Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I2EYLÜL2003CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Ink'tt birt tsüşt
a
«o
a
>•
çtUmzl
D E N İ Z S O M
Eîektronik posta: denasom@cumhuriyet.cofn.tr www.demzsom.com Tei: 0.212.512 05 05 Fafcs: 0.212.512 44 9?
Gungadin
Ahmet Mete Apak: "In-
giliz yazar ve şair Rud-
yard Kipling, Hindistan
âşığıydı. Bombay'da
doğmuş, Londra'da öl-
müştü. Birçok eseri fil-
me çekildi. Bunlar-
dan biri, Ingiliz
askerteriyle be-
raber savaşan
Hintli askerin
öyküsüydü. Hintii-
nin görevi, yaralı Ingiliz
askerterine, yanında ta-
şıdığı kelek içinde su
vermekti. Ingiliz asker,
'Gungadin' diye bağınr,
Hintli de üzerine açılan
ateşe bakmadan Ingiliz-
lere su taşırdı. Çünkü o
Gungadin'di... Türk va-
tandaşı bağınyon 'Tay-
yip, sen de oglunu Irak'a
gönder' diye... Ameri-
kan askeri yaralanınca
Tayyip'in oğlu 'Kola
Turkgadin'i askerin ağ-
zına döker hem para ka-
zanır hem de Amerika-
lının Türkçe öğrenmesi-
ne vesile olur."
- 12 Eylül'ün 23 yılı geçmiş...
"Netekim, hâlâ varaılamavıo
beslivonjz!"
B
ir haftamızı aldı ama memleketin birinde sı-
yanürle altın üreten yabancı bir şirketin ye-
rel yöneticilerinden "Sadri Artınışık"ın, şir-
1 ketin merkezdeki yöneticilerinden "Jo Gol-
denboy "a gönderdiği mektubun sonuna geldik... Bu
arada Bergama Ovacık'ta siyanürie altın üreten New-
mont şirketinin genel müdürü Sabri Karahan'ın gön-
dereceği Nevvmont'un Türkiye'de hiçbir "hukuki",
"teknik" ve "ticari" eksiği olmadığına ilişkin belgele-
ri beklemeye de devam ediyoruz...
Mektubun son bölümü:
"Yürütülecek işlerin kapsamı aşağıdadır:
Ocak genislemesi ile ilgili çevresel konulann ta-
nımlanması. Işletmede üretim öncesi ve üretim saf-
halannda izin işlemleriyle ilgili yapılan çaJışmaJar, dev-
letle ve diğer kişilerle olan ilişkiler, Çevresel Etkiyi De-
ğerlendirme Raporu da dahil gözden geçirilerek ve-
riler toplanıp bunlara göre yeni çalışmalar yapılmalı-
dır. Uygun bilgiler toplanamazsa, maden personeli-
Veson
nin yardımı ile eksik bilgiler tanımlanabilir ve elde edi-
lebilir.
Açık ocağın genişletilmesiyle ilgili olan memleket-
teki kanunların, tüm yönetmeliklerin, bu konuda ve-
rilen taahhütlerin belirlenmesi gerekmektedir. Çevre-
sel izinlerin alınması sürecine işletmede görev yapan
müteahhrtleri, altın madeni yönetici personelini ve di-
ğer danışmanlan da potansiyel güç olarak dahil et-
meliyiz.
Çevresel Etkiyi Değerlendirme Raporu ve gereken
destekleyici dokümanların hazırtanması ve Valiliğe
bu işle ilgili başvuru sırasında verilmesi söz konusu-
dur. Ek izinlerin alınması sırasında altın madeni yö-
netici personelinin desteklenmesi, görüşlerinin alın-
ması gereklidir. Çevreyi Koruma Bakanlığı'na başvu-
ru içın eğer gerekiyorsa Çevresel Etkiyi Değertendir-
me Raporu ve diğer destekleyici dokümanlar hazır-
lanmalıdır. Raporun sunuşu da, gerektiğinde halkın
bilgilendirilmesi için hazırlanacak organizasyonlarla
yapılmalıdır.
öneriniz aşağıdakileri kapsamalıdır: Yukandaki
aşamaların sürdürülmesi sırasında benimseyeceği-
niz yaklaşım; Çevresel Etkiyi Degerlendirme Rapo-
ru'ndaki tablolann ve özetin içerikleri, bu işle uğra-
şacak alt taşeronlann, personelin özellikleri ve detay-
lan, yukanda belirtilen her kısmın kaynağı, tahmini
maliyeti ve gerektiğinde kullanılacak ilave personel
için ödenecek ücretlerin listesi, işi yerine getirmek için
kavramsal program ve kaynak listesi...
Sizin önerinizin bize gönderilmesi bu ayın 26'sın-
da günün mesai saatleri içinden daha geç olmama-
lıdır. Bu iş sizin hazıriayacağınız sözleşme şartları ve
koşulları altında sürdürülecektir. Saygılarımla. Sadri
Altınışık".
Mum
Kökçe:"Bizi
Irak'a dibi kırmı-
zı mumla çağıran
ABD, kendi ülkesi-
ne gideceğimizde ne-
den vize uyguluyor?"
SESStZSEDASIZ(l)
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku <ı yahoo.com
^ Türk'iim. dogruyum. iş bulabilirsem çalışkan olup
olmadığımı da anlayacağım!
Çocuğunu Amerika'da doğuranlar
26 sat yerimli 30 sat yerimsiz,
Fizik öğretmenı Metin Akçara. te-
levizyon spikeri Defne SamyelinirT
ikinci çocuğunu doğurmak için ABD'ye
gittiğini öğrenmiş:
"Böylelikle çocuğu Amerıkan vatan-
daşı olacak. llk çocuğunu da Amerika'da
doğurmuştu. Bizim de bir çocuğumuz
var... Kızımız altı yaşında... Türkiye'de
doğdu. Zonguldak'ta köhne bir devlet
hastanesinde Türk vatandaşı olarak dün-
yayageldi... Defne Samyeli'ninçocukla-
n çok önemli... Çünkü o, Türkiye'nin en
önemli televizyonlanndan birinde spiker-
lik yapıyor. Üstelik bu konuma dışiyle tır-
nağıyla çalışıp, güzellık yanşmalannda
dereceye girerek gelmiş... önemli bir iş
yaptığı için iyi de para kazanıyor... Türki-
ye, ulusumuzun onurunu iki paraJıkeden
Amerikalılann haberini onun ağzından
dinliyor. Bizim çocuğumuz, onunki ka-
' dar önemli değil. Çünkü annesi ve ba-
bası altı üstü bir öğretmen... Sadece in-
san yetıştiriyor... önemli bir ışyapmadık-
ları için de çok para kazanamıyor... Üs-
telik Defne Samyeli kadargüzel değilter...
Defne Samyeli'nin çocuklan büyüdükle-
nnde, muhtemeten anneleri gibı önemli
bir yer edinip, ülkemizin üretimine ve ge-
lişmesine katkı sağlayan, onurumuzu ve
çıkanmızı koruyan, Amerikan vatandaşı,
vatansever Türkler olacaklardır... Bizim
çocuk ise, tabii ki annesi ve babası gibi
önemsız bir öğretmen ya da mühendis
falan olacaktır.... Ne de olsa armut dibi-
ne düşer! Fakat şu bir gerçek ki, bizim
çocuklanmız bizim için onlannkinden da-
ha güzel olacaktır!"
Bu Ne Perhiz,
Bu Ne Lahana Turşusu?
TÜRKSENBAŞER
KAFAOĞLU
6 Eyfül 2003 tarihinde Ça-
nakkale Biga ilçesindeki bir
toplantıdaydık. Konu, yapıl-
mak istenen fosil yakıtlı birter-
mik santral ile ilgiliydi. Habitat
diliyle söylemek gerekirse,
toplantıda aktörlerin hepsi
yerlerini almışlardı: Biga Bele-
diye Başkanı, kaymakam, ti-
caret odası, çevreci kuruluşlar
ve bazı Çanakkale milletvekil-
leri. Ayrıca Marmara Bölge-
si'ndeki il ve ilçelerden gelen
çevreciler de ev sahipliği ya-
pan Bigalılara destek vermek
üzere oradalardı.
Biga yöresi 750 bin dekar
ekirn alanı. Tarımsal ve hay-
vansal ürünleriyle 25 milyon-
luk bir nüfusu besleyebilecek
yetertilikte bir bölge. Söylen-
diğine göre, Ziraat Fakültesi
kitaplannda bu bölge için Av-
rupa'nın Hollanda'sı benzet-
mesi yapılıyormuş. Ayrıca ön-
ceki yıllarda Biga için birsula-
ma projesi yatınmı da yapıl-
mış.
Belediye Başkanı, kendi
bölgesinde termik santral ya-
pılacağını, katıldığı bir toplan-
tıda tesadüfen duymuş. Şef-
faflığın bu kadarına da pes
doğrusu. Çokşaşınp inanmak
istemeyen başkan, benim ha-
berim olmadan böyle bir şey
olabilir mi diye merak edip,
araştırmış ve doğru olduğu-
nu, sürecin gizli gizli başlatıl-
dığını öğrenmiş... Olay Bigalı-
larla paylaşılmış. Güç biriiği ile
ortak karşı duruşlarını belirie-
mişler.
Aslında Çevre Yasası ÇED
Yönetmeliği'ne göre, doğal
kaynaklar amaç dışı kullanıla-
maz. Hele burası 1. sınıf tanm
toprağı ise, ne demir çelik fab-
rikası ne de termik santral ku-
rulamaz. Böyle birtesis kurul-
ması için Çevre Etki Degerlen-
dirme yani kısa adıyla ÇED ra-
por işlemlerinin başlatılması
gerekir. Başlatmışlar da, ama
valilikten "Tesisin çevreye et-
kisiönemsizdir" karan çıkmış.
Bu karar, ÇED sürecine dahi
gerek yoktur anlamına gel-
mektedir.
Bu arada Bursa Idare Mah-
kemesi'nde Bigalılar tarafın-
dan açılan yürütmeyi durdur-
ma karan da reddedilmiş. Mü-
cadele sürecek, bakalım neler
olacak göreceğiz...
Anlaşılan o ki santral yapılır
ve işletilirse, Biga'da da, Çan
ilçesinde olduğu gibi fosil ya-
kıtlı sera gazı emisyonu; par-
tikülleri; 1.225.000 ton/yıl öl-
çütünde birikeceği belirtilen
kül atığı ile bu üretken ekosis-
tem çölleşip yok olacak. Kü-
kürt dioksit oranı yüksek olan
en düşük kaliteli linyit kömür-
leri kullanıldığı da düşünülür-
se, yaşanabilirlikten söz et-
mek de çok zor.
Istanbul'un Kartal ilçesin-
den vazgeçip Biga'yı pek uy-
gun gören tesis yapımcısının
aynı yerde, en kirli teknoloji
olan demir çelik işletmesine
başladığı da düşünülürse, ona
onay verip destek olanlar, Bi-
galılara neden bilgi vermeyi
düşünmekistemediler; neden
yöre insanından kendilerini o
bölgede isteyip istemedikleri-
ni sormadılar, merak ediyoruz.
Başka merak ettiklerimiz de
var. Gereksiz yere uzun bir sü-
reç doğalgaza bel bağlamak
zorunda kalmış olan hükü-
met, enerji bolluğu nedeniyle,
yıllarca çevrecileri karşılarına
alarakyaptırdığı, en ekonomik
olan hidroliksantrallann, eksik
kapasite ile çalışmasını iste-
di... Peki de Biga'da neden
böyle bir süreç yaşanıyor?
Böyle bir enerji politikasına
söylenecek en yerinde söz
"Bu ne perhiz bu ne lahana
turşusu".
KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak n turk.net
ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI
r r
HAYAT EPtK TİYATROSU MVSTAFA BÎLGIN
YÖNETÎCIL
BİR
KAVRAM. ÖâftENDİK.
ZİMMET'
KÎMSE BENÎM
MUVEKCKtLİME
ZÎMMETÇİ
DÎYEREK...
" ÇUNKU O BİR,
...ONU AŞA6ILAYAMAZ ! I'NİTELUOİ ZtMMETC±DİR
I t L_J
TOPLANIYORUZÜ!
13 Eylül 2003 Cumartesi Saat 17.00'de
Koşuyolu öğretmen Evi'nde hep biriikteyiz
FİKİRTEPE AJATÜRK
EĞİTİM ENSTİTÜSÜ MEZUNLARI
lletişim
Emin Acar 0535 873 32 36
BURSA 1. SULH HUKUKMAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2002y'533 Esas 2003 986 Karar
Davacı Anadolu Finans Kunrmu AŞ vekili Av. Mahmut Gürgeç
tarafından davalı Melahat Sarpkan ve 4 arkadaşı aleyhine açılan
izalei şüyû davasmın yapılan yargılaması sonunda:
Davaya konu olan, Bursa ili Yıldınm ilçesi, Yeşil Mah'de kaın
apunun 134 ada, 8 parselde 13 nolu bağımsız bölüm, Istanbul ili
Şişli ilçesi, Şışli Mah. Abıdei Hürriyet Cad'de kain tapunun 159
pafta, 1042 ada, 23 parselde 4. katta 11 nolu bağımsız bölüm, Bur-
sa ili Mudanya ilçesi, Ömerbey Mah. Demirhane mevkiinde kaın
tapunun 35 pafta, 171 ada, 1 parselde 2 nolu bağımsız bölüm, Bur-
sa ılı Mudanya ilçesi. Kumyaka köyü köyıçi mevkiinde kain tapu-
nun 1 pafta, 317 parsel sayılı taşınmazlann tapudakı hak ve yü-
kümlülüklen ile birlıkte aleni müzayede yoluyla satılarak satış be-
delinin tapuda ve veraset ilarmndaki paylar oranmda taksınu sure-
tiyle taraflar arasındakı ortakJığın giderilmesine daır, 12. 06.2003
tarih ve 2002/533 Esas, 2003/986 karar sayısı ile karar venldıği hu-
susu davalı muhıp Suıan Sarpkan'a karar tebliği yerine geçmek
üzere üzere ilan olunur, Basın: 43067
OTOBÜSTEKÎLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(g yahoo.com
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN 12 Eylül unne.nuuntaz-arikan.com
MAURICB CHEMLIER
1688'Oe BUGÛN.ÜMLÛ FBAMSlZ ŞA&KICI.
t>U. YOKSUL OLAN AİLESt'OHA İUCOKUL -
ög/$ gfiM/M
ÇOCUK YA$TA SOKAKÇAKMCtLlSlNA SAf
LAWŞO4HAffOHBA"CA/C£İ££p£ TANÎ.Ş,
NAN BİR SS£ OLMUŞTV. DEfUiEN, O*N£.
çı MtsnNSuerm ÎISSAHHEYE çtKrr...
İ92O'L£8D£ HOU.YWOOO'A SİTTİ VSKI-
SA SÜR£De,OYUHCu OLA&Vt: PA KA-
BUL £t>LD/. C4ML4W£>//e£V& £OUJ££-
L£. &OM4NTİK V£ YUMUŞAK HCJYLU
ÂŞIK TİPİNfN ÖNPe 6BLEN TEMS/LC/Sİ
OLDU.CHEVAU£#,Af!P*tMLINVTULMAZ
FİLMLBR BtRA&VZAK fSJB'ÛE ÖU>Û..
ANKARA...ANKA...
MUŞERREF HEKİMOGLU
Songulamak Yetmiyor
Son olaylann bunalımını aşmak kolay değil. Ne-
yi yazacağını ya da yazamayacağını bilemiyor in-
san. Kimi zaman şaşılası boyutlara vanyor olaylar.
Bir yolsuzluk olayı, bir hastalık, bir rapor öyküsü,
trafik cinayetleriyle, ruh sağlığını da yitiriyor insan.
Otobüsler, kamyonlar çarpışıyor, şoförler yön şa-
ştrıyor, bozuk yollar, denetimsiz yolculuklaria, ge-
leceğı değil yaşadığı ana bile sahip olamıyor insan.
ölüme karşın hızını alamayan sürücüler, umudun
hızını da kesiyor.
Gergin olayları, ölümü, ölümcül kazaları unut-
mak, daha doğrusu aşmak için, okurlanm da bili-
yor, sanat olaylanna sığınınm her zaman. Bir ser-
gi, bir oyun, bir dans, bir konser, şaşkınlığımı yük-
lenir, yeni bir yol açar bana. Yeni fırçalar tanınm,
yeni şarkılar dinlerim, üzüntüler, gözyaşı, keder
uçup gider birden.
Belki kısa bir süre ama, o sırada çok yol alır so-
luklanınm.
Son günlerde yoğunlaşan olaylar doğrultusun-
da düşle gerçek arasında bocalıyorum. Yaşadık-
lanm gerçek mi düş mü karar veremiyorum, ayır-
dına varamıyorum. Siz varabiliyor musunuz aca-
ba?
Sanınm varamıyorsunuz. Dar çevremde de ge-
niş çevremde de karanlığa yol almanın bezginliği
var. Bir yıldız, bir damla ışık özlemiyle bekliyor in-
sanlar. Kuşkusuz gerçekleşecek beklentiler, umu-
du yitirmemek gerekiyor.
Dostlaria tartışıyoruz kimi zaman ama çözüme
ulaşamıyoruz. Başanlanmızı küçümseyemeyiz, an-
cak olaylann akışında belli sapmalar, tıkanmalar da
var. Her dalda çok değerii kişiler, bilim adamlan,
sanatçılar olsa da bunlarla övünmeye hakkımız
yok doğrusu. Bilime, sanata saygı duymayan, özü-
nü tanımayan, tırmandınmayan birtoplum eninde
sonunda kısır bir döngüye saplanıyor. Dev boyut-
lardan cüce boyutlara uzanıyor. Bilimsel araştırma-
lann sonuçlan ortada değil mi?
Sormak gerekiyor, Atatürk devrimleriyle nere-
den nereye geldik bakın. Saşkınlığın ötesinde öf-
ke basıyor çoğu zaman. Birçok devrimi, çağdaş
uygarlık yolunda amacına vardırmamanın utancı
bastınyor.
Çağdaşlığın dışına yöneldik nerdeyse! Işte ka-
dın devrimi, işte eğitim dalında yaya kaldığımız ko-
nular. Laikliği öngören özgürtüklerveyasalarla na-
sıl bir yol aldık, ne tür bir toplum olduk. Karşıdev-
rimlerin egemenliği tırmanıyor nerdeyse. Bilimde,
sanatta uluslararası boyutlara varan kişiler var a-
ma nüfusun hangi oranında? Aydınlığı mı yansıtı-
yoriar, karanlığı mı? Kuşağımın bireyi olarak belli
sorunlan çözmekte bocalıyorum doğrusu. Neyi
başaramadık? Amacımızda nerede yalnız kaldık,
neden başarısızız?
Söylemeye dilimiz varmıyor belki de. Ancak söy-
lemek zorundayız.
Atatürk devrimleri yaşam biçimine dönüşmedi
yıllar boyunca. ödünlerle sözlerin, yazılann panl-
tısıyla yetindi belli çevreler. Bu noktada durmak ve
enine boyuna konuşmak, tartışmak gerekiyor. Da-
ha geç kalmadan, aydınlık görevini, bilincini yitir-
meden yola çıkmak gerekiyor. Yoksa aldatmaca-
ları sürdürerek amaca ters düşeriz ancak.
ödün politikasının ürünleri hiçbir şeye boyut ver-
mez. Yaşayarak biliyoruz bu gerçeği.
Kimi okurianm savcı türü sorguluyor her şeyi.
Ancak sorgulamak yetmiyor, sorgulamanın gere-
ğini de yapmak zorunluğu var. Nasıl derseniz, dev-
rimlerin özüne ters düşmeden. Okurlanm biliyor,
karamsartığı içime sindiremem ben. Kuşağımın
özelliği bu. En karanlık gecelerde yıldız yağmurta-
rı yaşadım. Yine yaşamayı umut ediyor, karanlığın
ötesindeki ışık selini bekliyorum. Bulutlar, üzüntü-
ler olsa da toplumdaki beklentiyi yadsımak olana-
ğı yok.
Karşımdaki duvarda yeni bir tablo var. Daver
Darende'nin fırçasında maviler gülümsüyor. Bel-
ki de Ive Klein mavileri. Ragıp Buluç'u selamlı-
yor dalgalar. Bir de kahve fıncanı geldi postayla.
Üstelik Ive Kelin mavisi! Okurlanmdan bir arma-
ğan. Bulutlan aşmak, güneşi selamfamak için ça-
ğınyorlar beni.
Işte böyle sevgili okurlanm. Bir yanda savaş ha-
beıieri, kan ve gözyaşı, bir yanda maviler, yaşamın
gizemini duyuruyor bana. Bana değil hepimize.
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLIHNSAĞA:
1/Şarbonhas-
talığına veri-
len bir başka
ad. 2/Coşkun, 3
esinle dolu...
Islandığı za-
man kolayca 5
biçimlendiri- 6
lebilenyumu-
şak ve yağlı
toprak. 3/
Sevgide üs-
tün tutulan...
Tahıl ürünlerinin de-
polandığı, genellik-
le silindir biçiminde
ambar. 4/ "Fahişe"
anlamında eski söz- 4
cük... "Kader kede- 5
re — oldu/Ağladım 6
gözüm yaş oldu"
(Âşık Vej-sel). 5/ Bir 8
yerde oturma. 6/Ka- 9
dın seslerinin en pesi... Hatay ilinde bir ova. 7/In-
ci Aral'ın bir romanı... Kayısı, erik, zerdali gibi
meyvelerin kurusu. 8/ Geminin, zinciri toplayıp
demirini kaldırmaya hazır bulunması... İlişkin,
değgin. 9/Ilkel toplumlarda, ruhsal varlıklann in-
san ilişkilerinde etkili olabileceği inancı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Yüancık" da denilen, el, ayak ve yüzde kızar-
tı ve şişmelerle kendini gösteren hastalık. 2/ Çe-
kişme, kavga... Kupes balığına verilen bir başka
ad. 3/Kalp hastalıklanna karşı kullanılan bir ilaç.
4/Zarara uğrama tehlikesi... îlgi eki. 5/ "Dünya
kadar malın olsa / Sararlar — beze bizi" (Ruh&a-
ti)... Şaşmabelirtenbirünlem... Halkdilinde "kü-
me, topluluk" anlamında kullanılan sözcük. 6/
Halk edebiyatında sekizlik hece ölçüsüyle yazı-
lan birşiir türü. 7/Kayak... "Hastahklar" anlamın-
da eski sözcük. 8/Mesaj... îşaret. 9/Pokerde, ay-
nı renkten olan ama sıra izlemeyen beş karta ve-
îilen ad... Tabaka. « ^