23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2003 PAZAR HABERLER DÜIVY4DA BUGUN ALİ StRMEN Sinemamız ve TRT PARİS - Sevgili, Paris benim için kırk yıldır bir sinema cenne- ti. Kentin her semtine hemen hemen eşit şekil- de yayılmış yüzlerce sinemada yıllardır, dünya sinemasının son örneklerini olduğu gibi, sık sık programa giren eskimeyen klasikleri de gör- mek mümkün. Eskiden Türkiye'nin sinema pazarı belirli ül- kelere açıkken Paris'te beş kıtanın filmlerinin örneklerini de bulmak mümkündü. Yoksa, sonradan bende zaman zaman Yılmaz Güney'i çağırıştıran, Brezilyalı, asi şairsinema- cısı Glauber Rocha'yı örneğin nasıl tanıyabi- lirdim ki. Tabii, kırk yıl içinde TV'nin dayanılmaz reka- beti karşısında, sinema salonları değişti. Her büyük sinemada bizde de olduğu gibi, birkaç salon oluşturuldu. Bir ara birçok sinema kapanma tehlikesi ge- çirdi, kimileri bunu atlatamadı. Ama şu anda sinemaların önünde hâlâ kuy- ruklar oluşuyor. Fransız dostlarım, bu yıl ikinci büyük ödülü- nü, benim sevgili hınzır "HayduV'un da arada görüntüye girip çıktığı, Nuri Bilge Ceylan'ın "Lfea/c'filminin aldığı Cannes Film Festivali'nde, kendi sinemalarının büyük bir varlık göstere- mediğini üzülerek belirtiyorlar. Böyle bir ülkede Nuri Bilge Ceylan'ın çok sı- nırl/ bir bütçe, ama büyük yetenek ve ustalıkla gerçekleştirdiği "Uzak" ile iki dalda birden ödül alması çoksevindirici birolay bizim açımızdan. • • • Şu anda Paris sinema salonlarının büyük bö- lümünde Amerikan sinemasının, çoğu da bana pek çekici gelmeyen, (sakın Amerikan sinema- sını tümden yok saymak gibi bir onulmaz yan- lışın içinde olduğumu sanma!) ürünleri göste- rimde. Oysa Fransa, sinemasını korumak için niceön- temler almış ne kaynaklar ayırmıştı. Bu alanda özellikle eski Kültür Bakanı Jac- ques Lang'ın katkılarını unutmamak gerek. Ayrıca, bütün Avrupa sinemasını ve bu ara- da Türkiye'yi de destekleyen, Eurimage'ı, baş- ta Kanal+, olmak üzere kimi TV kurumlannı da unutamayız. Birçok Fransız ve Avrupa filminde bu kuruluş- ların katkısını görüyoruz. Son yıllarda verdiği ürünlerle kendini yenile- meyi becerdiğini kanıtlamış olan Türk sinema- sının Fransızlardan daha çok desteğe gereksi- nim duyduğu, yıllardır büyük özverilerle çalış- mış sinemacılarımızın bu desteği hak ettikleri bir gerçek. Bizde şu anda özel kanallann desteği, reytin- gi daha yüksek olan dizilere yönelmiş görünü- yor. Ama TRT bu alanda da öncülük ederek, çok önemli bir katkıda bulundu ve Edebiyat Uyar- lamaları bölümünde, Sait Faik ile Kemal Ta- hir'i (Havada Bulut ve EsirŞehrin Insanlan) ka- muoyuna sundu. • • • Her iki dizinin de tahmin edilenden de daha çok yankı yaptığını gördüm. Bu olumlu girişiminden dolayı TRT'nin bu iş- te katkısı olan yöneticilerini kutlanm. Sinema alanında ise Ziya Öztan'ın yönettiği, beyazperdemizin büyük sanatçılannın çok önem- li bir bölümünün seve seve katıldığı, "Abdülha- mid Düşerken" çok olumlu etkiler yapan enfes birçalışmaydı. TRT bu alanda destek vermemiş olsaydı ne Kurtuluş dizisi ve filmi, ne Cumhuriyet filmi ne de Abdülhamid Düşerken gerçekleşebilirdi. Ama aynı TRT'nin primetime denen en fazla izlenen saatlerde, Türk sinemasının yeni örnek- lerine yer vermemesi, geç saatlere atılan Türk filmlerine eser başına 6 milyar öderken Ameri- kan filmlerine 20 bin dolardan başlayan ücret- ler ödemesi, doğrusu aklın alacağı birdavranış değil. Ozel kanallar ortaya çıktıktan sonra önemi ve işlevi daha da iyi anlaşılan TRT'nin Türk sine- ması ile ilgili politikasını yeniden gözden geçir- mesi gerekmiyor mu? AKP kongresinde gergnük • GEMLİK (AA) - AKP'nin Bursa'nın Gemlik îlçesi'ndeki kongresinde gerginlik yaşandı. Kongrede Başkanlık için Enver Şahin, Yüksel Özaydın ile Selahattin Bakırcı aday oldu. Kongre de, divan heyeti, adaylardan Balarcı ve Özaydın'ın konuşma taleplerini reddedince delegeler bu karan alkışlarla protesto etti. Gerginlik Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Turgut tarafindan yatıştınldı. Kongreyi, AKP TBMM Grup Başkanvekili Faruk Çelik ve Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'da izledi. Töre kupban kadm öUü • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Mardin'in Yalım Beldesi'nde Halil Alıç ile ilişkiye girdiği ve hamile kaldığı gerekçesiyle 'aile meclisi' tarafindan taşlanarak öldürülmek istenen Şemsiye Allak, tedavi gördüğü Diyarbakır Devlet Hastanesi'nde dün yaşamını yitirdi. Olay sırasında Alıç hayatını kaybetmiş Allak ise kaldınldığı hastanede bitkisel yaşama girmiş bebeğini ise kaybetmişti. Bakana 'gecikme' protestosu • tstanbul Haber Ser\isi - ITÜ Denizcilik Fakültesi'nin (İTÜDF) 119. mezuniyet törenine bir saat gecikmeyle katılan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldınm, öğrenci aileleri tarafindan alkışlarla protesto edildi. Törenin ardından şapkalannı havaya atarak hızla okul iskelesine koşan öğrenciler burada geleneksel olarak birbirlerini denize atıp mezuniyetlerini kutladılar. Dışişleri Bakanı, uyum paketinde Terörle Mücadele Yasası değişikliğinden vazgeçmeyeceklerini söyledi Gül: KorkıüacakbirşeyyokANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Abdullah GÜL uyum paketinde Terörle Mücadele Yasası değışikliğini korumakta kararh ol- duklannı belirterek "ÇekinBecek,kor- kulacak bir şey yok" dedı. Gül, Liberal Düşünce Toplulu- ğu'nun düzenlediği, düşünce ve ifa- de özgürlüğü konulu 2. Ulusal Sem- pozyum'dayaptığı konuşmada AB'ye uyum sürecini değerlendirdi. Insan haklan konusunda takınılan tavnn devlet düzeni ve rejimin değerlendi- rilmesinde belirleyici olduğunu söy- leyen Gül, "Türkiye'yi özlediğimiz noktaya getirecegiz" dedi. Türkive'nin AB volunda kritik bir • Genelkurmay'm itiraz ettiği belirtilen TMY değişikliğinde ısrarlı olduklan mesajını veren Gül, "Mevzuatımızda halen şiddeti teşvik etmeyen düşüncelerin ifade edilmesini suç sayan hükümJer bulunduğu bir gerçektir" dedi. döneme girdiğini belırten Gül, Avru- pa Parlamentosu'nda gelecek yüın or- talannda miüetvekiliiği seçimleri ya- pılacağına, parlamentonun tamamen değişeceğine ve Türkiye'yi iyi bilen kişilerin değişerek yeni isimlerin ge- leceğine dikkati çekti. Gül, bu neden- le gelecek yılın sonunda müzakerele- re başlamak için bu yıl zaman kaybet- meden mevzuat değişikliklerini ta- mamlamalan gerektiğini söyledi. Gül, Genelkurmay'ın itiraz ettiği be- lirtilen TMY değişikliğinde ise ısrar- lı olduklan mesajını verdi. "Mevzu- atunızda halen şiddetiteşviketmeyen düşüncelerin ifade edilmesini suç sa- yan hükümler bulunduğu bir gerçek- tir" diyen Gül, TMY'nin 8. madde- sinin bu kapsamda sayılabileceğini, bu maddenin şiddeti özendirmeyen dü- şünceyi de suç sayan unsurlar bann- dırdığını, Avrupa însan Haklan Mah- kemesi'nin birçok davada bu madde ile ifade özgürlüğünün çiğnendiği so- nucuna vardığını söyledi. BM'nin iki insan haklan sözleş- mesi, medenı ve siyasi haklar ile eko- nomik, sosyal ve kültürel haklar söz- leşmelennin TBMM'de onaylandığı- nı anımsatan Gül, "Bugünyapmakis- tediklerimizin hiçbiri yeni değil aslın- da. 6. uyum paketi de bunun içerisin- de. Bıınlar ashnda imzaladığımız söz- leşmelerin gereğidir. Dolayısıyla çeki- necek,korkulacakbir şeyyolitur" di- ye konuştu. Gül, gazetecilerin "6. uyum pake- tinde yer alan. apartnıanda ibadet- hane ve seçimlerde başka dilde pro- paganda yapıhnası konulannda deği- şikük yapılacak mı" sorusu üzerine şunlan söyledi: "Seçimlerde propagandanın başka dilkrdeolması hususuzaten genel pa- ketin içerisinde yok, hazırhksafhasm- da çıkanlnuştı. DışişleriBakanhğı ola- rak, Avrupa BirBği Genel Sekretern- ği olarak ibadet yeri yapüabibnesi de- ğişikliğinigetirmiştik,ama baa zorun- luluklargereği olarak, Antalya civann- da apartman kaü şekMnde de İçişleri Bakanhgı tarafindan böyle bir şey kon- muşru. Ona gerek görmüyoruz biz. Dolayısıyla kamuoyunda gereksiz tar- üşmalara yol açan bu tip hususlar, AB için çok önemli değil bence." 1ĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN TAflLAPAKİ TvtA QfthZ XrteL Muğla Köy Hizmetleri Müdürlüğü Kadrolaşma odacılam kadar uzandı OZANYAYMAN Barış Derneği'nin sempozyumunda ABD'nin Irak'a saldınsının etkileri tartışıldı Ingiltere savaş suçundan yargdanabiür tZMİR - AKP hükümeti kadrolaşma hareketine Muğla Köy Hizmetleri tl Müdürlüğü'nde hız verdi. Tekırdağ'da görev yaptığı sırada siciline "terfi alamaz" notu eklenen Abmet BajsaL müdür yapıldı. Arduıdan tüm birimlerin şeflerine görevden el çektirildi. Yerlerine AKP'ye yakın isimler getirildi. Muğla Köy Hizmetleri Müdürlüğü'ne 2003'ün Şubat aymda atanan Ahmet Baysal, göreve gelir gehnez ilk iş olarak gözdağı vermek için müdürlüğün sosyal tesislerinde alkol içimini yasakladı. Tepkiler gebnesi üzerine bu konuda geri admı attı.Tekırdağ'dan Muğla'ya atanan Baysal, AKP'nin iktidar olmasıyla birlikte Muğla Köy Hizmetleri'ndeki kadrolaşma hareketinin öncüsü oldu. AKP'li Bakan AbdüDatif Şener'in yalanı olan Baysal'uı, Tekirdağ"da görev yaptığı sırada soruşturma geçirdiği ve sicilinde, "Müdür düzeyinde görev alamaz" ibaresınin yer aldığı bildirildi. Baysal'nı buna karşın müdür yapılması ayn bir tartışma konusu yarattı. AKP"nin, Muğla'daki • Tekirdağ'da görev ' yaptığı sırada tstanbul Haber Servisi - Insanlann eşitlik- çi, özgür bir toplumda banş içinde yaşayaca- ğı bir dünyanın yaratılmasına katbda bulun- mak amacıyla kurulan Banş Derneği tarafin- dan dün düzenlenen "Gündem: Banş" başlık- lı sempozyumda, Irak savaşı ve etkileri değer- lendirildi. Banş Derneği'nin Kabataş Erkek Lisesi Hamdi Saver Salonu'nda gerçekleştirdiği sem- pozyum, dernek başkanı Bügütay Durna'nın konuşmasıyla açıldı. Banş Derneği Irak Sava- şı Izleme Grubu'nun savaşla ilgili rapor sunu- munun ardından Doç. Dr. Alaeddin Şenel" 'Sa- vaş: Psikolojisu Sosvolojisi Felsefesi" başlıklı bir konuşma yaptı. Sempozyumun tebliğler bölümünde konuşan gazetemiz a\ııkaa Flkret Üldz, merkezi Lahey'de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi hakkında bılgi \erdi. 139 devletin imzasunn bulunduğu sözleş- meyi Azerbaycan, Irak, ABD ve Türkive'nin imzalamadığına dikkati çeken Ilkiz, mahke- menin amacuıın, uluslararası banş ve adale- ti sağlamak olduğunu söyledi. Ilkiz, "tngflte- re'nin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde sa- vaş suçu nedeniyle yargılanması mümkün. ABD'nin yargılanması ise bu sözleşmeye taraf olmadıgı için mümkün degiL Ancak vetonun işlemediği B.M Genel Kurulu. Savaş Suçlan Komisyonu kurabiür ve bu yoila Bush'u ve Blair'i de sıkışnrabilir" dedi. kadrolaşma hareketini, Abdullah Gül'e yakınlığıyla bilinen partinin Beyobası Belediye Başkanı Şadi Pirci ve AKP Muğla Millervekili Feyzi Terzibaşoğhı birlikte sürdürüyor. Bu iki isim Muğla'da görev alacak bürokratlan belirleyen kişiler olarak öne çıkıyor. Köy Hizmetleri ll Müdürlüğü'ndeki atamalar ve AKP'nin kadrolaşmasuıda da geçirdiği soruşturma nedeniyle siciline "terfi alamaz" notu eklenen Ahmet Baysal, Köy Hizmetleri II Müdürlüğü'ne getirildi. Baysal, göreve gelince sekreterinden odacısına kadar tüm çalışanlannı değiştirdi. j Kadmlar Kürt so için masa açtı Kadudar, Kürt sorununun çözümü için yetkUUe- re çağnyaptı. Beşiktaş Me>danı'nda tüm toplum- sal kesimterin sorunu tarOşması için bir masa açan ve bu masanm her hafta a>ıu yerde açılacağuu be- Krten kaduuar, bu masada, düşüncelere yasak ve sansiir gedrilemey-eceğini ifade etti. Kadm Tavn- nı Getiştinne inisK'atifi, Feminist Kaduı ÇevTesi, Bağunsız Feministkr ve MSÜ kadın İnisiyatifı adına bir açıklama yapan Dilara Kızıldağ, piş- mannk yasalaruun ve antidemokratik u\ gulama- lann banşın önünü kestiğini ifade ederek. Terör- leMücadele Yasası'nm kaldınlması gerektiğini sa- vundu. (Fotoğraf: EBRU ERDOGAN) Pirci ve ' —^ Terzibaşoğlu'nun etkinlikleri var. Müdürlükte yerleri değiştirilen ve atama yapılan isimler şunlar: Müdür Yardımcısı Bülent Şen'in yerine elemanlardan Hasan Sanoğlu getirildi. Makine Üanal Şube Müdürü Süleyman Oztürk emekliliğe zorlandı. Öztürk'ün yerine Salih Müla>im geldi. Sulama Şube Müdürü Mebmet Yalçın ın yerine VahdetCundagetirildi. Etüt Proje Senisıne AB thsan Üçok yerine Bilge Akyiiz atandı. Akyüz, Muğla'ya Elazığ'dan geldi ve evinde düzenlediği dinı ıçerikli toplantılarla tanınıyor. Akyüz, bu toplantılar nedeniyle mahalle halkı tarafindan sık sık şikâyet ediliyor. Yeni Müdür Baysal'ın bunlarla sınırlı kalmadığı sekreterinden odacısma, şofbründen lokal çalışaruna kadar tüm çalışanlan değiştirdiği kaydediliyor. Personeli sindirmek için kah uygulamalara başladığı ve AKP'li olmayan işçileri sürekli araziye çıkarttığı, partiye yakın olan isimleri ise merkezde tuttuğu bildiriliyor. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Yavuz Selim Karakışla, Toplum- sal Tarih dergisinin haziran sayısında harem ağalannın dayanışma amacıy- la kurduklan derneğin tüzüğünü akta- nyor. 'Harem Ağalan Teavün (Yardım- laşma) Yurdu', 1919'da Istanbul'da kuruluyor. Harem ağalan neden yar- dımlaşma ihtiyacı hissederler? Neden böyle bir kuruma gerek duyulur? Karakışla, Osmanlı Sarayı'nın, impa- ratorluk döneminde en çok köle kul- lanan yer olduğuna dikkat çektikten sonra şunları söylüyor: "Osmanlı Im- paratorluğu'nda köle ticareti Tanzi- mat'ın 1839 yılında ilan edilmesiyle bir- likte teorik olarak yürürlükten kaldınl- mış oldu. Ancak uygulamada kölelik ve özellikle de 'nitelikli köle' durumun- daki harem ağalığı, bir gecede he- men ortadan kalkmış değildir." Harem ağalığını asıl çökerten siya- si gerekçelerden çok ekonomik ge- rekçeteroluyor. Birincı DünyaSavaşı'nın yaratmış olduğu ağır ekonomik ko- şullaryüzünden, pek çok Osmanlı ko- nağında görevli harem ağalanna yol ve- riliyor. Birinci Dünya Savaşı ve onu iz- Harem Ağalan, Fatih ve Tarih leyen Kurtuluş Savaşı döneminde kay- bedilen Osmanlı eyaletlerinde işini ve evini yitirmiş çok sayıda harem ağası da Istanbul'a göç etmek zorunda ka- lıyor. Harem ağalığından başka hiçbir mesleki becerisi olmayan bu kişilerin aç veaçıkta kaldığını gören varlıklı ha- rem ağaları harekete geçiyorlar. On dört zengin harem ağası, işte bu insan- lara yardım amacıyla bu derneği ku- ruyorlar. Küçük yaşlarda köleleştirilmiş, çok ağır ve riskli bir dizi ameliyatla hadım edildikten sonra, uzak diyarlardan sa- tın alınarak Osmanlı sarayının ve Os- manlı konaklannın hizmeti için Istan- bul'a getirilmiş olan harem ağalannın Osmanlı Imparatorluğu, Osmanlı ha- nedanı, Osmanlı sarayı ve Osmanlı haremi tarihe karıştıktan sora gidebi- lecekleri hiçbir yer yoktu. Osmanlı sa- rayından ve ülkenin dört bir yanında- ki Osmanlı konaklanndan çıkanlan ha- rem ağalannı istanbul'dazor biryaşam bekliyordu. İşte bu kuruluşonlarayar- dım elini uzattı. Toplumsal Tarih dergisinde, Cumhu- riyet gazetesinin 8 Ikincikanun (Ka- sım)1939tarihlisayısındanalınmışbir fotoğraf yer alıyor. Bu fotoğrafta, ar- tık tarihe kanşmış harem ağalığından arta kalan yaşlı insanların, Harem Ağa- lan Teavün Cemiyeti'nin Divan Yo- lu'ndaki (Cağaloğlu) merkez binasın- da yapılan kongreleri sırasındaki gö- rüntüleri yer alıyor. Kim bilir onlar da- ha sonra ne oldular? Onların çocuk- ları, torunları da olamayacağına göre muhtemelen nesilleri kuruyup gitti. • • • Harem ağalığının bitişi Osmanlı'nın sonunun biruzantısıydı. Tursun Bey'in kaleminden yazılmış 'Cihan Fatihi' (Güncel Yayıncılık) kitabı yazıldığı sı- rada kimin aklına böyle bir son gele- bilirdi ki? Tursun Bey, Fatih Suttan Mehmet zamanında yaşamış, döne- min ileri gelenlerinden bir bey. Kitabı- nı 1487 yılında yazmış. 'Tarih-i Ebul Feth' olarak yazılan bu kitap 1500 yı- lında çoğaltılmış. Söz konusu kitabın üç kopyasından ikisi Topkapı Sarayı Re- van Kütüphanesi'nde, diğeri Ayasof- ya Kütüphanesi'nde bulunuyor. Osmanlı Imparatorluğu'nun ilk dö- nemlerine ait bu orijinal kitabı merak- la okudum. Kitap, o günün insanının yaşam biçimini, savaş anlayışını, top- lumsal ilişkilerini öğrenmek için önem- li bir kaynak sayılabilirdi. Dikkatımı çe- ken bazı bölümleri sizlerle paylaşmak istiyorum. Tursun Bey, siyasetı 500 yıl önce şöyle tanımlıyordu: Insanoğlu arasında yardımlaşmayı ve ilerleme- yi sağlayacak güç ve iş neyse, insan- lan onunla meşgul etmeli. Bu tedbi- re siyaset derier." llginç bir tanımlama değil mi? Istanbul'un fethedilmesi sonrası olanlan ise şöyle anlatıyor: "Rum, Freng, Rus, Engürüs, Çin... Hermii- letten birçok oğlan ve kız esir alındı. Tekfur ve beylerin saraylanndan ve zengin kâfirierin evlerinden o kadar çok ganimet çıktı ki, dürr-i şahvar ve lal-i abdar (kıymetli taşlaıj, gümüş ve ya- kut cinsinden kıymetli madenler, bon- cuk ve cam pahasına satıldı. Altın, gümüş vebakır, fukaradan birçok kim- seye nail oldu." Tursun Bey, dönemin yağma mantığını böylece aktarıyor- du. Tursun Bey, Amasra ile ilgili de ilginç bilgileraktarıyor: "Karadenizkenann- da Frenkle alakası olan, hâkimi belir- siz, Amasra adında sağlam birkale var- dır ve avrat idaresindedir. Bu avrat birkaç köye hükmederek, onlardan aldığı haraca kanaat getirip, otururdu. Fakat o civar ehline, harami gemile- riyle çok zarar verirdi." Amasra da Fa- tih döneminde Osmanlı topraklanna ka- tılıyor. Tarih, insanı her zaman güzel ve he- yecanlı yolculuklara çıkaran, ilginç ve çekici bir bilim dalıdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle