23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2003 PERŞEMBE SAGMK Uzmanlara göre, diyet yapanlann gözdesi haline gelen yapay şekerler sanıldığı kadar yararlı değil TatlandıncılarzayıflatmazÇeviri Servisi - Şeker yenne tatlan- dıncı kullanmak, her geçen gün bi- raz daha sıkça etrafımızda gördü- ğümüz bir alışkanhk haline geldi. Bu alışkanlık söz konusu olduğun- da dikkati çeken nokta ise günümüz- de sakarın ve benzeri maddeler içe- ren bu tatlandıncılan diyabet hasta- lanndan çok zayıflamak ya da kilo- sunu korumak isteyenlerin kullanma- sı. Geçmişte sağlığa zararlı olduk- lan iddia edilen tatlandıncılann ne kadar güvenilir olduğu ve kilo ver- meyi ne kadar destekleyebileceği ise hâlâ merak konusu. Bu konuda bir yazı yayımlayan Ti- me dergısi, ABD'dekı Kamu Yara- n Için Bilim Merkezı'nin yönetici- si Michael Jacobson'un görüşleri- • Tatlandıncı kullanımının artması geçmişte suni şekerin sağlığa zararlı olabileceği yönünde ortaya atılan iddialan yeniden gündeme getirdi. Time dergisinin görüşüne yer verdiği sağlık uzmanı Michael Jacobson'a göre tatlandıncılar çok zararlı değil, ancak çok yararlı olmadıklan da ortada. ne yer veriyor. Jacobson, "Yapay şeker çok körü bir şey değil, ancak sağhğınız için süper bir şey olduğu da söylenemez" diyor. Başdüşman olmasa da çok yararlı değüler Geçmişte, "Sweet'nLo*v" marka tatlandıncılarda kullanılan sakari- nin maymun ve farelerde kanser riskini arttırdığı, "NutraSvveefin maddesi olan aspartame'ın başağ- nsı ve migrene neden olduğu iddia edilmiştı. 1960ve 1970'lerde orta- ya atılan bu iddia sonucunda Swe- et'n Low adını taşıyan tatlandıncı- lann üzerinde 2000 yılına kadar sağlığa zararlı olabileceği yolunda uyan bulundurulmuştu. Sonrasın- da bu uyan kaldınlmıştı. "Sptenda" adıyla piyasaya sürülen. suklaroz- dan üretilen yapay şekerler ise uya- nsız satılan tatlandıncılar arasın- daydı. Jacobson, tatlandıncılann yüzde yüz sağhklı olup olmadıklan ko- nusunda da yüzde yüz zararlı ol- duklan konusunda da ellerinde çok kesin bir ven olmadığına dikkat çe- kiyor ve şöyle devam ediyor: "Ancak elimizdeki verilere göre bence sakarin konusundaki ciddi şüpheler hâlâ geçerli, aspartame sa- nıyonım zararsız ve suklarozun za- rarsız olduğundan emininı. Uzun lafin kKası, tatJandmcılar başdüşma- nınız olmasa da çok yararlı bir şey degJT " ^ Kendinizi kandırmayın Jacobson'un asıl uyansı "zayrfla- yacağmı'' diye yapay şeker alanla- ra yönelik. Jacobson, insanlann tat- landırıcıyla tatlı yapıp içine yağ koymalannın kaloriyi fazla düşür- mediğine ya da büyük bir hambur- ger yerken yanındaki kolayı "diet" içmelerinin vücuda giren kalori mik- tannı çok az düşürdüğüne dikkat çekiyor. Bu nedenle de kimsenin pasta yerken yanında içine tatlan- dıncı atılmış kahve içerek kendisini kandırmamasını istiyor. "Pastadan aknğmızya da hambur- gerden akiığnuz kalori ve yağ mik- tanıun yanında bir-iki kaşık şeker yerine tatlandıncı koyarak kısügınjz kalori miktan gülünecek derecede az ve yararsız" diyen Jacobson'a göre zaran kanıtlanmamış olsa da diyabet hastası olmayan ya da ger- çekten bilinçli bir diyet uy- gulamayanlann tatlandıncı kullan- ması çok anlamlı değil. l zmanlar. epilasyon için en uygun zamannı yaz sonu, sonbahar olduğunu belirtryor. Lazerle güzellik etkili ama riskli • Güneş ışınlannın epilasyon yapılan bölgede zararlı olduğuna dikkat çeken uzmanlar. sağlık şartlan uygun olmayan yerlerde uygulanan lazer epilasyonunun ciddi yanıklara yol açabileceğini belirttiler. tstanbul Haber Senisi- Güneş ışınlannın epilasyon yapılan bölgede zararlı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, sağlık şartlan uygun olmayan yerlerde uygulanan lazer epilasyonunun deride ciddi yanıklara ve sonrasında kalıcı izlere yol açabileceğini belirttiler. Uzmanlar, epilasyon için en uygun zamanın yaz sonu, sonbahar olduğunu belirttiler. Kadınlann en önemlı estetik sorunlanndan bın olan tüylerden kurtulmak için mevsime dikkat edilmesi gerektiği belirtıldi. Den ve Zührevi Hastalıklan Uzmanı Dr. Kubilay Yücd, lazer epilasyon. uygun bir ortamda ve hekim denetiminde yapılması gerektiğıni söyledi. Sağlık şartlan uygun ortamlarda lazer epilasyonu yaptınlması gerektiğine dikkati çeken Yücel, sağlıksız ortamlarda uygulanan lazer epilasyonunun deride ciddi yanıklara ve sonrasında kalıcı izlere yol açabileceğini belirttı. Dr. Özlem Saraçaydın da kıl köklerinin yeniden yapılanmasını engellemek için lazerli epilasyon tedavisıne 17 yaşından sonra başlanması gerektığini ifade ederek, "Tedavi öneesinde vücuda hiçbir losyon sürülmemeü. eğer öneesinde güneşe çüalmış ise de kış aylan beklenmelidir. Ûygulamanın üç ay öncesi ve sonrasında ise kesinBUe güneşe çüalmamahdır" dedı. Lazerh epüasyonun vücutta her bölgeye uygulanabileceğini vurgulayan Dr. Ayhn Pamuk ise hijyenik açıdan güvenli, daha acısız ve daha iyi çözüm sağladığı ıçin lazerli epilasyon yöntemini tavsiye etriklerine işaret erti. Yağlı balıkye, kalbini koru tstanbul Haber Senisi- Sağhklı ya- şam ürünleriyle tanınan Ingiliz Seven Seas Şirketı ile Türkiye'deki iş ortağı Abdi Ibrahim Ilaç Firması'nca "Sağ- Iıkla Yaşam İçin Omega-3" konulu konferanslar vermek üzere Türkiye'ye çağnlan Ingiltere Cardiff Üniversite- si BiyolojikBilimler Yüksekokuluöğ- rerim üyesi Prof. Dr. John Hanvood, Ceylan Intercontinental Otel'de basın toplanüsı yaptı. Vücudun sağlıklı ola- bilmesi için çoklu doymamış yağ asit- lerinden olan "Omega-3''e de ihriya- cı bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Har- wood, bunun çocuk beyni gelişmesin- de, yetişkinlerin doğru beyin fonksi- yonlan göstermesinde, kalp-damarve iltihaplı hastalıklar ile kansenn önlen- mesinde etkili olduğunu vurguladı. "Omega-3" yağ asidinin balık yağı ve balık ciğen yağı ile keten tohumu ya- ğında bulunduğunu belirten Prof. Dr. Hanvood "Haftada en az 2 kez yağh bahk tüketerek kalp hastahğı riskini azaltabüirsiniz^dedi. Spor, kansfer riskini azalüyor BD'de 74 bin kadın üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlan düzenli egzersiz yapan kadınlann meme kanserine yakalanma riskini vüzde 20 azalttığını ortaya kovdu. Çeviri Servisi- ABDde yapılan yeni bir araştır- manın sonuçları kadınlann korku- lu riiyası meme kanseri riskinin dü- zenli egzersiz yapa- rak azaltılabileceğini ortaya koydu. BBC'nin internetteki sitesinde yer alan ha- bere göre Seattle'daki Fred Hutchinson Kan- ser Araştırma Merke- zi'nde görevli Dr. An- neMcTîernanyö- netimindeki ekip her yaş grubundan 74 bin kadı- na düzenli egzersiz yapıp yapmadıklannı, ne kadar za- mandır ve ne sıklıkta spor yaptık- lannı sordu. Menopoz dönemini geçirmış yaştaki kadınlann da ka- hldığı araşnrma sonuçlanna gö- re düzenli olarak yüzmek, yürü- mek. bisiklete bınmek, cımnas- tik yapmak gibi egzersizler yap- mak hastalığa yakalanma riskini yüzde 20 düşürüyor. Rıski azalt- manın en etkili reçetesi ise her se- fennde 30'ar dakika olmak üze- re haftada beş kez spor yapmak. Egzersizin hastalığa yakalanma riskini azaltmasının nedeni vü- cuttaki yağ miktannın azalması ve buna bağlı olarak da hormon- lann kanserli hücre üretme riski- nin düşmesi. McTiernan ve ekibinin Ameri- kan Tıp Birliğı'nin dergisinde ya- yımladıklan araştırma sonuçlan- na göre düzenli egzersiz yalnız fazla kilolu ve obez kadınlarda meme kanseri riski konusunda işe yaramıyor. Ancak. uzmanlar eg- zersizin meme kanseri riskini azalt- masa da kalp, diyabet gibı başka hastalıklann riskini azalttığı için kilolu kadınlann da spor yapma- sını öneriyorlar. McTiernan. kadınlann şimdi- ye kadar meme kanseri riskini azaltmak için ne yapmalan ge- rektiğini bilmediklerini anunsata- rakşunlan söylüyor: "Ancak şim- di düzenli olarak sporyaparak ris- ki yüzde 20 azaltabileceklerini biliyorlar. Zaten egzersizyapmak bildiğiniz gibi sağhklı olmanın temel koşullanndan biri, birçok başkahastahkriskini de azatayor." McTiernan, şimdiye kadar spor yapma alışkanlığı olmayan kadın- lara da "Hiçbir şey için geç değil şiındi başkmanm bfleyaran ohır" diye seslenerek düzenli egzersiz yapmalannı öneriyor. Kalsiyumu ihmal etmeyin ADANA (AA) - Halk arasında "kemik erimesi'' olarak bilinen "osteoporoz" (kemik kitle kaybı) hastalığına karşı çocukluk ve ergenlik döneminde önlem alınması gerektiği bildirildi. Çukurova Üniversitesı (ÇÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Rengin Güzel, yaptığı açıklamada, özellikle 30 yaş sonrasında, kemik kitlesinde azalma ve kemik dokusunun iç mimari yapısının bozulması sonucu kemıklenn kolay kınlabilir hale geldiğıni söyledi. Osteoporoz'un kendisini ileri yaşlarda göstermesine rağmen önlernlenn genç yaşta alınması gerektiğini belirten Güzel şöyle konuştu "Günlük kalsiyum gereksuûmi 1-5 yaş arasında 800 miligram, 6-10 yaş arasıda 800-1200 mingram, 11- 24 yaş arasında ise 1200-1500 miligram kadardır. Türk diyetinde ortalama olarak 300 miligram kadar kalsiyum buhınmaktadır ki bu. gerekenin çok altındadır. Bir bardak süt veyz yoğurtta 300 miligram kaİsryum olduğu düşünülünce çocuklannuzın bu üriinlerden günde en az 2-3 su bardagı kadar tüketmelerini sağlamanuz, üeride güçlü kemiklere sahip obnaian açısuıdan önemüdir." Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası İntihan Önleme Derneği, 10 Eylül'ü, 'Intihan Önleme Günü' ilan etti Yeni toplumsal tehdit: İntihar• WHO verilerirıe göre. intiharlar dünyada ölüm nedenleri arasında 13. strada yer alıyor. 15- 44 yaş grubundaki ölümler arasında ise 4. sırada bulunuyor. Aynca sakatlığa neden olan sebeplerden de 6'ncısını intiharlar oluşturuyor. ANKARA (AA) - Dünya Sağlık Ör- gütü (WH0) ve Uluslararası intihan Ön- leme Derneği, 10 Eylül'ü, "tntihan Önleme Günü" olarak ilan etti. Uluslararası İntihan Önleme Derne- ği ile WH0'nun ortaklaşa çalışmalan ile belirlenen bu günün, intiharlann toplumlan tehdit eden boyutu nede- niyle gündeme geldiğı belirtihyor. Dün- yanın çeşitli yerlerinde düzenJenecek olan etkinhklerle inrihann toplumsal bir tehdit unsuru haline geldiği anlatılacak ve üıtiharlan azaltmanın yollan arana- cak. ^^HO verilerine göre, intiharlar dün- yada ölüm nedenleri arasında 13. sıra- da yer alıyor. 15-44 yaş grubundaki ölümler arasında ise 4. sırada bulunu- yor. Aynca sakatlığa neden olan se- beplerden de 6'ncısını intiharlar oluş- turuyor. WH0 raporlanna göre, hızla artış gösteren intihar vakalan toplum- sal bir tehdit unsuru haline gelmeye başladı ve raporlara göre, dünyada or- talama 40 saniyede 1 kişi intihar ede- rek yaşamına son veriyor. WH0 veri- lerine göre, 2000 yılında dünya çapuı- da 815 bin kişi intihar etti. Devlet Istaristik Enstitüsü verilerine göre de Türkiye"de 2000 yıhnda 1802 kişi intihar etti. Bunlann yüzde 57'si- ni, 15-34 yaş grubu oluşturdu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dah Başkanı Prof. Dr. Işıl SayıL yaptığı açıklamada, be- den sağlığı gibi ruh sağlının da çeşitli iniş çıkışlar sereilediğinı vurguladı. Prof. Dr. Sayıl, "lnsanlarmyüzde 25'i, hayaMannın herhangi bir döneminde ruhsal hastahğa yakalanma riski taşı- yor. İstaüstikler, dünyada her 40 sani- yede 1 kişinin intihar ederek yaşanuna son verdiğinigosterryor'' diye konuştu. intihar vakalannın pek çok ülkede ön- lenebilir bir halk sağlığı sorunu olarak ele alındığını belirten Prof. Dr. Sayıl, Türkiye'de intihan önleme çalışmala- nnın profesyonel düzeyde ilk kez 1989 yılında Ankara Üniversitesi tarafından başlatıldığun bildirdi. İntihann insanı derinden etkileyen bir davranış olduğunu, intihar edenle- rin yakınlannın da bundan duygusal, sos- yal ve ekonomik olarak etkilendiğini an- latan Prof. Dr. Sayıl, Kriz Merkezi'nde yapılan çahşmalarla Türkiye'de intihar girişimleri konusunda önemli ve güve- nilir verilere ulaşıldığını kaydetti. Sa- yıl, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisi'nde de bir "krizodası" ku- rularak intihar girişimlerine medikal balamın yaru sıra yerinde. hastanın ruh- sal durumunun gerektirdiği müdahale sağlandığını ifade etti. PERŞEMBE ORHAN BURSALI 11-12 Eylüller 11 Eylül'de Prag'daydım. Her şey olup bitmiş haberimiz yok. öğlene doğaı bir birahane kapısın- daki yığışma dikkat çekıciydi, içeri gindik, herkes TV'ye bakıyordu. önemlı bir olay olduğu belliydi. Çek Cumhunyeti'yte ilgili sandım önce, ancak Ikiz Kuleler'i gördüm, alev alev yanıyortardı, uçaklar çarpmış ancak kuleler henüz çökmemişti... Insanlık tarihı, tek bir vuruşla en etkili, en ha- cimli, en korkutucu, sonuçları ıtıbanyla de en deh- şet/vahşet terör olayını yaşamıştı. Bütün etık vb. değerlerden arınarak bakarsak, bu, terörist aklın, Amerikan aklına parmak ısırta- cak parlaklıkta bir buluşu, ancak bir romancıya ait olabılecek inanılmaz bir düşü gerçekleştirışi ve dünyanın en sıkı korunan, savaşlardan en uzak ül- kesine "altın vuruşu"ydu. Bu nedenle de 11 Eylül bir dönemeç oldu. Ve aynı zamanda, Bush'u kukla gibi ele geçiren yeni muhafazakârların, 21. yüzyılı "Amerikan Yüzyılı" yapma planlarını de fiilen uygulamaya koymalanna yardımcı olan, tarihin en büyük baha- nesi İlk kurbanlar Afganistan ve Irak oldu.. bu iki ül- kede kaç bin kişi öldü? Dünya, çok ciddi olarak, acaba Amerika bu sal- dınyı bilerek mi önlemedı, savlannı tartışıyor. Orta- doğu ve çevresini Amerikanlaştırma planlarını uy- gulamaya koymak ıçin... Nrtekım, 11 Eylül'ün ge- nişleme rüzgârıyla, Türki Cumhuriyetlerinin bile bir kısmı Amerikan üssüne dönüştu. Yeni muhafaza- kârlar, Irak'ı sindirdikten sonra, yeni ülkelere yönel- me planlarını da hiç saklamıyorlar. • • • Türkiye yanı başında Amerikan 11 Eylülü'nün sancılannı yaşıyor. Aynı zamanda, kendi 12 Eylülü'nün de. 11 Eylül ile 12 Eylül 1980 askeri darbesi arasın- daki ilışkiyi kurmayalım mı? 12 Eylül 1980'in iki yüzü vardı, binncisi darbenin arkasındaki Amerika; ıkincisı de sryasetçilerimi- zin ülkeyi yönetmekteki aczleri, zavallılıkları. 12 Eytül, bu açıdan Süleyman Demirel'in eseri- dir. Demirel, ülkenin üzerine üzerine gelen büyük fe- laketi görememişti veya gördüğü halde büyük si- yasi uzlaşmalan beceremeyerek, sokak ve kent savaşlarını, cinayetleri önleyememişti. "Bıçağın sırbndaki adam", üstelık, terörün bir tarafını ikti- dara taşıyarak "Bana milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz" demişti. Hayat, yani mahkemeler, Demırel'ı tepeden tır- nağa yalanlamakta gecikmeyecekti... Tıpkı Türkiye'nın yaşadığı gerçeklerin, nurlu ufuklar masallarını da durmadan yalanlaması gibi. 12 Eylül siyasetçinın ıflasıydı ve ilk seçimlerden sonra da siyasetçi aynı kafada, düşüncede, ruhta, kişilikte, hatta tıpkılannın aynılarıydı.. Bu nedenle günümüze kadar uzanan ve giderek daha ağır sonuçlar yaratan büyük fflas hattında, çöktüler, ülkeyi de çökerterek. 12 Eylül'ün küresel ve Amerikancı yönü de çok açıktı. Sıyasetçinin basiretsizliğı sokak vuruşmala- nnı tırmandınrken, bu vuruşmalan kışkırtan Ameri- kancı darbecıleri de unutmamak gerek. O zamanlar Afganlı Taleban'lar, El-Kaide'ler Beyaz Saray'ın en büyük dostlan ve yetiştirmele- riydı. Sovyetler Birliği'ne karşı Yeşil Kuşak, yani "Islam kuşatması" planı uygulamadaydı ve Türki- ye bu planın en önemli oyuncularındandı. Iktidan ele geçiren kafalar, VVashıngton'un piyonlan olarak ülkede Amerikancı Islamlaştırma politikasını uygu- lamaya koydu. Bu, ıktidardaki "en büyyük Atatürkçü"lerin, Mustafa Kemal'in ülkesine ve temel ilkelerine yaptıklan en büyük ihanetlerden biriydi. Yaşadıkla- rımız, kısmen hâlâ bu politikalann sonuçlandır. 11 Eylül ile 12 Eylül arasındaki bağ kaderin cil- vesi değildir. • • • Ancak Amerika'nın iki 11 Eylül'ü var. Ikisi de Salı günlenne denk geliyor. Acaba bu kaderin cılvesi mi, bilmiyorum. 11 Eylül 1973, Şıli'de halkın seçtiği Altende ikti- darının Pentagon'un darbesiyle yıkıldığı, Başkan'ın ve binlerce kişinin öldürüldüğü tarihtir. Şu sıralarda çok ilginç bir fîlm gösteriliyor sine- malarda: "11 Eylül"... 11'er dakikalık 11 filmden oluşuyor ve hepsi de büyük ilgiyle izleniyor. Kaçır- mayın derırn. Filmlerden biri, Şilili bir aydının Amerikalılara yazdığı mektubu işliyor. Yaşadıkları büyük felaket nedenıyle Amenkalılara başsağlığı dilerken, kendi- sinin ve Şilililerın büyük trajedisini anlatıyor... Tarihin tanıdığı en büyük alçaklardan Pinoc- het'yı, arkasındaki Amerikalıları, Kissinger'i ve yaptıkiannı.. Fılm bittikten sonra düşündüm, Şililılerin yaşa- dıklannın asla bir telafisi olmayacaktı. Amerikalılann küresel egemenlik politikalarının kurbanı hiçbir ülkenin ve insanlann da... Sonra 11 Eylül 2001 'ı ve sonrasını düşündüm. Dogrusu kılım kıpırdamadı. Ama insanlığın toptan yaşadığı büyük dramın şimşekleri yüreğimde yeniden çaktı durdu.. obursali@cumhuriyet.com.tr. işınla tedavi Prostot kanserine ameliyatsızçözüm HaberMerkezi-Pros- tat kanseri tedavisinde artık vücut dışından ya- pılan radyasyon uygu- lamalan, yerini prostat içinden yapılan brakite- rapi (radyoaktif kaynak implantalan metodu) adı verilen yönteme bırakı- yor. 50 yaş üzerinde er- keklerin yüzde 30'unda görülen prostat kanseri. brakiterapi yöntemiyle bir saatte neştersız teda- vi ediliyor. Aynca idrar kaçırma ve sertleşme so- runu da ortadan kalkı- yor. Brakiterapi yöntemi prostat dokusuna yerleş- tirilen ve düşük dozda ışın \eren radyoaktifkay- naklarla kanserli doku- nun yavBş ve sürekli ışın- lanması esasına dayanı- yor. Brakiterapi yönte- nıinde kullanılan toplar iyot 125 adlı radyoaktif bir madde içeriyor ve vü- cutta bir yıl kalabiliyor. Bu arada, brakiterapi yönteminin uygulana- bılmesi için kansenn prostat dışına yayılma- dan yakalanması ve kan- daki PSA adı verilen hor- monun belirlı bir düzey- de olması gerekiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle