26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 EYLÜL 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA J\_ LJ \_j M. U MX kultur(g cumhuriyet.com.tr 15 Harrison'm gitan artürmada • LONDRA (BBC) - George Harrison'm 'Beatles'ın son konserlerinde kullandığı gıtan. Los Angeles'ta açık arttırma yoluyla satışa sunulacak. Aynı gitar, 1999 yılında açık arttırmaya çıkanlmış, ancak istenen fiyattan satılamayınc a geri çekılmişti. Gitan satışa sunan Delaney Bramlett'in, Harrisonın arkadaşı olduguve 1969 yılında sanatçının gıtan ona hediye ettiğı açıklandı. Agora Kitaplığı yayın hayatmda • Kültür Servisi - Ülkenin kültürel, toplumsal ve siyasal hayatını sol bakış açısıyla değerlendirmeyi öngören Agora Kitaplığı, edebiyat ağırlıklı bir bağımsız yayınevi olma hedefiyle yayın hayatına başhyor. Okurlara ve edebiyat âlemine 'iyi bir gösteri" vaat eden yayınevinın idaresinde, editör Osman Akınhay ile yayın yönetmenı Recep Yener bulunuyor. (0212 243 96 26) HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ Karasis Kalesi'ne destek •Kültür Servisi - Kültur \e Turizm Bakanlığı, Istanbul Üniversıtesi ve Alman Arkeoloji Enstıtüsü tarafından ortaklaşa yürütülen proje kapsamında, Adana'nın Kozan ılçesindekı Karasis Kalesı'nin ölçekli haritasını çıkarma ve yüzey çahşmalanna başlandı.1994 yılında Prof. Dr. Mustafa Sayar tarafından bulunan Karasis Kalesi'nin Seleukos împaratorluğu dönemınde ınşa edıldiği sanılıyor. MÖ 3. yüzyıla tarihlenen kale ile ilgili çalışmalar Sayar ve Prof. Dr. Hoffman başkanlığmda Alman, ttalyan ve Türk arkeologlardan oluşan yırmi kişilik bir ekip tarafından gerçekleştirilıyor. Ressam Ralet Ekiz'e iki kitap • Kültür Servisi - Geçen temmuz ayında yitirdiğımiz Ressam Rafet Ekiz'in oruz yılhk sanat hayatını anlatan sanat kıtabı ile sanatçının anılannj içeren 'Rafetçe' adlı kitabın çıkanlması için hazırlıklara başlandı. Sanatçının hayatının ve sanat yaşamının okuyuculara kapsamlı bir şekilde aktanlacağı kıtaplar ıçin sanatçının kardeşi Turgut Ekiz, elinde Rafet Ekiz' e ait resim bulunan herkesin 0216 422 27 97 ve 0532 332 61 33 telefon numaralanndan veya 'turgutekiztnn.net' adresınden kendisine ulaşmasını bekliyor. Şiir Ödülü için son bir ay • Kültür Servisi - Dünya Kıtap dergisinin '11. Şiir Ödülü'ne katılım süresı 15 Ekim'de sona eriyor. Yaş ve konu sınırlamasının olmadığı ödülün finalistleri, derginin Şubat 2003 sayısından bu yana açıklanıyor. 15 Ekim'e kadar dergiye ulaştınlacak dosyalar da ön seçici kurul tarafından değerlendirilecek. Ödülün son finalistleri 24 Ekim Cuma günü yayınlanacak Dünya Kitap'ta duyurulacak. Seçici kurulun ödüle layık gördüğü şaır, Tüyap Kitap Fuar'ında düzenlenecek bir törenle açıklanacak. Törende kazanan şaire 250 milyon lira para ödülü ile bir plaket verilecek. Aynca şairin kitabı da Dünya Yayınlan tarafından yayımlanarak okurla buluşacak. Yanşmaya katılmak isteyen adaylar, 5 şiirden 6'şar fotokopı, bir özgeçmiş, bir fotoğraf ve Dünya Kitap dergisinde yayınlanan katılım formunu içeren dosyalan '11. Şiir Ödülü, Dünya Gazetesi, 34440 Bağcılar / lstanbul' adresine gönderebilir. (0212 440 23 05) Bilişim KarikatÜPlepi Berlin'de • Kültür Servisi - Karikatür Vakfı tarafından düzenlenen 8. Uluslararası Ankara Karikatür Festivali'nde yer alan Uluslararası Bilişim Karikatürleri Sergisi bugün Berlin Türkevi'nde açılıyor. Türk Kültür ve Sanat Derneği tarafından açılacak sergide ünlü karikatürcülerin bilişim konusundaki 40 karikatürü yer alıyor. Serginin açılışına Alman karikatürcü Marlene Pohle, Nezih Danyal ve Almanya'da yaşayan Türk Alman karikatürcüleri katılacak. Izleyıcılerle söyleşilerin de yapılacağı sergı, 10 Ekim tarihine kadar görülebilecek. Kolay Para' Almanya'da • Kültür Servisi -Özcan Denız ve Emre Altuğ'un başrollerini paylaştığı 'Kolay Para' filmi Almanya'da gösterime girdi. Almanya'da 2003-2004 sinema sezonunun ilk Türk filmi olarak gösterime giren filmın ardından 2 Ekim'de Türkan Şoray ile Kadir tnanır'ınrol aldıklan 'Gönderilmemiş Mektuplar' ve 23 Ekim'de 'Asmalı Konak' fılmı gösterilecek. Aynca 'Hababam Sınıfı Dönüyor' ve başrolünü Özcan Deniz'in oynadığı 'Firuze' adlı filmler de çok yakında Almanya'da yaşayan Türk sınemaseverlerin beğenısine sunulacak. Insana doğru yürümekKemal Bilbaşar'm Denizin Ça- ğınşı'na varmadan. 'Yeşil Gölge' romanının etkileyici evrenine adım atmam; ardından 'Cemo', 'Me- mo', 'Başka Olur Ağaların Dü- ğünü', 'Cevizli Bahçe' kitaplanna doğru yürümem bana, tutkulu bir okuma evreni sunuyordu... Buna, 'soluk soluğa okumak' da diyebi- lirim... O itkiyle gelip Denizin Çağın- şı'nın önünde durdum.. Ilk satırla- nnı çize çize yol aldım: Ben de bir kasabadaydım, dilsiz ve sözsüz- düm. Anlatılan kahramandan daha küçüktüm. Içimde deniz, büyük kent özlemi vardı. Kozamda yaşa- mak bir yanıyla erinç veriyordu, di- ğer yanıyla da 'şifa' arayışına salı- yordubeni... Ateşlerdeydim, anlayacağmız. Bir ilk aşkla da ateş hattında ayak- lanmış ordu gibi bekliyordum! 'Senin sevgini bir silah gibi gör- düm yaşamak için; karasevda sö- züne benzivorsun tıpkı sen!' gıbı- sinden sözlenn dervişıydım! '12 Mart'ın sağanağı dinmeden, bir sa- bah, tıpkı o roman kahramanı gibi; ben de Izmir'e ayak basmıştım. Yeryüzüne tek başına açılma girişı- mimın ilk durağıydı îzmir... Ilgıt ılgıt bir esinti, hafıf bir nem, adlandıramadığım güzelim bır ko- kukarşılarmştı beni... 'tzmir'in de- nizi kız,/ kızı deniz kokar,' dıyen şairin aşkının alevıni buradan aldı- ğını da bilmiyordum. Blreye doğru yürüyordu Attilâ tlhan'm her dizesinı bel- leğimde rutarak gelmıştım buraya: ' alsancak garı'na devrildiler / ge- ce garın saati bela çiçeği.' Tank Dursun K.'nın 'Ali Reis Çıkmazı'nı' tanımamış, onun im- bat esıntili satırlanna henüz gömül- memiş; bende îzmir ımgesini yara- tan büyülü gerçekçi anlatımına yö- nelmemıştim.. Ama, bir başka usta önüme düş- müş; bana. ıssızlığın dilinden kopa- rak bir ıçdeniz kentine adım atan 'genç adam'a yolyordam göster- mişti. Dahası ondan belleğime kazınan imgeydi benı bu kentle gezindiren: Varoluşun bilinci, yaşamanın anla- mı, değişimin dıli.. Nedir, nereden ahr her bin bunlann ivmesini? Gi- OKUMA ÖNERILERI *Kemal Bilbaşar: 'Tüm yapıtlan' Can Yayınlan'nda yayımlanmaya başladı: •'Denizin Çağınşı', 2003,140 s.; 'Cemo', 283 s.; 'Memo\ 468 s.; 'Başka Olur Ağalann Düğünü', 235 s.; 'Cevizli Bahçe', 1975,Tekın Yay, 335 s. BELLEK KUTUSU Biz, günışığı estetiğine bağlı olanlar,bu aydınlıkta, birbirimizden kolayca seçiliriz. Ne ben Orhan Kemal'e benzerim; ne Orhan, Samim'e; ne Samim, Haldun'a... Ama sizlerin-kabahat ayışığında zahir- birinizi birinizden ayırmak mümkün olmuyor. Bir çaresine bakmalısınız, derim..." Kemal Bilbaşar .emal Bilbaşar (1910-1983), edebiyatımızın yapıtaşlarındandır. Türkçeyi kullanma biçimi, başlı başına irdelenecek, oradan çıkarsamalar yapılabilecek yetkinliktedir. Imlediğim gibi, bir yanı Dostoyevski'ye, diğer yanı Kafka'ya dönüktür. Camus'nün 'başkaldıran insan' savı ise sıkışmış bireyin çığlığı olarak onun da anlatısına yansır. bismden sorularla yol aldım. Do- kundum, sevdim, okşadım kitabı- mı. Altı çizili satırlara döndüm sık sık, tıpkı şu an dönüp bunlara göz attığım gibi: 'Ah o ilçe, o küçük kasaba, be- ni böylesine zavallı yapan orası değil miydi? Belki mayamda bo- zukluk vardı. Belki de ben ger- çekten hasta yaratılmış bir adamdım. Ama hiç kuşkusuz be- ni hasta ve zavallı > apmakta o ka- sabanın büyük günahı vardı...' Biraz Kafka. bıraz Dostoyevski, biraz Camus'yü çağnştıran bakı- şı/yorumu/anlatısıyla birey' e doğ- ru yürüyordu, Bilbaşar. Yıllar sonra, üniversitedeki ders- lerimde onun bu romanmı konu edinerek; yanıbaşına Faik Bay- sal'ın 'Rezil Dünya', Yusuf Atıl- gan'ın 'Aylak Adam' romanlannı koyarak; karşılaştırmah biçimde romanımızda 'birey'/ 'yabancılaş- ma', 'aylaklık', 'varoluş bilinci', 'varhk-yokluk' ikilemi gibi kav- ramlan incelemem de boşuna bir çaba değildi. Bilbaşar, bu romanı- nı 17 Eylül 1941 'de (Karantına- îz- mir) tamamlamış, ilk yayımı 1943'te yapılmış. Benim okudu- ğum basım ise Şubat 1972, Bılgi Yayınevı'ne aitti . Romanın üçün- cü basımı, gene bir 30 yıl arayla ol- muş. Bu da, bize, okurunu bulama- yan iyi/nitelikli romanın yazgısını gösterir. Kemal Bilbaşar (1910-1983), edebiyatımızın yapıtaşlanndandır. Türkçeyi kullanma biçimi, başlı ba- şına irdelenecek, oradan çıkarsa- malar yapılabilecek yetkinliktedir. însaa'toplum gerçeğini yansıt- maya, tarihsel/toplumsal gerçekli- ği dile getırme biçimine gelince; kanımca, edebiyatımızın diğer "Kemaller"inden hiç de gen kalır yanı yok. Bir kere, Bilbaşar, iyi bir top- lum'birey analistidir. Kasaba gerçe- ğinı onun kadar etkileyici, yalın, gerçekçi biçimde yansıtan bir baş- ka kuşakdaşı yok... Samim Koca- göz'ün ikilemler üzerinde duruşu, Cumah'nın dıştan bakışı onda yok- tur. Bilbaşar, daha bütünsel bakar insan- toplum-tarih gerçeğine. An- lamın/anlatımın nerede/nasıl oluş- ması gerektiğinin bilinci olarak öne çıkan ınsanın varoluşsal gerçekliği, yaşanılan ortamın/doğanın gerçe- ğiyle bıçımlemr savıyla pekışir dü- zeydedir. Cördü, hisseti, anlattı Edebiyatımızda henüz varoluş- çuluk' yeni gerçekçilik konuşulma- dığı, dünya yazınında da belgınce öne çıkmadığı bir dönemde, Bilba- şar, Denizin Çağınşı'nı yazar. tmlediğım gibi, bır yam Dosto- yevski'ye, diğer yanı Kafka'ya dö- nüktür. Camus'nün 'başkaldıran insan' savı ise sıkışmış bıreyın çığ- lığı olarak onun da anlatısına yan- sır. Bilbaşar, o dönem, Camus'yü okuyup okumadığı hiç de önemli değil. Zira, 1913 doğumlu Camus, asıl başyapıtı olabilecek ürünlerini de 1940/50 sonrası vermiştir. Savaş çağının sesiyle gününü/ge- cesıni solduran aydıa'yazar tavn, bir başka sorgulanmayı da getirir! îçe döner, sancının sannsını hisse- derek yazar. Bılbaşar, bu anlamda, edebiyatımızın öncü kimlığidir. Ona her yüzümü döndüğümde, nedense şu sözlenn anlamını bul- maya çahşınm; 'denizsiz mevsi- min kuşları gibiydik!' Belki de; o bizım de savruluşu- muzun, sıkışıp kalmışhğımızın, öy- küsünü yazdı! Hiç farkında olma- dık. Hiç özlemedik onun burada an- lattıklannı, bize bizi gösterdiğini görmedik! Tıpkı denizsiz sandal, kuşsuz gökyüzüydük. O bunlan gördü, hissetti, anladı, anlattı... Aral Kemal Öner'in yönetmenliğini yaprığı 'Aral' 'Uluslararası ÇevTe Kısa Film Gös- terimleri bölümünde, Enis Rıza'nın yönetmenliğini yaprığı 'Balığın Günlüğü' ise Belgesel Sinemacılar Birliği gösterimleri bölümünde izlenebilir. 4 Çevre'ye farklı bir bakıı SELCEN AKSEL Istanbul yeni bir etkinlik kazandı: 'Çevre Kısa Film Fesrivali'. Etkin Prodüksiyon ve Şişli Belediyesi ışbirliği ve TEMA, Belgesel Sinemacılar Birliği, TRT desteğiyle 17-21 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek festıval kapsamında tüm gösterimler ve etkinlıkler, Profilo Alışveriş Merkezi'nde yer alacak. 17 Eylül günü saat 17. OO'deki açıhşın ar- dından saat 19.00'da 'Atatürk ve Çevre' (Ozan Yalabık, Türkiye), 'Arayış' (Tyron Montgomery, Almanya) , 'Evrimin _ _ Konçertosu' (Richard Cesnar, Ingilte- re), 'Ormanım' (Sadık Aslankara, Tür- kiye), 'Böcek Aytron' (Remy Burkel, Fransa) ve 'Anomone'nin (Carole Ro- uland, Fransa) yer aldığı 'Uluslararası Çevre Kısa Filmleri 1. BölünT ile baş- layacak olan gösterimlerin tümü ücret- ^ — siz. 'Uluslararası Çevre Kısa Filmleri'. 'Bel- gesel Sinemacılar Birliği - Çevre Belgesel- leri'nin yanı sıra bu yıl Fransız Kültür Mer- kezi'nin katkılanyla 'Fransız Kısa Filmleri', Hollanda Başkonsolosluğu'nun katkılaryla 'HoIIanda Kısa Filmleri' ve Cervantes-îs- panyol Kültür Merkezi'nin katkılanyla 'ls- panya Kısa Filmleri' gösterim kuşaklan ek- lendi. 'Yılan Cazibesi' (Marti Moreu, tspan- ya), 'Marmarid' (Rafael R. Tranche, Ispan- ya), 'Nehrin Elleri' (Beatriz Del Monte, îs- panya) 'Rourine' (Hollanda), 'The Elephant And The Snail' (Christa Moesker) bu bö- lümlerden birkaç örnek sadece. Festivalde gösterilecek 50 film arasında Almanya, ts- panya, Hollanda \e Ingiltere'den yagımlar da var. tek uzun metrajlı film ise Tolga Ornek'ın yönetmenliğini yaptığı 'Hititler'. Göstenmlerle sınırlanmayan etkinlikte, fu- ayede yer alacak 'Orhan Kural - Nasuh Mahruki Fotoğraf Sergisi'nın yanı sıra söy- leşi, panel ve açık oturumlar da düzenlene- cek.Temelleri, beş yıl önce ilk ikisüıin yapıl- Festivalde gösterilecek 50 film arasında Almanya İspanya, Hollanda ve Ingiltere'den kısa film örnekleri de yer alıyor. Festivalin tek uzun metrajlı filmi ise Tolga Örnek"in yönetmenliğini yaptığı 'Hititler'. dığı Foça'da atılan, ardından Kuşadası'nda gerçekleştirilen festival, bu yıldan itibaren îs- tanbul'da düzenlenmesiyle çok daha geniş kıt- lelere ulaşabilir. Vural Çavuşoğlu, başlan- gıçta kısa film sanatının büyük şehirler dışm- da yaygınlaştınlması doğrultusunda hareket ettıklerinı belirtiyor. Kısa fılmin etkin gücü- nün altını çizen Çavuşoğlu, kalıcı olmasını hedefledikleri festivalin olanaklar çerçeve- sınde Istanbul'da yapılmasına karar verdikle- rini söylüyor. Bu karan almalannın bır nede- ni de, Istanbul'da toplumun farklı kesimleri- ne ulaşma şansının daha yüksek olması. "Kı- sa film, kendine özgii sövlemi ile daha öz- gür bir sinema biçimi. Önemli olan bu di- li nasıl kullanacağımızdadır." îçenk açısından, sınırlan çizilmiş bir festi- val bu. Çağınuza özgü soru ve sorunlarla ele almak zorunda kaldığımız 'çevre' olgusu... Clkemizin endüstriyelleşme ve şehirleşme süreci içinde büyük sorunlarla karşı karşıya kahndı. Aslında bir parçası olduğumuz 'çev- re'ye sınemanın olanaklan ve diliyle bakmak ve sunmak... Bu bağlamda, festivalin en __ önemli bölümlerinden biri de amatör ve profesyonel sinemacılara açık olan 'Çevre Kısa Film Yanşması' ve 'Çev- re Kısa Film Öykü Yanşması'. Ahmet Sönmez (Yönetmen), Anıl Çalçah (Kısa Film Yapımcısı- Yönet- men), Binnur Kılınçkaya (TV Yapım- cısı), Engin Ayça (Yönetmen), Gülsen Tuncer (Oyuncu), Mehmet Açar (Sinema Yazan), Muzaffer Hiçdurmaz (Yönetmen), Nalan Barbarosoğlu (Yazar), Prof. Dr. Oğuz Makal (9 Eylül Ü. GSF Sinema-TV Bölüm Başkanı), Prof. Dr. Orhan Kural (İTÜ Ma- den Fak. Öğr. Üyesi), Vural Çavuşoğlu (Ya- pımcı-Yönetmen), Zeynep Özek'ten (TV Ya- pımcısı) oluşan festival ortak seçici kurulu tarafından değerlendirilen yapıtlar, festival açılış günü açıklanırken ödül töreni kapanış günü olan 21 Eylül'de yapılacak. (0212 660 81 24) SihiHiayaklar Mekan Studio'daKültür Servisi - Mekan Studio yeni sezona ikı farklı dans atölyesiyle girmeye hazırlamyor. Ilk çalış- ma olan 'Çağdaş Dans Atölye'sı 22 -26 Eylül tarihleri arasın- da pazartesi ve cuma günleri saat 11.00'de Sabine Jamet tarafın- dan gerçekleştinle- cek. Parisli dansçı ve ko- reograf Sabine Jamet, 1995'ten beri Türki- ye'de çeşitlı festıvalle- re katılmış ve birçok projede yer almıştı. Jamet bugün halen 'Kent ve Dans' üzeri- ne koreografik araş- tırmalanna devam et- mekte. Vücut yerleştirme teknıği ve doğaçlama hareketler-den oluşan atölyenin katılım üc- reti 75 milyon. Me- kan'da verilecek olan 'Çağdaş Dans Tekni- ği ve Doğaçlama' atölyesi Martin Son- derpark tarafından düzenlenıyor. 3 Ekim'de başlaya- cak olan derste çağdaş dans tekniğinin çeşit- lı formlan üzerine bil- giler venlecek. Bu çalışma dansçı- nm fonn ve harekete uygulanan fiziksel güçlerin farkındalığı- nı geliştirmeyi, iske- let ve kaslann yapı ve işlevini anlamayı he- defliyor. 1993'ten be- ri solo ve dans perfor- manslan üzenne çah- şan Sonderkamp, Al- manya, Hollanda, Da- nimarka, Polonya, Hırvatıstan, ispanya, Slovenya, Lirvanya, Yugoslavya, Türkiye ve Amerika'da pek çok tiyatro ve fesri- vale katıldı. Avrupa ve Amerika'da turneler düzenleyen sanatçı Magie Music Dance Company'nin kuru- cusu ve dansçısı. 10 kişiyle sınırlı olan atölyenin katılım ücreti 120 milyon TL. olarak belirlendi. Son v başvuru tarihi ise 26 Eylül. (0 212 245 76 94 - 0532 59.9 5030)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle