30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 NİSAN 2003 PERŞEMBE HABERLER DUMADA BUGUN ALİ SİRMEN IVIilli GÖPİiş' ile AKP Arasındaki Nüans Gözümüzü dikmişiz Bağdat'taki çekişmeye. Ama Ankara'daki kuşatma, biz ötelere bakar- ken bütün şiddetiyle sürüyor ve biz onu gere- ğince fark etmiyoruz... öteyandan, Ankara'daki rejimin özünü kuşat- ma altına alanların taze güçleriyle eski öncüle- ri arasında da kıyasıya bir çekişme yaşanıyor. Kamuoyunun pek üzerinde durmadığı veya ha- berdarolmadığı çekişme, gerçekte bundan bir buçuk ay önce "Türkiye Cumhuriyeti hüküme- tiile Almanya Federal Alman hükümeti arasın- da başta terorizm ve örgütlü suçlarolmak üze- re büyük öneme haiz suçlarla mücadele işbir- liği anlaşması" imzalanmasıyla başlıyor. 3 Mart günü metne Almanya adına Içişleri Bakanı Otto Schily ile Almanya'nın Ankara Bü- yükelçisi Rudolf Schmidt imza koyuyorlar, Tür- kiye adına imzacı ise Içişleri Bakanı Abdülka- dir Aksu. Erdoğan hükümeti 4 Nisan günü anlaşma metnini, onaylanması için tezkere halinde TBMM'ye gönderince kıyamet kopuyor. Çünkü gürülüyor ki Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren örgütler arasında, bugünkü iktidarın ağababalarını bağrına basmış olan Milli Görüş Teşkilatı da var. • • • Aslında TC çok uzun süredir Milli Görüş'ün An- kara'da şeriatçı düzeni hâkim kılma amacında okJuğunu, bunun için heryola başvurduğunu bi- liyordu. örneğin 11 Kasım 1996'da Emniyet Genel Müdürü Alaaddin Yüksel, dönemin Içişleri Ba- kanı Meral Akşener'e verdiği brifingde, Terör- le Mücadele Dairesi Başkanlığı tarafından ha- zırlanan fundamentalist gruplar listesinde Milli Görüş'ün de yer aldığını bildirmişti. Türkiye'nin yıllarca Alman tarafına anlatama- dığı bu gerçek, nihayet algılandı ve Alman Ana- yasayı Koruma örgütü, Milli Görüş'ü tehlikeli aşı- rı örgütler arasına soktu. Yukarıda sözü geçen anlaşma da iki ülkenin haberalma örgütlerinin topladıklan istihbarat ışı- ğında imzalandı. Işte, bu belgenin TC tarafından imzalanıp Meclis'e indirilmesi üzerine kryamet koptu. Milli Görüş'ün yandaşlarına ve destekçilerine göre, söz konusu olan bir ihanetti. Tayyip Erdoğan'ı, 1997'de, Milli Görüş bağ- nna basmamış mıydı? Tayyip Bey oralarda Mil- li Görüş jargonuyla konuşup esip küfürmemiş miydi? Neyse o cephede olay, AKP'nin kendi Içişle- ri Bakanı'nın devlet adına altına imza attığı bel- geden mayna etmesi ve "yanlışlığın düzeltilme- si" ile halledildi. Artık, asıl amacı şeriat düzenini hâkim kılmak olan ve Alman Anayasayı Koruma örgütü'nce terörörgütleri listesinde olan Milli Görüş, TC için sakıncalı olmaktan çıkmıştır. ••• Şimdi çok haklı olarak "Zaten ikisi de aynı, birbirferini tabii ki kollayacaklar" diyebilirsiniz. Belki özde haklı olabilirsiniz, ama önemli bir nüansı görmezden gelmiş olursunuz. Bırakın biryana Milli Görüş'e hâlâ, Erdoğan'ın can düşmanı Necmettin Erbakan'ın egemen olmasını, önemli ayrıntı bu değil çünkü. Esas ayrıntı bu iki örgütün, aslında aynı olan amaçlanna yönelmekteki yöntem farklılıklan. Milli Görüş, hele hele içindeki kimi fraksiyon- larla, şedait düzenini ne pahasına olursa olsun, hangi yöntemi kullanmak gerekirse gereksin, mut- laka gerçekleştirirken kullanılacak araçlara sı- nırlama getirmiyordu. Bunların bir ağababalarının bir zamanlar "Ik- tidara mutlaka geleceğiz, ama kanlı mı olur, kansız mı" demeleh bundandı. Oysa bu akımın yeni takımı AKP büyük bir yön- tem değişikliğine gitmiş, kurnazca kullanılacak yöntemlere sınırlama getirmiştir. Artık onlar, kaba cebir, şiddet yerine, seçkin hukukçularımızınTCK'nin 146. maddesini irde- lerken öne sürdükleri "manevi cebir" unsuru- nu yeğlemektedirler. Kavramı kısaca açalım: Manevi cebir, devle- tin erkini ellerinde tutanların, TC Anayasası'nı tebdil ve tağyir etmek için kaba kuvvet yerine devletin gücünü, devletin varlığına ve niteliğine karşı kullanmalarıdır. Işte AKP'nin şu andayapmakta olduğu da bu- dur ve Milli Görüş ile aralarındaki önemli nüans (ince aynntı) buradadır. Ayrıntı incedir, ama çok önemlidir ve Frenk- lerin dediği gibi de Tanrı ayrıntıdadır. TBB Baskanı Özdemir Özok: Atatürk ilkelerinden vazgeçemeyiz AMCARA(Cumhuri- yetBürosu)-Türkiye Ba- rolar Birliği tarafından düzenlenen ve Avrupa Birliği üyesı devletlerın konulannda uzman kı- şilerinın katıldığı" siya- siyapı-insan haklan-Av- rupaBirtigr konulu top- lantı başladı. Türkiye Barolar Bir- liği Başkanı Özdemir Özok, Atatürk ilke ve devrimlerınden vazge- çilmesi durumunda Av- rupa Birliği'ne girilebi- leceğinin söylendiğini anımsatarak, "Hiç kim- se bizi, biz yapan bu de- ğerierden vazgeçmeınizi isteyemez, ne denli ağır bedel ödense de, bu is- Cetnreddedilrr.evemah- kumdur" dedi. Açış ko- nuşmasını yapan Özok, AB'ye aday devletlerle üye devletlerin uzmanla- n tarafından egemenlik anlayışından yargı işleyi- şine, insan haklan ku- rullanndan iktisadi öz- gürlüklere kadar AB"nin Kopenhag Kriterleri ve bu kriterler karşısında Türkiye'nin konumunun adayülkelerle karşılaşur- malı olarak tartışılaca- ğını belirtti. AB'nin Türkiye'ye karşı tutumunu eleştiren Özok "Geçmiş uygula- malarkarşısında Türki- ye'ninyine çiftestandart uygulamasının mağdu- nı olacağıkuşkusunu ta- şımaktayız"dedi. Rum kesimi, AB'ye katılım anlaşmasını 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adı altında imzaladı. Gül törene katılmadı Türkiye'den imzaprotestosuMURATİLEM ATİNA - AB"nın tarihi genişleme süreci çerçevesinde dün 10 yera üye da- ha Yunanistan'ın başkenti Atina'da dü- zenlenen törenJe katılım anlaşmalan- na imza attı. Kıbns Rum Yönetımi de, Türkiye'nin aday olduğu AB'ye katı- lım anlaşmasını "Kıbns Cumhuriye- ti" adı altında imzaladı. Dışişleri Ba- kanı Abdullah Gül, Rum lider Tassos Papadopulos'un "Kıbns Cumhuriye- ti Cumhurbaşkanı" sıfatıyla üyelik protokolüne imza attığı törene katılma- yıp sadece akşam yemeğine katıldı. Törende Türkiye'yi Atina Büyükelçi- si Yiğit Atpogan temsil etti. Yetkililer Gül'ün katılmamasınm "boykot" ola- rak anlaşılmaması gerektiğuıi söyler- ken, siyasi gözlemciler, törene kanlma- ma karannın anlamh bir protesto ol- madığı görüşünü dile getirdiler. Ünlü Akropol Tapınağı altında ku- rulan platformda yapılan imza töreni- ne, yeni üyelerle bırlikte 25 ülkenin • AJB. tarihi genişlemesinde dün, aralartnda Kıbns Rum Kesimi'nin de bulunduğu 10 yeni üyeyi daha bünyesine kattı. Gül, Rum lider Papadopulos'un "Kıbns Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı" sıfatıyla üyelik protokolüne imza attığı törene katılmadı. Blair "Kıbns ve Malta olmak üzere yeni üyelere hoş geldin diyoruz. 2007 yılında ise Bulgaristan ve Romanya'ya da hoş geldin diyeceğiz" dedi. devlet ve hükümet başkanlan katıldı. GKRY'yle birlikte Malta, Macaristan, Polonya. Slovakya, Letonya, Estonya, Litvanya, Çek Cumhuriyeti ve Sloven- ya da birliğın yeni üyeleri oldu. Papadopulos: Kıbns'ın bölûnmesinden ûzgünûm Rum Yönetimi lıderi Papadopulos, imza töreninde yaptığı konuşmada "Huzurlannızda Kıbns'ta banşçi ve yapıcı çözüm için çahşacağuna söz ve- riyorum" dedi. 9 bin yıllık bir tarihi olan Kıbns'ın uzun ve yorucu çaba- lar sonucu amacına ulaştığını vurgu- layan Papadopulos şunlan söyledi: "Kıbns halla, üyetik için çeşitti feda- kârnkiaryapmışnr. Şu anda Kıbns'm bölûnmesinden büyük üzüntü duyu- yonım. Aynı şekilde Kıbns Türkleri- nin bu tarihigündeburada olamama- lanndan dolayı da üzgünüm. Tüm gü- cümle banşçu yapıcı bir çözüm için ça- lışacağıma huzurlannızda söz veriyo- rum. Medenhetin beşiği Atina'da ger- çekleştirilen bu ar\« ile Avnıpa için ye- ni bir sayfa açüıyor. Kıbns'ın şu anki bölünmüşlüğü,AB dahih'nde tam üye- Hk \ükümlülüklerini yerine getirme- sineengeldegiktir.Kıbns tarihin bu dö- neminde Avrupa'da ikhe bölünmüş tekülkedir." îngıltere Başbakanı Tony Blair de yaptığı konuşmada "Kıbns ve Malta olmaküzere yeni üyelere hoş geldin diyoruz. 2007 yihnda iseBulga- ristan ve Romanya'ya da hoş geldin di- yeceğjz" dedi. Blair. Türkiye"yı de gösterdiği gelişmeden ötürü kutladı. Imzalanan üyelik anlaşmasının yü- rürlüğe girebilmesi için birlik üyesi 15 ülkenin parlamentolannda onay- lanması gerekiyor. Yeni 10 üyenin fi- ilen birliğe katılımı da 1 Mayıs 2004'te gerçekleşecek. Imzatöreni öncesinde gazetecilerin sorulanru yanıtlayan Yu- nanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Pa- pandreu, bundan sonraki hedeflerinin adanın kuzey bölümünün AB 'ye alın- ması olduğunu söyledi. Atina'nın Tür- kiye'nin AB perspektifini destekledi- ğini vurgulayan Papandreu. Türki- ye'nın de iyi İcomşuluk ilişkileri oluş- turma ve gerekli reformlan yapma so- rumluluklan bulunduğunu söyledi. Abdullah Gûl: Rumlar AB üyeliğimizi gölgeleyemez Gül, AB doruğuna hareketinden önce yaptığı açıklamalarda Kıbns ve AB üyeliği konusunda olumlu me- sajlarvermeyeçalıştı. Gül, Rum ke- siminin üyeliğinin Türkiye'nin AB projesini "gölgeleyemeyeceğmi" söy- ledi. Hükümetin, önceki politikalar- dan farklı olarak Kuzey Kıbns'ın il- hakına karar vermeyeceğini. çözüm ça- balannı sürdüreceğini vurgulayan Gül, Annan planını, üzerinde kabul edile- bilir değişikler yapılu^a kabul edebi- leceklerini söyledi. Gül, Türkiye'nin üyeliğinin Rum yönetimince engelle- nebileceği kaygılan için de "Büyük bir AB'yi Rum kesiminin tek başına bloke etme gücü zaten söz konusu de- ğfldir. Avrupa'nm bütün menfaadan Rum kesimi tarafindan tek başmater- stne çeMTİemez" dedi. Gül, Rum ke- siminin aralannda bulunduğu ülke- lerin imza törenine katıhnayarak, ak- şam saatlerinde özel Ata uçağı ile Ati- na'ya geçti. Havaalanından kalacağı otele geçip bir süre dinlenen Gül, da- ha sonra Yunanistan Cumhurbaşkanı Kostis StefanopuJos'un AB üyeleri adına verdiği yemeğe katıldı. CHP MÎLLETVEKİLl ONUR ÖYMEN VE MHP LlDERl BAHÇELl: KIBRIS'TA GELtNEN NOKTADAN AKP HÜKÜMETİ SORUMLU Cesaretsidiğin bedeliAıMCARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Istanbul Mılletveküi OnurÖ^- men, AvrupaBirliği'nin (AB) Tür- kiye'ye karşı "utanç verid bir poli- tika"' izlediğini belirterek. "Kıb- ns'ın tek yanh üyeliği kabul edile- rek büyük bir yanhş yapılmıştır. Hem uhıslararasıhukukçiğnen- miştir, hem de çözümçaba- lanzorasokulmustur" dedi. Hükümete, teslimiyetçi po- liükalan birya- na bırakarak AB ve Kıbns konulannda ce- sur adımlar at- ma çağnsmda bulunan Öy- men. "Biz ne AB'denvazge- çeKnvneKıb- ns'ıçözmeye- u'm diyoruz. KişiKktibirpo- ntikaistiyoruz" diye konuştu. Oymen, Kıbns'ta bugün gelinen aşa- madan AKP ve önceki hükümetlerin "ce- sur ohnayan" tutumlannı sorumlu tuttu. AB 'nin Kıbns konusundaki büyük yanhş- lanna karşı hükümetlerin direnme gücü gös- teremediğıru kaydeden Ö>Tnen, "AKP hü- kümeti bugün her koşularazrvınışgibi bir izknim yaraüyor. Ancak bilinmelidir ki Türldye hiçbir zaman bö\1e zayrf güçsüz, tepldsiz, her istenenin alınabüecegi her ta- vizi verebilecek bir üJke ohnamışnr" diye konuştu. Dışışlen Bakanı AbdullahGül'ün Atina'daki imza törenine kahlmamasının "semboKk" bir hareket olduğunu, işin esa- sını değıştirmeyeceğini kaydeden Oymen sözlerini şöyle sürdürdü: "Yapıhnası ge- reken Kopenhag zirvesinde Türkiye'nin ortayaçıkıp, Kıbns'ıtekyanta üyeyapamaz- sm. iHşkUerimizi gözden geçiririz, sorum- lusu siz olursunuz, demesiydL" Oymen, AB'nin Kıbns konusunda Helsinki Zirve- si'nde aldığı kararlannı da çiğnediğini be- lirtirken, "Tüm aday ülkeiere eşit davTa- nüacağı söyienhordu. Ancak şimdi Rum- lar çözüm olmadan AB üyeüğine kabul ediKrken. Türkiye'nin üyeliği için çözüm engetiçıkanlmakisteniyor" diye konuştu. Basiretsidikyaptılar ANKARA (XX) - MHP Ge- nel Başkanı Devlet Bahçeli, Kıbns Rum Kesimi'nin Avru- pa Birliği'ne (AB) üyeliğinin tescilinin, AB yönetimininiki- yüzlülüğü ve çifte standardının tescili olduğunu belirterek "Bu- gün, AB tarihine kara kke olarak geçecektir" dedi. AKP'yi sert bir dille eleştiren Bahçeli, "AB'nin art niyetipofibicalannıvedayanıı»- larnu buyruk olarak tetakki eden AKP zflıniyeti, tehüke- Bbirsürecinfigüranıduru- mundadır" diye konuştu. Bahçeli, MHP Genel Merkezi'nde dün düzenle- diği basın toplantısında, gündemdeki konulara iliş- km değerlendirmelerde bu- lundu. BM Güvenlik Kon- seyi'nin h-ak Savaşı karşı- sında pasif bir izleyici ol- maktan öteye geçemediği- ni, ancak Kıbns konusun- da hiçbir rahatsızlık duy- madan karar alabildiğini vurgulayan Bahçeli. BM Güvenlik Kon- seyi'ni "bu çirkin ve ikrjüzlü'' karann- dan dolayı kınadı. AB tarihi açısından bugünün kara bir gün olduğunu kayde- den Bahçeli, Bahçeli, Kıbns Rum Ke- simi'nin üyeliğinin tescilinin, birlik yö- netimının "ikjyüzhılügününveçiftestan- dardmnr tescili olduğunu belirtti. AKP'yeyûldendi AKP iktidannın da bu konuda gerek- li girişimlerde bulunmayarak kaygı ve- rici ve düşündürücü bir tavır sergiledi- ğini belirten Devlet Bahçeli, hüküme- tin, Atina'daki toplantılara katılarak AB'nin hukuksuz ve saygısız tutumu- na hiçbir şekilde onay vermemesi ge- rektiğini vurguladı. Hükümetin, Kıbns ve AB konusun- da sergilediği "vurdumduymazhk,ba- siretsizhk ve ciddhetsizliğuıi". Irak sa- vaşı ve Türkmenlerin dunımu konusun- da da sergilediğini iddia eden Bahçe- li, Türkiye'nin, Irak'm şekiHenmesi sürecinin dışmda kaldığuiı ve inisiya- tifîni tamamen kaybetme noktasına ge- tirildiğini söyledi. Ingiltere Başbakanı, ga)ri resmi zirvede BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüştü Blair Irak'ta siyasi rol istedi EhşHaberierServisi-AB üyesi 15 ülkenin devlet ve hükümet başkan- lan, dün imza töreni öncesinde gay- n resmi zirve toplantısı için bir ara- ya geldi. Tarihının en büyük geniş- lemesini yaşayan AB'nin, Zapion Konferans Merkezi'nde düzenlenen toplantının ardmdan kabul ettiği so- nuç bildirisinde, Birliğin hakiki bir özgürlük, güvenlik ve adalet bölge- si yapılacağı belirtildi. Irak'm yeni- den yapılandınlması gündeme otu- rurken, Ingiltere Başbakanı Tony Blair Bırleşmiş Milletler'in (BM) Irak"m yeniden yapılanmasmda si- yasi olarak da bir rol üstlenmesi ge- rektiğini söyledi. Irak savaşının Avrupa'da yol aç- tığı bölünmüşlüğün gölgesinde ka- bul edilen "AtinaDeklarasyonu"'nda 10 ülkeyle üyelik anlaşmalannın imzalanması için bir araya gelirune- sinin, Birliğin, yüzyıllardır devam eden çatışmalara son verme ve kı- tadakı eski bölünmeleri aşma ko- nusundaki kararlılığı temsil ettiği kaydedildı. "Birfiğimiz kolektifbir projeyi temsil etmektedir: Gelece- ğimizi değerler topululuğu olarak paylaşma projesi" denilen bildıri- de, bu projenüı başlıca değerinin, Avrupa Birliği'nin hem vatandaş- lannı hem de üye ülkeleri güçlen- dirme yeteneği olduğu belirtildi. Zirveve Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Dışişleri Bakanı \orgo Papandreu ile birlikte kaükü. İtalya Baş- bakanı Süvio Berlusconi ile İspanya Başbakanı Jose Mari Aznar samimi görüntüler sergiledi (Fotoğraflar: AA) "L >elik\alnızcadeviederimiz ara- sındaki bir anlaşma değil, vatandaş- lanmız arasuıdaki yeni bir kontrat- tir" denilen bıldinde, genişlemiş AB' nin vatandaşlan olarak, aday ül- ke vatandaşlanna karşı olan sorum- luluklanm gösterdikleri kaydedildı. Bildiride, Birhğin sınırlan dışında is- tikran arttırmak ve ınsani amaçlan- nı daha ileri götünnek için sivil ve asken kapasitesim geliştinneye de- vam edeceği de kaydedildi. Ingiltere Başbakanı Tony Blair, Atina'da yaptığı açıklamada BM'nin Irak"ın yeniden yapılanmasmda si- yasi olarak da bir rol üstlenmesi ge- rektiğini söyledi. Zirvede, BM Ge- nel Sekreteri KofiAnnan ile bir ara- ya gelen Blair. BM"nin Irak'm ye- niden yapılanmasındaki rolünün sa- dece insani boyutta kabnaması ge- rektıği konusunda anlaştıklarmı be- lirtti. tngiltere'nin en yakın mütte- fiki ABD ise, Irak'ın yeniden yapı- lanmasmda BM'ye merkezi rol ve- rihnesini istemiyor. Gözlemciler, savaş sonrası Irak konusunda A\Tupa ülkelerinin görüş- lerine yakın açıklamalar yapan Bla- ir'in, Irak savaşı nedeniyle bozulan ilişkileri düzeltme çabasma girdiği yorumunu yapıyorlar. Irak savaşına başmdan beri karşı çıkan Almanya ve Fransa, savaş sonrası Irak'ta Bir- leşmiş Milletler'in merkezi rolü al- ması gerektiğini vurguluyor. Rum kesiminin imzolodığı katılımprotokolü Türkiye'nin istediği 'eşitstatü, ortak devlet' ilkelerinden çokgeride Kıbnslı Türkler 'cemaaf kabul edilecekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin (GKRY) A\Tupa Birliği (AB) ile dün imzaladığı katılım protokolü, adadaki sorunun çözümü açısından önemli bir gelişme olarak görülü- yor. Türkiye'nin yoğun diplomatik çabalarma karşm değiştiremediği protokol, GKRY'yi Kıbns Cumhu- riyeti olarak görüyor ve Türkleri "cemaaf olarak kabul edivor. Protokol, Kıbns Cumhuriyeti hü- kümetinin adanın bir bölümünü kontrol edemediğini de savunuyor. Protokolün giriş bölümünde Kıbns ifadesi kullanılıyor. Ancak ülkenin katılımına ilişkın işlevsel noktala- nn yer aldığı bölümde Kıbns Cum- huriyeti hükümetinden bahsedili- yor. Kopenhag zirvesinin sonuç bil- dirgesinde bile Kıbns ifadesi kul- lanılırken Yunanistan dönem baş- kanlığı sırasında Kıbns Cumhuri- yeti'nden bahsedilmesi dikkat çe- kiyor. Aynı protokolde, Kıbns Cumhu- riyeti'nin adada kontrol ettiği ve edemediği alanlar bulunduğu belir- tiliyor. Bu ifadeyle "GKRY'ninfle- ride adanın geri kalannu da kont- rolü edeceğmm" söylenmeye çalı- şıldığı belirtiliyor. Böylece AB, Türk tarafına eşit statü vermek ye- rine Kıbrıs Rumlarının yanında AB'ye entegre edihneleri formülü- nü benimsediğini gösteriyor. Bu durum ise Türkiye'nin başından beri istediği "eşit statü, ortak dev- let" ilkelerinden oldukça geride. Protokolde AB'nin, "BMkarar- ları ve anlaşmalarla rutarlı bir çözümü ve genel sekreterin çabalanmdesteklediği'' ifadelerine de yer verdiği öğren- ldi. AB'Yİ ELEŞTÎRDÎ Baykal: Kuzey 7 işgal m ANKARA(CumhuriyetBürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal, Güney Kıbns Rum Kesimi'nin AB'ye alınmasını değerlendirir- ken "Hukukisorunlançözülmemç, natamam bir coğrafyayı bir devlet gibikabulederekAB'yeabnak du- rumunda kahnası; AB açBmdaniz- lediği poMkanm iflas ettiğinin bir ttadeskfir" dedi. Baykal, AB huku- kunun Kuzey'de de geçerli olduğu- nu söylemenüı, "Knzey'i işgal te- şebbüsü" olacağını belirtti. CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal, Istanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Mehmet Yıkhrım ve be- raberindeki heyetle görüştü. Bay- kal, bir soru üzerine, Kıbns Rum kesiminin AB'ye tam üye olarak kabul edilmesininhem Türkiye'nin hem de AB'nin bu konuda izledi- ği politika açısmdan bir olumsuz- hık çıkhğını gösterdiğini söyledi. Baykal, şöyle konuştu: "AB'nin sadece Güney Kıbns'ı AB'yeahnası,AB'ninbütün mük- tesebatanm,AB'nin kunıhışuna te- md olanbütünükderinKıbns dev- letinin altındaki hukuki zeminin Kıbns Devleti Anayasası'mn tü- müvie bir kenara bırakıhnası de- mektir. Hukukisorunlançözühne- miş bir coğrafyayı devletgibikabul ederek AB'ye alnıak dunununda kaknaa,AB'niniztediğipotitikanm iflasettiğininifadesidir. Sadece Gü- ney Kıbns'ın AB'ye girmiş ohna- sı,bizûnizlediğimizpolitika açısın- da da yenDginin ifadesidir. Güney Kıbns,Kıbns'mtümünü mü tem- siledivor?Temsiledht)rsayıBardır ne müzakere ettiniz o zaman? AB hukukunun Kuzey'de de geçerli ol- duğunu söylemek demek, Kuzey'i işgak teşebbüs etmek demektir." KKTC'ye yönelik acil bir eylem plam ilan edümesi gerektiğini be- lirten Baykal, aynca KKTC'nin dünya milletlerinin bir paryası du- rumuna sokulmamasmı istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle