- kümlülüğü verilip türbana so- lu'nun deyişini,"Kad/n-er/ce/c kuldu ve Islam referansh par- eşitsizliğine son verildiğinde tilerce kullanılmaya başlandı. şeriatlar havada kalır" biçi- BugünsıraAKP'de. Partinin minde de dile getirebiliriz. Pe- genel başkanı kadının bu ki şeriatlann bu eşitsizlikleri hiç "göstergesel" kullanılışını işi- ele alınmış mıdır? ne geldiği gibi sürdürüyor. Bir İlk din için böyle bir durum yanda: "TürbanAllah'ın emri- söz konusu olmamıştın Israil - dirKuran'dayeri vardır" diye- bilinen ölçülerde- laik bir dev- rekörtünme "çağn"\an yapar- let değildir; dünyasal yaşam ken öbür yanda bu emre uy- alanı kaçamak yollardan ola- mayan ve bilinen giysilerle bildiğince çağdaş yasalaria dünyanın karşısına çıkan ka- yönetilmeye çalışılmaktadır. dın atletimizi "baş tacı" yapı- Ikinci din Hıristiyanlık, 16. yor. Bu, yalnızca Türkiye ça- yüzyılda bir "Reform" geçir- pındadeğil, dünyasal boyutta miştir: Ne var ki bu olgu, Hıris- apaçık bir "ikiyüzlülük" değil tiyan şeriatındaki bu eşitsizli- midir? ğe hiç dokunmadığı gibi ileri- Bu ikiyüzlülüğü TV ekranla- ye dönük bir düzenleme de rında izledikçe insanın içi bu- getirmemiştir. Reformun ama- lanıyor... KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakı turk.net h / J Tî yck —^â 3 r İ İ |\ ÇİZGÎLİK KÂMtL MASARACI kamilmassraciı mynet.com HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA MLGİN ipblANAMEYE 6ÖRE, İMAR BANICASZNDA 140 CUVAL BEL6E COtC KAZANDIRAN B/tNKA DfYE PARAMIZT ŞOK KAZANblK !.. OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc(âyahoo.com ANKARA 8. ASIİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002 658 Davacı Muharrem Baltaoğlu tarafindan davab Elena Nineate aley- hine açılan boşanma davasının tnahkememizde yapılan yargıbnası sonunda; Davalının adresı tesbit edılemedigınden ılanen tebliğine karar verilmiş olmakla, Sinop Boyabat Bağlıca köyü. C: 14, H: 21'de nüfusa kayıtlı 31.01.1974 doğumlu Iftar ve Hamdi'den olma Muharrem Baltaoğlu ile Romanya uyruklu, Romanya'nın Botaşan ilçesinden Canstantin ve Elena'dan olma 1950 doğumlu Elena Nıne- ate'nın boşanmalanna karar verilmiş olup, yukanda isım yazılı bulu- nan davaiıya gazetenın yayınlandığı tanhten ıtibaren 7 gün %e 7 günü müteakip 15 gün ıçerısinde temyız etmediğinız takdirde karann kesinleşeceği tebligat yerine kaim olmak üzere ilanen duyu- rulur. 08.09.2003 Basın: 44045 Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıtlı öğrenci kimlığımı ve pasomu kaybettım. Hükümsüzdür. NEŞEKARAKUL rfıf yapffl yıtiyaz/ft' filatı dttjfll, Wzzq ac/ec£ fUtfol tfiocfgn fçp cje&tl' fa t TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 19Eylül ictnc.mumtaz-arikan.com ÜAPONWYA BİRADA EKLGNİYOR!. 1352 '£>£ , , A&4 OR.7XYA ÇIKMIÇT1. BİRKAÇ GÛN ÖA/CE BİR PEUİ2. O/'Sr YOLKANINIM f>Ü£tCÜ£MEYE 8AÇLAAAASIYLA SULAR ÇOK /S/MMff I/E S/IM/yA ÇAL/4AJ &İK &BHK ^UMZÇTf BUMU, IK.İ BÜYÜfC TÜMGeĞfN SU ÜSTÜNB VE ÇEI//e£Y/ YOĞUM BİR OUIuiANIN tZCGMİŞTİ MEYMA/4 GELEN 2f£JL RELİK MİKJİK <4t>4, TOtZYO'YA SGO MİL. UZAIC- U/CTAYDI. OLAY&4M 3O YtL ÖNCE VE 2T- DÜHYA SAVAŞt'i AYAİ/ YE-ROe ACrt£A/Z Ç.(tZMtf, AMCAtC D MASIYLA /aSA £:ÛgE£>E yo/C OU~ ANKARA,..ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Atlar ve Sorular Günler gecelere, geceler sabahlara ulaşıyor, şa- fak söküyor ama sabahlar acıyla yaşanıyor. Gün ağarmıyor, hüzünle bulutlanıyor. Her gün acı birha- ber, bir ölüm, bir cinayet, trafik kazalannda onlar- ca insan can veriyor, ölüm kol geziyor her yerde. Kaç olayı birden yaşıyor insanlar, evler yıkılıyor, seller basıyor, şaşırtıcı istatistiklerie hastalığın, yı- kımın gerçeğini yaşıyoruz ama olup bitenlerden ders almak yok. Kimi olayda acının, gözyaşının ötesine gidiyor, durdurun dünyayı, inecek var, di- ye bağırmak istiyor insan. Dar çevreden geniş çev- reye geçerken suskunluk bastınyor, yorum yapa- mıyor, kara tablolar, şaşırtmacalaria eli kolu bağlı kalıyor. • • • Sevgili okurlanm, birden ölümler, kazalar, cina- yetlerle ben de ruh sağlığımı hayli yitirdim. Telefon çalarsa, posta gelirse korku sanyor içimi, kimi yi- tireceğim, kim için gözyaşı dökeceğim bilmiyor, olayın karasına dalıyorum, karanlık basıyor. Biliyorsunuz, acı olaylan sevdiğim dostlarlaaşar, sevgili bir dostun koluna girer, geçmişe yolculuk- lar yaparım. Elbet şaşırtmaca da olacak ama kimi zaman öfke bastınyor. Yollarda, dağlarda ölenle- rin uyansı dayanılır gibi değil! İnsan sevgisinden yoksun olmanın faturası ödeniyor ancak. Ekranda küçük çocuklar, ilkokul öğrencileri. Baş- kent Ankara'da okulsuzluğu yaşıyor. Okullar para- sızlığı! öğretmensizliği! Söz buraya gelince öfke bastınyor. Eğitim seferbertiğini çok önce yaşayan ülkemizde nereden nereye gelindiğini görerek şa- şınyor insan. özellikle benim kuşağımın bireyleri, umudumuz, coşkumuzla ne güzel yol aldık, ama- cımıza giden yolda şaşırmadık ama yeteri kadar direndiğimizsöylenemez galiba. Suskunluğun, al- dırmazlığın sonuçlan ortada. Tesettür modası gi- derek yaygınlaşıyor, özgüriük edebiyatı da ilginç bir destek bu modaya. ••• Derken bir telefon Foça'dan. Avni Arbaş'ın sağ- lığı geliyor gündeme. Son günlerde sık sık rüyama giriyordu, iyi olduğunu öğrendim, rahatladım. Yüz- yılın yansını aşıyor dostluğumuz. Yıllar boyunca dost fırçasıyla aydınlandım, mutlandım, renklen- dim. Küçük bir tuvalde dünyanın en güzel çiçek- lerini sunar. O çiçekler de solmazlığın güzelliğini duyurur bize. Son sergilerinde uçsuz bucaksız de- nizler var, maviler, moriar. Ded<en, Mustafa Ke- mal'in kalpaklı portresı, Nâzım Hikmet ın dızele- rinden birselamgibi. Birdeatlan var, "Avni'ninat- lan". Nâzım'ındizeleriniokurkenressamındünya- sına da ulaşıyor insan. Gözleri açılıyor, var olma- nın gizemini hissediyor. Tesettür resimleri, karaba- san tablolar yok artık. Arbaşlar, Nâzım Hikmet'le bir araya geliyor, yeni bir dünyaya açılmanın umu- duyla gülümsüyor. 1958'de yazıyor büyük ozan: Bu atlarAvni'nin atlanl Kuvayı Milliye atlanl Ka- ra yamacı altında aksağn dolgunl Titrerburun ka- natlanl Bu atlar Avni'nin atlan. Kuvayı Milliye gelecek yinel Şahin atlar aşarak yelil Çiğneyecek gavuru da Anzavuru da Kuvayı Milliye gelecek yinel Hem bu sefer ay- yıldızlı bayrağıyla. Bu atlarAvni'nin atlan/ Kuvayı Milliye atlan/ Tıt- rer burun kanatlan. Bana Avni'nin atlanna binmeknasip olmasa ge- rekl Ama Mehmet binecek. Gelecek düşmanla topuz topuzal Gülüm Kuva- yı Milliye atlan/ Gözüm Kuvayı Milliye atlan/ Mem- leketi satanları bağlasınlar kuyruğunuza. Bu dizelere başka ne eklenebilir. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLMNSAĞA: 1/ San, mavi, kırmızı çi- çekli türleri olan otsu bir bitki. 2/Hatay ilinde bir ır- mak... "Mek- tubunda di- yorsun ki gel gaynTJaha — -çatarçatmaz ordayım"(B. S. Erdoğan). 3/Izmir'in bir semti. 4/ Baş örtüsü olarak kullanılan bir tür ipekJidokuma...Be- lirti.5/Aritmetikhe- sap yapmakta kulla- nılan, birçok devin- gen parça dizisiyle donatılmış düze- 8 nek... Emile Zo- 9 la'nın bir romanı. 61 "Şener —": Oyuncumuz... Prizden akım almaya yarayan araç. II Cani gibi, canice. 8/Bir nota... Bir toplulukta çalışan insan- lann her biri. 9/Memelilerde ana ile dölüt arasın- da kan alıp verme işini sağlayan organ... Yemek. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Özellikle Akdeniz yöresinde yetişen otsu bir bit- ki... Tavlada "üç" sayısı. 2/Üstün bir yetkinin gü- cûnü simgeleyen değnek... Gerekli, lûzumlu. 3/Bu- dizm'de ruhun ulaştığı en yüksek mertebeye veri- len ad. 4/ Cilacılıkta kullarulan bir tür zamk... Nes- ne, şey. 5/ Bir şeyin kendisi... Ağ şeklindeki örgü. 6/1517'de yapılan ve Mısıf*ı Osmanlı topraklan- na katan savaş. 7/ îspanyollann sevinç ünlemi... Vanlmak istenen bir amaca doğru geçilmesi gerek- li dönemlerden her biri. 8/Ince yapılı... "Git, de- fol" anlamında argo sözcük. 9/Kurumuş saplann- dan mobilya yapılan bir bambu türü. AKYURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2003/40 Davacı Fatma Yıldınm vekilinin davalı Hilmi Yıl- dınm aleyhine açtığı şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasının verilen celse ara karan gereğince; Mahkememizce yapılan tüm aramalara rağmen da- valı Hilmi Yıldınm'ın adresi tespit edilememiş ol- makta, davab Hilmi Yıldınm'm duruşma günü olan 21.10.2003 günü saat 10.00'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirme- si, aksi takdirde HUMK. 213-337. maddesı uyannca yokluğunda yargdama yapılarak karar verileceği da- valı Hilmi Yıldmm adına tebliğ yerine geçmek üzere •Uan olunur. Basın: 44052 •ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle