06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10HAZİRAN2003SAL HABERLER AKP hükümetinin bashsıyla istifa eden eski Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Cumhuriyefe konuştu:Insanlann harcanmasıhoşdeğilTürkiye'nin sevgiye ihtiyacı var "Iktidarlar hiçbir aynm yapmadan herkesi rahmetle kucaklamalı. Türkiye'nin sevgiye ihtiyacı var. Ehil ve uzman olan insanlann harcanması hoş bir şey değil. Çünkü insan kolay yetişmiyor." Dengeleri gözetmek lazım "Diyanet'te görev yapmak o kadar kolay değil çok zor. Çünkü dengeler var. Dengeleri gözetmek lazım. Din-devlet ilişkisi, siyaset ilişkisi her zaman normal seyrinde gitmez, bazen sancılı da olur." Avrupa'da camiler rant kapısı "Avrupa'da camilerin rant kapısı haline gelmesinde Diyanet'in o ülkelere geç girmesinin etkisi oldu. Bunun böyle oluşunu siyasi mülahazalar da etkiledi. Tarikatm, grubun, teşkilatın camisi olmaz." METİN GÜR Atatürk'ün atadığı Rıfat Börekçi"den sonra 11 yılla en uzun süre Diyanet Işleri Başkanlığı yapan ve AKPnın iktıdara gelmesinden sonra hükümet baskısıyla karşılaşan eskı Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, istifasının ardından Cumhuriyefe konuştu. 11 yıllık Diyanet İşlen Başkanlığı sırasında gelen hüİcümetlerle çok uyumlu çalıştığını, her zaman ıktidar partilennden destek gördüğünü söyleyen Yılmaz, kadrolaşma girişimlerini onaylamadığını belirterek, "İktidarlar hiçbir aynm yapmadan herkesi rahmetle kucakiamal]. Türkiye'nin sevgiye ihtiyaa var. Ehil ve uzman olan insanlann harcanması hoş bir şey değiL Çünkü insan kolay yetişmiyor" dedı. Yılmaz'ın sorulanmıza verdiği yanıtlar şöyle: - Güçlü bir teşkilat olan, birçok akımın ilgi odağı haJine geien Diyanet'te başkanlığınız sırasında ne gibi sıkmülaıia karşıiaşünız? - Diyanet'te görev yapmak o kadar kolay değil, çok zor. Çünkü dengeler var. Dengeleri gözetmek lazım. Din- devlet ilişkisi, siyaset ilişkisi her zaman normal seyrinde gitmez, bazen sancılı da olur. Ancak Diyanet'in devlet bünyesinde olması Türkiye koşullannda her zaman yadırganmamalıdır. İslam ve terör - ABD ve İngiltere'nin Irak'ı işgal etmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz? - Irak'ta despot bir yönetim tarzı vardı. Halk yönetimden hoşnut değildi. Bu tür yönetimi İslam dini kesinlikle reddeder. Kuran'da, "Bir ülkcnin başuıdaldler despotsa o iilke yok olmaya mahkûmdur*" denir. Müslümanlıkta halk idaresi önemlidir. Arapça bir deyim vardır: "Halkm dili halkın kalemidir." Halkın iradesini hiçe sayamazsıruz. Din v e vıcdan hürnyetı ıhlal edilirse bunun İslamla bağdaşır bir tarafi olur vmf! Siz bunlan yapamazsanız bir başkası gelir zorla yaptınr. îslam dünyası kendine gelmeli. İslam merkezîdir. tslam ülkeleri insana önem vermeli, insanca yaşamayı sağlamalıdır. Savaşla ne halledılir? Savaşın getirdiği kindir, nefrettir. islam ülkelerinde görülen terör hareketlerinin temelinde geçmişte ülkelerin sömürülmesi ve işgal edilmesı yatmaktadır. Biz terörü meşru görmüyoruz ama böyle. İslam, terörü hiçbir zaman onaylamamıştır. Cuma namazı ve lcadınlar - Kadınlann Cuma namazuıa katüıp kaülamayacaklan konusunda çeşitti görüşler var, tarüşüıyor. Siz bu bağlamda ne dersüıiz? - Kadınlann Cuma ve cenaze namazlanna katılmalarını teşvik edici açıklamalanm oldu. Ancak Cuma namazlarında özellikle merkezi camiler çok dolu oluyor, cemaate yetmiyor. Nedeni, Cuma namazı tek başına kılınamayan namaz olduğu içindir. Dince, kadınlann Cuma namazı kılmalannda hiçbir engel yoktur, faydası vardır. Hatibin okuduğu fetvayı dinlerler. verilen vaazı izlerler. Bizim cami mimari tarzımızda "MahfiT dediğimiz ayn bir bölüm vardır. Kadınlar bu bölümde kılarlar. Toplantı salonunda oturur gibi değil, namazda bir saf düzeni vardır. Kadınlann erkeklerle saf rutmalan uygun olmaz. İbadetin insana huzur vermesi gerekir. Huzur zedelenirse kılman namazdan bir fayda gelmez. İbadetin özü gönül huzurudur. Gönül huzuru ile kendını Allah'a vererek ıbadet etmektir. Aynı mekânda kılınacaksa erkekler önde, kadınlar arkada saf tutmalıdır. 75 BlN CAMÎSÎ, 89 BÎN KADROSU VE 74 BÎN ÇALIŞANI BULUNUYOR Diyanet'te siyaset ağırlığı75 bin camisi, 89 bin kadrosu ve 74 bin çalışanı olan Diyanet Işleri Başkanlıgı'nda, ne kadar polirikanın dışında kalma çabası verilse de siyasi partilerin ağırhğından bahsetmemek olanaksız. Diyanet'te; merkez teşkilatında müftü, vaiz, imam, Kuran kursu öğretmeni, müezzin olarak çalışan, din hizmeri sınıfında görev yapan yaklaşık her partiden 800 kişinin çalıştığı belirtiliyor. Birinci sıra DYP ağırlıklı, ikinci sırada ise MHP geliyor. DYP'nin önde oluşunun nedeni, bu partinin iktidar olduğu dönemde Diyanet'e kadro verişinden kaynaklanıyor. MHP'nin kaynaklandığı taban ise imam hatip okullan ve ilahiyat fakülteleri. Çok sayıda imam hatip okuilannın açıhşı ve buraya giren çocuklann yüzde 99'a yakınının yoksul ailelerden gelmesi, MHP'nin bu gençlere yönelik sürdurdüğü çalısmasıyla Diyanet'teki etkisini arttınyor. - Almanya, Fransa, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerdeki Türkiye kökenli islam kuruluşlannı yakından tanıdıgıııiTi düşünüyorum. Bu kadar bölünmüş olmalanıu. çok sayıda radikal dinci gruplann ohışmasuu, dinin rant getiren bir araç olarak kullanılnıasuıı neye bağhyorsunuz? Rant kapısı camiler - Bunda Diyanet'in o ülkelere geç girmesinin etkisi oldu. Camilerin rant kapısı haline gelmesi onaylanacak bir şey değildir. Bunun böyle oluşunu siyasi mülahazalar da etkiledi. Tarikatın, grubun, teşkilatın camisi olmaz. Bölünme, gruplara aynlma îslamın birlik ruhuna ters düşmektedir. Müslümanın camisi vardır. Bizdekı cemaat Hıristiyanhktaki cemaat değildir. - AKP hükümetinin apartmanlann alünda ibadet yerierinin açılması güişimini nasıl buluyorsunuz? - AB uyum paketine bağlanarak bu konu kamuoyuna yansıtıldı. Halbuki Avrupa ülkelennin hiçbirinde apartmanlann altında Idlise yok. Apartmanlann altında "mabet" ibadet edilen yer anlamına geliyor. Bunun içine kilise de girer. Her inananın ibadet yen olur. 1998'de bizim girişimimizle çıkanlan bir yasa ile cami yapımı bir esasa bağlanmıştır. Yani izne tabidir. MüftüJerin uygun göreceğı ve ihtiyaç olan yerlerde, belirlenen kiriterlere göre cami yapımı öngörülmüştü. Bu yasa camilerin görevini de Diyanet'e veriyor. Apartmanlann altında ibadet yeri açılması nereden çıktı? Herhangi bir yerleşim merkezinde camiye ihtiyaç varsa orada müstakil cami yapılsın. Apartmanlann altında yapılmasını uygun görmüyorum. Dlnler arası dlvalog Arapça, Farsça, Osmanlıca ve az Fransızca bilen Yılmaz, "Dinler Arası Dryalogu" da şöyle anlatıyor: "Papayı ziyaretimde Dinler Arası Diyalogun anlaşmasmı imzaladık. Güncel Dini MeseJeler İsrisare Toplanfısı adı aJtında toplantüar düzenledik İslam dinine sızmış olan banl inançlann temizlenmesi konusunda ilahiyat fakültelerinde, imam hatip * okullannda istehilen düzeyde din adamı yetiştirilmediği vurgulanıyor. Nedeni, öğretim üyelerinin siyasallaşmasına ı bağlanıyor. "Üahiyat faküJtelerinde ilahiyatçı yetiştirUsin" sözleri Diyanet içinde seslendiriliyor. Bir görevli "Dini. öğreten insanın devtetie banşık olması ; lazım. Laik sistemi benimsemesi ' zonınludur" diyor. ' çahşmaian başlatnk. Başka bir önemli girişimimiz Diyanet Araşürma Merkezi'nin (DİYAM) kuruluşu oldu. Bu, bilgi ve strateji üreten bir merkez. tslam dini başta olmak üzere bütün dünya dinlerinin araşünkhğı bir merkez. Başlıca çalişmalanmızdan biri de hizmet içi eğitim. Türkiye genelinde 11 eğitim merkezi oluştu. Bunlarda sürekli eğitim vapüıyor. Aynca- ihrisas kurslan açıldL Daha önce bu kurslann sayısı bir idi, bizim dönemde 5'e yükseidL Bu kurslann süresi iki buçuk, üç yiL Hocalann müftü olabilmesi için bu kursu birJrme zonınluluğu getirildi." Yılmaz bu uygulamalar. sırasında kimlenn karşı çıktıgını da dile getirerek sözlennı şöyle tamamladr "Bazı çevrelerden olumsuz tepkiler aldığun oldu. Başkanüğımızda da tepki gösterenler vardı. Kimi basuı organlan, bazı mihraklar bunun önünü ükamak için çaba sarf etti. Bunu da yapüran mihraklar vardı. Di\anet'ten aynlanlar, kıskananlar vanü. Türkiye'de çeşitii akunlar var. Her j enive karşı çüahyor. Ama kamuoyu olumlu karşıladı. Biz vdmadık, volumuza de\am ettik" DtYANET'TE AYDIJVLANMA DÖNEMÎ- Mehmet Nuri Yılmaz'ın yakın çevresi, Yılmaz'ın 11 yıllık başkanhk dönemini Diyanet'te aydınianma dönemi olarak tammbyor. Bu dönemde Diyanet'in yüksek bir temsil gücüne kavuşturulduğu belirtiliyor. 1966'dan beri Diyanet'te görev yapan Mehmet Nuri Yümaz, teşkilattaki çahşmasına yönelik yaşamöyküsünü ise şöyle dile getiriyor: "Kuran kursu öğretmenliğj ile göreve başladım. Ardından vaizlik yaptım, Vakıflar Genel Müdüıiüğü'nde çevirmen olarak çalışüm. Din İşleri Yüksek Kurulu'na seçildim, bunu Diyanet tşleri Başkan Yardınicılığı'na atanmam takip etti" CHP Mîlletvekili Yakup Kepenek'in soru önergesini Başbakan Erdoğan yerine Devlet Bakanı Mehmet Ali şahin yanıtladi: Sezer'e Cumhııriyet gibi komışuyorsunuz denmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in soru önergesini yanıtlayan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e "Cumhuriyet gazetesi gibi konuşuyorsunuz" dediği haberlerini oldukça "gecikmeH" olarak yalanladı. Soru önergesi Kepenek, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Sezer'le haftahk olağan görüşmelerinde "Cumhuriyet gazetesi gibi konuşuyorsunuz" dediği haberlennı bir soru önergesiyle TBMM gündemine taşıdı. Soru önergesini Cumhurbaşkanı Sezer'le haftalık görüşmeyi yapan Erdoğan yerine Başbakan Yardımcısı Şahin yanıtladı: Türkiye Cumhuriyeti başbakanlannın cumhurbaşkanlan ile haftahk görüşmeler yapması bir gelenektir. 59. cumhuriyet hükümetinin Sayın Başbakanı da Cumhurbaşkanı Sezer ile bu geleneği sürdürmektedir. Bu görüşmeler, Sayın Cumhurbaşkanı ile Başbakan'ın baş başa yapnklan basuıa kapalı görüşmelerdir. Bu görüşmelerde devletimizi ve halkınuzı ilgilendiren önemli konularda karşılıklı fikir teatisinde bulunuJur ve gorüşmede herhangi bir gazetenin gündem yapılması mümkün değildir. Basında yer aldığuu belirttiğiniz ifadeler tamamen uydurma ve hayal ürünüdür." SALI ORHAN BURSALI Siyasal Kuvyetler Cumhupiyeti "İki Cumhuriyet- Bir Soru" başlıklı "Pazar" ya- zımda, sivil ile asker kesimin iki ayn cumhuriyet ola- rak yanyana varlıklannı sürdürdüklerini, birbirlerinin işlerine fazla kanşmama zımni anlaşması içinde ol- duklannı yazmış, Türk Silahlı Kuvvetler Cumhu- riyeti"nin, "Türk Siyasi Kuvvetler Cumhuriye- ti"ne, gelecek, vizyon, eğitim vb açılanndan üstün dunjmda olduğunun altını çizmiştim. Güncel sorum şuydu: (Askerler de müdahaleleriyle Türkiye'nin si- yasal -ve ekonomik- kaderinde rol oynadıklarına göre) Türkiye'nin bugünkü kötü durumunda ağırlıklı sorumluluk atanmışlarda mı, yoksa seçilmişler- de mi? Bu soru şu açıdan da önemli: Ülkenin -mesela gelişmemesinde - başlıca sorunu,- siyasetçe doğru dürüst yönetilmemesinde mi? Yoksa, askerlerin, çeşitii konularda sivil hayata müdahalelerinde mi? Bu yazılar, daha çok objektif bir durumu oraya çı- karmayı amaçlıyor. • • • Derdimi biraz özetledikten sonra, bugünkü konu- ya gelelim. Yani Türk Siyasi Kuvvetler Cumhuriye- ti'nin durumuna... Türkiye, yakın zamanda tarihinin en büyük eko- nomik vurgun dönemini yaşadı. Buna kimsenin iti- razı var mı? Bu hazine vurgunu, dolandıncılığı, hır- sızlığı ne derseniz deyin, siyasi iktidariar dönemin- de ve esas olarak siyasi-işadamı- bürokrat üçgeni aracılığıyla gerçekleşti. Buna bir rtirazı olan var mı? Bu alçakça kumpas ve soygunun boyutlan 100 milyar dolariarı aşıyor. Doğru mu, yanlış mı? Bun- dan önceki hükümetler dönemlerinde, gündeme gelen bu soygundan tek tek sahneler, Meclis'te ku- rulan alçakça ve ahlaksızca siyasi ittifaklarla kapa- tıldı. Doğru mu yanlış mı? (Ecevit, benim hüküme- tim döneminde (Yani Mesut Yılmaz ve MHP ortak- lığında) neyi araştıracaklarmış diye soruyor! Kah kah!) Siyasi- bürokrat -işadamı anlaşması ile 11 milyar dolan hortumlama, geri kalanı batırma olmak üzere 40 milyar dolanmız bankalarda. Doğru mu? Şu sıralarda Meclis Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu yeniden geçmiş yolsuzlukları günde- me getirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nin, kurulan büyük kumpasla nasıl soyulduğu devletin namuslu kalmış birimlerince bir bir ortaya çıkartılırken, operasyonlar Ecevit- Yılmaz- Bahçeli ve onlardan önceki koalis- yon döneminde birer birer devre dışı bırakıldı.. Operasyonları yürütenler görevlerinden alındı (Ba- kan- müsteşar, polis müdürleri vb). Bunlar da doğ- ru, değil mi? Görevlerden alınanlardan, eski Ankara Organize Suçlar Şube Müdürü Şerafettin Bural, (Onu he- men tam yetkiyle eski görevine getirir ve işe yara- maz MASAK'ı ona bağlanm!) hayali ihracatı araştı- ran Örümcek Ağı operasyonunda önemli siyasi isimlere dayanınca görevden alındık, dedi. 38 ayn suç örgütüne rastlamışlar ve sadece ikisini çözebil- mişler. Siyasiler (tabii başta ANAP AŞ), tamam bu kadar yeter, demiş. Bural'a göre, eğer sürdürebil- seydik 50 milyar dolariık hortumlama gün ışığına çı- kacaktı, dedi. Bu tahmini yapan işin içinde bir in- san. Sadece iki rakam, bankalar 40 milyar+örümcek- ciler 50 milyar=90 milyar ediyor. Bunun Beyaz Enerjisi var (Neredeyse tüm zamanlann enerji ba- kanlıklan kimin elindeydi? ANAP A.Ş.'nin tabii). Da- ha Bayırdırlığı var, Bayındırlığı... Tabii asker-sivil katılımlı Susurluk'u da var... • • • Türk Siyasi Kuvvetler Cumhuriyeti'nden man- zaralar bunlar, hepinizın bildiği, ama sivil- asker de- ğerlendirmesinde kimsenin asla dikkate almadığı... Türk Siyasi Kuvvetler Cumhuriyeti'nin sadece yolsuzluklarıyla mı, Avrupa'nın yanıbaşında 2000 dolarlık, sürekli ekonomik ve toplumsal kriz içinde- ki, Pentagon ve Avrupa Birliği'nin sık sık bodosla- madan bindirdiği bir Türkiye'yi yaratıldı, sanıyorsu- nuz? Hayır, ülkemize kurulan ekonomik kumpas, ola- yın sadece bir yönü. Başka yönleri, manzaraları da var Türk Siyasi Kuvvetler Cumhuriyeti yönetimlerinin. örneğin, boşa giden aptal yatınmlan saymayalım mı? (Ki bunlar da yolsuzluklarla ilintili, bir köşesin- den). Sanınm Ankara Ticaret Odası, bunlann ra- kamını 195 milyar dolar olarak hesap ettirmişti. Yapmadıklan, yeteneksizliklerinden ve günlük ve oy kaygılanndan dolayı başaramadıkları var. Türki- ye'nin ekonomik ve politik vizyonunu belirieyeme- diler. Ülkemiz insanının ve kurumlannın önüne, orta ve uzun vadeli, dünya ekonomi-bilim ve teknolojisi- ni dikkate alan ve ülkemizi ileri ülkeler düzeyine yükseltecek bir plan program koyamadılar.. tam tersine, plan ve programları çöpe attılar... Türk Siyasi Kuvvetler Cumhuriyeti'nin politik, ekonomik, toplumsal yönetim manzarası, büyük re- zaletlerle doludur. Baştan aşağı neredeyse bir ba- şansızlıklar öyküsüdür. Türkiye'nin bugünkü ekonomik sefaletinden aca- ba esas olarak hangi güçler sorumludur, siyasi ce- nah mı yoksa askeri cenah mı? Türk Siyasi Kuv- vetler Cumhuriyeti ülkemizi adam gibi, ülke gibi, çağdaşça yönetme rüştünü ne yazık ki ispat ede- memiştir. Once bunu saptayalım, sonra askere ba- kalım... [email protected]. 15. DENEME SINAVI YANIT ANAHTARI SÖZEL BÖLLIM l B. 2.D. 3.C, 4.D, 5.C, 6.C, 7.D, 8.B, 9.E, İO.C, ll.D, 12.B, 13.C, 14.D, 15.D, 16.C, 17.A, 18.D, 19.C, 20.B, 21.E, 22.C, 23.D, 24.D, 25.C, 26.C, 27.D, 28.E, 29.C, 30.E, 31.D, 32.D, 33.E. 34.A, 35.B, 36.A, 37.C, 38.D, 39.C, 40.B, 41.A, 42.E, 43.D, 44.E, 45.B, 46.D, 47.A, 48.D, 49.B, 50.A, 51.E, 52.C, 53.E, 54.E, 55.C, 56.B, 57.E, 58.E, 59.B, 60.C, 61.C, 62.C, 63.B, 64.E, 65.E, 66.B, 67.C, 68.D, 69.D. 70.A, 71.E, 72.A, 73.D, 74.C, 75.E, 76.D, 77.E, 78.C. 79.B, 80.A, 81.D, 82.C, 83.C, 84.E, 85.C, 86.A. 87.D, 88.D, 89.B, 90.A. SAYISAL BOLUM 1 .C, 2.A, 3.B, 4.D, 5.E, 6.B, 7.B, 8.A, 9.A, 10.C, 11.A, 12.B, 13.D, 14.E. 15.C, 16.C, 17.B, 18.C, 19.D, 20.E, 21.D, 22.B, 23.A, 24.B, 25.C, 26.E, 27.C, 28.B, 29.E, 30.A, 31.D, 32.A, 33.E, 34.B, 35.C, 36.E, 37.A, 38.D, 39.B, 40.C, 41.A, 42.A, 43.B, 44.C, 45.D, 46.E, 47.E, 48.D, 49.E, 50.A, 51.C, 52.A, 53.A, 54.A, 55.E, 56.B, 57.D, 58.A, 59.C, 60.C, 61.C, 62.B, 63.C, 64.D, 65.B, 66.B, 67.C, 68.A, 69.B, 70.D, 71.E, 72.E, 73.A, 74.E, 75.D, 76.C, 77.D, 78.B, 79.B, 80.E. 81.C, 82.D, 83.D, 84.B, 85.E, 86.C, 87.C, 88.D, 89.A, 90.A.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle