14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 HAZİRAN 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMÎ ekonomi@ cumhuriyet.com.tr 13 ŞİRKETLER • YKVI'nın erkek giyim reyonlanndan Babalar Günü'ne kadar yapılacak 100 milyon ve Câstü alışvenşler, altı taksite bölünecek. ^Alınan tüm Men konfeksiyon Orünlennden ıkincisinde i s e yüzde 50 ındiriın uygulanıyor. • YVORLDCARD sahipleri, Kiğıh'daıı 30 Haziran'a kadar yaptıkJan alışverişlerde yüzde 50, Matraş'ta 16 Haziran'a kadar tüm iirünlerde yüzde 20 indirim ımkânından yararlanabilecekler. • KOTON, rahat, spor ve şık seçenekleriyle Babalar Günü için kampanya başlattı. Koton. Advantage Card sahiplerine 100 milyona kadar olan alışverişlerde 4 taksit, 100 milyonun üzerindekiler için ise 6 taksit imkânı sunuyor. • ECZACIBAŞI Sağlık Hizmetleri, Babalar Günü'ne özel olarak Çınar Kart'ı çıkardı. Evde check-up'tan EKG çekimine, telefonla tıbbi danışmanlıktan sağlık takibine kadar birçok hizmeti bünyesinde barındıran Çınar Kart, indirimler sağhyor. • DUFY cazip ödeme koşullan sunduğu tüm ürünleriyle, Babalar Günü ahşverişleri için farklı seçenekler sunuyor. •TIFFAiNY, Babalar Günü dolayısıyla 7-15 Haziran tarihleri arasında yapılacak nakit alışverişlerde yüzde 25 indirim uyguluyor. • BENETTON'un Îlkbahar-Yaz erkek koleksiyonu, babaların tatil eksiklerini tamamlayacak. Koleksiyondaki bermudalar, tişörtler, batik desenli gömlekler, renkli ve yumuşak plaj havlulan Babalar Günü için hediye almak isteyenlerin beğenisine sunuluyor. • MYTNET, 15 Haziran Babalar Günü için hediye seçmekte zorlananlara özel bir sayfa hazırladı. 20 farklı kategoride 150 binden fazla ürünü bir araya getiren Mynet Alışveriş Servisi'nde, birden fazla e- ticaret sitesinde yer alan ürünler bir arada görülüp fiyat karşılaştırması yapılabiliyor. Gelir vergisi beyanlanna göre işadamları, çalıştırdıklan işçiden daha az kazanıyor Zengirıleraçlıksınınnda!ANKARA (AA) - Gelirler Genel Müdürlüğü'nün 2003 yılı gelir vergi- si beyanname sonuçlan, Türkiye'de vergi kayıp ve kaçağının had safhaya ulaştığını ortaya koydu. Vergi barışı- na yönelen mükellefler, bu defa nor- mal vergilerini ödemekten kaçındı. Mart ayında işadamları ile doktor, avukat, mimar, mühendis gibi serbest meslek erbabının oluşturduğu 793 bin 311 kişi 2002 yılı gelirleri için bildi- rimde bulundu. Bildirimlerin ortala- malanna göre bu gruplar, çalıştırdık- lan işçilerden dahi düşük gelir elde ettikleri gibi çoğunluk da 460 milyon 161 bin liralık açlık sınınmn ya da 1 milyar 398 milyon lira olan yoksulluk sınınnın altında kazançla yaşıyor. Beyanlara göre, - Yoksulluk sınınnın üstündekiler 11 miryar 633 milyon lirayla noterler, 3 milyar 833 milyon lirayla ecza de- polan, 3 milyar 58 milyon lirayla de- terjan sanayicileri, 2 milyar 711 mil- Meslek Grufau Bektevalelfimai) Konfeksiyon (malat) OteHer-moteller hş. malz.top. per. Seyahat-turizm işiet. Konfeksiyon (perak.) Bakkai-süpermarketler Ayakkatn ticareti Mobiyajağaç) Lokantalar Deterjan san. tic. Sayı 1.409 7.633 2.117 9.248 3.246 14.848 58.375 7.292 19.733 23.347 6.411 3 OrütUTHgefr (y4k,binira) 3.641.191 3.282.548 3.267.215 3.163.224 2.297.048 1.767.375 1.707.634 1.634.974 1.201.032 1.180.663 1.012.353 Ortatona venj 1.040.193 942.415 957.095 886.044 639.168 487.855 387.001 426.217 305.994 321.248 245.307 yon lirayla sanatçılar ve 1 milyar 540 milyon lirayla akaryakıt bayileri. - Yoksulluk sınınnın alündaküer: 1 milyar 922 milyon lirayla ihracat ve it- halatçılar, 1 milyar 47 milyon lirayla yeminli mali müşavirler, 885 milyon lirayla demir çelik tüccarlan, 837 mil- yon lirayla avukatlar, 701 milyon li- rayla baraj ve yol müteahhitleri, 476 milyon lirayla doktorlar. • Beyanagöre sanayici 303 milyon lira, lokantacı 98 milyon, müteahhit 206 milyon, otelci 272 milyon ile açlık sınınmn altında kazanıyor. îhracatçılar 1.3 milyar lira ile yoksulluk sınınnın altında. - Açhk sınınnın altmdakiler: Diğer sanayiciler, kuyumcular, otel ve mo- tel sahipleri. mobilyacılar, lüks bina inşa eden müteahhitler, süpermarket- ler, kürk imalatçılan ve lokantalar gi- bi çok sayıda meslek mensubunun or- talama geliri ise açlık sınınnın da al- tında kalıyor. Gelirler Genel Müdür Vekili Os- man Anoğhı, "Beyan ettikleri gelir açı- smdan en düşüklerden başlayarak yu- kanya doğru bütün mükellefleri tek tek inceleyeceğiz. Hızh denetim prog- ranu Be kün ne kazanmış, ne harcamış, ne bildirmiş bunlan çapraz kontrole alacağız" dedi. Toplamda gelir düştü Rakamlar, beyannameli gelir vergi- si mükelleflerinin ortalama yıllık ge- lirinin 4 miryar 422 milyon 933 bin li- ra, ortalama vergilerinin de 1 milyar 334 milyon 429 bin lira olduğunu gös- terdi. Geçen yıl mart ayında ise top- lam gelir 3 katrilyon 769 trilyon 131 milyar lira, toplam vergi de 1 katril- yon 88 trilyon 254 milyar lira olarak gerçekleşmişti. Yıllık gelir vergisinin seçilmiş mes- lek gruplarma göre dağıhmında 46 meslek grubundan 34'ünün yıllık ge- lirini bir önceki yıla oranla düşürdüğü ortaya çıktı. Sıcak havalarla umutlanan üreticiler, kampanyalann meyvesini bekliyor Kliıııa uazan ısnıdi • Havalann ani bir şekilde ısınması klima üreticisi ve ithalatçısı firmalan harekete geçirdi. Düzenlenen kampanyalarda uzun vade seçeneklerinin yanı sıra peşin alımlarda indirim imkânlan da bulunuyor. LEYLAÇEVtK Yaz mevsiminin artan bunaltıcı sı- cağıyla birlikte Ege, Akdeniz ve Gü- neydoğu başta olmak üzere Türkiye'de lüks tüketim olmaktan çıkıp ihtiyaç halini alan klimalarda, pazar her yıl daha da ısınıyor. Sektördeki ithalatçı ve üretici frrmalann mayıs ayında baş- lattıklan reklam kampanyalannın ar- dından, haziran ayuıa canlanma bek- lentisiyle girildi. KJima kullanım oranırun henüz yüz- de 3-3.5 civarlannda seyrettiği Türki- ye'de bu yıl klima satışının 200 bin adet olacağı tahmin ediliyor. Ancak her yıl yüzde 15 gibi bir büyüme kaydeden kli- ma pazan Türkiye'yi yerli ve yabancı aktörler için cazip hale getirmekte. Bu yıl 40 bin adet gibi bir satış rakamına ulaşmayı hedefledikJerini belirten Tek- nosa Genel Müdürü Mustafa Altındağ beyaz eşya bayileri, hipermarketler, yet- kili sahcılar gibi birden fazla dağıtım kanalını kullandıklannı söyledi. Sharp, Mitsubishi, Samui, Trorick, Denki, Midea gibi markalann satışını gerçekleştirdiklerini belirten Altındağ, kendilerini Türkiye'nin klima danışma- nı olarak gördükJerini ve 2003 yılında sektörün lideri olmayı amaçladıklarını ifade etti. "Herkese ve her keseye uygun Havalann ısınmasıyla kampanyalanna hız veren klima üreticikri, yaz sıcak- lannın donığa çıkacagı temmuzda saüşlann artmasmı bekliyorlar. ürün seçenekleri sunabilmek amacında- yız" diyen Altındağ. farklı ürün seçe- neklerine 18 aya varan vadeler yaptık- lannı vurguladı. Toshiba Türkiye'nin Genel Müdürü Leon Biryoti 2000 yılında kJima satışla- rının 70 bınlere kadar düştüğünü belir- terek piyasanın, ekonominin seyri ile paralel bir gelişme gösterdiğine dikkat çekti. Şu anda koşullann olumlu görün- düğünü ifade eden Birtoti, faizlerin düş- mesinin vadelerin açılmasını sağlaya- cağını belirtti. Biryoti, Türkiye'de kJima pazannın yüzde 2.5'ine sahip olduklannı söyleye- rek bunu korumaya çalışacaldannı dile gerirdi. Şu anda peşin 10 taksıt kampan- yası yaptıklanm belirten Biryoti, peşin ödemelerde yüzde 3.5-4 nakitte ise yüz- de 8'lik indirim imkânı sunduklannı söyledi. Öte yandan Arçelik, havalann ısın- masıyla satışlarda gözle görülür bir ar- tış yaşandığını, ama canlanmanın önü- müzdeki aydan itibaren bekJendiğini açıklamıştı. Arçelik'e göre, yerli üretim klimalar, Türkiye şartlanna uygun şekil- de tasarlandığı için ve iklim, elektrik gi- bi bölgesel koşullara uygun üretildiğin- den tükenci açısından en cazip seçenek. Devlet Bakanı Babacan: Ekonomide baharı yaşıyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, son 2 ayda yastık altından 2 milyar doların sisteme girdiğini ileri sür- dü. thracatçılann döviz kurunun düşük olduğu yönündeki yakınmalann haklı olduğunu söyleyen Babacan, "Fakat,biz TL'nin değer kazanmasından memnu- nuz" dedi. Merkez Bankası'na "para bas" demeyeceklerini belirten Babacan, ekonomide bahar havası estiğini ve bu- nu yaz rehavetine dönüştürmeyecekleri- ni söyledi. AKP'nin Çankaya ilçe kongresinde konuşan Babacın,Türk insanının artık TL'ye döndüğünü vurgulayarak "Yasük altında hiçbir işe yaramayan 2 miryar do- lar sisteme girdi. Bu ekonomiyi destekle- yecek" dedi. thracatçılann, döviz kuru- nun düşük olmasmdan şikâyet ettikleri- ne de dikkat çeken Babacan şöyle devam etti: "Îhracatçılar bunda hakh. Ancak biz genel olarak TL'nin değer kazanma- sından memnunuz. 'Memurparaistiyor, esnaf, çiftçi para istiyor. Ne yapalım, pa- ra basalım. Merkez Bankası bassın" an- layışuıa karşıyız. Merkez Bankası para bassın, kendimizi kurtarahm demeyece- ğiz. Ekonomideyaşanan bahar havasının yaz rehavetine dönmesine izin vermeye- ceğiz. Hazine, ilk 5 ayda 16 katrilyon li- ralık teşvik verdL" Yolsuzluklardan, usulsüzlüklerden beslenenlerin de AKP döneminde hayal kınklığına uğradığını savunan Babacan, "AKP halkm partisidirve halkın avnası- dn-" dedi. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginyfttr.net Iddialara bakılırsa bu kez farklı. Birin- cisi, ABD Devlet Başkanı Bush, niha- yet sürece ağırlığını koydu ve "Yol hari- tasını" (Bakınız: Dünya Ekonomisine Ba- kış, 5 Mayıs, 2003) yaşama geçirmek için 3 Haziran günü, önce Şarm El Şeyh'de Arap ülkelerinin liderleriyle, ertesi gün de Akabe kentinde Şaron ve yeni Filistin Başbakanı Mahmud Abbas'la olmak üzere iki zirve toplantısı gerçekleştirdi. Akabe zirvesinin ardından, Abbas "Bu çelişkinin askeri bir çözümü olmadı- ğını" vurguladı, "Israillilere yönelik te- rorizmi kınadığımızı yineliyoruz" dedi ve ekledi: "Intifadanın silahlanmasını durdurmak için tüm kaynaklarımızı kullanacağız, her şeyi yapacağız" Şa- ron da "Filistinlileri yönetmek değil Fi- listinlilerin kendi devletleriyle kendi kendilerini yönetmeleri Israil'in çıka- nnadır" dedi. "Geçerii bir Filistin dev- leti için Batı Yakası'nda kesintiye uğ- ramayan bir toprak bütünlüğünün önemini kavradığını" açıkladı. Şaron "izinsiz yerieşimlerin hemen kaldın- lacağını da ekledi" [Haaretz 6/06). Bu deklarasyonlar barış umudunu yeniden canlandırdı. Ancak, Israil-Filistin sorununu yıllardır yakından izleyen kimi yorumcular bu iyimserliği paylaşmadılar. örneğin Gra- ham Usher {AJ-Atıram VVeekly), bu top- lantılann "yeni bir başlangıç mı yoksa, iki intifada arasındaki bir başka du- raklama mı olduğundan" henüz emin değil. Robert Fisk (The Independent) "yol haritasının" temel sorunların çözü- müne eğilmediğinden, zirvedeki söyle- min bir klişeler yığınının olmasmdan ya- kınarak yazısını "zavallı Filistinliler, za- vallı Israilliler" dıyerek kötümser bir not- la bitiriyordu. Nereden nereye? Aslında, iyimserler de haklı kötümser- ler de. örneğin, son 30 yılda nereden ne- reye gelindiğini görmek gerekir. 1965'te Banş Umudu1 (Yine...)Golda Meir, The Times gazetesine, "Fi- listinli diye bir halk olmadığını" söyler- ken, 1980'lerde Şaron Filistin devletinin Ürdün'de olduğunu savunuptüm Filistin nüfusunu buraya sürmeyi planlarken şimdi siyasi yaşamında ilk kez israil'in "Işgalci bir ülke olduğunu, durumun daha fazla sürdürülmeyeceğini"... "yasadışı yeıieşimleri kaldırmayı" ka- bul etmesi, hatta Filistin devletinin top- rak bütünlüğünün önemlı olduğunu söy- lemesi büyük bir gelişme değil mi? Ama yakından bakınca, zirvede söyle- nenlerin anlamlannı eşeleyince, bu olum- lu resim dağılmaya başlıyor. örneğin, ra- dikal Araplar ve solcu Avrupalı yorumcu- lar bir yana, Christian Science Moni- for un, "Israil kazanımlannı konsolide etti" başlıklı yorumu hiç iyimser değildi. CSM Abbas'ın "silahlı intrfadaya son vermek için her şeyi yapacağız" söz- leri üzerine bu "Filistin halkının, işgal- ci güçlere karşı direnişine, hiçbir so- mut kazanç elde etmeden son verme- si anlamına gelecek" diye yazdı, şimdi Filistinlilerin, üç yıl önce, Ehud Barakın önerdiği toprakların yarısı kadar bir top- rağı kabul etmek zorunda kalacaklarını, "umuUannı da, önceliğinin Israil'in gü- venliği olduğunu söyleyen ABD'ye bağladıklanna" dikkat çektı. Ve 'Çatal dilli' söylemler? Diğer taraftan Şaron ve Bush'un açık- lamalarında da iyimserliği azaltan birçok bulanıklık var. Şaron, Filistin devletinin Batı yakasındaki toprak bütünlüğünün önemini kabul ediyor, ama bunun, doğ- rudan mı yoksa tünellerle mi ve nasıl sağ- lanacağı belli değil. Üstelik. Batı Yakası ve Gazze Şeridi, Filistin topraklarının yalnızca % 22'sini oluşturuyor. Şaron 1967 sınırlarının geri- sine çekilmekten de söz etmiyor. Yasa- dışı yerieşimlerin sökülmesi ise, Arafat'ın vurguladığı gibi aslında pratik değeri ol- mayan bir taviz. Esas sorun olan, nüfu- su yüzbinlere ulaşan "yasal" (devletin n- zasıyla oluşmuş) yerieşimci topluluğu. Bunlar gündeme alınmadan anlamlı bir adım atıldığı söylenemez. Nitekim, Elect- ronic Intifada'üan Ali Abunimah'ın işa- ret ettiği gibi, eğer Israil bunları kaldırma- yı, işgal edilmiş topraklardan tümüyle çe- kilmeyi düşünüyor olsaydı, zaten Filistin devletinin toprağının sürekliliğini/bütün- lüğünü konuşmakgereksizdi. (Zmag.org, 05/06) Bir diğer kritik sorun da 1948'de Filis- tin topraklarından göçe zorlananların hakları. Bunların doğdukları topraklara dön- meleri, bugüne kadar Filistin tarafının "ol- mazsa olmaz" taleplerinden biriydi. Çünkü geri dönüş hakkı Filistin tarihinin ve ilk işgal anının tanınması anlamına geliyordu. Israil tarafıysa sayılan milyon- lara ulaşan bir Filistinli nüfusunun geri dönmesi halinde Yahudilerin kendi dev- letleri altında azınlığadüşeceklerini, Isra- il'in Yahudi devleti olma niteliğini kaybe- deceğini düşünerek karşı çıkıyor, konu- yu yaşamsal, dolayısıyla taviz verilemez bir alan olarak görüyordu. Bush'un ko- nuşmasında "Israildevleti"değil de "Ya- hudi devleti" ifadesini kullanmış olması, bu konuda israil gibi düşündüğünü gös- terirken, Abbas'ın sesini çıkarmamış ol- ması da, bir kabullenmenin başladığına işaret ediyor. Diğer taraftan Abbas'ın verdiği sözleri tutabilmesi için Hamas ve Cihad gibi ör- gütleri etkisizleştirmesi ya da en azından, ateşkese zorlaması gerekiyor. "Her şe- yi yapacağız" ifadesiyse adeta bir iç sa- vaş olasılığına işaret ediyor. Abbas'ın is- rail'in çektiği acılan tanıyan sözlerine kar- şılık Şaron'un benzer bir jestten kaçınmış olması da düşündürücü.. Sonuç olarak Ancak, bugün gelinen noktada, Ikinci Intifada'nın Filistin halkı üzerinde, birbey- hudelik duygusu, moral bozukluğu yarat- tığını da görmek gerekiyor. ölen ve yara- lanan binlerce insan bir yana, GSMH'nin 2000'e göre %40 daralmış, işsizliğin %53'e yükselmiş olması (Dünya Ban- kası) da önemli bir etken. Arap ve Filis- tinli yazarları okurken bile artık halkın bü- yük bir çoğunluğunun şöyle veya böyle çözüm istediğini görmek olanaklı. Filis- tin ve Israil akademik çevrelerinden kimi dostlarımız da bu "karamsar" gözlemi paylaşıyorlar. Hatta, göçmenlersorunun- da, Filistin halkının bir taviz vermeye ha- zır olduğunu söyleyenler de var. Israil hal- kı da benzer bir durumda. Amerika'daki Israil lobisinin yayın organlarından For- ward dergisi, artık Israil halkının % 62'si- nin işgale son verilmesinden yana oldu- ğunu bildiriyor (06/06). Şaron'un işgale ilişkin, "bu durum artık sürdürülemez" saptamasının arkasında, işgalin insani maliyeti kadar soğuk ekonomik gerçek- ler de var. Askeri harcamaların bütçenin % 25'inden fazlasını oluşturduğu Israil ekonomisi üç yıldır resesyonda. Kişi ba- şına milli gelir 2000'den bu yana reel ola- rak % 7 geriledi. Teknoloji piyasalarında- ki köpük patladı. Turizm sektörü çök- tü.(The Times 06/05), Işsizlik % 10'un üstünde ve yükseliyor (Business Week, 13/02/03). Anlaşılan, her iki halk da yolun sonuna gelmiş. Ancak bu noktada Filistinlilerin üç yıl öncesine göre çok daha olumsuz koşullan kabul etmeye zorlandığı, devle- tini, eğer kurabilirse, tatmin edici bir za- fer üzerine otuftamayacağı, dolayısıyla sorunun devletin kurulmasıyla da bitme- yeceği ileri sürülebilir. Bu yüzden önü- müzdeki bir yıl çok önemli. Hamas, Ci- had gibi örgütlerin ve tabii Israil aşın sa- ğının süreci tümüyle sabote edip çökert- mesi de hâlâ güçlü bir olasılık. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Gerçekler... Ülkeyi yöneten AKP hükümeti bugünlerde satı- yor. Halkın malı olan büyük kamu girişimlerinin en büyükleri, bir birsatılıyor Bununla da kalınmıyor, sı- nır tanımaz anayasa ve yasa değişiklikleri yapıla- rak oımanların, kıyıların, SİT alanlarının, madenle- rin satılmasının hazırlıklan hızla tamamlanıyor. As- lında yasal düzenlemelere de pek gerek yok; Ma- liye Bakanı daha geçenlerde, "Yasa, kural tanı- mam, 'babalar gibi' safanm"diyordu. Hükümet, her şeyi satıyor. Böylelikle ekonominin kendiliğinden düzeleceğini, üretimin artacağını, iş- sizliğin azalacağını sanıyor. Yanlış yapıyor. Çünkü hükümetin uygulamak istediği somut bir ekonomi politikası yoktur. Hangi sektörtere öncelik verilece- ği, hangilerinde yapısal dönüşüm öngörüldüğü, ve- rimliliğin ve dış rekabet yeterliliğinin nasıl arttırıla- cağı belli değildir. Yapılan, yalnızca, variığın mülkiyetinin el değiş- tirmesidir. Aralarında kolay anlaşamasalar da eko- nomistlerin üzerinde anlaştığı bir nokta var: Yalnız- ca mülkiyetin el değiştirmesiyle üretim artışı sağ- lanamaz. • • • Geçenlerde kurumlar vergisi verileri açıklandı. Ödeyecekleri vergi bakımından kamu kuruluşlan, çok önlerde yer alıyor; o kadar ki, on kamu kurulu- şu yüz büyük özel sektör kuruluşundan çok daha fazla vergi ödüyor. Buna karşılık, Petrol Ofisi gibi geçmişte kârlı çalışıp yüksek oranda vergi veren ku- ruluşlar, özelleştirildikten sonra vergi vermez bir duruma geliyor. Mart 2000'de o zamanki borsa de- ğerinin yaklaşık dörtte birine satılan Petrol Ofisi bu- nun en somut örneğidir. Ek olarak, özelleştirme sonrası bu kuruluşlann ne kadar yeni yatınm yap- tığı; istihdam, üretim ve dışsatım alanındaki du- rumlan da ele alınmış değildir. Bu konunun araştı- nlması için TBMM Başkanlığı'na verilen Meclis Araştırması önergesi, aylardır, gündemin alt sırala- nnda bekliyor; bir türtü ele alınmıyor. • • • Türkiye ekonomisi hızla büyümelidir. Üretimin, giderek artan oranda teknoloji bağımlı bir duruma geldiği ortamda, ucuz petro-kimya ürünleri, hızlı ekonomik büyümenin olmazsa olmaz nedeni; ön- koşuludur. Türkiye, dünya petrol kaynaklarının ve dağıtım yollannın merkezindedir. Bu merkezde bu- lunmanın sağlayacağı getiri ne kadar olumlu ve ge- rekliyse neden olabileceği siyasal güvenlik de o öl- çüde önemlidir. Ülkenin en büyük kamu ve aynı zamanda tek petro-kimya kuruluşu olan PETKİM satıldı. TÜP- RAŞ için de ilan verildi. PETKİM, yıllardır, ülkenin en büyük sanayi ortak- lıklan arasında, ilk onun içinde yer alıyor; 50'nin üzerindeki ürün türieriyle, üretim sektörlerine ana ya da ara girdi sağhyor. Üstelik PETKİM, bu ürün- lerin iç piyasada tekel ya da yarı tekel gücünü de elinde tutuyor; pazar payının %35-40'ına sahiptir; pazann kalan kısmı dış alımla karşılanıyor. Kuruluş, ekonominin stratejik yani kilit kuruluşu özelliği ta- şıyor. Hiçbir ekonomi, stratejik sektörlerini kural olarak özelleştirme yoluna gitmez; gitmemelidir. Onlann, özerk verimli ve etkin yönetimini sağlarna- hdır. • • • Bu kural çiğneniyor. Bu yetmiyormuş gibi, PET- KİM, pazarda çürük yumurta satar gibi satılıyor. PETKlM'in, 2001 yılı, üretimden net satışı ve sa- tış geliri 776.3 trilyon; brüt katma değeri 122.9 tril- yon, öz sermayesi 659.7 trilyon, net aktif tutarı 888.5 trilyon, vergi öncesi dönem kân 8.5 trilyon, dışsatım tutan 112.9 milyar lira olan ve 4931 kişi- nin çalıştığı bir kuruluştur (İSO, 500). PETKlM'in 2002 net satışları 961.5 trilyon liradır ve geçerli döviz kurundan 642.7 milyon dolardır; günümüzde, borsa değerinin de yaklaşık 1 milyar 120 milyon dolar olduğu görülüyor. özelleştirme Idaresi'nin Trichem adlı bir danışmanlık şirketine yaptırdığı bir araştırma PETKlM'in değerini 3.2 mil- yar dolar olarak saptamıştır. Şimdi, sıkı durun; bu kuruluşun kamunun elinde kalan yüzde 88.9'luk bölümü, 605 milyon dolara; üstelik yalnızca yüzde 4O'ı peşin, kalanı üç yıl bo- yunca taksitle ödenmek üzere satılıyor. Yani PET- KİM, geçen yılın net satış tutarının altında bir fiyat- la ve üstelik üç yıl taksitle satılmak isteniyor. Isteniyor diyoruz, çünkü ihale sona ermiş ancak, hükümet tarafından henüz onaylanmamış; kesin- leşmemiştir. Hükümetin, bu ihaleyi onaylamaması gerekir. Böyle satış olmaz; bu kandırmaca olur. Tür- kiye kamuoyunu aptal yerine koymak olur. yakup@metu.edu.tr Aria-Aycell Nikâh da siyasi olacak ANKARA (ANKA) - Aycell-Aria evlıliğinde tt nikâh"ı Bakanlar Kurulu kıyacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, ttalya Başbakanı Sihio Beriusconi ile yaptığı görüşmenin ardından "siyasi çaüsı'' oluşturulan Aycell-Aria evliliğinde, "nikâh krymak" üzere Bakanlar Kurulu'nda "flke" karannın alınması gündeme geldi. Türk Telekom Yönetim Kurulu, Aycell'in Aria ile birleştirilmesine dönük alacağı karara dayanak oluşturacak siyasi bir karara gereksinim duydu. Bu çerçevede Telekom yöneticilerinin, önce Ulaştırma Bakanı Binali Yıldnim, ardından da Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüştüğü öğrenildi. Söz konusu karann daha önce Türk Telekom'un satış stratejisinin belirlenmesine ilişkin kararda olduğu gibi Ilke" düzeyinde kalması durumunda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e onay için gönderilmeyecek. &CONOHİ 1930 Tütün tekeli hakkında kanun TBMM'de kabul edildi. 1970 Kav Orman Sanayi kuruldu. Kuru- luşun kibrit ve oluklu mukavva üreteceği açıklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle