Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/YFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2003 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
. ABD İmparatorluğuna
Doğru mu?
•Vevv York Times"dan Thomas Friedman di-
yor ki: "Şu yirmi beş kişiyi bir adaya sürgün et-
seydik Irak Savaşı çıkmazdı."
Kim onlar?
ABD Başkanı Bush'un çevresindekiler... Daha
doörusu, onu, Büyük Amerikan Imparatorluğu-
nu <urma yolunda destekleyenler: Rumsfeld,
Wolfowitz, Perle, Donnely, Muravchik, Le-
den, Pletka, Kristol, Podhoredz...
3r de akıl hocaJan var: 1899'da Almanya'da
doçup 1973'te ölen bir Yahudi düşünür Meo
Strauss..
BJ kişi, doğa yasasına inanırmış! lyi ile kötü-
nün savaştığına, ahlak kurallarının değişmezliği-
ne... Dermiş ki: "Batı demokrasisi, güvenlikte
kaiması için bütûn yeryûzûne egemen olmalıdır."
özgürtük, demokrasi, insan haklan gibi değer-
lenn uygulayıcısı, tüm dünyaya yaygınlaştırma-
cısı rolündeki ABD, işte bu türgörüşleresahip in-
sanlann elinde...
Hızlı Bush'çulardan Tim Donnely bakın ne di-
yor: "11 Eylül bize umut bile edemeyeceğimiz
bir olanak sağladı, görüşlerimizin doğruluğunu
gösterdi." Görüşleri, fırsat bu fırsattır deyip dün-
yaya silah gücüyle egemen olmak!..
"11 Eylül olayı yaşanmasaydı biz bu kadar et-
kiliolamazdık"... Bu da, Joshua Muravchik'in!..
Bu tür kafalara göre Amerikan ulusu, iyilikse-
verdir, özel bir görevi vardır; o da, yeryüzünde iyi
niyetli, anlayışlı bir egemenlik kurmak!..
Mırslı politikacılardan Michael Leden ise ba-
kın ne yazmış:
"Düşmanlanmız bize en uygun zamanda sal-
dınrfar. Roosevett, Amerikan halkını savaşa sok-
mayı başaramadı. Pearl Harbor baskını bir mu-
cize yarattı. 1947'de Avrupa'daki ABD askeri
yurda döneceği sırada Stalin Doğu Avrupa 'yı iş-
gal edince, asker olduğu yerde kaldı. 11 Ey-
lül'de de Islamcı terör tam zamanında patlak
verince Amerika yeniden şansı yakaladı."
O şans ne? önce Bin Ladin'i yakalamak diye
Afganistan'ı ete geçirmek, ardından Saddam'ı de-
virmek bahanesiyle Irak'ı yerle bir edip bu tarih-
sel topraklardaki zenginliklere sahip olmak!..
Thomas Friedman'ın dediği olsaydı, bu yirmi
beş-otuzhırsJı politikacı bir adaya sürülseydi.. sa-
vaş çıkmazdı! Sekiz yıl süren Clinton iktidann-
da ABD böyle kanlı işlere kalkışmadı. Bush kad-
rosu o yıllarda da savaşçılık çabasını göstermiş-
ti, ama Clinton onlann görüşlerine katılmamıştı.
Nouvelle Observateur'de Vıncent Jaubert:
"Bu kadro, ilk fırsatta Birleşmiş Milletler örgü-
tü'nü de ortadan kaldırmaya hevestidir" diyor. Plet-
ka adlı kadın politikacıya göre: "Birleşmiş Mil-
letlerniye dünyayt yönetsin? Kendiiçlerinde bir-
biheriyle ters düşmekteler! Birleşmiş Milletler
dünya ölçüsünde bir fiyaskodur."
ABD Imparatorluğu'nun şu andaki yöneticile-
ri ellerini çabuk tutmak zorundadırlar. Çünkü
Amerikan halkı Irak çıkmazında askerleri birer
birer öldürülünce uyanmaya başlryor. Büyük ka-
pitalist çevrelerin 'adamlan' olan bu hırslı kadro,
Amerikan seçmeninden gereken dersi ilk gene)
seçimde alacağa benzer. Gidiş oraya doğru!..
Atatürk'ün Gençliğe Güveni
Prof. Dr. Metin KALE Osmangazi Üni. Tıp Fakültesi Üroloji Kliniği
'Siyasetle ilgilenmeyen aydınlan bekle-
yen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafindan
yönetilmeye razı olmaktır
Eflatun
tatürk'ün gençliğe bakışını
iyi anlayabilmek için O'nun
yaşamına ve gençliğine eğil-
mek gerekir. O daha ilk genç-
.lik yülanndan beri Abdülha-
nût'in baskıcı yönetimine karşı çıkmış, ilk
subaylık yıllannda Şam'a, adeta bir sürgün
gibi gönderilmiştir. Ikinci Meşrutiyet'in ila-
nı ve milli mücadeleye uzanan zahmetli ve
mıhnetli yolda Anadolu'nun çeşitli yerlerin-
de, "Çoban Ateşkri" de denilen yerel ör-
gütlenmelerin çoğunu yurt savunmasına k o
şan gençteroluşruruyordu. Gençliğe hemen
her zaman güven duyan Atatürk, Ruşen Eş-
ref Ünaydm'a imzalayıp verdiği resminde
duygulannı şöyle dile getiriyordu: "Herşe-
ye karşın, kesinlikle bir ışığa karşı koşmak-
tayız. Bende bu inancı yaşatan güç, sadece
sevghn, ülke ve ulusuma beslediğiın sonsuz
sevgjDm değfl, bugiinün karanhldan, şariatan-
hklan içinde, sadeceyurt ve gerçek sevgisiy-
le ışıkserpmeye ve aramava çabşan bir genç-
lik gördüğümdendir."
Manda sorununun tartışıldığı SrvasKong-
resigünlerinde îstanbul"dan gelen genç tıb-
biyeli Hikmet Bey'i yine gençliğe duydu-
ğu engin güveniyle "Gönlünü ferah rut ev-
lat, gençlerle gurur duyuyor, gençliğe güve-
nryorum" diyerek onun heyecanını yatıştı-
nr ve dinginleştirir (sakinleştinr). Atarürk'e
göre Türk gençleri "_ne için yürüdükleri-
ni ve ne vapacaklannı önce kendi zihinlerin-
de iyice karariaştırmah, onlan halk tarafin-
dan ivice kabul edikbilir hale getirmeü, on-
dan sonra ortaya atmahdır". Atatürk genç-
lerde deneyim ve inanç olduğuna da inanı-
yor ve şöyle belirtiyordu düşüncelerinı
"Gençlerimizin yaşlıiar kadar deneyimleri
de vardır. Çünkü ulusumuzun yakm yıllara
ait gördüğü elem verici dersler, yakm yılla-
nn en yoğıuı olaylarla dolu oluşu, devrimi-
zin gençlerini yaşlıiar kadar deneyim sahi-
bi yapü. Gençkrimizin gördükleri bu dene-
yimlerdenfaydalanarak iiîkeye hizmeteden,
azün ve imanla donaalnuş olarak görevleri-
ni hakkryla yerine getirecekkrine eminim."
1927'de okuduğu Söylev'in (Nutuk'un)
muhatabı bile gençliktir. Atatürk, Cumhu-
riyeti yalnızca 1927 yılının gençlığine de-
ğil, tünı zamanlann Türk gençliğine ema-
net etmiştir. O'na göre gençlik, toplumun
en dinamik gücü ve toplumun geleceğıdir.
Aynı zi manda bu gençlik, geçmişin hura-
feİerinden ve bağnazlıklanndan da annmış
bir gençliktir. Gençlik bir evre değil, bir ya-
şam biçır.ıidir. (Mazhar Müfît Kansu'ya)
Gençliğe olan inancını ifade ederken şöy-
le der: "Başımca neterörülmekistendiğLrıa-
sıJ karşı koyduğumuz görülmeh' ve gelecek
kuşaklara ibret ohnahdır. Biz, her şeyi genç-
liğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şe\i
unutmayacakür. Geleceğin ışık saçan çiçek-
leri onlairdır.'' 0nun
u
en bü\ük eserim" de-
diği Cumhuriyetin gençliğe emanet edil-
mesi bu düşüncenin bir sonucudur.
30 Ağustos 1924'te Dumlupınar"da şöy-
le diyordu: "Gençler, cesaretimizi pekiştiren
ve sürdüren sizsiniz. Siz ahnakta olduğunuz
terbrv e ve kültürie insannkerdeminin, vatan
sevgianin. rBdrözgürlüklerinin en değerfi sim-
gesi olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil, ge-
lecek sizindir. C umhuriyeti biz kurduk, onu
yüceltecek ve sürdürecek olan sızsiniz."
1933 Şubat ayı başlannda, Bursa Uluca-
mi'de toplanan 100 kadar gerici, Türkçe
ezan karşıtı bir ayaklanma girişiminde bu-
lunur ve bastuılır. Çekirge yolundaki bir
köşkte akşam yemeği sırasuıda olay kendi-
sine anlatılınca, birisi şöyle der: "Bursa
gençligi ola\i hemen bastıracaktı. fakat za-
bıta ve adnŞeye olan güveninden ötürü._"
Bunun üzerine Atatürk sesini yükselterek
şunlan söyler: "Türk genci devrimlerin ve
rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunlann lüzu-
muna, doğnıluğuna herkesten çokinannuş-
br. Bunlan zayıfdüşürecek küçük ya da bü-
yük bir knpırtıduydu mu. bu memleketin po-
Ksi vardn-, adhŞesi ^ ardır deme\ecektir. He-
men müdahak edecektir..... kendi eserini
konıyacaknr."
Tanhte böyle bir devrimci daha henüz
çıkmamıştır. Başında bulunduğu devletin
bile "zaaP içinde olabileceğıni düşünen, ge-
leceğin siyasal iktidarlanndan kuşku duya-
bilen. ama gençliğe son derece güvenen ve
gençliği adeta son çare gören bir devlet ada-
mı da yoktur.
Cumhuriyetin karşısında bulduğu asıl teh-
like dışta değil, içerdeydi. Gençlere ve bü-
tün ulusa Türkrve, mesut, muvaffak, mu-
zaffer ve müreffeh bir de\1etin adı olmalıdır,
bir cehalet ve hurafeler ülkesi değil" diyor-
du.
Gençlere, insanlığın, tuğladan buhann
keşfuıe on bin yılda, buhardan elektriğe yüz
yılda ve elektrikten atom enerjisine kırk yıl-
da eriştiği anlatılmah, dönemimizin bilişim
ve iletışim dönemi olduğu ifade edilmeli-
dir. Cumhuriyetin görevi gençlere gelecek-
ten korkmamayı, geleceğin rıpkı kendileri
gibi dinamizmi ifade ettiği, hem Türkiye'ye
hem de insanlığa onur verecek bir kalıt (mi-
ras) bu^kmak olduğu vurgulanmalı. Yoksa
gençlik eskimiş, çürümüş ve çağın dışına çık-
mış bir düzenin karanhğına mahkûm olur.
Türkıye Cumhuriyeti dinamik bir ülküyü
(ideali), çağdaş uygarlık düzeyi ülküsünü
temsıl eder. Atatürk'e göre Cumhuriyeti o
dinamik ülküye toplumun en dinamik gü-
cü olan gençlik taşıyabilir.
Öte yandan gençlik de Cumhunyete ema-
net edilmiştır. Ancak son 30-40 yılda Cum-
huriyetin. gençliğe karşı görev ve sorumlu-
luğunu yenne getırip getırmediğı ya da ya-
şamakta olduğumuz bunalımlann bu süre-
cin bir sonucu olup olmadığının doğru ya-
nıtı henüz verilebilmiş değildir.
Dünya Banşı Bir Masal mıdır?
Ofıiddet ve tutku (ihti-
ras) gemi azıya alıp
öylesine bir hızla bilinme-
yene dogru yüzüyor ki.. ne-
rede ve nasıl duracağı bel-
li degil! Toplumlan savaş
denilen büyük felakete sü-
rükleyenlere arrık: "%tişir,
buraya kadar!" diye hay-
kırmak gerekiyor. Savaşla-
nn çıgırtkanlan kımler? Bu
soruvu doğru yanıtlayabil-
mek için işe ta temelden
başlamak gerek... Her yıl
dünyadayıllık silah üretimi
için yapılan harcamalar do-
kuz yüz milyar dolan geçi-
i BellorîFaa sızı
zorlamayacak ödeme
seçenekleri var. Üstelik
Nisan fiyatlarıyla!
Yakup ALMELEKlşadamı
L
yle görünüyor. Hırs, yor... Bu korkunç birpara .
Düşünelim, her yıl bu para
yalnızca silah üretimi için
harcanıyor...
Yakın bir gelecekte, bu
sajinın (rakamın) yılda bir
trilyon dolara ulaşacağı he-
saplanıyor... Bu baş döndü-
riicü harcamalar her yıl han-
gi ülkelerin bütçelerinden
çıkıyor ve hangi ülkelerin
bütçelerine ekleniyor? Bu
durum tam olarak bilinme-
den saglıkh bir sentezde bu-
lunmak olanaksız... Savaş
için gerekli silah ve yan
ürünler, yeryüzündekı bü-
yük şirketlerce üretılmekte
ya da alınıp satılmakta, da-
ha da özeti, pazarlanmakta-
dır. Ancak yapılması gere-
ken iş bu şirketlerin yöne-
tim kurullannda kimlerin
olduğunun kamudan sak-
lanmaması. tam tersıne açık-
lanmasıdır. Çünkükimi şir-
ketlerin başındaki yöneti-
cilerin ya da büyük pay sa-
hiplerinin içinde bazı dev-
let büyüklerinin de olduğu
ve bunlann kendi çıkarlan
için toplumu silahlandırdık-
lan yönünde iddialar var...
Yaru bazı ülkelerin birin-
ci derecedeki yöneticileri
savaşa destek mi oluyorlar
9
Bu çok ciddi ve düşündü-
nicü bir savdır.
Çok önemli bir diğer öğe
de. bu işkolunda çalışan
işgücünün sayısal olarak
saptanması gerekügıdır Kaç
müyon kişi savunma sana-
yii de denilen bu işkolunda-
ki harcamalardan yararla-
myor? Kaç milyon kişinin
ekmeği, geçimi. kısacası
geleceği, toplumlann bir-
birlenyle kapışmalanna
bağh°
Eş deyişle dünyada hiç
savaş olrnazsa işsiz kalabi-
lecek insanlann sayısı ne
kadardır? Daha doğru bir
deyişle bugün yeryüzunde
kaç milyon kişi savaş sana-
yünde çalışıyor?
Dujarılan ürpertecek ka-
dar fazla ohnalı bu sayı.
Bazı ülkelerde bu oran
"beş kişiden bir kişiye", di-
ğer bir deyişle yüzde yir-
miye %'annaktaymış Öme-
ğin yüz mılyonluk bır ülke-
de yirmi milyon kişi ya da
dörtmilyon aüe, silahlanma-
nın nimetlerinden yararla-
narak yaşıyor. Bu. banş için-
de yaşamak isteyen çoğun-
luk için gerçek bir karaba-
sandır. tşin diğer bir yam
da savaşın bazı ekonomile-
ri geliştirdiği gerçeğidir.
Ekonomi haberleri bu savı
dogruluyor. Ekonomik ve-
riler ülkede giderek öyle bir
duruma getiriliyor ki savaş
artık vazgeçilmez olabili-
yor. Bazı üst düzey yöneti-
ciler de banşı bir yana bı-
rakıp, saman alündan su yü-
rüterek yeni savaş alanlan
yaratmak çabasına girişe-
biliyorlar.
îîarcamalar neler olabili-
yor? Örneğin askerlerin giy-
sileri, düğmesinden başla-
yarak ipliği, dokunması. ku-
maşı, terziliği, çizmeleri.
botları ve benzeri birçok
şey... Ordu mensuplannın
yiyeceği, ıçeceği, ilacı da
eklenilmesi gereken mas-
raflardan Kuşkusuz bunun
yanında silahlar. fuzeler, dı-
namit ve bombalar, her tür-
lü kara, denız ve hava ula-
şım araçlan. yani gemıler.
denizaltılar, helıkopterler.
uçaklar, cemseler ve daha
niceleri Yoksul dünyamı-
zın kesesinden çıkıyor bü-
tün bu harcamalar Dünya
hantasına bakıhrsa görü-
nen şu: Dövüştüren ülkeler
var, dövüşen ülkeler var.
Genelde varlıklılar dövüş-
türen, ekonomik sıkıntıda
olanlarsa dövüşenler ola-
rak boy gösteriyorlar.
îkıncı Dünya Savaşı bite-
li henüz elli sekiz yıl oldu.
Ülkelerin ekonomileri gi-
derek savaş sanayıüıe en-
dekslenmeye başladı. Bu
böyle sürerse ne olur? tkin-
ci Dünya Savaşı'nın muzaf-
fer komutanı General Ei-
senbower'a gazeteciler sor-
muşlar:
"Sizce Üçüncü Dünya Sa-
\*aşıçıkacakmı?
n
Hemen yanıtlanuş komu-
tan:
"Bümrvorum. ancak ÇH
karsa Dönhıncü Düm-a Sa-
vaşı'nda incınlar birbirkri-
ne taş ve sopalarla saldıra-
caklardır!-
Nükleer. biyolojik ve
kimye\i silahlan da içine
alan bu savaş harcamalan
aynı şekilde başuıı alıp bu
hızla sürerse, sonunda ınsan-
lık kendi kuyusunu kazmış
olur ve de sonuçta genera-
hn korktuğu noktaya geli-
nır.
Öyleyse ne yapmalı?
a
Bire\ ler sa\^şma>ı red-
detmeliler. Banşa ulaşmak
için en rvi çözümlerden biri
budur bize göre!"
Son zamanlarda çok se-
vinerek gözlemlediğimiz
bir gerçek de şu: Yeryüzü-
nün pek çok yöresinde so-
kaktaki insanlar savaş iste-
mediklerini haykırmakta-
lar hiçbir zorlama olma-
dan.Milyonlarca insanın tek
bir ağızmış gibi belirttiği
bu ısteme karşı gelmek uzun
dönemdezaten olanak dışı...
Yöneticilenn bu yaklaşıma
kulaklannı tıkamalan. dü-
şünen aklın yasalanna uy-
maz.
Kuşkusuz en iyi çıkış yo-
lu; özellikle zenginler kulü-
büne dahil ülke yöneticile-
rinin. banş yapmanın işsiz
buakabileceği milyonlarca
kişiye değişik alanlarda ça-
lışma olanağı yaratmasıdır.
Örneğin. milli eğitim, tu-
rizm, inşaat sektörü gibi.
Aynca gene varlıklı ül-
keler. yaşamlanm huzur ve
güven içinde sürdürmek için
yeryüzündeki yoksulluğu
sona erdirecek teknolojik
ve parasal yatınmlarda da
bulunmalıdirlar. Bütün bun-
lann çok büyük yararlan
olacakhr.Çünkü açlığm ve
yoksulluğun bulunduğu hiç-
bir yerde varlıklılar güven
içinde olamazlar.
Bize göre "Savaşa hayır!*
diye haykıran her ses. ger-
çek dünya banşına giden
uzun maratonda önemlı bir
adım olacakhr.
RIFATILGAZ
Yeşilin sanya dönüşii korkutmasın seni
Morarıp sûinmesi maviliklerin
Kırmmnın akıp gitmesi damarlanndan
Işimiz kolay değil o denli
Kargalann içgüdüsel ölmezliğine inat
Insanca ölebilmeli
Ölümünün 10. yıldönümünde
Ustamız RIFAT ILGAZ'ı
tüm sevenleriyle birlikte
mezan başında anıyoruz.
Çınar Yayınlan - Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi
7 Temmuz 2003 Pazartesi
Zincirlikuyu Mezarlığı
11.00
TEŞEKKUR
I.Ü. Cerrahpasa Tıp Fakültesi'nde görevli
Prof Dr CIVAN IŞLAK
Prof Dr NACİ KOÇER
Y.Doç.Dr. MEHMET SAİT ALBAYRAK
ıle
Hemş. NURTEN ÇETİNKAYA
Hemş NİLCÜN KARAKAŞ tan
oluşan ekip, 1 Temmuz 2003 günü yaptıkları
operasyonla benı yeniden sağlığıma kavuşturdular.
Kendilerıne yürekten teşekkürlerımi sunuyorum.
Operasyon öncesı ve sonrası gosterdikleri güleryüzlü
ilgi ve yakınlığı da hiç unutmayacağım.
Bu işlem dolayısıyla benı yalnız bırakmayan
degerli dostlanm,
prof Dr HASAN YAZICI
pof Dr SEDAT TAVŞANOCLU
ıle
yakın ılgılerını esirgemeyen,
ProfDr BİRSEN İNCE
Prof Dr AYÇA ALTUĞ
r D AYDIN TUNÇKALE e
de minnet ve şukranlarımı sunuyorum.
AYDIN AYBAY
KOOP-C'DEN DUYURU
BOLU - YEDİGÖLLER - ABANT
DOĞA TURU ve Erdal ATABEK'le Söyleşi
1J-13 Temmuz 2003
(iki gece - iki gündüz)
KARACASU TERMAL TEStSLERİ
(BOLU)
İkilaşilik odada kişi başı 140.000.000.- TL
Tekkişilik oda 150.000.000.- TL
0-"
1
Yaş Çocuk Grubu Ücretsiz
7-12 Yaş Çocuk %50 Indirimli
* Yedigöller'de Doğa ile tç Içe Gezi
* Öğlen Mangalda Piknik Yemeği
* Otelde Kaplıca Olanaklanndan Yararlanma
* Gölcük Bölgesi Gezısı
* Abant'ta Yolculuk
Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdakı nuraaralan arayınız.
Tel: (0 212) 520 21 91-92 - 514 18 08 - 09 FM: 520 50 23
E-mail: cumhunyet(5 cumhunyetmahallesi.com.tr
Captain Dragut
GÜMÜŞLÜK - BODRUM
Bodrum'un doğal kalan son koylanndan
KOYUNBABA'DA
( 10 Temmuza kadar t
1 Kişi T.P - 29.900.000 TL(+k.d.v.)
0-6- yaş ücretsiz, 6-12 yaş % 50 indirimli,
açık büfe kahvaltı öğle yemeği, 5 çayı,
açık büfe akşam yemeği,
Çocuk ve büyükler için havuz,
TV Salonu - Bar - Şark köşesi
Gazeteniz, kitaplannız bizden
Tel: (252) 388 66 27
GSM (0532) 265 78 45
WORLD CARD VE BONUS CAPD'INfZA 4 TAKSİT OiAHAĞİ
01 0620C3-13C2CO3 tar«m
38D7O
Kavsefi B^tena 3oyiaş A.J m !esc* marka&dır
BELLONAPiano Yatak Odssı / Antik Ccviz/Kr«m