05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 EYLÜL 2003 PERŞEMBE OIAYLAR VE GORUŞLER EVET7HAYIR OKTAYAKBAL Çirkinlik IMende, Kimde? A/tık gerçekler saklanacak gibi değil! Takıyye, ma- kıyye de kimseyi aldatmıyor! AKP ülkeyi, devleti e(e geçirmektefaşında... Gözü kararmış... Daha bir yılı bile doldurmadılar! Ne hızlı bir koşu? Nereye, hangi hedefe? Bir bir belli oluyor, bir bir an- laşılıyor!.. AKP ile lideri, artık diJlerini tutamamaya da . başladılar. iktidarda olmanın verdiği körlük mü, yok- sa cahil yürekliliği mi? Cumhurbaşkanı karşılannda, MGK karşılannda. Da- nıştay, Yargıtaykarşılannda; barolar, üniversiteler kar- -. şılannda; ciimhuriyetçi, Atatürkçü basın, aydınlar, iş- çiler, memurlar karşılannda!.. Bilinçli seçmen çoğun- luğu karşılannda!.. Sen tut Como gölü kıyılannda uluslararası toplan- tıya katıj, kadın milleb/ekillerinin sorusunu şu sözler- le yanrtta: "Kuran'da dört karı almak şöyle açıklanır: Eşinizyaşlanmışsa, sakatlanmışsa, hastalanmışsaye- nibireş alınabilir. öteki eşlerin izniyle!" Böyle çağdı- şı, acımasız, kaba bir yorumu duyan kadın milletve- killerinin toplantıyı teri< etmesinin bir anlamı yok mu? Daha "hiçbirşey" değilken gitti dünya liderlerinin kar- şısına çıktı, Bush'la görüştü, kim bilir neler dedi, ne sözler verdi? Hangi srfatla, hangi bilgiyie, görgüyle, han- gi yetkiyle? CHP Kadın Kollan Başkanı, Tayyip'in gerçek nite- liğini, gerçek kişiliğrni saklamaktan artık kaçmadığını söyleyerekdiyorki: "6e/// ki kendini tutamıyor. Gerçek niyetini tutama- dığı gibi cehaletini de gizleyemiyor. Türkiye seksen yıllıkmodern, laik bir hukuk devletidir. Seksen yıl önce laik devletin anayasası çok eşliliği tarihin çöplûğüne gömmüştür. Kendisini şeyhülislam mı zannediyor." İGDAŞ'ta 126 kişi yargılandı. Sahte belge kullanmak, ihaleye fesat karşrtırmak vb. suçlar işlemiş olanlara sav- cı 33 yıla kadar hapis cezası istedi. Bu kişilerin çoğu AKPbüyüklerininyakınlanLSavcıbazılannadatakip- sizlik karan verdi! Niye bir bölük insana bu kadar ağır ceza isteniyor, öte yandan aynı davada sanık olan Tayyip Erdoğan, Hilmi Güler yasal takipten kurtulu- yor? Suç varsa, bu suçun niteliği ağır hapis cezalan- nı gerektiriyorsa böyie bir ayrım niye? Tayyip Bey'in en büyük başarısı belediye başkanlı- ğı sırasındaki kimi olaylardan ustahkla yakayı sıyırma- sıdır. Yasaklardan, önlemlerden kurtulmayı bilmek, Si- irt'ten aday olarak Meclis'e girmek, başbakan olmak!.. Hepsi upuzun bir serüvenL Şimdi de YSK'nin kara- nyla yeni bir seçim zorunluluğundan da kurtulacak- lar... Hepsi bir siyaset adamının yaşamöyküsünde uzun uzun yer alacak, ilgiyle yorumlanacak olaylar... Yargrtay Başkanı'nın sözlerini "çirkin" bulmuş!.. Yar- gıtay Başkanı ve daha önce pek çok yetkili, başta Cum- hurbaşkanı, Danıştay Başkanı ve daha pek çok kişi ülkede dinsel bir devlet kurmaya heveslenenlerden söz etmiş! Bir irtica tehlikesi var diyenler haksız mı? Bu- nu Erbakan da vaktiyle zoriukla da olsa kabul etme- miş miydi? MGK'de askerlerin öne sürdüğü kararları imzalamamış mıydı? Böyle bir tehlıke dün de vardı, bugün daha da var. Hem de iktidar partisinin göz yum- masıyla, vicdan özgürlüğü bahanesini kullanarak!.. "Devlet şeriata seyirci kalamaz" sözünü "çirkin" bulmak, o sözün gerçek olduğunun, ülkenin çirkin bir politikacı kesiminin eliyle, cumhuriyet, Atatürk karşı- tı bir yola girmekte olduğunun kanıtı sayılmamalı mı? 30. Yılında Birinci 11 Eylül... 11 Eylül'ün birincisi, 1973 yılında Şili'de, Marksist Cumhurbaşkanı Salvador Allende'ye ve onun yönetimindeki ilerici, devrimci, "Halk Birliği" iktidanna karşı bir karşıdevrim darbesi olarak gerçekleştirilmiş ve Allende de Başkanlık Sarayı'nı terk etmeyeceğini tarihsel bir biçimde açıklayıp, aynı gün orada yiğitçe direnerek ölümü seçmiştir. Sadlk GÖKSU Felsefe Öğretmeni Allende olayı ve Türkiye'ye yansımasu.. B ugün "11 EytüT dendığınde, he- men yalnızca, 2001 yılında bu tarıhte, ABD'de Nevv-York'takı ünJü kulelere intihar saldınsını anımsıyonız. Oysa son 30 yıl için- deki bu saldın, sanki bir intikam (rövanş) gi- bi sadece, ikinci 11 Eylül Olayı'dır. 11 Eylül'ün birincisi. 1973 yılında Şili'de, Marksist Cumhurbaşkanı SakadorABende'ye ve onun yönetimindeki ilerici, devrimci, "Halk Birfiği" iktidanna karşı bir karşıde\rim dar- besi olarak gerçekleştirilmiş ve Allende de Baş- kanlık Sarayı'nı terk etmeyeceğini tarihsel bir biçimde açıklayıp, aynı gün orada yiğitçe direnerek ölümü seçmiştir. Allende. 1908 'de Şilı 'de, Valparaıso'da doğ- du. 1932'de tıp fakültesıni bitirdi. 1933'teŞiliSosyalist Partisi'nin kurucula- narasındayeraldı. 1937'den 1945'e kadar mıl- letvekılliği. 1939-1942 yıllannda Sağlık Ba- kanlığı, 1943'ten sonra Sosyalist Partısi Ge- nel Sekreterliği yaptı. 1945 'te senatör. daha sonra Senato Başka- nı ve 1956da Halk Hareketi Cephesi'nin ku- rucusuoldu. 1952,1958,1964 yıllannda aday olduğu ve kaybettiği Cumhurbaşkanlığını. 197O'te, çekişmeli bir seçimden sonra, "Halk BirfiğTnin adayı olarak kazandı. tktidara geldikten sonra, Şili toplumunu kökten değiştirmeyi amaçlayan programını uygulamaya koyuldu. Fakat bir yıllık başanlı bir dönemden son- ra, daha seçilmesinden önce, kendisine kar- şı, ABD'nın, ITT gibi pek çok ABD köken- li çokuluslu şirketlerin ve kuşkusuz CIA'nın; sonradan epey aynntılı olarak belgelenen. planlı yıkma, çökertme çabalannın, bu arada aşın solun kışkırtmaları ve aşın sağın yükse- len şiddet hareketlerinin, orta sınıflann; kam- yonculann, şoforlerin. esnann gitgide sertle- şen eylemlerinin gelişmesi ile pusudakilerin beklediği kıvama ulaşıldı. Başkomutan Ge- neral Augusto Pinocbet yönetimindeki ordu, eylülde başkanlık sarayını bombaladı, kuşat- tı ve Allende orada darbecilere karşı savaşa- rak öldü. Allende, ölmeden önce halkına şöyle dedi: "Bu tarihsel sınavda halka bağhbğımı. yaşa- mımı da esirgemeyerekispatiav-acagmu. Bu sa- vaşta onlar iistün gelebilir. Fakat toplunısal süreçlerkaba kuvvetlede, kanta cinayetlerle de durdurulamaz. Halk kendini korumah, fakat intihar etmemefidir. Halk kendinin ezflmesi- ne, yok edilmesine izin veremez, ancak aşağı- ianmaya da ian veremez. Bu ağır ve acı du- rum elbette başkalan tarafindan aşılacakür. Yaşamunıboş yerevermediğime inanıyorum.'' General Pinochet'nin Şili'de kurduğu kan- lı baskı yönetimi bütün dünyaca biliniyor. Kendisine karşı direnişler ancak 1979'dan sonra sonuç vermeye başladı. 1980'de kabul edilen yeni bir anayasa 1990'da seçimlenn yapılmasını öngörüyor, ama Pinochet'nin yet- kilerini de onaylıyordu. Anayasa 1981 'de yü- rürlüğe girdi ve Pinochet de 8 yıl süreyle Cumhurbaşkanı oldu. Baskılar içinde, protesto gösterilen, su- ikastlara varan tepkiler gelişti ve 1989"da Hı- ristiyan-demokratA\1winAzocar,oylannvüz- de 55.2'sini alarak başkan seçildi. 1990'da, Allende 'nin sajgmhğı yeni bir cenazetöretıi ya- pılarak geri verildi. Yüzlerce gizlı mezar or- taya çıkanldı ve Yüksek Mahkeme karany- la, bu cinayetlerle ilgili soruşturma açıldı. Şilili yazar Rene Castillo şöyle diyordu: "Faşist yüksek komutası silahh güçier üzeri- ne ırtançfekesigetirmiştir. Buniar haJkm ve dün- yanın gözünde silahh güçJerin onur ve saygın- hğını yok etmişlerdir.. vatana ihanetten suçlu- dtırlar." Pinochet. Şıli yasalanna, kendisini koruya- cak maddeleri koyduysa da, 2000'lerin geçir- diğimiz ilk yıllannda Avrupa'ya gittiğinde, bu ülkelerde hapsedildi ve yargılanması istendi. Ama sonunda yine, kendi yasalan ile korun- duğu ülkesine dönmenin yolunu buldu. Demirel: "GeKşleri Allende gibi okhıJ' ve eldedı: "ADendeBuDende." Şih'de Allende'ye kurulan komplo ve onun kanlı uygulaması, 11 Eylül 1973'ten sonra, ülkemiz bakımından da içerde ve dışarda çoklannın iştahlannı ka- barttı. Model, temelde hemen her geri bırak- tınbnış ülkede olduğu gibiydi ve bizde de ay- nı biçimde bir örgütlenme gerçekleşti. Türkiye'de bu yöndeki çabalargenellikle bi- linmekle birlikte, biz de, önlenmesi için ça- ba gösterdiğimiz ve başanlı olduğumuz, 1978- 79 yıllan elkoyma ginşiminı ve bunun nasıl önlendiğini, daha sonra Kuvayı Milliye Der- gisi'nde yayımladık (*). Bu yazıda belgelerini gösterdiğimiz gibi; biz- de 12 Eylül 1980 darbesi karan, ABD'de da- ha önce, 1976 ve 1978 yıllan için ikı kezalın- mıştı. Fakat 1978 yılı için alınan karar daha ke- sındi: O sırada Bülent Ecevit'in, CHP artı 11'ler Hükümeti, Turhan Feyzioğju ve Faruk Sükan'ın da kaülmasıyla kurulmuştu. ABD"nin kararından sonra ilkin Feyzioğlu hükümet- ten ayrıldı, bir süre sonra da Sükan... Bilindiği gibi TÜSİAD, Hür Teşebbüs Kon- seyi adlı kuruluşlar, özellikle bu sonuncusu- nun üyesi olan TESK'in o zamanki yöneti- mi, aynı Şili'deki uydu ekonomi kuruluşlan gibi, bu çabada pek iştahlıydılar. Bir yandan da, pek medyank, en kodamanlanndan ünlü bir iş adamımız. zamanın Ordu Komutanla- nylaünlü "KonyaToplantısı''nı yapıyordu. Ba- sında ise, "Aflende-Büllende!'' diye goygoy- culuk yapanlar vardı. Esnaf kuruluşlan bu girişimde, Kontak- Kepenk Kapatma Eyiemi yapacaklar, darbe için gereken kargaşa ortamını yaratacaklar- dı. Bu eylem, bugün de kamuoyunun bihne- dıği kapsamda ve bizim de yerimız olmadığı için burada anlatamadığımız kadar güçlü ola- rak hazırlanmıştı. Ama bu oyunlan ana mu- halefet liden Demirel bile kabul etmiyordu: "GeBşleri ADende gibi oldu, gidişlerini merak ediyorunı'' diyerek Ecevit'e, komplonun ön- lenmesi için güçlü bir koz v eriyordu ve TESK Başkanı Hüsanıera'nTryanşan ın. "Sırası mıy- dı bu beyanatm?" sıtemi ile karşılaşıyorduk. Sonuç Esnaf örgütündeki bu yıkıcı hazırhğı ise savunmadakı asü güçier olarak, Istanbul"da ken- tin o zamanki tek belediyesindekı ilk Esnaf Danışmanı sıfatı ile bız; Başkan Kotil. ilgili CHP milletvekılleri, ayncaeski AP'li SuatVal- km ve arkadaşlan, Ankara'da ise Tiyanşan'a karşı Federasyon'da muhalefet eden şündiki TESK Başkanı DervişGündayile önlüyorduk. O zamanki TESK kadrosundan, aynı zaman- da AP'li tzmir Millervekili Cemâl Tercan ise, yenilgilenni, "En Uzun Alü Gün" adlı bir ki- tap çıkararak belgeliyordu! Bu yansımalar, Allende olayının önemini bize, onu hiçbir zaman unutamayacağımız biçimde bir kez daha anlatmıştır. Allende, öl- meden önce şunlan da söylemişti: "Kesinök- le inanrvorum, milyonlarca ŞiüHnin düşünce- lerineektiğhniztohumlar yokedilemez. Er ya da geç, güvenilir, yürekbinsanlann daha hi bir toptuma gidenyohı tekraraçacağmı büerek işi- nize devam edm!" Evet, büyük insan ve arka- daşlan, sonsuz dinlencenizde rahat uyuyun. Sizi unutmadık, unutmayacağız. Yıldızuı parladığı ve geçici de olsa söndüğü o anı, 30. yılda da, daima saygı ile selâmlayacağız. <*) S. Göksu, Özgün Bir Antiempenalist ve Antifaşist Mücadele: Üçüncü Cumhuri- yet 'in Son Üç Ertelenişi. Ku\>axı Milliye Der- gisi, Mayıs-Haziran 1998/OcakŞub'at 1999, 10-14. sayılar. İSTEK Anaokulları ile temel eğitime çağdaş hazırlık... Bu ilk adım! (4-6 yaş) Okuf öncesi dönem, insan yaşamının temelini oluşturur. Çocuklarınız, hayallerin beslendiği, hayallerin geliştiği, hayallerin gerçekleştiği modern araç-gereçlerle donanımlı anaokullarımızda; Sıcak bir ilgiyle, uzman kadroların denetiminde, temiz yaşama alanlarmda oynayarak büyüyorlar. ^ ACIBADEM ANAOKULU Ibcahımağa Mah Bağ Sk 34718 Acıbadem Tel: (0 216) 325 30 75 • 325 30 96 FakS" 10 216) 326 34 23 e-maıl' [email protected] ATANUR OĞU2 ANAOKULU Mecıdıye Mah Şakır Kesebır Sk No: 28 34347 Baimumcu Tel: (0 212) 211 34 60-211 34 61 Faks:(0 212}272 52 10 e-mail: atanuroguzı[email protected] BARIŞ ANAOKULU Bağdât Cad. No: 246 Çıftehavuzlar 34130 Göztepe Tel: (0 216) 356 90 92 • 360 12 18 Faks:(0 216)385 2516 e-mail: [email protected] BELDE ANAOKULU Burhanıye Cad RasımağaSk. 34664 Bağiarbaşı Tel (0 216)310 56 88 Faks: (0 216) 341 72 71 e-mail: beldeılk@ıstek.org.tr BEYKOZ KONAKLARI ANAOKULU Soğuksu Mah Beykoz Konaklan C 75 PaşaDahçe - Beykoz Tel.(0 216)539 02 50 Faks:(0 216)539 02 51 e-maıl: [email protected] tr BİLCE KAĞAN ANAOKULU Florya Asfaltı No: 2 34810 Florya Tel ' (0 212) 663 29 71 - 663 29 73 Faks-(0 212) 663 29 72 e-maıl: b(lgekaganı[email protected] KAŞGARLI MAHMUT ANAOKULU Eskı Edırne Asfaltı, Suttançiftlığı 34110 Gazıosmanpaşa Tel (0 212)594 26 11 -594 26 12 Faks (0 212)594 12 48 e-maır kasgarlimahmutılk@ıstek.org.tr KEMAL ATATÜRK ANAOKULU Tarabya Cad. 34457 Tarabya Tel (0 212)262 42 57-262 75 75 Faks (0 212)262 79 58 [email protected] ULUĞBEY ANAOKULU Atalar Cad Yukarı Rahmanlar 34862 Kartal Tel (0 216)488 13 08-389 25 98 Faks:(0 216)353 40 88 e-maıl: ulugbeyi/[email protected] Anaokullarımızda ücretler aylık olarak alınmaktadır. Ninelerin Başörtüsü... Av.SERPİLOZOK ^ocukluk anılarunın arasında ninelerim ^yok... Onlan siyah- be^az, soluk fotoğrafla- nndan tanıyorum. Arka- daşlanmm ninelerinden kalan anı ise, gülen göz- lü, aydınlık nur yüzlü, başörtülü. tonton yaşlı- lar... (Şimdi kendi yaşım- la kıyasladığımda ise. ni- neleri "tonton yaşhlar" olarak hatırlamamı, bu- lunduğumuz ilçenin orta- sından geçen ırmağın üzerindeki küçük köprü- yü, hayallerimde adeta Boğaz Köprüsü olarak saklamamla bir tutuyo- rum...) Yıllar geçti, büyüdük.. Ninelerimizin başörtüsü de. binbir çeşit bağlama tekniğiyle "türban" ola- rak siyasi literatüre giri- verdi. Türban ile kamusal alanlan zorlamanın ne- relere kadar uzayacağı- nı zaman içinde hep bir- likte göreceğiz, bu işin başka boyutu. Benim bu yazıda paylaşmak istedı- ğün ise, son zamanlarda bulunduğum hemen her şehirde, başlannı olabil- diğince dikkat çekici şe- kilde örten, her yaştan genç kızlar, kadınlar... Dini inancına göre, ba- şını örten, saçlannın gö- rünmesini ıstemeyen bir bayanın, saçının bir teli görünmediği halde, bu kadar dikkat çekici ol- maya çahşması büyük bir çelişki olduğuna göre. bu tür örtünmede bir garip- lik hissediyorum. Eğer bayanlar bu şekilde "îs- lam'ı modernleştirdikle- rini" sanıyorlarsa, alda- nıyorlar... Öncelikle, kullanılan türbanlann renkleri ve desenleri o kadar dikkat çekici ki, gözünüzün gör- memesi olanaksız... Türbanı sade bir şekil- de bağlamak yerine. al- tına farkJı renkte bant ge- çirilip, alına düşürüldü- ğü için, dikkatinizden kaçması, gözünüzün gör- memesi olanaksız... Başında türban, alnın- da bantla dolaşan bu ba- yanların yaptıkları göz makyajı, kullandıldan al- lık ve rujlar o kadar fra- pan ki, gözünüzün gör- memesi olanaksız... Başlan örtülü. yüzleri mak\r ajlı. ellerinde rengâ- renk çantalar, aksesuvar- lar, vücutlanna oturmuş dargiysiler, çıplak ayak- lannda bantlı ayakkabı- larla şehirde salına salı- na > r ürüyorlar ve sadece başlannda türban oldu- ğu için, başlannda tür- ban taşımayan diğer ba- yanlardan farklı olduk- lannı anlatmaya çalışı- yorlar. Evet, bu tarz giyinildi- ğmde gerçekten farklı oluyor, dikkat çekiyor- lar. ama bu göz alışın, dekolte giyinmiş bir ba- yandan ne farkj var... Her ikisinde de, kendini be- ğenme ve başkalarına beğendirme güdüsü yok mu?.. Doktora öğrencisi bayan öğretmen ilköğretim (4-5-6. sınıflar) için ev öğretmenliği anyor. Tel: 0216-302 35 52 PENCERE Var mı Mizah Gibi Keyifli Şey... ÖmerÖzcan'ın kitabı 450 sayfalık biryapıt, adı biraz uzun: "Başlangıçtan Bugüne Türk Edebiyatında Hiciv ve Mizah" "Inkılap" Yayınları'ndan çıkan kitabı kanştınrfcen kimi satırlann ya da dizelerin altını çizdim; dünden mizah bugüne keyif veriyor... • Eşref'in dörtlüğü: "Bir soğan soyuluyor Yaşarıyor gözler, Bir hazine soyuluyor Aldırmıyor öküzler." Al dünü, vur bugüne!.. • Mehmet Akif'ten: "Bilirsiniz, hani insanda bir damar varmış Ki yüzsüz olmak için mutlaka çatlarmış Nasılsa 'rabbim utandırmasın' öuası alan Bu arsızın o damar zaten eksik alnından." Kim o arsız? • Sevr üzerine günümüzde çeşitlemeler var, konu adamakıllı güncelleşti... Yahya Kemal'in Sevr'i imzalayan Rıza Tevfîk'e ilişkin dörtlüğü: "Kızmasın kimse Rıza Tevfik'e Sevr'i imzalamaya gitti diye Çünkü idam olunan mahkûmun Çektiriher ipini çingeneye." Günümüzde Çingeneye "Roman" dendiğine gö- re, Sevr heveslileri de ad değıştırip muteber oldu- lar. • Cenap Şahabettin'den "Tiryaki Sözleri": "Yüksek tepelerde hem yılana hem kuşa tesa- düf edebilirsin, fakat biri sürünerek öteki uçarak yükselmiştir." "Zavallı koyun sürüsü; çobanı o besler, çoban köpeğini de, kurdu da..." "Kavak ağacını beğenen seven pek az kişi gör- düm, çünkü dosdoğrudur." "Çocukken perde arkasındaki Karagöz'ü canlı sanırdım, şimdi perde önündeki canlıyı Karagöz sanıyorum." Peki, ya Hacivat'lara ne diyelim?.. • Neyzen Tevfik harika adam!.. Toplumumuzu ne güzel anlatmış: "Kalmadı gizli kapaklt deliği memleketin Çok şükür kızlanmız hep anadan doğmaca dul Tutanm ben dilimi, kimseye sövmem amma Karşısında sıkılıp susmaya bir tekyüz bul!.." Magazin ve sosyete dedikodularını okuyunca insan Neyzen'e yerden göğe hak veriyor. • Yine Neyzen'den: "Hayliden kalınlaştı yobazlık yeniden Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü Kara bir kinle taassup pusudan çıktı yine Yurdu şahane cehalet yeni baştan bürüdü." Neyzen mezanndan doğrulup bugünkü halimi- zi görse yeniden mezarına girerdi. • Sünbülzade Vehbi 1719'da doğmuş; daha o za- mandan mim koymuş devlet hayatımıza: "Bir nokta koyup mücrim ederler seni sonra Esrar-ı kibara sakın olma hele mahrem Hep rüşvet ile eylediler devleti berbad Bak şu ulemaya vükelâya vüzeraya." Loryma Resort B i r y a ş a m t a r a Turunç, Güney Ege'nin fiyortlarla bezenmiş nefes kesici coğrafyasının en güzel koylarından biri.. Loryma Resort Hotel yamaçlann vejetasyon dokusuna gizlenmiş, koyun büyüleyici. mistik panoramasına tümüyle hükmeder ko- numda. sıra dışı bir tesıs. Ormanlardan tnen sennletıci esintıler. düşük nem oraru ve bol oksrjenli, sağlıklı hava- sıyla ideal iklim koşullanna sahip. Ekoçiftliğinden kendi süriinü. peynirini. kremasını. y-umurtasını temin eden. ken- di ürettığı -yörenin en kalitelı- zeytinyağını kullanan. da- mak zevki kadar sağlıklı beslenme tlkelerine de duyarlı bir mutfak. Konforlu apart daireler. açık büfe restaurant, pool- bar. outdoor-bar. açık kapalı vTizme ha\uzlan. jakuzi. fit- ness-center. sauna. süper disko. bilardo. dart. tenis, masa- tenisi, çocuk kulübü, doktor servisi... Lisanslı rehberlerle mountainbiking. sea kayakıng. trekking. canyonıng. scuba dıving. rafting... Ruh-zihın-beden sağlığı programları. Ayurveda konsültasyonu. T'ai-Chi, Yoga seanslan, aroma- terapi masajlan. doğal zayıflaraa kürleri. yüz-\'ücut bakı- mı... "Özelanimasyonlar"', "sürprizshowlar'danarındınl- mış. arabesk müziği uzaktan bile duyamayacağınız. kent yaşamının yıprattığı ınsanın pozitif yaşam enerjisiyle dolu günlük yaşamına dönmesini hedefleyen. kültur ve çe\Te dos- tubirişletme anlavışı Detaylı bilgi www.loryma.com Tel: 0252 476 72 20-24 Faks: 0252 476 72 25 infotrt loryma.com Cumhuriyet Dostlanna %20 indinm 1+3 taksit Loryma Resort 2 Aralık 2003'e kadar açık. TRABZON 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2002 257 Davacı Mustafa Aslan vekilı tarafından Canan Aslan aleyhine mahkememızde açılan boşanma davasının ya- pılan açık duruşması sırasında davalı Canan Aydın'ın adresi meçhul olduğundan ilanen tebligat yapılmasma karar verilmış olup davalı Canan Aydın'm duruşmanın bırakıldığı 16.09. 2002 günü saat saat 9.00'da mahke- memızde hazır bulunması duruşmaya gelmediğı takdir- de davanın yokluğunda yürütülüp sonuçlandırılacağı hususu dava dilekçesi tebliği yerine geçerlı olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 33250
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle