Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET HAZİRAN 2003 PAZARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul A 31 Sinop
Edime
B 26 Adana B 34
A 34 Samsun B 29 Mersın B 30
Kocaeli A 31 Trabzon
Çanakkale A 31 Giresun
Izmır A 35 Ankara
B 25 Diyarbakır A 37
B 25 Şanlıurfa
B 31 Mardin
Manısa A 37 Eskigehır B 32 Siırt
Aydın A 37 Konya
Denızlı B 36 Sıvas
B 30 Hakkâri B 26
B 29 Van B 24
Zonguldak B 26 Antalya B 37 Kars B 24
Iç Anadolu'nun ku-
zeybatısı, Karadenız
kıyılan ıle Doğu Anado-
lu'nun doğusu parçalı
bulutlu, dığer yerieraz
bulutlu ve açık geçe-
cek Havasıcaklığında
onemlı bır değışıklık ol-
mayacak. Ruzgâr ku-
zey ve doğu yönlerden
hafrf. arasıra orta kuv-
vette esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
y
Y
Y
B
B
B
B
B
18
19
oo
27
22
26
28
28
Münıh B 27 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
B
B
B
Y
B
Y
B
B
26
30
33
27
33
28
31
34
Y 27 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahıre
Y
A
B
B
B
B
B
B
1b
24
24
32
28
16
15
37
B 37
lAnklra / \
T a
*
k e n t
Tahran
— vAçrk txlutlü Bulutlu L Çok bulutlu . Yağmuriu sKarlı k a r > Gok guruKulü
İtalya Başbakan Yardımcısi:
Türkiye'siz
Avrupa olmaz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AB Dönem
Başkanı Yunanistan'dan, Türkıye'nin üyeliğine
yönelik olumsuz açıklarnalar yapılırken, dönem
başkanlığını temmuz ayında devralacak ital-
ya'dan sıcak mesajlar geldi. italya Başbakan Yar-
dımcısı Gianfranco Fiımi, AB'nin Türkiye'ye
karşı yükümlülükleri olduğunu belirterek "Türk
dostlanma reformlar için cesur adım atmala-
n, çalışmalarını 2004 Aralık a\ma kadar ta-
mamlamaları çağnsında bulunuyorum. Biz de
miizakere tarihi için n e gerekiyorsa yapaca-
ğız" dedi. îtalya'nın, Türkiye'nin üyeliğini güçlü
bir şekilde desteklemeye devam edeceğini vurgu-
layan Fini, "Türkiye'siz Avrupa olmaz. Avrupa
nornılarına uyan Türkiye, daha da gelişecek
ve örnek ülke olacaktır" diye konuştu.AB Ha-
ber internet portahna konuşan Fini, ülkesinin
Türkiye'ye bakışını anlattı. ttalya'nın, Türki-
ye'nin AB'ye yakınlaşması için çaba göstereceği-
ni kaydeden Fini önemli mesajlar verdi:
Türkiye'nin AB takvfmine saygılıyız:
2004 Aralık ayında Türkiye'ye müzakere tarihi
konusunda karar alınacak. Biz Türkiye'nin AB
takvimine saygılıyız. Bunun için ne gerekiyorsa
biz AB adına yapacağız. Dönem başkanlığımız
sırasında Türkiye'nin Birliğe daha da yakınlaş-
ması için çaba göstereceğiz. italya hükümeti ola-
rak, bu konuda Türkiye'nın arkasındayız.
Türkiye yapması gerekeni biliyor: Türk
halkının bizden her gün A B ile ilgili bir mesaja
ihtıyacı olmadığını düşürriiyorum. Türkiye büyük
bir üike. Elinden futulup AB'ye sokulacak ülke
değil. Yapılması gerekenleri çok iyi biliyor ve bu
yönde önemli çalışmalar yapıyor.
AB'nin Türkiye'ye yîikümlülüğü var
AB'nin Türkiye'ye karşı yükümlülüğü var. Önce-
den alınmış kararlar var. Türk dostlanma AB re-
formlan ile ilgili cesur adım atmalanm ve çalış-
malan 2004 Aralık ayı öncesinde birirmeleri çağ-
nsında buiunuyorum. AKP hükümeti AB reform-
lan alanında çalışmalar yapıyor. Bu reformlann
Türkiye'yi düzlüğe çıkaracağına inanıyorum
Avrupaiı Türkiye örnek olacak: Avrupa
normlanna uyan Türkiye, daha da gelişecek ve
örnek bir ülke olacaktır. Türkiye'nin Avrupa Bir-
liği'ne üyeliğine, dini ve kültürel çerçevede karşı
olanlar AB içinde azınlıktalar.
Türkiye'siz Avrupa olmaz.- Bugün Avrupa
Parlamentosu'ndaki Hıristiyan Demokrat grubun
önemü bir kısmı Türkiye'nin AB üyeliğine karşı
değil. Türkiye'siz Avrupa olmaz. Avrupa Konvan-
siyonu'nda Hıristiyanlığa anayasada arıfta bulu-
nulmasını ben de istedim. Ancak bunu Türki-
ye'nin üyeliğini engelleyecek bir unsur olarak
görmüyorum. Türkiye'nin dini ve kültürünün
farldı algılanmasını, bunun da üyeliğinin önünde
bir engel olarak görülmesini kabul etmiyorum.
Girisimler hız kazandı
ABveABD
Kıbrısiçin devrede
REŞATAKAR
LEFKOŞA - Kıbns sorununun çözümünü
amaçlayan doğrudan görüşmelerin yeniden baş-
latılmasını isteyen ABD ile AB'nin diplomatik
girişimleri hız kazandı. Atina ziyareri sonrasın-
da Kıbns'a gelen ve önceki akşam Rum Yöneti-
mi Başkanı Tasos Papadopulos'la görüşen
ABD Dışişleri Bakanlığı Kıbns Özel Koordina-
törü Thomas Weston bugün KKTC Cumhur-
başkanı Rauf Denktaş ile görüşecek. VVeston,
Denktaş'la görüşmesinin ardından KKTC'deki
siyasi parti, sendika ve diğer sivil toplum örgütü
temsilcileriyle bir araya gelecek.
•çozüm en geç Mart 2004 te olmalı'
Papadopulos'la yaptığı görüşme sonrasında,
Kıbns sorununun çözümünü amaçlayan görüş-
melerin yeniden başlarılması için çaba harcadık-
lannı söyleyen Weston, aynntıh bilgi vermekten
kaçınırken Rum basım, görüşmelerin eylülde
başlarılması ve Mart 2004'te sonuçlanma olası-
lığının ele alındığını yazdı. Güney Kıbns'ta ya-
yımlanan Simerini gazetesine göre Rum kesimi-
nin AB üyeliğinin resmen başlayacağı 1 Mayıs
2004 öncesinde Kıbns sorununun çözümlenmiş
olmasını isteyen Papadopulos, "Bu rarih en
geç Mart 2004 olmahdır" dedi ve ABD'nin
Ankara üzerinde baskı kullanmasını istedi.
verheugen adaya geiiyor
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu
Üyesi Günter Verheugen de bugün adaya geii-
yor. Temaslanna yann başlayacak olan Verhe-
ugen, önce Papadopulos'la ve Rum yetkililerle
görüşecek. Verheugen, daha sonra Kıbnsh Türk
ve Rum işveren temsilcilerinin yam sıra sendi-
kacılann hazır bulunacağı yuvarlak masa top-
lantısına katılacak. Günter Verheugen'in Ku-
zey'deki temaslan ise çarşamba günü başlaya-
cak. Rauf Denktaş'la görüşmesinin ardından si-
yasi partı yekilileriyle buluşacak olan Verhe-
ugen'in, sivil toplum örgütleri ve belediye baş-
kanlanyla bir araya gelmesi bekleniyor.
'Denetim' isyan ettiBaşbakanlık TeftişKurulu, MaliyeBakanhğı'nın tüm kurumlann teftiş kunıllannı tasfiye
etmeyi içerenplaniylaj kamu denetiminin temelinin 'dinamitleneceği'uyansında bulundu
İLHANTAŞCI
ANKARA - Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan a bağlı Başba-
kanlık Teftiş Kurulu, Maliye Ba-
kanlığf nın teftiş kunıllannı tas-
fiye etmeye dönük çalışmasıyla
kamu denetiminin temelinin "di-
namitleneceği" uyansında bu-
lundu. Kurul tarafından hazırla-
nan raporda, Kamu Mali Yöneti-
mi ve Kontrol Kanunu Tasla-
ğı'nın yasalaşması durumunda,
teşkilatlann büyüklüğü dikkate
alındığında bunlann iç denetçi-
lerle denetlenmesinin fiziken
mümkün olmayacağı vurgulandı.
Birbakanlığın, başka bakanlık-
lann işlerine müdahale etmesine
olanak tanıyan tasannın Anaya-
sa'ya aykın olduğu belirtilen ra-
porda, "Teftiş ve denetimde mü-
kerrerlik oluşturulmakta ve
mevcut denetim birimlerinin
görev ve yetki alanlan fiilen da-
raltılmaktadır" denildi. Merkez
Bankası bünyesinde teftiş kurulu-
na karşın kurulan iç denetim bi-
riminin uyuşmazlıklara neden ol-
duğu anımsatılarak "Uyuşmaz-
lık yargıya intikal etmiş, bu şe-
kilde çözüm aranmak zorunda
kalınmıştır" vurgusu yapıldı.
•Çlzli' damgalı rapor
Başbakanlık Teftiş Kurulu,
Maliye Bakanhğı'nın hazırlığını
sürdürdüğü Kamu Mali Yönetimi
ve Kontrol Kanunu Tasan Tasla-
ğı'na ilişkin görüşlerini raporiaş-
tırdı. Teftiş Kurulu, hükümete
uyan niteiiğinde değerlendirme-
lerin de yer aldığı raporu, "gizli"
damgasıyla, bünyesinde teftiş ku-
rulu bulunan tüm bakanlık ve ku-
rumlara gönderdi. Dünyadaki
mali kontrol sisternlerinin de ilgi-
li yönetimlenn kendi denetim so-
rumluluklannı almalan yönünde
geliştiğine işaret edilen raporda,
"Bu sayede yönetimin bir par-
çası olan denetim işlevi daha
sağlıklı yerine getirilmekte, bü-
tüncül bir yönetim anlayışı or-
taya çıkmaktadır. Ancak böyle
bir yapı içerisinde günümüzün
önemli kavramı olan iyi yöne-
tişim' sağlanabilir" denildi.
Başbakanlık Teftiş Kurulu,
Merkez Bankası bünyesinde tef-
tiş kurulu varken, 2002 yılında
aynca kurulan Iç Denetim Biri-
mi'nin "uygulamada önemli
uyuşmazlıklara" neden olduğu-
nu belirterek şu değerlendirmeyi
yaptı: "Yerleşik teftiş sistemi-
nin işlemesinde engel teşkil et-
miş, uyuşmazlık Merkez Ban-
'Gericitörelere'pmtesto İstanbul Kadın Plarformu. Mardin'de Kasım
2002'de sevdiği erkekle birlikte olduğu için so-
kak ortasında taşlanan ŞemseAllak'ın yaşamı-
m vitirmesine neden olan "gerici töreleri ve sahte ahlak "anlavışını "taşlarla"protesto etti. tstiklal Cad-
desi üzerindeki Mis Sokak girişinde toplanan kadınlar, ellerindeki taşları birbirine v urarak zılgıt çek-
tiler. Taşlarla yerde hazırladıklan sembolik mezara Allak anısına çiçek bırakan platform üyeleri adı-
na yapılan basın açıklamasında "Devlet, ailenin ve toplumun feodal gericiliğini kendi egemen ideolo-
jisini korumak için bir araç olarak kuUanıyor. Yasalarda namus cinayerine uygulanan ceza indirimi,
bunun açık ve somut örncğidir" denildi. Aralannda Özgür Kadın, Emekçi Kadınlar Birliği, Feminist
Kadın Çevresi gibi kadın örgütlerinin bulunduğu platform üyeleri, "Beni karillerime teslim erme-
>in","Namus cinayetlerine son" sloganları atarak olaysı/ bir şekilde dağıldılar. (ÖZLEM GLTEMLl)
kası bünyesinde çözülemeyip
yargıva intikal etmiş, bu şekil-
de çözüm aranmak zorunda
kalınmıştır. Devlet teşkilatında-
ki kökiü ve yerleşik teftiş siste-
minin yara almaması, tıkanık-
lık doğmaması ve denetim ça-
lışmalarının aksamaması için
îç Mali Kontrol Yasası'ndaki
denetimle ilgili hususların bu
taslaktan tamamen çıkarılma-
sı yerinde olacaktır. Kaldı ki,
mevcut idari teşkilatlann ha-
cimleri dikkate alındığında bu
teşkilatlann teftiş kurulları ha-
ricinde iç denetçi marifetiyle
denetlenmelerinin de fiziken
mümkün olamayacağı değer-
lendirilmektedir."
Anayasaya aykın
Anayasa'nm "her bakan baş-
bakana karşı sorumlu olup, ay-
nca kendi yetkisi içindeki tşler-
den ve emri altındakilerin ey-
lem ve işlemlerinden de sorum-
ludur" hükmü doğrultusunda her
bakanın kendi iş ve işlemlerinden
sorumlu olduğu anımsatılarak
"başka bir bakanın diğer bir
bakanın ya da bakanlığın iş ve
işlemlerine müdahale etme yet-
kisinin bulunmadığından, baş-
ka bakanlıkların işlerine mü-
dahale edilmesine olanak veren
ve yerleşik teftiş sistemini orta-
dan kaldıran tasannın " Anaya-
sa'ya aykın olduğu vurgulandı.
Taslağın, bakanlıklann özgün
yönetim inisiyatifi kullanma hak
ve olanaklannı zayıflatarak bir
bakanlığı diğer tüm bakanlıkJa-
nn üstü bir pozisyona yerleştir-
diği belirtilerek teftiş ve dene-
timde mükerrerlik oluşturuldu-
ğu ve mevcut denetim birimleri-
nin yetkilerinin fiilen daraltıldı-
ğı kaydedildi. Raporda, Başba-
kanlık Teftiş Kurulu Başkanlı-
ğı'nca bir an önce denetim bi-
nmlerinın ortak görüşünün oluş-
turulmasına yönelik, denetim bi-
nm başkanlannın katılımının
sağlandığı bir toplantı düzenle-
nerek izlenecek stratejinin belir-
lenmesi önerisi getirildi.
Türkiye sürekli en gerideB Baştarafı 1. Sayfada
ya'da 1873, Huntann'da 420, Ar-
navutluk'ta 670, Macaristan'da
306 dolar düzeyinde bulunan ki-
şi başına sağlık harcaması Türki-
ye'de 108 dolarla sınırh.
• Türkiye'de her bin kişiye
1.2 doktor düşüyor. Bin kişiye
düşen doktor sayısı Alman-
ya'da 3.3, Yunanistan'da 2.1,
A\Tisturya'da 2.2 düzeyinde.
• OECD ülkelerinde'ders ba-
şına mögretmenlere verilen ma-
aş 42 dolarken Türkiye'de bu o-
ran 1 dolara kadar iniyor. Türki-
ye'de bir öğretmen yılda 4 bin do-
lar kazanırken Fransa'da bu raka-
mın 10 katını kazanıyor.
i/ Türkiye,Avmpa genelinde
"enpahalı benzin" kullanan ül-
ke niteiiğinde. Yunanistan'da
58, İrlanda'da 74, Almanva'da
81, İtalya'da 88, İngiltere'de
101 sent olan benzin Türkiye'de
110 sentten satılıyor.
t/ Tanma yönelik sermaye ya-
tınmlan sürekli azalıyor. 1980'de
milli gelirin yüzde 7.6'sı oranın-
da tanma yatınm yapıhrken
2002'd oran yüzde 4.3'e geriledi.
t/ Eğitimli gençler arasındaki
işsizlik Türkiye genelinde yüzde
31.1 'e kadar yükselirken kentler-
de yüzde 33 sınınna dayandı.
•• Ekonomideki kamu payı
açısından, Türkiye OECD ülkele-
rinin gerisinde bulunuyor. Buna
göre Isveç'te yüzde 58, AJmanya
ve Fransa'da yüzde 53, Belçi-
ka'da yüzde 49, ABD'de yüzde
32 olan ekonomideki kamu payı,
Türkiye'de yüzde 24 düzeyinde.
•* Kayıt dışı ekonomi Türki-
ye'de yüzde 40 düzeyinde. Bu o-
ran ABD'de yüzde 9, tngiltere'de
yüzde 11, Almanya'da yüzde 14,
Fransa'da yüzde 15, italya'da
yüzde 26, Malezya'da yüzde 39
düzeyinde bulunuyor.
^ Türkiye'de kayıt dışı ekono-
miyi teşvik eden unsurlann ba-
şında istihdamdan alınan vergiler
geiiyor. irlanda'da >oizde 12.8, Ja-
ponya'da yüzde 20.4, Ispanya'da
yüzde 31 olan istihdamdan alı-
nan \ergi oranı, Türkiye'de yüz-
de 42.2'ye kadar çıkıyor.
^ Türkiye'deki \ergi kaçakçı-
lığı oranlan da artıyor. Maliye
Bakanlığı verilerine göre, 1996 '-
da tespit edilen vergi kaçakçılığı
oranı yüzde 26.6'yken, bu oran
2001 'de yüzde 206.4'e kadar çık-
tı. 2001 'de bildirilen matrah tuta-
n 7.3 katrilyon lira olurken bildi-
rimden saklanan matrah rutan
13.4 katrilyon lira oldu.
• Türkiye'de asgari ücretle,
milletvekili maaşı arasmda 25 kat
fark var. Mılletvekiliyle asgari
ücretli arasındaki gelir farb Al-
manya'da 6, Danimarka'da 5, Ital-
ya'da ise 4 kat oranında.
• Artan iç ve dış borçlar sonu-
cunda 2002'de bütçenin yüzde
58'i faiz ödemelerine aynldı.
ARINÇ'TANABD POLİTİKASINA ELEŞTlRt
Hiçbir ülke, zorbalıkla
dayatmada bulunamaz
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Başkanı
BülentAnnç, ABD yönerimi-
nin rran ve Suriye ile ilgili açık-
lamalannın endişe verici oldu-
ğunu vurgulayarak "Hiçbir ül-
ke, zorbalıkla, güç gösterisiy-
le başka ülkelere dayatmada
bulunamaz" dedi.
Annç, dün TRT 2 'de yayım-
lanan "Televizyon Gazetesi"
adlı programa katıldı. Japonya
gezisine ilişkin izlenimlerini
anlatan Annç, "Japonlan
Müslümanlığa davet ettiği"
yönündekı haberlerin kendisi-
ni üzdüğünü söyledi. ABD yö-
netiminin Iran ve Suriye ile il-
gili beyanlannın endişe verici
olduğunu belirten Annç, "Hiç-
bir ülke zorbalıkla, güç gös-
rerisiyle başka ülkelere da-
yatmada bulunamaz" diye
konuştu. Bir soru üzerine mil-
letvekili dokunulmazlıklan
konusundaki düşüncelerini an-
latanAnnç, çözümün milletve-
kili ve bakanlann yargılamala-
nnın daha çabuk yapılabilme-
sini sağlamak olduğunu söyle-
di. Bu yöntemin belirlenebil-
mesi için TBMM Anayasa Uz-
laşma Komisyonu'nun çalış-
ması gerektiğini bildirenAnnç,
"Komisyonu bir an önce ça-
lıştıralım, bir seri anayasa
değişikliği üzerinde çalışma
yapalım" çağnsında bulundu.
BAŞBAKAN ERDOpAN PAKİSTAN'DA:
Irak'ta savaştan sonra
asıl zor dönem başladı
İSLAMABAD (AA) - Baş-
bakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, Irak'ta savaşın bitmesiyle
"asıl zor dönemin" başladı-
ğım belirterek bu dönemin ar-
dından yabancı unsurlann ül-
keyi Irak halkına bırakması ge-
rektiğini söyledi.
Asya gezisinin ilk durağı
olan Malezya 'mn başkenri Ku-
ala Lumpur'dakı temaslanm ta-
mamlayan Erdoğan, dün Pakis-
tan'ın başkenti Islamabad'a
geçti. Erdoğan, îslamabad'da
Pakistan Başbakanı Mir Zafe-
rullah Han Cemali tarafından
karşılandı. Erdoğan ve Cema-
li, daha sonra baş başa görüş-
meye geçti. tki başbakan, gö-
rüşmelerin ardından ortak bir
basın toplantısı düzenledi. Top-
lantıda konuşan Cemali, Tür-
kiye ile Pakistan arasında son
iki yıl içinde "biraz soğuyan"
ilişkilerin ısınması için Erdo-
ğan'ın gösterdiği çabaya mü-
teşekkir olduğunu belirtti. Er-
doğan ise Keşmir sorununun
banşçı yollarla çözümünden
yana olduklannı bildirdi.
Irak'ta zordönemin "asıl sa-
vaş sonrası süreç olduğunu"
dile geriren Erdoğan, bu süreç-
te genel nüfus sayımının ve se-
çimlenn yapılması, anayasanın
yazıknası ve yabancı unsurla-
nn ülkeyi Irak halkına bırak-
ması gerektiğini dile getirdi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
de Kopenhag kriterleriyle hiç ilgisi olmayan mad-
deler de vardı. Bunlar bir süre kamuoyunda tartı-
şıldı. Bazıları törpülendi, bazıları tümüyle değişti,
gelişti, sonunda Meclis'e geldi, ama hükümet şu
açıklamayı yapma gereği de duydu:
"Tabiipaket Meclis'te de değişikliğe uğrayabilir.
Orada ne olur tam olarak bilemeyiz..."
Bu durumda bize, "uyum" sözcüğünün başına
"d" harfini getirmek düşüyor!
önümüzdeki günler için de 7., 8. uyum duyum-
ları var!
Göç yolda düzelir, atasözü örneği bizim uyum
yasaları da yola dağınık çıkıyor, etkiye tepkiye gö-
re içerik değişiyor. Her şeyden önce bunu daha tu-
tarlı bir yola sokmak gerekiyor. Paketleri dilim di-
lim bölmek yerine, nelerin değiştirilmesi planlanı-
yorsa, onları listeleyip duyum haline getirmeden
açıkça kamuoyuyla paylaşıp bir an önce tamam-
lamak gerekiyor.
İlgili kesimlerce çok iyi bilinen ama, paket tar-
tışmalarıyla daha net ortaya çıkan bir durum var:
AB, bizi tam üyeliğe alsa içişlerimize bu kadar
çok kanşamaz! AB'nin Türkiye'yi yönetmek için
tümüyle içine almasına gerek yok. Umudu taze
tutsun yeter!
Biz, yapabileceklerimizi- yapamayacaklarımızı
özgüvenle, açıkça dile getiremeyip, "acaba şu ka-
dannı yapsak ne derier" tutukluğunda olduğumuz
için, ne yapsak "bireksik" diyecekler!
Bunun yolu önceki hükümetlerde açılmıştı, ge-
nişleyerek devam ediyor.
Pire'den pireye!
Bir başka tartışma da şu:
Türkiye, Irak savaşında ABD'ye uzak durdu.
öteden beri "ABD ne isterse onu yapan " Türkiye,
ilk kez Amerika'ya bu kadar uzak duruyor. AB bu-
nu iyi değerlendirecek. Nasıl Kore Savaşı'ndan
sonra NATO'ya girdiysek, bu aşamadan sonra da
AB'ye gireceğiz. Aman bunu iyi değerlendirelim!
Içimizde süren bu tartışmanın artılan eksileri ay-
nca ele alınabilir. Ancak, bu yaklaşım kaderimizi tü-
müyle dışımızdaki gelişmelere bağladığımızı gös-
termiyor mu? Ya bir süre sonra bölgemizde çok
farklı bir denge değişimi yaşanır da ABD "Türkiye
ile yeni ilişkilerinşa ettim" derse? O zaman da, "AB
bizialmaz, Amerika'yayakınlaştık" mı diyeceğiz?
Daha geçen mart sonunda AB yetkilileri, "Irak'a
girerseniz AB 'ye giremezsiniz" demiyor muydu?
Gelelim belki de Kopenhag'ın da önüne geçe-
cek, Atina kriterlerine!
Yunanistan'ın Ege'de yaptığı şu:
önümüzdeki aylarda atacağı adımlann altyapı-
sını hazırlamak ve AB katında Türkiye aleyhine ka-
nıt biriktirmek!
Yunanistan Savurma, affedersiniz Savunma Ba-
kanı Yannos Papandoniu şöyle dedi:
"Korkanm, Türkiye ile yeni bir gerginlik dönemi-
ne giriyoruz. Ege'de çözüm olmazsa, Türkiye'nin
AB sürecini bloke ederiz."
Kıbns Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Yorgo Ya-
kovu da, "Kıbns sorunu çözülmeden, Türkiye AB
yolunda ilerleyemez" dedi.
İki demeç de birbiriyle bağlantılı. Aslında Yako-
vu'nun demecinin gerçeği şu:
AB yasasına göre, komşularıyla sorunlu bir ülke
AB'ye tam üyeliğe alınmıyor! Gerçekte Kıbns so-
runu çözülmeden Rum Kesimi'nin AB'ye alınma-
ması gerekirken alındı. Şimdi Türkiye'ye dönüp, bu
sorun çözülmeden sizi almayız, diyorlar!
Bütün bunlara 59. hükümetin yaklaşımı şu:
Abartmayın, pireyi deve yapmayın!
Atina, Pire'yi Ege'nin tümüne hâkim liman yap-
ma yolunda... Hükümet, gözlegörülen deveyi, pi-
releştirmeye çalışıyor! Atina, pire gibi koşuşturup
Ege sorunlarını AB'ye taşıyadursun, Türkiye'de
bundan pirelenenler neredeyse AB karşıtı ilan edi-
lecek. öyle anlaşılıyor ki, hükümetimiz için en ge-
çerli olanı, kulağımızın üstüne yatıp pireler nere-
mizde uçuşursa uçuşsun aldırmamak!
SÖYLEŞİ ATTİÜULHAN
"...İ'lerin Noktaları
Yerine Konursa..."
• BaştarafıArka Sayfada
peçetelerle havlula-
rı karıştırmak!..
Peki ya Demokrasi
Dönemi? Neresin-
den bakılsa, ilginç ama
insanın yüreğini ağntan
bir dönem: her geçen
gün, 'Ulusal' Ekonomi,
Savunma ve Eğitim'in
yenne; yeni/Tanzimat-
çı bir 'alafrangalığın'; yâ-
ni 'ecnebi nüfuzu'nun,
ya da 'kültürsüzleş-
me'nın geçtığını görü-
yoruz: (1960/1980) Bu
dönem, Anadolu ihrilâ-
li ve Inkılabı'nın temeli
üzerinde yükselmiş, an-
ti/emperyalist, halk-
çı/devletçi ve lâik top-
lum ve devlet yapısının;
'Sistem'in dayattığı dü-
zene yozlaştırılması ça-
balannı içeriyor. 'Soğuk
Savaş', 'Sistem'in işini
son derece kolaylaştır-
mış, 'Kültürsüzleştir-
me1
ve 'Yabancılaştır-
ma\ usturuplu bir şekil-
de, 'Komünizm düş-
manlığı'yla perdelene-
rek, sürdürülmüştür.
Aynı düşmanlık, 'Işçi
Sınıfı'nı da siyâset dışı
bırakıyor; böylece, klâ-
sik demokrasi yerine, ik-
tidarın ve muhalefetin,
aynı çıkarları savundu-
ğu, benzer siyasi parti-
ler, iktidar için çekişiyor-
lar; çekişme konusu da,
artık tam bağımsızlık'
yâni anti/Emperyalizm,
Mazlumların hakkı vs.
değil; ya ne, yeni, daha
ziyade Hıristiyanlığa ve
Museviliğe aşırı hoş-
görüyle yaklaşan, bir
Laiklik anlayışını öne
çıkarmak; bir de ser-
best teşebbüs ekono-
misine geçiş, yâni 'ulu-
sal ekonomi'yi. 'ecne-
bi sermayesi'ne terk
etmek (1980-2000) Tu-
haftır ama, bu, Osman-
lı Devleti'nin, Tanzi-
mat-ı Hayriye'yi müte-
âkip, adım adım içine
itildiği, 'inkıraz' uçuru-
mudur; Anadolu Ihtilâ-
li, Batı Türkleri'ni bu
uçurumdan kurtarırken,
parolası kısa ve kesindi:
'Ya Istiklâl, ya Ölüm!"
Lütfen, i'lenn noktala-
nnı yerli yerine koyalım;
peçetelerle, havluları ka-
rıştırmayalım; hem ayıp
oluyor, hem de gülünç!
e-mail:tilahan''i isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88