06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10HAZİRAN2003SALI HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Sîlahlar, Saddam ve Bin Ladin Neredeler? Dün televizyon ekranlarında, beyaz elbiseler giymiş olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) uzmanları- nın Bağdat'ın bilmem kaç kilometre güneyinde nükleer silah aramalarını görünce gülmemek elde degil. Irak operasyonunun ilk askeri aşaması biteli bu kadar zaman geçti, Başkan Bush bölgeye giderek, yeni dünya düzeninin ilk girişimlerini yaşama geçirmeye koyuldu. 2005 yılına kadar olacaklar, gerçekçi bir biçimde olmasa bile, planlandı. Bu arada, bazı şeyler hiç ağza alınmadı. örneğin Saddam... Biliyorsunuz, Irak operasyonu, diktatör Saddam'a kar- şı yapılmıştı. Şimdi Saddam'ı anımsayan var mı? Amerikan basınında "Saddam nerede yahu?" diyen çıkıyor mu? ABD'de kimsenin umurunda bile değil Saddam. Anımsayın! Afganistan seferi de, Taleban'ı tasfiye etmek ve de özellikle, Usame bin Ladin ı yakalamak için yapıl- mıştı. Şu sıralarda Usame bin Ladin'i anımsayan var mı? Kimse soruyor mu, "nerede Usame bin Ladin?" diye... Saddam'ın nükleer silahları konusunda da durum ay- nı. Irak operasyonunun bir nedeni de, Saddam'ın kitle im- ha, biyolojik ve kimyasal silahlarıydı. Aradan geçen bunca zamana karşın hiçbirinin izine rastlanmadı, onlar da unutuldu. • • • Eski Amerikan Deniz Piyadesi, Unscom'un (Birleşmiş Milletler Silah Araştırma Komisyonu) ABD'Iİ eski üyesi, bu sütunlardasıksıkadı geçmişolanScottRitter, Isviçre'nin LeTemps dergisine verdiği demeçte, Bush ve Blair'in ya- lan söylediklerini artık itiraf etmeleri gerektiğini vurgulu- yordu. Birleşmiş Milletler Silah Denetçileri Başkanı Hans Blix de ABD ve Ingiltere'nin kendisine verdiği bilgilerin doyu- rucu olmadığını açıkladı ve sunulan dosyayı daha tatmin edici olması dileğiyle geri gönderdiğini söyledi. Silah denetçilerinden, Alman Peter Franck da, ABD Dı- şişleri Bakanı Colin Povvell'ın BM Güvenlik Konseyi'ne bu yılın şubat ayında sunduğu kanrtların büyük bir blöf ol- duğunu söylemişti. Bu gelişmeler karşjsında, Povvell televizyon ekranlan önün- de yaptığı açıklamada, kendisinin daha şubat ayında, Irak'ın söz konusu silahları gizleme konusunda büyük bir yeteneğe sahip olduğunu belirttiğini açıklamaklayetindi. Unutmayalım! Şubat 2003'te, Scott Ritter Irak ajanı ol- makla suçlanıyor, ülkemizde Irak'ın kitle imha silahı olma- dığını söyleyenler, Saddamcı olarak niteleniyordu. • • • Şimdi bütün gerçekler ortaya çıkmış, Afganistan ve Irak operasyonlarının amacı olarak, Taleban, Usame bin La- din, Saddam ve onun nükleer, kimyasal, biyolojik silah- larını ileri sürenlerin bütün bunları ağızlarına almamaları üzerine sorular sorulan kovalamaya başlamıştır. Uluslararası kamuoyunun kendisini uyaranların etkisiy- le gündeme getirdiği sorular karşısında güç durumda ka- lanların bundan sonra, şurada burada bir yerlere sıkışmış, kimi silahlar bulunduğunu söylemeleri kimi inandıracak der- siniz? Bundan böyle bazı silahlar ortaya çıksa bile, bunu bir aydır ülkenin tümüne hâkim olan Amerikan kuvvetlerinin oraya koymadığını kim iddia edebilecektir, Bush ve Bla- ir koalisyonunun önde gelenlerinin dışında? Bush yönetimindeki ABD'nin, dünyanın büyük bir bö- lümünde kamuoyunun çoğunluğu tarafından, barış için en büyük tehdidi oluşturmasına bu durumda neden şa- şınyor ki, kimileri? Irak'ta gerçekler ortaya çıkmıştır. Bundan sonra bulunacak olan kimi sözde kanıtlar da kimseyi kandırmaya yetmeyecektir... Erdoğan'm 'Çankaya Köşkü'nün muhalefet yaptığı' yönündeki sözleri CHP'den tepki gördü: Sezer'i yıpmtmak istiyorlar İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN • CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, "Böyle iktidar olmaz, sağı solu suçlayarak kendini aklayamaz. Şikâyet etmeleri başansızhklannın kanıtıdır" dedi. ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Başbakan Recep TayyipErdoğan'ın, "Çan- kayaKöşkü'nün muhalefet yapüğuıT ıma eden sözle- ri CHP'lilerin tepkisinı çek- ti. CHP Genel Başkan Yar- dımcısı Cevdet Seîvi, hükü- metin 7 aydır her şeyden şı- kâyet etmekten başka bir iş yapmadığını belirterek "Şi- kâyet etmesi acizliğini. ba- şansızhğuu gösteriyor. Şi- kâyetle kendilerini kurtar- maya çalışıyorlar" dedi. CHP Grup'Başkanvekili Mustafa Ozyürek de hükü- metin, hukuka aykın yasa- lar ve atamalann Çaıikaya Köşkü'nden dönmesi ne- denıyle Cumhurbaşkanı Ah- met \ecdet Sezerı yıprat- mak ıstedığinı söyledi. Başbakan Erdoğan' ın ön- ceki gün bir gazetede ya- yımlanan röportajında Erdoğanın avukatı da dilekçe verdi Balbay'a suç duyurusu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ın avukatı Serhat Kemal Yü- maz, şeriatçı Vakit gaze- tesi yazan Haa AH Öz- han ile faşist katliam hü- kümlüsü HalukKırcTnın avukatı Hüseyin Ayan'ın da aralannda bulunduğu 40 avukat, gazetemiz An- . kara Temsilcısi Mustafa Balbay hakkında suç du- yurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçe- sınde, "Gençsubaylarte- dirgiır başlıklı haberiy- leBalbay'ın'TBMMve hükümetin \aafesni >ap- maktan men etmeyiamaç- ladığı^ öne sürüldü. DGM Başsavcılığı'naverilendi- lekçede Balbay hakkında "devlet kuvvetleri akyhi- ne cürümler" hükmünü içeren TCY'nin 1462. maddesi uyannca dava açılması istendi. "Çankaya Köşkü'nün mu- halefet yaptığı" imasında bulunması tepki gördü. CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi, AKP'nin muhalefet, devlet kurumlan. ekonomik ve siyasal gidış, anayasa ve Meclis çalışmalan da içın- de olmak üzere her şeyden şikâyet ettığını belırtti. Sel- vı, "Omrünü şikâyetetmek- le geçiriyor. Bunlar Oyna- yamayan gelin yerim dar dermış' bundan ibaret" di- ye konuştu. tktidann "şikâ- yet makamı"1 olmadığını vurgulayan Selvi. şunlan söyledi "Böyle iktidar ol- maz. sağı solu suçlayarak kendini aklayamaz. Suçla- maktan hizmet vermeye za- man bulamıyor. Aciztikle- rinin, başansizfaklannuı ka- nıtıdır şikâyet etmelerL" CHP Grup Başkanvekı- li Mustafa Özyürek de "Cunıhurbaşkanı'ru vıprat- nıak istiyorlar. Bunun ne- deni CumhurbaşkanTnın noter gibi her kanunu onay- lamamasL l j gun görmedV ği yasalan veto ediyor. Bu- nu muhalefet diyealgüamak yerine, C umhurbaşkanı'nm anavasadan doğan yetkisini kuDandığını düşünmeleri ve hukuka saygısını dikkate alarak yasa hazuiamalan gerekiyorr> diye konuştu. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] KA-MERadınaNebahatAkkoç'tange- lenmesajböylebaşlıyor.21 Kasım2002ta- rihinde Mardin'in Yalım bölgesinde "na- mus"adınarecmedilen,yanitaşlanarakce- zalandırılan Şemse Allak uzun süredirhas- tanede tedavi görüyordu 7 Mayts Cumar- tesi günü yaşamını yitirdi Şemse Allak 35 yaşındaydı Kamında beş aylık bebeği ve yanında imam nikâhlı ko- cası ile birlikte yeni bir yaşama başlamak istiyordu. Onu yakınları yakaladılar ve taş- layarak öldürmeye karar verdiler. Eşi de olay yerinde yaşamını yitirdi. Saldırganlar Şemse'yi öldü diye bıraktı- lar. ölmemişti. Uzun süre Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Bölü- mü'nde tedavi gördü. Herkesi şaşırtan bir dirençleyaşamayaçalıştı. Belki bebeği için, belki öldüğünü bilmediği kocası için yaşa- ma tutunmak istedi. Bu insanlık dışı saldından sonra Şem- se'nin ve eşinin yakınları bir banş yemegin- de buluştular. Bu buluşmada Şemse'nin kocasının kaza ile öldüğünü söylediler. Öl- dürülmek istenen Şemse imiş. Eşi onu bı- rakıp gitmediği ve korumaya çalıştığı için he- defini şaşıran taşlardan yaşamını yitirmiş. Şemse'nin eşinin kaza ile öldüğü söylen- mı ?- B u bu uşmada Şemse den hıç soz edilmemiş. Iki aile banşmışlar. Şemse ölümünden iki ay önce Diyarba- ^ ı r Devlet Hastanesi'ne nakledilmiştı. Ona Diyarbakır'ın kadınlan sahip çıktılar. Bütün Diyarbakır onu yaşatmak için seferber ol- du. Bütün tehditlere rağmen, gazeteciler Şemse'nin dramını haber yapıp kamuoyu- n a duyurdular. Dicle Üniversitesi, Diyarba- kır Devlet Hastanesi, Diyarbakır Tabipler Odası onun yaşaması için ellerinden gele- niyaptılar. Ticaret Odası, ilaçlarının masra- fmı üstlendi. Diyarbakır Valiliği, Koordinatör Vali ve ll Sağlık Müdürlüğü onun daha iyi tedavi gör- mesi için bütün olanaklan araştırdılar. Eğer yaşasaydı, ihtiyacı olan hava yatağı Istan- bul'dan geliyordu. Nebahat Akkoç'un mektubu şöyle sürü- yor: "Şemse gitti. Giderken yalnız değildi. Elinitutan, yüzünü öpen vardı. Onunla ve- dalaşanlar vardı. Şemse, Diyarbakır'da kim- sesiz değildi. ölürken de kimsesiz değildi. Yanında kadınlar vardı. Sacide, Naime, Haynye, Özlem, Aycan, Ayşe, Fatma, Ay- sel fark etmez. Herbihyüzlerce kadtn adt- na orada olan kadınlar vardı. Bu kadınlar onu hiç yalnız bırakmadılar. Altı ay boyun- ca kulağına yalnız olmadığını fısıldadılar. Ona dünyadan haberter verdiler. O da bun- ları duydu. Duyduğunu gösteren işaretler yaptı. Elimizi sıktı, bize göz kırptı. Ama so- nunda yoruldu. Bırakıp gitti." Nebahat Akkoç, onunla vedalaşmalarını şöyle dile getirdi: "Giderken 'Haydi hoşça kalınsizinişinizçokvezor'derg/t>/yd/. 'Si- zi daha fazla uğraştırmayayım' dergibiydi. Yaşayarak, 'kadının insan hakları' adına mesai yaptığının farkında gibiydi." Şemse, şimdi Diyarbakır Devlet Hastane- si'ninmorgundayatıyor. Ailesine haber ve- rilecekmiş. Onlar almazsa kimsesizler me- zarlığına gömülecekmiş. Kanunlar böyle hükmediyormuş. Burada dramatik olan, kanunen teslim edileceği ailesi onu taşla- dı, öldürdü. Eğer ailesi gelip alırsa onlann anlayışına göre gömülecek. Nedir"namus"cinayetindeöldürülenka- dının sonu? "Namus" adına öldürülen ka- dınlar, töre gereği bilinmeyen bir yere gö- mülüyorlar. Mezar taşları siyaha boyanıyor. "Namus"u temizlenen evin damına beyaz bayrak asılıyor ya da duvan beyaz kireçle boyanıyor. Bu o evin aklandığı anlamına geliyor. Bir daha da o kadının adı anılmıyor. • • • Şemse Allak'ı ölüme götüren, erkek ege- men sistem. Bu sistem, uygarlık geliştik- çe biraz daha yumuşuyor, kadınlan öldür- mek yerine sokağa atıyor. Ancak, anlayı- şın kökeninde erkek egemen "namus" kavramı yatıyor. Bu anlayış, kadını, erke- ğin "namusu" olarak görüyor. Geri top- lumlarda bu egemenlık ölümle kendisini ıfade ediyor. Şemse Allak, dünyanın dört bir yanında acı çeken kadınlardan birisiydi. Sevdiği er- kekle beraber olmak dışında hiçbir günahı ve hatası yoktu. O bu tutumuyla töreye baş kaldırmış oldu, erkek egemen sisteme kü- çük bir itirazda bulundu. Başarıya ulaşama- dı. Acımasız erkek hâkimiyeti onu ölüme yol- ladı. Eğer ailesi onu alır da başına siyah bir me- zar taşı dikerse bu 21. yüzyıl insanlığı için, ülkemize dikilmiş bir utanç anıtı olacak. # / / / / Milyonlarca Hazır Kart'lıdan biriysen yeni reklamı dikkatle izle. Her ayın sorusunu bil. Çekilişe katıl. Özgürlük araçlarından birini sen kazan! ödülleri: Çok gizli bir telefon numarası Çok gizli bir şifre Soruyu bil; doğru şıkkı, adını, soyadını, yaşını, adresini aralarda boşluk bırakarak yaz. Kısa mesajla 'e yolla. Bu kampanyaya sadece Hazır Kart aboneleri katılabllir. 50 aboneye 100 aboneye »kl««Brt«c«fc r, l» n c SL«X42O *P*CD 2SJMJOO3 d 03 y) CD PtoM TâımıftTâ tok Ç nyan* 9 Mayn • 20 Hazinm 2002 tarfhMri t«lülHt., toyto» 50 klşl Hofcl. 3650, 100 u 150 an. 150 yOtk taMHI MMmecekBı k d < Cad 78/80 M f c l İ l / l t t l M kaunvAtK ç ^ d k u 150 an. 150 yOtk taMHI MMmecekBı JMJ ı t f » mftTânM Tmtan *.Ş. B^kdw< Cad. 78/80 Macfclİyeltoy/lstafitul * —rt 10.30'd» r^toukte ÇHdli» »ooııçan 28 Hadran 2003 İMSM JUUam laıetntnda tum İI. Asll x>n M»vunı 1B.07.2003, y«Wı «XI bMvum 07.0e.2OO3-tûr. *âTva ywtok UUMter» d<M kramiy*«rt kendOntae M I K BII lumeanj. MPİ'Mi B.07.l.«So_U.00.02,6M • 3090 %tv>i n 07/05, 2003 urmı Inl II» du2enteomtftlı. ûduuı tt l a n t a kMtîkiMi kMHamaz. KDV ve 0TV Doğru cevabı gönderen ilk 500 aboneye HAZIR KART
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle