Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2003 PERŞEMBE
OLAYLAR VE GORUŞLER
OKTAY AKBAL
Gorgusuzluk
Örneği Bir Olay...
Iran Şahı, Prenses Süreyya de evlendiğinde yer
yerindenoynamıştı. Birmasalgibiydı her şey. Gü-
zel kraliçe, yakışıklı Şah birkaç yıl mutlu bıryaşam
sürdüler. Ne var ki Süreyya bır türlü çocuk doğu-
ramadı. Aşklar, sevgiler bir yana itildi, Süreyya
Şafi'tan aynldı, dahadoğrusuaynltıldı. Birsüre son-
ra Şah, Farah Diba adlı bır genç kızla evlendi. O
eski görkemli düğün bir anı oldu. Yıllarca Sürey-
ya'nın düştüğü durum insanlara gözyaşı döktür-
dü! Sonunda, ne Şah kaldı, ne Süreyya, hatta ne
de Kraliçe Farah Diba!..
Başbakan Tayyip Bey'in oğlunun görkemli bir
düğünle evlenmesı beni bu eski anılara götürdü.
Binlerce polis, sayısız koruma, yollann kapatılma-
sı, binlerce davetliden gelen armağanlar, hele Ital-
ya Başbakanı'nın iki eli dolu armağan paketleriy-
le çıkıp gelmesı, bu mutlu düğün sırasında bir
avuç gencin "Savaş istemiyoruz" "Irak'a sen oğ-
lunu gönder" diye gösteri yapmaya kalkışması,
koca koca polis sopalarının gencecik kızların, de-
likanlıların kafasına inmesi...
Bir görgüsüzlük mü, bir hazımsızlık mı, kendinı
bilmezlik mi, nedir? Bugüne dek nıce başbakan,
cumhurbaşkanı oğulları, kızlan evlendi. Böyfe şa-
tafatlı düğünler, böyle pahalı armağanlar, böyle ya-
bancı konuklar, böyle saatlerce ana yollann kapa-
tılması, nerdeyse tüm Istanbul polisının seferber
olması!.. Yok, yaşanmadı böyle şeyler, böyle gör-
güsüzlükler!..
Kimdir bu akıl almaz olayın kahramanı?
Daha beş, on yıl öncesine kadar gerçek bir mes-
leği, bir sanatı, bir geçinme olanağı olmayan bir
yurttaş!.. Birşirketin dağıtıcısı imış!.. Erbakan'a
sığınarak il başkanı olmuş, sonra da sol partilerın
dört aday, sağ partilerın de bir o kadar aday gös-
termesi, oylann dağılması sonucu yüzde 25 bıroy-
la Istanbul Belediye Başkanı seçılmış... Ama bir-
kaç yıl içinde yasaların zoruyla görevinden uzak-
laştırılmış, birçok suçlamalarla adalet önüne gö-
türülmüş; hapıste de yatmış; genel seçimde mil-
letvekili adayı olması yasalarca önlenmış; mahke-
melerde 'Sanık Erdoğan' diye bağıran mübaşir-
lerin seslerı hâlâ halkın kulaklannda çınlarken tür-
lü engelleri aşmasını bilmiş, olmuş mu sonunda
TC BaşbakanıL Camileri kışla, mınareleri süngü,
müminleri asker sayması; ülküsünün önüne bir
inek çıktığını söyleyip o ineğın ortadan kaldırılma-
sını ıstemesi; uygar bir ülkenın koşullarına sürek-
li ters davranması, kendi çevresındekı ınsanlan bır
bir sorumluluk yerlerine yerleştirmesi; hiçbir yet-
kisi olmadan kapı kapı dolaşıp Batı'ya ilkellık ima-
jı vermekten kaçınmaması; Bush'la diz dize otu-
rup kim bilir hangı pazarlıkları yapması!..
Bu yaşa geldim böyle ilkellık görmedim. "Yaşa
yaşagör temaşa" derlerdi eskiler!.. 'Böyle olur Tay-
yip'lerin düğünü' diye bir masal yazılsa!.. Bir bir
anlatılsa çağrılılar, tanıklar, beşibirlikler, altın bile-
zikler, Italya'dan gelen koca koca paketler... Ba-
yan Erdoğan'ın ve AKP yandaşlannın eşlennin, kız-
larının sımsıkı kapalı başlan, yerleri süpüren man-
toları, çarşaflan, 21. yüzyılın başında hangı ılkel-
lik çizgisinden daha da genlığe doğru gıtmenın gö-
rüntüleri!..
DlLARA KAMÖREN
AYBEK
ve
BERKAN AYBEK
kızlan
CEREISTın
doğumunu yakınlarına ve
dostkrına duyururlar
Düşledlğiniz tatll gerçek oluyor!..
Ağahan Mimarlık ödüllü Akyaka yöresınde
Tüık mımansı ıle Batı konforunun benzersız bırleşımı.
GÖKOVA, dünya güzeli bir belde.. Bir yanda çam
ağaçlan, bir yanda masmavı denız Buz gıbi kaynak
sulan arasında doSa ıle başbaşa bır dınlence
Bu dinlence yennın adı YÜCELEN HOTEL
Oda özellikleri
• Denıze sıfir • Deniz-Orman manzaralı • Özel Plaj
• 220 yatak kapasıtesı • Klıma • Merkezi ısıtma
• Minıbar • Dırekt çıkışlı telefon • Balkon
• Saç kurutma • TY • Özel banyo
Fasiliteler
• 2 açtk, 1 kapalı-ısıtmalı havuz • 1 çocuk havuzu
• Çocuk parkı, toplantı salonu • Otopark • Restorantlar
Spor & Aktiviteler
\Vindsurt tenıs. masa tenısı. mını futbol. bılardo,
jogeıng. kano. denız bısıkletı. bısıklet. sea kayak. kite board
Akyaka Bcldesi/Gökova/MUĞLA
Tel: 0.252 243 5108 - 243 5434
Faks: 0.252 243 5435
e-mail: gokova(« yucelen.com.tr
www.yucelen.com.tr
YENİLMEZ MOTEL
BODRUM YALIKAVAK'TA
Denize sıfır, özel plajı
Nefis gün batımında restaurantı ve
yüzme havuzu
2kişi klimalıoda Y.P. 75.000.000.-
O.K. 55.000.000.-
klimasız oda Y.P. 70.000.000.-
O.K. 50.000.000.-
Sıra Yine Türbana mı Geldi?..
Şeriat özlemcilerinin dişi kanadı olan türbanlılara
yalnızca siyaset, hem de kötü siyaset yaptmlmıştır.
Bütün bunlardan türbanın, laikliğin karşıtı bir simge
olduğu ortaya çıkmaktadır.
Prof. Dr. Necla ARAT
I
Ağustos 2003 günlü
Tercüman gazete-
sindeki köşesinde sa-
yın IS'azJıIbcak, "Emi-
neErdoğan'aYAŞYe-
meği Yasağı" başlıkh bir yazı
yayımladı. Bu yazısında Sa-
yın Ilıcak, Yüksek Askeri Şû-
ra protokol yemeklennm Baş-
bakan Tayyip Erdoğan'ın tür-
banlı eşinin katılımını engel-
lemek için iptal edildiğini; za-
ten "başörtülü hammlara ikin-
ci sınıf vatandaş muamelesi ya-
pıldığuıT yana yakıla dıle ge-
tirdikten sonra kendisi hiç de
"sadevatandaş" olmadığı hal-
de, onlar adına ahkâm kesi-
yor.
Çeşitli kuruluşlarca yapıl-
mış olan bazı araştırma sonuç-
larını "din eksenli'" istemleri-
ni dayanak yaparak örneğın
vatandaşlann yüzde 75.5'inin
"Üniversitelerde türban yasa-
ğının kalkmasını'"; yüzde 62.
6'sının "Devletdairelerindeis-
teyenin başını örtmesini":
yüzde 59'unun "çalışma saat-
lerinin Cuma'ya göre ayarlan-
masını"; yüzde 72.4'ünün
u
Kurban derilerinin istedik-
leriyere bağışlanmasını" onay-
ladıklarını söylüyor.
Sayın Ilıcak aynca Türk Me-
deni Kanunu'nda son yapılan
değışikliklerle aile reisi kavra-
mı ortadan kalktığı halde, ha-
ne reislerinin başörrüsüne ba-
kışlannı temellendirmek ıçin
başvurduğu Türk Aile Yapısı.
1992 tarihli araştırmadan alın-
tıJarla kırsalda erkeklerin yüzde
93.35'inin "Eşlennin dışan-
da kolsuz elbise ile dolaşması-
m"; yüzde 90.8'inin "başör-
tüsüz olmasını" yüzde 96.
82 'sinin "kısa etekta' elbise giy-
mesini" istemediklerini; bu
oranlann kent erkeklerinde ise,
sırası ile yüzde 78.70, yüzde
70.90 ve yüzde 90.6 olduğu-
nu vurguluyor.
Toplumumuz kadınlanna yö-
nelik bu dnsiyetçi-ayrırncı, ma-
ço yaklaşımı; kadınlann saç-
larının görünmesini isteme-
yen, etek boylanru ve kol uzun-
luklannı belirleyen gelenek-
sel ataerkil tutumu eleştirip
kadınlann insan haklarına kar-
şı; aynca onlan aşağılayıcı bir
tutum olarak değerlendirecek
yerde, "Askeri Şûra yemekle-
rinin, Tayyip Erdoğan'ın tür-
banlı eşinin katılımını engelle-
mek için, aynmcüıkyapılarak
iptal edildiğinden" dertleni-
yor. Kısacası, Nazlı Hanım ye-
ni bir "Türbana özgürlük ha-
reketi" ıçin "çıkış" venyor.
Bu satırların yazan olarak
ben, 1980'liyılla danberi tür-
ban olaylannı yakından izle-
yen sosyal bilimci kimliğim-
İe türbana bir nicelik değil de
çok önemli b'r nitelik sorunu
olarak bakmamız gerektiğini
savunuyorum.
Türban sorununun zaman
zaman öne sürüldüğü gibi "salt
bir eğitinı-öğretim engellen-
mesi ve kız öğrencilere yönelik
birhakgaspı" olmadığı kanı-
sındayım. Nitekim, olaylan ve
şeriatçı yayınlan yakından iz-
leyenler, türbanın simgelediği
şeriat devieti Ö7İemcüiğinin yıl-
lardırhiç pervasız dile getiril-
diğini. "Müslüman bacılara
ve erkeklere cihat çağnlan"
yapıldıgını, "bu baş, bu vü-
cuttan ayrılmadıkça başımı
açamazsınız" çığîıklarının
(Bkz. Zaman gazetesi, 5 Ekim
1989) manşetlerde yer aldığı-
nı anımsayacaklardır.
Aynca, türbanın bir dinsel-
siyasal amacın simgesi olma-
yan, yalnızca kültürel bir alış-
kanlık ile takılan geleneksel
başörtüsü ile hiçbir ilgisi yok-
rur. Başörtüsü takmak ile tür-
ban takmak, aynı konumda de-
ğerlendirilmemelidir. Sayın
Ilıcak'ın türban yerine ısrarla
başörtüsü sözcüğünü kullan-
ması maksatlıdır.
Geleneksel başörtüsünü ta-
kan köy ve kasaba kökenli mil-
yonlarca kadın, bunu türban-
lılar gibi, dinsel bir üniforma
ya da şeriat devleti yanlısı ba-
sının sözcükleri ile "Menzil-i
maksude uJaşüracak yolda ka-
zanılmışilkzafer'
1
(Bkz. Zaman
Gazetesi, 31 Aralık 1989) yo-
rumlaması ile dinsel-siyasal
bir araç olarak taşımamakta-
dır. Bu iki konuyu ve bu iki ke-
simi kesinlikle birbirinden ayır-
mak gerekir.
Aynı nedenlerle, laik devle-
tin resmi törenlerine "türban-
h eşlerin" katılması da hem
hukuka hem de laik devlet im-
gesine aykırı bir görünüş ve
yaklaşım olarak görülmelidir.
Çünkü halka örnek ya da mo-
del olacak konumlarda yer
alanların, hukuk kurallanna
herkesten çok uymalan gere-
kir..
Karşıdevrimcilen..
Türbanlılar. rejimi değiştir-
mek, laik Cumhuriyetin yeri-
ne şeriatçı bir düzen getirmek
isteyen karşıdevrimcilerin ön-
cü araçlan olarak, laik devle-
tin gücünü ve tutumunu sına-
mak üzere cepheye sürülmüş-
ler, karşıdevrimcıler, Türki-
ye'yi Dar-ül Harp ilan etmiş-
lerdir.
Ashnda şeriatçı çevreler, kü-
çük yaşlardan başlayarak ken-
di ideolojilerini benimsettikle-
ri tutucu (muhafazakâr) ka-
dınları, cinsıyete dayalı fark-
lı alanlar yaratmak ve bir top-
Jumsal apartheit gerçekleştir-
mek üzere militanlaştırıp so-
kağa çıkarmış ve kullanmışlar-
dır.
Sıyasal tslamın bayraktarlı-
ğını yapan dinci örgütler, kır-
sal kesimden kentlere, üniver-
sitelere gelmiş olan genç kız
öğrencileri, "Dinimtzin gere-
ği engellenmeye çalışıhyor",
"Zulme uğruyorsunuz", "Ba-
şörtünüz (türbanınız) namu-
sunuzdur" türünden kışkırtı-
cı sloganlarla hukuk dışı ey-
lemlere yöneltmişlerdir.
Bu örgütlerin dinci vakıf ev-
lenne yerleştırdikleri, burs ver-
dikleri kimi genç kızlarımız
da "cihat" yaptıklarını, "mü-
cahide" olduklarını sanarak
"Ölmek var, dönmek yok",
" Ya hep ya hiç" demişlerdir. Kı-
sacası, şeriat özlemcilerinin
dişi kanadı olan türbanlılara
yalnızca siyaset, hem de kötü
siyaset yaptırıimıştır. Bütün
bunlardan türbanın, laikliğin
karşıtı bir simge olduğu orta-
ya çıkmaktadır.
Evet, türban, laikliğin karşı-
tı bir simgedir. Çünkü uzun
yıllardan beri sözde "zulüm"
masallan anlatarak toplumu-
muzu kendi kafalarında ina-
nanlar ve inanmayanlar diye
bölenler; kin, nefret ve hınç
tohumları ekenler; yeniyet-
me, örtülü örrüsüz, deneyim-
siz gençlerin arkadaşhk ve da-
yanışma duygularını istismar
edenler, saf inançlan önce tür-
bana, sonra türbanı bir siyasal
söylenceye dönüştürmüşler-
dir.
Bu siyasal söylencenin mey-
danları dolduran sesi ise "ts-
lamcı hareket engellenemez"
sloganı olmuştur. Laik devlet
düşmanı siyasal Islamcılar,
Türkiye'yi bir şeriat devletine
dönüştürmek için gereken
adımlan atmak üzere kadınlar-
dan yola çıkarak ellerinden ge-
leni yapmışlar ve türban, ma-
sum bir "örtünme" ya da "di-
nin gereğiııi yerine getinne"
olgusu olmaktan çıkmıştır.
Bu sorun, hiç kuşku yok ki
uzun bir karşıdevrimci sürecin
ve yönetimlerin bu süreç kar-
şısındaki aymazlık, aldırmaz-
lık ve çıkarcı hoşgörülerinin so-
nucu olarak bugünkü çözüm-
süzdurumagetirilmiştir. Şım-
di bu sorunu nasıl çözeceğiz?
Uzlaşma bu bağlamda bana
pek uygun bir kavram gibi gö-
rünmüyor.
Şeriat özlemcisi köktendin-
cilik ile demokratik-laik hukuk
devletinden yana olanlar, han-
gi ortak paydalarda uzlaşabi-
ürler? Ortak paydalan var mı-
dır? Demokrasi ile temel hak
ve özgürlükler, yapılmaya ça-
lışıldığı üzere, ortak payda
imiş gibi gösterilseler bile "Bi-
zitn referansımız, demokrasi
değüdir" diyenlere ne ölçüde
inanılabilir? Yapılabilecek
olan, olsa olsa gelecek kuşak-
ları aynı bilinç körletici ko-
şullanmalardan kurtarmak için,
gerçek anlamında çağdaş ve
laik eğitime (okul öncesini de
kapsayacak biçimde) ve ger-
çekten Cumhuriyetçi öğret-
menler ile yeniden bir ivme
kazandırmaktadır.
Zorunlu temel eğitim 12 yı-
la çıkarılmalı, dinci uyanış ve
ayaklanmalara elverişli ikli-
min küçük yaşlarda beyinlere
egemen olmasını engellemek
için din eğitimi ve Kuran kurs-
lanna ancak zorunlu temel eği-
timden sonra yer venlmelidir.
Bunlann olabilmesi için ya-
pılması gereken şey, şu anda
iktidarda olan, Milli Nizam,
Milli Selamet, Refah gibi bir
gelenekten gelip kabuk değiş-
tirmeye çalışan, ama özünde ta-
şıdığı genetik niteliklerden
annması (şimdiye kadar ya-
pıp ettikleri ile) pek mümkün
görünmeyen AKP'nin demok-
ratik yöntemlerle en kısa sü-
rede iktidardan uzaklaştınl-
masıdır.
Çünkü AKP'liler, bırakınız
"törban" sorununu çözmeyi,
türbanı ve simgelediği anla-
yışı, Büyük Millet Meclisi'nde
içtikleri and'a karşın "inatla"
devletin zirvelerine kadar tır-
mandırmayı gerçekleştirmiş-
lerdir. Sonuç olarak, türban
sorunu, bir nicelik sorunu de-
ğil, bir siyasal nitelik sorunu-
dur.
PENCERE
Havadaki Duman...
Rauf Tamer 'Star' gazetesindeki köşesinde 'Gül-
dürmeyin' başlığıyla yazıyor:
"Siz ne zannediyorsunuz?
Iktidann karşısında kalanpartiler ortak bir aday-
la mı gidecek belediye seçimlerine?
Ciddi misiniz?"
Ve ekliyor:
"Iktidar kanadının karşısında yüzde 65'lik bir
blok var.
Siz buna güveniyorsunuz, anladık.
Ama güvenmeyin.
Çünkü o, 'yüzde 65'lık kitle'n/n pusulası yok,
kaptanı yok, teknesiyok... Onu deheyip toparla-
yacak ve kanalize edecek bir maskotu yok.
Arkasında etkili bir 'Medya's/ yok.
Iş âleminde de zaten hiç müttefiki yok.
'İtttfak' hayaldir.
'Ortak aday' rüyadır.
Kendinizi kandırmayın."
•
Doğrudur...
Tamer'in yazısındaki "yüzde 65'lik/cfffe'yi tüm seç-
men sayısı hesaba katıldığında yüzde 75 'e yükselt-
mek de doğrudur; ama, ortalıkta öylesine biryıkıl-
mışlık var ki insan Ömer Hayyam'ın dizelerini
anımsıyor:
"Bu ateşte bir hayli iyi insan yandı,
kül oldu gitti bir hayli iyi insan.
Birparça duman hani yok mu,
birparça duman?"
Sanınm duman var...
•
Doğaya çakaralmaz bir göz attığımızda bile fark
ederiz ki iyinin karşısında kötü, sağın karşısında sol,
karanın karşısında ak, karanlığın karşısında aydın-
lık vardır; bu listeyi uzat uzatabildiğin kadar!.. Do-
ğa boşluk kaldırmaz!.. Bu iktıdarın karşısında ılle
de güçlü bir muhalefet olacak...
Nasıl olacak?..
AKP'nin geçmişi hem var, hem yok!.. Daha dün
bir, bugün iki!.. Takıyye Partisi Saadet Partisı'nin
kaburgasından oluşup boy atmadı mı?..
21 'inci yüzyılın Türkıye'sinde koşullar hızla de-
ğişiyor; toplumsal dönüşüm siyasal yaşamda 'ih-
tiyacı' olan örgütlenme ve kurumlaşmayı yarata-
caktır.
•
Bugünkü ortamda tozdan dumandan ferman
okunmuyor; hukukla politika, yönetimle particilik,
yolsuzlukla medya, iktidarla irtica, yargıyla bürok-
rasi, piyasayla hükümet, gerçekle takıyye öylesi-
ne birbirine dolandı ki işin içinden çıkmak olanak-
sız...
Ancak bu böyle süremez!..
Belediye seçimlerine kadar bu karmaşa -daha
doğrusu kargaşa- ya sürer, ya sürmez...
Yerel seçimlerde AKP parsayı toplarsa, ülkede-
ki dengesizlik derinleşir...
Büyük tehlike doğaıi..
•
Peki, bugünkü havaya baktığımız zaman gele-
ceğe dönük nasıl bir oluşum seziliyor?..
Dinciliğe karşı bir ulusalcılık tohumlanması top-
rakta uç veriyor gibi...
AKP'nin karşısında toparlanacak olan muhale-
fetin, dışa dayanarak kendısini güvenceye almak-
tan başka bir kaygısı olmayan dinciliğe karşı öz-
güvene dayalı bir ulusalcılığa dönüşmesi beklene-
bilir...
Ancak her şey için daha çok erken...
Tel: 0252 385 40 55 Faks: 0252 385 40 13
www.bodrum-bodrum.com/yenitmez
LorymaResort
Byaşamto
Tunınç. Güney Ege'nin fiyortlarla bezenmiş nefes kesici
coğrafyasının en güzel koylarından bın... Loryma Resort
Hotel yamaçlann vejetasyon dolcusuna gizlenmiş. koyun
büyüleyıcı. mistik panoramasına tûmüyle hûkmeder ko-
numda. sıra dışı bir tesıs. Ormanlardan inen serinletici
esmtiler. düşük nem oranı ve bol oksijenli, sağlıklı hava-
sıyla ıdeal ıklım koşullanna sahıp. Eko-çiftliğınden kendi
sütünü. peynırinı, kremasını. yumurtasını temin eden. ken-
di ürettığı -yörenın en kaliteli- zevtınyağını kullanan. da-
mak zevki kadar sağlıklı beslenme ilkelerine de duyarlı bir
mutfak. Konforlu apart daireler, açık büfe restaurant, pool-
bar. outdoor-bar. açık kapalı yüzme havuzlan, jakuzi, fit-
ness-center. sauna, süper disko. bılardo, dart, tenis. masa-
tenisi. çocuk kulübü. doktor servisi... Lisanslı rehberlerle
mountainbikıng. sea kayaking, trekking, canyoning, scuba
divıng, raftıng... Ruh-zıhm-beden sağlığı programlan,
A>
r
urveda konsültasyonu. T'aı-Chı, Yoga seanslan, aroma-
terapı masajlan. doğal zayıflama kürlen. yûz-vücut bakı-
mı... "Özel ammasyonlar", "sürpnz showlar"dan anndınl-
mış. arabesk müziği uzaktan bile duyamayacağınız, kent
yaşamının yıprattığı insanın pozıtıf yaşam enerjisiyle dolu
günlük yaşamına dönmesini hedefleyen, kültür ve çe\Te dos-
tu bır işleöne anJayışı Detayiı bılş-
www.loryma.com
Tel: 0252 476 72 20-24 Faks: 0252 476 72 25
info(fl loryma.com
Cumhuriyet Dostlanna %20 indirim 1+3 taksit
DÜŞ GİBİ BİR TATİL İÇİNJATİLDEKİ EVİNİZ
Burhaniye - Balıkesir
Club Hotel Fiord Ören'in merkezinde
7 dönüm içerisinde sahil şeridi üzerinde
palamut ve palmiye ağaçlan arasındadır.
• 56 Denız Manzaralı. Balkonlu Oda • T\r
Salonu
• Açık-Kapalı Restoran • Yüzme Havuzu
• Havuz Bar • Plaj Bar • Özel Plaj • 120 Metre
Kumsal • Rüzgâr Sörfu • Kano • Tenıs Kortu
• Voleybol Sahası • Çocuk Parkı • Otopark
P Özürlüler Için Özel Merdıvenler olup.6 Odanın
Dızaynı Onlann Doğrultusunda Düzenlenmiştir
KİŞİ BAŞI YARIM PANSİYON
50.000.000.-TL.
0-6 Yaş Ücretsiz-7-12 Yaş %50 Indirimli.
Ören Burhaniye Balıkesir
Tel: (0 266) 416 38 79-416 38 80
Fax:(0 266)416 33 18
KADIKOY 2. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2002 435 Vasi Tay.
Mahkememizce verilen 20/ 05 2003 tarih ve
2002 435 Esas, 2003 310 Karar sayılı ılamı ile, 1927
d.lu Kaya Şengül rahatsızhğı sebebiyle 4721
s.TMK.nun maddesı gereğınce vesayet altına alınarak
kendısine kardeşi Dürdane Şengül (Demir) vasi tayın
edilmiştir.
Kevfivet ilan olunur. 20 05 '2003 Basw. 39421
KOOP-C'DEN DUYURU
TRAKYA ÜNÎVERSİTESl-CUMHURİYET GAZETESİ
İŞBİRLIĞI İLE DÜZENLENEN
a
LOZAN'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE" PANELİ
VE KENDİNİKORUYAN KENT EDİRNE
ÇEVRE KÜLTÜR GEZİSİ
16-17 Ağustos 2003
/ gece 2 Giindüz tam pansiyon,
İki kişilik odada kişi başı: 100.000.000.-TL
Gezi Mekânlan:
Lozan Anıtı ve Müzesi, Pazarkule Sınır Kapısı. Hıdırlık Tabyası,
Dr. Bahattin Öğürmen Konağı. Eski Gümrük Karakol Bınası,
Şükrü Paşa Tabyası, Sağlık Müzesi, Sarayiçi-IV Mehmet Av Köşkü, Sınagog,
Eski Vali Konağı, Kaleiçi Maarif Cad., Alı Paşa Çarşısı,
Makedonya Kalesi, Üç Şerefeli Cami, Deveci Han Kültür Merk.
Saatli Medrese, Eski Camı, Belediye Binası,
Selimiye Camisi, Hafizağa Konağı, Kapıkule.
Panel: Trakya Ünv. Rektörlük Sanat Galerisi
17 Ağustos 2003 saat: 14.00
Daha geniş bilgı için lütfen aşağıdaki numaralan arayuuz.
Tel: (0212) 520 21 91 - 92 Faks: 520 50 23
E-mail: cumhurivet(5cumhurivetmahellesı com.tr
HERKESE BİR RENKDÜŞTÜ, MAVİGÖKOVAVA
ODAiKAHVAUl
HAZİRAN/EYLÜL
TEMMUZ/AĞUSTOS
TAM PANSİYON YAHIM PANSİYON
25.000.000.-TL
X.000.000.-TL
20.000.000.-TL
25.000.000.-TL
15.000.000.-TL
20.000.000.-TL
0-7 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR ÜCRETSİZ
7-10 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR %50 INDİRİMLİ
YALI/ÖREN MİLAS MUĞLA
Tel: 0 252 532 33 57 - 532 28 96
e-mail: aliatila v; hotmail.com
Okurlar bilir, O hep vardı... YıUarca siiregelen dinlence alışkaniığı...
Artemis Tatl Köyü, 30.000 m2'lik bır alanda denızın hemen kıyısında kurulmuştur.
112 standart oda ve 6 surt, toplam 232 yatak kapasıtesı, peyzaj duzenlemesıyle
ünlü, rengârenk çıçeklenn kokulannı yaydığı tatıl koyumuzde tüm odalarda balkon.
direkt telefon, 3 kanal müzik yayını, mınıbar. TV ve bazı odalarda klıma mevcuttur.
Alışvenş yapmak ısteyenler mını çarşımızdan yararlanabılırier. Mını çım futbol, basketbol,
plaj voleybolu sahalan, masatenısı, tenıs ve bılando, ıdeal bfrolanak sunuyor.Çocuklar,
Artemis Tatıl Köyu'nde oyuna ve eğlenceye doyacaklar Çocuk havuzu, çımle kaplı oyun
parkı, yan açık atan salonumuz onlara güvenlı ve neşelı ortam sunuyor. Karıvaltı ve akşam
yemeklennde tatıl koyumuzun açık büfesı, her zevke uygun, Turk ve dunya mutfağından
zengın seçeneklerie karşınıza çıkıyor. A la Carte Restaurant, Kafeterya, Snack Bar ve
Havuz Bar günun her saatı hızmetınızdedır. iyi ve mutlu bır tatil geçırmenız dıleğıyle...
REZERVASYON VE BİLGI İÇİN: Artemis Ören Holiday Resort, Ören-Burtıaniye.
Tel: 0 266 416 3776 (pt>x)Fax: 0 266 416 3226 Web Page: www.artemis.gen.tr