Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 2003 PAZARTESİ
HABERLER
Bayındırlık Bakanı Ergezen, karayollanndaki keşif artışlannın hiçbirinin kanuna uygun olmadığını söyledi
^bldaki yolsuzluk 1katrüyon
Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen
TÜREYKÖSE
ANKARA - TBMM Yolsuzluklan
Araştırma Komisyonu'na bilgi veren
Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki Er-
gezen. *İstanbuTdaki980bmyapınmyiiz-
de 80'inin ruhsatsız olduğumT söyle-
di. îhale edilen ışlenn tamamının 19
katrilyon lira olduğunu kaydeden Erge-
zen, verilen ödeneklerle bu işlerin an-
cak 39 yılda bitırilebileceğini vurgula-
dı. Ergezen, karayollanndaki toplam ke-
şif artışlannın 710 milyon dolar (yak-
laşık 1 katrilyon) olduğunu, bunlann
hiçbirinin yasaya uygun olmadığını bil-
dirdi. Ergezen, keşif artışlannı iptal et-
meye hazırlandıklannı açıkladı.
Ergezen'in komisyonda yaptığı açık-
lamalann tutanaklanndan seçtığımiz
bazı bölümler özetle şöyle:
• Konut Edindırme Yardımı (KEY)
hesaplan 1987 yılından 1996 yıluıa
• Yolsuzluklan Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Ergezen,
deprem konutlarında yolsuzluk olmadığını ileri sürdü. Ergezen,
"Bana göre, deprem konutlannda suçlu devlet. O fiyatla bina
yapılmaz. Hepimiz beraber kumar oynamışız" dedi.
gilı suç duyurusu demeyelim, teftişe
verdik bunlann hepsinı ve bu toplam ke-
şif artışı 710 milyon dolar. Yani, ihale-
siz ıhale dediğimiz kavramrn içinde
olan ıfade. Keşif artışlannı iptal etmek
üzere hazırlıklanmız son aşamada.
İller Bankasf nda inceleme
kadar toplanmıştrr. Yaklaşık 5 milyon
hak sahibi olduğu tahmin ediliyor. He-
sapta olması gereken para 398 trilyon
lira, ama para yok piyasada. TL İcar-
şılığı Emlakkonut şirketine ayni ser-
maye olarak gayrimenkul de\Tetmiş-
ler. Satılması mümkün olmayan niza-
lı (anlaşmazhk) emlakler devTetmiş-
ler. Şimdi bizde bunlar ve bunlarla ^ \\\tx Bankası'nda özel ınceleme-
mahkemelerde boğuşarak ne kadar y e aldığım iş sayısı 200, sonuçlandır-
paraya dönüşeceğının ümitsızlığı içın- m a k üzereyım. Istanbul bölgesi, Izmır
bölgesi, Samsun bölgesi, en şaibeli olan
yerlerden başladım. Müfettış sayımız az.
Her müfettişe, her teknik elemana
güvenemiyorsunuz. Dolayısıyla, biran-
da bütün müfettişlen seferber ederek iş-
deyiz, çok da ümitlı değıliz.
Keşif artışlanna iptal haarüğı
• Karayollannda keşif artışlan ka-
nuna uygun değıl. Bürokratlanmızla il-
'SUÇUN CEZASI YOK'
DEHAP'lı
yöneticiye
işkence
iddiası
ALPER TURGUT
DEHAP Istanbul ll Kadın Kollan Yö-
neticisi G.'nin, geçen perşembe günü si-
vil polis olduklannı söyleyen kişilerta-
rafindan kaçınlarak oral yoldan tecavü-
ze uğradığı. cinsel şiddet ve işkence
gördüğü öne sürüldü. Kadın örgütleri
üyeleri ve hukukçular, Başbakan Re-
cep Tayyip Erdoğan'ın "İşkence lafi
duymak istemiyorum
T>
diye açıklama
yapmasına karşın İstanburun merke-
zinde güpegündüz bir parti yöneticisi ka-
dının kaçınldığını, taciz ve tecavüze
uğradığını iddia ettiler.
G.'nin gayri resmı bır şekılde gözal-
hna alındığını öne süren ve suç duyu-
rusunda bulunacaklannı belirten ÎHD
Genel Başkan Yardımcısı Eren Keskin,
"İşkence gördüğüne dair raporlar ahn-
dL Ancak TCK'de oral yönden tecavüz
gibi bir suçun karşılıgı yok. Yasaya gö-
re tecavüz sadece vajinal yoldan oluyor.
G.'nin mücadelesi yasanın değişmesi için
bir başlangıç olacak™" dedi.
İHD İstanbul Şubesi'nde açıklama
yapan G., Fatih Saraçhane'de saat 09.00
sıralannda sivil giyimli ve telsızli 2 kı-
şinin polis olduklannı söyleyerek ken-
disini beyaz bir otoya bindirmek iste-
diğini \-urguladi. G. olayı şöyle anlattı:
"Kaçmklığımı gören bir Idşi 'Durun
ne yapıyorsunuz' diyerekmüdahaleet-
mekistedL Ancak beni kaçmnakisteyen-
ler,"Bizpolistz. Kes sesıni...' diyerekgör-
gü tanığuu susturdular. Otoya bindirü-
dikten sonra nereye gittiğimi bUmiyo-
rum. Çünkü başıma sert bir cisimle vu-
rarak bayılmama neden ounuşlar. Ken-
dime geldjğimde gözlerim bağhydL Cin-
sel taciz ve şiddette bulundular. Sürekli
tehdit ediyorlardı."
İşkence sırasında yüzünde sigara sön-
dürüldüğünü. vücudunda metal bir ci-
simle kesikler açıldığını. darbeler nede-
niyle morarmalar meydana geldiğini
belirten G., şunlan anlattı:
" İşkencenin ardından beni tekrar
araca bindirdiler ve oto seyir halindey-
ken Gaziosmanpaşa'da TEM otoyolu
kenarma atülar. Beni attıklan yer otur-
duğum eve yakın olduğu için yürüyerek
evime grttim."
Aksu, Mardin'deroetropolistSaliba Ozmen ve rahipler tarafindan karşılandL (Fotoğraf: ADNAN AVUKA)
Aksu seçilme yaşını indirmede kararlı olduklannı belirtti:
25yaşıyeniden göndereceğiz
>L4RDİN/DİYARBAKIR(Cuın-
huriyet)-lçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu, eski ANAP Genel Başkanı
Mesut Yıhnaz'ın "EmniyetwMrrin
içerisinde çeteler var. Bunlan tenıiz-
lemekzordur" açıklamasına "Bu bir
aczin ifadesidir" diye yanıt verdi.
Mardin Genç Işadamlan Odası'nın
açılış törenine katılan Aksu, seçilme
yaşının 25'e indirilmesiyle ilgüi ya-
sayı yeniden Cumhurbaşkanı Ahmet
NecdetSezer'e göndereceklerini açık-
ladı. Ardından Deyrulzafaran Ma-
nastın'nı ziyaret eden Aksu, burada
metropolit Saliba Ozmen ve rahipler
tarafindan karşılandı. Özmen, Ba-
kan'a "Türabin" adh birkitap sunar-
ken Aksu da metropolite kahve fin-
canı armağan etti.
Aksu, Mardin'deki görüşmeleri-
nin ardından dün Diyarbakır'a geç-
ti. Burada Polisevi'nin açıhş töreni-
ne katılan Aksu, suçu önlemeye yö-
nelik politikalara öncelik verecekle-
rini belirtti. Gazetecilerin eski ANAP
Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın
tf
EmmyetveMTriçerisıxteçetefervar.
Bunlan temizlemekzordur'' sözleri-
nin anımsatılması üzerine Aksu, "Bu
bir aczin ifadesidir. Eğervarsazama-
nında kendisi tenıizleseydL Başba-
kanhkyaprruşbirisine bunlan konuş-
masmıyakışaramadmr diye konuştu.
lere girdiğiniz zaman, kendi tükürdü-
ğünüzü yalamak mecburiyetinde kalı-
yorsunuz. Dolayısıyla çok hızlı sonuç-
landınp hırsızlığı paklama yerine, işi da-
ha sistemli götürüp devletin zararlan-
nı önlemek lazım.
^ Bemm adıma adam para topluyor.
Biz bakanlık olarak yakaladık. Adam-
lan suçüstü yakaladık, emmyete haber
vermeden önce biz yakaladık, getirdik,
bakanlığın alt katına koyduk, onun üze-
rine de haberdar ettik. Şu anda cezaevin-
de. Dengir Mir Mehmet Fırat beni ara-
dı. Bir şube müdürü, bır imar planıyla
ilgili para istemiş müteahhitten. Müte-
ahhit de bu bakanlıkta rüşvet dönmez
demiş. Belgeleyemedik, ama adamın
bu işin uzmanı olduğunu öğrenince, is-
tifa etsin diye Hakkâri'ye ben imzala-
dım gönderdim. Şimdi rapor almış.
t/ Geçmişte çok komisyon kuruldu,
insanlar aklandı. Ben otoyollarla ilgili
komisyonun kendi partim adı-
na üyesiydim. Gönderdik, ayan
beyan para gözüküyordu. O
günün parasıyla 11 trilyondu,
Î987 hesaplanyla. Gittiler, ak-
landılar. Ha, orada suçlu olan
bakan değildi, suçlu olanlar
başkalanydı. Bakana da geri-
rip imzalarmışlar. Emin olun
ki siz teknik adam olmazsanız,
size çok şey imzalatırlar.
İhtiyaç olmayan
okullar yapüdı
• Ben o konuda fazla yo-
rum yapmayacağım. ama siz
komisyon olarak gücünüz ye-
tiyorsa belli dönemlerde yapı-
lan okullann üzerine gidin di-
yeceğım. Ankara'da falan bir
yerde yapüdı. hiç ihtiyaç olma-
dığı halde okullar yapıldı, on-
lan inceleyin.
• tstanbul'da 980 bin yapı
var. Bunun yüzde 80'i ruhsat-
sız. Yüzde 80'in içerisindeki
yüzde 12'si tanhi, geçmişe da-
yanan, Osmanlı dönemine da-
yanan ve Osmanlı "nın son dö-
nemine dayanan tarihi eserler.
• thale edilen işlerin tama-
mı 19 katrilyon. Devletin ve-
receği paralarla bu işleri biti-
rirseniz, 39 senede bitirirsi-
niz. Gece gündüz bunlarla uğ-
raşıyorum. Her sene bir katril-
yon verseniz, fıyatlan da don-
dursamz, 19 yılda bitirirsıniz.
(...) Yani 100 kilometre yol
ihale edilmiş, her sene 1 kilo-
metre yol yapıyorsunuz.
• Deprem konutlannda yol-
suzluk yok. Bana göre, deprem
konutlannda suçlu devlet. O fi-
yatla bina yapılmaz. Hepimiz
beraber kumar oynamışız.
15-16 Haziran işçi direnişinin 33. yıldönümünde çalışanlar birlik olmaya çağnldı
Biz bu depremde ölmeyeceğîz
İstanbul Haber Senisi-15-16 Ha-
ziran 197O'te Adalet Partisi (AP) hü-
kümetinın sendikal örgütlenme önün-
dekı yasal düzenlemelerine karşı yüz-
binlerce ışçinın sokağa döküldüğü
eylemlerin 33. yıldönümünde emek-
çilerin haklanna sahip çıkması isten-
di. Anma ve şenlik şeklinde gerçek-
leşen etkinlıklerde çalışanlar, AKP hü-
kümetinın çıkardığı İş Yasası ve IMF
güdümlü ekonomik politikalara kar-
şı mücadeleye çağnldı.
Türk-İş, DİSK, KESK. Hak-îş,
TMMOB'ye üye sendikalardan bir
grup tarafindan oluşrurulan İşçi Kon-
seyi "Emek Sempozyumu" düzen-
ledi. Türkiye işçi sınıfının sorunla-
nnm tartışıldığı sempozyum, Emi-
nönü Belediyesi Kadırga Kültür Mer-
kezi'nde gerçekleştirildi.
Sempozyumun açılış konuşması-
nı yapan îşçi Konsey_i Yürütme Ku-
rulu Üyesi Ali Onder Öndeş,
"1980'lerden sonra hice saldırgan-
laşan empenaüzmin Türkhe'ye yan-
sınıası daha azgmca oldu. Hüküme-
tin hazıriadıgı Iş Kanunu. Yerel Yö-
netimler Yasası gibi kanunlar ve son
dönemlerde hız kazanan özeOeştirme
hareketleriyle de bu saldınya zemin
hazuianıyor'' dedi. İşçi sınıfının si-
yasal mücadelesinin geriletildiğini be-
lirten Öndeş, "Bu mücadelenin bir
a\ağı olan sendikal hareket de işçi sı-
nıfina \abancılaşnnldı. Biz İşçi Kon-
se>i olarak emekçi smıfa bu müeade-
le>i hanrlaüyoruz'' diye konuştu.
Sempozyumda "GeKr dağılınu ve
sosyal haklarbakunmdan emeğin du-
rumu" başlıklı bır sunuş yapan An-
kara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fa-
kültesi Öğretim Üyesi BurçakÖzog-
lu ise şunlan söyledi: "Ülkemizde
1999 depreminden sonra deprem uz-
manlanmn hep söyledikleri şey,' Tür-
kiye bir deprem üUcesidir, bu gerçek-
le yaşamayı öğrenelim'dL İşçi suun-
nın da bu kapitalist saldın karşısın-
daki sloganı 'Türkiye kapitalist bir
ülkedir. Ağlama ey işçi sınıfi, sen sö-
mürüleceksin' şeklinde olmamahdır.
Biz bu depremde ölmeyeceğiz.'*
Sempozyumda aynca, Ahlım Üni-
versitesi Öğretim Görevlisı Fatma
Ulkü Selçuk, Marmara Üniversitesi
Çalışma Ekonomısi Öğretim Üyesi
Ozgür Müftüoğlu, Sendıka uzmanı
GökhanAülganveyazarHalukMırt-
se\er de bırer sunuş yaptılar.
Emek-Banş-Demokrasi Bloku'nun
Ümraniye Nil Düğün Sarayı'nda dü-
zenlediğı etkinliğe'ıse DEHAP. EMEP
ve SDP yöneticileri katıldı. Mihri
BeDi, Adnan Özyalçuıer'in birer ko-
nuşma yaptığı toplantıda toplumsal
banş çağnsı dile getirildi.
Bostancı Gösteri Merkezi'ndeki
15-16 Haziran Şenliği'nde Sabahat
.\kldraz.Bn^Topak)ğhLİnalBü>Tİk-
gönenç, Ezginin Günlügü, Grup Var-
diya ve Son Anka Müzik Topluluğu
sahneye çıktı.
oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Iran'ın dini lideri Ayetullah Hama-
ney, Iran'daki olaylardan ABD'nin
sorumlu olduğunu söylemiş. Birdün-
ya gücü olarak ABD'nir Iran'daki yö-
netime sıcak bakmadığını bilmeyen
yok. Fakat Iran'daki ola>)an ABD oyu-
nu diye açıklamak gerçeği yansıtır
mı?
Iran toplumu, çok uzun yıllardan
İDeri baskıcı, totalitermollalarrejimin-
den kurtulmak için yolla' anyor. Cum-
hurbaşkanı Hatemi'nin çok yüksek
oylarlaseçilmesinin nedeni, Iran'da-
ki değişim ve reform anusuydu. Iran
halkı, totaliter molla rejimine karşı
Hatemi'yi desteklemişti.
Hatemi de reform yönünde bazı
adımlar atmaya çabaladı. Ancak
Iran'daki dini yönetim her seferinde
bu değişim isteğinin karşısına dikil-
di. Birçok aydın ağır cezalara çarp-
tırıldı. Hatemi, belki de /önetim için-
den gelen bir reformcu oduğu için faz-
la radikal davranamad. Davranabi-
lir miydi, ona gücü yeter miydi? Bu
İran'daki Olaylardan ABD mi Sorumlu?
da çok tartışmalı.
Iran halkı ve özellikle Iran gençliği,
20 yıldan fazla bir süredir devam eden
rejimin kendilerine mutluluk ve refah
getirmediğini gördü. Iran'da bır so-
kaktaki hayat, bir de evlerdeki hayat
diye iki ayrı hayat olduğunu cümle
âlem bilıyor. Bu ne demek? Halk, ya-
saklar nedeniyle istediklerini sokak-
tayapamıyor. Bu nedenle evlerinin içi-
ni özgürlük alanı olarak kullanıyor.
Buralarda neler oluyor tam da bil-
miyoruz. örneğin, kadınlar muhte-
melen istedikleri gibi giyinip konuk-
larını ağırlıyorlar. Içkiler içilip, dışan-
da yapılamayacak eğlenceler evler-
de, avlularda yapılıyor. Sıyaset ka-
palı kapılararkasında konuşuluyor. Yıl-
lar önce Iran'ın tanınmış aydınların-
dan Abdülkerim Suruş'la tanıştı-
ğımda, Iran'daki değişim isteğinin ne
kadar güçlü olduğunu anlamıştım.
Abdülkerim Suruş, demokrasi ol-
madan Islam ülkelerinin bir geleceği
olmadığını söylüyordu. Suruş, üni-
versitede muhafazakâr güçlerin ve
molla yanlılarının saldınlarına uğradı.
Şu anda ne durumda olduğunu bil-
miyorum.
• • •
Iran'da sokağa dökülen gençler,
artık bir umutsuzluğu ve çaresizliği de
ifade ediyorlar. Çünkü yıllardır, Hate-
mi'nin zaferleriyle sonuçlanan seçim-
lerin ardından değişim yönünde adım-
lar atılması beklendi. Yıllar içinde bu
beklentiler umutsuzluğa dönüştü.
Gençler, iran toplumu içindeki deği-
şim isteğini ifade ediyorlar vetek bo-
yutlu rejimı protesto ediyorlar.
Bu olaylara bakarak ne diyeceğiz?
ABD gençlerin arasına girdi, Iran'da
olay çıkardı demek yeterli mi? Ben-
ce bu sözler Iran'daki gerçeği açık-
layamaz. Mutlaka, Irak'ın işgali son-
rası bölgede oluşan dengeîer, Iran'ın
içindeki değişim eğiliminı tetiklemiş-
tir.
Ancak, Iran'daki durumla Irak'taki
durum aynı değil. Iran'da ciddi bir
toplumsal muhalefet çok uzun za-
mandan beri vartığını sürdürüyor. Her
şeye rağmen seçimlerin yapılması,
rejime muhalif seslerin çıkması, iran'ın
toplumsal yapısının gelışime daha
açık olduğunu gösteriyor.
Fakat şurası bir gerçek, Iran'da bir
totaliter rejim var. Iran halkı bu tota-
liter rejimden memnun değil. Son yıl-
larda yapılan her seçimde reformcu
görünen adaylara oy vererek bu eği-
limini gösteriyor. Işte şimdi tehlikele-
ri göze alarak gösteri yapan gençler,
bu birikimi, bu isteği ifade ediyorlar.
ABD'nin iran'ın içişlerine kanşma-
sına karşı çıkmak başka şeydir, Iran'da
özgürlük isteyen ve rejime başkaldı-
ran gençlerin hedefleri başka şeydir.
ABD yönetiminin bu gösterileri des-
teklemesi de bu isteklerin haklı oldu-
ğu gerçeğini değiştiremez.
Iranlı gençler, özgürlük, demokra-
si ve adalet istiyorlar. Bunlar evren-
sel değerler ve bütün halklann bu de-
ğerlerden yararlanmaya haklan var.
Geçenlerde İstanbul Atatürk Havaala-
nı'nda iran'a gidecek uçağın biniş
kapısındaki kadınlı erkekli topluluğu
izledim. Kadınların çoğunluğu örtün-
memişti. Biraz sonra uçak kalktığın-
da bütün o kadınlar totaliter molla
rejiminin emri gereği örtüneceklerdi.
• • •
Iran'da demokrasi, özgürlük ve
adalet isteği tamamıyla haklı bir is-
tek. Bunun Amerika'yla, Avrupa'yla
ne ilgisi var? Iranlı gençlerin kafası-
na inen molla sopası ise birzulüm sis-
temini ifade ediyor. Gönlüm özgürlük
için tehlikeleri göze alan Iranlı genç-
lerte birlikte.
2000'LİYILLARDA...
ERDAL ATABEK
Kaybedenin Kazandığı...
öğrenci Seçme Sınavı dün yapıldı.
Bu kısa bilgi, 1 milyon 600 bin öğrenci ile ailele-
rinin yıllar boyu süren çabalarının beklenen sonu-
cunu anlatıyor.
Şimdi kazananlar ve kaybedenler olacak. Her
sınav böyle sonuçlar verir.
Kazananları yenı bir süreç bekliyor. Yaşam yo-
lunda bır dönemecı aştıklannı düşünecekler.
Ya kazanamayanlar?
Onlar bugünlerde o baskı dolu günü unutmaya
çalışacaklar, sonrasında da üzerlerine çöken ağır-
lığı kadırmak için çabalayacaklar.
Kaybetmek?
Bir sınavı, sevilen bir kişiyi, alıştığı koşullan, uzak-
laştığı kasabasını, kentini, ülkesini kaybetmiş olma
duygusunu yaşamak.
Hepsi de değişik ağırlıklarda zor, değişik süre-
lerde aşılabilecek kayıplar.
Ama her kayıp aynı zamanda kazanç yollannı da
aralar.
Her kriz yeni arayışların da nedenidir.
Bir sınavı kazanamamak insana neler kazandı-
rır?
Öncelikle, 'neden kazanamadığını düşündürte-
rek' kazandınr.
'Böyle kazanç olmaz olsun' diyenler olacaktır.
Ama bir kayıp doğru değeriendirilemez ise yeni
kayıplar gelecektir.
Onların nedenleri üzerinde de durulmayacağı
için kayıp süregenleşecektir.
llk kazanç budur: 'Ben neden kazanamadım?'
diye sormak.
ıkinci kazanç da: 'Bu kaybedişte benim payım
nedir' sorusu olacaktır.
Bu iki soruyu doğru yanıtlamak için, 'aklını kul-
lanmayı bilmek', 'cesaret', 'dürüstlük've 'dayanık-
lılık' gereklidir.
'Zekâ', bir donanımdır. Sahip olduğumuz zihin-
sel işlem gücüdür. 'Akıllılık' ise bu gücü doğru yer-
de ve doğru zamanda kullanmayı bilmektir. Çok ze-
ki olup da akıllı olmadığı için başarısız olanlann ya-
nında, akıllı olduğu içın daha ortalarda bir zekâ ile
başarılı olan kişiler vardır.
'Cesaret', en çok kendimize soru sormak ve bu
soruyu dürüstçe yanıtlamak için gereklidir. Dürüst
olmaz isek kendimizi kandırır ve rahatlarız. Sonra-
dan da bu yolu kullanarak gerçeklerin acısından uzak
kalmaya çalışınz ama.. gerçek hiçbir zaman orta-
dan kalkmaz.
'Dürüstlük', kullanılan akıldan doğru sonuçlar
almak ve cesaretin işe yaraması için gereklidir.
'Dayanıklılık', sonuçları kabul etmek, karşımıza
çıkan güçlükleri yenmeyi göze almak için gereken
önemli bir özelliktir.
Eğer bu özellikleri kazanmak için çalışır, bu özel-
liklerle yaşadıklanmıza bakabilirsek kayıplanmız bi-
ze çok şey öğretir, onlardan çok şey kazanınz'.
Kaybediş, bize 'kendimizi tanıtır, kendi gücü-
müzün sınırlannı öğretir' ki bu da değeri ölçülemez
bir kazançtır.
Kaybediş, bize güçsüz olduğumuz alanlan ve
sınırlan tanıtır. Neleri güçlendirmemiz gerektiğini an-
latır, hiç kimsenin olamayacağı kadar yardımcı olur.
Kaybediş, bize hep kazanmayı beklemenin na-
sıl biryanlış olduğunu da anlatır. Yaşamımızın bun-
dan sonraki bölümlerınde yaşayacağımız kayıplar
için önemli bir ölçüt olur, değerli bir yaşam prati-
ğini oluşturur.
Eğer yaşam içindeki kayıplanmızı gerçeklerden
kaçmadan nesnel biçimde görüp değeriendirebil-
sek son derece önemli bir yaşam rehberimiz olur.
'Akıllı olmak', 'cesaret', 'dürüstlük'ye 'dayanık-
lılık'...
Yaşamın en büyük başarısı, bu niteliklere sahip
olmaktır.
Bu niteliklere sahip olmak ve yılmadan yoluna de-
vam etmek.
Yaşamın bütün güçlükleri bize güç kazandırmak
için karşımıza çıkar.
O gücü kazanarak yola devam etmek de, yığılıp
kalarak yolun kenarma çekılmek de bizim elimiz-
de.
Asıl büyük başan da tam bu noktada doğru ka-
ran verebilmektir.
'Bu bir savunma hareketidir'
Erbakan, D-8'in
6. yılını kutladı
İstanbul Haber Seni-
si - Saadet Partisi (SP)
Genel Başkanı Necmet-
tin Erbakan. başbakan-
lığı dönemınde kurulan
ve gelişmekte olan 8
Müslüman ülkeyi bir
araya getiren D-8 proje-
sinin iradı değil zaruri,
harta hayati bir proje ol-
duğunu vurgulayarak
"Bu bir savunma hare-
ketidir. Kuvveti üstüntu-
tanlara karşı ezilen in-
sanlar olarak bir ara>a
gelip kendimizi savuna-
cağjz" dedi.
SP bünyesindeki Eko-
nomik ve Sosyal Araş-
nrmalarMerkezi tarafin-
dan D-8' in 6. yüdönümü
nedeniyle Çırağan Ote-
li'nde bir toplantı düzen-
lendi. Erbakan'ın yakın
kurmaylannın yani srra
ilgili ülkelerin temsilci-
leri ve İstanbul Büyük-
şehir Belediye Başkanı
AB Müfit Gürtuna'nın
da katıldığı toplantıda
konuşan Erbakan: Tür-
kiye, Pakistan, Bangla-
deş, Endonezya, İran,
Malezya, Mısır ve Ni-
jerya'dan oluşan D-8'le-
rin bütün dünyayı ku-
caklayan bir işbirliği ku-
ruluşu olduğunu ifade
etti. Dış mıhraklann,
ABD halkı da dahil bü-
tün dünyayı ezdiklerini,
haksız tecavüz ve katli-
amlar yaptıklarrnı, hep
ohnayacak şeyler dene-
diklerini anlatan Erba-
kan, "Dünyanın en zen-
gin yüzde 20'si dünya
kaynaklannın yüzde
82'sine sahip. Türkiyesa-
atte 10 trihon lira faiz
ödihor. Buna can dayan-
maz. Bizhakkı üstün tut-
mak çiftestandarda kar-
şıadaleti. sömürüye kar-
şı eşitüği ve dayanışma-
yıegemen kümakiçin bir
araya geldik" diye ko-
nuştu.
Kendini sömürtme-
menin bir insan hakkı
olduğunu ifde eden Er-
bakan, "Akılsızhğımjz-
dan dolayı sömürülüyo-
ruz. Bu dengesizngin so-
nu\T)k.I>8,G-8Tere kar-
şı kurulnıadı. Kudretim
var, istediğmıi yaparım
dersen yaparsın.. ama
Teksas çobanı olursun"
diye konuştu.
Eski SP Genel Başka-
m Recai Kutan da D-
8'in eşitliği, dayanışma-
yı ve işbirliğini dünyada
egemen kılmak için ku-
rulduğunu söyledi.