Katalog

«5IWIAYIS 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER icarabulut ve Büyükbakırcı ailesi Olen kızlannı ağaç dikerek yaşaüyorlar ^ İstanbul ve Konya'da Karabulut ve Biryükbakırcı aileleri küçük yaşta ölen kızlannı ölümsüzleştirmek ve erozyon tehlikesine dildcat çekmek için hatıra ormanı kurdu. İstanbul Haber Servisi- tüğünü ıfade ettiler. SÖZÇİZGİNİN Turhan Selçuk Tanımlanamayan bir vi- rüs nedenıyle geçen yıl 8 yaşLndayken ölen İlayda Karabulut'un anısına Ka- dıköy Ataşehir'de ayn- lanormanalanına ilkfi- danlar dikildi. AtaşehirYeditepetşitme Engelliler Okulu karşısın- daki alanda oluşturulacak "•llaydaSevgiOrmanrnın ilk fidanlan, Kadıköy Be- lediyeBaşkanıSdamiÖz- türk. tlayda'nin annesi Çi- meıı Karabulut babası Ta- ner Karabulut \ e okul ar- kadaşlan taranndan dikil- di. Ç ünen ve Taner Kara- bulut, burada yaptıklan açıklamada llayda'nın dünyada sadece 9 kişide görülen ve tanımlanama- yan bir virüse yenik düş- Internette "ilaydakara- buhıtcom" adlı bir web sitesi kurduklannı hatır- latan Karabulut çifti, site- de bu hastalıkla ilgili bil- gi verildiğini ve kızlan- nın hastalığının aynntıla- nnınyeraldığınıbildirdi- ler. Çimen ve Taner Kara- bulut daha sonra, şenliğe katılan çocuklara Ilay- da'nın çok sevdiği elma şekeri dağıttılar. Cevher ve Şükran Bü- yükbakırcı çiftçi de 21 yıl önce trafik kazasında kay- bettikJeri Lale adındaki kızlannın adını ölümsüz- leştirmek için, Türkiye'de erozyon tehlikesinin en fazla hissedildiği Kon- ya'nın Karapınar ilçesine hatıra ormanı kurdu. Yargıtay küçük yaşta kızın ırzına geçmekle suçlanan sanığın cezasını bozdu Hamilede olsabakire Kovboy kasabası • MANAVGAT(AA)- Antalya'nın Manavgat ilçesinde "West Virgine City" adı verilen Türkiye'nin ilk "kovboy kasabası", törenle açıldı. Içinde Kızılderili çadırlan, şerif bürosu, bankalar, mağazalar, salon ve berberin bulunduğu tesisin 40 bin Euro'ya mal olduğu bildirildi. MaJtepe'de kaza: 5 öliı • tstanbul Haber Servisi - Maltepe Sahil Yolu'ndan Bostancı yönüne giden îbrahim Korkmaz'ın kullandığı 34 AK 105 plakalı otomobil, yol kenannda park halindeki karpuz yüklü 34 SS 100 plakalı kamyona arkadan çarptı. Kazada, sürücii îbrahim Korkmaz ile araçta bulunan Alpay Çelen, Erman Aydıner, Aykut Macit ve Mustafa Bakar öldü. Polis yetkilileri, karpuz yüklü kamyonun sürücüsü Aydın Altuğ'un gözaltına ahndığuıı, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirttiler. Adana'da bombalı gece • ADANA (AA) - Adana'da. 4 ayn yerde patlama meydana geldi. Aluıan bilgiye göre, Ziyapaşa Bulvan'nda bir mağaza, Valilik binası bahçesindeki ATM kabini, Atatürk Caddesi'nde ABD Konsolosluğu yakını ve Gazipaşa Bulvan'nda bir telefon şirketi önünde patlamalar meydana geldi. Belirli aralıklarla meydana gelen patlamalann etkisiyle bir mağaza vitriniyle bazı otomobillerin camlan kınlırken, Valilik binası bahçesindeki ATM kabini zarar verdi. ANKARA (ANKA) - tzmir'de re- şit olmayan bir kızı nzasıyla kaçıra- rak ırzına geçmek suçundan yargıla- nan bir sanık, mahkemenin verdiği 6 yıl 11 aylık hapis cezasını temyiz et- ti. Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise alınan adli tıp raporunda mağdurun 26 haf- talık gebe olduğunun saptanmasına karşın kızlık zannın bozulup bozul- madığının belirrilmemesi, aynca do- ğumun sezaryenle yapılması duru- munda da zann bozulmayacağı düşün- cesiyle fazla bulduğu cezayı bozdu. Neredeyse CumhuriyetTe yaşıt olan ve 13 Mart 1926'danbuyanauygu- lanan Türk Ceza Yasası, günün ko- • Yargıtay, adli tıp raporunda mağdurun 26 haftalık gebe olduğunun saptanmasına karşın kızlık zannın bozulup bozulmadığının belirtilrnemesi, aynca doğumun sezaryenle yapılması durumunda da zanrı bozulmayacağı düşüncesiyle fazla bulduğu cezayı bozdu. şullanndan uzaklaşan hükümleri ne- deniyle anlaşılması zor yargı karar- lannın ortaya çıkmasına yol açıyor. Izmir'de meydana gelen bir olay- da LC isimli sanık, reşit olmayan bir kızı nzasıyla kaçınp ırzına geçtiği gerekçesiyle yakalanarak mahkeme- ye çıkanldı. Izmir 1. Ağır Ceza Mah- kemesi, yargılama sonucunda sanık IC'ye, 6 yıl 11 ay hapis ve 750 bin lira para cezası verdi. Karan temyiz ederek konuyu Yargıtay'a taşıyan sa- nık tC'nin başvurusunu görüşen 5. Ceza Dairesi, fazla bulduğu cezayı oy- birliğiyle bozdu. "Kızhk zan bozul- madan da hamile kahnabüeceğT gı- bi bilimsel bilgilerin de yer aldığı Yargıtay karan şöyle: "Mağdure hakİanda düzenlenen raporda, "yaklaşık 26 haftalık can- lı gebelik' tespit edikhğinin behrtil- mesine karşın kızhk zannın durumu ve özelMğinden söz edilmemesi ne- deniyle mağdurenin kızlık zan hal- kavi ve duhule müsait bulunduğu takdirde kızlığı bozulmadan da ırzı- na geçilebileceği ve doğumun sezar- yen yöntemiyle gerçekleşmesi halin- de kizfak zarmm yırtümayacağ] da gö- zetilerek tazhğın bozulup bozulma- dığı ve doğum yapmışsa sezaryenle olup olmadığı raporla saptanmadan beyanlara dayanarak cezanın arttı- nlinası kanuna aykın.. sanığın tem- yiz itirazlan bu itibarla yerinde gö- rfibnüş olduğundan hükmün bu se- bepten dolayı bozulmasına oybiıüği fle karar verildi." Cehaleti yenenler istanbuVda İstanbul HaberServisi-Cumhurbaşkanı'nın eşi Senıra Sezer önderliğinde başlatılan "Ulu- sal Eğitime Destek KampanyasT kapsamında okuma yazma öğrenen 162 kursiyer Istan- bul'da buluştu. Türkiye'nin 81 ilinden, tstan- bul'un 32 ılçesinden gelen çoğunluğu kadın olan kursiyerler, "Eğitim KunıltayTna katıl- mak ve gezi amacıyla Istanbul'a geldi. istan- bul Valisi Muanuner Güler'in eşi Neval Gü- ler' tarafindan karşılan grup Taksim'de Ata- türk Kültür Merkezi önünde bando eşliğinde "Gençlik MarşTnı söyleyerek Cumhuriyet Anıtı'nda toplandı. istanbul II Milli Eğitim MüdürüÖmerBahbeyile Milli Eğitim Bakan- lığı Onursal Danışmanı Refet Angın'ın da ka- tıldığı törenin ardından kursiyerler Sultanah- met'e hareket etti. Ankara'daki kursu başanyla tamamlayan 2 çocuklu, 6 torunlu 74 yaşındaki Zeynep Hası- loğlu. "Biz çocukken ayıp sayma vârdı, bu ne- denle beni okula yollamadılar. Onlar utansın. Okuma yazma kursunu duyunca, kendim git- tim yazddım" dedi. Batman'dan gelen 15 ya- şındaki CeylanDötekise ekonomiknedenlerden dolayı okula gidemediğini anlattı. llusal Eğitime DestekKampanyas kapsamında okumayazma öğrenen 162 kursivı ertstanbul'dabuhışta(GOKÇEUYGUN) AVRUPA GÜNÜ TOPLANTIS! PROGRAMI Düzenleyenler Tarih Saat Yer 10.00 10.30 Saat: 11.00 KONU KONUŞMACILAR MuratSUNGAR Hansjörg KRETSCHMER Vahrt KİRİŞÇİ Prof.Dr.EserKARAKAŞ RifatHlSARCIKUOĞLU MusaÇAM Prof.Dr.FarukŞEN Yalçın DOĞAN TÜRKİYE-AVRUPA VAKFI / BAHÇEŞEHİR ÖNİVERSİTESİ AVRUPA KÜLTÜR DERNEĞI Katkılanyla 8Mayıs2003Perşembe 10.00-12.30 The Marmara Oteli Opera Saionu Taksim-İSTANBUL Müzik Dinletisi Johann Sebastian BACH, Viyolonsel Solo için 1. Süit SolistJülideCANCAEKE Açılış Konuşmalan Ziya MÜEZZİNOĞLU, Türkiye-Avrupa Vakfı Başkanı Prof. Dr. Halil GÜVEN, Bahçeşehir Universitesi Rektörü KONUŞMALAR GENİŞLEME SÜRECİNİN YENİAŞAMASINDA TÜRKİYE-AVRUPA BİRLİĞIIÜŞKİLERİ Başbakanlık Avrupa Biriiği Genel Sekreteri, Büyükelçi Avrupa Birtiği Türkiye Daimi Temsilcisi, Büyükelçi Turkıye-AB KPK Eş-Başkanı Vekılı, Milletvekıli Bahçeşehir Universitesi Işletme Fakültesi Dekanı, Avrupa Biıiiği Bölüm Başkanı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Devrimci Işçi Sendikalan Konfederasyonu Genel Sekreteri Türkiye Araştırmalar Merkezi Direktörü, Essen/AJmanya Gazeteci-Yazar Simültane çeviri yapılacaktır. Komlsyon raporunu Mecllse sundu Ergene Nehri'ne GAP modeli önerisi ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-Ergene Neh- ri'ndeki kirliliği araştır- mak üzere kurulan ko- misyon, raporunu ta- mamlayarak TBMM Başkanlığı'na verdi. Ra- porda, Ergene Nehri baş- ta olmak üzere Trakya bölgesindeki su ve diğer doğal kaynakJardaki kir- lenmenin önlenmesine yönelik çalışmalann tek elden yürütülmesi için Trakya Su, Kanalizas- yon ve Katı Atık Idare- si kurulması önerildi. Raporda, Corlu Dere- si ve Ergene Nehri'nin su kalitesinin "çok Idr- B su" niteliğinde oldu- ğunun saptandığı, bu bölgelerde sanayi kuru- luşu açısından doygun- luk yaşandığı ve atık su antma tesislerinin aktif olarak çahşmadığı vur- gulandı. Kirliliğe karşı acil ön- lem alınmazsa Meriç Nehri'nin kirliliğinin ar- tacağı, içme ve sulama amaçlı barajlann işle- mez hale geleceği kay- dedilen raporda şu öne- rilere yer verildi: "Farkbkuruhışlarara- smda koordinasyon yok. Bölgede hiçbir ilave sa- nayi kuruluşuna izin ve- rilmemeli. Entegre bir Trakya böige kalkınma planı yapılmalı. GAP idaresi gibi, Ergene Hav- zası'nm bir yönetime ka- \Tis^urulmasıgerekryor." Baskan yardımcısı ve 5 kl$l tutukJandı ŞileBelediyesVnde yolsuzluk operasyonu tstanbul Haber Servisi - Şile Belediye Başkan Yardımcısı Meliha Özen' in de aralannda bu- lunduğu 5 belediye gö- revlisi ile Genç Parti Şile tlçe Başkanı Rahmi Ça- kar, "ihaleye fesat kanşor- dddan" iddiasıyla tutuk- landı. Şile Jandarma Komu- tanlığı ekiplerince gözal- tına alınan Şile Belediye Başkan Yardımcısı Me- liha Özen, Yazıişleri Mü- dürü Abdullah GûOüce, Fen tşleri Müdürü Soner Berksan, Fen Işleri Tek- nisyeni Ahmet Yerijenoğ- hı ve Belediye Encümen Başkanı Kamil Tan ile Genç Parti Şile Ilçe Baş- kanı Rahmi Çak&r, Şile Adliyesi'ne sevk edildiler. Cumhuriyet Savcısı Sa- biha Gündoğdu Sürer ta- raftndan sorgulanan bu kişiler, tutuklanmalan is- temiyle Nöbetçi Sulh Ce- za HâkimJiği'ne gönderil- diler. Özen, Güllüce, Berksan. Yerişenoğlu, Tan ve Çakar, hâkimlik ifa- delerinin ardından "La- farge Hamak tnşaat AŞ'nin, bekdheden ka- zandığı bir ihaleye fesat kanşürdıklan" gerekçe- siyle tutuklandılar. Bu arada, rahatsızhğı dolayısıyla hastanede bu- lunduğu belirtilen Lafar- ge Hamak tnşaat AŞ Yö- netim Kurulu Başkanı Ha- mitKanmaz'ında ifade- sinin aluıacağı öğrenildi. AYDINLANMA EMRE KONGAR İslam, Bir Siyasal İdeoloji Olarak Geriliyor mu? - lü Tanm Devrimi'yle birlikte din ve geleneK siyasal ik- tidann meşruiyet kaynağı olmuştu. Bütün din-tanm imparatoriuklannın yöneticileri ya ken- dileri ya da atalan o topraklan fethetmiş veya saray dar- besi ile iktidara el koymuş olarak Allah adına hüküm sürerlerdi. İslam imparatorluklanndakı Halıfelık, Hırıstiyan im- paratorluklarında ise yönetıcının kilisenin de başı ol- ması geleneği bu düzenı sürdüren esas öğeydi. Endüstri Devrimi, siyasal iktıdann meşruiyet kayna- ğını, dınden ve geienekten alıp, haîka-millete verdi, "milli egemenlik" kavramını oluşturdu. Bu oluşumun ardındaki temel güç, Tanm Devri- mi'nden Endüstri Devrımi'ne geçişte, geleneksel sınrf- lar olan toprak ağalan-dın adamlan stnıfı ile köle köy- lü sınıfının yanında önce sermaye sınıfının, sonra da bu sınrfın yarattığı kendı karşıtı olan işçı sınıfının "modern" sınrflar olarak ortaya çıkmasıydı. önce sermaye sınıfı, toprak ağalan ve din adamla- rı sınıfının yanında iktidara ortak oldu. Sonradan işçı sınıfının güçlenmesiyle, geleneksel sınıflann yönetim gücünü tasfiye etti ve yine işçi sını- fının zoriamasıyla, Endüstri Devrimi ile ortaya çıkan 'milliyetçilik" ideolojisı çerçevesinde, "halkegemenli- ği" ya da "milli egemenlik" kavramının gelışmesiyle, iktidann meşruiyet kaynağını değıştırdi. Bu durum kaçınılmaz olarak dınin siyasal işlevini de hem sınıriadı hem de kısıtladı. Batı Avrupa'da bu gehşmeler olurken, Endüstn Dev- rimi'ni kaçıran Osmanlı hâlâ dinsel-geleneksel yapısı- nı sürdürüyordu. Dolayısıyla din, Batı'daki oluşumlann aksine, Os- manlı Imparatorluğu'nda hem meşruiyet kaynağı olma hem de kamuyu düzenleme işlevini çok daha uzun sü- re sürdürdü. Gerek Birinci ve Ikincı Meşrutıyetlergerekse Hıristi- yan tebaa için verılen adlı kapitülasyonlar, dinin hem meşruiyet kaynağı olma özellığini hem de kamuyu dü- zenleme gücünü sınıriayıcı ve kısrtlayıcı etkileryaptı ama iktidann kaynağındakı temel felsefeyı ve dinın siyasal gücünü çok fazla etkılemedı. Mustafa Kemal Atatürk ün Kurtuluş Savaşı bo- yunca yaşadığı bütün güçlüklere karşın, Meclis'ı açık tutması, aslında Halıfe-Sultan'ın, meşruıyetinı dınden ve geienekten alan siyasal gücüne karşı, meşruiyetıni halktan (milletten) alan bir egemenlik anlayışına daya- lı rakip bir siyasal güç oluşturmak niyetinden kaynak- lanıyordu. Halife-Sultan'ın bir Ingiliz gemisi ile kaçması, Mus- tafa Kemal'ın ekmeğıneyağ sürdü; rakip siyasal güç başsız kalmıştı. 23 Nısan 1920'de Meclıs'in açılması esas olarak ik- tidann meşruiyet kaynağını, dınden ve geienekten hal- ka (millete) aktarma yolunda atılmış çok önemli bir adımdı. Ama asıl büyük devrim, 1 Kasım 1922'de saltana- tın kaldınlması ve 29 Ekım 1923'te Cumhuriyet'in ila- nı ile yaşandı: Artık siyasal meşruiyetin kaynağı din ve gelenek de- ğil, bütünüyle "millet" olmuştu. Bütün bu köktenci degışme, bir endüstrileşme ve bir aydınlanma süreci sonunda değıl de bir kurtuluş sa- vaşının kazanılmasıyla elde edilen siyasal güce daya- lı olarak, adeta bir anda gerçekleştinldiğı ıçın, dinın, baş- ta kamu alanındaki egemenliğı olmak üzere bütün top- lumsal etkısı, olanca gücü ile sürüyordu. İktidann kaynağının dinden ve geienekten, millete ak- tanlmasına koşut olarak yapılması gereken toplumsal ve yasal düzenlemeler, saltanatın ve hilafetin kaldınl- ması, medeni kanunun kabulü, eğitimın laik biryapı al- tında bırteştirilmesi, kıyafet kanunu gibi devrimlerle gerçekleştirildi. Böylece sadece meşruiyet kaynağı olarak değil, ka- mu alanlannı ve toplumsal yaşamın öteki alanlannı dü- zenleyen öğe olarak da dınin etkisiyle birlikte gelenek- sel Osmanlı-Arap-Fars kültürünün ve özellikle Arap kültür emperyalizmınin egemenliğine son venlmek is- tendi. Tabıi bütün bu değışmeler dinın siyasal işlevini sınır- iadı. Işte bugün hâlâ birsımge olarak "türban" ilesürdü- rülmek istenen savaş, temelde siyasal iktidann meş- ruiyet kaynağına ilışkın tortu ıddialarla bıriıkte, dinin kamusal alanlarda egemenliğine ılişkin geriye dönüş özlemlerini yansrttığı için toplumu bir bunalıma sürük- lüyor. ekongar cumhuriyet.com.tr www.kongar.org UZAY MEKİĞ1 KAZAKİSTAN'A iNDt Soyuz döndü ASTANA(AA)-So- yıız (Birlik) kapsülü. uzay mekiği Colum- bia'nın 1 Şubat'ta Dün- ya'ya dönerken düşme- si üzerine, uzayda plan- lanandan fazla kalan iki Amerikalı astronot ile bir Rus kozmonotla gü- venli şekilde Kazakis- tan'a indi. Itar-Tass haber ajan- sının, Rus yetkilılere dayandurdığı habenn- de. Amerikalı astronot- lar Ken Bowersox ve Donald Pettit ile Rus kozmonot Nikola\' Bu- darin'i taşıyan Soyuz TMA-1 kapsülünün, TSt 05.07'deKazakis- tan'ın Arkalyk kenti- nin yaklaşık 90 kilo- metre kuzeyinde bozkır alana indiği bildirildi. Soyuz mekiğinin öngö- rülenden yaklaşüc 500 kilometre uzağa indiği de belirtildi. Rus uzay kontrol merkezi yetkilileri, dı- şan çıkan mürettebatın sağlıklı olduğunu bil- dirdiler. DUYURU Deneyimli bir dış yazışma elemanı ve uzun yıllardan beri çevirmenlik yapan bir uzman açıklıyor: Afrika'nın önemli bir bölümü (eski Fransız ve Belçika sömürgeleri) ile (Meksika dahil) Ameri- ka krtasının bir bölümünde Latin dilleri geçerli olup bu ülkelerdeki firmalarda yöneticilerin etkili bir kesimi hgilizce bilmemektedir. Bu alanda deneyimli bir dış yazışma elemanına başvurmak isteyenler.. ve Istanbul'un Anadolu yakasının bazı ilçelerinde (Fransızca gibi) Latin dilleri ve hgilizce ders almak isteyenler; 0 216-336 83 43'e (telefon ve faks) başvurabiliıier. (Saat 09:00 -11:00 arası)