Katalog

1 "7 NİSAN 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Bektroflik posta: derazsomecumhiawetcom.tr - Milletvekili lojmanlan ticaret merkezi olacakmış... "Meclis binasını da holding merkezi vaosınlar!" ODTUAnkara'da ODTÜ öğrencilerinin yayımladığı ve sadece ûniversite içinde satılan Dönüşüm dergisi, Iraktaki saldınya ortak olmamak için Amerikan malı kullanmama kampanyası başlattı... ODTÜ Öğretim Elemanları Derneği'nin yurt düzeyinde yaptığı Amerikan malını boykot çağnsına en somırt yanrt ODTÜ öğrencilerinden geldi. Öğrencilerin bir sonraki hedefi kantinde Amerikan mallannın satışını durdurmak... Mc Donald'sı ODTÜ'den kovalayan öğrencilerin sloganı: ABD malı kullanma, kendini kullandırma! Dansı öteki üniversrtelerin başına... Terminatör Ahmet Mete Apak: "Amerikan askerleri Irak'a 'liberatör1 olarak girdi ama protesto gösterisi yapan sivil halkın üzerine ateş açarak 10 kişiyi öldürdü. Amerikalılardan liberatör değil olsa olsa terminatör oluri" 9 K itabın adı: Işbiriikçiler... Kitap beş bölümden oluşuyon Işbirlikçiler, Küresel Sömürü, Suç- lular ve Güçlüler, Şeriatçı Kuşatma, Aydınlı- ğa Haşret Yazılar... Günizi Yayıncılık'tan çıkan kitabın yazan: Ümrt Zileli... Kitabın önsözünde Hasan Pulur, "Çağımızın işbir- likçisi kültür işbirtikçisidir, onun arasında top, tüfek, tank yoktur ama, gazeteler, dergiler, televizyonlar var- dır... Ağızlanna Osmanlı'nın bir deyimini dolamışlardı: Etrak-ı bi-idrak. Yani, akılsız Türkler! Onlann yedi gö- bekten toaınları da Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar önemii bir ülkedir herzesini ağızlanna sakız yap- tılar" diyor... Ümit, kitabında işbirlikçileri anlatıyor ve geleceğe umutla bakıyor: "Türkiye üzerine oynanan kirii oyun- lan ve işbirlikçileri teşhir edecek daha birçok kitap ya- zılacağına inanıyorum... Bu kitabı yaJnızca bir başlan- gıç olarak kabul ediyorum. Daha teşhir edilmesi ge- reken o kadar çok şey var ki." Işbirlikçiler Günümüzdeki Artin Kemallerin, Damat Feritlerin, Rahip Frevvlann maskesini belgelerte ve hatta işbiriik- çilerinin kendi belgeleriyle düşüren Ümit'in kalemine sağlık: "Ikinci Cumhuriyetçi yazann anlattığına göre, Doğu Afrika'daki Comoros adalanndan üçü yeniden sömür- ge olmak istiyordu. Ülkede mrtingler yapılıyor, göste- riciler, 'Fransa bizi geri al' sloganlanyla kınlıyordu. 1975 yılında yapılan bir referandumla Comoros ada- lannın üçü bağımsızlığı tercih etmiş, birtahnesi ise sö- mürge kalma karan vermiş. Sonra? Bağımsızlığı seçenler istikrarsızlık, sefalet ve darbe- ler içinde debelenirken, Fransa sömürgesi Mayotta adasında yaşayanlar sömürge olmanın cazip olanak- lanndan sonuna kadar yararianıyor, tatlı hayat yaşıyor- larmış. Fransız vatandaşı sayıldıklanndan parasız eğitim, aile yardımı ve sosyal güvenlikten yararlanmakla kal- mıyor, yabancı yatınmlar sayesinde rahatça iş de bu- luyorlarmış. öyte ki, bağımsız Comoros Cumhuriye- ti'nde yaşayan halk gizlice sömürge adaya gidip ka- çak işçi olarak çalışıyorlarmış. Sonunda bağımsız ada halkı yeniden Fransa'ya bağlanmak, yani sömürge olmak için başkaldırmış! Aynı yazar bir başka yazısında da Kıbns Türk halkı- na açıkça, 'Bak Rum kesimi senden kat kat zengin, üstelik Avrupa Biriiği'ne üye olmak üzere. Aptallığı bı- rak' mesajı da vermişti. Ne kadar açık değil mi?" Evet, her şey gözümüzün önünde yapılıyor... Ve şimdi Kıbnslı Rumlar Avrupa Biriiği'ne özel ola- rak alınırken, Kıbns'ta bazı Türk politikacılar da Yunan Başbakanı'nın elini öpmeye hazırtanıyor! SESSÎZ SEDASIZ (!) Yüksek Yerilim Hattı ordincutku o yahoo.com ABD stratejisi: Önce pazar yerlerini bombala, sonra pazar ekonomisini ve petrolü pompala! Fuller son 'çalışma'sını tamamladı! Ankara'dan Mustafa YıkJınm dostumuz parçalannı bir araya getirmesi çok kolay bir "yap-boz" oyunundan söz ediyor: "Eski CIA Istasyon Şefi Graham Edmund Fuller, 'Türkıye'de Nur(culuk) Islamcı Hareketi' çalışmasını tamamladı. Fuller, bu çalışmayla ilgili ilk açıklamasını 2001 yılında Georgetovvn Üniversitesi'ndeki CMCU (Christian Muslim Understanding) merkezinde eski istihbarat uzmanlannın yakın ilgi gösterdiği 'Fethullah Gülen: The Man and His Movement' konferansına katıldığında açıklamıştı. Fuller bu çalışma için parayı RAND'dan alıyor ve RAND'ı da Earhart Foundation destekliyor... RAND'ın Türkiye'deki bazı stratejik araştırma kuruluşlanyla da ortak projeler yürüttüğü bazı yayınlarda yer almıştı. Fuller, son on yıldır Türkiye'yi yol etmiş ve 'kimlik' konferanslan vermişti. Fuller son üç yıldır Iraklı Şiilerin demokratik geleceği üstüne raporiar hazıriıyordu. Sonuç malum. CMCU ise başkanı John l_ Esposrto'nun 1996'da Istanbul'da yapılan Bediüzzaman konferanslanna katılmasıyla tanınmıştı. CMCU, Merve Kavakçı ve Necmettin Erbakan için ABD'de konferanslar duyunmuştu." Bîr Yudum Insan YAŞARSEYMAN önce bir kitap adıydı. Birin- ci baskısı 1995 yılında Çınar Yayınları arasında çıkan; ne kadar okurla buluştuğunu bil- mediğim bir kitap adı. önsö- zünü Çetin Altan yazmıştı. Ansızın Çetin Attan adı, 1977 yılında Milliyet Yayınları ara- sında çıkan ve yıllar önce oku- duğum "Bir YumakInsan" ki- tabını çağnştırdı. Bir Yudum Insan kitabını yu- dum yudum ıçmiştim. Yıllar sonra atv ekranlarında "Bir Yudum Insan" belgeseli ile buluştum. Müziği, sunumu, Nebil Özgentürk'ün sıcak yaklaşımı, gülen yüzüyle, özenli araştınmalann ve içerik- li soruların ürünü yaşamlar ev- lerimizde Dicle, Fırat, Çoruh, Tuna, Kızılırmak, Ceyhan, Seyhan olup aktılar... Nebil özgentürk, 78 kuşağı- nın içinde biçimlenmiş... 0, Adanalı... Onun doğduğu kent ülkeye sanatçılar vermiş. Her biri bir ulu çınar; Orhan Kemal'den Yaşar Kemal'e. Yılmaz Gü- ney'den Aytaç Arman'a, Arif Keskiner den AN Özgen- türk'e, llhan Selçuk'tan Tur- han Selçuk'a uzanmış bu çiz- gi... Bu ustalann çoğunun sof- rasında konaklamış. Savaş acılan içinde Bir Yu- dum Insan belgeseli 100. programını ve beşinci yılını kutladı. Sevgili Nebil özgen- türk, bu kutlamalarda hep or- tak akıl ve ekip anlayışından söz eder. Sonra da sevimli se- vimli Çukurova özlü gülücük- lerini göndenr. O ekipte güzel isimler var. Onlardan biri de benım kalemine vurgun oldu- ğum Berat Günçıkan... Bizim evde üniversite öğ- rencisi Fırat akar. Ana oğul yaşamımız sessiz ve srtemsiz akarken; bazen yüreğimizi ay- n odalarda, aynı belgeseller titretir. Bir Yudum Insan gibi. Fırat, Can Dündar'ın, Coş- kun Aral'ın, Tayfun Talipoğ- lu'nun ve Nebil Özgentürk'ün belgeselleriyle Yılmaz Gü- ney'i, dünya ülkelerini, ülke- mizin doğa güzelliklerini, yok- şunluklarını, sanatçılarını ve Âşık Mahsuni Şerif'i tanır... Bir Yudum Insan, bir dolu barikatlar aşarak beş yıl ya- şamlara doldu. Unutulanlar, unutulmaz kılındı. Genç ku- şaklara örnek alacakları de- ğerlersunuldu. Her program- da bizleri çoğalttı ve genç ku- şakların yol haritalannın yeni- den çizimlerini sağladı. Ulke- miz değerierini kuşaklar arası buluşturdu. Bir Yudum Insan belgeseli ile kirietilen değerie- re meydan okundu, yaşam yutkunmadan aktı ve umutlar yeşerdi. Televizyonlardaki sa- vaş görüntülerine takılmak ye- rine; daha çok sinemaya, ti- yatroya, sergi salonlanna, im- za günlerine, sergilere koşma- lıyız. Savaşın acılarına karşı duyariılıklarımızı sanatla bu- luşturup çoğaltmalı, direnç ta- zelemeli, umutla yannlara sa- nlmalıyız. Sanatla gelişen sağ- lıklı insanlaria banşı kalıcı kıla- biliriz. Tıpkı Bir Yudum Insan belgeselinin güzelliklere ışık oluşu gibi... e-posta:yasar.seyman a isbank.net.tree KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakdı turk.net ÇtZGÎLÎK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMİH POROY semihporoy(âyahoo.com bizim tiyatro [email protected] KadıköyBanşMançoK.M.(0216)4189549 12, 26 NisanC.tesi 18:30 13, 20, 27 Nisan Pazar 15:00 TARtHTE BUGÜN MLMTAZARIKAN 17 Nisan oyunlaşümn-yöneten zafer diper mavileşme Kültür Bakanbğı'nın katkdanyia &İSVOIHASTANBİ Smmhm'- TEPEBASI TİYATROSU YANû/f fSTO'TEBUGÜN, İSTHNBUL TEPBBAp'NDAKİ YANPl! 1890'LAeDA, ŞEH/?£MI- N (s SÇfnA B/AIA, 1916'OA TİYA7KO HALİNE GETİ&JLMİŞTİ. SAAT 1İ.4O'rA Ç/&W YANGININ NEOENİ, ELEkTRİK KONTAG/YDt.AHŞAP BİNAYIANİDEN SAKAN ALEVLER, İTFAİYB TAKAPINOAN İ*U SA- ATTE GÜÇİMAZE KOHTKOL ALTINA AUKJABİL- MİŞTİ. TİYATKONUN FUAYESİ VE MÜOÜItJYEr SÖLÜMÜ T7HMAMEN YAAJM/f, SAHNE VE LO- CALAfi İSE ÇOK ZABAR GÖBMÜŞTV. ONAfZi- U)QAK MÜZE YAPfLAMK İSTEMECE*: OLAN TAR/Hİ BİUA, NE YAZ/K Kİ, BİR Y/L SONBA, İtÜNCİ 8ÎR mNGINLA TAMAMEN YOK OLACAKTIfi. ÇKASlM-t37i')Cvi'***** f*P> ~ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin yayınladığı günlük Bizim Cazete Ülke sorunlarına ilişkin raporianyla, araştıımalanyla, köşe yazılanyla, tarafsız haberleriyle sıvil toplumlann gazetesi. Düzenli okumak için abone olun. Tel: 0.21Z 511 08 75 DİKİLİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2000'92 Davacı S.S. Dikilı Sahil Arsa ve Konut Yapı Kooperatifî vekilleri Av. M. Acar Çelebi ve Av. Zekai Uğraş'ın davalılar Erdoğan Kaya- han ve arkadaşlan aleyhıne açtığı ortaklığın giderilmesi davasının yapılan açık duruşması sırasmda verilen ara karan gereğince, Davalı Makbule Eraykaç mirasçılan 1944 doğumlu llknur Kaltya, 1946 doğumlu Şenay Atasağun ve 1954 doğumlu Mustafa Pay- dar'a Dikıli ilçesı, Kabakum köyü, Eski Kabakum mevkıine kain tapu sicilınüı 503 parselinde ka\ıtlı taşınmazla ilgili olarak açılan da- vanın duruşmasının 28 05 2003 günü saat 09.45'e bırakıldığı ve belirtılen gün ve saatte mahkemede hazır olmanız ve varsa belgelerinı- zi sunmanız, sunmadığınız ve hazır bulunmadığınız takdırde yargılamaya yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği ilan olu- nur. Basın: 17767 DÜZ ÇİZGİ ÜMÎT ZİLELt Devleön İşgali!.. Çok karariılar... Devleti beceriyie yönetme konusunda derin bir ha- yal kınklığı yarattılar, ancak devleti ele geçirme ve dö- nüştürme konusunda gayet hazıriıklı ve gözü kara ol- duktan anlaşılıyori.. Ve bu amaçlannı gerçekleştirirken öylesine kaba, öylesine vurdumduymazlar ki, kendi yandaşlannı bile şaşırtıyorlar... - Adeta zücaciye dükkânına girmiş fıl gibiled.. AKP, aynı anda birçok oyunu bir arada oynuyor. As- lında kendi mantığı içinde tutartı hareket ediyor. Ku- şatmayı bir an önce işgale ve ardından da dönüştür- me islemine çevirmek için var gücüyle uğraşıyor... Garip birçelişki belki ama, savaş süreci biryandan AKP'nin ne denli kifayetsiz ve yeteneksiz olduğunu ortaya koyarken, diğer yandan devleti ele geçirme planlannı sessiz sedasız hayata geçirmelerine olanak sağladı... Düşlediklerinin tamamını elde edemediler. Bunda, her hareketlerini adım adım takip eden Cumhuriyet gazetesi, basının yurtsever kalemleri ve CHP'yi uy- kuya yatınp apar topar Meclis'ten geçirdikleri hukuk tanımaz yasalara dur diyen Cumhurbaşkanı Sezer'in payı büyük... - Ama onlar amaçladıkları yolda kıra döke yürüme- yisürdürüyoriar!.. • • • AKP'nin pervasızca oynadığı çok parçalı oyuna bir bütün haiinde bakıldığında, ulaşılmak istenen hedef gayet net biçimde görülüyor... Devleti temelinden sarsacak değişiklikter birbiri ar- dına gündeme getiriliyor. İlk hedef doğal olarak laik eğitim... öncelikle anayasanın "eğ'rtim ve öğreti- m'm, Atatürk ilkeleri, çağdaş bilim ve eğitim esas- lanna göre yapılmasını ve ilköğretimin, zorunlu ve devlet okullannda parasız olmasını" düzenle- yen 42. maddesi değiştirilmek isteniyor. Asıl büyük hedef ise "milli eğitim" hizmetini merkezi yönetimden alarak yerel yönetimlere devretmek... Diğer bir anla- tımla, bir zamanlar "yaş ağaç" diye tanımladıklan min- nacık çocuklan tarikatlann eline teslim etmekl.. Başbakanlık, gerçekten kutlanacak(l) bir cüretle Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun yönetmelik tas- lağında irticai yayınlara karşı getirilen düzenlemelerin kaldırılmasını da istedı, ancak sert tepkıler üzerine şimdilik geri adım attı. Ancak, hiç kuşkunuz olmasın fırsatını bulur bulmaz yeniden deneyecek!.. Devlet kadrolan en üstten en atta kadar hallaç pa- muğu gibi atılıyor... Atılanlann, sürülenlerin, istifaya zoriananlann yerine "biat etmiş" kadrolar yerteştiri- liyor. THY ve TRTnin başındaki isimler istifaya zor- landı. Diyanet Işleri Başkanı aynlırken, "ben böyte si- yasi baskı görmedim" demek zorunda kaldı. Boşa- lan kadrolara getirdıkleri isimlerin yolu ise her ne hik- metse genellikle mahkemelerden geçiyoıi.. Diyanet Işleri Başkanlığı'nın başına geçirmek istedikleri Prof. Ibrahim Kafi Dönmez hakkında yolsuzluk, dolandı- ncılık ve zimmetine 50 bin dolar geçirdiği suçlaması bulunuyor. Hazine Müsteşarlığı için düşündüğü isim- lerden Mesut Pektaş irtikap, zimmet, ihalelere fesat kanştırmak, görevi kötüye kullanmak, özel evrakta sahtekârtık ve kamu kurumlannı dolandırmak suçla- nndan Eyüp Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Diğer müsteşar adayı Candan Kartıtekin ise zimmet ve kamu kurumlannı dolandırma suçlanndan Mesut Pektaş ile bir başka davada biriikte yer alıyor. Tahmin edebıleceğiniz gibi ikisi de Istanbul Büyükşehir Bele- diyesi bürokratı.. - Hazine bunlara yakışırü! • • • AKP'ye bağlı sermayeyi semirtecek peşkeş ope- rasyonu kafa göz yara yara sürdürülüyor. örneğin Tayyip Bey'in has dostu Albayraklar iki maddelik ya- sayla 100 trilyonluk vergi borcundan kurtanlmıştı. An- cak hesap Cumhurbaşkanı Sezer'den döndü. Olsun, Albayraklar da başka hiçbir firmanın nedense ilgi gös- ter(e)mediği ve bedelinin en az 100 milyon dolar ol- duğu bildirilen Balıkesir Kâğıt Fabrikası'nı 1 milyon 100 bin dolarlık teklifle iç eder, olur bitertü önümüz- deki günlerde bu özelleştirmenın sonucunu da göre- ceğiz. AKP'nin şu birkaç ay içinde yaptıkları yazmakla bit- mez... Daha Dışişleri var, Devlet Su Işleri var, Milli Eği- tim Bakanlığı var. Sağlık Bakanlığı var... lcişleri Bakan- lığı var... Aslında bu kadar uzun boylu anlatmaya hiç gerek yok. Üç sözcük yeter - Devlet işgal ediliyor!.. lyi uykular anlı şanlı Türk medyası, iyi uykular Türkiye!!! E-posta: umitzilelkg ttnetnet.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Türk ma- sallannın en tanınmış kah- ramanlann- dan biri. 2/ Niğde ve Nevşehir yö- relerinde yeti- şen ve kaliteli bir şarap ve- ren beyaz üzüm cinsi... Belli, açık. 3/ Tica- rette, kullanılması hemen mümkün olan paraya verilen ad. 4/ _ Değişik ve şaşırtıcı . nitelikte olan. 5/ Ti- tan elementinin sim- gesi... Bir kimseye çalıştığı yerce veri- len tatil. 6/Birnota... Duvar içinde bırakı- lan girinti... Eski dilde ayak. 7/Köy oyunlarını yö- neten kimseye verilen ad... Ince kamış. 8/ Sodyum elementinin simgesi... Çirozluktan sonra yağlan- maya başlayan uskumru. 9/ Bir soru sözü... "Ke- nann dilberi — de olsa nazenin olmaz" (Nabi). YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/Denizli'nin Acıpayam ilçesine bağlı Dodurga- lar beldesinde, sarkıt ve dikitleriyle ünlü bir ma- ğara. 2/Buyruk... Osmanlı devletinde, taşradaki nüfiızlu ailelere verilen unvan. 3/Sıvı. 4/Fabrika- sınca yapılmış olan, taklit olmayan. 5/ Boru se- si... Müsaade. 6/Lantan elementinin simgesi... Ekolojide, bir canlının varlığını sürdürebildiği yaşama ortamının en küçük birimi... Panama'nın plaka işareti. 7/Batakhk... Telli birçalgı. 8/Olum- suzluk belirten bir önek... Tiren Denizi'nde, Ital- ya'ya ait bir ada. 9/Neon elementinin simgesi... Doğu Anado'u'da bir göl.