Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
; HAZİRAN 20C3 PA2AR CUMHURİYET SAYFA
J V LJ Yu J. LJ -IV kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15
IKaradeniz'e kıyısı olan ülkelerin seçkin tiyatro toplulukları bir araya geldi ESİNTİLER
Trrabzon'daki
şenliğe
Azerbaycan,
Bulgaristan,
Ermenistan,
Gürcistan,
Kınm, Moldova,
Romanya,
Rusya ve
Sırbistan'dan
topluluklar
katıldı.
Trabzon'da dostlar şenliğiSEVGİ SANL1
Azerbaycan. Bulgaristan, Erme-
nistan, Gürcistan, Kınm, Moldova,
Romanya, Rusya ve Sırbistan'ın
seçkin tiyatro toplulukları Trabzon
Devlet Tiyatrosu'nun, Devlet Tiyat-
rolan Genel Müdürlüğü ve Kültür
ve Tunzm Bakanhğrnın konukse-
verliğini kanıtlayan bır organizas-
yon ile bir araya getirildiler. Birçok
uluslararası festıvalde katılımcılar
birbirlerini izlemek, birbirlenni ta-
nımak fırsatını bulamazlar. Trab-
zon "daki buluşma bir dostlar şenli-
ği oldu... Trabzon Devlet Tiyatrosu
Müdürü Murat Gökçerin dediği
gibi, tiyatro insanlannın büyiik bir
aile olduğunu. sadece sanat alışve-
rişinde bulunmak için değil aile
bağlanmızı güçlendirmek için bir
araya geldiğimizı duyumsadık. He-
pimiz Dyonisos'un soyundan geli-
yorduk; şevkle, heyecanla o yüce
oyun ve bereket tannsının bağlann-
dan zengin ürünler paylaşabilirdik.
Azerbaycan'dan 'Hamlet'
Değişik ülkeler, değişik görüşler,
değişik diller ailemize ayn renkler,
ayn bir kıvraklık katıyordu. Kimi
kardaşlanmızın "düleri var bizim
dile benzemez". Değişik bir şivey-
le de olsa bizim dili konuşan Aze-
rilerden çok etkilendiğimi itiraf et-
meliyim. 130yıllıkbirgeçmişiolan
Bakû Akademik Milli Dram Tiyat-
rosu, Shakespeare ın "Hamlef'ini
sundu.
"Necip genç oğlum, kalbinde
atana muhabbet varsa, bu alçak
tahkire sen tözme oğlum!" dıyen
Hayalet ya da Kölge, Hamlet'in ha-
in amcasından öcünü almasını isti-
yordu. Hamlet "To be or not to be"
tiradını acaba nasıl dile getirecekti?
Orhan Burian Perde Itl Sahne
1 'de "Yaşamak mı yoksa ölmek
mi, mesele bunda" diye Türkçe-
leştirmiştı bu sözleri. Sabahattin
Eyuboğlu çevırisi biraz farklıydı:
"Var olnıak mı, yoksa yok olmak
mı, bütün sorun bu." Can Yücel
keyiflı bir anında olsa gerek, "Bir
ihtimal dataa var, o da ölmek mi
dersin?" deyip çıkmıştı işin için-
den. Azerbaycanh çevirmenin adı
geçmiyor ama bence çok güzel bir
çözüm bulmuş.
"Ölüm ya da öliim budur mesele.
Kaansı şereflidir
Azgın talihin müthiş oklarına
Susup döz/nek mi? Yoksa
felaketier
Nehrine karşı silaha sarılıp
isyan mı etmek?
Ya galebe çalmak, ya helâk
olmak!"
Başrolü oynayan Fuad Poladov,
genç görünmeye heveslenmeden,
canlıhğı, çevikliği ve çağdaş yoru-
muyla elli küsur yaşını unutturan
bir halk artisti. Claudius'ta Rafael
Dadaşov, Horatio'da Sabir Meme-
dov gerek sesleri gerek fizikleriyle
sahneyi dolduruyorlar. Gertrude'da
Sanuber İsgendorova hem güzel-
liği. hem sanatıyla, hayaletin incitil-
mesine kıyamayarak "Sen Allah'ın
nükmüne bırak onu" demesini
haklı çıkanyor. Polonius'u oynayan
Seyavuş Aslan, Azerbaycan'm en
ünlü komedyenlerinden biriymiş.
Polonius'un trajikomik kişiliğinde-
ki güldürücü öğelerin başanyla al-
tını çiziyor. Yapıtı başanyla sahne-
leyen Azer Paşa Nemat oyuncu
kralıçeyi Elizabeth çağında olduğu
gibi genç bir erkeğe oynatmış. El-
şen Cebrayilov'a "Kız oğlan nazı
nazın, şehlevend avazı avazın" di-
yebiliriz.
Gürcü. Tiflis Tiyatrosu Slavomir
Mrozhek'in "Carol" adh oyunu-
nu "Karlo" diye oynayıp Polon-
ya'dan Gürcistan'a uygulayarak
sağlam tiyatro geleneklerinı İcanıt-
ladılar. Robert Strua, Varlam La-
U Nikoladze ülkemizde de tanınan
ve sayılan adlar. Eseri sahneleyen
Andro Enukidze uzun yıllar Bil-
kent'te Cüneyt Gökçer'in asistanı
olarak çahşmış. Kör olan bir dede-
nin üç torunuyla birlikte bir göz he-
kiminin muayenehanesine başvur-
ması, başlangıçta basit bir hasta-
doktor ilişkisini andınyorsa da işın
vçınde iş olduğu kör kör parmağım
gözüne belirtiliyor. Gerek reji, ge-
rek oyunculuk etkileyici. Dedeyi
oynayan Giorgi Barbakadze'nin
gençliğini ele veren sadece pürüz-
süz elleri. Bütün gençler yaşlı rol-
lerinde bu kadar inandıncı olsalar-
dı belki 61 yaşında emeklılik büyük
bir haksızhk sayılmazdı. Göz dok-
torunda Nika Kastaredze de Yuda
tohumlan taşıdığını gözümüze sok-
madan, korkak ve hain kişiliğini
oyun boyunca "inşa" ediyor. Uma-
nm adlan yanlış yazmadım. Oyun
programlannda kimin ne oynadığı-
nı belirten bir işaret yok.
Ruslardan ba$arılı bir oyun
Bu festivali Hayati Asılyazıcı'yla
birlikte ızledık. Oyunlan. ülkeleri
paylaşmaya çahştık. 0 çok başanlı
bir Lorca, "Bernarda Alba'nın E-
\i"ni oynayan ve ilk kez bu festiva-
le katılan Ermeni Tiyatrosu'nu ve
Rusların içınde bulunduğu başka
bazı oyunlan yazacaktı. Ruslar ko-
nusunda azıcık oyunbozanhk ede-
yim. Sadece şunu söylemeden geçe-
meyeceğim. Aleksey Nikolayiç
Tolstoy'un (1882-1945) "Tiyatral
Aşk Masalı"nı oynayan Grozni
Devlet Akademik Dram Tiyatrosu
200. yılını kutluyor. Tatyana Ser-
geyevna Krasnopolskaya unuta-
mayacağım bir aktris. Valery Vik-
toroviç Potanin dünyanın neresın-
de olursa olsun seyirciyi hayran bı-
rakacak bir aktör. Adam değıl dina-
mo.
Sırbistan, "Peri Kızlarının Dan-
sı" ile folklorik bir gösten sundu.
Güzel sesler, güzel danslar, zevkli
kostümler kulağımızı ve gözümüzü
okşadı.
Moldova, "Batı Yakası Hikâye-
si" ile iddialı bir çıkış yaptı. Genç-
lik, güzellik, enerji hepsi tamam da,
Porto Riko'lular ile Amerikalılar
arasında bir stil ve ritim farkı seçi-
lemiyordu. Leonard Bernstein ile
Stepben Sondheim ın müzik ve
şarkı sözlerine itibar edilmemiş.
Belki telif hakJan yüzünden. Güney
Amerikalılar, Moldovahlann en sa-
nşınlan arasından seçılmiş; polis
komiseri tam bir zorba, oğlansı kü-
çük kız, bir femme fatale olmuş.
Aysun Arslan'ın "Doğu Yakası
Hikâyesi" ne müthişmiş meğer.
Tabii hepimızi büyüleyen Trab-
zon'un yemyeşil doğası, gür akarsu-
lan oldu. Bana sakın Sümela Ma-
nastırı'nı görmeden geri gelme de-
mişlerdi. Sizin de kulağınızda bu-
lunsun, Trabzon'a giderseniz sakın
Sümela Manastın'nı görmeden ge-
ri gelmeyin.
85 yaşındaki ingmar Bergmana bu kez de Uluslararası Film Arsivi ödülü verildi
Yarımyüzyıllık bir arşivi var
GÜRHAN UÇKAıN
STOCKHOLM - tsveçli ünlü
film yönetmeni tngmar Bergman'a,
geçen salı günü Stockholm'de yapı-
lan bir törenle Uluslararası Film Ar-
şivi Ödülü verildi. Sinema sanatında
arşivciliğin çok önemli olduğunu ve
bu alanda çaba gösteren herkese say-
gı duyduğunu belirten Bergman, ya-
nm yüzyıldan ben evinde binlerce
uzun film saklamakta ve özel sine-
masında dostlanna göstermekte. Os-
car'ı almak için Los Angeles"a git-
meyen ve ödül almaktan hoşlanma-
masıyla tanınan ünlü yönetmen, bu
ödüle özel önem verdiğini söyledi ve
Stockholm'e gelerek Filmevi yöneti-
mini sevindirdi. Bergman. nefret et-
tiği bir başka şeyi daha yaparak hay-
ranlannı şaşırttı: Uçağa bindi.
Son fllmlnl tamamladı
ingmar Bergman, "Bir Evlilikten
Sahneler" adlı filmınin devamı ola-
rak "Saraband" adlı bir televizyon
filmi çekmişti. Julia Dufvenius ve
Liv UUman'ın başrolleri paylaştığı
bu film adını, Rönesans devrindeki
bir danstan alıyor. Bergman'ın ilk
kez dijital kamera kullandığı filmin
çekımi defalarca aksadı ve Bergman
sonunda tek kamera kullanmak zo-
runda kaldı. Ünlü yönetmen, kusur-
lan giderilmeden filmin gösterime
girmesine izin vermiyor. Bergman bu
konuda şunlan söylü-
yor:
"Film sanatının
geleceğinden kaygılı-
yım. Dijital teknik
ender olarak işliyor.
Ben 'Saraband'ı çe-
kerken ilk üç gün bir
felaketti. O güzelim
ve pahalı dijital ka-
meralardan sürekli
ses geldi. İnsanın bu
konuda biraz kötüm-
ser olması gerek. İyimser
olup, "Nasıl olsa çözümlenir' de-
mek yanlıştır. Çünkü çözümlen-
mez. Ben de eski zamanlardaki
gibi yapmak zorunda kaldım.
Kamerayı ince şiltelere sardım.
Aynen Isveç'in JAS tipi savaş
uçağı gibi: Uçak çok güzel ama
savaşta kullanılamıyor. ' Sara-
band' dan hoşnut kaldım mı?
Bilmiyorum, bu soruya yanıt
vermek güç. Ama bu filmi
bu yaşımda sonuçlandıra-
bilmiş olmam beni sevin-
dirdi. Ve çekimin sürdüğü
9 hafta 1 gün süresince
çok iyi zaman geçirdik."
Ingmar Bergman, 14
Temmuz'da 85. yaşını
sevgili adası Farö'de
kutlayacak. eğer daha
önceden bir yerlere
kaçıp saklanmazsa.
Ödülünü Stockholm 'de yapılan
bir törenle alan Bergman,
sinema sanatında arşivciliğin
çok önemli olduğunu vurguladu
ZEYNEP ORAL
Ünlü yazarın mezarı Özel Kültür Lisesi öğrencilerinin girişimiyle onanldı
Halit Ziya Uşaklıgil anıldıKültür Servisi - Türk edebiyatmın
önemli isimlerinden Halit Ziya
Uşaklıgil, geçen perşembe günü,
Özel Kültür Lisesi öğrencilerinin
gınşimıyle onanlıp yenilenen
mezannın başında anıldı.
Törende Halit Ziya Uşaklıgil'in
Türk edebiyatmdaki önemi bır kez
daha vurgulandı.
Bakırköy Mezarhğı'ndaki mezan
başında düzenlenen törene, konuk
olarak TYS Başkan yardımcılan
Egemen Berköz ile Aydın
Hatiboğlu, 'Aşk-ı Memnu'
oyununun ve librettosunun yazan
Pen Yazarlar Derneği üyesi
Tank Günersel, Konur Ertop,
Uşaklıgil'in torunlan Ayşe Berker
ve Emine Uşaklıgil katıldılar.
Okul Müdürü Erdoğan Yılmaz,
konuşmasında Halit Ziya
Uşaklıgil'in sadece bir test sorusu
olmaktan çıkanlması gerektiğini ve
bu değerlere sahip çıkacaklanm
vurguladı. Öğrenciler adına
konuşan Ferhan Günay,
aydınlanmıza bugün dünden daha
Öğrenciler ve konuklar Uşaklıgil'in mezarına karanfiller bıraktı.
çok ihtiyaçlan olduğunu söyledi.
Aydın Hatiboğlu ve Egemen
Berköz bu girişimin çok duyarlı
olduğunu belirttıler. Ardından
Berkö?, geçmişimizin farkına
varmamız gerektiğini vurguladı.
Uşaklıgil'in torunlanndan Ayşe
Berker, çocukluğunda dedesiyle
geçırdiği günlerin öneminden söz
ederek Ye§ilköy'de Uşaklıgil'in
evinin bulunduğu yerdeki
apartmana konmuş bulunan 'Halit
Ziya Uşaklıgil bu evin bulunduğu
yerde yaşamıştır' yazılı tabelaya
büe sahip çıkılmadığını anımsattı.
Tank Günersel, oyunu ve librettoyu
yazarken, Uşaklıgil'i hep yanında
hissettiğini anlatarak "Büyük bir
sorumluluktu" dedi. Son
konuşmacı Konur Ertop,
Uşaklıgil'in romanlannda insanı
insan olarak ortaya koyduğunu
anlatarak, 'Aşk-ı Memnu'
romanının bugün bile Türk
romanında çok önemli bir yere
sahip olduğunu aktardı.
Konuşmasına, bugün Uşaklıgil'in
tarzına en yakın yazann Selim tleri
olduğunun altıru çizerek devam
eden Ertop, Selim İleri'ye
Uşaklıgil'i inceleyip kaleme alma
görevi düştüğünü söyledi.
Daha sonra öğrenciler ve konuklar,
Halit Ziya Uşaklıgil'in mezanna
karanfiller bıraktı. Tören, Kültür
Lisesi'nin bu tür etkinliklerini
sürdürmesi dileğjyle sona erdi.
Niğde'de Güneşin
Batmadığı Gün (2)
Dün sizlere, "Türkiye Yollartnda Bir Virtûöz"
projesi çerçevesinde Niğdeli çocuklar, öğren-
cilerle Fazıl Say'ın buluşmasında yaşanan coş-
kuyu aktarmaya çalıştım. Bugün çocuklardan
büyüklere kaydınyorum dikkatimi.
Bu projenin sahibi olan Doğuş Grubu için
Niğde'nin özel bir anlamı var. Niğde, Ayhan
Şahenk'in doğduğu ve son istirahat yeri. Bu
nedenle bu buluşmadatüm ailefertleri, grubun
genç patronu Ferit Şahenk ve tüm üst düzey
yöneticileri hazır bulundu.
Yabancısı olduğum bu çevrenin insanlarını
izlerken sponsortukla sanat arasındaki ilişkiyi
düşünmeden edemiyordum. Türkiye'nin on üç
ilini kapsayan bu projeyi benimsemek, finanse
etmek, bu zor organizasyonu gerçekleştirmek,
belki daha çok Volkswagen sattırmayacak, Ga-
ranti Bankası'nafazladan katkı sağlamayacak-
tı. Ancak uzun vadede bir dönüşüme yol aça-
caktı. Çağdaşlaşma yolunda bir dönüşüme...
Zaten sponsoriuğun ana hedefi buydu, bu ol-
malıydı. Niğde'de "büyükleri" izlerken bu inan-
cın egemenliğine tanık oldum.
Kütüphaneden sağlığa
Fazıl Say'la, Niğde'de müzik eğitimi gören
öğrencileri buluşturan toplantının yapıldığı Sa-
biha Şahenk Kütüphanesi, aynı gün bir tören-
le Niğde Üniversitesi'ne devredildi. Doğrusunu
isterseniz, kütüphane 2000 yılında tamamlan-
mış, Kültür Bakanlığı'na devredilmişti. Ama o
gün bugün, Kültür Bakanlığı, çok amaçlı bir ti-
yatro / konser / sinema salonu, sergi salonu,
okuma ve araştırma mekânlannı içeren bu kü-
tüphaneyi işletememiş, yaşama katamamıştı.
Şimdi üniversiteye devriyle yaşama yeniden
döndürülüyor.
Bu arada belirtmeden geçmeyeyim: 350 bin
nüfuslu Niğde'de 18 bin üniversite öğrencisi
var!
Kütüphanenin önünde iki yepyeni, tam teç-
hizatlı, başında doktoru, sağlık arabası... "Tür-
kiye Yollannda BirVîrtüöz" projesinin, konser bi-
let gelirleri Ayhan Şahenk Vakfı tarafından sağ-
lık taraması için kullanılıyor. Bu hizmet yalnız
okullara veriliyor sanıyordum. Oysa ben içine
girdiğimde, yaşlı bir teyzemuayeneoluyordu...
Mücevher müze
Niğde'den aynlmadan önce müzesini gör-
mem gerektiğini biliyordum. Anadolu'daki yüz-
lerce müzeden çok farklı olduğunu duymuş-
tum ama böylesi bir mücevherle karşılaşmayı
beklemiyordum.
"Mücevher" diyorum, çünkü küçük ama eş-
siz değerde... Farklılığı ve eşsizliği yalnız için-
deki eserlerden kaynaklanmıyor. Neolitik
Çağ'dan başlayan Tunç Çağı, Asur ticaret ko-
lonileri, Geç Hitit, Frigya, Hellen, Roma, Bizans,
Selçuk, Osmanlı dönemleriyle devam eden ve
etnoğrafik bölümle sona eren bir müze. Krono-
lojik sırayı izleyen salonlarda, büyük çoğunlu-
ğu bölgedeki kazılardan gelmiş buluntular ser-
gileniyor. özenle seçılmiş, en güzel örnekler.
Az ve öz.
İlk salonda M.ö. 5000 yılının Köşk Höyük ka-
zılarından "Kalkolitik Ev"inin birebir kurgusu
sergileniyor. Tüm aynntıtarıyla. Müthiş aydınla-
tıcı... Şimdiye dek gördüğüm en güzel ana tan-
nça heykelciklerinin kimilerini de burada bu sa-
londa görüyorum. (Tahtta Oturan Ana Tanrıça
heykeli muhteşem.)
Tutkuyla bağlanmak
Olağandışılık, müzedeki sergileme biçimin-
den, buranın temizliğinden, ışıklandırılmasın-
dan, açıklama panolarından, vitrinlerin etkilen-
mesinden de kaynaklanıyor. Ama asıl önemlisi
buraya aşkla, tutkuyla bağlanmış iki insanın,
Müze Müdürü Arkeolog Erol Faydalı ile eser-
lerin restorasyonundan sorumlu Arkeolog Res-
toratör Fazıl Açıkgöz'ün gösterdikleri özen-
den de kaynaklanıyor.
Erol Faydalı 30 yıldır, Fazıl Açıkgöz 25 yıldır
buradalar. Çocuklarının üzerine titrermiş gibiler.
Bize müzeyi gezdirirken, seslerinde, parlayan
gözlerinde her an görüyorum o bağlılığı ve tut-
kuyu.
Anadolu'nun irili ufaklı birçok ilinde nice mü-
zeler gezdim, böylesini görmedim. Aşkla bağ-
lılığın karşılığı olsa gerek...
Niğde'de geçirdiğim sürede hep aklında
Behçet Kemal Çağlar'ın bir dizesi dolanıp du-
ruyordu: "... Ve birelma kokusu gelirnıha Niğ-
de'den..."
Elma kokusu değiise de aydınlık bir koku hiç
terketmedi beni.
Dedim ya, o gün Niğde'de güneşin batmadı-
ğı gündü.
e-posa: zeynepCo zeyneporal.com
taks: 0212 257 16 50
Antalya'da yaz konseri
• Kültür Senisi - Altın Portakal Vakfı 'nın
katkılanyla Alman şef Matthias Wegele'in
yönetimındeki Antalya Devlet Opera ve
Balesi Orkestrası ve Orkestra Solistleri,
bugün saat 20.30'da Antalya Kültür
Merkezi'nde konser verecek. Veronica
Kızılay (viyolonsel) ve Ozan Çelikel'in
(trombon) solist olarak katılacaklan konserde
orkestra, Çaykovski'nin 5. Senfonisi'nin
yam sıra C.M. Weber, N. Paganini ve
L. E. Larsson'dan seçkiler sunacak.
Aynca, Antalya bevlet Opera ve Balesi,
'10. Aspendos Opera ve Bale Festivali'ne
'La Traviata', 'Giselle', 'Carmina Burana',
'Cavalleria Rusticana' ve 'Palyaço' adlı
5 yapıtla katılacalc.
BUGÜN
• DEĞtRMENSANATEVt nde 19 OO'da
Ayla Algan'ın 'Sevelim Sevilelira' adlı
performansı. (0 212 245 70 06)
• RUMELİ HtSARI'nda 21 OO'de Sadri
Alışık Tiyatrosu nun 'Boeing Boeing' adlı
. (0 212 29/ 51 %)