19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2003 PAZAR 12 PAZAR KONUGU Turizmci Faruk Pekin karmaşaya dönen Istanbul *un bugününü ve kültürel zenginliğini anlattı S Ö Y L E Ş İ : LEYLA TAVŞAIMOĞLU leyla.tavsanoglu@ cumhuriyetcom.tr Bu îstanbul adamı bitirir... Yedi göbek bir İstanbullu ve çocukluğıında îstanbul'un son kalmış ince tadını tatma mutluluğuna erişmiş birisi olarakkahrolmamakmümkün değil. Esas tstanbullular bııgün azınlıkta kalmışlar. Kimin umurunda. htanbıd'da mafyalar kolgeziyor, canım şehir yokediliyor. Kimin umurunda? Orhan Veli'nin dediği gibi "öpülesigerdanı"na neredeyse pislemişler. Yine kimin umurunda? İstanbullu olmasalar da îstanbul'a, onu korumaya gönül vermiş insanlar da var. Bunlardan birisi de Faruk Pekin. Yıllarını gazeteciliğe ve sendikacılığa verdikten sonra turizm rehberi olmayı kafasına koymuş. Fest Turizm adlı kültür seyahatleri ve turları düzenleyen bir seyahat acentesinin de genel müdürü. Faruk Pekin le îstanbul 'la ilgili dertleşelim dedik ve uzun uzun bakın neler konuştuk. Dünyabaşkenti îstanbul- Sizin Fest Turizm olarak îstanbul'a sahip çıkmak sloganınız var. Bu, sizin anlamuuzda ne demek? • Istanbula sahip çıkmak îstanbul'un bütün kültürel değerlerini, kültürel mirasını, doğal değerlerini dikkate alıp "Bugüne kadar gidenler gitti, anıa bundan sonra geriye kalanlan nasıl kurtannz?" kaygısıyla bu alanda bir şeyler yapmaktır. Tabii ki Istanbul'a ancak tstanbullu, tstanbul'u bilen insan sahip çıkar. 1950'li yıllarda, îstanbul'un nüfusu daha 1.5 milyonken iyi kötü bir şeyler yaşanıyordu ki ağır bir müdahale oldu. Kendini şehir planlamacısı sanan bir başbakan şehrin yapısına müdahale etti. Ana arterlere, her şeye müdahalede bulundu. Bu olayla birlikte Îstanbul'un çehresi birdenbire değişme sürecine girdi. Çünkü zaman zaman artan, zaman zaman olduğu yerde kalan bir iç göçle karşı karşıyaydık. Galiba da tam o sırada Istanbul'u kaybetmeye başladık. Bakın, bugün büyük şirket merkezleri Ayazağa tarafına doğru kayıyor. Eklemlenecek olan yeni semtler, yani gecekondu yöreleri ya da banliyöler, baştan itibaren planlı yapılabilmiş olsalardı o zaman iş daha farklı olabilirdi. - Nasıl farklı olabilirdi? - Yani, şimdi yapılan şehir dışındaki binalar zamanında yapılacak bir planlamayla inşa edilmeyebilirdi; îstanbul biraz daha yeşil olarak korunabilirdi. - Boğaziçi'nin korunması için oluşturulmuş sözüm ona bir kurul varken Boğaz 'm geri görünümünü mahveden gökdelenlerin dikitmesine hangi iilkede izin verilebilir? - Ben yıllarca o yeşil alanın karşısında oturdum. Zamanla o yeşil alan yok edildi; onun yerine bir beton ormanı ortaya çıktı. Göçlerle birlikte buradaki bütün ilişkiler de değişti. Hani şu ünlü söz var: " Başka İstanbul yok." Aslında bu söz dışardan gelenlere söylendi. Yani amiyane tabirle bu, "Önüne bak, lan, başka Îstanbul yok" demekti. Bu dışardan gelenler dengeyi çok hızlı bozdular. Üstelik tstanbul'u fena halde bozdular. Klasik istanbullu, klasik Îstanbul beyefendisi, klasik îstanbul hanımefendisi, klasik îstanbul şivesi geride kaldı; yok oldu. Yüzde 33 İstanbullu - Sizce İstanbul'la ilgili artık nostaljik mi takılmaya başladık? - Galiba öyle, ama ben bunu pek doğru bulduğumu söyleyemem. Çünkü olan olmuş, giden gitmiş. Önemli olan şu anda var olan îstanbul nasıl ve "Ben tstanbulluyunr diyenler kim? Geçenlerde büyükşehir belediye başkanının bir anket yaptırdığını öğrendim. Anketin kapsadığı alanı bilmiyorum, ama ortaya çıkan sonuca göre ankete katılanların sadece yüzde 33'ü, "Ben tstanbulluyun)" demiş. Olay bu. Şimdi, işin ash şu: Istanbul'a göç eden kişi ne buraya köyünü taşıyor, ne de kentli oluyor. Iki arada bir derede kahyor. Bazısı köyde kavak diktiği için gelip îstanbul'un ortasına da kavak dikti. Çünkü yeşillendirme ve ağaçlandırma anlayışı o kadardı. Kimi de köyünde yapamadığı bazı şeyleri Istanbul'da yapmaya kalkıştı. - Örneğin? - Bir yandan ohnadık siyasi örgütlenmeler, bir yandan ohnadık mafya ilişkileri gelişti. - O zaman bu insan nasıl olup da İstanbullu olacak ve Istanbul'a sahip çıkacak, sizce? - Şu anda tstanbul'un nüfusu on milyonun üzerinde. Bunun büyük çoğunluğu da kendini istanbullu saymıyorsa tstanbul'un işi çok zor, demektir. Bu, sorunun bir yani. tkinci yani ise Istanbul'a sahip çıkması gereken kurumlann ne yaptığı... Örneğin yerel yönetimler ne yaptı? Açıkçası son zamanlarda bazı titiz çalışmalar olsa bile, Istanbul'a yakışır bir noktada olan çalışmalar değil. - Ne gibi değil? -Örneğin, metro kazılırken hangi arkeolojik çalışmalar yapıldı, hangi araştırmalar yapıldı? Şu anda metronun kazılması sürüyor. îstanbul'un tarihi yanmadası Bizans'a göre şu anda iki-iki buçuk metre yükselmiş durumda. Hipodrom'daki dikih taşlara baktığınız zaman bunlann zemininin bayağı çukurda göründüğünü görürsünüz. Çünkü esas zeminleri odur. Şimdi, tarihi yanmadanın zemini yükselmiş. Cç-dört metre kazıyorsunuz; aşağıda tarihi eserlere rastlıyorsunuz. - Siz son 15 yıldır Fest Turizm olarak İstanbul 'da kültür gezileri düzenliyorsunuz. Bufikir nasıl oluştu? - Bu işe önce BlLSAK başlamıştı. Daha sonra Tarih ve Toplum dergisiyle birlikte biz de buna girdik. O gün bugündür de bunu yapıyoruz. Üstelik bir buçuk günde dışardan gelen turistlere gezdirilen istanbul için biz şu anda 70 'in üzerinde tur düzenliyoruz. Bunun içinde coğrafi turlar var, bir de tematik turlar var. - Bu tematik turlar nedir? - Örneğin Istanbul'da suyun öyküsü, Istanbul'da "art nouveau" yapılar gibi... Bir de geçenlerde ben bir şeyi yakaladım. Bu son 15 yıl içinde gezdirdiğımiz insan sayısında 21 bine yaklaşmışız. Belki bu çok görülmeyebilir, ama azımsanacak bir rakam da değil. Bütün bu yıllar içinde işlediğimiz bir ana tema da tstanbulluluk bılinciydi. Gerçekten de Istanbul'da yavaş yavaş başlayan yok olmalar bu son 15 yıl içerisinde hızlandı. Örneğin köşe başındaki binanın üzerindeki rölyef bir bakıyorsunuz bir gün yok olmuş ya da binanın kendisi aniden yıkılıvermiş. Cstelik birtakım tarihi mekânlara birileri el koydu; hiç kimse kalkıp da bunlara, "Buralardan çıkm" demedi. Bunlar, saklanması, korunması gereken nadide binalardı. İstanbul özel bir yer - İstiklal Caddesi üzerinde, art nouveau mimarinin en önemli örneklerinden Markiz Pastanesi bile bir aralık otomobil galerisi halinegelme tehlikesi atlatmadı mı? Şimdi sırada istiklal Caddesi'nde d'Aranco'nun FARUK PEKİN 1947, İzmir, Menemen doğumlu. Robert Kolej Yüksek Okulu Mühendislik Bölümü mezunu. Okulun Boğaziçi Vniversitesi'ne dönüşüm sürecini başlatanlardan. Uzun süreler gazetecilik ve sendikacıhk yaptu 1985'ten buyana Fest Seyahat Acentesi'nin genel müdürü. Kültür gezilerinin öncüsü, hatta "duayeni". 15yıldır tstanbullulara "Adım Adım tstanbuV'u gezdiriyor. Ulusal düzeyde turizm rehberL Turizm üzerine değişik dergi ve gazetelerde yayımlanmış çok sayıda makalesi ve u Kapadokya: Kayalardaki Şiirsellik " adlı kitabt var. Türkiye 'de İstanbul ve Kapadokya uzmanı. Özellikle tarihi kültür mirasının zengin olduğu ülkeler rehberlik yaptığı bölgeler. yapıtı olan başka nadide art nouveau yapılar olduğu sö\ lenrjor™ - Dediğiniz gibi hâlâ insanlar akıllanna eseni yapıyorlar. Bunlara da hiç kimse "Dur" demiyor. Son zamanlarda orada yapılan tek sevindirici iş Beyoğlu Belediyesi'nin "Güzel BeyoğJu" projesi. Binalann ıkincı, üçüncü katlannın elini yüzünü düzelttiler, çünkü zemin katlar dükkândan geçilmiyor. Ara sokaklan düzelttiler. Sokak kafeleri yapıldı. Beyoğlu ya da Pera'nın çevresinde birkaç tane koruma derneği kuruldu. Böylece de iyi örgütlenmeler sağlanabilir, koruma açısından... Açıkça söylemek gerekirse istanbul çok özel bir yer. - Sizce özel olmasının nedeni nedir? - Bir kere. ben tstanbul'u çok seviyorum. Bu şehre vurgunum. Dünyanın birçok büyük kentine, birçok başkentine turist gruplan götürüp onlan gezdiriyorum. O nedenle pek çok yeri görüp tanıma şansımız çok. Isterseniz Prag'ı örnek alalım. Prag da söylencesi çok fazla olan bir kent olduğu için orada da 20-30 tane günlük gezi çıkarabiliriz. Ama tstanbul'un çok özel bir yani var. Kültür zenglnl bir kent - Yanlı davranmak istemiyorum, ama îstanbul'un sıcaklığı, o esrarlı, mistik havası Prag'da var mı? - Hıçbir yerde yok. îstanbul, bir kere, 2600 yılhk bir kent. Yaklaşık 2700 yıllık da diyebiliriz. Ama bu sadece Sarayburnu tarafının tarihi. Fikirtepe, Haliç'e bakarsak 4- 5 bin yıldan söz edebiliriz. Düşünün ki îstanbul'un akranlannın çoğu gitmiş. Efes artık yaşayan bir kent değil, Kartaca artık yaşayan bir kent değil... Ilk Maya kültüründen kentler artık yaşamıyor... Belki tek ona yaklaşabilen Roma... Ama Roma'daki doku da Istanbul'dan çok farklı. istanbul çok önemli iki unsura sahip. Bir doğal güzellik var, bir de çok ciddi bir kültürel miras var. Şu anda kültürel mirasın çapı her ne kadar düşmüş olsa bile Istanbul'da önemli bir mozaik var. Bu, diller, dinler, ırklar mozaiği. Bakıyorsunuz, Rum Patrikhanesi'nin yanında Ermeni Patrikhanesi, Hahambaşılık, Süryani Kilisesi, Katolik Kilisesi, Protestan Kilisesi, cami, her şey iç içe... Bundan da öte toplumsal bellek çok daha zengin. Işte, bu toplumsal belleğin zenginliğı başka yerlerde yok. Bakın, bir Balkan söylencesiyle bir Iran söylencesi gelmiş, Istanbul'da birbirini bulmuş. Ya da eski Kastilya dilinde bir terimle ttalyanca bir terim üst üste gelmiş. Anlam değiştirmiş; yeni bir terim oluşturmuş. İnsanlar bunu kullanırlarken dışanya da ihraç etmişler. Bunu başkalan da kullanmaya başlamış. Zenginliği görebiliyor musunuz? Başka hiçbir başkentte böyle bir şey yok. - "21. yüzyıl devletlerin değil, kentlerin yüzyılı olacak. Kentler öne çıkacaklar" biçiminde bir yaklaşım var. Bu yaklaşımı bize açar mısınız? - Kentlerin öne çıkması devletlerin yapılannı bozmak anlamında kullanılmıyor, bir kere. Bu yanlış anlaşılmasın. Önem olarak, merkez olarak kentler öne çıkacak. Buna bir örnek istanbul. Hatta tstanbul bu kentlerin en önemlilerinden bir tanesi. Ben İstanbul için göğsümü gere gere, "Dünya başkentidir" diyebiliyorum. Şu anda İstanbul bizi yakıyor. Çünkü şu anda Istanbul'da olup bitenler kötü. - Yani ne gibi kötülükler oluyor? - Daha tstanbul'un altyapısı bitirilememiş. Tarihi doku sürekli zedeleniyor. Hâlâ daha çok ciddi bir şehir planlaması yok. Sürekli ağaçsızlandınlıyor. Allah'tan epeyce bir alan, zamanında mezar yapıhnış da onun yeşilliği duruyor. Çünkü bu mezarları kaldıramıyorlar. İkincisi de askerlerin elindeki yeşil alanlar. Ama belediyeler bunlan da kemirmeye başladı; gidip buralann bir köşesine hep bina yapmaya bakıyorlar. Bu büyük mirası korumalıyız - Yalnız, şimdilerde İstanbul Büyükşehir Belediyesi inanılmaz bir ağaçlandırma kampanyası başlatarak yeşili yeniden özendirmiyor mu? - Evet, doğru bir çahşma bu. Bir de Haliç sorun olmaktan çıkıyor. Sonunda Fatih Sultan Mehmet'in formülüne döndüler. Yani Fatih, toprak kaymasını önlemek için orada tanmı yasaklayıp aynk otu yetiştirilmesini emretmişti. Şimdi 500 küsur yıl sonra Haliç'i korumak için aynı yönteme başvuruluyor. Yapılan bütün olumlu işler benim için sevindirici. Ama daha yapacak o kadar çok iş var ki... Tabii ki istanbul bizi zaman zaman kahrediyor. "İstanbullular, tstanbul'u sevenler, tstanbul'a gönül verenler, İstanbui'a sahip çıkın, bağınn, cağmn" diyorlar. Ben de öyle diyorum. Dışardan olan göç biraz hafiflemişe benziyor. Nüfus sayımında herkes îstanbul'un nüfusunun 15 miryon çıkmasını beklerken 10.5 milyon çüanca göç olayuıın durakladığı iyice anlaşıldı. Bu bence çok iyi bir gelişme. - Yine de ne olursa olsun, orta büyüklükte birAvrupa ülkesinin nüfusuna sahip değil mi? - Evet, öyle, ama yine de göçün azalmaya yüz turması ya da en azından duraklaması sevindirici. Ben birçok başkenti gezdiğimi söyledim; özellikle bu kentlerin akşamlan beni ilgilendiriyor. Bazılannda hayat gece 11 'de bitiyor. Her taraf karanyor. Ortalıkta hiç kdmseyi görmüyorsunuz. Çaddelerde ışık olması, caddelerin, sokaklann çok iyi aydınlatılması da bir ölçü değil. Arap kentlerine, Dubai'ye, Abudabi'ye bakın; hepsi tepeden baktığınızda ışıl ışıl. Onlarda enerji bol. Elektrikleri sabahlara kadar yalayorlar. Ama iş o değil. tstanbul ise geceden sabaha kadar yaşıyor. Cıvd cıvıl bir gece hayatı var. ... Yaşayan kent - Söyler misiniz, Istanbul'dayaşam bir dakika bile duruyor mu? -Hiç durmuyor. îstanbul'un yaşamı 24 saat aralıksız sürüyor. Eskiden, 15-20 yıl önce istiklal Çaddesi'nden gece geçilemezdi. Şimdi öyle değil. tstanburun bu cıvıl cıvıl yaşantısı benim açundan son derece önemli. Ben bu cıvıl cıvıl, yerinde duramaz yaşanhyı, tstanbul'u öbür büyük kentlerden ayıran ciddi bir fark olarak görüyorum. Bazen sabaha karşı dörtte havalımaruna gittiğim oluyor. Allah Allah, trafık okanıklığı inanılmaz boyutta, o saatte bile... - Peki, kültür yaşamını nasıl buluyorsunuz tstanbul'un? • Belki yıhn 12 ayı boyunca kültür yaşamı, gündelüc yaşamı gibi cıvıl cıvıl değil. Ama öyle olmasa da 15-20 yıl öncesine kıyasla ciddi bir yol alındığını düşünüyorum. tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın çahşmalan, aynca yeni yeni ortaya çıkan başka kuruluşlann kültür ve sanat faaliyetleri insana inanılmaz bir kıvanç veriyor. - Peki, bunun yanında kültür yaşamı açısından olumsuzluklar var mı? - Geçen gün bir yerde okudum. Beyoğlu'nda türkü barlann sayısı kırka ulaşmış. Evet, kabul ediyorum bu da olacak. Herkesin bir damak tadı var. Ama bana biraz olumsuz geliyor. Burada başka bir noktaya değinmek istiyorum. Gerçekten tstanburdaki tarihi mekânlara sahip çıkılması gerekiyor. Bu kentin altı da üstü de zengin. Biz Fest olarak Galata gezisi yapıyoruz. Orada yeraltı camiini gösteriyoruz. Bir de bir apartmanın dördüncü katındaki Rus kilisesini görüyoruz. Acayip bir durum. Turist bunu göriince çok şaşınyor, tabii. Bu dokular çok değerli. Bunlann korunması gerekiyor. Son zamanlarda çok sayıda müze ve cami soygunu oldu. Aslında özellikle kiliselere cemaat, bekçi bulamıyor. Ama buna hepimizin sahip çıkmamız lazım. Çünkü bu hepimizin, tstanbul'un mirası. BEDÜK, ÜYELERE BASKIYAPIYOR TTK'de din-akıl tartışması ANKARA(ANKA)-Kitap ince- lemelerinde tek yetkili kurum ko- numundaki Milli Eğitim Bakanlı- ğı Talim ve Terbiye Kurulu'nda (TTK), felsefe kitaplan üzerinde "din-akü" çatışması ortaya çıktı. Doç. Dr. KurtuluşDinçerin fel- sefe kitabındaki "Dinsel inanç kutsal kitaplara, vahiy ya da sez- gjye dayanır. Felsefenin tek kıla- vuzu ise aküdır" tümcelerine iti- raz eden Milli Eğitim Bakanı Hü- seyinÇeük'in atadığı üye Ahmet Ergun Bedük, takip formuna "İs- lam dininin bu konuda farklıltğı vardır" şerhini düştü. Bedük'ün, felsefe kitaplarını in- celeme komisyonu üyelerince ince- lenerek, hatalan belirlenen ve "95.1* puan alan Doç. Dr. Kurtuluş Din- çer'in felsefe kitabına, Islami dün- ya görüşünü ekletmeye çalıştığı kaydedildi. Bedük, kitabın 21 'inci sayfasındaki "Felsefe- Din" başlık- lı bölümde yer alan "Dinsel inanç kutsal kitaplara, vahiy ya da sezgi- ye dayanır. Felsefenin tek kılavuzu ise aküdır" şeklindeki cümleye iti- raz etti ve üye olarak doldurduğu tas- lak ders kitabuıın inceleme takip formuna, tslamın bu görüş dışında tutulması yönünde şerh düştü. ÇelikrYOK taslağı bitti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇeKk. Er- kan Mumcu tarafindan tek genelgeyle görevden alınan 1041 taşra bürokratı- run, Danıştay'ın aldığı karar sonrası gö- revlerine dönebileceği mesajını verdi. Çe- lik, "Hukukunkaran karşjsmda boynumuz kıldan incedir" dedi. Çelik. YÖK yasası taslağı çahşmalannın da bittiği- * nisöyledi. <*, Çelik, dün Yurt-Kur tarafın- ^4 danTahsinBanguoğhıYurdu'nda 40 düzenlenen bahar şenliği etkinlik- lerine katıldı. Burada öğrencilerin açtığı tezgâhlan gezen Çelik, öğrenci- lere el ve kahve falı baktırdı. Çelik da- ha sonra gazetecilerin sorulannı yanıtla- dı. Yüksek Öğretim Yasası Taslağı'nın en kısa zamanda Meclis'e sevk edileceğini ifa- de eden Çelik, "Meclisünizdeşu anda çok önemli konular var. AB yasalan görûşüle- cek. Bizim taslağnmz bitti, ancakçok kap- sanüı bir taslak. Ük önce Bakanlar Kuru- ludeğerlendirecek,daha sonraTBMM'ye gidecek.Meclistatile girmedengönderece- ğiz" diye konuştu. Çelik, Mumcu'nun Bakanhğı dönemin- de tek bir genelgeyle görevden aldığı 1041 taşrabürokranmn, Danıştay'ın karan son- rası görevlerine iade edilip edilmeyeceği- nin sorulması üzerine, "Hukuk karşısın- da boynumuz kıldan ince" yanıhnı verdi. Çelik, "Yargmın aldığı bütün karariar de- ğerlendirilmek zorundadır" dedi. HEDEF ATATÜRKÇÜ ÖĞRETMENLER ' Yurtta Banş'a soruşturma MAHMUTORAL DÎYARBAKIR - Diyarbakır'da Atatûrk'ün "Yurtta Banş, Cihan- da Banş" sözünün yazılı olduğu kokartı yakasında taşıyan 17 öğ- retrnen hakkında soruşturma açıl- dı. Öğretmenler, "Soruşturma as- luıda bize değil, Atatürk'e açıldı" dedi. AKP'nin kadrolaşma çahşmala- n kapsammda yaklaşık bir ay önce atanan Diyarbalar Milli Eğitim Mü- dürü ŞevketYüce hedef olarak Ata- türkçü öğretmenleri seçti. Eğitim-Sen üyesi öğretmenler ABD'nin Irak saldınsı sırasında yurt genelinde 24-25 ve 26 Mart'ta yakalannda Mustafa Kemal Ata- türk'ün "Yurtta Banş,CihandaBa- nş" sözlerinin yazılı olduğu ko- kartlan takrı. Şikayet üzerine haklannda so- ruşturma başlatılan öğretmenler, müfettişler Feva Ozcan ve Metin Yücel'e yazılı ifadelerini verdiler. Soruşturmadan geçirilen öğret- menlerin görev yaptığı Atatürk Li- sesı Müdürü Bahattin Çabşkan'ın son olağan kongreye kadâr Ata- türkçü Düşünce Demeği Şube Baş- kanlığı'nı yürütmesi dikkat çekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle