29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET HAZİRAN 2003 PAZARTESİ HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul A 31 Sinop Edime B 26 Adana B 34 A 34 Samsun B 29 Mersın B 30 Kocaeli A 31 Trabzon Çanakkale A 31 Giresun Izmır A 35 Ankara B 25 Diyarbakır A 37 B 25 Şanlıurfa B 31 Mardin Manısa A 37 Eskigehır B 32 Siırt Aydın A 37 Konya Denızlı B 36 Sıvas B 30 Hakkâri B 26 B 29 Van B 24 Zonguldak B 26 Antalya B 37 Kars B 24 Iç Anadolu'nun ku- zeybatısı, Karadenız kıyılan ıle Doğu Anado- lu'nun doğusu parçalı bulutlu, dığer yerieraz bulutlu ve açık geçe- cek Havasıcaklığında onemlı bır değışıklık ol- mayacak. Ruzgâr ku- zey ve doğu yönlerden hafrf. arasıra orta kuv- vette esecek. DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn y Y Y B B B B B 18 19 oo 27 22 26 28 28 Münıh B 27 Zürih Berlin Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına B B B Y B Y B B 26 30 33 27 33 28 31 34 Y 27 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre Y A B B B B B B 1b 24 24 32 28 16 15 37 B 37 lAnklra / \ T a * k e n t Tahran — vAçrk txlutlü Bulutlu L Çok bulutlu . Yağmuriu sKarlı k a r > Gok guruKulü İtalya Başbakan Yardımcısi: Türkiye'siz Avrupa olmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Dönem Başkanı Yunanistan'dan, Türkıye'nin üyeliğine yönelik olumsuz açıklarnalar yapılırken, dönem başkanlığını temmuz ayında devralacak ital- ya'dan sıcak mesajlar geldi. italya Başbakan Yar- dımcısı Gianfranco Fiımi, AB'nin Türkiye'ye karşı yükümlülükleri olduğunu belirterek "Türk dostlanma reformlar için cesur adım atmala- n, çalışmalarını 2004 Aralık a\ma kadar ta- mamlamaları çağnsında bulunuyorum. Biz de miizakere tarihi için n e gerekiyorsa yapaca- ğız" dedi. îtalya'nın, Türkiye'nin üyeliğini güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğini vurgu- layan Fini, "Türkiye'siz Avrupa olmaz. Avrupa nornılarına uyan Türkiye, daha da gelişecek ve örnek ülke olacaktır" diye konuştu.AB Ha- ber internet portahna konuşan Fini, ülkesinin Türkiye'ye bakışını anlattı. ttalya'nın, Türki- ye'nin AB'ye yakınlaşması için çaba göstereceği- ni kaydeden Fini önemli mesajlar verdi: Türkiye'nin AB takvfmine saygılıyız: 2004 Aralık ayında Türkiye'ye müzakere tarihi konusunda karar alınacak. Biz Türkiye'nin AB takvimine saygılıyız. Bunun için ne gerekiyorsa biz AB adına yapacağız. Dönem başkanlığımız sırasında Türkiye'nin Birliğe daha da yakınlaş- ması için çaba göstereceğiz. italya hükümeti ola- rak, bu konuda Türkiye'nın arkasındayız. Türkiye yapması gerekeni biliyor: Türk halkının bizden her gün A B ile ilgili bir mesaja ihtıyacı olmadığını düşürriiyorum. Türkiye büyük bir üike. Elinden futulup AB'ye sokulacak ülke değil. Yapılması gerekenleri çok iyi biliyor ve bu yönde önemli çalışmalar yapıyor. AB'nin Türkiye'ye yîikümlülüğü var AB'nin Türkiye'ye karşı yükümlülüğü var. Önce- den alınmış kararlar var. Türk dostlanma AB re- formlan ile ilgili cesur adım atmalanm ve çalış- malan 2004 Aralık ayı öncesinde birirmeleri çağ- nsında buiunuyorum. AKP hükümeti AB reform- lan alanında çalışmalar yapıyor. Bu reformlann Türkiye'yi düzlüğe çıkaracağına inanıyorum Avrupaiı Türkiye örnek olacak: Avrupa normlanna uyan Türkiye, daha da gelişecek ve örnek bir ülke olacaktır. Türkiye'nin Avrupa Bir- liği'ne üyeliğine, dini ve kültürel çerçevede karşı olanlar AB içinde azınlıktalar. Türkiye'siz Avrupa olmaz.- Bugün Avrupa Parlamentosu'ndaki Hıristiyan Demokrat grubun önemü bir kısmı Türkiye'nin AB üyeliğine karşı değil. Türkiye'siz Avrupa olmaz. Avrupa Konvan- siyonu'nda Hıristiyanlığa anayasada arıfta bulu- nulmasını ben de istedim. Ancak bunu Türki- ye'nin üyeliğini engelleyecek bir unsur olarak görmüyorum. Türkiye'nin dini ve kültürünün farldı algılanmasını, bunun da üyeliğinin önünde bir engel olarak görülmesini kabul etmiyorum. Girisimler hız kazandı ABveABD Kıbrısiçin devrede REŞATAKAR LEFKOŞA - Kıbns sorununun çözümünü amaçlayan doğrudan görüşmelerin yeniden baş- latılmasını isteyen ABD ile AB'nin diplomatik girişimleri hız kazandı. Atina ziyareri sonrasın- da Kıbns'a gelen ve önceki akşam Rum Yöneti- mi Başkanı Tasos Papadopulos'la görüşen ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbns Özel Koordina- törü Thomas Weston bugün KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş ile görüşecek. VVeston, Denktaş'la görüşmesinin ardından KKTC'deki siyasi parti, sendika ve diğer sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya gelecek. •çozüm en geç Mart 2004 te olmalı' Papadopulos'la yaptığı görüşme sonrasında, Kıbns sorununun çözümünü amaçlayan görüş- melerin yeniden başlarılması için çaba harcadık- lannı söyleyen Weston, aynntıh bilgi vermekten kaçınırken Rum basım, görüşmelerin eylülde başlarılması ve Mart 2004'te sonuçlanma olası- lığının ele alındığını yazdı. Güney Kıbns'ta ya- yımlanan Simerini gazetesine göre Rum kesimi- nin AB üyeliğinin resmen başlayacağı 1 Mayıs 2004 öncesinde Kıbns sorununun çözümlenmiş olmasını isteyen Papadopulos, "Bu rarih en geç Mart 2004 olmahdır" dedi ve ABD'nin Ankara üzerinde baskı kullanmasını istedi. verheugen adaya geiiyor AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen de bugün adaya geii- yor. Temaslanna yann başlayacak olan Verhe- ugen, önce Papadopulos'la ve Rum yetkililerle görüşecek. Verheugen, daha sonra Kıbnsh Türk ve Rum işveren temsilcilerinin yam sıra sendi- kacılann hazır bulunacağı yuvarlak masa top- lantısına katılacak. Günter Verheugen'in Ku- zey'deki temaslan ise çarşamba günü başlaya- cak. Rauf Denktaş'la görüşmesinin ardından si- yasi partı yekilileriyle buluşacak olan Verhe- ugen'in, sivil toplum örgütleri ve belediye baş- kanlanyla bir araya gelmesi bekleniyor. 'Denetim' isyan ettiBaşbakanlık TeftişKurulu, MaliyeBakanhğı'nın tüm kurumlann teftiş kunıllannı tasfiye etmeyi içerenplaniylaj kamu denetiminin temelinin 'dinamitleneceği'uyansında bulundu İLHANTAŞCI ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a bağlı Başba- kanlık Teftiş Kurulu, Maliye Ba- kanlığf nın teftiş kunıllannı tas- fiye etmeye dönük çalışmasıyla kamu denetiminin temelinin "di- namitleneceği" uyansında bu- lundu. Kurul tarafından hazırla- nan raporda, Kamu Mali Yöneti- mi ve Kontrol Kanunu Tasla- ğı'nın yasalaşması durumunda, teşkilatlann büyüklüğü dikkate alındığında bunlann iç denetçi- lerle denetlenmesinin fiziken mümkün olmayacağı vurgulandı. Birbakanlığın, başka bakanlık- lann işlerine müdahale etmesine olanak tanıyan tasannın Anaya- sa'ya aykın olduğu belirtilen ra- porda, "Teftiş ve denetimde mü- kerrerlik oluşturulmakta ve mevcut denetim birimlerinin görev ve yetki alanlan fiilen da- raltılmaktadır" denildi. Merkez Bankası bünyesinde teftiş kurulu- na karşın kurulan iç denetim bi- riminin uyuşmazlıklara neden ol- duğu anımsatılarak "Uyuşmaz- lık yargıya intikal etmiş, bu şe- kilde çözüm aranmak zorunda kalınmıştır" vurgusu yapıldı. •Çlzli' damgalı rapor Başbakanlık Teftiş Kurulu, Maliye Bakanhğı'nın hazırlığını sürdürdüğü Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Tasan Tasla- ğı'na ilişkin görüşlerini raporiaş- tırdı. Teftiş Kurulu, hükümete uyan niteiiğinde değerlendirme- lerin de yer aldığı raporu, "gizli" damgasıyla, bünyesinde teftiş ku- rulu bulunan tüm bakanlık ve ku- rumlara gönderdi. Dünyadaki mali kontrol sisternlerinin de ilgi- li yönetimlenn kendi denetim so- rumluluklannı almalan yönünde geliştiğine işaret edilen raporda, "Bu sayede yönetimin bir par- çası olan denetim işlevi daha sağlıklı yerine getirilmekte, bü- tüncül bir yönetim anlayışı or- taya çıkmaktadır. Ancak böyle bir yapı içerisinde günümüzün önemli kavramı olan iyi yöne- tişim' sağlanabilir" denildi. Başbakanlık Teftiş Kurulu, Merkez Bankası bünyesinde tef- tiş kurulu varken, 2002 yılında aynca kurulan Iç Denetim Biri- mi'nin "uygulamada önemli uyuşmazlıklara" neden olduğu- nu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: "Yerleşik teftiş sistemi- nin işlemesinde engel teşkil et- miş, uyuşmazlık Merkez Ban- 'Gericitörelere'pmtesto İstanbul Kadın Plarformu. Mardin'de Kasım 2002'de sevdiği erkekle birlikte olduğu için so- kak ortasında taşlanan ŞemseAllak'ın yaşamı- m vitirmesine neden olan "gerici töreleri ve sahte ahlak "anlavışını "taşlarla"protesto etti. tstiklal Cad- desi üzerindeki Mis Sokak girişinde toplanan kadınlar, ellerindeki taşları birbirine v urarak zılgıt çek- tiler. Taşlarla yerde hazırladıklan sembolik mezara Allak anısına çiçek bırakan platform üyeleri adı- na yapılan basın açıklamasında "Devlet, ailenin ve toplumun feodal gericiliğini kendi egemen ideolo- jisini korumak için bir araç olarak kuUanıyor. Yasalarda namus cinayerine uygulanan ceza indirimi, bunun açık ve somut örncğidir" denildi. Aralannda Özgür Kadın, Emekçi Kadınlar Birliği, Feminist Kadın Çevresi gibi kadın örgütlerinin bulunduğu platform üyeleri, "Beni karillerime teslim erme- >in","Namus cinayetlerine son" sloganları atarak olaysı/ bir şekilde dağıldılar. (ÖZLEM GLTEMLl) kası bünyesinde çözülemeyip yargıva intikal etmiş, bu şekil- de çözüm aranmak zorunda kalınmıştır. Devlet teşkilatında- ki kökiü ve yerleşik teftiş siste- minin yara almaması, tıkanık- lık doğmaması ve denetim ça- lışmalarının aksamaması için îç Mali Kontrol Yasası'ndaki denetimle ilgili hususların bu taslaktan tamamen çıkarılma- sı yerinde olacaktır. Kaldı ki, mevcut idari teşkilatlann ha- cimleri dikkate alındığında bu teşkilatlann teftiş kurulları ha- ricinde iç denetçi marifetiyle denetlenmelerinin de fiziken mümkün olamayacağı değer- lendirilmektedir." Anayasaya aykın Anayasa'nm "her bakan baş- bakana karşı sorumlu olup, ay- nca kendi yetkisi içindeki tşler- den ve emri altındakilerin ey- lem ve işlemlerinden de sorum- ludur" hükmü doğrultusunda her bakanın kendi iş ve işlemlerinden sorumlu olduğu anımsatılarak "başka bir bakanın diğer bir bakanın ya da bakanlığın iş ve işlemlerine müdahale etme yet- kisinin bulunmadığından, baş- ka bakanlıkların işlerine mü- dahale edilmesine olanak veren ve yerleşik teftiş sistemini orta- dan kaldıran tasannın " Anaya- sa'ya aykın olduğu vurgulandı. Taslağın, bakanlıklann özgün yönetim inisiyatifi kullanma hak ve olanaklannı zayıflatarak bir bakanlığı diğer tüm bakanlıkJa- nn üstü bir pozisyona yerleştir- diği belirtilerek teftiş ve dene- timde mükerrerlik oluşturuldu- ğu ve mevcut denetim birimleri- nin yetkilerinin fiilen daraltıldı- ğı kaydedildi. Raporda, Başba- kanlık Teftiş Kurulu Başkanlı- ğı'nca bir an önce denetim bi- nmlerinın ortak görüşünün oluş- turulmasına yönelik, denetim bi- nm başkanlannın katılımının sağlandığı bir toplantı düzenle- nerek izlenecek stratejinin belir- lenmesi önerisi getirildi. Türkiye sürekli en gerideB Baştarafı 1. Sayfada ya'da 1873, Huntann'da 420, Ar- navutluk'ta 670, Macaristan'da 306 dolar düzeyinde bulunan ki- şi başına sağlık harcaması Türki- ye'de 108 dolarla sınırh. • Türkiye'de her bin kişiye 1.2 doktor düşüyor. Bin kişiye düşen doktor sayısı Alman- ya'da 3.3, Yunanistan'da 2.1, A\Tisturya'da 2.2 düzeyinde. • OECD ülkelerinde'ders ba- şına mögretmenlere verilen ma- aş 42 dolarken Türkiye'de bu o- ran 1 dolara kadar iniyor. Türki- ye'de bir öğretmen yılda 4 bin do- lar kazanırken Fransa'da bu raka- mın 10 katını kazanıyor. i/ Türkiye,Avmpa genelinde "enpahalı benzin" kullanan ül- ke niteiiğinde. Yunanistan'da 58, İrlanda'da 74, Almanva'da 81, İtalya'da 88, İngiltere'de 101 sent olan benzin Türkiye'de 110 sentten satılıyor. t/ Tanma yönelik sermaye ya- tınmlan sürekli azalıyor. 1980'de milli gelirin yüzde 7.6'sı oranın- da tanma yatınm yapıhrken 2002'd oran yüzde 4.3'e geriledi. t/ Eğitimli gençler arasındaki işsizlik Türkiye genelinde yüzde 31.1 'e kadar yükselirken kentler- de yüzde 33 sınınna dayandı. •• Ekonomideki kamu payı açısından, Türkiye OECD ülkele- rinin gerisinde bulunuyor. Buna göre Isveç'te yüzde 58, AJmanya ve Fransa'da yüzde 53, Belçi- ka'da yüzde 49, ABD'de yüzde 32 olan ekonomideki kamu payı, Türkiye'de yüzde 24 düzeyinde. •* Kayıt dışı ekonomi Türki- ye'de yüzde 40 düzeyinde. Bu o- ran ABD'de yüzde 9, tngiltere'de yüzde 11, Almanya'da yüzde 14, Fransa'da yüzde 15, italya'da yüzde 26, Malezya'da yüzde 39 düzeyinde bulunuyor. ^ Türkiye'de kayıt dışı ekono- miyi teşvik eden unsurlann ba- şında istihdamdan alınan vergiler geiiyor. irlanda'da >oizde 12.8, Ja- ponya'da yüzde 20.4, Ispanya'da yüzde 31 olan istihdamdan alı- nan \ergi oranı, Türkiye'de yüz- de 42.2'ye kadar çıkıyor. ^ Türkiye'deki \ergi kaçakçı- lığı oranlan da artıyor. Maliye Bakanlığı verilerine göre, 1996 '- da tespit edilen vergi kaçakçılığı oranı yüzde 26.6'yken, bu oran 2001 'de yüzde 206.4'e kadar çık- tı. 2001 'de bildirilen matrah tuta- n 7.3 katrilyon lira olurken bildi- rimden saklanan matrah rutan 13.4 katrilyon lira oldu. • Türkiye'de asgari ücretle, milletvekili maaşı arasmda 25 kat fark var. Mılletvekiliyle asgari ücretli arasındaki gelir farb Al- manya'da 6, Danimarka'da 5, Ital- ya'da ise 4 kat oranında. • Artan iç ve dış borçlar sonu- cunda 2002'de bütçenin yüzde 58'i faiz ödemelerine aynldı. ARINÇ'TANABD POLİTİKASINA ELEŞTlRt Hiçbir ülke, zorbalıkla dayatmada bulunamaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanı BülentAnnç, ABD yönerimi- nin rran ve Suriye ile ilgili açık- lamalannın endişe verici oldu- ğunu vurgulayarak "Hiçbir ül- ke, zorbalıkla, güç gösterisiy- le başka ülkelere dayatmada bulunamaz" dedi. Annç, dün TRT 2 'de yayım- lanan "Televizyon Gazetesi" adlı programa katıldı. Japonya gezisine ilişkin izlenimlerini anlatan Annç, "Japonlan Müslümanlığa davet ettiği" yönündekı haberlerin kendisi- ni üzdüğünü söyledi. ABD yö- netiminin Iran ve Suriye ile il- gili beyanlannın endişe verici olduğunu belirten Annç, "Hiç- bir ülke zorbalıkla, güç gös- rerisiyle başka ülkelere da- yatmada bulunamaz" diye konuştu. Bir soru üzerine mil- letvekili dokunulmazlıklan konusundaki düşüncelerini an- latanAnnç, çözümün milletve- kili ve bakanlann yargılamala- nnın daha çabuk yapılabilme- sini sağlamak olduğunu söyle- di. Bu yöntemin belirlenebil- mesi için TBMM Anayasa Uz- laşma Komisyonu'nun çalış- ması gerektiğini bildirenAnnç, "Komisyonu bir an önce ça- lıştıralım, bir seri anayasa değişikliği üzerinde çalışma yapalım" çağnsında bulundu. BAŞBAKAN ERDOpAN PAKİSTAN'DA: Irak'ta savaştan sonra asıl zor dönem başladı İSLAMABAD (AA) - Baş- bakan Recep Tayyip Erdo- ğan, Irak'ta savaşın bitmesiyle "asıl zor dönemin" başladı- ğım belirterek bu dönemin ar- dından yabancı unsurlann ül- keyi Irak halkına bırakması ge- rektiğini söyledi. Asya gezisinin ilk durağı olan Malezya 'mn başkenri Ku- ala Lumpur'dakı temaslanm ta- mamlayan Erdoğan, dün Pakis- tan'ın başkenti Islamabad'a geçti. Erdoğan, îslamabad'da Pakistan Başbakanı Mir Zafe- rullah Han Cemali tarafından karşılandı. Erdoğan ve Cema- li, daha sonra baş başa görüş- meye geçti. tki başbakan, gö- rüşmelerin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. Top- lantıda konuşan Cemali, Tür- kiye ile Pakistan arasında son iki yıl içinde "biraz soğuyan" ilişkilerin ısınması için Erdo- ğan'ın gösterdiği çabaya mü- teşekkir olduğunu belirtti. Er- doğan ise Keşmir sorununun banşçı yollarla çözümünden yana olduklannı bildirdi. Irak'ta zordönemin "asıl sa- vaş sonrası süreç olduğunu" dile geriren Erdoğan, bu süreç- te genel nüfus sayımının ve se- çimlenn yapılması, anayasanın yazıknası ve yabancı unsurla- nn ülkeyi Irak halkına bırak- ması gerektiğini dile getirdi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada de Kopenhag kriterleriyle hiç ilgisi olmayan mad- deler de vardı. Bunlar bir süre kamuoyunda tartı- şıldı. Bazıları törpülendi, bazıları tümüyle değişti, gelişti, sonunda Meclis'e geldi, ama hükümet şu açıklamayı yapma gereği de duydu: "Tabiipaket Meclis'te de değişikliğe uğrayabilir. Orada ne olur tam olarak bilemeyiz..." Bu durumda bize, "uyum" sözcüğünün başına "d" harfini getirmek düşüyor! önümüzdeki günler için de 7., 8. uyum duyum- ları var! Göç yolda düzelir, atasözü örneği bizim uyum yasaları da yola dağınık çıkıyor, etkiye tepkiye gö- re içerik değişiyor. Her şeyden önce bunu daha tu- tarlı bir yola sokmak gerekiyor. Paketleri dilim di- lim bölmek yerine, nelerin değiştirilmesi planlanı- yorsa, onları listeleyip duyum haline getirmeden açıkça kamuoyuyla paylaşıp bir an önce tamam- lamak gerekiyor. İlgili kesimlerce çok iyi bilinen ama, paket tar- tışmalarıyla daha net ortaya çıkan bir durum var: AB, bizi tam üyeliğe alsa içişlerimize bu kadar çok kanşamaz! AB'nin Türkiye'yi yönetmek için tümüyle içine almasına gerek yok. Umudu taze tutsun yeter! Biz, yapabileceklerimizi- yapamayacaklarımızı özgüvenle, açıkça dile getiremeyip, "acaba şu ka- dannı yapsak ne derier" tutukluğunda olduğumuz için, ne yapsak "bireksik" diyecekler! Bunun yolu önceki hükümetlerde açılmıştı, ge- nişleyerek devam ediyor. Pire'den pireye! Bir başka tartışma da şu: Türkiye, Irak savaşında ABD'ye uzak durdu. öteden beri "ABD ne isterse onu yapan " Türkiye, ilk kez Amerika'ya bu kadar uzak duruyor. AB bu- nu iyi değerlendirecek. Nasıl Kore Savaşı'ndan sonra NATO'ya girdiysek, bu aşamadan sonra da AB'ye gireceğiz. Aman bunu iyi değerlendirelim! Içimizde süren bu tartışmanın artılan eksileri ay- nca ele alınabilir. Ancak, bu yaklaşım kaderimizi tü- müyle dışımızdaki gelişmelere bağladığımızı gös- termiyor mu? Ya bir süre sonra bölgemizde çok farklı bir denge değişimi yaşanır da ABD "Türkiye ile yeni ilişkilerinşa ettim" derse? O zaman da, "AB bizialmaz, Amerika'yayakınlaştık" mı diyeceğiz? Daha geçen mart sonunda AB yetkilileri, "Irak'a girerseniz AB 'ye giremezsiniz" demiyor muydu? Gelelim belki de Kopenhag'ın da önüne geçe- cek, Atina kriterlerine! Yunanistan'ın Ege'de yaptığı şu: önümüzdeki aylarda atacağı adımlann altyapı- sını hazırlamak ve AB katında Türkiye aleyhine ka- nıt biriktirmek! Yunanistan Savurma, affedersiniz Savunma Ba- kanı Yannos Papandoniu şöyle dedi: "Korkanm, Türkiye ile yeni bir gerginlik dönemi- ne giriyoruz. Ege'de çözüm olmazsa, Türkiye'nin AB sürecini bloke ederiz." Kıbns Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Yorgo Ya- kovu da, "Kıbns sorunu çözülmeden, Türkiye AB yolunda ilerleyemez" dedi. İki demeç de birbiriyle bağlantılı. Aslında Yako- vu'nun demecinin gerçeği şu: AB yasasına göre, komşularıyla sorunlu bir ülke AB'ye tam üyeliğe alınmıyor! Gerçekte Kıbns so- runu çözülmeden Rum Kesimi'nin AB'ye alınma- ması gerekirken alındı. Şimdi Türkiye'ye dönüp, bu sorun çözülmeden sizi almayız, diyorlar! Bütün bunlara 59. hükümetin yaklaşımı şu: Abartmayın, pireyi deve yapmayın! Atina, Pire'yi Ege'nin tümüne hâkim liman yap- ma yolunda... Hükümet, gözlegörülen deveyi, pi- releştirmeye çalışıyor! Atina, pire gibi koşuşturup Ege sorunlarını AB'ye taşıyadursun, Türkiye'de bundan pirelenenler neredeyse AB karşıtı ilan edi- lecek. öyle anlaşılıyor ki, hükümetimiz için en ge- çerli olanı, kulağımızın üstüne yatıp pireler nere- mizde uçuşursa uçuşsun aldırmamak! SÖYLEŞİ ATTİÜULHAN "...İ'lerin Noktaları Yerine Konursa..." • BaştarafıArka Sayfada peçetelerle havlula- rı karıştırmak!.. Peki ya Demokrasi Dönemi? Neresin- den bakılsa, ilginç ama insanın yüreğini ağntan bir dönem: her geçen gün, 'Ulusal' Ekonomi, Savunma ve Eğitim'in yenne; yeni/Tanzimat- çı bir 'alafrangalığın'; yâ- ni 'ecnebi nüfuzu'nun, ya da 'kültürsüzleş- me'nın geçtığını görü- yoruz: (1960/1980) Bu dönem, Anadolu ihrilâ- li ve Inkılabı'nın temeli üzerinde yükselmiş, an- ti/emperyalist, halk- çı/devletçi ve lâik top- lum ve devlet yapısının; 'Sistem'in dayattığı dü- zene yozlaştırılması ça- balannı içeriyor. 'Soğuk Savaş', 'Sistem'in işini son derece kolaylaştır- mış, 'Kültürsüzleştir- me1 ve 'Yabancılaştır- ma\ usturuplu bir şekil- de, 'Komünizm düş- manlığı'yla perdelene- rek, sürdürülmüştür. Aynı düşmanlık, 'Işçi Sınıfı'nı da siyâset dışı bırakıyor; böylece, klâ- sik demokrasi yerine, ik- tidarın ve muhalefetin, aynı çıkarları savundu- ğu, benzer siyasi parti- ler, iktidar için çekişiyor- lar; çekişme konusu da, artık tam bağımsızlık' yâni anti/Emperyalizm, Mazlumların hakkı vs. değil; ya ne, yeni, daha ziyade Hıristiyanlığa ve Museviliğe aşırı hoş- görüyle yaklaşan, bir Laiklik anlayışını öne çıkarmak; bir de ser- best teşebbüs ekono- misine geçiş, yâni 'ulu- sal ekonomi'yi. 'ecne- bi sermayesi'ne terk etmek (1980-2000) Tu- haftır ama, bu, Osman- lı Devleti'nin, Tanzi- mat-ı Hayriye'yi müte- âkip, adım adım içine itildiği, 'inkıraz' uçuru- mudur; Anadolu Ihtilâ- li, Batı Türkleri'ni bu uçurumdan kurtarırken, parolası kısa ve kesindi: 'Ya Istiklâl, ya Ölüm!" Lütfen, i'lenn noktala- nnı yerli yerine koyalım; peçetelerle, havluları ka- rıştırmayalım; hem ayıp oluyor, hem de gülünç! e-mail:tilahan''i isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle