Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÛL 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hükümet, Avrupa Gönüllü Elçileri projesi ile AB ülkelerinde kamuoyu yaratmayı amaçlıyor
Ankara'dan tanıtımatağı• Ankara, AB kamuoylannın
Türkiye'yi daha yakından
tanıması için 'Avrupa Gönüllü
Elçileri' atayacak. Elçiler,
Avrupa'da da tanman Türk
sanatçı, yazar ve işadamlan
arasından seçilecek.
ANKARA (Cumhuriyet Börosu) -
Dışişlen Bakanı Abdullah Gül, Tür-
kiye'nin AETden 2004 yılında tarih
alabilmesi içın "ReformlzleıneGnı-
bu" ıle "AB İktişim Grubu" kurduk-
lannı açıkladı. Türkiye'nin gerçek-
leştirdiği son reformlarla Kopenhag
kriterlerini "kâğrt üzerinde" tamam-
ladığına işaret eden Gül. oluşturulan
Reform tzleme Grubu ile bunlaruı et-
kin bir şekilde uygulamaya geçiril-
mesıne çalışacaklannı kaydetti. AB tle-
tişim Grubu ile de Avrupa kamuoyla-
nnda Türkiye'nin üyelığinin AB'ye
katkılannı anlatacaklannı ifade eden
Gül, bu amaçla tanınmış bazı sanat-
çı. yazar ve ışadamlannın "Avrupa
GönfiDü Elçileri" olarak atanacağını.
Avrupa çapında tanıtım kampanyala-
n, konferanslar ve karşılıklı zıyaret-
ler gerçekleştirileceğini söyledi.
Dışişlen Bakanı Abdullah Gül,
Hilton Otelı'nde düzenlenen "AB
ve Tanıtım" konulu basın toplantı-
sında hükümetın AB sürecini hızlan-
dırmak içın kurmayı kararlaştırdığı
"Reform İzleme Grubu" ıle "AB Üe-
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB üyesi, kanhmcı ve aday ülkelerin Ankara"daki büyükelçilerine yemek vererek
hükiimetin AB iiyeBği konusundaki yeni projelerini anlara. (Fotoğraf: SERDAR ÖZSÖY)
tişim Grubu" hakkında bilgi verdi.
Gül ardından AB üyesi, katılımcı ve
aday ülkelerin Ankara'daki büyü-
kelçilerine yemek vererek bu iki ye-
ni oluşmuanlattı.
Reformların uygulamaya geçiril-
mesinde yaşanan sıkuıtılan. "bazıahş-
kanhldardan vazgeçümesi kolayobnu-
yor" sözleriyle ıfade eden Gül, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Şu anda kâğrt üzerinde ne yapma-
mız gerekiyorsa, her şeyi yapük. Tür-
Idye'de Kopenhag siyasi kriterlerini
gerçekkştirdik Şimdi kâğıt üzerinde
yapüan bu değişikükkr uygulanacak-
nr. Bazen ahşkannklar kolay kolay gi-
derflmemektedir. Onlarla iİgüi uyan-
lar yapılacakür. tedbirier ahnacâkor.
Bilincli bir ısrar söz konusu ohırsa, ka-
nunlann ceza hükümleri çahşacakbr.
Türkiye köklü reformlar yapnuştır.
Yasal olarak berhangi bir AB ülkesin-
denfarkhdeğildir.'-
Reform izleme Grubu'nda, Dışiş-
leri Bakanı GüTün başkanlığında Içiş-
leri ve Adalet bakanlan yer alacak.
Grupta AB Genel Sekreterlığı, Baş-
bakanlık tnsan Haklan Başkanlığı ve
Insan Haklan Danışma Kurulu Baş-
kanlığı'ndan yetkihler de bulunacak.
AB kamuoylanna Türkiye'nin Bir-
lik'e getireceği katkılan anlatmak için
oluşturulacak AB tletişım Grubu'nda
ise Dışişlen Bakanlığı, Kültür ve Tu-
rizm Bakanlığı, AB Genel Sekreter-
liğı, Başbakanlık Basın Yayın Genel
Müdürlüğu, TOBB, TÜSÎAD ve Üc-
tisadi Kalkınma Vakfi temsilcilen bu-
lunacak. Gül, grubun medya kuruluş-
lan, sivil toplum örgütleri ve üniver-
sitelerle yakın işbirliği içinde olaca-
ğını anlattı.
Dışişlen Bakanı Gül, gazetecilerin
sorulannı da yanıtlarken, Milli Gü-
venlik Kurulu'nun (MGK) yapısı ve
yeni yönetmelik hazırlıklan konusun-
da şunlan söyledi:
"Askerden itiraz vardı diye bir şey
söz konusu değüdir. Görüşmeler, tav-
siyeJeryapdmışür. Sonunda Medis ka-
nun çıkamıışur. Kanunda hangigörev-
lerin verfldigi bellidir. Yönetmetik na-
sıl hazırlanıyorsa öyle hazırlanır. Her
ülkenin kamuoyuna açıldadığıveaçık-
lamadığı bugOeri vanbr. ÖnemB olan
bunlanndevletsistemi içinde bflinerek
kontroOü ve onaylanarakyapıhp yapıt-
madığıdır. Bunu onaylayacâk Bakan-
lar Kurulu'dur. Bugün açık ve nettir
ki, MGK. AB'ıün herhangi bir ulke-
sindeki MGK'den farkh değDdir. Tav-
siye eden bir kurumdur. tcracı bir ku-
rum değüdnf
Kıbns AB tçin koşul değü
Dışişlen Bakanı Gül, "Türkiye ve
KKTC'nin,Annan Planı'na alterna-
tifbir plan üzerinde çahşüğT yönün-
dekı haberlerin hatırlatılması üzeri-
ne de, Kıbns sorununun, Türkiye'nin
AB ile müzakerelere başlama süre-
cıylebağlantısı olmadığına işaret et-
ri. "Kıbns sorununun çözülmesi için
Türldyeve KKTC üzerine düşeni ya-
pıyorve yapmaya devam edecek" di-
yen Gül, "Ancak bu tek tarafiı oto-
maz. Sonınun iki tarafı varsa, iki ta-
rafin da üzerine düşeni yapması ge-
rekir. Sonuçta iki tarafi da tarnıin ede-
cek bir planın ortaya çıkması önem-
fidir" diye konuştu.
Büyükelçilere öğle yemeği verdi
Gül: Çerçeve
anlaşmanın içiboş
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu)-Dışişleri Ba-
kanı Abdullah GüL Avru-
pa Birliğı (AB) üyesi, ka-
nlımcı ve aday ülkelerin
büyükelçilerine öğle ye-
meği verdi. Gül'ün oluş-
turulan "Reform tzleme
Grubu" ıle "AB İletişim
Grubu" hakkında bilgı
verdıği yemekte, AB re-
formlan. Kıbns ve Irak
konulan görüşüldü.
Gül'ün, KKTC ıle im-
zalanan gümrük birliği an-
laşması hakkında büyü-
kelçilerin sorulanna "Bu
içi boş bir anlaşma" yanı-
tuıı verdiği kaydedildi.
'Mesele yapmayıır
Gül'ün. bu anlaşmanın
"mesele yapümamasmı"
istediği, hükümetinin de
anlaşmayı kısa vadede
Meclis'e getirme niyetin-
de olmadığını anlathğı öğ-
renildi.
Askerin siyasetteki
rplünü sordular
Gül, Kıbrıs'ta çözüm
için ne düşündüğü sorusu
üzerine de aralık ayında
yapılacak seçimleri bekle-
diklerine işaret ettı. Bü-
yükelçiler yemek sırasın-
da Gül'e, gerçeldeştirilen
son AB reformlannın ar-
dından askenn siyasette-
ki rolü konusunda da so-
rular yöneltti. Gül'ün bu
sorulara "Türkiye'desivfl-
askerflişkisiarûk raytna
oturmuştur" yanıtını ver-
dıği öğrenildi.
CSU Meclis Crubu Başkanı Clos:
Türldye'nin üyeliği
Avrupa için iyi değü
HaberMerkeri-Alman
Hıristiyan Sosyal Birlik
Partisi (CSU) Federal
Meclis Grubu Başkanı
MkhaelGlos, Türkiye'nin
AB üyeliğinin Avrupa için
iyi bir perspektif olmadı-
ğını iddia etti.
Glos, mecliste yaptığı
konuşmada, Türkiye'nin
AB üyeliğinin büiigin eko-
nomik gücünü zorlayaca-
ğını sa\Tinarak "Müttefik
Türkiyeile iyi bir oıtakhk
istiyoruz. Federal hükü-
met isesonuçta hayal kmk-
hğı yaratacak beklenoler
uvandmvor" dedi. Türki-
ye'nin üyeolmasıylaTürk
yurttaşlannın serbest do-
İaşım hakkına sahip ola-
cağını vurgulayan Glos,
10 ile 15 milyon göçme-
nin Almanya'ya gelece-
ğini, bunun da ne Alman-
ya'run ne de Türkiye'nin
çıkanna olacağını bildır-
di. Başbakan Gerhard
Schröder'in, Türkiye'nin
.\B üyeliğinin Alman-
ya'nm çıkanna olacağı"
şeklindeki görüşüne ka-
tılmadığını kaydeden
Glos, "Avrupa HazarDe-
nizTne ya da Hindukuşla-
ra kadar uzanmaz" dedi.
Breziha'da 18 jildır yürüttükleri mücadeleyle bir milyon 700 bin kişiyi toprak sahibi yaparak 'sosyalist' bir yaşam
kuran 'Topraksız Tanm tşçileri Hareketi, (MST), gösterilerinde binlerce kişi>i bir araya getiriyor.
Halkevleri'nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen Riberio, eylemlerini anlattı:
Brezilyah topraksızlar
devleti pes ettirdi
İPEKYEZDAM
Akıntıya Karsı Yazılar' davası başladı
Başkaya lOyılönceki
ya&lardanyargılantyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - "AkınOya
Karşı Yazılar" adh kita-
bın yazan Doç. Dr. Flkret
Başkaya ve kitabı ya>ıma
ruzırlayan 2 kişi hakkın-
dı. "Cumhuriyeti ve dev-
l«tin askeri kuvvetlerini
alenen tahldr ve tezyif et-
tJderi" iddiasıyla 3 'er yı-
1 i kadar hapis istemiyle
a;ılan davaya başlandı.
Ankara 15. Asliye Ce-
tt. Mahkemesi'nde görü-
1 *n davanın duruşmasına
kıhlan Başkaya, 10 yıl ön-
c; kaleme aldığı iki yazı-
c3ın birer cümle alınıp hak-
kında davaaçılmasınaan-
lam veremediğini kaydet-
ti. Yargıç Şaldr Akö, sa-
vunmaların ardından du-
ruşmayı erteledi.
Iddianamede, kitapta
".«Snus katlianu, bugü-
ne kadar olduğu gibi dü-
pedüz de\1etçe örgütlen-
miş bir kaffiamdır'', -_asıl
söz konusu olan işkence
cumhurhçtknV. "_Tür-
kiye'de işkence sadece as-
keri rejimfcre özgübir şey
değfldir. Bizatihi de\1et iş-
kenceci birdeviettir" şek-
linde ifadelere yer veril-
diği be|;>
' -or.
Brezih/a'da 1985 yıluıdan be-
ri yürüttüğümücadeleyle 300 bin
ailenin toprak sahibi olmasını
sağlayan Topraksız Tanm Işçi-
leri Hareketi (MST) delegesi
Juliana Riberio, Halke\ leri' nin
davetlisi olarak Türkiye'ye gel-
di. Ribeno, Brezilya'da
Belçika'nın yüzölçü-
münden daha büyük
miktarda, yani 15 milyon
dönümden fazla toprak
işgal ettiklenni belırterek
burada 1 milyon 700 bin
insanın kendi üısa ettik-
leri ve tanmın "kolek-
tiP olarak yapıldığı sos-
yalist bir sistemde yaşa-
dığını söyledi.
Brezilya'da 1850'deköleliğin
yıkılmasıyla başlayan toprak
sorunu 150 yıl sonra hâlâ âexwcı
ediyor. St. Paula'da kent yok-
sullannın örgütlenmesinden so-
rumlu olan Riberio, 18 yıl ön-
ce ülkenin güneyinden başlat-
tıklan hareketin şu anda tüm ül-
keye yayüdığını belirtiyor. Top-
rak mülkiyeti tekelleşmesinde
Paraguay'dan sonra dünyadaki
ikinci ülke olan Brezilya'daki
MST Hareketi 'nin delegelerin-
den Riberio, toprak işgallerine
bağlı hareketi anayasadaki "ekfl-
me\en boş arazilerin topraksız-
larâ verfleceğine" dair hükme
dayanarak kadnı, erkek. çocuk
demeden hep birükte başlattık-
lannı söylüyor. Brezilya'daki
topraklann yüzde 44'ünün nü-
sefer otovoflara ve başka tarla-
lara çadır kurmaya başhyor-
duk."
Toprak işgalini "fflegal" bu-
lan hükümetlerin en sonunda
kendileriyle diyalogkurmak zo-
runda kaldığını anlatan Ribe-
rio, yaptıklan ısrarlı mücadele
sonucunda 300 bin ailenin top-
• 'Topraksız Tanm İşçileri Hareketi'nin delegesi
Juliana Riberio, Brezilya'da Belçika'nın
yüzölçümünden daha büyük miktarda, 15
milyon dönümden fazla toprak işgal ettiklerini
belirterek burada l milyon 700 bin insanın
kendi inşa ettikleri ve tanmın 'kolektif' olarak
yapıldığı bir sistemde yaşadığını söyledi.
fusun yüzde 2'sine ait olduğu-
na dikkat çeken Riberio, bir top-
rak sahibinin arazisinin ise Da-
nimarka büyüklüğünde oldu-
ğunu vurguluyor.
Riberio, özel mülkiyete ve
devlete ait ekilmemiş toprak-
lardaki işgal hareketini şöyle
anlatryor. "Gknpbirtopraktaça-
dır kuruyor ve orada > aşama\a
başbyorduk, sonra polisgeüp bi-
zi oradan zoria çıkânyordu. Bu
rak işgalinin "meşrulaştığını"
belirtiyor.
MTS, işgal ettiğı topraklarda
aynca kendi okullannı ve ken-
di sağlık sistemini kurup kolek-
tif tanm yapıyor. MTS'nin okul-
lannda PaulaFreirenin "Ezflen-
lerin Pedagojisi'' kıtabındakı eğı-
tim metodolojisi kullanıhyor,
ilaçlar ise doğal olarak tarlada
üretiliyor. Brezilya'da halen 57
bin aiie ise işgal edilmiş top-
raklar üzerindeki eylemlerine
de\-am ediyor.
Riberio, asıl amaçlannın ise
Brezilya'daki küçük tanm işlet-
melerinin yaşamasına izin ver-
meyen ekonomik modeli değiş-
tırmek, ihracata dayah tanm
modeline son vermek ve ulus-
lararası tanm şirketlerinden to-
hum ithalatı yerine ken-
dileri tohumüretmek ol-
duğunu \iirguluyor.
Kendi hastanelerini kur-
mak için 60 kişiyi Kü-
ba'ya tıp eğitimine gön-
deren MST, iki yıl için-
de de üniversite kurma-
yı hedefliyor.
Riberio, tüm Brezil-
ya ve Latin Amerika ül-
kelerinm Kuzey Ame-
rika Serbest Ticaret Anlaşma-
sı'run (NAFTA) genişletiüniş
hali olan Tüm Amerika Serbest
Ticaret Anlaşması'na (FTAA)
karşı olduklannı da belirterek bu
anlaşma tam anlamıyla uygula-
maya konulduğu takdirde hiç-
bir özerkliklerinin kalmayaca-
ğmı söylüyor. MST, bundan do-
layı FTAA'nm uygulanmaması
için de propaganda kampan-
yalan yürütüyor.
GÖRÜŞ
M. NAMIK DENER
İkilem
21. Yüzyılın bebeklik çağında tarih yineleniyor.
Uluslararası saldınlar sürgit olmakta.
Kongrelerin, parlamentolann, devlet başkanla-
nnın girişimleriyle genç askerler ülke sınıriarı için-
de ya da ötesinde sılaya hasret can veriyor. Onla-
nn yanı sıra dünyaya gözlerini yeni açmış bebek-
ler, amaçlan biraz daha yaşamak olan yaşlılar, ka-
dınlar toprağa veriliyor.
Saldınlann tek nedeni ekonomik, halk deyimiy-
le parasal.
Bir ulus ya da uluslartopluluğu kendi vatandaş-
larını daha vartıklı kılmak için başka uluslan nasıl
soyacağını planlıyor. Soygunlan haklı göstermek
için de siyasalar düzenliyor, taktikler uyguluyor.
Bilindiği gibi bir ülkenin sınırian içinde çıkar için
adam öldürmek en ağır cezayı gerektiren suçtur.
Oysa uluslararası saldırılarda durum tam tersine-
dir. Parlamentolar ya da diktatörlerin aldığı karar
sonucu başka ülkelerin ordulannı yok eden, hal-
kına kan kusturan, topraklanna el koyan saldırgan-
largazilik onuru kazanmaktadır. Bunlar ülkelerine
dönüşte törenlerle kahraman olarak karşılanmak-
tadır. Soygun sırasında ölenler de şehitlik katına
yükseltilmektedir. Ailelerine maaş bağlanmakta,
ruhlannın cennete gidecegine inanılmaktadır.
özetle yurtiçinde çıkar için adam öldürenlere
"kanlı katil", yurtdışında aynı nedenle öldürenlere
"kahraman gazi" denilmektedir.
Ulusların eğitim sistemindeki bu mantık sakat-
lığı düzeltilmediği, ahlak anlayışındaki ikilem gide-
rilmediği sürece savaşlan durdurmak olanaksızdır.
Atatürk, savaş meşru olmadıkça (ulusun ya-
şam ve özgürlüğüne saldıranlara karşı yapılmadık-
ça) cinayettir, diyor. Cumhuriyet'in kurucusu; bü-
yük asker ve büyük devrimci olma yanında büyük
düşünür (filozof) olduğu için düşmanlan dahi onu
eşsiz yaratıcı (dâhi) olarak nıtelemiştir.
Ne ki teknik yönden gelişmiş ülkelerin ekono-
misi silah ünetim ve satışına dayandığı sürece sal-
dırıları önleyecek düşünsel yapının uluslararası
eğitime yansıması çok güç görülmektedir. Bu açı-
dan BM'nin silah sanayiini, banşta yararlı olacak
üretime (ağır sanayi makineleri, ulaşım araçlan,
bilgisayarlar, robotlar vb.) dönüştürecek önlemler
alması zorunlu görülmektedir. Büyük bilgin Albert
Einstein, sosyal görüşlerini içeren "Fikirierve Ter-
cihler" isimli kitabında savaşlan önleme koşullan
üzerinde durmuştur. Einstein, yeryüzündeki tüm si-
lahlann, bütün devletlerin katılımıyla oluşacak bir
uluslararası kurul'a devrini önermektedir.
Ne yazık ki BM silah denetçileri bugün silahlan
tümüyle ortadan kaldırma yerine füzelerde adam
öldürme eriminin 150 km.'yi aşmaması ile uğraş-
maktadır.
Geçende yukanda özetlediğim düşünceleri yaz-
lık komşum bir gazeteci yazarla (Ali Sirmen) pay-
laştım. Barışçıl eğilimleri nedeniyle hiçbiryargı ka-
ran olmaksızın 38 ay tutuklu kaldığını iletti. Bu du-
rum yakın geçmişte ülkemizi yönetenlerin düşün-
sel düzey göstergesidir. Göstergenin olumlu yö-
ne çevrilmesi, halkın ilerici, araştıncı, bilimsel yön-
temle eğitilmesine bağlı bulunmaktadır.
Tasarı Meclis Başkanlığında
Cezaevinde
3arası olana
conforlu oda
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ceza ve Ted-
birlerin tnfazı Hakkında Kanun Tasansı, dün
TBMM Başkanlığı "na sunuldu. Tasanya göre, hü-
kümlülerin "ıslahında" yönetime koşulsuz itaat
aranırken hükümlüye parası oranında "konfor"
sunuluyor. TBMM Başkanhğı'na sunulan üıfaz
Yasa Tasansı, şu düzenlemeleri öngörüyor:
Mahkûm 1 ay kala i$ arayabllecek: Ce
zaevinde hükümlülük sürelerinin en az altı ayını
kesintisiz geçirmiş ve koşullu salıverilmelerine
bir ay kalmış hükümlülere, iş aramak için çalışma
günleri içinde 8 saate kadar izin verilecek.
Herkese anladığı dllde eğttlm: Hukum-
lülere, ivıleştirme çalışmalan, disiplin suçlan, hak
ve sorumluluklan konusundaki bilgiler, sözlü ve
yazıh olarak tebliğ edilecek. Bilgilerin yer aldığı
kitapçık hükümlüye verilecek. Türkçe bilmeyen
hükümlülere kendi dilinde, duyma ve konuşma
engellilere işaret di-
liyle anlatılacak. Gör-
me engellilere kendi
alfabeleri ile yazılmış
kitapçık verilecek.
Çocuk anneden
aynlacak: Annesı
hükümlü olup da bua-
kılacak kimsesi bu-
lunmayan 0-3 yaş
grubundakı çocuklar
anneleriyle kalacak.
Çocuklar 3 yaşını dol-
durduklannda Sosyal
Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu veya diğer
kurum ve kuruluşlara yerleştirilecek.
Cezaevinde konfor düzeni: Bağımsız an-
ten kullanılarak televizyon ve radyoya izin verile-
cek. Bu cihazlar, bedeh hükümlü tarafindan öden-
mek koşuluyla hükümlü adına kurumca satın alı-
nacak. Denetim altında internetten yararlanılabi-
jecek. Hükümlü odasuıda bilgisayar ohnayacak.
imam ve papaz cezaevinde: Hükümiüier,
düzeni bozmamak koşuluyla serbestçe dini iba-
detlerini yerine getirebilecek. Hükümlünün men-
sup bulunduğu dinin görevlilerince (imam, papaz,
haham) ziyaret edilmesine izin verilecek.
Mahkûmlar madende çalışacak: HÜ-
kümlüler, kurum dışnıdaki tanm, deniz ve su
ürünleri avcılığı, inşaat, yol, maden ve orman gibi
ıj alanlannda ekip halinde çalıştınlabilecek.
Ölüm orucuna müdahale: Açiık grevi
ve ölüm orucundaki hükümlülerden, yaşamsal-
tehlikeye girdiği veya bilincinin bozulduğu
belirlenenler isteklerine bakılmaksızın hasta-
neye kaldınlacak ve tedavisine geçüecek.
• 3 yaşındaki
çocuklar anneden
aynlacak.
• Hükümlü gün
sayarken iş
arayabilecek.
•" Papaz ve imamlar
hükürnlüyü ziyaret
edebilecek.
^ Hükümiüier maden
ve ormanlarda
çalıştınlabilecek.