29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER OKTAY AKBAL Gorgusuzluk Örneği Bir Olay... Iran Şahı, Prenses Süreyya de evlendiğinde yer yerindenoynamıştı. Birmasalgibiydı her şey. Gü- zel kraliçe, yakışıklı Şah birkaç yıl mutlu bıryaşam sürdüler. Ne var ki Süreyya bır türlü çocuk doğu- ramadı. Aşklar, sevgiler bir yana itildi, Süreyya Şafi'tan aynldı, dahadoğrusuaynltıldı. Birsüre son- ra Şah, Farah Diba adlı bır genç kızla evlendi. O eski görkemli düğün bir anı oldu. Yıllarca Sürey- ya'nın düştüğü durum insanlara gözyaşı döktür- dü! Sonunda, ne Şah kaldı, ne Süreyya, hatta ne de Kraliçe Farah Diba!.. Başbakan Tayyip Bey'in oğlunun görkemli bir düğünle evlenmesı beni bu eski anılara götürdü. Binlerce polis, sayısız koruma, yollann kapatılma- sı, binlerce davetliden gelen armağanlar, hele Ital- ya Başbakanı'nın iki eli dolu armağan paketleriy- le çıkıp gelmesı, bu mutlu düğün sırasında bir avuç gencin "Savaş istemiyoruz" "Irak'a sen oğ- lunu gönder" diye gösteri yapmaya kalkışması, koca koca polis sopalarının gencecik kızların, de- likanlıların kafasına inmesi... Bir görgüsüzlük mü, bir hazımsızlık mı, kendinı bilmezlik mi, nedir? Bugüne dek nıce başbakan, cumhurbaşkanı oğulları, kızlan evlendi. Böyfe şa- tafatlı düğünler, böyle pahalı armağanlar, böyle ya- bancı konuklar, böyle saatlerce ana yollann kapa- tılması, nerdeyse tüm Istanbul polisının seferber olması!.. Yok, yaşanmadı böyle şeyler, böyle gör- güsüzlükler!.. Kimdir bu akıl almaz olayın kahramanı? Daha beş, on yıl öncesine kadar gerçek bir mes- leği, bir sanatı, bir geçinme olanağı olmayan bir yurttaş!.. Birşirketin dağıtıcısı imış!.. Erbakan'a sığınarak il başkanı olmuş, sonra da sol partilerın dört aday, sağ partilerın de bir o kadar aday gös- termesi, oylann dağılması sonucu yüzde 25 bıroy- la Istanbul Belediye Başkanı seçılmış... Ama bir- kaç yıl içinde yasaların zoruyla görevinden uzak- laştırılmış, birçok suçlamalarla adalet önüne gö- türülmüş; hapıste de yatmış; genel seçimde mil- letvekili adayı olması yasalarca önlenmış; mahke- melerde 'Sanık Erdoğan' diye bağıran mübaşir- lerin seslerı hâlâ halkın kulaklannda çınlarken tür- lü engelleri aşmasını bilmiş, olmuş mu sonunda TC BaşbakanıL Camileri kışla, mınareleri süngü, müminleri asker sayması; ülküsünün önüne bir inek çıktığını söyleyip o ineğın ortadan kaldırılma- sını ıstemesi; uygar bir ülkenın koşullarına sürek- li ters davranması, kendi çevresındekı ınsanlan bır bir sorumluluk yerlerine yerleştirmesi; hiçbir yet- kisi olmadan kapı kapı dolaşıp Batı'ya ilkellık ima- jı vermekten kaçınmaması; Bush'la diz dize otu- rup kim bilir hangı pazarlıkları yapması!.. Bu yaşa geldim böyle ilkellık görmedim. "Yaşa yaşagör temaşa" derlerdi eskiler!.. 'Böyle olur Tay- yip'lerin düğünü' diye bir masal yazılsa!.. Bir bir anlatılsa çağrılılar, tanıklar, beşibirlikler, altın bile- zikler, Italya'dan gelen koca koca paketler... Ba- yan Erdoğan'ın ve AKP yandaşlannın eşlennin, kız- larının sımsıkı kapalı başlan, yerleri süpüren man- toları, çarşaflan, 21. yüzyılın başında hangı ılkel- lik çizgisinden daha da genlığe doğru gıtmenın gö- rüntüleri!.. DlLARA KAMÖREN AYBEK ve BERKAN AYBEK kızlan CEREISTın doğumunu yakınlarına ve dostkrına duyururlar Düşledlğiniz tatll gerçek oluyor!.. Ağahan Mimarlık ödüllü Akyaka yöresınde Tüık mımansı ıle Batı konforunun benzersız bırleşımı. GÖKOVA, dünya güzeli bir belde.. Bir yanda çam ağaçlan, bir yanda masmavı denız Buz gıbi kaynak sulan arasında doSa ıle başbaşa bır dınlence Bu dinlence yennın adı YÜCELEN HOTEL Oda özellikleri • Denıze sıfir • Deniz-Orman manzaralı • Özel Plaj • 220 yatak kapasıtesı • Klıma • Merkezi ısıtma • Minıbar • Dırekt çıkışlı telefon • Balkon • Saç kurutma • TY • Özel banyo Fasiliteler • 2 açtk, 1 kapalı-ısıtmalı havuz • 1 çocuk havuzu • Çocuk parkı, toplantı salonu • Otopark • Restorantlar Spor & Aktiviteler \Vindsurt tenıs. masa tenısı. mını futbol. bılardo, jogeıng. kano. denız bısıkletı. bısıklet. sea kayak. kite board Akyaka Bcldesi/Gökova/MUĞLA Tel: 0.252 243 5108 - 243 5434 Faks: 0.252 243 5435 e-mail: gokova(« yucelen.com.tr www.yucelen.com.tr YENİLMEZ MOTEL BODRUM YALIKAVAK'TA Denize sıfır, özel plajı Nefis gün batımında restaurantı ve yüzme havuzu 2kişi klimalıoda Y.P. 75.000.000.- O.K. 55.000.000.- klimasız oda Y.P. 70.000.000.- O.K. 50.000.000.- Sıra Yine Türbana mı Geldi?.. Şeriat özlemcilerinin dişi kanadı olan türbanlılara yalnızca siyaset, hem de kötü siyaset yaptmlmıştır. Bütün bunlardan türbanın, laikliğin karşıtı bir simge olduğu ortaya çıkmaktadır. Prof. Dr. Necla ARAT I Ağustos 2003 günlü Tercüman gazete- sindeki köşesinde sa- yın IS'azJıIbcak, "Emi- neErdoğan'aYAŞYe- meği Yasağı" başlıkh bir yazı yayımladı. Bu yazısında Sa- yın Ilıcak, Yüksek Askeri Şû- ra protokol yemeklennm Baş- bakan Tayyip Erdoğan'ın tür- banlı eşinin katılımını engel- lemek için iptal edildiğini; za- ten "başörtülü hammlara ikin- ci sınıf vatandaş muamelesi ya- pıldığuıT yana yakıla dıle ge- tirdikten sonra kendisi hiç de "sadevatandaş" olmadığı hal- de, onlar adına ahkâm kesi- yor. Çeşitli kuruluşlarca yapıl- mış olan bazı araştırma sonuç- larını "din eksenli'" istemleri- ni dayanak yaparak örneğın vatandaşlann yüzde 75.5'inin "Üniversitelerde türban yasa- ğının kalkmasını'"; yüzde 62. 6'sının "Devletdairelerindeis- teyenin başını örtmesini": yüzde 59'unun "çalışma saat- lerinin Cuma'ya göre ayarlan- masını"; yüzde 72.4'ünün u Kurban derilerinin istedik- leriyere bağışlanmasını" onay- ladıklarını söylüyor. Sayın Ilıcak aynca Türk Me- deni Kanunu'nda son yapılan değışikliklerle aile reisi kavra- mı ortadan kalktığı halde, ha- ne reislerinin başörrüsüne ba- kışlannı temellendirmek ıçin başvurduğu Türk Aile Yapısı. 1992 tarihli araştırmadan alın- tıJarla kırsalda erkeklerin yüzde 93.35'inin "Eşlennin dışan- da kolsuz elbise ile dolaşması- m"; yüzde 90.8'inin "başör- tüsüz olmasını" yüzde 96. 82 'sinin "kısa etekta' elbise giy- mesini" istemediklerini; bu oranlann kent erkeklerinde ise, sırası ile yüzde 78.70, yüzde 70.90 ve yüzde 90.6 olduğu- nu vurguluyor. Toplumumuz kadınlanna yö- nelik bu dnsiyetçi-ayrırncı, ma- ço yaklaşımı; kadınlann saç- larının görünmesini isteme- yen, etek boylanru ve kol uzun- luklannı belirleyen gelenek- sel ataerkil tutumu eleştirip kadınlann insan haklarına kar- şı; aynca onlan aşağılayıcı bir tutum olarak değerlendirecek yerde, "Askeri Şûra yemekle- rinin, Tayyip Erdoğan'ın tür- banlı eşinin katılımını engelle- mek için, aynmcüıkyapılarak iptal edildiğinden" dertleni- yor. Kısacası, Nazlı Hanım ye- ni bir "Türbana özgürlük ha- reketi" ıçin "çıkış" venyor. Bu satırların yazan olarak ben, 1980'liyılla danberi tür- ban olaylannı yakından izle- yen sosyal bilimci kimliğim- İe türbana bir nicelik değil de çok önemli b'r nitelik sorunu olarak bakmamız gerektiğini savunuyorum. Türban sorununun zaman zaman öne sürüldüğü gibi "salt bir eğitinı-öğretim engellen- mesi ve kız öğrencilere yönelik birhakgaspı" olmadığı kanı- sındayım. Nitekim, olaylan ve şeriatçı yayınlan yakından iz- leyenler, türbanın simgelediği şeriat devieti Ö7İemcüiğinin yıl- lardırhiç pervasız dile getiril- diğini. "Müslüman bacılara ve erkeklere cihat çağnlan" yapıldıgını, "bu baş, bu vü- cuttan ayrılmadıkça başımı açamazsınız" çığîıklarının (Bkz. Zaman gazetesi, 5 Ekim 1989) manşetlerde yer aldığı- nı anımsayacaklardır. Aynca, türbanın bir dinsel- siyasal amacın simgesi olma- yan, yalnızca kültürel bir alış- kanlık ile takılan geleneksel başörtüsü ile hiçbir ilgisi yok- rur. Başörtüsü takmak ile tür- ban takmak, aynı konumda de- ğerlendirilmemelidir. Sayın Ilıcak'ın türban yerine ısrarla başörtüsü sözcüğünü kullan- ması maksatlıdır. Geleneksel başörtüsünü ta- kan köy ve kasaba kökenli mil- yonlarca kadın, bunu türban- lılar gibi, dinsel bir üniforma ya da şeriat devleti yanlısı ba- sının sözcükleri ile "Menzil-i maksude uJaşüracak yolda ka- zanılmışilkzafer' 1 (Bkz. Zaman Gazetesi, 31 Aralık 1989) yo- rumlaması ile dinsel-siyasal bir araç olarak taşımamakta- dır. Bu iki konuyu ve bu iki ke- simi kesinlikle birbirinden ayır- mak gerekir. Aynı nedenlerle, laik devle- tin resmi törenlerine "türban- h eşlerin" katılması da hem hukuka hem de laik devlet im- gesine aykırı bir görünüş ve yaklaşım olarak görülmelidir. Çünkü halka örnek ya da mo- del olacak konumlarda yer alanların, hukuk kurallanna herkesten çok uymalan gere- kir.. Karşıdevrimcilen.. Türbanlılar. rejimi değiştir- mek, laik Cumhuriyetin yeri- ne şeriatçı bir düzen getirmek isteyen karşıdevrimcilerin ön- cü araçlan olarak, laik devle- tin gücünü ve tutumunu sına- mak üzere cepheye sürülmüş- ler, karşıdevrimcıler, Türki- ye'yi Dar-ül Harp ilan etmiş- lerdir. Ashnda şeriatçı çevreler, kü- çük yaşlardan başlayarak ken- di ideolojilerini benimsettikle- ri tutucu (muhafazakâr) ka- dınları, cinsıyete dayalı fark- lı alanlar yaratmak ve bir top- Jumsal apartheit gerçekleştir- mek üzere militanlaştırıp so- kağa çıkarmış ve kullanmışlar- dır. Sıyasal tslamın bayraktarlı- ğını yapan dinci örgütler, kır- sal kesimden kentlere, üniver- sitelere gelmiş olan genç kız öğrencileri, "Dinimtzin gere- ği engellenmeye çalışıhyor", "Zulme uğruyorsunuz", "Ba- şörtünüz (türbanınız) namu- sunuzdur" türünden kışkırtı- cı sloganlarla hukuk dışı ey- lemlere yöneltmişlerdir. Bu örgütlerin dinci vakıf ev- lenne yerleştırdikleri, burs ver- dikleri kimi genç kızlarımız da "cihat" yaptıklarını, "mü- cahide" olduklarını sanarak "Ölmek var, dönmek yok", " Ya hep ya hiç" demişlerdir. Kı- sacası, şeriat özlemcilerinin dişi kanadı olan türbanlılara yalnızca siyaset, hem de kötü siyaset yaptırıimıştır. Bütün bunlardan türbanın, laikliğin karşıtı bir simge olduğu orta- ya çıkmaktadır. Evet, türban, laikliğin karşı- tı bir simgedir. Çünkü uzun yıllardan beri sözde "zulüm" masallan anlatarak toplumu- muzu kendi kafalarında ina- nanlar ve inanmayanlar diye bölenler; kin, nefret ve hınç tohumları ekenler; yeniyet- me, örtülü örrüsüz, deneyim- siz gençlerin arkadaşhk ve da- yanışma duygularını istismar edenler, saf inançlan önce tür- bana, sonra türbanı bir siyasal söylenceye dönüştürmüşler- dir. Bu siyasal söylencenin mey- danları dolduran sesi ise "ts- lamcı hareket engellenemez" sloganı olmuştur. Laik devlet düşmanı siyasal Islamcılar, Türkiye'yi bir şeriat devletine dönüştürmek için gereken adımlan atmak üzere kadınlar- dan yola çıkarak ellerinden ge- leni yapmışlar ve türban, ma- sum bir "örtünme" ya da "di- nin gereğiııi yerine getinne" olgusu olmaktan çıkmıştır. Bu sorun, hiç kuşku yok ki uzun bir karşıdevrimci sürecin ve yönetimlerin bu süreç kar- şısındaki aymazlık, aldırmaz- lık ve çıkarcı hoşgörülerinin so- nucu olarak bugünkü çözüm- süzdurumagetirilmiştir. Şım- di bu sorunu nasıl çözeceğiz? Uzlaşma bu bağlamda bana pek uygun bir kavram gibi gö- rünmüyor. Şeriat özlemcisi köktendin- cilik ile demokratik-laik hukuk devletinden yana olanlar, han- gi ortak paydalarda uzlaşabi- ürler? Ortak paydalan var mı- dır? Demokrasi ile temel hak ve özgürlükler, yapılmaya ça- lışıldığı üzere, ortak payda imiş gibi gösterilseler bile "Bi- zitn referansımız, demokrasi değüdir" diyenlere ne ölçüde inanılabilir? Yapılabilecek olan, olsa olsa gelecek kuşak- ları aynı bilinç körletici ko- şullanmalardan kurtarmak için, gerçek anlamında çağdaş ve laik eğitime (okul öncesini de kapsayacak biçimde) ve ger- çekten Cumhuriyetçi öğret- menler ile yeniden bir ivme kazandırmaktadır. Zorunlu temel eğitim 12 yı- la çıkarılmalı, dinci uyanış ve ayaklanmalara elverişli ikli- min küçük yaşlarda beyinlere egemen olmasını engellemek için din eğitimi ve Kuran kurs- lanna ancak zorunlu temel eği- timden sonra yer venlmelidir. Bunlann olabilmesi için ya- pılması gereken şey, şu anda iktidarda olan, Milli Nizam, Milli Selamet, Refah gibi bir gelenekten gelip kabuk değiş- tirmeye çalışan, ama özünde ta- şıdığı genetik niteliklerden annması (şimdiye kadar ya- pıp ettikleri ile) pek mümkün görünmeyen AKP'nin demok- ratik yöntemlerle en kısa sü- rede iktidardan uzaklaştınl- masıdır. Çünkü AKP'liler, bırakınız "törban" sorununu çözmeyi, türbanı ve simgelediği anla- yışı, Büyük Millet Meclisi'nde içtikleri and'a karşın "inatla" devletin zirvelerine kadar tır- mandırmayı gerçekleştirmiş- lerdir. Sonuç olarak, türban sorunu, bir nicelik sorunu de- ğil, bir siyasal nitelik sorunu- dur. PENCERE Havadaki Duman... Rauf Tamer 'Star' gazetesindeki köşesinde 'Gül- dürmeyin' başlığıyla yazıyor: "Siz ne zannediyorsunuz? Iktidann karşısında kalanpartiler ortak bir aday- la mı gidecek belediye seçimlerine? Ciddi misiniz?" Ve ekliyor: "Iktidar kanadının karşısında yüzde 65'lik bir blok var. Siz buna güveniyorsunuz, anladık. Ama güvenmeyin. Çünkü o, 'yüzde 65'lık kitle'n/n pusulası yok, kaptanı yok, teknesiyok... Onu deheyip toparla- yacak ve kanalize edecek bir maskotu yok. Arkasında etkili bir 'Medya's/ yok. Iş âleminde de zaten hiç müttefiki yok. 'İtttfak' hayaldir. 'Ortak aday' rüyadır. Kendinizi kandırmayın." • Doğrudur... Tamer'in yazısındaki "yüzde 65'lik/cfffe'yi tüm seç- men sayısı hesaba katıldığında yüzde 75 'e yükselt- mek de doğrudur; ama, ortalıkta öylesine biryıkıl- mışlık var ki insan Ömer Hayyam'ın dizelerini anımsıyor: "Bu ateşte bir hayli iyi insan yandı, kül oldu gitti bir hayli iyi insan. Birparça duman hani yok mu, birparça duman?" Sanınm duman var... • Doğaya çakaralmaz bir göz attığımızda bile fark ederiz ki iyinin karşısında kötü, sağın karşısında sol, karanın karşısında ak, karanlığın karşısında aydın- lık vardır; bu listeyi uzat uzatabildiğin kadar!.. Do- ğa boşluk kaldırmaz!.. Bu iktıdarın karşısında ılle de güçlü bir muhalefet olacak... Nasıl olacak?.. AKP'nin geçmişi hem var, hem yok!.. Daha dün bir, bugün iki!.. Takıyye Partisi Saadet Partisı'nin kaburgasından oluşup boy atmadı mı?.. 21 'inci yüzyılın Türkıye'sinde koşullar hızla de- ğişiyor; toplumsal dönüşüm siyasal yaşamda 'ih- tiyacı' olan örgütlenme ve kurumlaşmayı yarata- caktır. • Bugünkü ortamda tozdan dumandan ferman okunmuyor; hukukla politika, yönetimle particilik, yolsuzlukla medya, iktidarla irtica, yargıyla bürok- rasi, piyasayla hükümet, gerçekle takıyye öylesi- ne birbirine dolandı ki işin içinden çıkmak olanak- sız... Ancak bu böyle süremez!.. Belediye seçimlerine kadar bu karmaşa -daha doğrusu kargaşa- ya sürer, ya sürmez... Yerel seçimlerde AKP parsayı toplarsa, ülkede- ki dengesizlik derinleşir... Büyük tehlike doğaıi.. • Peki, bugünkü havaya baktığımız zaman gele- ceğe dönük nasıl bir oluşum seziliyor?.. Dinciliğe karşı bir ulusalcılık tohumlanması top- rakta uç veriyor gibi... AKP'nin karşısında toparlanacak olan muhale- fetin, dışa dayanarak kendısini güvenceye almak- tan başka bir kaygısı olmayan dinciliğe karşı öz- güvene dayalı bir ulusalcılığa dönüşmesi beklene- bilir... Ancak her şey için daha çok erken... Tel: 0252 385 40 55 Faks: 0252 385 40 13 www.bodrum-bodrum.com/yenitmez LorymaResort Byaşamto Tunınç. Güney Ege'nin fiyortlarla bezenmiş nefes kesici coğrafyasının en güzel koylarından bın... Loryma Resort Hotel yamaçlann vejetasyon dolcusuna gizlenmiş. koyun büyüleyıcı. mistik panoramasına tûmüyle hûkmeder ko- numda. sıra dışı bir tesıs. Ormanlardan inen serinletici esmtiler. düşük nem oranı ve bol oksijenli, sağlıklı hava- sıyla ıdeal ıklım koşullanna sahıp. Eko-çiftliğınden kendi sütünü. peynırinı, kremasını. yumurtasını temin eden. ken- di ürettığı -yörenın en kaliteli- zevtınyağını kullanan. da- mak zevki kadar sağlıklı beslenme ilkelerine de duyarlı bir mutfak. Konforlu apart daireler, açık büfe restaurant, pool- bar. outdoor-bar. açık kapalı yüzme havuzlan, jakuzi, fit- ness-center. sauna, süper disko. bılardo, dart, tenis. masa- tenisi. çocuk kulübü. doktor servisi... Lisanslı rehberlerle mountainbikıng. sea kayaking, trekking, canyoning, scuba divıng, raftıng... Ruh-zıhm-beden sağlığı programlan, A> r urveda konsültasyonu. T'aı-Chı, Yoga seanslan, aroma- terapı masajlan. doğal zayıflama kürlen. yûz-vücut bakı- mı... "Özel ammasyonlar", "sürpnz showlar"dan anndınl- mış. arabesk müziği uzaktan bile duyamayacağınız, kent yaşamının yıprattığı insanın pozıtıf yaşam enerjisiyle dolu günlük yaşamına dönmesini hedefleyen, kültür ve çe\Te dos- tu bır işleöne anJayışı Detayiı bılş- www.loryma.com Tel: 0252 476 72 20-24 Faks: 0252 476 72 25 info(fl loryma.com Cumhuriyet Dostlanna %20 indirim 1+3 taksit DÜŞ GİBİ BİR TATİL İÇİNJATİLDEKİ EVİNİZ Burhaniye - Balıkesir Club Hotel Fiord Ören'in merkezinde 7 dönüm içerisinde sahil şeridi üzerinde palamut ve palmiye ağaçlan arasındadır. • 56 Denız Manzaralı. Balkonlu Oda • T\r Salonu • Açık-Kapalı Restoran • Yüzme Havuzu • Havuz Bar • Plaj Bar • Özel Plaj • 120 Metre Kumsal • Rüzgâr Sörfu • Kano • Tenıs Kortu • Voleybol Sahası • Çocuk Parkı • Otopark P Özürlüler Için Özel Merdıvenler olup.6 Odanın Dızaynı Onlann Doğrultusunda Düzenlenmiştir KİŞİ BAŞI YARIM PANSİYON 50.000.000.-TL. 0-6 Yaş Ücretsiz-7-12 Yaş %50 Indirimli. Ören Burhaniye Balıkesir Tel: (0 266) 416 38 79-416 38 80 Fax:(0 266)416 33 18 KADIKOY 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2002 435 Vasi Tay. Mahkememizce verilen 20/ 05 2003 tarih ve 2002 435 Esas, 2003 310 Karar sayılı ılamı ile, 1927 d.lu Kaya Şengül rahatsızhğı sebebiyle 4721 s.TMK.nun maddesı gereğınce vesayet altına alınarak kendısine kardeşi Dürdane Şengül (Demir) vasi tayın edilmiştir. Kevfivet ilan olunur. 20 05 '2003 Basw. 39421 KOOP-C'DEN DUYURU TRAKYA ÜNÎVERSİTESl-CUMHURİYET GAZETESİ İŞBİRLIĞI İLE DÜZENLENEN a LOZAN'DAN GÜNÜMÜZE TÜRKİYE" PANELİ VE KENDİNİKORUYAN KENT EDİRNE ÇEVRE KÜLTÜR GEZİSİ 16-17 Ağustos 2003 / gece 2 Giindüz tam pansiyon, İki kişilik odada kişi başı: 100.000.000.-TL Gezi Mekânlan: Lozan Anıtı ve Müzesi, Pazarkule Sınır Kapısı. Hıdırlık Tabyası, Dr. Bahattin Öğürmen Konağı. Eski Gümrük Karakol Bınası, Şükrü Paşa Tabyası, Sağlık Müzesi, Sarayiçi-IV Mehmet Av Köşkü, Sınagog, Eski Vali Konağı, Kaleiçi Maarif Cad., Alı Paşa Çarşısı, Makedonya Kalesi, Üç Şerefeli Cami, Deveci Han Kültür Merk. Saatli Medrese, Eski Camı, Belediye Binası, Selimiye Camisi, Hafizağa Konağı, Kapıkule. Panel: Trakya Ünv. Rektörlük Sanat Galerisi 17 Ağustos 2003 saat: 14.00 Daha geniş bilgı için lütfen aşağıdaki numaralan arayuuz. Tel: (0212) 520 21 91 - 92 Faks: 520 50 23 E-mail: cumhurivet(5cumhurivetmahellesı com.tr HERKESE BİR RENKDÜŞTÜ, MAVİGÖKOVAVA ODAiKAHVAUl HAZİRAN/EYLÜL TEMMUZ/AĞUSTOS TAM PANSİYON YAHIM PANSİYON 25.000.000.-TL X.000.000.-TL 20.000.000.-TL 25.000.000.-TL 15.000.000.-TL 20.000.000.-TL 0-7 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR ÜCRETSİZ 7-10 YAŞ ARASI ÇOCUKLAR %50 INDİRİMLİ YALI/ÖREN MİLAS MUĞLA Tel: 0 252 532 33 57 - 532 28 96 e-mail: aliatila v; hotmail.com Okurlar bilir, O hep vardı... YıUarca siiregelen dinlence alışkaniığı... Artemis Tatl Köyü, 30.000 m2'lik bır alanda denızın hemen kıyısında kurulmuştur. 112 standart oda ve 6 surt, toplam 232 yatak kapasıtesı, peyzaj duzenlemesıyle ünlü, rengârenk çıçeklenn kokulannı yaydığı tatıl koyumuzde tüm odalarda balkon. direkt telefon, 3 kanal müzik yayını, mınıbar. TV ve bazı odalarda klıma mevcuttur. Alışvenş yapmak ısteyenler mını çarşımızdan yararlanabılırier. Mını çım futbol, basketbol, plaj voleybolu sahalan, masatenısı, tenıs ve bılando, ıdeal bfrolanak sunuyor.Çocuklar, Artemis Tatıl Köyu'nde oyuna ve eğlenceye doyacaklar Çocuk havuzu, çımle kaplı oyun parkı, yan açık atan salonumuz onlara güvenlı ve neşelı ortam sunuyor. Karıvaltı ve akşam yemeklennde tatıl koyumuzun açık büfesı, her zevke uygun, Turk ve dunya mutfağından zengın seçeneklerie karşınıza çıkıyor. A la Carte Restaurant, Kafeterya, Snack Bar ve Havuz Bar günun her saatı hızmetınızdedır. iyi ve mutlu bır tatil geçırmenız dıleğıyle... REZERVASYON VE BİLGI İÇİN: Artemis Ören Holiday Resort, Ören-Burtıaniye. Tel: 0 266 416 3776 (pt>x)Fax: 0 266 416 3226 Web Page: www.artemis.gen.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle