Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2003 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Paris, Johnny Hallyday
ve Atillâ Dorsay
Sevgili,
Bir davet, iş ilişkileri, TV konuşmalan, toplarrtı-
larla on günlük bir tatili birieştirerek, bu yılın hazi-
ran ayını Paris'te geçirdim.
Her zaman veartık heryerde olduğu gibi, Fran-
sa'da da yoğun gündem hızla değişiyor.
Ama, 2003 Haziranı'ndan Paris'te en çok akıl-
larda kalacak olan, yüzyılın rekoriannı kıran Fran-
sizların canicule dedikleri, mevsim normallerinin
çok üstündeki anormal sıcaklar ile, kırkıncı sanat
yılı dolayısıyla yalnız başkentin değil, bütün ülke-
nin ilgisinin odak noktası haline gelen Johnny
Hallyday'di diyebilirim.
Kolay değil. adam kırk yıl boyunca zirvede kal-
mayı başarmış ve yıldönümü dolayısıyla yaptığı
konserde de yüzbin kişilik Stade de France'ın yal-
nıztribünlerini değil, kocasahasını biledoldurmuş-
tu.
Ikide bir TV. ekranlannda boy gösteriyor, kon-
serlerinden pasajlaryayımlanıyordu. Üstelikadam
altmışlı yaşlanna karşın, zıpkın gibi genç duruyor-
du. Hani benzetmek gerekse bizim ünlü şarkıcı-
mız Alpay gibi fizik olarak olduğu kadar ruhen de
genç kalmıştı.
Johnny Hallyday sanat hayatına atıldığında,
Fransız chansonne'un devlerinden Edith Piaf,
Yves Montand, Jacques Brel, Georges Bras-
sens, Charies Trenet, Gilbert Becaut hayat-
taydılar.
Ondan daha yaşlı olan Georges Moustaki,
henüz bu kadar meşhur olmamış, yine favorıle-
rimden olan Serge Regianni ise henüz şarkıcılı-
ğa soyunmamış, oyuncu olarak ün yapmıştı.
• • •
Bütün altmışlı yıllann gençleri gibi, rock and
roll'u sevmiştim. Ama nedense Johnny Hally-
day'in müziğine hiç yakınlık duymadım. Belki de,
rock and roll'u Fransız müziği içinde yadırgadığım-
dandır.
Şimdi, "Bütün bunları anladık da, Paris ve
Johnny Hallyday ile Atillâ Dorsay'/n ilgisi ne"d\-
ye sorabilirsin.
Yüzlerce sinemasında, her hafta dünyanın bir-
çok ülkesinin filmlerini görme imkânını sunan Pa-
ris'e hergeldiğimde, yıllann ustasinemayazan Atil-
lâ Dorsay'ı anmışımdır. Zaman zaman dönüşte gör-
düğüm filmleri tartıştığımız olmuştur.
Ama bu kez, onu müzik dolayısıyla hatırladım.
TFTTdeki müzik programlannı keyifle dinlediğim
Atillâ'nın "Ne Şurup - Şeker Şarkılardı Onlar..."
kitabı çıkana kadar, onun, pop müziğin böylesi-
ne engin bilgili bir "amatörü" olduğunu bilmez-
dim.
Büyük keyifle okuduğum kitabını, bu kez yola
çıkarken yanımaaldım ki, herhangi bir şarkıcının
parçasını dinlerken, öyküsünü de Atillâ'dan oku-
mak olanağını bulabileyim.
Kitabın çok hoş bir yanı da sonundaki isim di-
zini; hangi şarkıcıyı arıyorsan, dizinden bakıp, il-
gili sayfalara gidebiliyorsun.
• • •
Bana hiçbir şey söylemese bile, ülkesini ayağa
kaldıran Johnny'nin konserinden bölümleri ek-
randa izlerken, hemen Atillâ'nın kitabını açtım. ve
Johnny Hallyday'e baktım.
Anlaşılan Atillâ'da da Hallyday fazla etki bırak-
mamış, Johnny Hallyday için yazdıklan şunlar:
"...Böylece Fransızlann ünlü deyimiyle, 'yeye
çağı'n/ atlatan Johnny Hallyday, 'Retiens La Nu-
it', 'Queje't'aime', 'Elle m'oublie', 'BonneChan-
ce' gibi daha olgun şarkılarıyla sesleniyordu.
Hallyday biliyorsunuz, iyice inatçı çıkacak, birkaç
kuşak seyirciyi eskitip yaşlandırdığı halde, ken-
disibirplak müzik ve özellikle de sahne ilahı ola-
rak o pariak konserierini ve müzik çalışmalannı
2000 7/ yıllara dek sürdürecekti..."
Atillâ'nın kitabında 2000 kadar şarkıcı ve aktör
yer alıyor. Bugün Fransa'da bile unutulmuş olan,
Jacqueline François'dan, unutulmaz Beattles'a
kadar kimleryokki...
Bu kitap sayesinde mekân ve zaman içinde
nostaljik ve bilgi dolu bir yolculuğa çıkmak ola-
nağını buluyorsun.
Bu kitabı Sevgili, "Mutlaka oku" demiyorum, "al
yanında bulundur" diyorum...
Eminim o zaman sen de, benim gibi, içtenlikle
"Çok teşekküher Atillâ Dorsay!" dersin.
TÜRKKENT Kongresi
Kooperatif
modeli değişmeli
îstanbul Haber Servi-
si- Türkiye Kent Koope-
ratifler Merkez Birlı-
ği'nin (TÜRKKENT)
15. olağan kongresinde
konuşan SHP Genel Baş-
kanı Murat Karayalçın,
bugüne kadarkooperatif-
çilikte geçerli olan yeni
kent parçalan yaratma
modeli yerine, kentsel
yenilemeprojelerinin ön
plana çıkması gerektiği-
ni söyledi.
Divan başkanlığını
Milli Kooperatifler Bir-
liği Genel Başkanı Mu-
anunerMksarh'nın yap-
tığı toplantiya Prof. Dr.
Cevat Geray, Prof. Dr.
YüdızSe\,Prof.Dr.Me-
teTapan ve Prof. Dr. Ay-
dm Aybay'ın da bulundu-
ğu çok sayıda davetlı ka-
tıldı. Toplantıda bir ko-
nuşma yapan birliğin
onursal üyesi Murat Ka-
rayalçın, Türkiye'de kent
kooperatiflerinde sağla-
nan başannın, kendi sı-
yasi kimlikleri açısından
da önemli olduğunu söy-
ledi. Karayalçın, "Ko-
operatiflerin konutüreti-
mindeki paylannın dev-
let ya da özel sektör va-
nmdagidereköneçıkma-
sı Türkiye iktisat ve top-
hunsaltarihiıünenönem-
Hbaşanadır.Bu örgütJen-
menin içinde solcu oldu-
ğumuzu,sosyaldemokrat
oHugumuzugördük'Me-
di.
Karayalçın, bugüne de-
ğin kent kooperatifçili-
ğinde yeni kent parçala-
n yaratılması projesinin
geçerli olduğunu. ancak
bu modelin değişmesi
gerektiğini söyledi.
Karayalçın. "ArtikKo-
operatif modeli değişti-
rUmeli. Sektörel yapıda
da örgütsel yapıdadade-
ğisikHkler obnah. Bu de-
ğişiklikkrde kentsel ye-
nileme projeleri öne çık-
malı" dedi. Toplantıda
birliğin genel başkanı
Oğuz Saydan da göre-
vini noktaladı.
İmam Hatip Lisesi öğretmenleri hazırladıklan internet sitesinde laik cumhuriyeti 'karanlık mazi' olarak tanımladı
Lisede şeriatpropagandasıAYKUT KÜÇÜKKAYA
AKP hükümeti Yüksek Öğretim
Yasa Taslağı ile imam hatiplere üni-
versite yolunu açmaya hazırlanır-
ken Milli Eğitim Bakanhğfna (MEB)
bağlı bu liselerde "aşdanan zihni-
yet" laik eğitim sisteminin durumu-
nu ortaya koyuyor. Nevşehir îmam
Hatip ve Anadolu imam Hatip Li-
sesi'nde öğretmenler tarafından ha-
zırlanan okulun internet sitesinde
"şeriat propagandası" yapılıyor.
"imam Hatip Şüri" başlığıyla site-
de yayımlanan metinde MEB'e bağ-
lı bir meslek lisesi, "sabırvetesümi-
yetin arhına bürünmüş'' olarak ni-
telendirilirken öğrenciler de "Ken-
dine değil, Mevia'ya güvenen/ BaO-
la değil Hakka dayanan/ Bir şimşek,
bir firüna çe\iknğinde/ Küfrün giz-
ti emellerini kökünden çıkanp/ Sö-
• Kadın öğretmenlerin fotoğraflanna bile yer verilmeyen sitede "îmam Hatip Şiiri"
başlığıyla yayımlanan metinde MEB'e bağlı bir meslek lisesi, "sabır ve teslimiyetin
zırhına bürünmüş" olarak nitelendiriliyor.
köverenbir gençMk/İmam- Hatip/ Beş
vakitteefleriniduayaaçmış/ Sabır ve
tesümryetinzırhına bürünmüş/ Yap-
macıkdeğil, içten ve gönülden/ Sıca-
ak bfllurdan gözyaşlanyla/ Hakka s-
ğman bir gençlik/ İşte İmam-Hatip"
ifadeleriyle tanımlanıyor.
Okulun tanıtıldığı ve yaklaşık 4 ay
önce açılan sitede laik cumhuriye-
tin kurucusu Mustafa Kemal Ata-
türk'ün adına yer verilmezken met-
nin içinde şeriatçı terör örgütü El
Kaide'nin lideri terörist Usame bin
Ladin'i çağnştıracak şekilde "Usa-
me" adına yer verilmesi de dikkat çe-
kici.
Sitede okul yönetici ve öğretmen-
lerinin fotoğraflannın yer aldığı bö-
lümlerde kadın öğretmenlerin fo-
toğraflan yer almıyor.
1968 yılında eğitim- öğretime açı-
lan Nevşehir îmam Hatip ve Anado-
lu imam Hatip Lisesi'nin internet
sayfası okulun Meslek Dersleri Öğ-
retmeni Mustafa Kırnnh ile okul
memuru AB Seyhan tarafından ha-
zırlanarak 2003 Mart'ında oluştu-
ruldu. lt
ww^ı
jıevsehirihL8m. com"
adresli okulun internet sitesi "Ana
Sayfa, Okulumuz. Yöneticiler, Öğ-
retmenler, Personel, İHL Şiiri,Hazır-
layan, Bedava E-MaiT sayfalann-
dan oluşurken sitede metın bölümü
olarak yalnızca "Okulumuz" ve
"İHL Şnri" sayfalan yer alıyor.
Okulumuz sayfasında lisenin kı-
saca tarihçesi anlatılırken "İHL Şi-
iri'' sayfasında sitenin tek metni sa-
yılabilecek uzunca bir metin yer alı-
yor. ~İmam hatip Bselerinin nasıl bir
zihni)etin eline bıraküdığmı" gözler
önüne serecek nitelikteki metinde
imam hatip liseleri ve okulda oku-
yan öğrenciler için laik cumhuriyet
"karanhkbir mazi" olarak şöyle ta-
nımlanıyor:
"Yüzümüzesoğukveanlamsn ba-
kan. Her firsata soğukluğundan ya-
kındığınıı/, Taşlan da ağlatabikn,
Ağlatırken ağlayan bir hatip, İşte
İmam Hatip buydu, Bir levhada iğ-
Kürt konferansı basladı
Bölünme
korkusundan
vazgeçümeli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
"Türkiye'de Demokratikleşme ve Kürt
Sorununun Çözümü" konulu konferansta,
"Kürt sorumı" masaya yatınldı.
Aralannda Hafil Ergün, Mehmet Altan,
Mehmet Bekaroğlu. Mihri BellL Naci Kutky,
Toktanuş Ateş, Fehmi Koru'nunda de
bulunduğu 33 ismin çağnsıyla toplanan
"Türkiye'de Demokratikleşme ve Kürt
Sorununun Çözümü" konulu konferans,
Dedeman Oteh'nde başladı. tHD Genel
Başkanı Hüsnü Öndül'ün başkanlığını etrığı
ilk oturumda, "Türkiye'de çokkültürlülüğün
sorunlan" tartışıldı. Gazeteci-yazar Mehmet
Altan, 6. uyum paketinin yasalaşmasıyla bazı
demokratik adımlann atıldığını, ancak
sorunun vasaların
• 33 aydının
çağnsıyla
toplanan
konferansta,
Türkiye'deki
demokratik
güçlerin
birleşmesi ve
etkin siyasi bir
güç haline
gelmesi gerektiği
vurgulandı.
uygulanmasından
kaynaklandığını
belırtti. Dr. Naci
Kutlay. kültürel
haklann sıyası
bölünmelere yol
açacağı korkusundan
vazgeçılmesi
gerektiğini savunarak,
"Hiçbir toplum
homojen değildir"
dedi. Eski parlamenter
TankZiyaEldnd
çözüme ilışkin önemli
bir yol katedildiğini
^ ^ • ^ ^ \iirgulayarak
"Demokrasmhı altyapısı hazırdır.
Türldye'deki demokratik güçler birleşmeli ve
etkin bir siyasal güç haline gebneüdir" dedi.
Yazar Sungur Savran ise. Kürt sorununun
uluslararası bir sorun olduğunu belirterek
"ABD Ortadoğu'ya demokrasi getirmeye
çahşımyor. Kürt halkını kurtarmaya ise hiç
getaıiyor" görüşünü dıle getirdi. Gazeteci
Hikmet Çiçek'in Kürtlerin bazılannın Kürt
Teali Cemıyeti izinde olduğunu, bazılannıri
da sorunun Meclis'te çözüleceğine inandığını
belirterek konferansın da Kürt Teali Cemiyeti
izinde olduğunu söylemesi üzenne salonda
tartışma yaşandı. Söz alan Prof. Dr. Baskın
Oran, Kemalizmin 20-30 yıl Batı
medeniyetini almaya çahşhğını, bunun
yukardan bir devrim olduğunu belirterek
"Yukardan yapüan devrime aşağıdan Utica
tepkisi geldL Bugün de AB'ye uvıım
pakederhie yapüan yukandan bir
devrimdir" dedi. Konferansın, bugünkü
oturumunda AKP. ANAP, CHP, DEHAP,
DSP, EMEP, HAKPAR. ÖDP, YTP, SHP,
TKP, ÎP, Özgür Toplum Partısi, SP, Sosyahst
Demokrasi Partisi bildiri sunacaklar.
tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
reti oturtubnuş, tmam Hatip Lisesi
lafzından, Fersahlarca uzakta bir
manave özifadeediyor,Gün doğum-
lanna vurgun, Banş güvercinlerine
hasret,Limandagözvaşlamia, l fuk-
ta görünmeyen gemileri bekleyen,
Karanlık bir mazinin ardından,
Imanla, cesareüe, iUnı ve hikmetle
koşarakgelen, Ha> lorarakgetenyep-
yeni bir neslin. Müjdecisi İmam Ha-
tipler-."
\IEB'e bağlı eğitim kurumunun
sitesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin
kurucusu Atatürk'ün adına yer ve-
rilmezken hazırlıklan 2003 yılında
yapılan sitede "Usame" adı ise şöy-
le yer alıyor:
"Minkikbebegibüyüttü veoigun-
laşördı. \akışmıştı isim ona imamdı
o, önder, Zamanının, mekâmn,insa-
mn, eşyanın, cemryetin, En önemüsi
tslamın sancağmı taşıyordu o, Toy-
du belki ama hiç kimse-
nin beklemediği kadar,
Azim, ga>Tet\e şuur abi-
desiydi, Kolay mıy dı Re-
sulün sancağmı taşımak,
Bir Mus'ab, bir Usame,
bir Fatnıa olabilmek. Zor
ama şerefli bir görevdi
bu, Hatipti, insana, eşya-
ya, manava ve maddeye,
Hitap eden bir hatip."
Okul Müdürü Osman
Kıhç başta olmak üzere
bütün yönetici ve öğret-
menlerin fotoğraflannın
yer almasına karşın ede-
biyat öğretmenı Nermin
Yüksel ile matematık öğ-
retmeni Penin Demirka-
ya adlı 2 kadın öğretme-
nin fotoğraflanna yer ve-
rilmemesi dikkat çeki-
yor.
öğretmenden
memura'teşekkür
Okul öğretmenlerin-
den Mustafa Kınmlı, si-
tenin hazırlayanlar sayfa-
sında ise, "Bu sayfalan
oluştururken metinleri
hazniamada An Seyhan
Bey'e... teşekkür edho-
rum" ifadesini kiıl-
lanıyor.
Gürbüz Çapan, sözlerinin kimi basın organlannca yanlış aktanldığını söyledi:
Atatüıtçiüiiğihııü taıtışümıaııı
Haber Merkezi- Esenyurt Be-
ledıye Başkanı Dr. GürbüzÇapan
dün bir açıklama yaparak 'Ben
AtatürkçülüğümütarüşOrmam"
dedi. Çapan basın açıklamasında
şunlan söyledi:
"2 Temmuz'da Kars'ta yerel bir
televizyonda yaptığun konuşma
nedenryle 04 Temmuz 2003 tari-
hinde hakkımda gnabi
tutuklama karan veril-
diğini üzüntüyle öğren-
dim. Beni üzen tutukla-
ma karanndan çok Ata-
türk'e hakaretettiğim yö-
nündeki suçlamadır.
Gürbüz Çaban'ıyakm-
dan tanıyanlar, düşünce
yapısuu bilenler. dünden
bugüne söylediklerini ve hizmet-
lerini izleyenler bu türden bir suç-
lamaya muhatap olamayacakbir
kişi olduğunu çok iyi biİnier.
Mustafa Kemal Atatürk ve ar-
kadaşlanDe kurtuhışsavaşmda bu
ülke uğruna canınıverenlerin dü-
şünce, anı ve miraslanna hep sa\ -
gı duydum. Bu anlavışla 14 yil-
dan beri Belediye Başkanüğını
yapbğnn Esenyıırt'un birçokcad-
desine, bulvanna, parkına Ata-
türkve arkadaşlannın, onlardan
bize miras kalan Cumhuriyet'in
ismini verdim.
Atatürk Caddesi, Cumhuriyet
Meydanı.Mustafa KemalMe>da-
ıu, Mustafa Kemal Parta. 19 Ma-
kilmesine öncülük yaptını. Bası-
nın deyişiyleAtatürk he\ kennizi-
yaret ederek çelenk bırakmak ve
savgı duruşunda bulunmak bir
geîenek oklu. Mustafa Kemal Ata-
turk'ün ve Cumhuriyet'
1
in yanın-
da olanlann yanında, karşısuıda
olanlannkarştsmdadurdum.Gür-
büz Çapan'ı tannanlar bunları
• Tutuklama karanndan çok "Atatürk'e hakaret
etmekle suçlanmasının" kendisini son derece
üzdüğünü belirten Esenyurt Belediye Başkanı
Gürbüz Çapan, "Bu ülkenin kurtuluş ve bağımsızhğı
için canını ortaya koyanlara hakaret etme
onursuzluğu içine bugüne kadar düşmedim.
Bundan sonra da düşmeyeceğim" dedi.
hş anlaşıkuğnu beBrterek,Musta-
fa Kemal ve arkadaşlanna sevgi-
mi. saygınıı, sa>gıda kusur etme-
diğimi ifade ettim.
Bu ülkenin kurtuluş ve bağnn-
sı/lığı için canını ortaya koyanla-
ra hakaret etme onursuzluğu içi-
nebugünekadardüşmedim.Bun-
dan sonra da düşmeyeceğim.
Adalete sunacağım bil-
gi ve belgeler sonrasmda,
verilen yanlış karardan
dönüleceğine inanıyorum.
Biz Cumhuriyet İçin
canımızı veririz*
vıs Bulvan, Erzunım Kongresi
Caddesi, Sivas Kongresi Cadde-
si, Cumhuriyet Caddesi, Hürri-
yet Caddesi, Inönü Mahallesi,
Amasya Kongresi Caddesi, Fe\^i
Çakmak Caddesi Esemıırt'taki
caddeve me>danlardan bir kısmı-
dır. Küba'da Havana Ünrversite-
sibahçesindeAtatürkAnıti'nm di-
çok ivi büir.
02 Temmuz2003 tarihinde yap-
tığun konuşmanın kimi basın or-
ganlarmdavanhşaktardması üze-
rine 03 Temmuz 2003 tarihinde,
henüzhakkımdasoruştunna açıl-
madan vegr>abi tutuklama kara-
n çıkarümadan vaptığını basın
açıklamasında,konuşmammyan-
4Nisanl997tarihliga-
zetelerde Çapan 'Onlar
şeriat için canımızı veri-
riz diyorlar, biz de Cumhuriyet için
canımızı veririz' dedişeklinde ha-
berler>a>Tmlanmışü. Doğruydu-
Nlustafa Kemal Atatürk ve ar-
kadaşlannınkurduğuCumhuri-
yetiçin canımızıvereceğimizi söy-
lemiştim. Hep söyledim. Bugün
de ajıu şeji söjiüyorum."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyetcom.tr
Pınar Attuğ'un eşinden aynlma-
ya karar vermesinin tartışmalan sü-
rüpgidiyor. Böylebirtartışmanınol-
ması son derece normal. Çünkü Pı-
nar Altuğtanınan bir TVyıldızı. Onun
özel yaşamı kaçınılmaz olarak top-
lumun ilgisini çekecek. Medya da
bu nedenle bu aynlığı günlerdir man-
şetlerinden düşürmüyor.
Gazetelerin birisi soruşturma yap-
mış. Soruşturmanın konusu: "Pınar
Altuğ, Meltem gibi mi davranma-
lı?" Gazeteci meslektaşlarımızdan
Sina Koloğlu'nun cevabı dikkatimi
çekti. Sina şunları söylüyor: "Altuğ
kazandığı parayı dizideki anne ima-
jına borçlu. Bu imajı da ya profes-
yonelce sürdürmeliya da bitirmeli.
Ama herhangi bir insan olarakyap-
tıklan önemli değil."
Haberi hazıriayan Aycan Genlik
de Sina Koloğlu'nun bakış açısını
destekleyen bir başlıkla konuyu ele
almış: "Meltem olsaydı böyle yap-
mazdı. Peki 'Çocuklar Duymasın'
Pınar, Meltem Gibi mi Davranmalı?
çok tuttu diye Pınar Altuğ, Meltem
gibi mi davranmak zorundaydı."
Bu tartışmanın arkasındaki anla-
yışı son derece zararlı görüyorum.
Türkiye'de kadına sürekli erkeğe ta-
bi olmak misyonu yükleniyor. Bu ne-
denle, bir kadının eşinden aynlma-
sını bu toplum kabullenmek istemi-
yor. Halbuki medyanın önündeki er-
kek yıldızlar, sürekli olarak eşlerinden
ayrıhyorlar, çeşitli aşklar yaşıyorlar.
Toplum da bunu normal karşılıyor.
Toplum derken erkek egemen ide-
olojinin şekillendirdiği toplumdan
söz ediyorum.
Toplum neden erkeğin aynlıp aşk-
lar peşinde koşmasını normal karşı-
lıyor da kadına böyle bir hakkı tanı-
mıyor? Çünkü erkek, asıl olarak ma-
li ve sosyal egemenliği elinde bu-
lunduruyor. Unutmayın ki, ülkemiz-
deki taşınmaz mallann yüzde 94'ü er-
keklere ait. Çalışma yaşamında da
erkekler çoğunluğu oluşturuyortar.
O zaman bu gücü elinde bulundu-
ran erkek, cinsel inisiyatifi de kendi
tekelinde tutmak istiyor. Toplumu da
erkeklerin bu anlayışı şekillendiriyor.
Pınar Attuğ, güçlü sayılacak kadın-
lardan birisi. İyi para kazanıyor. Ta-
nınmış bir kişi. Bu nedenle başka bir
erkeği sevme olanağı ve eğilimini
içinde taşıyıp, gerektiğinde bunu ya-
şayabiliyor.
Yani erkeklerin sürekli ellerinde
bulundurduğu bir hakkı o da kulla-
nabilecek bir güce sahip. Bir gün bir
başka erkeği sevdiğinde, ya da be-
raber olduğu erkeği terk etmek is-
tediğinde, kendinde böyle bir gücü
görebiliyor.
Işin doğrusu ve hakkaniyetli ola-
nı, kadın ya da erkek kim olursa ol-
sun, sevdiğiyle beraber olabilme
hakkıdır. Türkiye gibi ülkelerde, ne ya-
zık ki, sosyal, ekonomik nedenlerle
kadınlar ya da erkekler isteseler de
istemeseler de bir ilişkiyi sonsuza
kadar sürdürmek gereğini üzerlerin-
de hissediyorlar.
Birçok istenmeyen birliktelik sürüp
giderken bundan en çok zaran da ka-
dınlar görüyorlar. Çünkü erkekler el-
lerindeki olanaklarla evlilikleri sürer-
ken başka kadınlarla beraber oluyor-
lar. Kadınlann çoğu da buna boyun
eğmek zorunda kalıyor.
Kadın için erkekten aynlmak ço-
ğu zaman bir felakete dönüşüyor.
Kimsesiz ve çaresiz sokakta kalmak
tehlikesi yerine erkeğin başka ka-
dınlarla beraber olmasını kabulleni-
yorlar.
Pınar Altuğ'un eşinden aynlmak
istemesi onun hakkıdır. Onun tanın-
mış bir oyuncu olması, onun önüne
bir engel olarak çıkanlmamalı. "Böy-
le bir imajla meşhur oldu, o zaman
bu imaja ya boyun eğsin ya da ro-
lünü değiştirsin" demek, bütün oyun-
culan oynadıklan role mahkûm etmek
anlamına gelir ki, bu da çok saçma
ve insan haklarına aykırı bir durum
yaratır.
• • •
Pınar Altuğ tartışmasında, çoğun-
lukla erkeklerin ve kadınlann tepki-
leri farklı. Erkekler daha muhafaza-
kâr ahlak anlayışına yatkın bir tutum
alırken, kadınlar Pınar Altuğ'u des-
tekliyorlar ve onun özel yaşamına
saygı gösterilmesi gerektiğini söylü-
yorlar. Meltem, dizide tipik bir Türk
kadını imajı çiziyor. Ancak, bu tipik
Türk kadını imajı da artık değişmeli
ve kadınlar erkeklerin kaprislerine
boyun eğen insanlar olmaktan çık-
malılar.