04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 TEMMUZ 2003 PAZAR 10 P A Z A R YAZILARI [email protected] Sam Amca'yı sevmeyi öğrenmek! 1 Temmuz Kanada Günü'dür. Kimileri 1 bugünün, ABD'nin 4 Temmuz Bağımsızhk Günü'ne nispet olarak "kat edâmiş" yapay bir gün olduğunu düşünür, kimileri ulusal bir bayram günü olarak içtenlikle kutlar, kimileri de yaz aylan boyunca ayda bir, bir sebep icat edilerek oluştunılan 3 günlük uzun hafta sonu tatillerinden biri daha diye düşünüp keyfini yaşar. Kim nasıl hissederse hissetsin, o gün Kanada'da ABD'nin 4 Temmuz'uyla boy ölçüşecek bol bütçeli kutlamalar yapıhr. Saatler süren havai fışek gösterileri, törenler, konuşmalar, sokak gösterüen, festivaller... Kanadalı olmak, Kanadalı hissetmek ile ilgili düşünceler etrafta uçuşur dvırur. Nitekim Globe and Mail gazetesi bu sene, Kanada'yı diğer ülkelerden (aslında daha çok güney komşu ABD'den) ayui eden, simge olmuş şeyleri listelemeye çalışmış ve Kanada'ya özel yiyecek, içecekler, yerler, binalar, spor dallan, sanatçılar, müzikler gibı kategonlerde 136 adet simge sıralamış. Düşünüyorum da, böyle bir çalışma Türk olmak ve Türkiye ile ilgili yapılsa kendimizi tanımak ve tanıtmak adına çok hoş bir çalışma olurdu. Aynı gazetenin web sitesinde, "Kanada'yı ne kadar tanryoruz" diye bir test vardı, interaktif yanıtlanabilen testin sonuçlanna göre, Kanadalılar sınıfta kalmışlar. Sürpriz degjl, ne de olsa Kanada yabana atılmaz ölçüde bir göçmen topluluğuna ikinci vatan. Buraya yetişmiş yaşlarda gelen göçmenin, Kanada'yı tanımaktan önce iş bulmak, yaşamını kazanmak gibi dertleri var. Yeni yetişen Kanadalı nesil de her ne kadar anadil olarak tngilizce öğrense, Kanada kültürel değerlerine göre yetişse de tarihe ve coğrafyaya çok meraklı değil. Toronto Star gazetesinin yazarlanndan Richard Gwyn de Kanada Günü akımına uyarak makalesini "Kanadah hissetmek" konusuna adamıştı. Yazının başlığı "Sam Amca'yı sevmeyi öğrenmek" olmasaydı belkı de diğer makalelerin arasından sıynlıp da gözüme ilişmeyecekri. Diyordu ki yazar, "Dünyadald insanlann çoğu, iki yönetimden erkflenir; biri kendi yönetimi, biri de NVashington yönetimi Buna tek istisna, YVashington'ın flgi alanma girmeyen, dünyanın en fakir ülkelerinin halklandu-. 7 " Diyordu ki: TORONTO 1*1BERNA DEMÎRYOL "Yani neredeyse tümülkeier, ABD'nin bir çeşit kotoıüsi oldu_" Diyordu ki, "»dünyanm hangiufak köşeciğinde ^ ^ _ ^ ^ ^ _ _ ^ yaşarsanız yaşaym. önemi yok; çünkü ABD'nin politik, diplomatik, kültürel, ekonomik. askeri gücünün ulaşamadığı yer kalmadL-" Diyordu ki "»evrensel koloniieşmeye karşı verilen ulusal otonomi ve kimlik savaşı, biz Kanadahlann öylesine rvi bildiği bir şey ki, sanıyorum dünyanın diğer ulustanna öğretecek bir şeyierimiz var_" Yazıdan ahnh yapmaya devam edip dunıyorum, farkındayım. Ama, bu sözlerin üstüne eklenecek ne kaldı? Kanada, 35 milyonluk nüfusu (ki bu nüfusun yüzde 80'i, komşu ABD'nin güney sınınna yığılmıştır) ve uçsuz bucaksız ama işsiz yurdu ile 250 milyonluk bir devin yanı başında soluk alıp venyor, her gün yanında yatağa girip yanında uyanıyor. Öylesine çok ortak ve bağlayıcı nokta var ki, devin ağır, kalkmaz kollanndan kurtuünak; aynı dili, kültürü paylaşmayan, uzak coğraryalardaki diğer uluslara nazaran çok daha güç. Kanada, bu güçlüklerin çok iyi farkında ve uygulamakta direttiği ufak ama önemli farklılıklan ile "Kanada oimaya" çalışıyor. Yani kısacası, hem devin el kol hareketlerine, gerinmesine göre kendini ayarlamak hem de "Kanada ıru? ABD'nin eyaJetterinden biri" iddialannı çüriitmek için kendi farklılıklarını yaşatmak, sivriltmek durumunda. ABD'ye rağmen ve hâlâ yüksek vergi oranlan, ama bunun gerirdiği sosyal devlet anlayışı, şirketlerin seçimlere finansman sağlama oranlannın ABD'ye oranla çok düşük tutuluşu, yüksek çevTe bilınci ve Kyoto protokolünün onaylanması bu farklılıklara bir iki örnek. Kanada'ya nazaran çok daha tutucu ve dindar olan ABD'de, eşcinsellerin yasal olarak evlenebilme haklannı kazanmalan henüz epey uzak görünüyor örneğin. Kanada'da son çıkanlan yasa ile marihuana taşımanın suç ohnaktan çıkanhnası ise ABD'de şünşekleri üstüne çeken bir başka konu. Kısacası, diğer tüm ülkelerin küreselleşme adı altında yeni tanıştığı dev ile Kanada uzun zamandır tamşık; Sam Amca'yı sevmeyi öğrenmış, öğrenmek zorunda kalmış. Işte, bu sebeple yazar diğer ülkelere yardım çağnsında bulunuyor; isterseniz size birkaç numara öğretebiliriz: Birinci kural, asla aynı yerde sabit durmayın. İkinci kural, savunmayı elden bırakmayın! Politik eşcinsel festivaliGeçen hafta sonu dünyanın bazı büyük kentlerüıde olduğu gibi New York'ta da geleneksel lezbiyen ve gay festivali yapıldı. İki gün süren kutlamalar her yıl olduğu gibi haziran ayının son pazar günü gerçekleştirilen yürüyüşle kapandı. Rengârenk şatafath kıyafetleri, gökkuşağı renklerindeki bayraklan ve taşıdıklan ilginç pankartlarla binlerce insandan oluşan kalabalığm öğle saatlerinde Fifth Avenue'den başlayan yürüyüşü, akşama doğru West Villagede son buldu. New York'ta ilki 28Haziran 1970'te düzenlenen festival için her yılAmerika'nın diğer şehırlennden insanlar kentealon ediyor, günlerce kutlamalara hazırla myor ve o günü tam bir bayram havasında geçiriyorlar. Bu yıl da aynı etkinlikler tekrarlandı fakat kutlamalann öncekilere kıyasla daha heyecanlı ve daha politik bir atmosferde geçtiği dikkat çekti. Çünkü eşcinsellerin bu yıl kutlama yapmak için daha fazla nedenleri vardı. Amerika'da festivalden bikaç gün önce çıkan bir yasayla, aynı cinsler arasındaki(!) cinsel ilişki yetişkin insanlann özel yaşantılanna ait bir hak olarak tanımlandı. Amerika'da süren 30 yıllık mücadele sürecinde eşcinsellerin kazandığı en büyük başan olarak tanımlanan karar, tüm ülkede Demokratlar arasında alkışla karşılanırken, muhafazakâr Cumhuriyetçılerin büyük tepkisini çekti. Festıval katılımcüan, yeni çıkan yasanın, bütün insanlara eşcinsellerin de ınsan olduklannı hatırlatması bakımından son derece önemli olduğunu, 26 Haziran 2003"e kadar toplum tarafindan suçlu ya da ikinci sınıf vatandaş gibi görüldüklerini, yeni alınan kararla bu aynmcılığın yasal olarak sona erdirildiğini belırtiyorlar. "Benim Yatak Odam Benim Mesekmdir'' yazılı tişörtler giyerek, cinsel tercihlerin kışilerin kendi karanna bırakıhnası gerektiğini, devletin bu konuya müdahale yetkisınin ohnadığını söylüyorlar. "Eğer esitük varsa, yasalann diğer insanlara tanıdığı bütün haklardan eşit olarak biz de yararlanmahyız'' diyor 40 yaşlannda bir eşcinsel. "Hep hayal ederdik, arnk biz de yasal olarak seksüel tercihlerimiz doğrultusunda yaşayıp mutlu olabfleceğiz." Çok uzun yıllardır Amenka'da suçlu muamelesi gördükleri günleri hatırlatan bir diğeri, New York'taki barlarda eşcinsellere içki satılmasının yasaklandığı, gay festivalindeki yürüyüşün en büyük yasadışı gösteri (!) haline geldiği, bir NEW YORK ZULAL KALKANDELEN gay arkadaşının babasının gösterdiğı tepki üzerine ıntıhar ettiği günlen anlatıyor. Eşcinsellerin bu sevincine Demokratlar yürekten katılıyor Amerikada. Muhafazakâr Cumhuriyetçilerin adeta yas tuttuklan bu günü, "tiberaDeşmenin önemli bir adımı" olarak tanımlıyor ve mahkemenin aldığı bu kararla toplumdaki kültürel değişmeyi ve ilerlemeyi yakaladığını söylüyorlar. Amerika'da sol kanat ile sağ kanadın taban tabana zıt görüşleri sa\Tjnduklan konulann önde gelenlerinden biri de bu. Aslında Cumhuriyetçilerin en büyük korkusu, bundan sonra olacaklar. Haziran ayı içinde Kanada'da eşcinsel evliliğinin yasallaşmasından sonra, Amerika'daki eşcinsel derneklerinin sözcüleri, aynmcıhğuı tamamen ortadan kalkması için yeni hedeflerini açık bir şekilde ortaya koydular: Karşıt üa cinsın evlenme haldana ve bu hak dolayısıyla elde ettikleri her türlü olanağa (özellikle vergi indirimi konusunda) eşcinsellerin de kavuşması. Bunun üzerine hemen harekete geçen Cumhuriyetçilerin Senato'daki lideri Bill Frist, eşcinsel evliliğini engelleyecek anayasal bir düzenleme konusunda (!) çalışmalar yapmaya başladı. Bunu yapmak istemelerinin gerekçesini de. "eviüiğin kutsalbğını korumak" olarak açıkladı. Amerikan siyaset arenasının muhafazakârlan, dünyadaki diğer sağ kanat politikacılan gibi dini kullanarak etkin ohna yöntemını sıkça kullanıyor. Din ve devlet işlennı sürekli birbınyle ilişki içinde tutarak halk kitlelenni bu sayede kısa yoldan güdümlemek, sağın değişmez stratejisi. Amerika'da eşcinsel evliliği yasalaşrr mı ve bu ne zaman olur şimdıden bihnek olanaldı değil belki ama bu tartışmanm gelecek yılki başkanlık seçimlerinde önemli brr rol oynayacağını söylemek yanlış obnaz. Clkedekı kültürel farklılıklann iyice su yüzüne çıktığı ve siyasal aynlıklann keskinleştiğı konulardan biri bu. New York ve San Francisco gibı büyük kentlerde sokaklan dolduran görkemlı kalabalıklar siyasal tercihlerini kesin biçimde yapmış durumda. "500 bin oyla seçimi kaybedip Amerikan Başkantağı koltuğuna oturan, dünyaya ve Birleşmis Milleder'e rağmen Irak'ta savaş başlatan muhafazakâr George W. Bush'a oy yok"' dıyorlar. Havuza akın var... Çin'in Guandong eyaletinin sıcak hava dalgasmın etkisine girmcsiyJe halk daserinkye- bilmek için kendini havuzlara atu. EyaJct baskenti Guangju'dald Altın Plaj Su Dünyası'nın havuzlan yüzJerce kişhie doldu. BöJgede hava sıcakhğı 35 dereceyi aşryor. (Fotoğraf ÂP) Çemberin dışında kalanlarO Q Haziran Cumartesi, Berlin'in ünlü ^Osokaklan, caddeleri, meydanlan yine rengârenk, yine cıvıl cıvıldı. Kimileri politik açıdan bakhğından, kimileri ufak bir başkaldın olarak, bazılan eğlenmek için ve bazılarıysa kimi kültürlerde ve toplumun bir bölümünde zorluklarla karşılaşmaya son vermek adına sokaklara dökülmüşrü. Christopher Street Day için çoğu gece hayatını seven eşcinseller, belki de yılda bir gün, üstelik bir cumartesi sabahı, horoz seslerinden önce f ırladılar yataklanndan. Senenın diğer 51 cumartesisi yatağa girdikleri bir saatte üstelik. Haftalar öncesine uzanan kostümh azırlıklan, araba organizasyonlan dışında, makyaj ve kıyafetlerinin kusursuz oknası için, olay sabahının 3-4 saatini ayna karşısrnda geçirdiler. Çoğunluğu gece hayatını sevenler oluşfuruyor dedun, çünkü sanatla uğraşanlar, disko ya da barlarda çalışanlar özellikle bu sokak festivaline daha çok ılgi gösteriyorlar. Ama son derece sıradan işlerde çalışan eşcinseller de yıllar geçtikçe artan kalabalık arasında yerini alıyor. Bu insanlar artık anlayış değil. olduklan gibi kabul edilmek istiyorlar toplumda. Bu yıl Berlin'de 25. kez kutlanıyor ohnası daha bir özel kıldı etkinliği. Cuma gecesi Schöneberg'deki Metropol diskoda anısal bir açıhş partisi düzenlendi. Resmi açıhş, cumartesi 12.00'de. Berlin Eyalet Belediye Başkanı Klaus Wowereit'ın "Mücadelemiz daha kazanılmanuştir'" sözüyle oldu. Wowereit, geçen yıl seçimlerden önce, "Siz zaten araşonr bulursumız, ben önceden söyleyeyim" diyerek eşcinsel olduğunu açıklamışh. Christopher Street Day, ilk kez Milletvekili ve Eyalet Başkanı statüsünde, biri tarafindan açıldı. Hem yönetimde hem de eşcinsel olan Wowereit'ın desteğini alan Christopher Street Day, ısmini İngiliz asıllı tenor, Christopher Street'ten alıyor. Ilk duyduğumda Christopher Sokak Günü diye düşünmüşrüm ama. Street adamın soyadıymış. Kariyerine genç yaşta Ingiltere'de başlayan tenor, Amenka'ya yerleşir. New York polisinin. sadece eşcinseller çalışıyor diye bir ban basması, yıldızı karşı mücadeleye iter. Polis ve toplumun, eşcinsellere 2. sınıf insan uyguiamasına karşı hep savaşır. Rol aldığı bir gösteri sırasında sahnede annesi tarafından vurulan yıldıza, New York'lu eşcinsellerin bir hediyesi Christopher Street Day, yani CSD. Ölümünün ilk yıldönümü 28 Haziran 1970'te ilk CSD, New York'ta yapılıp, ardından Amerika ve Avnıpa'nın diğer şehirlerine hızla yayıirnış. Almanya'ya gelişı 1979. Sadece Almanya'nın diğer kentlerinden değil, diğer Avrupa üUceleıınden insanlar da aktı geçen hafta sonu Berlın'e. Kıyafet balosunu andu"an bu festivale katılmaya gelen homoseksüeller ve ızlemek ısteyen heteroseksüeller, güneşli sıcak havanın tadını çıkardılar. Genelde tekno müziğinin yükseldiği şenlikte birbirinden ilginç, renkli, garip, komik ve seksı kıyafetlenn dışında. kamyonlar da süslü püslüydü. 80'in üzenndeki festi\al kamyonu. Kurfürstendamm ile Knesebeckstr.'nın köşesinden _ _ _ _ _ ^ ^ _ - _ p ^ salınmaya başladı. 8 km. lik güzergâhma Sıege Saeule'de son verdi ve kapanış kutlaması gerçekleşti. Love Parade'in ardmdan başta bira olmak üzere alkolün en çok tüketildiği sokak şenliğine 600.000 kişi katıldı. Eşcinseller, günlük hayatımızda ne boyutta dışlanıyorlar? Ne gibi zorluklarla karşılaşıyorlar? Bu sorunun yanıtı, eşcnısellerin yaşadığı ühkelere, külrürlere ve dinlere göre farklıhklar gösteriyor tabii. Genellılde Yahudi Soykınmı olarak belleklere yerleşen, tkınci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyasf nda, başka ülkelerden dahi getirilerek katledilenler sadece Yahudıler miydi? Hayır. Yine farklı üUcelerden getirilerek katledilen Sinthiler. Romanlar, ki o zamanlar Çingene deniyordu, ikinci sırayı alıyor. Almanlardan da katledilenler vardı. Punklar, sakatlar ve eşcinseller gibi. BERLİN BAMJ BİKTEK Katledilen Sinthilerin, Romanlann, engellilerin, eşcinsellerin ve punklann sayılan da küçümsenemeyecek boyutta. 30 Haziran 1979'da 400 Idşiyle başlayan etkinlik, uzun yıllar Motz Strasse sokak etkinliği olarak anıldı. Şimdiyse 600.000 kahlımcıya ulaştı ve konvoy defilesi için kent içinde en önemli cadde ve meydanlan bütün bir gün trafiğe kapamnyor. Motz Strasse'de başlamasının sebebi de Nazi döneminde katledilen eşcinseller anısına bir köşenin Nollendorf Platz metro istasyonunda bulunmasından kaynaklanıyor. Açıhş partisi de bu nedenle Metropol Theater'da yapıldı. İnsanlann kafasında standart ve normal ohnak isteği. toplum kurallannın katı ohnasını kolaylaştırmış binlerce yıldır. Dinler, ahlak anlayışı, toplum kurallanndan beslenmiş. Bunun temelınde herkes normal olsun ki, zorluk çıkmasın felsefesi yahyor bana kalırsa. Aslında yabancılann, engellilerin, eşcinsellerin toplumla olan sorunlanndan çok. toplumun bu insanlarla sorunlan daha büyük. Toplum dışı bu insanlar karşısında, sebep ne olursa olsun, toplumu oluşturmaktan gurur duyan(!) insanlar zorluk içine düşüyorlar aslında. İşitme engelli biri karşısında, işaret dili bılemediğimiz için biz engelli durumuna düşüyoruz çünkü. Biz her şeyi duyabiliyor muyuz? Tabii ki hayır.. ama bu zaten başka bir konu. Azınhkta olan, ıster dininden, ırkından, cinsel-politik seçiminden. bedensel ya da zihinsel yetersizliğinden hatta bazen fazlalığuıdan ötürü, toplum dışrna itiliyor. Maksat çoğunluk rahat etsin diye. Kürt, Türkiye"de ikinci smıf vatandaşken, Türk, Almanya'da Pis Yabancı oluyor. Otistikler toplumda engelli olup toplum dışıyken, otistikler okulunda normal biri dışarda kalıyor. Merak etmeyin toplum eşcınselleri dışlarken, eşcinseller kulübünde onlar da "Ay bırak bu heteru" diyerek dalgalannı geçiyorlar. "Ya içindesindir çemberin ya da dışında yer alacaksın" gibi bir şey söz konusu. Ama çemberi biz yapmadık mı? O zaman kaldınp kaldırmamak da bize kahnış. Birhalkı anlamak o kadar kolay değil ok satan bazı Y gazetelerimizde, Isveç ouımsuz nedenlerle köşe yazarlannın diline düştü. Yüz binlere yazan bu yazarlann bilgi ve görgülerinden kuşkum yok. Değerli ozan ve bir süre Telos Yaymcılık'ta editörlüğün nasıl olacağını büyük bir başanyla herkese gösteren Özdemir Ince'ninlsveç'tekı Sür\anıler ve Asunlerle ilgili yazılan azımsanmayacak bir önem taşıyor. Buraya geldiğinde tanışma ze\kini tattığım Doçent Ömer Turanuı yazılanna yer ayırması da okurlanna büyük bir hizmet. Tepesi atan bazı yazarlanmızın Isveç'i "Kendi tuzu kunı olduğu için başkalannın işine burnunu sokuyor" şeklinde görmelenni anlıyorum. İsveç de onlan haklı çıkarmak için elinden geleni yapıyor. Örneğin, bazı azınlık gruplan, bundan topu topu 4-5 yıl önce savunmadıklan kimliklerine son zamanlarda fevkalade düşkün hale geldiler. Bunun nedenlerinin birkaçını anlamak kolay. Ülkemizdeki bazı olumsuz olaylar, biraz da abartılınca, burada gayet geçerli akçe oluyor. Ama oluinlu gelişmeler, tümüyle es geçiliyor. Aynı zamanda. bazı azınlık gruplanndan azunsanmayacak sayıda kişi. belirli konularda adlannı duyurarak bu toplumda bir yerlere vanlacağını keşfetti. Burada olup. biraz bu işlerin içinde ohnak gerek. Halen Türkiye'de, bunlan bilerek yazı yazan bir gazeteci varsa. o da Yavuz Baydar'dır. Gazetemizın eskı okurlan onu benden önce bu sayfada yazdığı pazar yazılanndan anımsayacaklar. Ama madaryonun bir de başka yanı var. Evet, İsveçlıler tozşeken ancak geçen yüzyılın başlannda tamdılar, bizdeki gibi kuzu pirzolası olduğunu ancak iki yıl önce öğrendıler (ki üstelik bu ülkede kuzu yetiştiriliyor). Ekmeğin şekersiz olabileceğini de şöyle bir 10-15 yıl önce. Bizler döneri tanırtık, Yunanlılar falafeli. Şimdi bizim mezeleri Lübnanlılar tanıtmakta. Ama, şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Topu topu 9 milyonluk İsveç (onda biri yabancı kökenli zaten), kültür, bilim STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN ve spor dünyasrna neler kazandırdı? Evet, kendini dev aynasında gören bir "köşefi" yazanmızuı yazdığı gibi, "Ren geyiğmin ç^ijie" uğraşanlar da var ama, elin Almanı bin kilometre araba sürüp gelir ve geyığin tezeğinı, Kuzey'in havasını isterse, bunu üreten birileri bulunur elbet. Konseneye hava da doldurur, tezek de. Alan oldukça, onlar ne yapsın? Ama bu insanlar, uygarhğa bırAKredNobel,Ah« M\rdal, Dag Hammarskjöld, Seuna Lageriöf. August Strindberg. Ingmar Bergman, Ingrid Bergman, Thomas Tranströmer gibi hazineleri kazandırdılar. Spor dünyasında, alttn madalya kürsülerinden eksık olmuyorlar. Ülkede, cep kitaplan, vılda 2 milyon satıyor. Yaz aylannda kitap satışlan artıyor; çünkü İsveçliler tatilde dinlenmeye fatap okumayı da dahil ederler. Dünyanın en sendikalı işgücüne sahipler. Yaklaşık 5 milyon kişi, en az bir derneğe veya sendikaya üye. ABD, Viernamdaki dırenişçileri terörist ilan etmişken - zamanrmızla ne ilginç rastlantı, değil mi?- ona ilk karşı çıkan Bahh hder Olof __^___—_ Pahne'ydi. İş dünyasındakı ve teknoloji devlenni burada anmaya gerek görmüyorum. Çoğunuzun cebinde zaten en az bir örnek var. Ben 33 yıldır bu ülkede yaşıyorum ama İsveçlı olmadım. Kimliğim, kişiliğim Türk çünkü. Ama gerçekliği elden bırakmamaşa çalışıyorum. Burada ilk 5 yılı doldurup cebine İsveç pasaportu atanlann bazılannın aksine, her an öğrenme\e \e anlamaya çalışıyorum. Sizlere doğru buldugum şeyleri de yazıyorum yanlış bulduklarımı da. Değişken bir dünyada ve zamanda yaşıyoruz. Bir gazeteci, yazar olarak, üzerime düşen sorumluluğa göre hareket etmeye çalışıyorum. Bildiğim bir şey var: İnsanlann milliyetçi duygulannı körükleyerek ucuz puan kazanmak isteyen "köşeü" yazarlar, önce biraz kendilerine baksınlar. Adlannı gündemde rurmak için yaptıklan cambazlıklan düşünsünler. Bir İsveç atasözü vardır: "Cam e\r de oturanlar ona buna taş atmasmlar."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle