26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EYLÜL 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA H i J v U i l U I V J J . ekonomi(5cumhuriyet.com.tr 13 ESCADA nın, yenı modelleriyle hâzırladığı 2003-2004 sonbahar-kış koleksıyonu 'kendinizi tasarlayırT temasından yola çıkarak tasarlandı. Koleksıyonda. parlak renkler ve yan transparan kumaşlar kullanıldı. GİMA mağazalan, 28 Ağustos-30 Eylül tarihlen arasında müşterilerinin bağışlayacağı okul yardım paketlennı Anne Çocuk Eğitün Vakfi aracıhğıyla Diyarbaİor'dakı yardıma mıihtaç öğrencılere ulaştıracak. FEDEX, Türkıye'nın ünlümoda tasanmcılanndan Bahar Korçan'ın koleksıyonlannı dünyanın dört bir yanına taşıyacak. Sosyal güvenlik kurumlannın ilaç alımlan İhale Yasası kapsamından çıkanldı Yem neşterler kapıdaMtVE ZEY^BEKOĞULLARI Hükümet, Kamu İhale Yasa- sı 'na "sonradan" ekledıği bir maddeyle, acil durumlarda kulla- nılacak olan ilaç, tıbbi sarf mal- zemeleri alımlarında ihale ko- misyonu kurma ve yeterlilık ku- rallan arama zorunluluğunu orta- dan kaldırdı. Sağlıkta denetim zaafiyetinden doğan suistimalle- re kapı aralayacak yeni düzenle- meden dolayı, yakın gelecekte yeni "neşter operasyonlannın'' gündeme gelebileceği uyansı ya- pıldı. Yeterllllk aranmayacak Yeni Kamu Üıale Yasası'nın 22. maddesini, "4964 Sayıh İhak Ka- numı'nda degişikük öngören bir tasarryı yasalaştjrarak" 15 Ağus- tos'ta değiştıren AKP hükümetı, Emekli Sandığı, SSK başta olmak • Tıp Kurumu Genel Sekreteri Üçer. sosyal güvenlik kuruluşlanrun sağlık harcamalannı ve açıklannı da katlaması muhtemel yeni düzenlemenin, "ulusötesi şirketlerin de kârlanna kâr katmasına uygun bir zemin yaratacağını" belirtti. üzere kamu sağlık kuruluşlannda malzemesi abmlannı" kapsıyor. usulsüz alımlara kapı araladı. 15 Ağustos"ta Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe gu-en ye- ni Kamu İhale Yasası ile önceki kanunun 22 maddesınde genış çaplı değişiklikler yapıldı. Buna göre, "fiyat araştırması yapıla- rak" sağlanması öngörülen alım- lann. "acil durumlarda yetertilik koşuDan aranmadan" yapılabi- leceği öngûrüldü. İhale Komisyonu kurulması zorunluluğunu da ortadan kaldı- ran maddenin f fikrası ise "özel- iiğmden dolayı stoklama imkânı bulunmayan ve acil durumlarda kullanılacak olan ilaç, übbi sarf malzemeleri ile test ve tetkik sarf Tıp Kurumu Genel Sekreteri AB Rıza Üçer, yapılan değişıkle. eskı ihale sisteminin bile "mum- la aranır hale geteceğp yorumu- nuyaptı. Üçer, "fnkrasınadaya- narak. özellikk kardiyoloji, kalp damar cerrahisi, ortapedi başta olmak üzere hasta başı maliyerJe- ri miryarlarca ürayı bulan übbi sarf malzemeleriyİe, biyokimya, nükleer tıp, mikrobiyoloji gibi alanlarda kullandan bazı ilaçlar- da 'ihale ile fiyat kırma olanağı' ortadan kalkmış olacak" değer- lendirmesini yaptı. Sözkonusu düzenlemenin sos- yal güvenlik kuruluşlanmn sağ- lık harcamalannı ve açıklannı katlayacağını da savunan Üçer, "bu ilaçlan ve tıbbi sarf malze- melerini üreten ve pazarlayan ulus ötesi şirketlerin kârlanna kâr katmasına uygun bir zemin yara- tacağını" belirtti. Üçer şöyle ko- nuştu : SuHstlmale açık "Kamu bastanelerinin gereksi- nimJerinin doğru biçimde saptan- ması, ilaç ve übbi sarf malzeme- lerinin toplu alım yöntemi ile lo- ran larana pazarhklarla düşürü- lerek kıt kaynakların etkili ve ve- rîmMbiçimdekullanılnıası için so- mut adunlar aülması gerekirken; snistimale, kaynak savurganhğt- na açık, mevcut ihale sistemini bi- le aratacak olumsuz u\ gulamala- ra kapı açan bu düzenleme den dolayı, yakın gelecekte yeni 'Neş- ter' operasyonlannın gündeme gelmesi şaşırücı olma\acaktir." ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Yargı Yangını Cancun'da ıızlaşıııa yok LEEJEANS, 2003 sonbahar koleksıyonunu Jim Mornsson ve Bob Dylan gibı rock starlanndan esüılenerek hazırladı. Koleksıyonda kadınlar ıçin düşük bel ve dar paça pantolonlar bulunuyor SHELLGAS. kuruluşunun ikınci yılını müşterilenne dağıttığı otomobılden, beyaz ve elektronik eşyaya kadar toplam 2 bın 222 hediye ile kutluyor. Ekonomi Servisi- Dünya Ti- caret Örgütü'nün (DTÖ) Mek- sıka'nın Cancun kentindeki bakanlar düzeyindeki toplan- tısı yine fiyaskoyla sonuçlan- dı. Zengın ile yoksul ülkelerın taleplennden ödün vermediğı zırvede, tanm ürünleri ticare- tine dair müzakerelerde anlaş- ma sağlanamadı. Toplantının e\ sahibi ülkesı ve başkanı Meksika'nın Dışiş- leri Bakanı Luis Ernesto Der- bez'ın DTÖ müzakerelennın tekrar rayına sokulup 2005'te tamamlanması hedefiyle sun- duğu uzlaşma planı ne zengın ne de yoksul üJkeleri memnun edebıldı. Orgütün sunduğu ye- ni ticaret planında, zengin ül- kelerin tanm ıhracatı sübvan- sıyonlannı aşamalı olarak kal- dırması, buna karşılık, yoksul ülkelerin de kendı korunmuş tanmsal pazarlannı dışa açma- yı taahhüt etmelen öneriliyor. Planda, yabancı sermaye yatı- nmlarını düzenleyıcı kuralla- ra dair müzakerelenn başlatıl- ması için gelecekte bir tanh belirlenmesi de ıstenıyor. Ja- ponya ve Avrupa ülkeleri bu hedefte ısrarlı fakat Hindistan ve Malezya başta olmak üze- re, 70'i aşkın üye ülke buna şıddetle karşı çıkıyor. Brezılya ve Hindistan'ın ba- şını çeknğı kalkınmakta olan ülkelerden oluşan 21 'ler Gru- bu, "DTÖ'nünyeniönerisinde ABD ve AB'ye tanm sübvan- siyonlannın kısdmas hususun- da yeterince baskı yapılmad*- ğT görüşünde. fŞKUR'un kurslarınayoğun ilgi Türkiye Iş Kurumu (İŞKUR) Adana Ü Müdüriuğü'nce özeUeştirme işsizlerine yönetik sosyal destek projesi kapsanunda açılan kurslar ilgi görmor. \etkililer kaüfhe eleman jetiştirümesi ve istihdamın artmasına katkı sağlamak amacıyla uygulanan projenin olumlu sonuçlannı almaya başladıklannı söyledi (AA) Sonbaharda toplumsal hareketli- lik artıyor; tarımda ürün mevsimi ka- panıyor; okullar açılryor; adlı tatıl so- na enyor. Ve aynı günlerde, bunlarve dığer alanlardaki sorunlar öne çıkı- yor; tartışılıyor ve bir süre sonra so- runlar da çozümler de unutuluyor. Toplum, ana sorunlannı, mevsimlik tartışmanın ve hiçbır zaman çözüm bulamamanın bu olağanüstü yalan- cı kaypaklığıyla yıllardır yaşayıp gi- dıyor. Çözümsüz sorunlann sıralanma- sında, yargıya, ayn bir yer vermek gerekiyor, çünkü yargının niteliğı toplum yaşamının aynasıdır. • • • Hukukun üstünlüğü ve hukuk devletı kavramlarını çarpıcı bir bı- çımde anlatmak için olacak, Huku- ka Gıriş kıtaplannda şöyle bir öykü yer alır. Sağlığı lyi olmayan Prusya Kralı Friedrich Potsdam'da bır kaplıca arazısını satın almak ıster. Arazinin sahibi ınatçı değirmencı, dı- yelim "Hans", toprağını satmak ıs- temez, kralın isteğını gen çevınr. Bu- nun üzenne Kral: "Ama ben Kralım, gerekırse zor- la alınm" deyınce, Hanstam bır öz- güvenle şu yanıtı venr "Ben de sızı Beriın'de hâkıme şi- kâyet edenm!" Asırlar sonra, Türkiye'de "Meh- met", değıl krala, kendıne haksızlık edenlere bunu dıyebiliyor mu? ••• Akdenız Ünıverşıtesi öğretım Üyesi Prof. Dr. H. Ökçesiz'ın, so- nuçlan 7 Eylül günü Hürnyet'te ya- yımlanan bır araştırmasına göre avukatların yüzde 95'e yakını, yar- gıda yolsuzluk olduğuna ınanıyor. Yanı yasal yapının ıçinde yaşayan- lann görüşü böyle. Son yıllarda ka- muoyuna yansıyan, yargının "vıc- dan ile cüzdan arasında sıkıştığı" ya da "Avukat tutma, hâkım tut" söz- len de bu araştırmayı doğruluyor. Yasalar uygulanamıyor; banka hor- tumcuları bıle cezasız kalıyor. So- kaktakı yurttaş, hak dağrtımının hak- ça olmadığı inancıyla yaşıyor. Yargı denetımınde yapılan 3 Kasım se- çımleriyle ilgıli olarak son haftalarda yaşananlar, bır içsel çürümenın gös- tergesidır. Adaleti, çoğu kez mafya çetelerı sağlıyor; toplumun etkin ve yetkın çevrelen, yargıyı etkılemenın, gıderek kendı çıkarlan ıçın kullan- manın en akıl almazyöntemlerinı uy- guluyor. Yargı yangın yen olmasay- dı, onlarca tarıhi yapı ve bınlerce hektar orman yakılamazdı. Toplum, suç ve cezanın ayırt edilemedığı ka- ranlık bir tüneJden geçiyor. Bu sırada ılginç bırçelışkı yaşanı- yor; yargının en üst düzey siyasal sorumlusu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, son aylarda, gıderek artan bıryoğunlukla, yargının bu acıklı du- rumunu dile getiriyor. Bakanın bu tutumu, yargının düzelmesi ıçın ve- nlmiş bır siyasal söz, çok önemli ve olumlu bır ilk adım olarak alınmalı- dır. Yargının düzelmesinın başlama vuruşu, yargı bağımsızlığının sağ- lanmasıdır. Yargı bağımsızlığı, yargı- nın siyasetin ve ekonomik çıkar iliş- kilerinin etkı alanından olabildiğince uzak tutulması; kendi kurum ve ku- rallanyla ışlemesıdir. Bunun için öncelıkle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda, Adalet Bakanı "başkan", müsteşan "doğal üye" olarak yer almamalıdır. Yargı- nın siyasal bağımsızlığı, 12 Eylül'ün 1982 Anayasası ile katledılmişti; bu konudaki yeni anayasal düzenleme ıçın, zamanında çok ilen hükümler içeren 1961 Anayasası, çağdaş ge- lişmelede birlikte, esas alınabılir. Yargı bağımsızlığı için siyasetin yargıdan elıni çekmesı gereklidır; ancak hiç de yeterii değildir. Yargı- nın çalıştığı ortam, binasından bılgı- sayanna kadar altyapı donanımıyla, yeterlı olmalıdır; kuşkusuz bu da yetmez; başta yargıç ve savcılar ol- mak üzere, yargı dağıtanlann ve yar- dımcılannın nitelıği en üst düzeye çıkanlmalıdır. Yargının sağlıklı bırya- pıya kavuşmasında, hıç kuşkusuz barolann; toplumun hak arama ve saydamlıkla ilgıli kurum ve kuruluş- lanmn sürecın her aşamasında kat- kı ve katılımlan sağlanmalıdır. Ek olarak, yargının kurumsal ya- pısı, ınsan hak ve özgürlüklenni ge- nışleticı yönde düzenlenmelı; deği- şik alt bınmlen görev, yetkı ve so- rumluluklanyla açıkça tanımlanma- lı ve birimlerin kendi ıç işleyışleri et- kınlık kazanmalıdır. Bunlan kım yapacak sorusunun yanıtı açıktın başta Adalet Bakanı olmak üzere, sıyasetçiler. Bu bağ- lamda milletvekıli dokunulmazlığı- nın sınırlandınlması; sıyaset-basın- yayın ve ticaret bağlannın, var olan yasal boşluklar doldurularak kesil- mesı; banka hortumculan başta ol- mak üzere toplumun ekonomik za- ranna yol açanlardan bu zararlann geri alınması; ışkencecılenn, orman- lan yakanlann hak ettıkleri ölçüde cezalandınlması; memurlann yargı- lanmasının kolaylaştınlması ilk akla gelebilecek tamamlayıcı öğelerdır. Toplum, yargı yangınının bir an öncesondürülmesinı istiyor. >akup<a mrtu.edu.tr DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy'ntr.net Geçen çarşamba günü, Can- cun toplantısı ve 11 Eylül'ün yıl- dönümü vesilesiyle, gelişmekte olan ülkeleri, DTÖ yasalan, ikîli serbest ticaret anlaşmaları, IMF programlarıyla talan eden geliş- miş ülkelenn, buralarda yarattık- lan tahribata değinmiştim. Bu tahribat kendileri için de gerekli olan ihracat ve yatırım alanlannı da imhaettiği ıçin, bu ülkelergü- nümüzdekı dünya ekonomısin- de "kendi kuyruğunu yıyerekya- şamaya çalışan yılana " benzeti- lebilirdi. Bu fasitdaıreden çıkma- nın yolu çevre ekonomilerini güçlendirmek ve korumaktan geçiyordu. Bunun da önünde büyük jeopolitik engeller vardı. Ama tüm bunlar hiçbır gelişme- nin olmadığı anlamına gelmiyor. Bu pazartesi ve gelecek çar- şamba yazılarımı, savaş tartış- malannın toz dumanı içinde ikın- ci plana atılan, ama en az onlar kadar önemli olan "seçenek" konusuna ayırmak istiyorum. Türkiye'nin de başında olan bir mutsuzevlilik "krizine"deği- nerek başlamak istiyorum. Tür- kiye hükümetleriyle (Latin Ame- rika ülkelerinde de benzer bir durum gözlenebilir) IMF arasın- daki ilişkide, Türkiye, kocasın- dan sürekli dayak yemesine rağmen bir türtü aynlma cesare- tini bulamayan bir kadına ben- ziyor. Kadın hem eğer aynlırsa kocasının kendisine daha büyük bir şiddet uygulamasından kor- kuyor hem de kocası olmadan yaşamını sürdürememekten Butürevliklerin hikâyelerini iz- leyen psikolog ve doktorlar ise kadının, herdayaktan sonra ba- nştığında, bu kez durumun fark- lı olacağına kendinı inandırdığı- nı, ama hemen her zaman kar- şılaştığı şiddetin de düzeyinin sürekli arttığını, sürecin de so- nunda hastanede (Türkiye'deki knz) ya da ölümle (Arjantin krizi) noktalandığını saptıyorlar. Clç evlilik: bir bo;anma Tolstoy'du sanırım, "Hermut- SJZ aile kendi özgün koşullanna u/gun bir tarzda mutsuzdur" di- yen. Türkiye, Brezirya ve Tay- land'ın IMF ile mutsuz evlilikle- rnin hikâyeleri de Tolstoy'un bu ^ptamasını andırıyor. Sürekli eşinden dayak yiyen l-adının yaptığı gibı kendimizi al- catmakta ısrar etmezsek, şu Evlilik Hikâyeleri gerçeği kabul etmekte zorluk çekmeyiz: Yıllardır IMF progra- mını ısrarla uygulayan, bu prog- rama rağmen krize gırmekten kurtulamayan, ama kriz sırasın- da da uygulamaya devam eden Türkiye krizden çıkamadı. Hâlâ borçlarını ödeyemez durumda olduğunu, ancak o dajeopolitik sayesinde, borçlarını erteleye- rek gizleyebilıyor. Ekonomik bü- yümeden söz edıliyor ama işsiz- likte bir azalma yok. Birçok eko- nomist bu büyümenin kaynakla- nnı sorguluyor; iç talepteki can- lanmanın bir gelir artışından de- ğil tüketici kredilerindeki geniş- lemeden kaynaklandığını, kınl- gan olduğunu vurguluycrlar. Brezilya'da de benzer bir du- rum var. Iktidara gelmeden ön- mes, 29/08). Şu sıralarda IMF Brezilya'da; 4.16 milyar dolarlık bir kredı dilimınin çekilmesine izin verip vermeyeceğine karar verecek. Hazine Bakanı Joaqu- in Levy, "Bizim bu dilıme ge- reksinimimiz yok" derken piya- salar aksinı düşünüyorlar {Esta- do de Sao Paulo 4/09). Tayland'daysa bambaşka bir süreç yaşanıyor. Geçen ay Tay- land, IMF'ye borcunu süresi dol- madan tam iki yıl önce ödedi. Tayland borsası, Başbakan Thaksin Shinatvvara iktidara geldiğinden (2001) bu yana yüz- de 70 (FinanciaJ Times 05/09), yıl başından bu yana da dolar ba- zında yüzde 40 yükseldi. Thak- sin iktidara geldığinde yüzde 1.7 düzeyinde seyreden ekonomik ce IMF programına sadık kala- cağına dair bir kâğıt imzalatılan Başkan Lula, yoksulluğa karşı mücadele platformuyla seçilmiş olmasına karşın henüz elle tırtu- lur bir başarı gösteremedi. Aksi- ne, önce yatınmcılara güven ver- mek amacıyla sıkı bır bütçe ve para politikası ızledi, IMF prog- ramını uygulayarak mali piyasa- lara güven vermeye çalışırken emekli maaşlannı, kamu harca- malannı kısmaya başlayınca da, kendisini iktidara taşıyan sendi- kalarla, kır yoksullanyla, emekli örgütleriyle ve seçimlerde des- tek aldığı sol Örgütlerle arası açıl- dı (The Economist 7, 17/08). Grevler, protesto yürüyüşleri art- maya başladı. Bu arada ekono- mi hâlâ daralmaya devam edi- yor, geçen aylarda yeniden bir resesyona girdı (Financial 77- büyüme2002'de yüzde 5.3'e, bu yılın ilk dört ayında da yıllık yüz- de 6.7'ye yükseldi. Tayland'ın halen 37 milyar dolar döviz rezer- vi var (Financial Times 03/09). Tayland IMF borcunu ödedikten az sonra, uluslararası reyting ku- rumu Fitch, Tayland'ın uzun dö- nemli döviz reytingini (BBB-)'den (BBB)'ye, yerel para reytingini ise (BBB+)'den (A)'ya yükseltti. Fitch, reytingi arttırma kararını, Tayland'ın IMF borcunu önce- den ödemeyi başarması, mali konsolidasyon sürecinin ve ver- gi gelirierindeki artış, vergı idare- sindeki iyileşme, SARS ve savaş ortamında başardığı güçlü bü- yüme gibi etkenlere dayandınyor (Financial Times). Türkiye ve Brezilya ile Tayland arasındaki fark, Thaksın'in ikti- dara gelir gelmez IMF programı- nı terk ederek Tayland ekonomi- sinin kendi gereksınimlerine gö- re yeni bir program benimsemiş olmasından kaynaklanıyor. IMF'ye olan borcun ödendiğini açıklarken Tayland Başbakanı Thaksin Shinatvvara, "Ârtık ül- kemizi bir daha uluslararası ka- pitalizmeyem etmeyeceğiz" di- yordu. Bellı kı, mılyarder (şimdı emekli) işadamı Thaksin ve onu seçimlerde destekleyen Tay- landlı ış çevrelen yaşayabilmek ıçin ülkelerinın ekonomisinin de- netıminin kendi sınıflarının elin- de olması gerektiğınin farkına varmışlar. Bu onlan belki daha demokratik bir egemen sınıf yapmıyor (son anti terorizm ya- salan, uluslararası insan hakları derneklerinin tepkilerini çekti) ama, bu yaklaşım onlan, karar verirken daha dengeli bir eko- nomik yapıya ve toplumsal istik- rara önem vermeye, ulusal eko- nomik yapıdaki dengeleri ve ge- niş kitlelerin taleplerini de göz önüne almaya zorluyor. Tayland'da kriz ve IMF 1986'dan 1996'ya kadar Tay- land dünyanın en hızlı büyüyen "yükselen piyasalanndan" biriy- di. 1997'de Âsya krizi ülkeyi tam anlamıyla allak bullak etti. Ulusal para çöktü, banka sistemi iflas etti, ülkenin döviz rezervleri ma- li piyasalarca talan edildiler. Ka- sım 1997'de yeni bir hükümet ik- tidara geldi ve malum reçeteyı uygulama koşuluyla IMF'den 17 milyar dolar borç aldı. IMF yenı Başbakan Chuan'/n yabancı ya- tınmcılara güven verme çabala- nnı alkışladı ve ekonominin ılım- lı bir resesyonla yüzde 3.5 daral- dıktan sonra 1998'de toparlana- cağını iddia etti. Ne ki daralma yüzde 10 oldu, yabancılar da ikı yılda GSMH'nin yüzde 15'ine ya- kın bir serveti alıp ülkeden aynl- dılar(77mes oMs/a, 21/09/2000). Tayland 1997-2000 arasında toplam 53 milyar dolar dış borç ödedi (M. Billıngton, Geociti- es.com., 12/21/2001). Tayland halkı kendi kendine kaldı. IMF dayatmalı ekonomik daralma yalnızcazayrf şirketleri değil sağ- lamlannı da vurdu (J.E. Leıght- ner, Joumal ofAsia Pacific Eco- nomy, No 7. 2002). Çarşamba günü devam ede- rek Tayland usulü boşanmayı anlatacağım. U l u s a l K o l i i s K O Î Î Î J Î ' S S Î Avrupa Birliği ve Dünya Liderliği I 0 ~ I 0 L K I I H A UUOLütfi Kırdar Kongre ve Sergi Saroyı-İstanbul Kongre Resmi Sponsortan Eurest IGDAŞ SOft A A $ ~G£k*ıaıvta Vkad^- Kongre Resmi İletisim Sponsarla Öxel Oturum "Dünya Liderliği İçin Avrupa Birliği" 1S Ekim 2003 Saat: 15:00 - 16:30 " Oturum Başkanı : Dr. Yılrrtaz Argüden ARGE Donışmanlık Ydnefim Kurulu Bcr Koç Unîversitesî Strateji Profesöru, KaİDer Yönetİm Kurulu Üyesî SKY elıca Kongre SponsoHcrı Konuşmacılar Mike Moore Dünyo Ticaret Örgûtû Eski Geoel DirektörO Yenı Zellando Eskı Boşfaakam Alejo Vıdal Quadras Roca Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Kemal Derviş CHP Istanbul Milletvekiii Wî//em Molle Economics Institute Ecorysis Başkanı Koıtu •• Nos-I AB hd*rliâ>? • Oöfiya Liderligi ıçın teknoıogık, ekooomık, güvertlık, sıyosı ve küttüre! DJeşenler. • Aday Otkeler n AB'ye katkı îçın yepocaWor>. Kamu s«ktâründe. isJeîmelerde koogrenîn sürece kotkısı vs soorakt oiost odımlor »vww.kaider.org/kongr© Türkiye Kalîte Derneği J0 36 AKGE Danış monhk, Asoş FiHrtf, Aygaz, Bcşok Sıgorta, Borçehk, Boruson Mannessxnan, BOSCH Hugo Boss, Isdemır, Kalıtc lyıleşhrme Merkerı, Kanyer net, Kongre Dergısı Oîmukso, Otomotıv Dnfnbûtöffen Dern«ğı Turkcell, V«st«! | Hİzmei SponsoHan Amenkao Hostonesı, Bıl*fim InternchonaJ, Brle^ım Medya, GOrsel Tunzm, IBM, Koç Sistem, Peflas, Suri TeksU\, Tolol Oıl TOrkıye. VTK.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle