24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2003 PERŞEMBE HABERLER DUINYADABUGUN ALt StRMEN Yol Göründü Ey Gaziler Merakla beklenen Çankaya zirvesinden çıkan sonucu nasıl okuyacağız ve hangi gelişmelere hazır olmaya çalışacağız? Çankaya zirvesinden çıkan ilk sonuç, Cumhur- başkanı Sezer'in uluslararası meşruiyet ve mu- tabakat, BM kararı gibi çekincelerini geri çekmiş olmasıdır. Artık Cumhurbaşkanı'nın da, olaya "ulusal çı- kariar"m gereği çerçevesinde baktığı görülüyor. lyi de, "ulusal çıkaıiar" deyimi yuvariaktır, ne- yin ulusal çıkarlara uygun, neyin aykırı olduğu tar- tışmaya açıktır. Bu noktaya yeniden dönmek üzere, zirveden çı- kan ikinci sonuca eğilmek gerekiyor. Toplantıdan çıkan ikinci sonuç, karan siyasi ira- denin vermesidir. Cumhurbaşkanlığı sözcüsiinün yaptığı açıkla- ma da bunu açıkça ortaya koyuyor. Doğru olan da budur. Yani AKP hükümeti, ko- nuyu Meclis'e götürecek ve asker gönderme ka- rarı alacaktır. Tayyip Erdoğan iktidarı, hem ABD'nin yanın- da ne pahasına olursa olsun yer almak istiyor hem de bu tutumun doğuracağı tepkiden çeki- nerek, vereceği siyasi karara başkalannı da ortak ederek, mümkün olsa o karan onlar almışlar izle- nimini uyandırarak, sorumluluğun yükünü dağıt- maya çalışıyor. • • • Görünen o ki, 1 Mart'ta çıkmayan 2. tezkere- nin tersine, bu kez asker gönderme karan çıka- cak. Çünkü AKP, ABD'nin güveni ve desteği olma- dan Türkiye'de, hem de devletin temel ilkelerini altüst ederek, iktidarını sürdürmesinin olanaksız olduğunu görmüştür. Unutmayalım ki, 1 Mart'ta da AKP, ABD'nin ya- nında yer almayı istiyordu. Ancak bu isteğini, beceriksizliği yüzünden ya- şama geçirememişti. Yoksa bir hükümetin, red- dedilmesi için birtezkereyi Meclis'e sevk etmesi beklenemezdi değil mi? AKP iktidan geçen kez kaçırdığı fırsatı, ülke de- ğil ama kendi çıkariarı açısından bu kez kaçıra- maz. Kaçırırsa, ABD'nin güveni iyice zedelenir ve IMF'den aldığı erteleme, çeşitli kuruluşlardan al- dığı kredi notunun yükseltilmesi rüşvetlerine ve- da etmek zorunda kalır. Son zamanlarda konuyla ilgili kişilerin çoğunun aşırı iyimser havaya kapılarak, can alıcı bir soru- yu neden sormadıklannı anlamak güçtür. öyle ya, IMF Türkiye'nin borç ödemelerini er- teliyor. Bunun nedeni, programın başansı değil ba- şansızlığıdır, yani güç duruma düşmüş olan borç- lunun gırtlağına yapışıp, onu daha da köşeye sı- kıştırmamak için yapılmıştır bu erteleme. Mahfi Eğilmez ile Güngör Uras'ın dile getirdiği bu ger- çek gün gibi ortadayken, Türkiye'nin kredi notu hangi nedenle yükseltiliyor dersiniz? • • • Şimdi dilerseniz, asker gönderme kararında hangi ulusal çıkarfarın yatabileceğine bakalım. Herşeyden önce, Türkiye'nin, Kuzey Irak'ta, ora- da bulunan güçlerin hiçbirinin yani Kürtlerin ve ABD'nin kale almadığı, kırmızı çizgileri yeniden ge- ri gelecek değildir. Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi, ABD'nin bu bölgede Kürtlere odaklı tarihi politikasında da önemli bir değişiklik yapmayacaktır. Zaten Türk askeri, o bölgede değil, netameli Sün- ni kesiminde görev yapacaktır. Kim nasıl nitelerse nitelesin, oradaki gücün gö- revi, dünya jandarmasına yardımcılık eden bölge jandarma gücü niteliğinde olacaktır. Asker göndermenin sonucu olarak Irak'ın ve böl- genin yeniden biçimlenmesinde söz sahibi olma konumuna geleceğimiz düşüncesi ise ABD'yi ta- nımamak ve gerçekleri kavramamak sonucunda geliştirilmiş bir yanılgıdır. Bölgenin yeniden biçimlenmesinde, kimi taah- hüt işleri alınması ve Türkiye ile Irak'ın yeni ege- menleri arastndaki ticari işlerin gelişmesi beklen- tileri bir ölçüde gerçekleşebilir. Nihayet, asker gönderme karan, VVashington'ın Türkiye'ye karşı sarsılan güvenini tümüyle değil- se bile bir ölçüde yeniden oluşturabilir ve Sam Am- camız bizi tekrar, stratejik değil ama uysal müt- tefik olarak görebilir. Bunlar eğer ulusal çıkarsa, diyecek fazla bir şey de yoktur. Aynca, askerin hangi bölgede ne kadarsüre için kullanılacağı, hangi işlevi yükleneceği, ikmalinin ve masraflannın nasıl karşılanacağı ve komuta düzeninin nası\ olacağı gibi konularda VVashing- ton'a gönderilen mektuba muhataplanmız henüz cevap verme zahmetine bile katlanmamışlardır. Ama bütün bunlara karşın "yol göründü ey gaziler, marş marş!.." Türk-İsvec emek örgütleri buluştu Sendikal eğitim yaygmlaşmalı Istanbul Haber Servi- si - Türk-Isveç Sendikal Eğitim Toplantısı'na ka- tılan sendika temsilcile- ri, işçilerin eğitimi ama- cıyla, sendikaların ulus- lararası alanda dayaruşma ruhunun canlandınlması gerektiği konusunda or- tak görüşe vardı. Türk ve Isveç sendika- lan temsilcilerininbir ara- ya geldiği toplantılann 2'nci gününde konuşan Öğretmenler Sendikası temsilcisi Ann Christin Larsson, temel sorunun işçilerin sendikal eğitimi olduğunu vurgulayarak "Eğftmekistediğiıniztop- lumsal kesit bir kereye mahsuseğftüecekbir top- lumsal kesiti kapsamı- yor" diye konuştu. Bir- leşik Metal-Iş Sendikası adına konuşan Gaye Yıl- maz ise sendikalannda- ki eğitimin memnuniyet verecek kadarkurumlaş- tığını belirtti. Sendikaların toplum- sal işlevlerinin de sorgu- landığı, 15 Ağustos'adek sürecek toplantılarda, sendikalardaki örgütlü işçilerin sınıf bilincine ulaşmadığı ve sendikal faaliyetlere yeterince il- gi göstermedikleri vurgu- landı. Cumhurbaşkanı 10 bin yoksul öğrencinin özel okullara gönderilmesine ilişkin düzenlemeyi iade etti Sezer'dentarikatuyansıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. yoksul öğrencilerin özel okullarda okutulmasına ilişkin yasayı düzenle- meyi, "tarikatvecemaatokuHannaye- ni kaynak aktanlacağı ve laikliğe ay- kın düşünceye sahip insanlar yetişti- receğT uyansıyla bir kez daha görü- şülmek üzere TBMM'ye iade etti. Se- zer, gerekçesinde kaliteli eğitim veren özel okullara yeterince talep olduğu- nu belırtırken, "Budurumdakonten- janlannı dokhıramayan, kimi çevreler- ce değişik anıaçlarla kurulmuş özel okullara gönderilmesi kaçınılmazdır. Bu durunı. bir yandan. bu özel okut- lann devlet kaynaklanyla desteklen- mesi, öte yandan da laik, demokratik Türkhe Cumhuriyeti niteüklerine uy- gun olmayan düşünce yapısına sahip insanlann yetiştirilmesi anlamına gel- • Cumhurbaşkanı Sezer iade gerekçesinde, düzenlemenin tarikat ve cemaat okullarının devlet eliyle desteklenmesine ve laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti niteliklerine uygun olmayan düşünce yapısına sahip insanlann yetiştirilmesine yol açacağı uyansında bulundu. mektedir" görüşüne yer verdi. Hükümetin. önce yönetmelik ola- rak hazırladığı ancak Danıştay'ın ip- tal etmesi üzerine yasa olarak çıkar- dığı" 10binyoksulçocuğun özel okul- larda okutulmasına" ılışkın düzen- leme bu kez de Köşk'ten döndü. Se- zer. "Milli Eğitim Temel Yasası'nda Değişiklik Vapılmasına Üişkin Ya- sa"nın "yoksul öğrencilerin parayla özel okullarda okutulmasına ilişkin" 1. maddesını veto etti. Veto gerekçe- sinde maddı olanaklardan yoksun oian öğrencilere zaten burs verildiğini vur- gulayan Sezer, "Maddi imkânlardan yoksun başarüı öğrencilerin en yük- sek eğitim kademelerine kadar öğre- nim görmeierini sağlamak amacryla parasız yaühhk, burs, kredi ve ücreti Milli Eğitim Bakanlığı'nca karşılan- nıak kaydıyla özel öğretinı kurumla- nnda öğrenim görmeleri sağlanabifir" görüşünü bıldırdı. Devlet, laik ve Atatürkçü eğitim sistemini geliştirmeli Eğitimin devletin temel görevı oldu- ğunu vurgulayan Sezer, devletin öğren- cileri özel okullara göndermek yerine laik, demokratik ve Atatürkçü eğitim sistemini geliştirmesi gerektığini ifa- de etti. Yasanın devletin temel görev- lerinden eğitimi hizmet satın alma yo- luyla özel sektöre devTedilmesi anla- mına geldığine dikkat çeken Sezer, bu durumun anayasaya da ayları olacağı- na ışaret etti. Sezer, iade gerekçelerin- de şu görüşlere yer verdi: • Anayasa'nın 42. maddesinin ye- dinci fıkrâsında, devletin, maddi ola- naktan yoksunbaşarüı öğrencilerin, öğ- renimlerini sürdürebilmeleri amacıy- la burslar ve başka yollarla gerekli yardımı yapacağı belirtılmiştir. Ana- yasada, özel eğitim kummlanna dev- let bütçesinden kaynak aktanlması öngörüknemiştir. • Maddi olanaklardan yoksun ba- şanlı öğrencilerin desteklenmesi için özel eğitim kurumlarından hizmet sa- tın alınmasına gerek de bulunmamak- tadır. Devlet okullarında eğitim para- sız yapıldığı gibi, Milli Eğitim Bakan- Iığı'na bağlı ılköğretim ve ortaöğretim kurumlarında öğrencilerin parasız ya- tılı ya da burslu okumalanna ilişkin dü- zenlemeler bulunduğu bilinmektedir. Aynca, özel öğretim kurumlan, ka- pasitelerinin yüzde ıkısinden az olma- yacak sayıda ücretsiz öğrenci okut- makla yükümlü kılınmıştır. • Eğitim kalitesini ve çağdaşhğını kanıtlamış kimi özel okullara ilginin büyük olduğu, giriş sınavının ardından kısa sürede kontenjanlannı doldur- duklan bilinen bir gerçektir. Bu okul- larda, hizmet sann alma yöntemiyle öğ- renci okutulması olanağı bulunmadı- ğına göre, öğrencilerin, kontenjanla- nnı dolduramayan, kimi çevrelerce değişik amaçlarla kurulmuş özel okul- lara gönderilmesi kaçınılmazdır. IĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtNCelikten Sezer'e veto tepkisi Ayrımcılık suçlamasıAMKARA (Cumhumet Bürosu) - Milli Eği- tim Bakanı Hüseyin ÇeHk, yoksul öğrencile- rin özel okullara gönderilmesine ilişkin ya- sayı veto eden Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- det Sezer'e sert eleştınler yöneltti. Çelik, Sezer'in tarikat ve cemaat okullanna işaret eden gerekçesiyle ılgilı olarak, Cumhurbaş- kanı'nı, okullara karşı "aynmcı" davTan- makla suçladı. Çelik, dün yasanın veto edil- mesinin ardından gazetecilerin sorulannı yanıtladı. "Sezer'in takdiridir. TBMVI gere- ğini yapar" diyen Çelik, Cumhurbaşka- nı'nın gerekçelerine eleştiri yönelterek "Kalitesini ve çağdaşhğını kanıtlamış kimi okullardan söz etmek, 'Türkiye'de çağdaş ve çağdaş olmayan özel okullar var' gibi bir so- nuç doğurur ve bunun devletin başı tarann- dan ifade edilmiş olnıasu okullara karşı ya- pümış bir a\ nnıcılık olarak değerlendirilme- Bdir'' dıye konuştu.Çelik, Cumhurbaşka- nı'nın "laik, demokratik Türkiye Cumhuri- yeti niteliklerine uygun olmayan düşünce ya- pısına sahip insanlann yetiştirilmesine yol açabileceğine" ılışkın ıfadesıni, "Bu, Sayın Cumhurbaşkanı'nın kendi yorumudur. Ben bu yoruma kaülsam, böyle bir yasayı hazuiatmazdnn n sözleriyle değerlendirdi. Koç: Sezer AKP'ye ders verdi CHP Grup Başkanvekilı HahıkKoç ise AKP'nin hukukla inatlaştığını, Sezer'in bu konuda AKP'ye "ders vertfiğmi" vurguladı. Yönetim, 'yerel seçimler öne alınabilir' gerekçesiyle tarih belirlemiyor DSP'de kunıltay belirsizliği TUREYKOSE ANK4RA - Kasım ayında top- lanması beklenen DSP kurultayı- nın. "yerel seçimler öne ahnabiHr" gerekçesiyle 2004 yılına kalabile- ceğı bildırildi. DSP Genel Sekre- teri Süleyman Yağız. "Öncefiğimiz yerel seçimler. Yerel seçimlerin er- kene ahnma olasıhğı çok yüksek. Önce önümüzü görmehyiz, Bu ne- denle tarih belirJemiyoruz'' dedi. DSP lideriBülentEcevit. son se- çimlerden önce "SeçimlerdensoD- rakurulta> toplanacakve genelbaş- kanhğı bırakacağım" benzeri açık- • DSP'de genel seçimlerin ardından toplanacağı açıklanan kunıltay bu kez de yerel seçimlere takıldı. DSP Genel Sekreteri Süleyman Yağız, "Yerel seçimlerin erkene ahnma olasıhğı çok yüksek. Önce önümüzü görmehyiz" dedi. lamalar yapmasına karşın bugüne dek kunıltay karan alınmadı. Ece- vit, parti genel başkanlığını bırak- mayacağı yönünde de mesajlar ver- meye başladı. DSP kurultaymm Kasun ayında toplanabileceği belirtilirken, bu ko- nuda bir karar alınmaması dikkati çektı. DSP Genel Sekreteri Süley- man Yağız, "Yerel seçimlerin Ka- sım ayma ahnması söz konusu. Öy- le olursa Ud tarafta birden çahşma yapmak doğru oimaz, Şimdflik.ye- rel seçimlere ağırfak vereceğiz. Ken- dinıizi bağlayacak bir tarih beürle- mek istemrjoruz" dedi. Yağız, Is- tanbul il başkanhğına Erdoğan Top- rak'ın, Izmir il başkanlığına da MehmetÇümen'in atandığını söy- ledi. Yerel seçim çahşmalannı sür- düren DSP, bazı büyük kentlerde adaylannı da belirledı. Istanbul be- lediye başkanlığı için eskı bakan- lardan MasumTürker, Ankara için de Tayfiın tçK'nin aday gösteril- mesi planlanıyor. Cem'e tepki DSP Genel Sekreteri Yağız, YTP lideri îsrnail Cem'in yerel seçim- lerde ittifak yapılması çağnsında bu- lunmasmı "sryasal densizfik" ola- rak niteledi. Yağız. "Türkiye'nin bi- rinci partisini bölüp, kaçm gidiyor- sunuz, Ondan sonra ittifak istiyor- sunuz. Bizim için ha AKP'ii biri se- çimlerikazanmış, hadönekbiri ka- zannuş ne fark eder" dedi. Topluma Kazandırma Yasası'ndan yararlanan 81 yaşındaki Emine Kıyançiçek: Bu yaşımda kime yardım edeceğim FERTTDEMİR TUNCELİ - Tunceli'de 2001 yılmda PKK'ye yardım ve yataklık etmek suçun- dan tutuklanan ve Topluma KazanduTîia Yasası'ndan yararlanarak tahhye olan 81 yaşındaki Emine Kr\ançiçek. "Devletbu yaşmıa rağmen bana vicdansıznk yapo. Cezaevindeaçıkgörüştebiletorunlanm- la görüştürmediler" dedi. 2000 yılmda öldürülen bir PKK milı- tanınuı üzerinde çıkan not ve yakalanan bir PKK itirafçısının ifadesi doğrultu- sunda Malatya DGM tarafindan PKK' ye yardım ve yatakhk etmekten 3 yıl 9 ay hapis cezasuıa çarptınlan 4 yaşh kaduı- dan biri olan Emine Kıyançiçek, Toplu- ma Kazandırma Yasası'ndan yararlana- rak tahliye olunca kent merkezine 30 ki- lometre uzaklıktaki Kutuderesi Vadisi'ni çe\Teleyen bir dağın eteğindeki Uzuntar- la köyü'ne döndü. Aynı suçtan ceza alan arkadaşlannın ha- len köylerine dönemediklerini anlatan Kıyançiçek, konuşmasma "Neden hap- se girdiğimi ben de bilmiyorum" diyerek başladı. Konuşma süresince elinden si- garasını düşürmeyen Kıyançiçek, "Sav- cıya\erdiğimilkifadede desuçumyokde- dim. Bu yaşımda ben kime yardım ede- ceğim. Benim kapuna kimse gehnedL Ben de kimseye yardım etmedim. Ben yardı- ma muhtacnn" diye konuştu. •Savcrya söyiedim Devlete sitem eden Kıyançiçek, "Bu devlet hepimizin. A>m bayrak amnda ya- şryoruz. Bunlan savcrya da söyiedim ama yine de cezaverdiler. Dİevietbuyaşnnarağ- men bana vkdansızhk yapb. 20 torunum var, torunumun çocuğunu bile gördüm ama beni yine de içeri atnlar" dedi. Nü- fus kayıtlannda 81 yaşında görünse bile aslen 90 yaşında olduğunu anlatan Kıyan- çiçek, şöyle devam etti: "Cezaevindeto- runlanmla görüşemediğim için çok üzü- lüyordum. Onlan görmeden ölürsem di- yekorkırvordum. Bizi açıkgörüşte bilegö- rüştürmediler. Şimdi torunlanmla çok mutJuyum. Ama yapılan bu haksızhğı hiç unutmavacağım. Yapanlan da affet- mev'eceğim.'" Süreklı kö\"ün çe\Tesınde ge- zen Kıyançiçek, dağlara bakarak "Ölür- sem bu dağlarda öleyim" diyorj EmineKıyançiçek,torunlanna kavuşmanın mutluhığunttvaşıyor. Kutlama tartısma yarattı Banş Günü anlaşmazlığı ANKARA(.\NKA) -1 Eylül Dünya Banş Günü organızasyonu, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilen birbirine düşürdü. 1 Eylül Dünya Banş Günü nedeniyle yapı- lan iki farklı organizasyon baş\Tirusu, banş gününün ruhuna uymayan fikir aynlıklan ile söz düellosunu da beraberinde getirdi. TMMOB, ÖDP ile aralannda Nadire Ma- ter \e Ertuğrul Kürkçü'nün de bulunduğu bazı yazar ve sanatçılann oluşturduğu "Küresel Banş ve Adalet Koalisvonu" 1 Ey- lül Dünya Banş Günü'nün Kazlıçeşme'de gerçekleştirilecek bir şenlikle kutlanmasmı istedi. Ancak, DEHAP, Özgür Toplum Par- tisi, EMEP ve SDP, Banş Günü için Çağla- yan Meydanı'nda düzenlenecek miting ile Banş Günü'nün kutlanması gerektiğini bil- dirdi. Görüş aynlığına düşen örgütler, aynı gün Istanbul Valiliği'ne iki ayn etkinlik için izin başvurusunda bulundu. Daha son- ra, TMMOB ve ÖDP'nin de aralannda bu- lunduğu grup, izin başvurusunu geri çeke- rek DEHAP, ÖTP, EMEP ve SDP'yı "çı- karcı davTanmakla" suçladı. Örgütler, ka- muoyuna yaptıklan açıklama ile partileri "sekter davranmakla" eleştirdi. Sol içi rekabet Özgür Toplum Partisi'nden yapılan karşı açıklamada ise "Sorun tamanıen davatmacı. 1 Eviül gibi önemli bir günde yapılacak olan etkinüğin tünı demokratik güçlerin katıhnu- nı suıırlandıran. biıük zeminini zora sokan anlayıştan kavnaklanmışür" denildi. 15 yıl hapis istemi ÇUKOBÎRLİK'te 8yönetieiyedava SAVAŞKÜRKLÜ ADANA - Kısa adı ÇUKOBİRLÜC olan Or- tadoğu'nun en büyük tesislerinden Çukurova Pamuk, Yerfistığı ve Yağlı Tohumlar Tanm Satış Kooperatifleri Birliği'nin kaderi değiş- miyor. Uzun yıllardır siyasetçilerin rant ka- pısı olarak görülmesi dolayısıyla adı "Çuko- çiftük''e çıkan birliğin yöneticileri, "Görevle- rini körüye kuOanarak birtiği zarara uğratük- lan" savıyla hâkim önüne çıkacak. Uzun yıl- lar siyasilerin rant kapısı gibi görülen ÇU- KOBİRLÎK, şimdilerde yöneticilerinin yar- gılanma süreciyle yeni bir gelişmeye sahne oluyor. Geçen aylarda zarar ettiği gerekçe- siyle Iplik Dokuma ve Boya Basma Fabrika- lan'nın kapatılması sonucu 1125 çalışanın işine son verilen birlikte, art arda üç kez gönderilen bakanlık müfettişlerinin yaptığı inceleme sonucunda Birlik'i 3 yılda 4.5 tril- yon lira zarara uğrattıklan savıyla düzenle- nen raporlar sonucu 8 yöneticiye dava açıldı. 'Biraz da siyaset kokuyor' Birlik çevresinden alınan ve "biraz da siya- set kokuyor" denilen olaylar şöyle gelişti: AKP'nin hükümete gebnesinden sonra 2000-003 yıllannı kapsayan dönemlerde ba- zı yolsuzluklar olduğu yolunda Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'na ihbarda bulunuldu. Bu- nun üzerine müfettişler göre\lendirildi. An- cak ilk ve ikinci kez gelen müfettişler, "ih- bariarda befirtilen şekilde bir yolsuzhık belir- lenemediği" şeklinde tutanaklarla geri dön- dü. Ancak bakanlık bunlarla yetinmeyince 3. kez müfettiş gönderdi. Bu müfettişler uzun süren incelemeleri sonucu hazırladık- lan dosyayı, Genel Müdür Yakup Şahin. ÇUKOBlRLlK Yönetim Kurulu Başkanı Hamza Oztürk. Yönetim Kurulu üyeleri Kuthı Doğan Göktepe, Abdurrahman BaL Ekrem Bayar, Satmalma Müdürü Ahmet Sü- leyman Kocahan, yardımcısı Fulya Erdoğan ve Pazarlama Müdürü Yunus Erüi hakkında dava açılması için cumhuriyet savcılığma sunarak suç duyurusunda bulundu. Dosyayı inceleyen savcılık, adı geçen 8 kişi hakkında "Görevi ihmal kötüye kullanma ve koopera- tif kanununa aykın çahşma" suçlanndan 15 yıla kadar hapis istemıyle dava açtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle