28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2003 PAZAR 14 J. U J A kultur(a cumhuriyet.com.tr Tomris Uyar, edebiyatımızm en narin yerinde duran anlatıcıydı ündökümü sona erdiFERİDUN ANDAÇ Öyküleri, gündökümlen ve Ingilizce'den yap- tığı çevirileriyle edebiyatımıza sürekli 4 yeni kan' taşıyan Tomris Uyar, bır dıl ve yazı usta- sıdır. Yaşama biçiminin aynlmaz bir parçası olan yazmak eylemi onun için soluk almak gi- bi bir şeydi. Gününe, gecesine ağan yazmanın tınısını hissetmekti. O, bunu, biraz da şöyle yo- rumluyordu: "Bizinı hastabğımız bir tür meto- du olan deülik. Çok sıkı disiplin gerektirhor. İyi bir ön hazırük şart Bu durumda hastalanmak için epeyçaba harcanuşohırsunuz. GaKba da dün- yayı kendi bildiğinizce değiştirmek, yeni bir dii- zen ya da düzensizh'ğe soknıak için böyje bir kaygıyla yaayor- sunuz. L steük öbür hastalarm sandığı gibi zevkveren bir has- tahk da değiL Bazen 'Ne yazı- yorum, kime yazıyorum?' de- diğiniz de oluyor. Yaraûrken çektiğinizzahmetbukaraınsar- hğa itiyor sizi" (1) B Öyküleri yalın ve etkileylclydl Çağdaş Türk öykücülüğüne yeni açıhmlar kazandıran Tomris Uyar bugün Teşvikiye Ca- mii'nde kılınacak öğle namazmdan sonra Zinciıükuyu Mezariığı'nda toprağa verÜecek. İNSANIN YAŞAMINA APANSIZ GÎRERDÎ Hayat doluydu Tomris Uyar, öykülerinde yalın, etkileyici bir duyarlık evreni kurmasıyla dikkati çek- ti. Toplumun değişik kesimle- rindeki insanlann acılarını. kaygılannı. sevinç ve özlem- lerini dile getirdi. Giderek, top- lumsal yaşamdaki değişimi. geçiş dönemi insanırun gerçekliklerini yansıt- tığı gözlendi. Evlilik, aile yapısı ılk öykülennın başlıca te- masını oluşturdu. 'Ödeşmeler'de, toplumun de- ğişik kesimlerindeki insanlann değişim karşı- sındaki kaygı ve tedirginliklerini konu edindi. 'Dizboyu Papatyalar' ve 'Yürekte Bukağı' öykücülüğünde yeni bir evrenin ürünleri topla- mını oluşturdu. Birey ve toplum ilişkısinin özü- ne yönelik gözlemlerinde aynntılara önem ver- di. Kurduğu bütünlük, oluşturduğu anlatı biçe- mi ile çağdaş Türk öykücülüğüne yeni açıhm- lar kazandırdı. Geleneksel anlatı öğelerinin dışında bır an- latım örgüsü kurdu. Dış ve iç gözleme önem ver- di. Betimlemeler, ruh çözümlemeleri, izlenim- ler, anılar, imgeler toplamıyla oluşturduğu öy- külerinde; çağnşımlar, içkonuşmalar, bilinçakı- şı yöntemi anlatısının başat öğeleridir. Uyar, anlatısında geldiği, ulaşmak istediği çiz- giyi şu sözleriyle dıle getınr: "Banagüzdgelen, yazmakistediğim şey, hiçbir konusu olmayan bir kitap, hiçbir dış öğeden medet ummayan, yalnız- ca biçem gücüyle ayakta duran bir kitap, üpkı boşlukta asdı duran dünyanın, ayakta durmak için hiçbir konusu olmayan, en azından konusu neredeyse beürsiz bir kitap, böyle bir şey yazıla- bilirsc tabii. En yetkin yapıtlar, en az malzeme taşıyanlardır; anlatunın düşünceye yaklaşûğı, dilin düşünceye yaklaşüğı ve onuıila kaynaştığı oranda pariak oluyor alınan "™~~~~~~™~~™~"v sonuç. Bence sanatın gelece- ğjbudoğrultuda."(2) •Otudann Kadını', onun öyküde yenilikçi arayışırun örneğini getirir. Uyar, toplu- ma ve insan gerçekliğine ba- karken; bir değişim sürecin- deki bireyin durumunu yan- sıtır. Kadınlann dünyasın- dan yansıyanlarda göster- dıkleri ise bir mozaiktir. O bütüne tek tek baktınr. Her bir yaşamın ardındaki öy- künün sırlı yanlannı göste- rir. Anlamın peşinde olan bir öykücü kımliğı daha da belirgınlik kazanrr bu yapı- tıyla. Uyar, 'Gündökümü' adı- nı verdiği günlüklerinde ya- şama tanıklığın bir başka boyutunu öne çıkan- yor: tnsanlara, yaşadıkJan ortama, ilişkilerine dıştan değil içten bakan bir ta\n geliştiriyor. So- ran, sorgulayan, gösteren bir bakıştır onunkisi. Bir anlamda da ülke gerçeklerinin arka planın- da olup bitenlerin yansıdığı hayatlara tanıklık. Hem yazıda, hem de yaşamda... Son kitabı 'Güzel YanDefteri' ıle geldiği ye- ri, anlatıcdığını daha çözümleyici bir çizgiye eriş- tirmış olması bıçiminde değerlendırebilınz. ir dil ve yazı ustasıydı Tomris Uyar. Yaşama biçiminin aynlmaz bir parçası olan yazmak eylemi onun için soluk almak gibi bir şeydi. Gününe, gecesine ağan yazmanın tınısını hissetmekti. 1) Oya Ayman, "Yazmak metodlu bir deli- lik" (söyleşi), Güneş, 28.5.1988 2) Atilla Özkmmlı, "Yaşadığtmız dünyada insan düeUosuzIuktan ölebilir", (söyleşi), Cum- hurivet, 10.5. 1987. SIRMA KÖKSAL Tomris, insanın hayatına apansız gi- ren ve hep orada kalan insanlardandı. Yavaş yavaş, ağır ağır girmezdi kim- senin hayatına. Tek karşılaşma yeter- di. Çarpıcıydı, ışıklıydı ve hiç kuşku- suz hayatımda tanıdığım en güçlü ki- şiliklerden biriydi. Hatta öyle ki, güç- lü kişilik olduğu varsayılan birçokla- nnın aslında böyle bir nam için nasıl da boş yere çabalayıp durduklannı an- lardınız onu tanıyınca. O, sizi etkilemek için çabalamazdı. Zaten öyleydi, kendisiydi ve bununla büyülerdi sizi. En zorlayıcı sörulan sorardı, en acımasız eleştirmeniniz de yine o olurdu. görmezden gelme- nize, boşvermenize, vazgeçmeni- ze izin vermezdi. Çünkü bunlar onun hayatında olmayan şeylerdı. Yaşamı cıddiye alırdı ve bu konu- da son derece titizdi. Hiçbir aynntı- yı kaçırma ıznıniz yoktu onun ya- nında. Ama asık suratlı değildi. Çok güçlü mizah duygusu engellerdi bunu. Bütün titizliği ıle bağlıydı yaşama ve insan Tomns'ten her şeyden /\ önce yaşamın tadını çı- __ / 1 YILLIK DOSTL UĞUNARDINDAN... "Yölum kesildiHULKİAKTU1SÇ karmayı, hakkını ver- meyi öğrenirdi. Haya- tımda doldurdugu yer için her zaman borç- lu kalacağım ona. / ^ Tomris Uyar'ın ölümüyle, öykücü- lüğümüzün duyarlık atardamarlann- dan biri kesildi... Yalnız duyarlık da değil, bilinç atardamarlanndan biri de kesildi. 1965 sonrasındaki öykü açıhmının önemli adlan. örneğin Tomris. öykü yaz- makla yetinmez, öykü üstüne düşüncele- rini de okuruna ıletirdı. "Otuda- nn Kadını" ile. günlükle- ri ("gündökümleri'') ara- sında sözgelımı, sayısız duyarlık ve bilinç bağı \ardır. "Aydınlanmaan- lan" aynca anılmalı. Biz tanışalı, dost, arkadaş olalı, 30 yılı geçti. Konuşurduk, tartışırdık, didişirdik. Asla küsmedik birbirimize. O bana "Ye- dinci GünalTtan bir öykü yollamıştı; ben de ona u Güz Her Şeyi Büir''den bır öykü yollamıştım. Ama, şu apaçık ortadaydı: Bir mektuplaşma yaratıyordu yaşamımız, du- yarlığımız, bilıncimiz. Her öykü bırer mektuptu aslında. Yalnızca bu değil. Bır yerde "Hulki Ak- tunç'un naifsalatalannı severim" demış- ti. Birlikte Beşiktaş Pazan'na gıder, deli- cesine bahar alışverişi yapar, bizi kurt gi- bi bekleyenlere sofra düzenlerdik. Eşim Semra'yı da orada tanıdım (1971). Tomris öldü, Beşiktaş Pazan'na yolum kesildi. urtdışından ve Türkiye'den felsefeciler, felsefe öğretmenleri ve öğrencilerinin katılacağı buluşma yann Athena Tapınağı'nda yapılacak izlenceyle açılıyor. Assos'ta felsefe bulıışması yann başbyor Kültür Servisi - Örsan K. Öymen'in kurucusu olduğu ve öncülük ettiği 'Assos'ta Fekefe'nin 2003 yılı buluşması yann başlıyor. Felsefe tarihinin en önemli filozoflanndan biri olan Aristoteles' in yaşamının bir bölümünü geçir- diği ve felsefe dersleri verdiği Assos'ta, Fenerli- han'da gerçekleşecek olan buluşmaya yurtdışın- dan ve Türkiye'den felsefeciler, felsefe öğretmen- leri ve öğrencileri katılacaklar. 10 Temmuz'a kadar sürecek olan 'Assos'ta Fel- sefe', yann 19.00'da Athena Tapınağf nda yapıla- cak açılış gecesiyle başlayacak. 8 Temmuz Sah gü- nü Rutgers Üniversitesi'nden Stephen Stich'ın 'How Cross - Cultural Psychology l ndermines What Epistemologists Ha\e Been Doing For The Last2500 Years', 18.00"de Aberdeen Üniversite- si'nden Geraldine Coggins'ın 'Using Ockham's Razor In Metaphysics'. 9 Temmuz Çarşamba gü- nü Sheffields Ünıversitesinden Stephen Lauren- ce'ın 'Nathism and Number', 18.00'de Nijmegen Üniversitesi'nden Paul vanTongeren'in 'Friends- hip and Sotitude in Nietzsche', 10 Temmuz Perşem- begünü 11.00 'deBologna Üniversitesi'nden Wal- ter Cavini'nin 'On Beauty' konulu söyleşileri yer alacak. 9 Temmuz Çarşamba gecesi 23.00'te Oy- lum Karakaş ve Harun Sunguriunun 'Antik Ti- yatro'da CeDo ve Şiir' adlı bir gösteri sunacağı fel- sefe buluşmalan, 10 Temmuz günü 15.00'te baş- layacak Troya gezisi ve veda yemeğiyle sona ere- cek. (www.philosophyinassos.org) PVP / VCP Aslı SELÇUK J Consenting Adults (Komşunun Karısı) / Yön: Alan J. Pakula/ Oyn: Kevin Kline, MaryElizabethMast- rantonio, Kevin Spa- cey, Rebecca Miller/ 1992, renkli, 95 daki- ka/ Hollyvvood Pictures Home Video-Tiglon. Matthevv Chapman ın özgün senaryosundan çe- kilen filmde 14 yıllık ev- li bir çıftin Richard-Pris- cilla Parker' ın tekdüze ve risksiz bir yaşamlan var- dır. Richard reklam mü- zikleri bestecisidir, Pris- cilla'da ona yardım etmek- tedir. Bitişiklerindeki bir eve taşınan Eddie-Kay Otis çifti onlann ya- şamlanna aniden beklemedikleri büyük bir canlılık, değişikJik getirir. Kendini mali da- nışman diye tanıtan Eddie, Richard'ı eş değiştirme ko- nusunda ikna eder. Ertesi gün Kay ölü bulunur, Ric- hard da cinayetle suçlan- maktadır. Karısının bile kendisine inanmadığı Ric- hard bir karabasanın orta- sında kalıverir, cinayetin ucundaysa alınacak yük- lü bir sigorta parası var- dır. Kansını \e kızını ruh hastası Eddıe'ye kaptı- ran Richard kurnazca planlanmış bu acımasız tuzağın içınden çıkabi- lecek midır? Pakula'nın usta yöne- timındekı K. Kline ve K. Spacey bu psikolojik gerilimde gerçekten başanlı oyunculuklar sergiliyorlar. * • • Conan The Barbarian (Barbar Conan) /Yön:JohnMilius/Oyn: Arnold Schwarzeneg- ger, James Earl Jo- nek, Sandahl Berg- man, Max Von Sydow /1981, renkli, 124 da- kika/ 20th Centuty Fox- Tiglon. Robert E. Howard'uı yarattığı karakterden esinlenerek J. Mflius ve OKver Stone'un ortak- laşa yazdıkları günü- müzden on bin yıl önce geçen fantastik epik se- rüvende Conan'ın aile- siyle, kavminin acıma- sız büyücü Thulsa Do- om tarafından katledıli- şi, Conan'ın köle olarak geçen ço- cukluğundan sonra büyücüden mtikam alı- şı irdeleniyor. Özel Bölümler'deki Conan Zincirlerini Kı- nyor belgeselinde çizgi romandan esinlenerek yapılan ön çalışma, ya- pım tasanmlan, oyuncu seçimi, karakterlerin ana- lizi, kılıç-dövüş-at bin- me dersleri, koreografi- leri. mekanik yılanm ya- pımı, çekim provalan ya- ratıcı-o>oıncu kadronun anlatımıyla karşınızda. Conan Arşivleri'nde öy- kü, aksesuvar çizimleri, giysi tasanmlan var. Özel efektlerin yapımı, çıkanl- mış sahneler, yapım fotoğ- raflan ve notlan, 2 frag- man, yararıcı-oyuncu kad- ronun listesi de yer alıyor. Filmi aynca yönetmen Mi- lius ve oyuncu Schwarzenegger'in çok deği- şik yorumlanyla da baştan sona izleyebili- yorsunuz. Sakir Eczacıbası ndan acıklama: Yasaklamayla ilgimizyok Kültür Servisi - Istan- bul Kültür ve Sanat Vak- fı(ÎKSV)YönetımKu- rulu Başkanı Şakir Ec- zaabaşı. 31. l luslarara- sı tstanbul Müzik Festi- vaB kapsamında 3 Tem- muz 'da Açıkhava Tıyat- rosu'nda gerçekleşen Fazıl Sa> / Metin Altıok Oratoryosu konseriyle ılgılı çıkan çeşitli haber- ler üzenne dün gazete- mize yazılı bir açıkla- ma gönderdi. Eczacıbası açıklama- sına, on yıla yakın bir süredir, çok yakın ılişki- de olduklan ve İstanbul Festivalleri'nde çeşitli konserler veren Fazıl Say'ın 2002 Kasım'ın- da, Genel Müdür Gör- gün Taner'le görüşerek 31. İstanbul Müzik Fes- thali ıçın ıki proje ger- çekleştırmek ıstediğini söyledığini belirterek başladı. Müzik Festi\a- li kapsamına alınan pro- jelerin ilkınin TazılSay İstanbul Konserleri". ıkincısının ise Say'ın ya- kından tanıdığı. Sıvas katliamında yaşamını yıtiren Metin Altıok üs- tüne yazdığı 'Metin Al- nok Oratorjosu' oldu- ğunu söyleyen Eczacı- bası, vakfın, projelerin tüm giderlerini kesinti- siz üstlenerek ve sanat- çının Türk basınına hiç- bir konuda konuşmama karanna saygı göstere- rek büyük bir tanıtım ça- lışması gerçekleştirdı- ğinin altını çizdi. Ecza- cıbası, Say'ın ısteği üze- rine kendisinin yazdığı bir sunumla oratono- nun diskinin de yapıldı- ğını belirtti. Oratoryo için Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Çoksesli Korosu'nuyeğ- leyen Say'ın, çeşitli sa- nat kurumlannın müzıs- yenlennden 12 kişilik bir oda orkestrası oluş- turduğunu, topluluğun şefliğinı de yine Kültür ve Turizm Bakanlığı Ko- rosu Şef i İbrahim Yaa- cı'ya verdiğinı açıkla- yan Eczacıbası, sanat- çının nisan sonlannda çalışmalan sırasında kendisine kanşılmama- sı konusunda Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Şakir Eczacıbası Mumcu'yla konuşma is- teğinı doğal bularak ye- rine getirdiğini de söy- ledi. "Fazıl Sa>, söz konu- su tetefon dışında, Kül- tür ve Turizm Bakanb- ğı">ia ilişkilerini kendi- si yürütmüştür. Konser günü ortaya çıkan an- laşmaznk nedenhie.ora- tononun seslendirilebil- mesi için başka herhan- gi bir girişinıde bulun- maya zaman kalmadı- ğmdan, İKSV nin, SayTa Kültür ve Turizm Ba- kanlığı'nın uzlaşnıası ko- nusunda çaba göster- mekten başka hiçbir se- çeneği kabnamışür. Ara- daki sözler. İKSY'nin kendi görüşleri değil, Ud tarafin sözlerinin birbir- lerine aktanlmasından ibarettir." İKSV' nin bugüne ka- dar vakfın etkinlıklerine katılan ne 50 bini aşkın sanatçıdan. ne de bir sa- nat ya da kültür kuru- mundan sanatın denet- lenmesı konusunda bir yakınma duymadıklan- nı belırten Eczacıbası, açıklamasında "'Metin Altıok Oratoryosu'nu yaratan Fazıl Say'la, bu konserin gerçekleşmesi için olanakiar sağlayan Kültür ve Turizm Ba- kannğı arasuıda çözül- mesi gereken bir sorun- da. İKSV'nin sorumlu- luğu varmış gibi vansml- masını, üstelik Türki- ye'nin bütün insanlan- nın duv arlı olduğu unu- tuimaz Sıvasolaylantra- jedisi konusunda yapd- ması bizi havrete düşür- müştür" ifadesıne de yerverdi. Eczacıbası. tartışma- sız önem verdikleri ilk önceliği ise şöyle açık- ladı. "'Sanat yapıtlan ulus. din. inanç, ülke ay- nmı yapılmaksızın yer- yüzünde yaşayan tüm insanlar için. daha doğ- rusu insanlık' içindir. Başkan Kennedy'nin şu sözlerine yürekten kab- hvoruz:' Sanat. külrürü- müzün köklerini besle- yecekse. toplumlar sa- natçılan, tasanm güçle- ri onlan nereye götüre- cekse oraya kadar öz- dir bırakmalıdır.'" Strega'yı Mazzucco aldı • ROMA (AFP) - ttalyan yazar Melania Mazzucco ttaya'nın en saygın ödülü olan Strega'yı 'Vita (Yaşam)' romanıyla kazandı. Ödülünü geçtiğimiz günlerde Roma'da alan yazar, 1996 yılında 'II Bacio Della Medusa (Medusa'nın Öpücüğü)' ve 1998 yılında "La camera di Baltus (Baltus'un Odası)" adlı kitaplarıyla da Strega'ya aday gösterihnişti. 'Vita' en büyük rakıpleri olan Roberto Alajmo'nun 'Bir Annenin Kalbı' ve Franco Matteucci'nin 'Hayalperest' adlı kitaplannı büyük oy farkıyla geçerek ödüle ulaştı. İstanbul için karar 1 ŞubaTta • PARİS (AA) - Birleşmış Milletler Eğitun, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Dünya Varlıklan Komitesi, 'Dünya Kültür Mirasf listesinde yer alan İstanbul'un durumunu 1 Şubat 2004'te yapılacak toplantıda ele aknayı kararlaştırdı. Komıte. îstanbul'un "Kültür Mirası Tehdit Altındaki Kentler' listesine alınması önerisini bir sonraki toplantıda ele almaya karar verdi. Komite aynca. Türk yetkililerden, 1 Şubat 2004'te yapılacak toplantıya kadar, alınması planlanan önlemler konusunda bir rapor hazrrlamalannı istedi. Türkiye, pazartesi günü Mardin'in 'Dünya Kültür Mirası' listesine girmesi için yaptığı adaylık başMirusunu resmi yoldan geri çekmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, Türkiye Daimi Temsılciliği aracılığıyla UNESCO'ya gönderilen mektupta, Mardin ile ilgili dosyanın geliştirilerek ileri bir tarihte sunulacağı bildirilmişri.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle