30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2003 PERŞEMBE 8 fstanbul HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Edirne PB 12 Sinop Y 10 Adana B 22 PB 17 Samsun Y 13 Mersın B 22 Kocaelı PB 12 Trabzon Çanakkale PB 14 Gıresun Izmir B 20 Ankara Y 12 Diyarbakır Y 23 Y 12 Şanlıurfa PB 22 PB 19 Mardın Y 23 Manisa B 19 Eskişehir PB 15 Sıırt Y 22 Aydın Denızli B 23 Konya B 24 Hakkâri Y 11 B 19 Sıvas PB 18 Van Y 11 Zonguldak Y 11 Antalya PB 25 Kars Y 10 Yurdun kuzey ve doğu kesjmlen ıle Guney Ege ve Batı Akdenız parçalı yef yef çofc bolutlu. Batı ve Orta Karadenız kıyıla- n, Do§u Karactenız ıle Do- ğu ve Guneydoğu Ana- ddu'nun dogusu yağmur yer yer sağanak yağışlı, diğer yefier az bulutlu ge- çecek. Hava scaklığı do- ğuda artacak. dığer yer- lerde onemlı bir değışik- W< olmayaak. DIS MERKEZLER Oslo B 15 Berlin B 18 Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn Münih PB B B B B B B R 9 14 21 19 22 21 23 ?1 Budapeşte B 18 Madnd PB 21 Vıyana B 17 Belgrad Y 17 Sofya PB 14 Roma PB 21 Atina Y 16 Zürih B 19 Şam S,s , Bulutlu , Çok bulutlu • Yağmurtj Kaflı Sulu kar k Gok gurültulü G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada Son aylardaki dış politika uygulamaları; oysa, mehter yürüyüşünü andırıyor. Iki adım gidiyor. Duaıyor, gelen giden var mı diye sağına soluna bakıyor. Hükümet, "dışa içe güven telkin edildiği bir sı- rada"... dezenformasyon başlamış, yazılı görsel medya "kendi hükümetini tezyif eden, ulusalbir- liğimizi parçalamaya yönelen çabalan" AKP hü- kümetinden esirgememiş. Medyayı anımsayınca kürsüye hakkım budur diye biryumruk vurmaması tek eksiği. Hüküme- tin sergilediği günü gününü tutmayan inişli çıkış- lı politikaları demokratik ülkelerde medyanın des- teklemesi birincil koşul değildir. Birlik beraberlik çağnsı yaparken birlik ve beraberliğin sağlanma- sında temel öğe sayılan medyayı, üstelik ayırt et- meksizin A'dan Z'ye karalamak akıllı, sağduyulu bir siyasetin eseri sayılabilir mi? • • • Üstelik kimi yazılı ve görsel basın, çoğu zaman AKP iktidarını savunma görevini pekâlâ yerine getiriyor. Sırası gelmişken doğrulardan sapan po- litikalan eleştirmesine kızmak neden? örneğin, Gül hükümetine yönelik RTE'deki de- ğişimin üzerinde "o basın" hiç durmuyor. Başba- kanlığının ilk günlerinde Gül hükümetinin icraatı- nı benimsiyor; hatta, o politikaları kendine mal edecek derecede sahipleniyordü. Iç ve dış siya- set piyasasında Gül'ün öne çıktığı işaretleri alı- nınca, ilk AKP hükümetinden söz etmemeye özen göstermeye başladı. Hatta Gül'ün hükümet programına aldığı kımi doğrulann üzerine çarpı işareti çeken davranış- lar sergiliyor. Bir sendika toplantısında işçilerin karşısına geçen RTE; zorunlu tasarruf hesabın- daki ana para ödemelerinin -her ne olursa olsun- bu ay yapılacağını açıkladı. Vaatlerfren tutmuyor. "Ağustos ve Aralık 2003'te de işçi ikramiyelerinin ödenebileceğini" söyledi. Gül hükümetinin 15.7 katrilyonluk tasarruf pa- ketinde sıralanan önlemler arasında "işçiikrami- yelerinin ertelenmesi" yer alıyor. Ekonomi çevreleri şimdi, Gül'ün kaynak pake- ti rafa mı kaldırıldı sorusuna yanıt arıyor. RTE partide ve hükümette yavaş yavaş daha başka şeyleri rafa kaldırma nazırlığında. Örneğin popülist yaklaşımlarına karşı devlet adamı gö- rüntüsü veren Gül ve çevresindekileri ağır aksak "kendinden" uzaklaştınmak gibi. • • • Duyarlı gelişmelerin yaşandığı günlerde ortalık- ta görünmemesindeki nedeni irdeleyen sözleri hayli ilginç. Efendim, hükümet biryandan dış so- runları (Gül) çözmeye çalışıyor, bir yandan da (Başbakan) iç sorunlara aynı dikkatte eğiliyor- muş! Dış politikadaki başarı da Allah için böyyyük başan. Çapulcu peşmergelerin Kerkük ve Mu- sul'agirmelerini K. Irak'aaskergöndermenin baş koşulu ilan edeceksin... Bu arada Zalmay Halil- zad'ın günlerce önce ilan ettiği gibi ABD ile göç, terör, silahlı bir grubun bir başka gruba saldırma- sı (Türkmenlere) gibi olaylar patlak vermezse mü- dahale hakkını kullanmamakta mutabık kalacak- sın... K. Irak politikasında ABD'nin himayesini ka- bul edeceksin... Savaş başlamadan, başladıktan sonra zikzaklı dış politikanın son halkasını başa- rılı hükümet politikası sayacaksın, saydırmaya çalışacaksın... Ve: Medyayı başarısızlığa örtü olarak kullanacak- sın... Yersen, rafta yalancı dolma var. • • • Ya, BM Güvenlik Konseyi'nin Kıbns dosyasını AB'ye havale edişini yorumlamasına ne dersiniz? Zaten "biz" çözümle ilgili müzakerelerin devam etmesini istiyormuşuz; RTE'nin gerekçesi bu. Kıbns sorununun Kopenhag ölçütlerinin önü- ne geçtiğinin ayırdında mı acaba? AB Komisyo- nu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen, bu yıl sonuna dek Kıbns sorunu çözülmezse üye- lik müzakerelerinin "karmaşık hal alacağını" bu- günden duyurdu. Çözümsüzlüğü çözmesine çözelim de çözüm torbanda neler var? Açıkla da içerisi dışarısı aydınlansın. Bir iktidar başarısızlığı başarı diye yutturmaya başlarsa... medyaya ince elek eleştiri yerine doğ- rudan saldırırsa.. tutmayın o iktidan. Çıkıştan ini- şe geçti, geçiyor demektir. Atlaııtik ötesi bagjara Hderlik stratejisi LE YLA TAVŞANOĞLU ATtNA - "Irak'la savaşta ABD tabii ki dünyaca destek- lenmeli. Ama burada meşru- iyetşart. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmamau." Bu sözle- ri söyleyen ABD Dışişleri Ba- kanlığı eski Sözcüsü James Ru- bin. Bir de Bill Clinton dönemi- nin ABD Başkan Yardımcısı Al Gore'un sözlerine bakalım: "Atlantik ötesi ilişkiler önü- müzdekj dönemde sosyal ada- let temeli üzerine oturmalı. Her alanda sosyal adalet sağ- lanmalı." ABD'nin eski Başkanı Bill Clinton yönetiminin bu iki yet- kılisi hep banş ve sosyal adalet- ten söz ediyor. Savaşı destekleyecek fazla bir şey söylemiyorlar. Rubin belkı yanlış anlaşılmamak için dünya- nın ABD'ye destek vermesi ge- rektiğinin altını çiziyor. Atina dışında Vouligamenis semtinde bulunan deniz kıyısın- daki Astir Palas otelindeyiz. Dünyaca ünlü The Economist dergisinin 7 yıldır Yunanistan hükümetiyle düzenlediği yuvar- lak masa toplantılannın sonun- cusu yapılıyor. Pek çok dünya lideri son daki- kada Irak savaşı patlayınca top- lantıya gelmekten vazgeçmış. Hatta açılış yemeğinin baş ko- nuşmacısı olmayı kabul eden ABD Dışişlen Bakanı Colin Po- weU bile. Ankara'dan sonra he- men Brüksel'e uçan Powell, sö- zünü kısmen olsun tutup canlı yayınla resepsiyon salonuna bağlanmayı da reddetmiş. Al Gore ıse, "Hiçbir şey beni Ati- na'ya uçmava ikna edemez" diyerek Aspen'den canlı bağlan- tıyla konuşmayı kabuJ etmiş. Bunlara karşılık ise James Rubin bizzat yemekte bulunu- yor. Hatta yanında oturan Isveç eski Başbaİcanı Carl Bildt'le ne- şeli neşeli konuşuyor. Toplantı aralannda Avrupalı, Yunanistanh tanıdıklarla konu- şuyoruz. Doğrusu iki ay içinde Türkiye'nin AB sınırlan içinde- ki "rating"i artmışgibi. "Helal olsun sizin ülkeye. Tezkereyi geçirmeyip bir de ciddi tavır alarak Amerikalılara iyi bir ders verdi" diyorlar. Bizimki- lerin, "Ben ne yaptığımı bili- yor muyum, sanki?" havası içinde olduklannı ınsancıklarne bilsınler? Ilerleyen günlerde ABD'nin Atina Büyükelçisi Thomas Mil- ler konuşmacı olarak bir oturu- ma geliyor. Ancak işin ilginç ya- ru Miller'in konuşmasından son- ra hiçbir soru kabul etmeyeceği- nin açıklanması. Miller, İcısa su- numunda ABD firmalannın in- san ve çevre sağlığına zarar ver- meyecek alternatif enerji kay- naklan üretimi için milyarlarca dolar para harcadıklannı anlatı- yor. iyi de, Irak"ta çoluk çocuğun tepesine yağdınlan, onca insa- nın ölümüne sebep olan bomba- lar ne oluyor? Büyükelçi Miller'in sözünü ettiği Amerikalı çevreciler, ABD yönetimine yuvalanmış bir avuç kana susamış, akıl dengesinden yoksun gözü dönmüşle baş ede- miyor mu? Bu da ruhaf doğru- su... Toplantı aralannda ABD ve ona bağımlı ülkelerin medyala- nnda savaş çığırtkanlığı yapan Çizerimiz Turhan Seiçuk'u evinde ziyaret eden Pham Bınh Man, Vietnam Savaşı sırasında karikatürleriyle verdiği destekten dolayı Selçuk'a teşekkür etti. (Fotoğraf: SERKANYILDIZ) Vietnam Konsolosu'ndan anlamlı ziyaret Istanbul Haber Servisi - Çizerimiz lur- han Selçuk'u evinde ziyaret eden Vietnam Başkonsolosu Pham Bınh Man, Vietnam Sa- vaşı sırasında karikatürleriyle verdiği destek- ten dolayı Selçuk'a teşekkür etti. Man, AB- D'nin uzun vadede Irak ve Ortadoğu ülkele- riyle petrol ahşverişi olan Avrupa Birliğı ül- keleri üzerinde söz sahibi olmayı, Rusya ve Çin'in de bölgedeki etkinliğini azaltmayı amaçiadığını söyledi. Konsolos yardımcısı Vu Thanh, AKUT Başkanı dağcı Nasuh Mahruki, Eczacı O- ralp Basım ın da bulunduğu ziyarette, Turhan Selçuk, Vietnam Savaşı sırasında çizdiği "Vi- etnam Destanı" adlı karikatürüyle 5 Mayıs 1975 tarihınde Cumhuriyet'te yayunlanan ve özgiirlük için kendini yakan bir Vietnamlf nın özgür bir kuş olup uçmasını konu alan kari- katürünü Başkonsolos Man'a hediye etti. Baş- konsolos Man, Türkiye'den çok sayıda kişinin Vietnam Savaşı sırasında Vietnamlılan des- tekledigini anımsatarak. emperyalizme karşı verilen savaş konusunda iki ülkenin tarihle- rinde benzerlikler olduğunu söyledi. Viet- nam'ın dünyadaki ikinci büyük İcahve ihrat- çısı ülke olduğunu belirten Man, savaştan ön- ce Irak'a da bir miryon ton pirinç sattıklannı ancak ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra bu ti- caretin sona erdiğini belirtti. ABDnin Irak'ı ışgalınin "kitle imha silahlan^yla ilgisi ol- madığını belirten Man, "ABD'nin tüm Or- tadoğu'ya yönelik birtakjm amaçlan var ve bu planlar sadece Irak'ı değil, Ortado- ğu'yla petrol auşverişinin yoğun olduğu Av- rupa Birliği ülkelerini de etkileyecek, do- layısıyla ABD, AB üzerinde de söz sahibi olmak istiyor. Bunun silahsızlandırmayla ilgisi yok" dedi. Man. gelecek yıllarda dün- yadaki "anti- Amerikancılar"ın sayısuun daha da artacağını savundu. Cumhurbaşkanı Sezer'in veto ettiği madde sert tartışmalann ardmdan vergi yasası metninden çıkanldı Albayraklar bu kez kurtıılanıadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda. Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer' in veto ettiği Başbakan Tayyip Erdoğan'a yakınlı- ğıyla bilinen Albayraklar'ı önemli miktarda vergi yükün- den kurtaran yasa göriişülür- ken kavga çıktı. Albayraklar'la ilgili madde yasa metninden çıkanhrken AKP ve CHP'liler arasında sert tarhşmalar yaşandı. CH- P'li Ali Topuz'un "Bu mad- deyi gerirenin haysiyetinden şüpbe duyanm" sözüne si- nirlenen Maliye Bakanı Ke- mal Unakıtan. "Teklifı geti- ren de Meclis'ten geçiren de sizlersiniz. Okuduğunuzu anlamıyor musunuz?" dedı. AKP'li Altan Karapaşaoğlu da Topuz'un "Asıl altında imzası olanlar haysiyetsiz- dir" diye konuştu. TBMM Platı ve Bütçe Ko- misyonu'nda, dün Cumhur- başkanı Sezer'in veto ettiği Albayraklar'ı kurtaran vergi affi yasasında değişiklik ön- gören yasa görüşüldü. Yasanın AlbayrakJarla il- gili maddesi. her iki partinin verdiği önergeyle madde metnuıden çıkanldı. Böyle- ce Albayraklar'ın "katmer- li af "tan yararlanmalannın önü kapandı. Yasanm görüşmelerinde sert tartışmalar yaşandı. CH- P'li Akif Hamzaçebi, "Bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyulmuştur" sorusunu yö- neltirken bunun açık bir bi- çimde ortaya konması gerek- tiğini, aksi takdirde Meclis'in yara alacağını vurguladı. CH- P'li Ali Topuz, Unakıtan'a tepki göstererek "Sayın Ba- kan bu işin içindedir, başso- rumlu kendisidir. Bir tane cesur, haysiyetli adam yok mu 'Bunu ben hazırladım' di- yen? Bunu yapan kişinin haysiyetinden şüphem var" dedi. AKP'li mıller\ekılleri Kültür ve Turizm Bakanlığı dönemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kültür ve turizm bakanlıklannın birleştirilmesine ilişkin tasan dün TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. İki bakanlığın birleştirihnesine karşı çıkan CHP sözcüleri, kadrolaşma konusunda uyanlarda bulundu. Kültür Bakanı Erkan Mumcu ise kadrolaşma savlannın dayanaksız olduğunu savunarak "Herhangi bir hükümetin 5 aylık atamalarıyla bizimkini kıyaslayın. Bizim dönem daha fazlaysa özür dileyeceğim. Aksi halde de sizin özür dilemenizi bekleyeceğim" dedi. Kültür ve turizm bakanlıklannın birleştirilmesine ilişkin 40 maddelik tasan "temel yasa" olarak ele alındı. CHP Denizli Millervekili Mustafa Gazalcı tasanyı eleştirirken farklı siyasi çizgilerdeki eski kültür bakanlannın ortak uyanlannı anunsattı. Kültür Bakanı Mumcu ise "Eski bakanlann sözlerine vahiy değeri kazandıran nedir" diye sordu. "Haysiyetsiz ne demek?" di- yerek tepki gösterirken Una- kıtan, "Bir sayın millerveki- li okuduğunu anlamıyor. imzalıyor ve yasa Meclis'in iradesiyle geçiyor. Sonra so- rumlu ben oluyorum. Siz okuduğunuzu anlamıyor musunuz Sayın Topuz? Hiç okumanız yok mu?" dedi. Topuz, "Bu sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değil" diye tepki gösterdi. Milletvekilleri arasındaki tartışma, toplantının bitmesi- nin ardından da devam etti. Komisyon Başkanvekili Altan Karapaşaoğlu, sinirli bir şe- kilde divandan inerek To- puz'a, "Ne demek haysiyet- siz Sayın Topuz. O zaman bir şey imzalayacağınız za- man uzman arkadaşınız var. Sayın Hamzaçebi'ye so- run" dedı. Topuz'un, "Bunu kim yaptıysa şerefsizdir" demesi üzerine gerilim arttı. haberci ve gazetecilerin etik dı- şı davranışlan önemli tartışma konulanndan birisini oluşturu- yor. Hatta bir ülkenin televizyon kanalından birisinde sözüm ona "anchor"lık yapan bir zat-ı muhteremin Irak'ta savaşan Amenkan askerlerinden "bizim çocuklar" bıçiminde söz etme- si inanılmaz tepkilere yol açıyor. Hatta Yunan hükümetinin bir yetkilisi bu sözüm ona "anc- hor"la ilgili olarak onun hemşe- risine "Bizim ülkede bir tele- vizyoncu böyle bir davranışa girse hemen kulağından tutu- lur ve o anda kendini kapının önünde bulur" diye kızgınlığı- nı dıle getiriyor. Toplantı sırasın- dakı yemeklerden birisinin onur konuğu ve konuşmacısı Yuna- nistan Kalkınma Bakanı Akis Çohacopulos. Etkili bir konuş- macı olan Çohacopulos diyor ki: "Son 10 yılın yollan çok zor olmasına karşın Avrupa'da yi- ne de istikrar ve işbirliği sağlı- yoruz; Doğu-Batı arasındaki bölünme ortadan kalkıyor. Bi- zim Avrupa'daki evTİm söreci- ni geliştirmemiz lazım. Ekono- mik, sosyal, her alanda eğitim şart. Çağdışılığa gerek yok.Av- rupa son yüzyılda hiç bölün- medi. Üstelik şimdi Avrupa'nın entegrasyon ve globalleşmesi sürecini yaşıyoruz." Avrupa'nın ABD'yle hiçbir bi- çımde bir çatışmaya girmemesi gerektiği mesajını da veren Ço- hacopulos şu noktaya önemle dikkat çekıyor: "Atlantik ötesi çatışma olma- malıdır. Hatta bugün Atlan- tik'in iki yakası arasında daha fazla işbirliği sağlanmalıdır. ABD ise eski kıtada daha fazla rol oynamalıdır. Irak'taki son gelişmeler istikrarlı AB süreci- ni sarsabilir. Ortak siyaset, as- keri projeler tehlikeye girebi- lir. Ama Irak sonunda bizi ye- niden bir araya getirebilir." Çohacopulos sonra şöyle bir eleştiriyle atağa kalkıyor: "Bu savaş bertaraf edileme- diği için bütün ülkeler tarafın- dan ortak sorumluluk paylaşıl- mah.ABD ve müttefikleri açık- ça çok radikal bir yol seçtüer. Bütün krizlerden barışçı bir yolla çıkmanın yöntemleri bu- lunmahdır." Hayret, daha birkaç yıl öncesi- ne kadar, iktidardaki PASOK'un şahin kanadından olmakla tanı- nan ve Başbakan Simitis'i Türki- ye'ye karşı yumuşak politika iz- îemekle eleştiren eski Savunma Bakanı Çohacopulos şimdi gü- vercin mi olmuştu? Savaşın deh- şeti karşısında öyle gibi görünü- yor. Moskova'daki Rusya Dünya Ekonomisi ve Uluslararası Iliş- kiler Enstirüsü Başkanı Prof. Dr. Nodari Simoniya kürsüye geli- yor. Söyledikleri zehir zemberek. Ulusiararası petrol şirketlerine ağzına geleni söylüyor: "Büyük bir petrol şirkeri bir aralık Moskova basınını maaşa bağlayarak aylarca paylaşım bayraktarlığı yaptırdı. O dö- nem basında ne etik kaldı, ne bir şey. Büyük petrol şirketle- rinin çıkarlarıyla Rusya'nın ulusal çıkarlan uyuşmuyor. Biz bu zorluklann üstesinden ge- lemezsek de hiç kinıse gelip de Rusya'ya yatırım yapmaz. Biz kendimize liberal. kapitalist. demokrat ülke diyoruz. Ama bütün yarırımlar hâlâ komü- nist partiyle yönetilen burnu- muzun dibindeki Komünist Çin'e gidiyor. Demek Rusya bir yerlerde yanlış yapıyor." Prof. Dr. Simoniya zehir zem- berek konuşmasmı sürdürüyor: "Bugün. yatırımcılar devleti aradan çıkarıp işlerin özelleş- tirilmesini isriyorlar. Ama be- nim ülkemde özel ve devlet sek- törü arasında ciddi çatışma var. Girişimci bu bağlamda doğru ve yapıcı bir katkıda bu- lunmuyor. Rusya türü kapitalizmde iş- ler farklıdır. Oysa kökü kapita- lizme dayanan ülkelerde iş böy- le değil.ABD'li danışmanlar ve bazı Ruslar bizden bir gecede Amerikalı olmamızı bekledi- ler: Bizimki yiizde yüz yolsuz olan bürokratik bir kapita- lizm. Zaten Rusya'da yolsuzluk bir yaşam tarzı haline geldi." Bu ilginç toplantı böyle ilginç cümlelerle noktalanıyor. GUNDEM MUSTAFA BALBAY M Baştarafı 1. Sayfada Bush'un özel temsilcisi Halilzad'ın başkanlığın- da masaya yatınldı. Her kesimden kimi buldular- sa çağırmışlar. Toplantı sonrasında yayımlanan bildiri, Irak'ta federatif bir yönetimin ipuçlarını ve- riyor. Toplantıda, dinin devlet içindeki yeri de ko- nuşuldu. Bir yere varılamadı! Görünüm, Irak'ta yeni bir yapı inşa etmenin savaştan daha zor ol- duğunu gösteriyor. 2- ABD'den gelen seslerse şifreli. Bush'tan Po- well'a kadar herkes önümüzdeki dönemle ilgili bir şey söylüyor ama, bulmacanın en önemli parça- lannı gizliyor. Dünkü mesaj şuydu: Türkiye ve yeni Irak bölgeye model olacak! Ortadoğu'nun bir parçası olduğumuzu, bütün komşularla ilişkilerimizi olabildiğince iyi tutmamız gerektiğini yeri geldikçe vurguluyoruz ama, bu noktada şu saptamayı da yapmadan geçemeye- ceğiz: Bizim önceliğimiz Ortadoğu'ya model olmak değil, uygarlık düzeyini yakalamak! 3- Barzani ve Talabani'den iki gündür gelen mesajlar ilginç. Talabani bölge gazetelerine ver- diği demeçte, "Türkiye Kerkük'ten sözaçarsa, biz de Diyarbakır'dan açanz" dedı. Barzani ise bir Ital- yan gazetesine şu değerlendirmeyi yaptı: "Türkiye'nin K. Irak'a girmemesi bizim için za- ferin yüzde 90'mı oluşturdu!" Her iki değerlendirmeyle ilgili ayrıntılı yoruma girmek gereksiz! Söyledikleri bilinmeyen şeyler değil. Türkiye'nin duygusallığa kapılıp "Vay en hassas noktama vurdun" demeden; bölgedeki gelişmeleri kendi dışındaki güçlerin denetimine bırakmaması gerekiyor. Israil ve Suriye ilişkilerimiz 4- Israil Dışişleri Bakanı Silvan Şalom'un An- kara gezisi zamanlama ve içerik olarak tümüyle Irak'taki gelişmelere bağlıydı. Israil, Türkiye'nin stratejik ortaklık anlaşması yaptığı 28 ülkeden bi- ri. Ikili anlaşmalara askeri boyut da eklenince o ül- keyle ilişki "stratejik" düzeye çıkıyor. Türkiye'nin Israil'le ilişkilerini zedelememesinde, adım adım geliştirmesinde yarar var. 5- Suriye ile ilişkilerimiz ise 1998'de imzalanan Adana mutabakatı ile yeni bir boyut kazandı. Yıl- larca terör örgütü üyelerinin büyük çoğunluğu Su- riye'de yaşadı. Terörün en yoğun olduğu dönem- de, PKK lojistik desteğin yüzde 80'ini Suriye üze- rinden sağlıyordu. Öcatan'ın bu ülkeden çıkanl- ması, ardından anlaşmalar derken ikili ilişkilerin en az sorunlu olduğu döneme girdik. 6- Israil Dışişleri Bakanı, Ankara'da Suriye'nin teröre destek verdiğini açıkça vurguladı. Bu nok- tada Türkiye'nin kendisini Israil'le Suriye arasın- da kalmış gibi görmemesi gerekiyor. Türkiye'nin böylesi durumlardaki geleneksel yaklaşımı şu: Bizim bir ülkeyle ilişkimiz öteki ülkeyle ilişkimi- zi engellemez! Israil, Beşir Esat'ın yönetime gelmesiyle, bazı yenilikleryapacağını, dış politikada değişikliklere gideceğini düşünüyordu. Olmayınca, sıkıntı baş- ladı! Bunlar Türkiye'nin de beklentileriydi! 7- Irak olayının bir son değil, başlangıç olduğu yukarıda aktardığımız gelişmelerie de açıkça gö- rülüyor. AKP'yi de bu bağlamda ciddi bir sınav bekliyor: Partinin omurgasını oluşturan dar tabanın gö- rüşlerine göre mi dış politika belirieyecekler, Tür- kiye gerçeklerine göre mi? Gerek Erdoğan'ın gerekse Gül'ün dış konula- rabakışının büyük ölçüde "şaşı" olduğunu görü- yoruz. Bundan daha tehlikeli olanı da şu: Dış konuları ve bağlantılan, parti politikalarını güçlendirmek için kullanmak. Ozellikle AB'ye bu gözlükle baktıkları, parti tabanına selam verme- ye yarayacak adımları AB kılıfına soktukları dik- kati çekiyor! [email protected] ANAP'lı belediye başkanına ihraç • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul'un Kavaklı Beldesi'nin ANAP'lı Belediye Başkanı Şener Turan, partiden ihraç edildi. ANAP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada, Turan'ın, basında yer alan, "ANAP'a Turgut Özal döneminde duyduğum gönül bağından eser kalmadı. Doğrusu ileride başka bir partiye geçmeyi planhyorum" şeklindeki sözleri nedeniyle ANAP'tan ihraç edildiği kaydedildi. Konutlar 5 ayda brtecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Toplu Konut Idaresi Başkanlığı'nın (TOKt), konut seferberliği çerçevesinde Tunceli Pülümür'de yapacağı konutlann ihalesi 9 Nisan'da gerçekleştirildi. Konutlar, ihaleyi kazanan firmayla sözleşmenin imzalanmasmın ardından 5 avda bitirilecek. KONSER İNÖNÜ VAKFI İLE ANADOLU ÇAĞOAŞ EĞİTİM VAKR BURSLU ÖĞRENCİLERİ YARARINA BİLKENT ODA ORKESTRASI EŞLİĞİNDE PİYANİST: İDİL BİRET ŞEF: SERVER GANİYEV Tarih : 30 Nisan 2003 Çarşamba Saat : 20.00 Konser 21.00 Kokteyl Yer : Ankara Devlet Konukevi Cumhuriyet Caddesi Ulus-Ankara Ederi: 25.000.000.-TL Davetiye Satış Yerleri: Inönü Vakfı: Şehit Ersan Cad. Pembe Köşk Konut Sitesi B-1 Blok D: 5 Çankaya Tel:428 18 41 Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı: TÜBİTAK Atatürk Bulvarı No: 221 Kavaklıdere Tel: 426 72 82 Diapason Müzikevi: Tunalı Hilmi Cad. 114/17 Tel: 426 26 96 Dost Kitabevi: Karanfil Sok. 11/A Kızılay Tel: 418 83 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle