Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2003 PAZAR
14 J. U J A kultur(a cumhuriyet.com.tr
Tomris Uyar, edebiyatımızm en narin yerinde duran anlatıcıydı
ündökümü sona erdiFERİDUN ANDAÇ
Öyküleri, gündökümlen ve Ingilizce'den yap-
tığı çevirileriyle edebiyatımıza sürekli
4
yeni
kan' taşıyan Tomris Uyar, bır dıl ve yazı usta-
sıdır. Yaşama biçiminin aynlmaz bir parçası
olan yazmak eylemi onun için soluk almak gi-
bi bir şeydi. Gününe, gecesine ağan yazmanın
tınısını hissetmekti. O, bunu, biraz da şöyle yo-
rumluyordu: "Bizinı hastabğımız bir tür meto-
du olan deülik. Çok sıkı disiplin gerektirhor. İyi
bir ön hazırük şart Bu durumda hastalanmak
için epeyçaba harcanuşohırsunuz. GaKba da dün-
yayı kendi bildiğinizce değiştirmek, yeni bir dii-
zen ya da düzensizh'ğe soknıak
için böyje bir kaygıyla yaayor-
sunuz. L steük öbür hastalarm
sandığı gibi zevkveren bir has-
tahk da değiL Bazen 'Ne yazı-
yorum, kime yazıyorum?' de-
diğiniz de oluyor. Yaraûrken
çektiğinizzahmetbukaraınsar-
hğa itiyor sizi" (1)
B
Öyküleri yalın ve
etkileylclydl
Çağdaş Türk öykücülüğüne yeni açıhmlar kazandıran Tomris Uyar bugün Teşvikiye Ca-
mii'nde kılınacak öğle namazmdan sonra Zinciıükuyu Mezariığı'nda toprağa verÜecek.
İNSANIN YAŞAMINA APANSIZ GÎRERDÎ
Hayat doluydu
Tomris Uyar, öykülerinde
yalın, etkileyici bir duyarlık
evreni kurmasıyla dikkati çek-
ti. Toplumun değişik kesimle-
rindeki insanlann acılarını.
kaygılannı. sevinç ve özlem-
lerini dile getirdi. Giderek, top-
lumsal yaşamdaki değişimi.
geçiş dönemi insanırun gerçekliklerini yansıt-
tığı gözlendi.
Evlilik, aile yapısı ılk öykülennın başlıca te-
masını oluşturdu. 'Ödeşmeler'de, toplumun de-
ğişik kesimlerindeki insanlann değişim karşı-
sındaki kaygı ve tedirginliklerini konu edindi.
'Dizboyu Papatyalar' ve 'Yürekte Bukağı'
öykücülüğünde yeni bir evrenin ürünleri topla-
mını oluşturdu. Birey ve toplum ilişkısinin özü-
ne yönelik gözlemlerinde aynntılara önem ver-
di. Kurduğu bütünlük, oluşturduğu anlatı biçe-
mi ile çağdaş Türk öykücülüğüne yeni açıhm-
lar kazandırdı.
Geleneksel anlatı öğelerinin dışında bır an-
latım örgüsü kurdu. Dış ve iç gözleme önem ver-
di. Betimlemeler, ruh çözümlemeleri, izlenim-
ler, anılar, imgeler toplamıyla oluşturduğu öy-
külerinde; çağnşımlar, içkonuşmalar, bilinçakı-
şı yöntemi anlatısının başat öğeleridir.
Uyar, anlatısında geldiği, ulaşmak istediği çiz-
giyi şu sözleriyle dıle getınr: "Banagüzdgelen,
yazmakistediğim şey, hiçbir konusu olmayan bir
kitap, hiçbir dış öğeden medet ummayan, yalnız-
ca biçem gücüyle ayakta duran bir kitap, üpkı
boşlukta asdı duran dünyanın, ayakta durmak
için hiçbir konusu olmayan, en azından konusu
neredeyse beürsiz bir kitap, böyle bir şey yazıla-
bilirsc tabii. En yetkin yapıtlar, en az malzeme
taşıyanlardır; anlatunın düşünceye yaklaşûğı,
dilin düşünceye yaklaşüğı ve onuıila kaynaştığı
oranda pariak oluyor alınan
"™~~~~~~™~~™~"v
sonuç. Bence sanatın gelece-
ğjbudoğrultuda."(2)
•Otudann Kadını', onun
öyküde yenilikçi arayışırun
örneğini getirir. Uyar, toplu-
ma ve insan gerçekliğine ba-
karken; bir değişim sürecin-
deki bireyin durumunu yan-
sıtır. Kadınlann dünyasın-
dan yansıyanlarda göster-
dıkleri ise bir mozaiktir. O
bütüne tek tek baktınr. Her
bir yaşamın ardındaki öy-
künün sırlı yanlannı göste-
rir. Anlamın peşinde olan
bir öykücü kımliğı daha da
belirgınlik kazanrr bu yapı-
tıyla.
Uyar, 'Gündökümü' adı-
nı verdiği günlüklerinde ya-
şama tanıklığın bir başka boyutunu öne çıkan-
yor: tnsanlara, yaşadıkJan ortama, ilişkilerine
dıştan değil içten bakan bir ta\n geliştiriyor. So-
ran, sorgulayan, gösteren bir bakıştır onunkisi.
Bir anlamda da ülke gerçeklerinin arka planın-
da olup bitenlerin yansıdığı hayatlara tanıklık.
Hem yazıda, hem de yaşamda...
Son kitabı 'Güzel YanDefteri' ıle geldiği ye-
ri, anlatıcdığını daha çözümleyici bir çizgiye eriş-
tirmış olması bıçiminde değerlendırebilınz.
ir dil ve yazı
ustasıydı Tomris
Uyar. Yaşama
biçiminin aynlmaz
bir parçası olan
yazmak eylemi onun
için soluk almak
gibi bir şeydi.
Gününe, gecesine
ağan yazmanın
tınısını hissetmekti.
1) Oya Ayman, "Yazmak metodlu bir deli-
lik" (söyleşi), Güneş, 28.5.1988
2) Atilla Özkmmlı, "Yaşadığtmız dünyada
insan düeUosuzIuktan ölebilir", (söyleşi), Cum-
hurivet, 10.5. 1987.
SIRMA KÖKSAL
Tomris, insanın hayatına apansız gi-
ren ve hep orada kalan insanlardandı.
Yavaş yavaş, ağır ağır girmezdi kim-
senin hayatına. Tek karşılaşma yeter-
di. Çarpıcıydı, ışıklıydı ve hiç kuşku-
suz hayatımda tanıdığım en güçlü ki-
şiliklerden biriydi. Hatta öyle ki, güç-
lü kişilik olduğu varsayılan birçokla-
nnın aslında böyle bir nam için nasıl
da boş yere çabalayıp durduklannı an-
lardınız onu tanıyınca.
O, sizi etkilemek için çabalamazdı.
Zaten öyleydi, kendisiydi ve bununla
büyülerdi sizi. En zorlayıcı sörulan
sorardı, en acımasız eleştirmeniniz de
yine o olurdu. görmezden gelme-
nize, boşvermenize, vazgeçmeni-
ze izin vermezdi. Çünkü bunlar
onun hayatında olmayan şeylerdı.
Yaşamı cıddiye alırdı ve bu konu-
da son derece titizdi. Hiçbir aynntı-
yı kaçırma ıznıniz yoktu onun ya-
nında. Ama asık suratlı değildi. Çok
güçlü mizah duygusu engellerdi bunu.
Bütün titizliği ıle bağlıydı yaşama ve
insan Tomns'ten her şeyden /\
önce yaşamın tadını çı- __ / 1
YILLIK DOSTL UĞUNARDINDAN...
"Yölum kesildiHULKİAKTU1SÇ
karmayı, hakkını ver-
meyi öğrenirdi. Haya-
tımda doldurdugu yer
için her zaman borç-
lu kalacağım ona.
/ ^
Tomris Uyar'ın ölümüyle, öykücü-
lüğümüzün duyarlık atardamarlann-
dan biri kesildi... Yalnız duyarlık da
değil, bilinç atardamarlanndan biri de
kesildi.
1965 sonrasındaki öykü açıhmının
önemli adlan. örneğin Tomris. öykü yaz-
makla yetinmez, öykü üstüne düşüncele-
rini de okuruna ıletirdı. "Otuda-
nn Kadını" ile. günlükle-
ri ("gündökümleri'') ara-
sında sözgelımı, sayısız
duyarlık ve bilinç bağı
\ardır. "Aydınlanmaan-
lan" aynca anılmalı.
Biz tanışalı, dost, arkadaş olalı, 30 yılı
geçti. Konuşurduk, tartışırdık, didişirdik.
Asla küsmedik birbirimize. O bana "Ye-
dinci GünalTtan bir öykü yollamıştı; ben
de ona
u
Güz Her Şeyi Büir''den bır öykü
yollamıştım. Ama, şu apaçık ortadaydı: Bir
mektuplaşma yaratıyordu yaşamımız, du-
yarlığımız, bilıncimiz. Her öykü bırer
mektuptu aslında.
Yalnızca bu değil. Bır yerde "Hulki Ak-
tunç'un naifsalatalannı severim" demış-
ti. Birlikte Beşiktaş Pazan'na gıder, deli-
cesine bahar alışverişi yapar, bizi kurt gi-
bi bekleyenlere sofra düzenlerdik. Eşim
Semra'yı da orada tanıdım (1971).
Tomris öldü, Beşiktaş Pazan'na yolum
kesildi.
urtdışından ve
Türkiye'den felsefeciler,
felsefe öğretmenleri
ve öğrencilerinin
katılacağı buluşma
yann Athena
Tapınağı'nda yapılacak
izlenceyle açılıyor.
Assos'ta felsefe bulıışması yann başbyor
Kültür Servisi - Örsan K. Öymen'in kurucusu
olduğu ve öncülük ettiği 'Assos'ta Fekefe'nin 2003
yılı buluşması yann başlıyor.
Felsefe tarihinin en önemli filozoflanndan biri
olan Aristoteles' in yaşamının bir bölümünü geçir-
diği ve felsefe dersleri verdiği Assos'ta, Fenerli-
han'da gerçekleşecek olan buluşmaya yurtdışın-
dan ve Türkiye'den felsefeciler, felsefe öğretmen-
leri ve öğrencileri katılacaklar.
10 Temmuz'a kadar sürecek olan 'Assos'ta Fel-
sefe', yann 19.00'da Athena Tapınağf nda yapıla-
cak açılış gecesiyle başlayacak. 8 Temmuz Sah gü-
nü Rutgers Üniversitesi'nden Stephen Stich'ın
'How Cross - Cultural Psychology l ndermines
What Epistemologists Ha\e Been Doing For The
Last2500 Years', 18.00"de Aberdeen Üniversite-
si'nden Geraldine Coggins'ın 'Using Ockham's
Razor In Metaphysics'. 9 Temmuz Çarşamba gü-
nü Sheffields Ünıversitesinden Stephen Lauren-
ce'ın 'Nathism and Number', 18.00'de Nijmegen
Üniversitesi'nden Paul vanTongeren'in 'Friends-
hip and Sotitude in Nietzsche', 10 Temmuz Perşem-
begünü 11.00 'deBologna Üniversitesi'nden Wal-
ter Cavini'nin 'On Beauty' konulu söyleşileri yer
alacak. 9 Temmuz Çarşamba gecesi 23.00'te Oy-
lum Karakaş ve Harun Sunguriunun 'Antik Ti-
yatro'da CeDo ve Şiir' adlı bir gösteri sunacağı fel-
sefe buluşmalan, 10 Temmuz günü 15.00'te baş-
layacak Troya gezisi ve veda yemeğiyle sona ere-
cek. (www.philosophyinassos.org)
PVP / VCP Aslı SELÇUK J
Consenting Adults
(Komşunun Karısı) /
Yön: Alan J. Pakula/
Oyn: Kevin Kline,
MaryElizabethMast-
rantonio, Kevin Spa-
cey, Rebecca Miller/
1992, renkli, 95 daki-
ka/ Hollyvvood Pictures
Home Video-Tiglon.
Matthevv Chapman ın
özgün senaryosundan çe-
kilen filmde 14 yıllık ev-
li bir çıftin Richard-Pris-
cilla Parker' ın tekdüze ve
risksiz bir yaşamlan var-
dır. Richard reklam mü-
zikleri bestecisidir, Pris-
cilla'da ona yardım etmek-
tedir. Bitişiklerindeki bir
eve taşınan Eddie-Kay Otis çifti onlann ya-
şamlanna aniden beklemedikleri büyük bir
canlılık, değişikJik getirir. Kendini mali da-
nışman diye tanıtan Eddie,
Richard'ı eş değiştirme ko-
nusunda ikna eder. Ertesi
gün Kay ölü bulunur, Ric-
hard da cinayetle suçlan-
maktadır. Karısının bile
kendisine inanmadığı Ric-
hard bir karabasanın orta-
sında kalıverir, cinayetin
ucundaysa alınacak yük-
lü bir sigorta parası var-
dır. Kansını \e kızını ruh
hastası Eddıe'ye kaptı-
ran Richard kurnazca
planlanmış bu acımasız
tuzağın içınden çıkabi-
lecek midır?
Pakula'nın usta yöne-
timındekı K. Kline ve
K. Spacey bu psikolojik gerilimde
gerçekten başanlı oyunculuklar sergiliyorlar.
* • •
Conan The Barbarian (Barbar Conan)
/Yön:JohnMilius/Oyn:
Arnold Schwarzeneg-
ger, James Earl Jo-
nek, Sandahl Berg-
man, Max Von Sydow
/1981, renkli, 124 da-
kika/ 20th Centuty Fox-
Tiglon.
Robert E. Howard'uı
yarattığı karakterden
esinlenerek J. Mflius ve
OKver Stone'un ortak-
laşa yazdıkları günü-
müzden on bin yıl önce
geçen fantastik epik se-
rüvende Conan'ın aile-
siyle, kavminin acıma-
sız büyücü Thulsa Do-
om tarafından katledıli-
şi, Conan'ın köle olarak geçen ço-
cukluğundan sonra büyücüden mtikam alı-
şı irdeleniyor.
Özel Bölümler'deki Conan Zincirlerini Kı-
nyor belgeselinde çizgi
romandan esinlenerek
yapılan ön çalışma, ya-
pım tasanmlan, oyuncu
seçimi, karakterlerin ana-
lizi, kılıç-dövüş-at bin-
me dersleri, koreografi-
leri. mekanik yılanm ya-
pımı, çekim provalan ya-
ratıcı-o>oıncu kadronun
anlatımıyla karşınızda.
Conan Arşivleri'nde öy-
kü, aksesuvar çizimleri,
giysi tasanmlan var. Özel
efektlerin yapımı, çıkanl-
mış sahneler, yapım fotoğ-
raflan ve notlan, 2 frag-
man, yararıcı-oyuncu kad-
ronun listesi de yer alıyor.
Filmi aynca yönetmen Mi-
lius ve oyuncu Schwarzenegger'in çok deği-
şik yorumlanyla da baştan sona izleyebili-
yorsunuz.
Sakir Eczacıbası ndan acıklama:
Yasaklamayla
ilgimizyok
Kültür Servisi - Istan-
bul Kültür ve Sanat Vak-
fı(ÎKSV)YönetımKu-
rulu Başkanı Şakir Ec-
zaabaşı. 31. l luslarara-
sı tstanbul Müzik Festi-
vaB kapsamında 3 Tem-
muz 'da Açıkhava Tıyat-
rosu'nda gerçekleşen
Fazıl Sa> / Metin Altıok
Oratoryosu konseriyle
ılgılı çıkan çeşitli haber-
ler üzenne dün gazete-
mize yazılı bir açıkla-
ma gönderdi.
Eczacıbası açıklama-
sına, on yıla yakın bir
süredir, çok yakın ılişki-
de olduklan ve İstanbul
Festivalleri'nde çeşitli
konserler veren Fazıl
Say'ın 2002 Kasım'ın-
da, Genel Müdür Gör-
gün Taner'le görüşerek
31. İstanbul Müzik Fes-
thali ıçın ıki proje ger-
çekleştırmek ıstediğini
söyledığini belirterek
başladı. Müzik Festi\a-
li kapsamına alınan pro-
jelerin ilkınin TazılSay
İstanbul Konserleri".
ıkincısının ise Say'ın ya-
kından tanıdığı. Sıvas
katliamında yaşamını
yıtiren Metin Altıok üs-
tüne yazdığı 'Metin Al-
nok Oratorjosu' oldu-
ğunu söyleyen Eczacı-
bası, vakfın, projelerin
tüm giderlerini kesinti-
siz üstlenerek ve sanat-
çının Türk basınına hiç-
bir konuda konuşmama
karanna saygı göstere-
rek büyük bir tanıtım ça-
lışması gerçekleştirdı-
ğinin altını çizdi. Ecza-
cıbası, Say'ın ısteği üze-
rine kendisinin yazdığı
bir sunumla oratono-
nun diskinin de yapıldı-
ğını belirtti.
Oratoryo için Kültür
ve Turizm Bakanlığı'nın
Çoksesli Korosu'nuyeğ-
leyen Say'ın, çeşitli sa-
nat kurumlannın müzıs-
yenlennden 12 kişilik
bir oda orkestrası oluş-
turduğunu, topluluğun
şefliğinı de yine Kültür
ve Turizm Bakanlığı Ko-
rosu Şef i İbrahim Yaa-
cı'ya verdiğinı açıkla-
yan Eczacıbası, sanat-
çının nisan sonlannda
çalışmalan sırasında
kendisine kanşılmama-
sı konusunda Kültür ve
Turizm Bakanı Erkan
Şakir Eczacıbası
Mumcu'yla konuşma is-
teğinı doğal bularak ye-
rine getirdiğini de söy-
ledi.
"Fazıl Sa>, söz konu-
su tetefon dışında, Kül-
tür ve Turizm Bakanb-
ğı">ia ilişkilerini kendi-
si yürütmüştür. Konser
günü ortaya çıkan an-
laşmaznk nedenhie.ora-
tononun seslendirilebil-
mesi için başka herhan-
gi bir girişinıde bulun-
maya zaman kalmadı-
ğmdan, İKSV nin, SayTa
Kültür ve Turizm Ba-
kanlığı'nın uzlaşnıası ko-
nusunda çaba göster-
mekten başka hiçbir se-
çeneği kabnamışür. Ara-
daki sözler. İKSY'nin
kendi görüşleri değil, Ud
tarafin sözlerinin birbir-
lerine aktanlmasından
ibarettir."
İKSV' nin bugüne ka-
dar vakfın etkinlıklerine
katılan ne 50 bini aşkın
sanatçıdan. ne de bir sa-
nat ya da kültür kuru-
mundan sanatın denet-
lenmesı konusunda bir
yakınma duymadıklan-
nı belırten Eczacıbası,
açıklamasında "'Metin
Altıok Oratoryosu'nu
yaratan Fazıl Say'la, bu
konserin gerçekleşmesi
için olanakiar sağlayan
Kültür ve Turizm Ba-
kannğı arasuıda çözül-
mesi gereken bir sorun-
da. İKSV'nin sorumlu-
luğu varmış gibi vansml-
masını, üstelik Türki-
ye'nin bütün insanlan-
nın duv arlı olduğu unu-
tuimaz Sıvasolaylantra-
jedisi konusunda yapd-
ması bizi havrete düşür-
müştür" ifadesıne de
yerverdi.
Eczacıbası. tartışma-
sız önem verdikleri ilk
önceliği ise şöyle açık-
ladı. "'Sanat yapıtlan
ulus. din. inanç, ülke ay-
nmı yapılmaksızın yer-
yüzünde yaşayan tüm
insanlar için. daha doğ-
rusu insanlık' içindir.
Başkan Kennedy'nin şu
sözlerine yürekten kab-
hvoruz:' Sanat. külrürü-
müzün köklerini besle-
yecekse. toplumlar sa-
natçılan, tasanm güçle-
ri onlan nereye götüre-
cekse oraya kadar öz-
dir bırakmalıdır.'"
Strega'yı Mazzucco aldı
• ROMA (AFP) - ttalyan yazar Melania
Mazzucco ttaya'nın en saygın ödülü olan
Strega'yı 'Vita (Yaşam)' romanıyla kazandı.
Ödülünü geçtiğimiz günlerde Roma'da alan
yazar, 1996 yılında 'II Bacio Della Medusa
(Medusa'nın Öpücüğü)' ve 1998 yılında
"La camera di Baltus (Baltus'un Odası)" adlı
kitaplarıyla da Strega'ya aday gösterihnişti.
'Vita' en büyük rakıpleri olan Roberto
Alajmo'nun 'Bir Annenin Kalbı' ve Franco
Matteucci'nin 'Hayalperest' adlı kitaplannı
büyük oy farkıyla geçerek ödüle ulaştı.
İstanbul için karar 1 ŞubaTta
• PARİS (AA) - Birleşmış Milletler Eğitun,
Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Dünya
Varlıklan Komitesi, 'Dünya Kültür Mirasf
listesinde yer alan İstanbul'un durumunu
1 Şubat 2004'te yapılacak toplantıda ele aknayı
kararlaştırdı. Komıte. îstanbul'un "Kültür Mirası
Tehdit Altındaki Kentler' listesine alınması
önerisini bir sonraki toplantıda ele almaya karar
verdi. Komite aynca. Türk yetkililerden, 1 Şubat
2004'te yapılacak toplantıya kadar, alınması
planlanan önlemler konusunda bir rapor
hazrrlamalannı istedi. Türkiye, pazartesi günü
Mardin'in 'Dünya Kültür Mirası' listesine
girmesi için yaptığı adaylık başMirusunu resmi
yoldan geri çekmişti. Kültür ve Turizm
Bakanlığı tarafından, Türkiye Daimi Temsılciliği
aracılığıyla UNESCO'ya gönderilen mektupta,
Mardin ile ilgili dosyanın geliştirilerek ileri bir
tarihte sunulacağı bildirilmişri.