19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 2003 PAZARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TU RKIYE Is-îanbul Edime Koca«lı Çanakkale Izmır M-arusa Aydın Denıziı V PB Y PB B B B B 22 24 22 24 27 28 30 30 ZongLİdak Y 20 AntaJya Sinop Samsun Trabzon Giresun Anka/a Eskişeriir Konya Sıvas Y Y Y Y PB PB PB PB 25 24 25 24 25 24 27 24 Adana B 31 B 30 Kars Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van B B B B B B B 29 33 35 30 32 29 25 PB 23 Yurdun kuzey ve ıç kesımlen ıle Do§u AKde- Tiz parçaJı bulutlj, Mar- •nara'nın doğusu Batı •je O t a Karadenız ıle Doğu Karadenız lcyilan sağanak yağışlı, dığer yerter az bulutlu ve açık geçecek Hava sıcaklı- ğında onerr bır ce^ı- şıkl'k olmayacak. Ruz- aâr kuzey ve batı yon- ıerden hafif, ara sıra or- ta kuvvette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn PB PB PB B B B B B 18 20 21 24 21 21 22 18 Münih B 21 Zürih Berlin Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B B B B PB PB PB B 21 21 27 19 22 14 26 27 B 21 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflis Kahire B B PB Y PB Y Y B 18 21 14 28 23 20 24 32 B 35 -"A > Parçalı büutt _3 Su/utlu k Çok bulutlu > Yağmuriu iKart Sulu Kar ı Gok gurjltulu Tersine Tarih?.. • Baştarafı 1. Sayfada • Türkiye'de elbirligiy- le mvtluluğu aravabil- mek yolunda gerekli or- tamı sağlamak herke- sin görevidir; ama, bu işlev en başta siyasal ik- tidarın omuzlarında- dır. Koskoca ABD foile Ortadoğu'daki hesap- larını sağlıkiı yapama- dı, şimdi Birleşmiş M il- letler'den medet umu- yor, dünkü hesapları- nın hayal olduğu da an- laşıldı. Türkiye'deki iktida- nn ne hesapları olduğu yeterince bilinmiyor, ki- mileri takıyyeden söz açıyorlar; ama. hırsla- nn körükiediği hayalle- rin peşinde gitmenin ül- keye çok zararı doku- nacağını anlayacak ka- dar sağduyuyu bu Hü- kümetten beklemek hakkımızdır. Eğitim sistemine yakın takip Kavga polisle arbedeye dönüştü • ANTALYA (AA) - An- talya'da yaşayan Arzoı ve Sinan Akkuş çifti arasında çıkan tartışma polisle arbe- deye dönüştü. Sinan Ak- kuş'un eşini darp ettiğini duyan çiftin yakınlan ola- ya müdahale etti. Tartışma kavgaya dönüşürken olay yerine gelen polisler, taraf- İan ayırmaya çalıştı. Çıkan kavgada bır polıs memuru kolundan bıçakla yaralan- dı. Yarah pohs hastaneye kaldınhrken bu sırada po- hslerle aile arasında arbede yaşandı. Olayda 6 kişi gö- zaltına alındı. Gökten cisfen düftii: 1 yarah • KOZLUK (AA) - Bat- man'ın Kozluk ılçesine bağlı Koçaldar köyü üze- rinden uçuş yapan bir uçaktan saat 16.30 sırala- nnda henüz belırleneme- yen nedenle bir cisim düş- tü. MehmetTan adlı yurtta- şın evinin köşestne çarpan cismin parçalanması sonu- cu bahçede oyun oynayan kızı Birsen Tan bacağından yaralandı. Tan, Batman Devlet Hastanesi'nde teda- vi altına alındı. I Baştarafı 1. Sayfada lişmelerin "vakından izlen- diğT'ni bildırdi. Açıklamada, "Türkiye için hayati önenıi haiz milli eğitim sistemimize ilişkin gelişmelerin. TSK ta- rafından da dikkatle ve ya- kından izlenmesinin doğal olduğu" belirtilerek içerisin- de yüksek öğrenim düzeyinde 21 adet öğretim eğitim kuru- munu bulunduran, bılim ve teknolojiden azami şekilde ya- rarlanmayı hedef alan TSK için Türkiye'dekj eğitim sisteminin önemınin "aşikâr" olduğu bildirildi. Açıklamada, T- SK'nin 20 yılı aşkın bir süredır YÖK kapsamında yeraldığı ve bu kurumda bir temsilcisinin bulunduğuna işaret edilerek şöyle denildi: "2547 sayılı Vükseköğrerim Yasasfnda değişiklik öngören yasa tasla- ğı üzerinde devletin ilgiii bü- rün kurum ve kuruluşlannın önemle durması gerekliliği- ne inanılmaktadır. Bu bağ- latnda; Milli Eğitim Bakanlı- ğı tarafından yasa taslağı hakkında Genelkurmay Baş- kanhğı'nın görüşleri istenil- miş, görüş ve öneriler 11 Temmuz 2003 tarihinde Mil- li Eğitim BakanlığTna gön- derilmiştir. Aynca; 1 Eylül 2003 günü Genelkurmay Başkanı, YÖK Başkam'nıiı ziyareti sırasında kendisi ile konu üzerinde fikir alışveri- şinde bulunmuştur." Açıklamada, Orgeneral Yal- man'ın Gürüz ve 8 üniversite rektörü ile Genelkurmay Baş- kanhği'nın bilgisi dahilinde görüştüğüne işaret edilerek bu- rada da konuya ilişkin değer- lendirmelerde bulunulduğu be- lirtildi. Genelkurmay Başkan- lığı, TSK'nin anayasanın 42. maddesinde ifade edildiği gibi Türkiye'de "Eğitim ve öğre- tim, Atatürk ilkeleri ve inkı- lapları doğrulrusunda, çağ- daş bilim ve eğitim esaslanna göre devletin gözetim ve de- nerimi altında yapılır" temel ilkesini yürekten benimsedıği- ni vurguladı. Gürüz ile 8 üniversite rektö- rü geçen hafta Yalman'ı zıyaret etmişlerdi. Ziyarette rektorler Yalman'a YÖK taslağının ka- bul edilemez olduğunu belirte- rekTSK'den destek bekledıkle- rini ifade etmişlerdi. Yal- man'ın, "KuruUanmız takip- te, irticayı izliyoruz" dediği ifade edilmişri. Rektörlerin Yalman'ı ziyareti VaWten TSFyesaldın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anado- lu'da Vakit gazetesi, YÖK Başkanı Kemal Gürüz ile rektörlerin Kara Kuvvetleri Ko- mutanı Orgeneral Aytaç Yalmanı ziyaretle- rinin ardından 3 gün boyunca sayfalanndan TSK ve rektörlere yönehk ağır eleştirilerde bulundu. Anadolu'da Vakit gazetesi, 12 Eylül 2003te "Kışlada Siyasete Suçüstü" manşe- tiyle çıktı. Habenn spotunda, "Camiden, okuldan ve kışladan uzak rurulmaya çalışı- lan siyaset sonunda kışlaya girdi" ifadesire yer verildi. Haberde. Üniversite Öğretim Ele- manlan Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr Şefik Dursun ile AKP'li Doç. Dr. Ömer Özjılmaz'ın açıklamalanna yer verildi. jGa- zetenin yazan Ali Karahasanoğlu, "YÖK'ü tarrışmak askerin görevi mi" başlıkL yazı- sında "Yok kardeşim, yok! YÖK ile ilgiii görüşme yapması gereken bir sınıf yasada yok. YÖK Başkanı ve rektörlerle ofurup meşru hükümetin çıkarmak istediği bir kanun hakkında görüşme yapması kanun- da yok" ıfadelerine yer verdı. Ayru gazete 13 Eylül 2003 'te de "Yalman'a tepJd" manşe- tiyle çıktı. Haberde eski Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam ile Tüm Öğretim Cyeleri Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tahir Hati- poğlu'nun düşüncelenne yer verildi. Gazete- de dün yayımlanan "'Gürüz KKK'de değil TBMM'de çözüm aramalı" başhklı haber- de de. Sağlık-Iş Genel Başkanı Mustafa Ba- şoğlunun açıklamalanna yer verildi. Gazete- nin yazan Abdurrahim Karakoç, "Emri- niz Olur Paşam" başlıklı yazısında şöyle dedi: "YÖK Başkanı ve rektorler mutlaka irşad olmuşlardır. Üniversitelerin açılışla- nnda hayli nutuklar atilacak ve beyinler tırnııklanacak gibi gözüküyor. Çünkü pa- şamız emreylemişler. Kemal Gürüz ve Gürüz'ün peşinden yürüyen rektörlerin kimden cesaret aldıklannı Sayuı Yalman Paşa deşifre ermiş olmuyor mu?" SÖYLEŞİ ATTİUİLHAN Ankara'nın Öncelik Hakkı'!.. I Baştarafı Arka Sayfada ratorluklannın bağımsızlığını ka- zanmış topraklarında; her olayda cirit atan Ingiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve öteki üikeler, Kıbnsta kan gövdeyi götürünce, Türkiye - üstelik ayrıca uluslararası anlaş- malara istinâden- müdâhalede bu- lunursa; ya da meselâ, Filistin'de sesiniyiikseltirse; ya da -pekyapa- cağını sanmam ya- Balkan ülkele- rinde bazı önlemler almaya yöne- lirse, niçin birağızdan kıyameti ko- panyorlar? Gerçekte bu, onlann sık sık kullandıklan bir hakkı, kul- lanması anlamına gelmez mi?.." "Mr. Noblecourt, ciddi birgazete- ci idi; tartışmanın sonunda ne dedi biiir misiniz; aşağı yukan, şunlan: '...teziniz doğru, hatta meşrû say>- labilir; ama sort derece, tehlikeli- dir!..' Mana ve mâhiyetini beiirtmedi- ği tehlike, 'dünyalar hâkimi' Yu- nan/Latin Uygarlığı'nın benzer bir hakkı, kendi dışındaki uygariıklann ülkelerine -isterse Osmanlı gibi ci- hangir bir imparatorfuk olsun- as- la 'tanımamasından' doğuyordu. Biz bunu Hatay'da yaşamıştık; Kıb- ns'ta senelerdir yaşatıyoriar; açıkça görüyoruzkiyarın öbürgün, Ege'de, Doğu Akdeniz de ve Ortadoğu'da dayaşayacağız. Oysa Batı Afrika'c/a- ki -eski sömürgesi- Fildişi Sahili'nde, Fransa aynı hakkı haftalardır kullanı- yor, çıt çıkaran yok.'.." Yine peçetelerle havlular... "...Gâzi, Ankara'n/n eski Osmanlı topraktan üzerindeki, 'öncelik hakla- n'nı nasıl kullanması gerektiğini; ger- çek bir inkılapçı ve demokrat oiarak koymuştu: "...hatıriayınız, daha 1919'da 'kurtuluşlan' için ona başvurmuş olan, Suriye ve Irak'a ne demiştir: Önce işgalci Emperyalizm'e karşı, kendi gücünüzle savaşın, bağımsız olunuz; siz devletinizi kurduktan sonra, eşit haklarla bir federasyon ya da konfederasyon oiarak birle- şebiliriz! Bu ne yağmacı despot 'kafası'dır, ne sömürgeci emper- yalist tavrı; milletleri (halklan) hür ve eşit sayan, gerçek bir ulusal de- mokratik devrimci tavndır; doğru- su da budur..." "...oysa bugün ne oluyor? Atlantik ötesindeki bir ûlke, özgür ve bağım- sız bir ülkeyi işgal edebilmek için, Türkiye 'yi eski Osmanlı topraklan- na müdâhaleye zorlamaktadır. Ne için? Sözde Irak halkını demokrasi- ye kavuşturmak, gerçekteyse Orta- doğu petrolüne el koymak; bir de Is- rail'/n 'elini' kuvvetlendirmekiçin!Hal böyte ve durum bu kadaraçıkiken, o- dun kesenin hınk deyicileri, olayı, Mu- sul ve Kerkük dolayısıyla Türki- ye 'nin 'öncelik hakkı'n/ kullanması gi- bi, altın tabakta sunuyorfar: O petrol bizJmmiş de, zaten 'yüzde' hakkımız varmış da, estek köstek!.." "...Lütfen peçetelerle havlulan kanştırmayalım. Irak'la bir petrol meselemiz varsa, geçmişi ortak i- ki komşu ülke oiarak, biz oturur konuşur, sorunu tatlılıkla çözeriz; bunun için VVashington'ın kalkıştı- ğı yeni Haçlı Seferi'ne kanşıp, hem Türk dünyasında, hem fslâm âle- minde, Türk'ün adını kirietmemize ne lüzum var?.." "...hem, niye 'öncelik hakkımızı', çok daha önemli ve gerekli yerde kullanmayı düşünmüyorlar?.." Nerede mi? Hem onu, hem Gâzi- nin -sağ olsaydı- soruna nasıl eğileceğinı, aynca tartışacağız. e-mail:tilahan < isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88 Aoml omiîntn hÜİnn S i r k e c i ' d e »opJanan ÖDP üyeleri, AKP hiikâmetinin "eğitim UclIU CxlUlTW DUlLc politika$ını"prote$toederek u bilimsel.demokratik,özgürlük- çii laik"eğirimegeçilmesini istedi.Yeni Cami önündc açıklama yapan ÖDP tstanbul tl Başkanı Sinan TutaKparasız-kamusal eğirimin yurttaşlık hakkı olduğunu belirterek "Öğ- rencisini müşteri gören, öğretmenine sefaleti layık gören bu eğitim sistemi değişmelidir" dedi. ÖDP'liler okul- lann açılması nedeniyle Mahmutpaşa'da kurulan pazarda çocuklan için alışveriş yapan yurttaşlara "parasız kamusal eğitim" başlıklı bildiri dağıttı. "Parasız eğitim isriyoruz". "Savaşa değil eğirime bütçe" diye sloganlar atarak pazan dolaşan parrililer, esnaf ve yurttaşlann alkışları arasında eylemlerini bitirdiler. (ALPERTURGUT) Cumhurbaşkanı eğitimin temel araç olduğunu vurguladı: Ata^nın yolımdayızANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Ilköğretim okullan ile liseler- de 2003-2004 eğitim-öğretim yılı bugün başiıyor. Ilköğretim okulla- nndaki 10 milyon 331 bin, lıseler- deki 3 milyon 34 bin öğrenci ile 557 bin öğretmen, yaklaşık 3 ay süren yaz tarilinin ardından ders başı ya- pacak. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yayımladığı açıkla- masında, "Yüce Atatürk'ün, Uke ve devrimleriyle aydınlatrığı yol- da ilerlemek, gösterdiği ereklere ulaşabilmek için, eğitim temel araçtır" dedi. Yeni eğitim-ögretim yılının baş- laması nedeniyle bugün okullarda törenlerdüzenlenecek. 15-19 Eylül 2003 tarihleri arasında kutlanacak Ilköğretim Haftasrnda çeşitli etkin- Iikler düzenlenerek, herhangi bir nedenle okula gidemeyen çocukla- nn okula devamlanna ilişkin me- sajlar verilecek. tlköğretim öğren- cileri okullann açıldığı gün ders ki- taplanm okullanndan ücretsiz ala- bilecekler. Cumhurbaşkanı Sezer. yayımla- dığı mesajda, çağdaş ve evrensel il- kelen benimsemiş ülkelenn, sapta- dıklan ereklere ulaşabilmek ve dün- yada daha çok söz sahibi olabilmek amacıyla, eğitimin kalitesini yük- seltmek ve yaygınlaştırmak için ça- ba gösterdiklerini vurguladı. Eğiti- min yaşam boyu süren bir etkinlik olduğunu vurgulayan Sezer,"Gele- ceğin yetişkinleri oiarak topluma yön verecek kuşakJar, öğretmen- lerinin yol göstericiliğinde öğren- meye, kendilerini geliştirmeye, bi- lim ve teknolojideki yenilikleri iz- lemeye yönlendirilmelidir" dedi. Sezer, Türkiye Cumhuriyeti 'nin ku- ruluşundan bu yana, çağdaş ve ge- lişmiş üikeler düzeyine ulaşmak için eğitimin kalitesini arttırmaya ve yurdun her köşesine ulaştırmaya yönelik çalışmalar sürdüğünü dile getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan. mesajında, eğitim kalitesinin arttınlması, eğitimde firsat eşıtliği- nin sağlanması, eğitim sisteminin ideolojik kaygılann arenası olmak- tan çıkanlarak ülkenin ve çağın ge- reklerine uygun etkin eğitim ve is- tıhdam planlannın yapılması yö- nündekı çalışmalann sürdürüldüğü- nübelirtti. TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesı ve CHP Demzli Mıller\ekili Mustafa Gazalcı ıse öğrenciler, öğretmenler ve eğitimle ilgiii birik- miş sorunlar çözümlenmeden yeni bir öğretim yılının daha başladığı- nı, AKP'nin ise sorunlan çözmek yerine yanlış ve taraflı uygulama- larla arttırdığını bildirdi. • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Bunun en somut örneği, KKTC ile yapılan güm- rük birliği anlaşmasına ilişkin demeçler. AB büyü- kelçileri, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcı- sı Abdullah Gül'e sorduiar: - Siz bir yandan Kıbrıs'ta çözüm istiyorsunuz, adanın bütünlüğü diyorsunuz; bir yandan da KK- TC ile gümrük birliği anlaşması yapıyorsunuz, bu nedir? Gül'ün verdiği yanıtı sanırız, AB elçileri de bek- lemiyordu: "O anlaşmanın içi boş. Merak etmeyin. Mec- lis'ten de geçmeyecek..." Aynı Gül, kısa bir süre önce KKTC heyetiyle yaptığı görüşmede de, "Bu anlaşmaya büyük önem veriyoruz. Ekimde Meclis 'e getireceğiz" de- mişti. Bu politikanın tanımını biz yapmayalım, okura bırakalım! KKTC'deki durum ise daha karmaşık. Her şey 14 Aralık'ta yapılacak seçimlere eşitlenmiş du- rumda. Kıbrıs'taki siyaseti de Türkiye'dekine ben- zettik. Bu yüzden aynntılara girersek boğuluruz. Ancak genel görünüm şu: Muhalefet partilerinin tümü AB desteğini arka- larına alıp "tarafsız" bir seçim yapılması için çalı- şıyorlar! AB'ye girmeye çalışan ülkelenn büyük çoğun- luğunda bu yönde yoğun propaganda yapan par- tiler oldu. Doğrudur, hakları vardır. Ben de kimi ge- zilerimde buna tanık oldum. Ama neredeyse hiç- birinde kendi amblemini bırakıp AB yıldızlarını bayrak yapan parti görmedim. Çoğunda, kendi bayraklan ayrı dalgalanır, yanına birde AB bayra- ğı koyariar... Kıbns'taki muhalefetin hemen tümü kendi amb- lemini ikinci plana irti, varsa yoksa AB yıldızları. Salt bu tablo bile önerilen çözümle, KKTC'nin AB'ye girmeyeceğini, AB'ye teslim edileceğini gösteriyor! KKTC'de öyle bir seçim atmosferi var ki; örne- ğin Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı Ali Eren, sade- ce 14 Aralık seçimi için partisel bir hareket baş- lattı. Amacının siyaset olmadığını AB olduğunu açık açık vurguladı! Eren'in tamamen duygusal nedenlerle AB tut- kusunu anlıyoruz ama, seçimleri salt "AB'nin her dediğine evet" noktasına indirgemesi daha şim- diden Kıbrıs'ı kaosa sokmuş durumda. Herkese serbest Türkiye'ye yasak! AB ve Batı da 14 Aralık seçimlerini beklıyor. Ge- çen bahar aylannda Türkiye'den temsilcılerin de bulunduğu bir AB heyeti Ankara'ya geldi. Başba- kan Erdoğana önerdi: - Bu iş Denktaş'la olmaz. önümüzdekı seçim- lerde psikolojik bir girişim başlatıp, onun devre dı- şı kalması sağlanmalı! Hükümetin başındakiler buna soğuk bakmadı- lar. "Biraz erken, hele eylül gelsin, o zaman daha uygun olur" dediler. Eylül geldi, görüyoruz! AB ve ABD'nin seçimlere bakışı tam bir kara mi- zah. Yunanistan öncülüğünde herkes Ankara'ya şu mesajı iletiyor: - Bu seçimlere Türkiye kanşmamalı. Tarafsız kalmalı! Ankara da buna uygun davranacağına ilişkin sözler veriyor. Düşünün; AB-Yunanistan, ABD, adadaki tüm partilerle istediği gibi temas kuruyor, "AB'ye kayıtsızşartsızevetdenmezse çözümyok" propagandası yapıyor, kimi partiler çıkıp "Türki- ye'den gelenler oy kullanmasın" diyor... Bütün bunlar serbest, Türkiye'nin görüş belirtmesi ya- sak! Yunanistan'dan gelen haberler, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği yolunda Kopenhag kriterlerinin bazen önünde bazen hemen yanında bir yenisi- nin daha durduğunu gösteriyor: Atina kriterleri! Yunanistan, kendince Kıbrıs sorununu çözül- müş sayıyor, "Sırada Ege var. Bu çözülmeden, Türkiye, Kopenhag kriterlerinin tümünü yerine ge- tirse bile AB üyeliğini alamaz" diyor. Uluslararası ilişkilerde bu tür karşılıklı çıkışlar doğaldır, her ülke önce kendi çıkarını öne alacak- tır. Ancak, Türkiye'nin içinde bulunduğu durum şu: Dış sorunlarını kendi içinde tartışarak ve kendi- siyle yarışarak çözmeye çalışıyor! [email protected] Universiteler, yeni eğitim yılında derslere girecek öğretim üyesi bulamamariskiylekarşı karşıya Rektorler kaygılı: Birkuşak yitecek MAHMUT GÜRER ANKARA - Universiteler, 2003-2004 eğitim öğretim yılının başlamasına az bir süre kala öğretim üyesi yetersizliğinden kaynaklanan sorunlan aşmaya çalışıyor- lar. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yayımlanan genelgeyle aka- demik personel almalan yasaklanan uni- versiteler, yeni eğitim yılında derslere girecek öğretim üyesi bulamama riskiy- le karşı karşıya geldiler. Bazı rektörlerin yeni eğitim öğretim yılı ile ilgiii kaygı- lan ve verdikleri mesajlar şöyle: Anadolu ÜniversKesi Rektörü Prof. Dr. Engin AtaÇ: Bu yıl üniver- sıteler eğitim-öğretime biraz daha fark- lı başlayacak. Şu anda üniversitelerimı- ze yardımcı doçent, araştırma görevlisi, okutman alamıyoruz. Her yıl onlarca öğ- rerim üyemiz emekli oluyor ya da özel üniversitelere gidiyor. Bunlann yerine yenilerini koymak zorundasınız. Başba- kan'ın genelgesi nedeniyle şu anda bun- lan karşılamak gibi bir şansımız yok. Üniversitelerin döner sermayesi de büt- çe yasasıyla inanılmaz derecede kısıt- landı. Eskiden döner sermayeden yüzde 10 vergi verirken şimdi yüzde 15 veriyo- ruz. Gelecek yılın mali bütçesinde bu ar- tışın yüzde 12.5 olacağı görülüyor. Yani biz devlete onlann bize verdiğinden da- ha çok para verivoruz. Ankara Üniversrtesi Rektörü Prof. Dr. NUSret AraS: Ümversite- ler yıllardır malı kriz içerisinde. Elektn- ğimizin, doğalgazımızın kesilmesi kor- kusuyla eğitim yapıyoruz. Bu yıl bu sı- kıntılara kadro sıkintısı eklendi. Akade- mik kadro atamamıza ilişkin yasak en kısa sürede kaldınlmazsa üniversiteler- de eğirime başlamak çok zor olacak. cazf Üniversitesl Rektörü Prof. Dr. RlZa Ayhan: Üni\ ersite- nin en büyük sıkıntısı her yıl olduğu gi- bi mali sorunlar. Bir yıldır da öğretim üyesi kadrosuna ılave yapamıyoruz. Hü- kümet bunu bir genelgeyle yasakladı. Öğrenci sayımız 60 bindi 70 bine çıktı. Öğrenci sayımızda yüzde 15 artış varken öğrerim üyesı sayısında emeklilik, aynl- ma gibi nedenlerle azalma oldu. Bu du- rumda gereken eğitim öğretimi verebil- memiz zorlaşıyor. Yatırım bütçelerimiz arttınlmalı. Bu artınm olmadan gerekli kaliteyi sağlayamayız. Bir ülkenin kal- kınması için birçok şeyden tasarruf edi- lebilir. Ama bu eğitim ohnamalıdır. ODTÜ Rektörü Prof. Dr. ural AkbUİUt: Bu yıl üniversitelerin en bü- yük sorunu kadro kısıtlarnası. 9 aydır 1 tane öğretim görevlisi almamıza izin ve- ribnedi. Üniversitelerin öğretim üyesi eksikliği zaten 8 bindi. Kısıtlama bunu 16 bine çıkaracak. Yeni üniversite açmak şöyle dursun. kadrolar mevcut üniversi- telere bile yetmiyor. Bu yıl her yıl oldu- ğu gibi mali sorunlar var. Bütçelerimiz- den para harcama izni yeni çıktı. Biz de yeni ihale yasasına hazırlıksız yakalan- dık. Elimizde zaten çok az para var. Öğ- renciler üniversiteye geldiklerinde ba- kımlan yapılmamış binalarla karşılaşa- caklar. Öğretim görevlimiz olmadığı için belki bazı derslerin eylül ayında başîa- ması da mümkün olmayacak. Cok acil önlemler gerekiyor. Aralık ayına kadar öğretim görevlisi alamazsak üniversite- lerde birneslj kaybetmiş olacağız. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. osman İncl: Şu an da Cumhuriyet ünıversitelerinin en büyük sorunu kadro. Bugün yardımcı doçent- likler dahıl, araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, okutman, uzman atamasına izin verilmiyor. Biz eylül ayında salon- lanmızda ders verecek öğrerim üyesi bu- lamayacağız. Üniversitelerin yatınm sı- bntılan da var. 2004 bütçesi şekillenme- ye başladı ve bütçelerimizde yüzde 10 artış yapılması öngörülüyor. Bununla ka- liteli eğitim vermekte çok zorlanınz. Eğitim ve sağlıkta tasarruf olamaz. Özel- likle üniversite döner sermayelerinin tah- silinde büyük sorunlar yaşıyoruz. Üni- versite hastaneleri kamu alacaklannı tah- sil edemiyorlar. Bu alacaklar triiyonian buluyor. Her şeye karşın öğrencilerimi- ze iyi eğitim vermeye çalışacağız. istanbul Teknlk ünlversitesl Rektörü Prof. Dr. Cülsün Sağla- ITier: Şimdi üniversitelerin en önemli sorunu öğretim üyesi alamamak. Bütçe- lerinde inanılmaz açıklar var. Hüküme- tin girişimleri böyle devam ederse üni- versitelerin gidişatı bu yıl çok zor olacak. Şimdilik öyle görünüyor. Aynlanlann yerine yeni öğrerim üyeleri alamıyoruz. Teknik üniversitelerde olmasa bile diğer yeni kurulan üniversitelerimizde böyle bir şey çok büyük etki yaratacaktır. Biz belki bir süre daha dayanabiliriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle