05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÛL 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet, Avrupa Gönüllü Elçileri projesi ile AB ülkelerinde kamuoyu yaratmayı amaçlıyor Ankara'dan tanıtımatağı• Ankara, AB kamuoylannın Türkiye'yi daha yakından tanıması için 'Avrupa Gönüllü Elçileri' atayacak. Elçiler, Avrupa'da da tanman Türk sanatçı, yazar ve işadamlan arasından seçilecek. ANKARA (Cumhuriyet Börosu) - Dışişlen Bakanı Abdullah Gül, Tür- kiye'nin AETden 2004 yılında tarih alabilmesi içın "ReformlzleıneGnı- bu" ıle "AB İktişim Grubu" kurduk- lannı açıkladı. Türkiye'nin gerçek- leştirdiği son reformlarla Kopenhag kriterlerini "kâğrt üzerinde" tamam- ladığına işaret eden Gül. oluşturulan Reform tzleme Grubu ile bunlaruı et- kin bir şekilde uygulamaya geçiril- mesıne çalışacaklannı kaydetti. AB tle- tişim Grubu ile de Avrupa kamuoyla- nnda Türkiye'nin üyelığinin AB'ye katkılannı anlatacaklannı ifade eden Gül, bu amaçla tanınmış bazı sanat- çı. yazar ve ışadamlannın "Avrupa GönfiDü Elçileri" olarak atanacağını. Avrupa çapında tanıtım kampanyala- n, konferanslar ve karşılıklı zıyaret- ler gerçekleştirileceğini söyledi. Dışişlen Bakanı Abdullah Gül, Hilton Otelı'nde düzenlenen "AB ve Tanıtım" konulu basın toplantı- sında hükümetın AB sürecini hızlan- dırmak içın kurmayı kararlaştırdığı "Reform İzleme Grubu" ıle "AB Üe- Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB üyesi, kanhmcı ve aday ülkelerin Ankara"daki büyükelçilerine yemek vererek hükiimetin AB iiyeBği konusundaki yeni projelerini anlara. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSÖY) tişim Grubu" hakkında bilgi verdi. Gül ardından AB üyesi, katılımcı ve aday ülkelerin Ankara'daki büyü- kelçilerine yemek vererek bu iki ye- ni oluşmuanlattı. Reformların uygulamaya geçiril- mesinde yaşanan sıkuıtılan. "bazıahş- kanhldardan vazgeçümesi kolayobnu- yor" sözleriyle ıfade eden Gül, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Şu anda kâğrt üzerinde ne yapma- mız gerekiyorsa, her şeyi yapük. Tür- Idye'de Kopenhag siyasi kriterlerini gerçekkştirdik Şimdi kâğıt üzerinde yapüan bu değişikükkr uygulanacak- nr. Bazen ahşkannklar kolay kolay gi- derflmemektedir. Onlarla iİgüi uyan- lar yapılacakür. tedbirier ahnacâkor. Bilincli bir ısrar söz konusu ohırsa, ka- nunlann ceza hükümleri çahşacakbr. Türkiye köklü reformlar yapnuştır. Yasal olarak berhangi bir AB ülkesin- denfarkhdeğildir.'- Reform izleme Grubu'nda, Dışiş- leri Bakanı GüTün başkanlığında Içiş- leri ve Adalet bakanlan yer alacak. Grupta AB Genel Sekreterlığı, Baş- bakanlık tnsan Haklan Başkanlığı ve Insan Haklan Danışma Kurulu Baş- kanlığı'ndan yetkihler de bulunacak. AB kamuoylanna Türkiye'nin Bir- lik'e getireceği katkılan anlatmak için oluşturulacak AB tletişım Grubu'nda ise Dışişlen Bakanlığı, Kültür ve Tu- rizm Bakanlığı, AB Genel Sekreter- liğı, Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğu, TOBB, TÜSÎAD ve Üc- tisadi Kalkınma Vakfi temsilcilen bu- lunacak. Gül, grubun medya kuruluş- lan, sivil toplum örgütleri ve üniver- sitelerle yakın işbirliği içinde olaca- ğını anlattı. Dışişlen Bakanı Gül, gazetecilerin sorulannı da yanıtlarken, Milli Gü- venlik Kurulu'nun (MGK) yapısı ve yeni yönetmelik hazırlıklan konusun- da şunlan söyledi: "Askerden itiraz vardı diye bir şey söz konusu değüdir. Görüşmeler, tav- siyeJeryapdmışür. Sonunda Medis ka- nun çıkamıışur. Kanunda hangigörev- lerin verfldigi bellidir. Yönetmetik na- sıl hazırlanıyorsa öyle hazırlanır. Her ülkenin kamuoyuna açıldadığıveaçık- lamadığı bugOeri vanbr. ÖnemB olan bunlanndevletsistemi içinde bflinerek kontroOü ve onaylanarakyapıhp yapıt- madığıdır. Bunu onaylayacâk Bakan- lar Kurulu'dur. Bugün açık ve nettir ki, MGK. AB'ıün herhangi bir ulke- sindeki MGK'den farkh değDdir. Tav- siye eden bir kurumdur. tcracı bir ku- rum değüdnf Kıbns AB tçin koşul değü Dışişlen Bakanı Gül, "Türkiye ve KKTC'nin,Annan Planı'na alterna- tifbir plan üzerinde çahşüğT yönün- dekı haberlerin hatırlatılması üzeri- ne de, Kıbns sorununun, Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlama süre- cıylebağlantısı olmadığına işaret et- ri. "Kıbns sorununun çözülmesi için Türldyeve KKTC üzerine düşeni ya- pıyorve yapmaya devam edecek" di- yen Gül, "Ancak bu tek tarafiı oto- maz. Sonınun iki tarafı varsa, iki ta- rafin da üzerine düşeni yapması ge- rekir. Sonuçta iki tarafi da tarnıin ede- cek bir planın ortaya çıkması önem- fidir" diye konuştu. Büyükelçilere öğle yemeği verdi Gül: Çerçeve anlaşmanın içiboş ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-Dışişleri Ba- kanı Abdullah GüL Avru- pa Birliğı (AB) üyesi, ka- nlımcı ve aday ülkelerin büyükelçilerine öğle ye- meği verdi. Gül'ün oluş- turulan "Reform tzleme Grubu" ıle "AB İletişim Grubu" hakkında bilgı verdıği yemekte, AB re- formlan. Kıbns ve Irak konulan görüşüldü. Gül'ün, KKTC ıle im- zalanan gümrük birliği an- laşması hakkında büyü- kelçilerin sorulanna "Bu içi boş bir anlaşma" yanı- tuıı verdiği kaydedildi. 'Mesele yapmayıır Gül'ün. bu anlaşmanın "mesele yapümamasmı" istediği, hükümetinin de anlaşmayı kısa vadede Meclis'e getirme niyetin- de olmadığını anlathğı öğ- renildi. Askerin siyasetteki rplünü sordular Gül, Kıbrıs'ta çözüm için ne düşündüğü sorusu üzerine de aralık ayında yapılacak seçimleri bekle- diklerine işaret ettı. Bü- yükelçiler yemek sırasın- da Gül'e, gerçeldeştirilen son AB reformlannın ar- dından askenn siyasette- ki rolü konusunda da so- rular yöneltti. Gül'ün bu sorulara "Türkiye'desivfl- askerflişkisiarûk raytna oturmuştur" yanıtını ver- dıği öğrenildi. CSU Meclis Crubu Başkanı Clos: Türldye'nin üyeliği Avrupa için iyi değü HaberMerkeri-Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Federal Meclis Grubu Başkanı MkhaelGlos, Türkiye'nin AB üyeliğinin Avrupa için iyi bir perspektif olmadı- ğını iddia etti. Glos, mecliste yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB üyeliğinin büiigin eko- nomik gücünü zorlayaca- ğını sa\Tinarak "Müttefik Türkiyeile iyi bir oıtakhk istiyoruz. Federal hükü- met isesonuçta hayal kmk- hğı yaratacak beklenoler uvandmvor" dedi. Türki- ye'nin üyeolmasıylaTürk yurttaşlannın serbest do- İaşım hakkına sahip ola- cağını vurgulayan Glos, 10 ile 15 milyon göçme- nin Almanya'ya gelece- ğini, bunun da ne Alman- ya'run ne de Türkiye'nin çıkanna olacağını bildır- di. Başbakan Gerhard Schröder'in, Türkiye'nin .\B üyeliğinin Alman- ya'nm çıkanna olacağı" şeklindeki görüşüne ka- tılmadığını kaydeden Glos, "Avrupa HazarDe- nizTne ya da Hindukuşla- ra kadar uzanmaz" dedi. Breziha'da 18 jildır yürüttükleri mücadeleyle bir milyon 700 bin kişiyi toprak sahibi yaparak 'sosyalist' bir yaşam kuran 'Topraksız Tanm tşçileri Hareketi, (MST), gösterilerinde binlerce kişi>i bir araya getiriyor. Halkevleri'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Riberio, eylemlerini anlattı: Brezilyah topraksızlar devleti pes ettirdi İPEKYEZDAM Akıntıya Karsı Yazılar' davası başladı Başkaya lOyılönceki ya&lardanyargılantyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - "AkınOya Karşı Yazılar" adh kita- bın yazan Doç. Dr. Flkret Başkaya ve kitabı ya>ıma ruzırlayan 2 kişi hakkın- dı. "Cumhuriyeti ve dev- l«tin askeri kuvvetlerini alenen tahldr ve tezyif et- tJderi" iddiasıyla 3 'er yı- 1 i kadar hapis istemiyle a;ılan davaya başlandı. Ankara 15. Asliye Ce- tt. Mahkemesi'nde görü- 1 *n davanın duruşmasına kıhlan Başkaya, 10 yıl ön- c; kaleme aldığı iki yazı- c3ın birer cümle alınıp hak- kında davaaçılmasınaan- lam veremediğini kaydet- ti. Yargıç Şaldr Akö, sa- vunmaların ardından du- ruşmayı erteledi. Iddianamede, kitapta ".«Snus katlianu, bugü- ne kadar olduğu gibi dü- pedüz de\1etçe örgütlen- miş bir kaffiamdır'', -_asıl söz konusu olan işkence cumhurhçtknV. "_Tür- kiye'de işkence sadece as- keri rejimfcre özgübir şey değfldir. Bizatihi de\1et iş- kenceci birdeviettir" şek- linde ifadelere yer veril- diği be|;> ' -or. Brezih/a'da 1985 yıluıdan be- ri yürüttüğümücadeleyle 300 bin ailenin toprak sahibi olmasını sağlayan Topraksız Tanm Işçi- leri Hareketi (MST) delegesi Juliana Riberio, Halke\ leri' nin davetlisi olarak Türkiye'ye gel- di. Ribeno, Brezilya'da Belçika'nın yüzölçü- münden daha büyük miktarda, yani 15 milyon dönümden fazla toprak işgal ettiklenni belırterek burada 1 milyon 700 bin insanın kendi üısa ettik- leri ve tanmın "kolek- tiP olarak yapıldığı sos- yalist bir sistemde yaşa- dığını söyledi. Brezilya'da 1850'deköleliğin yıkılmasıyla başlayan toprak sorunu 150 yıl sonra hâlâ âexwcı ediyor. St. Paula'da kent yok- sullannın örgütlenmesinden so- rumlu olan Riberio, 18 yıl ön- ce ülkenin güneyinden başlat- tıklan hareketin şu anda tüm ül- keye yayüdığını belirtiyor. Top- rak mülkiyeti tekelleşmesinde Paraguay'dan sonra dünyadaki ikinci ülke olan Brezilya'daki MST Hareketi 'nin delegelerin- den Riberio, toprak işgallerine bağlı hareketi anayasadaki "ekfl- me\en boş arazilerin topraksız- larâ verfleceğine" dair hükme dayanarak kadnı, erkek. çocuk demeden hep birükte başlattık- lannı söylüyor. Brezilya'daki topraklann yüzde 44'ünün nü- sefer otovoflara ve başka tarla- lara çadır kurmaya başhyor- duk." Toprak işgalini "fflegal" bu- lan hükümetlerin en sonunda kendileriyle diyalogkurmak zo- runda kaldığını anlatan Ribe- rio, yaptıklan ısrarlı mücadele sonucunda 300 bin ailenin top- • 'Topraksız Tanm İşçileri Hareketi'nin delegesi Juliana Riberio, Brezilya'da Belçika'nın yüzölçümünden daha büyük miktarda, 15 milyon dönümden fazla toprak işgal ettiklerini belirterek burada l milyon 700 bin insanın kendi inşa ettikleri ve tanmın 'kolektif' olarak yapıldığı bir sistemde yaşadığını söyledi. fusun yüzde 2'sine ait olduğu- na dikkat çeken Riberio, bir top- rak sahibinin arazisinin ise Da- nimarka büyüklüğünde oldu- ğunu vurguluyor. Riberio, özel mülkiyete ve devlete ait ekilmemiş toprak- lardaki işgal hareketini şöyle anlatryor. "Gknpbirtopraktaça- dır kuruyor ve orada > aşama\a başbyorduk, sonra polisgeüp bi- zi oradan zoria çıkânyordu. Bu rak işgalinin "meşrulaştığını" belirtiyor. MTS, işgal ettiğı topraklarda aynca kendi okullannı ve ken- di sağlık sistemini kurup kolek- tif tanm yapıyor. MTS'nin okul- lannda PaulaFreirenin "Ezflen- lerin Pedagojisi'' kıtabındakı eğı- tim metodolojisi kullanıhyor, ilaçlar ise doğal olarak tarlada üretiliyor. Brezilya'da halen 57 bin aiie ise işgal edilmiş top- raklar üzerindeki eylemlerine de\-am ediyor. Riberio, asıl amaçlannın ise Brezilya'daki küçük tanm işlet- melerinin yaşamasına izin ver- meyen ekonomik modeli değiş- tırmek, ihracata dayah tanm modeline son vermek ve ulus- lararası tanm şirketlerinden to- hum ithalatı yerine ken- dileri tohumüretmek ol- duğunu \iirguluyor. Kendi hastanelerini kur- mak için 60 kişiyi Kü- ba'ya tıp eğitimine gön- deren MST, iki yıl için- de de üniversite kurma- yı hedefliyor. Riberio, tüm Brezil- ya ve Latin Amerika ül- kelerinm Kuzey Ame- rika Serbest Ticaret Anlaşma- sı'run (NAFTA) genişletiüniş hali olan Tüm Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'na (FTAA) karşı olduklannı da belirterek bu anlaşma tam anlamıyla uygula- maya konulduğu takdirde hiç- bir özerkliklerinin kalmayaca- ğmı söylüyor. MST, bundan do- layı FTAA'nm uygulanmaması için de propaganda kampan- yalan yürütüyor. GÖRÜŞ M. NAMIK DENER İkilem 21. Yüzyılın bebeklik çağında tarih yineleniyor. Uluslararası saldınlar sürgit olmakta. Kongrelerin, parlamentolann, devlet başkanla- nnın girişimleriyle genç askerler ülke sınıriarı için- de ya da ötesinde sılaya hasret can veriyor. Onla- nn yanı sıra dünyaya gözlerini yeni açmış bebek- ler, amaçlan biraz daha yaşamak olan yaşlılar, ka- dınlar toprağa veriliyor. Saldınlann tek nedeni ekonomik, halk deyimiy- le parasal. Bir ulus ya da uluslartopluluğu kendi vatandaş- larını daha vartıklı kılmak için başka uluslan nasıl soyacağını planlıyor. Soygunlan haklı göstermek için de siyasalar düzenliyor, taktikler uyguluyor. Bilindiği gibi bir ülkenin sınırian içinde çıkar için adam öldürmek en ağır cezayı gerektiren suçtur. Oysa uluslararası saldırılarda durum tam tersine- dir. Parlamentolar ya da diktatörlerin aldığı karar sonucu başka ülkelerin ordulannı yok eden, hal- kına kan kusturan, topraklanna el koyan saldırgan- largazilik onuru kazanmaktadır. Bunlar ülkelerine dönüşte törenlerle kahraman olarak karşılanmak- tadır. Soygun sırasında ölenler de şehitlik katına yükseltilmektedir. Ailelerine maaş bağlanmakta, ruhlannın cennete gidecegine inanılmaktadır. özetle yurtiçinde çıkar için adam öldürenlere "kanlı katil", yurtdışında aynı nedenle öldürenlere "kahraman gazi" denilmektedir. Ulusların eğitim sistemindeki bu mantık sakat- lığı düzeltilmediği, ahlak anlayışındaki ikilem gide- rilmediği sürece savaşlan durdurmak olanaksızdır. Atatürk, savaş meşru olmadıkça (ulusun ya- şam ve özgürlüğüne saldıranlara karşı yapılmadık- ça) cinayettir, diyor. Cumhuriyet'in kurucusu; bü- yük asker ve büyük devrimci olma yanında büyük düşünür (filozof) olduğu için düşmanlan dahi onu eşsiz yaratıcı (dâhi) olarak nıtelemiştir. Ne ki teknik yönden gelişmiş ülkelerin ekono- misi silah ünetim ve satışına dayandığı sürece sal- dırıları önleyecek düşünsel yapının uluslararası eğitime yansıması çok güç görülmektedir. Bu açı- dan BM'nin silah sanayiini, banşta yararlı olacak üretime (ağır sanayi makineleri, ulaşım araçlan, bilgisayarlar, robotlar vb.) dönüştürecek önlemler alması zorunlu görülmektedir. Büyük bilgin Albert Einstein, sosyal görüşlerini içeren "Fikirierve Ter- cihler" isimli kitabında savaşlan önleme koşullan üzerinde durmuştur. Einstein, yeryüzündeki tüm si- lahlann, bütün devletlerin katılımıyla oluşacak bir uluslararası kurul'a devrini önermektedir. Ne yazık ki BM silah denetçileri bugün silahlan tümüyle ortadan kaldırma yerine füzelerde adam öldürme eriminin 150 km.'yi aşmaması ile uğraş- maktadır. Geçende yukanda özetlediğim düşünceleri yaz- lık komşum bir gazeteci yazarla (Ali Sirmen) pay- laştım. Barışçıl eğilimleri nedeniyle hiçbiryargı ka- ran olmaksızın 38 ay tutuklu kaldığını iletti. Bu du- rum yakın geçmişte ülkemizi yönetenlerin düşün- sel düzey göstergesidir. Göstergenin olumlu yö- ne çevrilmesi, halkın ilerici, araştıncı, bilimsel yön- temle eğitilmesine bağlı bulunmaktadır. Tasarı Meclis Başkanlığında Cezaevinde 3arası olana conforlu oda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ceza ve Ted- birlerin tnfazı Hakkında Kanun Tasansı, dün TBMM Başkanlığı "na sunuldu. Tasanya göre, hü- kümlülerin "ıslahında" yönetime koşulsuz itaat aranırken hükümlüye parası oranında "konfor" sunuluyor. TBMM Başkanhğı'na sunulan üıfaz Yasa Tasansı, şu düzenlemeleri öngörüyor: Mahkûm 1 ay kala i$ arayabllecek: Ce zaevinde hükümlülük sürelerinin en az altı ayını kesintisiz geçirmiş ve koşullu salıverilmelerine bir ay kalmış hükümlülere, iş aramak için çalışma günleri içinde 8 saate kadar izin verilecek. Herkese anladığı dllde eğttlm: Hukum- lülere, ivıleştirme çalışmalan, disiplin suçlan, hak ve sorumluluklan konusundaki bilgiler, sözlü ve yazıh olarak tebliğ edilecek. Bilgilerin yer aldığı kitapçık hükümlüye verilecek. Türkçe bilmeyen hükümlülere kendi dilinde, duyma ve konuşma engellilere işaret di- liyle anlatılacak. Gör- me engellilere kendi alfabeleri ile yazılmış kitapçık verilecek. Çocuk anneden aynlacak: Annesı hükümlü olup da bua- kılacak kimsesi bu- lunmayan 0-3 yaş grubundakı çocuklar anneleriyle kalacak. Çocuklar 3 yaşını dol- durduklannda Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu veya diğer kurum ve kuruluşlara yerleştirilecek. Cezaevinde konfor düzeni: Bağımsız an- ten kullanılarak televizyon ve radyoya izin verile- cek. Bu cihazlar, bedeh hükümlü tarafindan öden- mek koşuluyla hükümlü adına kurumca satın alı- nacak. Denetim altında internetten yararlanılabi- jecek. Hükümlü odasuıda bilgisayar ohnayacak. imam ve papaz cezaevinde: Hükümiüier, düzeni bozmamak koşuluyla serbestçe dini iba- detlerini yerine getirebilecek. Hükümlünün men- sup bulunduğu dinin görevlilerince (imam, papaz, haham) ziyaret edilmesine izin verilecek. Mahkûmlar madende çalışacak: HÜ- kümlüler, kurum dışnıdaki tanm, deniz ve su ürünleri avcılığı, inşaat, yol, maden ve orman gibi ıj alanlannda ekip halinde çalıştınlabilecek. Ölüm orucuna müdahale: Açiık grevi ve ölüm orucundaki hükümlülerden, yaşamsal- tehlikeye girdiği veya bilincinin bozulduğu belirlenenler isteklerine bakılmaksızın hasta- neye kaldınlacak ve tedavisine geçüecek. • 3 yaşındaki çocuklar anneden aynlacak. • Hükümlü gün sayarken iş arayabilecek. •" Papaz ve imamlar hükürnlüyü ziyaret edebilecek. ^ Hükümiüier maden ve ormanlarda çalıştınlabilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle