Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2003 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
TBMMFaüiMeçhul CinayetleriSorıışturmaKomisyonuBaşkanıSadıkAvundukluoğlu ilehâlâçözülemeyen cinayetlerikonuştıık
S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞANOCLU
leyla.tavsanoglu(§ cumhuriyetcom.tr
nedenlerle öldüriildüler. Türkiye 'nin belki de en
değerli beyinleri bu siyasal cinayetlerdeyok edildi.
Birilerinin amaçlarına hizmet etsin diye insanlar
öldürüldüler. Bugün bilefailleri bulunamıyor. NeBir dönem Türkiye,faili meçhulsivasi cinavetlerle
çalkalandı. En yakınlanmız ne için olduğıı bilinmeyen olmuştu da böyle olmuştu? Bu soru kafamda çengel-
lenerek TBMMFaili Meçhul Siyasi Cinayetleri
Sonışturma Komisyonu Başkanı eski DYP milletvekili
SadıkAvundukluoğlu 'nu aradım. Konuyu mutlaka
konuşmamızgerektiğindefıkir birliğine vardık. Ve laf
lafi açarken bakın ortaya neler çıktı...
Avundulduoğkı: Siyasi
partilerimizdefaili meçhul- TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştır-
ma Komisyonu, UğurMumcu 'nun öldürülme-
sinden bir süre sonra bizzat sizin tarafınızdan
kuruldu, Bu komisyondaki çalışmalarımz sı-
rasında Güneydoğu 'da, ağırlıklı olarak da Bat-
man 'da ne gibi manzaralarla karsılaştınız?
AVUNDUKLUOĞLU - Komısyon, DYP ve
SHP Meclıs Grup Başkanvekillerinın TBMM'ye
verdikJeri bir önergenin onaylanmasıyla kurul-
du. Komisyonumuz Nisan 1993 'te faaliyete geç-
ti. llk toplantılardan sonra biz Güneydoğu'da çe-
şitli gezilere çıktık. Araştırmalar yaptık.
Esas olarak da bu çahşmalanmız Batman'da
odaklandı. Çünkü Batman o dönem faili meçhul
siyasal cinayetlerin çok yoğun olarak işlendiği
bir bölgeydı. Orada yetkililerle görüştük; o yet-
kılilerden çok önemli bilgiler aldık.
O sırada gittiğimiz yerlerde imkânlann elver-
diği ölçüde bilgileri teype, kasete ahyorduk. Bat-
man kargaşa içindeydi. Ama bunun Uğur Mum-
cu olayıyla ilgisi yoktu. Batman'a odaklanışımı-
zın nedenı, orada faili meçhul cinayetlerin çok
yoğun olarak işlenmiş olmasıydı.
Ustelik o tarihlerde Hızbullah örgütü yenı ye-
ni ortaya çıkıyordu. İşte, o zaman ilk kez Hız-
bullah "ın ne olduğunu bız gündeme getirdik.
- O sırada PKK neyaptyordu?
- Hizbullah'la PKK o sırada çatışma halindey-
di. O çatışma o boyutlara varmıştı kı birbirleri-
ni öldürüyorlardı. Hızbullah'ın Batman'dakı ca-
mıleri hücre evleri olarak kullandıklannı öğren-
miştik. Onlan tetkik ettik. Bütün bunlan oldu-
ğu gibi raporumuza da aldık.
Hlzbutlah iran bağlantılı
- O sırada Hizbullah kimler tarafından eği-
tiliyordu? Onu tespit edebilmiş miydiniz?
- Bizim tespitlenmize göre Hizbullah o tarih-
lerde doğrudan dogruya Iran bağlantılıydı. Hiz-
bullah mensuplanIran'da çeşitli kamplarda eği-
tiliyorlar ve Türkiye'ye göndenliyorlardı.
llk başta bu örgüt Hizbullah olarak ortaya çık-
madı. llk Hizbullah hareketleri, PKK içinde Mel-
leAbdullah adlı bir PKK'linın şeriat devleti kur-
mak amacıyia ortaya çıkmasıyla başgösteriyor.
Ama PKK materyalist felsefeye dayalı faaliyet
gösterirken Güneydoğu"da, Kürt kamuoyunda
sempatizan, yandaş bulmakta fevkalade güçlük
çekti. Hedefe ulaşmak içın yenı bir plan uygu-
lamalan gerektiğini anladılar. Böylece Hizbul-
lah'ın ortaya çıkışı Abdullah Ocalan ın arkadaş-
lanndan Melle Abdullah adlı bir imam vasıta-
sıyla Öyle bir dinci örgüt kurma çalışmalanna gi-
rildiği gûnlere denk geldi. Ashnda belki ikisi de
aynı amacı hedefliyordu. Bunlann içinde, za-
man zaman TürkJerin ve başka kökenden gelen
kişilerin de olduğunu görüyoruz.
- 5ı: komisyon olarak Türkiye 'dekıfaili meç-
hullerle ilgili raporunuzu hazırladımz. Üste-
lik çok da iyi bir rapordu. Fakatbir tiirlü TBMM
GenelKurulu'na inemedL Neden? Eğer TBMM
Genel Kurulu 'na inmiş ve orada görüşiilmüş
olsaydı, acabaAhmet TanerKışlalı, Necip Hab-
lemitoğlu, ya da başkaları faili meçhullere kur-
bangideceklermiydi? Yoksa hayatta oluriarmıy-
dı?
- Ya da şöyle sorabilir miyız? Faili meçhul si-
yasal cinayetlerin işlenmesi konusunda nasıl et-
kilı olabilirdi0
Faili meçhul siyasal cinayetlerin neden işlen-
diğiru, neden önlenemediğini araştırdık. 0 tarih-
te soldan, sağdan tüm kamuoyundan çok ciddi
bir kabul gördük. 0 tarihte görevde olan ve bu
faili meçhul siyasal cinayetlerin işlenmesinde
bir şekilde etkıleri, katkılan olan siyasal ve ida-
ri mekanızmalann başındaki kişiler rahatsız ol-
dular: çok ciddi tedbirler almak gereğıni duydu-
lar.
Yani bu hadisenin TBMM gündemine gelme-
sı karşısında ilende neler olabileceği konusun-
da endişeler duydular.
Rapor Meclis'e gelmedi
• RaporMeclis gündeminegelseydi? Hiç teh-
dit aldımz mı?
- Rapor Meclis gündemine gelseydi kamu-
oyunda yarattığı etkisi çok fazla artacak ve bir-
takım tedbirler alınması zorunlu olarak günde-
me gelecektı. Raporda tedbir olarak öne sürdü-
ğüaıüz çok önemli hususlar vardı. Bunlann çok
daha net bıçımde tartışılması olanağı elde edil-
mış olacaktı.
7BMM Genel Kurulu'na inmiş olsaydı belki
de Meclis sahiplenecektı. Meclis'in sahiplen-
mesi. soruşturmalann açılması demek olacaktı.
Oarihte işin boyutunun nereye varacağını kes-
tiremezdiniz. Bütün bunlann engellenmesi ge-
rekıyordu.
Size bunun için bir örnek vereyim. Benim ko-
miiyonuma muhalefet şerhi altı ayda yazıldı.
Yanı engellemek için her şey yapıldı. Ve seçim
dönemine denk getirildi. Sonra da seçimlere gi-
dilerek konu kapatıldı.
- Ya alınması istenen tedbirler?
- Ashnda alınması gereken tedbirlerin bir kıs-
mı devletin yetkilileri tarafından alındı. Ama
asıl önemli konuJann üzerine gidilmedi. Daha doğ-
nısu gidilme ımkânı elde edilemedi.
Bütün duvar yıkılır
- UğurMumcu 'nun eşi GüldalMumcu, Em-
niyet Genel Miidürü olduğu dönemde Meh-
met Ağar 'ı ziyaretetmiş ve kendisindenfaili meç-
hullerin bir an önce ortaya çıkarılmasını iste-
diğinde Ağar'ın, "Bir tuğlayıyerinden çeker-
sek bütün duvaryıkılır," dediği öğrenilmişti...
- Güldal Hanım onu söyledi, ama o söz Sayın
Ağar tarafından kabul edılmedı.
Türkıye'de kımlerin ne yaptığı hadisesi çok
ilginçtir. Faili meçhul siyasal cıayetlerin yanın-
da bir de faili meçhul siyasal olaylar var.
Yani, Türkjye'de siyasal partiİerin başlanna
gelen insanlar. delegasyonun belirlenmesi, on-
lann bir kışiyı seçmesi, bunlann hepsinin faili
meçhul. Siyasi partiİerin işbaşınagelmesi de fa-
ili meçhul.
- Şimdiyeni partiler var, Genç PartigibL.
- Asıl faili meçhul o...
-Peki,yaAKP?
- AKP kafadan öyle. AKP kuruluş aşamasın-
dayken ben arkadaşlanma tarih de vererek, "Bu
parti seneye yüzde 40-50 oyla iktidara gelecek"
dedim. Şimdı aynı şey Genç Parti için söz konu-
su.
AKP'nin başındakıler gerçekten siyasetin rah-
le-i tedrisinden iyı geçmiş kişiler. lyıce tecrübe
kazandılar. Genç Partfyi yok ehnek için ellerin-
den geleni yapacaklar. Başaramazlarsa kendile-
ri giderler. Başanrlarsa ne âlâ. O zaman yeni bir
faili meçhul siyasal parti ortaya çıkar.
ÇHler DYP'yi yok ettl
- Peki sizin için en önemlifaili meçhul han-
gisi?
- Benim milletvekilliğım dönemindeki en
önemli faili meçhul siyasal olay Tansu Çiller'in
ortaya çıkışıdır. Tansu Çıller DYP'yi yok etmek
için oraya getirilmiştir. Çok ilginçtir. Türkiye'de
bütün köklü partiler yok edıliyor.
Türkiye'nuı iki tane köklü partisi vardı. Biri-
si CHP, öbürü DP. DP kapatıldı; devamı olan AP
kuruldu. AP'nin de devamı DYP oldu. Nasıl ol-
duysabizDYP'ninbaşına faili meçhul birbiçim-
de Tansu Çıller'i getirdik.
Sayın Çiller DYP'yi barajın altına düşürdü.
Şimdi. bakın... Işaretleri alıyorlar ve vatandaşın
önüne sunuyorlar. Bu işaretleri kim veriyor? Sen
kinıden bu kadar gücü alıyorsun da bunu yapı-
yorsun?
Zaten faili meçhul oluşu da buradan kaynak-
lanıyor. Şimdı... Sayın Ağar. bugün DYP Genel
Başkanı. Bana göre Sayın Ağar geçmışte çok
ciddi görevler üstlendi. Ankara Emniyet Müdür-
lüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü görevlerinde bu-
lundu.
Ama o geçmişını DYP'de oylatmaması gere-
kirdı. Bakın, gitti, bağımsız olarak Elazığ'dan ken-
disini seçtirdi. Böylece vatandaştan yaptıklan-
SADIK AVÜNPUKLUOĞLU
1948, Ktnkkale, Keskin doğunuu.
YükseköğreniminiAnkara Üniversitesi
Hukuk Fakühesi'nde tamamlaâL
Türk-İş, Çimse-İş ve TürkMetal
SendikalanBaş Hukuk Müşavvi
olarakgörevyaptu 19. dönem
DYP'den Kmkkale miUetvekittoldu.
FailiMeçhul Siyasi Cinayetleri
Soruşturma Komisyonu Başkanhğı
göreviniyürüttil Şimdiserbest
avukathkyapıyor.
nın tamamının onayını aldı. Ama DYP'nin ba-
şında, yaptıkiannı bütün millete onaylatmak is-
temesi bana göre yanlıştır.
- Niye yanlış?
- Siyaset bunu kaldırmaz da ondan. Ağar'ın çok
ciddi bir geçmişi var. O geçmışi içerisınde doğ-
rusuyla yanlışıyla yaptıklannı bütün vatandaş-
lara onaylattırmak istemesi bana göre DYP'yi kul-
lanma anlamma gelir.
Siyasetin idealleri olması lazımdır. Devlette gö-
rev yapanın siyasi parti genel başkanı olmasına
gerek yok. Milletvekilliğinde kalabilirdi. Ela-
zığlılar ona. Allah uzun ömürler versin ama,
ölünceye kadar oy verirler, nasılsa.
DYP, Adnan Menderes' ın, Celal Bayar' ın par-
tisinin devamı bir siyasi partiyken biz bir yanlış
yaptık.. onu Tansu Çiller'e teslim ettik.
Türkiye'de köklü siyasi partiİerin yok olma-
ması lazımdı. Şu anda da Genç Parti var. O çok
ciddi bir faili meçhul. ABD'nin, şahsına bu den-
li yatınm yaptığı bir başka kişi yok.
Televofe partisi
- Ama Cem Vzan ABD 'yle, özellikle de Mo-
torola olayı yüzünden ciddi biçimde ters düş-
medi mi?
- ABD'nin Motorola'daki oyunu ortaya çıktı.
Önce Uzan hakkında tutuklama kararı vardı,
şimdi ses seda çıkmıyor. ABD değil 2.5 milyar
dolar, bınsıne 2.5 milyon dolar kaptırsa o biri-
sını nerede olsa bulur ve hesaplaşır. Uzan o 2.5
milyar dolan bilmem kaç tane gazete ve televiz-
yona kullanıyor. Böyle bir siyaset dünyanın hiç-
bir yerinde yok. Ondan sonra da Dağ Başını Du-
man Almış'ı söyleyerek milliyetçi veMüslüman
geçiniyor.
Bir yandan gelirleriniz gayri meşru olacak,
ama bir yandan da siz meşru zeminde siyaset yap-
maya kalkışacaksınız. Yok öyle şey. Bu yanlış.
Türk insanı o kadar da cahil değil. Yönlendir-
meye de müsait. Türkiye'de 20 yıldır bir televo-
le kültürii oluştu. Bu televole kültüriinün etkisin-
deki oy potansiyelı tahminime göre bugün en az
yüzde 25'tir. Yani bu Genç Parti'nın oyu kafa-
dan yüzde 25. Çünkü ona oy verecekler televo-
le kültürüyle yetişti. Daha da açık söylemek ge-
rekirse Genç Parti televole partisi.
çiller Iplerlmlzl kopardı
- Devlet mekanizması içindeki birilerinin
çok rahatsız olmalan nedeniyle mi başta siz ol-
mak üzerekomisyonunuzun üyelerisiyasi par-
tilerin liderteri tarafından seçilebilecek sırala-
ra konulmadılar?
- Ben öteden beri inandığını söyleyen bir in-
sanım. Atalarımız,"Doğruyu söyleyeni dokuz
köyden kovarlar" demiş.
Bizim bir tane köyümüz vardı. O da DYP'ydi.
Başındaki Tansu Çiller'in yolsuzluklannı orta-
ya çıkartma gibi bir çalışmaya girişince ipleri-
miz kopmuştu. Bakın, DYP'den altı üyemiz var-
dı. Bunlann beşi benim raporuma muhalefet şer-
hi yazdı. Beşi de çok saygı ve sevgi duyduğum
arkadaşlarımdır.
Ama o tarihte benim devletin aleyhinde bir
rapor hazırladığımı ileri sürerek özellikle Içiş-
leri Bakanlığı'ndan etki yaparak bu bakanhkta
hazırlanmış bir muhalefet şerhini imzalayıp ge-
tirdiler; rapora koydular.
- Yani hâlâ kutsal devlet kafası mı egemen-
di?
- Evet. Ama ben o tarihte devletin yapmama-
sı gereken işleri ortaya çıkarttım. Hukuk devle-
tinın ne olması gerektiğini ortaya koydum. Ra-
porda beliirttiklerimı bugün AB'ye gıriyoruz di-
ye benimsemeye çalışıyorlar Bunun gibi bir sü-
rü kanun geçirdiler TBMM'den.
Oysa zamanında ben de aynı şeyleri söylüyor-
dum. Tansu Çiller, "ABVegireceğiz" diyordu. Ben
de o raporu AB standartlannda bir devlet olsun
diye hazırladım. Hukukun üstünlüğü, insan hak-
lan açısından kaleme aldım. Suç işleyenlerin de
araştınlması gerektiğini söyledim.
Sen sa\Tinduğunu uygulama aşamasında sa\oın-
mazsan ikiyüzlü olursun. Başkasıyla başka tür-
lü konuşup başka türlü davranmak olmaz. O za-
man da AB'de, dünyada saygınlığm kalmıyor. O
tanhJerde ülkemiz faili meçhul siyasal cinayet-
lenn işlendiği bir ülke görünümündeydi.
Bizim yaptığımız çalışmalarla komisyonumuz
dünya çapında çok ciddi takdir topladı. Böyle-
ce de demokratik bir ülke görüntüsü sergilendi.
- Yanibirileri Türkiye 'deşeffaf, katılımcı de-
mokrasinin yerleşmesini istemiyor mu?
- Istemıyorlar. îstemiyenler de zaten zaman
içinde bunun sonuçlanna katlanıyorlar ve siya-
setten gidiyorlar. Millet de bunu çok pahalıya ödü-
yor.
Okkan'ın
kanı
yerde kaldı
- Peki, güvenlik birimleri sizin raporu cid-
diye aldılar mı? Ya da almadılar mı? Neden ?
- Ben o tarihlerde güvenlik birimlerine rapo-
rumu gönderdim. O tarihlerde Emniyet Genel
Müdürlüğü 'nde olsun, Silahlı Kuvvetler'de ol-
sun, raporda belirttiğim konular üzerinde çok
ciddi araştırmalar yapıldı. Bazı hususlarda ka-
rarlar da aündı. O tarihten sonra da faili meç-
hul siyasi cinayetlerin bayağı önü kesildi.
Bizim raporumuzun TBMM gündemine ge-
tirilmemesinin en önemli nedeni olarak şunu
görüyorum: Kişileri yakalayabilirsiniz, ama
onlann arkasındakı güçtür önemli olan... O gü-
cün ortaya çıkanlması gerekir. Ama o gücün
ortaya çıkanlması sadece Türkiye'yi değil, dün-
yada bazı yerleri sarsardı. Bizim söyledikleri-
mizi sokaktaki vatandaş konuşuyor, ashnda.
Vatandaş neyin ne olduğunu görüyor. Biraz ön-
ce faili meçhul siyasal olaylardan söz ettik. Ba-
lan, faili meçhul siyasal partiler var, bugün.
Vatandaş bu olguyu görmüyor mu? Görüyor.
Susurluk raporu
- Peki vatandaş ne diyor?
- AKP'yi kim kurdurdu. sorusuna vatandaş,
"ABD" cevabını veriyor. "Tansu ÇiDer'i Idm
getirdi" diye soruyorsunuz. Yine, "ABD" di-
yor. "MesutYîlmaz'ıkimgetirdi?''diyorsunuz
vatandaşın yanıtı şu oluyor:
"ABD getirdi,ama Ahnanva'ıun da desteği\ar-
dL"
Tam bir kaos.
Hiç kımse benim için, "Neler söylüyor? Na-
sıl konuşuyor?" diyemez. Bütün bunlar sokak
ortasında konuşuluyor. Ben de burada nakle-
diyorum. Ismi geçen kişiler de aslmda bundan
memnun oluyorlar.
Ama çoğunlukla bunlar yazılmıyor, Türk
devletimn milli çıkarlanna aykın düşer, diye.
Ama vatandaş her şeyi ayan beyan görüyor.
Tansu Çiller bir seferinde ABD'ye şu mesa-
jı verdi: "ABD Irak'ı vururken benim başba-
kan olmam lazun" dedi. Yanı bunun anlamı,
"Ben varken neden bir başkasuu getiriy'orsun?
Ben senin haso adamınım*'idı Bu kadar net...
Bizim de ABD'yle birlikte olmamız milli
menfaatlerimiz gereğidir.
-Neden?
- Bakın, bunu açıkça, namusluca ortaya koy-
mak lazun. ABD senin müttefikin. Ona söz
vermişsin. Onlar da getirmişler uçaklannı, ge-
milerini, bütün askeri malzemelerini Akde-
niz'e yığıp beklemeye başladılar. Ondan son-
ra da, "Hayır" dediler. Böyle bir devlet yapı-
sı, de\let disiplini mi olur?
Ben gerçekten ABD'yi çok takdir ettim. Yi-
ne de çok olgun davrandı.
- Siz o raporu hazırlarken Susurluk'un
ayak izlerini gördünüz mü?
- Benim raporum Susurluk daha olmadan
hazırlanmış bir Susurluk raporudur.
Türklye slsll havada
- Peki, ya Gaffar Okkan suikastına ne di-
yorsunuz?
- O çok önemli bir olay. Adam Emniyet Mü-
dürü'ydü ve kanı yerde kaldı. GaffarOkkan gi-
bi yetişmiş yedi-sekiz tane emniyetçi ülkenin
geleceği, garantisiydi. Bakın, bölücülüğün ay-
yuka çıktığı Diyarbakır'da kendini sevdirecek-
sin, herkes senin heykelini dikecek. Hani Di-
yarbalarlı bölücüydü? Gaffar Okkan'm çalış-
ması o fikri ortadan kaldıracaktı. Türkiye'de-
ki asıl faili meçhul odur. Yani ötekiler başka he-
saplar uğruna öldürülmüştür. Gaffar Okkan'ın
bana göre öldürülmesinin yegâne nedeni Tür-
kiye'de bölücülüğün önüne geçecek engellerin
yok edilmek istenmesidir. Benim raporum ger-
çekten gündeme getirilseydi Susurluk olmaz-
dı. Benim raporum Susurlak yapısım ortaya
çıkanyordu.
- Peki, oyapı hâlâ ayakta mı? Canlı mı?
- Hayır, önemli ölçüde dağıldı. Çünkü o za-
man öyle bir kadro vardı.
Bu işlerprofesyonellik ıster. Sıradan kişiler-
le olmaz. Artık o kademeler de yok.
- O karanlık dönem çok mu geride kaldı?
Yoksa hâlâ kısmen alacakaranlık sürüyor
mu?
- Bana göre Türkiye aşağı yukan 200 yıldır
sisli havada yaşıyor. Zaman zaman da fırtına
kopuyor. Türkiye'nin o fırtınalardan kurtulma-
sını çok zor görüyorum. Zaten bu coğrafyaya
baktığınız zaman firtmalar kaçınılmaz görü-
nüyor. Ama devlet yapısının çok güçlü ve sa-
hibinin elinde olması gerekiyor. Dolayısıyla da
siyaseti bu milletin özbeöz evlatlannın yap-
ması lazımdır.
Uzaktan kumandalı hareket eden kişiler gö-
rüldükleri yerden uzaklaştınlmalıdırlar. Ben
ABD'yle savaşalım, ona karşı çıkalım demiyo-
rum. Ama ABD'yle adam gibi oturalım.
ABD'yle, AB'yle, Rusya'yla imparatorluğun
mirasçısı bir ülkenin vatandaşı olarak karşı kar-
şıya gelmek isterim, uşak olarak değil.