25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 NİSAN 2003 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA JY_ LJ M.J M. LJ M\ kultur(Ş cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt Kültürün turizme bağlanması, tarihsel mirasa duyarh belediyelerce de eleştiriliyor Tarihi Kentler' de uyardı AMAÇ KÜLTÜRU TURİSTLERE PAZARLAMAK OLUNCA- tki bakanhğın birleşmesi isteği kültür çe\Telerinden değil turizmcilerden geliyor. Çiinkü kültürü toplumun kimlikli geleceğine katkı yerine, turistik pazarlamaya 'animasyon' olarak eklemek istiyorlar. Tıpkı bu 'turizm ve kültür' fotoğrafında olduğu gibi. (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) Kültür Bakanı Erkan Mum- cu, geçen yıllardaki Turizm Ba- kanlığı döneminde "kendi ba- kanlığının kapatılmasım" is- terken demışti kı: "Turizmden devlet çıkmalı, yerini sivil top- lum kuruluşlarına bırakma- h..." Bakanın bu sözleri kimi köşe yazılannda "genç ve demokrat" şeklindeki tanımlamalara daya- nak oldu... Bugün ise aynı Erkan Mum- cu'yu Kültür Bakanlığı'nda iz- lerken, yakın geçmiştekı o övgü- leri düzenleri bile belki de "ka- ra kara düşündüren" bır tutum içinde görüyoruz. Tunzmin "bakanlığını" orta- dan kaldırmak bir yana, bu "ti- cari" sektörü tutup "kültür" gi- bi, toplumun kendi öz değerleri üzerinde "egemen" kılacak ka- dar etkın bır statüye getırmek is- tiyor. Daha da önemlisı ıse bunu ya- parken, ilgili dığer kurumlar ve bilimsel çevrelerle birlikte, o çok yakınlık duyduğu "sivil toplum kuruluşlarımn" çekincelerini dinlemeye bile zaman ayırmı- yor... 'Kimlik pazarlanamaz' Nıtekim, her biri külrür ve sa- nat alanındaki etkin sivil kurum- laruı emektarlan olan kışilerden oluşmuş Kültür Girişimi'nin bu birleşmeyi eleştiren 01 Nisan 2003 taribli bildirisi hâlâ yanıt- sız... ÇEKÜL, Mimarlar Oda- sı, Arkeologlar, Sanat Tarihçi- leri ve diğer ilgili kesımlerin ay- nı yöndekı görüşleri de öyle... Işte bu "kaygı duyanlar" ara- sına, yine bu birleşme ıçin aslın- da öncelikle görüşünün alınma- sı gereken bir kuruluşumuz da- ha katıldı... "Kültürel kimlikle- rini koruyarak gelışmenin" ulusal ve uluslararası işbirliğıni oluşturmak üzere bir araya gel- miş belediyelerden oluşan Tari- hi Kentler Birliği nın (TKB) Başkanı ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bi- lenser de bır açıklama yayımla- yarak, kültür ve turizm bakan- lıklannın birleştirilmesinin "kendi hedefleri açısından" bile uygun olmadığını belırtti. "Bile" diyonım. çünkü TKB'nin bu uyansı. tarihi kent dokulannın korunmasında "tu- rizmi" de en önemli bir olanak gören yerel yönetimlerin, "buna rağmen" aynı birleşmeye karşı çekincelerini içenyor. Kültürel değerlenn korunması ve yaşatıl- masını öncelikli bir belediye gö- revi olarak kabul etmelerinden ötürü, bu konuyu sadece "turiz- me" bağlamayıp, "kendi top- lumsal gereksinmeleri" olarak önemseyen ana ilke ve hedefle- riyle "Avrupa Tarihi Kentler Birliği"ne de üye olan TKB"nin açıkJamasından bazı bölümleri, bu tartışmanın "tarihsel bir bel- gesi" olarak yayımlıyorum: TKB'nin acıklaması Kaygı duyuyoruz Tarihi Kentler Birli- ği (TKB) özellikle Türkiye gibi dünyanın en zengin ve köklü kültürel kazanımlarına sahip olan bir ülkede, Kültür Bakanlığımızın bağımsız ve daha güç- lü bir yapılanmayla etkinliğinın arttınlması dileğini her zaman dıle getirmiştir.. Bunun yerine Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı'nın "tek bir bakanlık" şeklinde birleştirilmesi sonucunda ülkemiz kültür zen- ginliklerinın korunması ve gelecek kuşakla- ra aktanlması görevınde ciddi aksamalar ve yeni sorunlar yaşanacağı görüşündeyiz. Özellikle "imar" konusundaki deneyimle- ri ve beklentileri yakından biJen kurumlarola- rak, tarihi kent beledıyeleri kimliğimızle duy- duğumuz temel bir kaygı da tarihi ve doğal koruma alanlanndaki kimi turizm yatınmı ta- leplerinin, bu birleşmenin yaratacağı "turiz- me bağlılık" ortamı içinde denetim altına ahnmasının zorlaşacağı; tarih ve çevTe değer- lerine karşı yeterli özen göstermeyen uygu- lamalann daha da çoğalabileceğidır. Mimari mirastan gelenek ve göreneklere, halk sanatından çağdaş kültüre kadar, geç- mişten geleceğe kimlikli bir toplumun zen- gin birikimlerini sahiplenecek güçlü ve ba- ğımsız bir Külrür Bakanlığı'na her zaman- kinden daha fazla ihtiyacımız vardır. Sonuç olarak; Kültür Bakanlığı ile Turizm BakanlığYnın tek bakanlık şeklinde yeniden yapılandınlması girişımini, ilerde giderilme- si çok zor zararlara da yol açabileceği kaygı- sıyla birlikte, uygun ve gerekli görmediğimizi bildiriyoruz. 06 Nisan 2003. Erdoğan Bilenser (TKB Başkanı ve Bur- sa Büyükşehir Belediye Başkanı) Nisan ayının ağırhklı konuları: Deneysel edebiyat, Melih Cevdet Anday, Haydar Ergülen... Dergiler, okuru kitaplara çekiyorHÜRRİYET YAŞAR Birkaç ay önce yitirdiğimiz ve Cumhuri- yet aydınlanmasının yetiştirdiği en büyük sanatçılanmızdan Melih Cevdet Anday, Adam Sanat'ın özel sayısının konusu. Şa- inn "Şiir Deneyimim" başlıklı yazısmın da bulunduğu dergide Server Tanilli, Süreyya Berfe, AndayTı anılannı anlatırken, Meh- met Serdar onun denemeciliğini. M. Sa- dık Aslankara oyun yazarlığını değerlendi- riyor, Vecihi Timuroğlu ve Hüseyin Hay- dar da düşün adamı ve aydın kimliğini an- latıyorlar. Hürriyet Gösteri'de Özdemir Ince, ge- nel olarak "şairin kaynaklan" konusunu, Anday'dan yola çıkarak işliyor. Kitap-lık. deneysel edebıyatı dosya konusu yaparken, Tirkiye'den örneklerin derlendiği bir ek ve- ri/or. Haydar Ergülen üzerine Yom Sanat'ın merceğindeki şair, Haydar Ergülen. A. Özgür Özkarcı'nın Ergülen'le scyleşisinin de bulunduğu dosyada, Meh- met H. Doğan, Baki Asiltürk, V'eysi Erdo- ğjn, Cenk Koyuncu, Ersun Çıplak, Özcan Karabulut, î. Halil Baran, Imam Demir, Ftridun Andaç yazıyorlar. Virgül'ün bu a?ki başat konusu olan "çocuğu ve çocuk- liğu konu edinen kitaplar"ı Kemal tnal, "çocuk edebiyatında şiddet" başlığıyla da M. Ruhi Şirin yazıyor. Gösteri, özel bölümde Turan Alprekin. Kandemir ve Hasan Akay'ın yazılan ve Abdullah Uçman'ın Orhan Okay'la söy- leşisiyle, Mehmet Akif Ersoy'u anıyor. Ni- sanda dergilerde, üzerine yazılar okuyaca- ğımız iki sanatçımız ise, Ahmet Oktay ve Sevgi Soysal. Gösteri'de Mustafa Şerif Onaran, Mustafa Durak; Virgülde Salih Bolat, başlangıcından bugüne Oktay'ın şi- irinin özelliklerini belirterek, "Hayalete Övgü" adlı son kitabını değerlendiriyorlar. Varlık'ta Tamer Kütükçü. Soysal'ın "Yürümek" adlı romanım, E'de Nihat Ateş, Sevgi Soysal ve Suzan Samancı"nın öykülerinde "şiddefi işlıyorlar. Leyla ErbiPin acıklaması Evrensel Kültür'de Leyla Erbil, yeni çı- kan Geceyazısı adlı dergide yer alan "Bir Kötülük Denemesi" başlıklı yazısındaki kışinın Ece Ayhan olmadığını açıklıyor. Tü- lin Tankut'un yazısı ise Erbil'in "Cüce" adlı son yapıtı üzerine. Sultan Demiroğlu ve Elif Çınar'ın öykülerinin de bulunduğu son sayıda Sennur Sezer ve Ferda tzbndak Akıncı'nın şiirleri de var. Yom Sanat'ta Aysu Erden, Nalan Bar- barosoğlu'nun iki öyküsünde "gelenekle- re başkaldıran kadın"ı inceliyor. Hüseyin Ferhad. A. Özgür Özkarcı, Hilmi Haşal, Osman Erkan, Ahmet Ada'dan şiirlenn de bulunduğu dergide Deniz Spatar'ın da öy- küsü var. Gösteri'nin, Ayşegül Çelik'le "Korku ve Arkadaşı" adlı öykü kıtabı üstüne Neslihan Savaş'm söyleştiği, Roni Margulies'in şi- irlerinin bulunduğu nisan sayısında Hasan Bülent Kahraman, "Türk romanınm se- külerleşmesi"; Turgay Gönenç, Cahit Sıt- kı'nın "Otuz Beş Yaş", Kemal Özer'in "Ağıt" adlı şiirleri üstüne yazıyorlar. Varlık'ta Sanem Öge, Şebnem fşigüzel ile "Sarmaşık" adlı romanı üstüne: Cenk Koyuncu, Osman Serhat Erkekli ile " Yer- lere ve Göklere Dair" adlı şiir kıtaplan üs- tüne söyleşıyor; Ramazan Gülendam - Ba- hadır Sürelli, ortak incelemelennde Art- hur Haileynin "Tekerlekler" adlı romanı ile Ahmet Altan'ın "Aldatmak" adlı roma- nını karşılaştınyorlar. Ayten Mutlu, Tahir Abacı. İsnıail Ûyaroğlu, Sina Akyol, Ad- nan Azar. Celal Soycan, Mustafa Ziyalan, Gazanfer Eryüksel, Serdar Koçak, nisan sayısının şaırlen arasında. Öykücüler ise, Neşe Cehlz ve Barlas Özarıkça. Arturo Ripstein'dan 1940'lann Meksika'sında geçen ilginç bir yapım: ŞehveûiBaMre Dünyevi ve cinsel takuıtılarKültür Servisi - 22. Ulusla- ruası tstanbul Film Festivali, z<ngin içeriğiyle sinemasever- \<\t buluşmaya devam ediyor. Bıgünün en iyi filmleri arasın- ci 'Hırsız', 'Umumi Tuvalet' v 'Şeh^etli Bakire' bulunuyor. "Turkcell Galaları' kapsamında gösteri- leek olan 'Hırsız'm yönetmeni Neil Jor- dn. Jean-Pierre Melville'in 1955'te çek- trı 'Bob le flambeur/Kumarbaz Bob'tan uarlanan fılm, olağanüstü keyifli bır neo- nir suç dramı. Amerikalı eski usta hırsız, lcmarbaz ve eroin bağımlısı Bob Montag- Et'nm talıhi ve parası Güney Fransa'da tü- lcnmıştır. Yasadışı bir kulüpte, eroinın etki- s-le karası bulanmışken muhabbet tellalı lemi tarafından tuzağa düsürühnüş genç ve IST.MUI 22.UIUSLMRARASI «VSÜT İŞTANBUL W««FI FILM FESTİVALİ AfİLAILJ güzel Anna'yla tanışır. Bob son parasını da at yanşında kaybedip iyice dibe vurunca yardakçısı Raoul onu Monte Carlo'da yapmayı planladık- lan son bir esaslı soyguna ka- tılmaya davet eder... Fruit Chan'in yönettiği 'Umumi Tuva- let 1 , 'Mayınlı Bölge' bölümünde gösterile- cek. 40 yaşındaki Adam, Sao Paulo yakınla- nndaki çıftliğinde kendıne toplumdan ayn bir dünya kurmuştur. Kadın ise 30 yaşında, siyası yönden bılinçli, alımlı bir gazetecidir. Çok uyumlu olan çiftin arası adamuı çitinde Sauba kanncalannın açtığı bir deliğin farkı- na varmasıyla bozulur. Yönetmen Arturo Ripstein, 'Dünya Fes- tivallerinden' bölümünde eösterilecek olan 'ŞehvetU Bakire'de 1940"lann Meksika'sın- da dünyevi ve cinsel takıntılan ele alıyor. 'El Mikado' lakaplı Ignacio Jura- do içine kapanık. yalnız bir garsondur. Hayatı. bek- lenmedik bir biçimde kendi kendine zarar ve- recek düzeyde şevkatli olabilen tspanyol fahi- şe Lola"nın cafeye ta- kılmaya başlamasıyla altüst olur. 'El Mikado' Lola'nın kalbini kazan- manın yolunu bulmuş- tur: Francisco Fran- co'yu öldürerek devnm- ci maço bir kahramana dönüsecektir... ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Banış îçin Çeviniler (1) 1982 yılında, yönetmeni olduğum YAZKO Çe- viri dergisinin 8. sayısında, "Banş Için Çeviriler" başlıklı bir özel bölüm hazırlamıştık. O sıralarda ünlü "Banş Derneği Davası" sürmekteydi ve on- larca Türk aydını, 12 Eylül Faşizmi'nin yakın ta- rihimize armağan ettiği en kirli sayfalardan biri- nin kurbanları olarak, dünyada sürekli barış iste- miş olmalannın hesabını (!) yargı önünde vermek- teydiler. O karanlık günlerde, YAZKO'nun o zamanki başkanı Mustafa Kemal Ağaoğlu nun ve YAZ- KO Edebiyat dergisinin yönetmeni Memet Fu- at'ın da içten destekleriyle, YAZKO Çeviri dergi- sinde dünya şairlerinin ve yazarlarının banş üze- rine yazdıklarından bir seçme sunmuştuk. Bö- lümde Sabahattin Eyuboğlu, Vedat Günyol, Adnan Cemgil, Ataol Behramoğlu, A. Kadir, G. Aktaş, Zeyyat Selimoğlu, Ülkü Tamer, Afşar Ti- muçin, Eray Canberk ve Ahmet Soysal'ın bir- birinden güzel düzyazı ve şiir çevirilerı yayımlan- mıştı. Bölümün hemen başına, Albert Einstein'ın şu deyişini koymuştum: "Savaş uğruna hiç diren- meksizin göze aldığımız özverileri banş uğruna da göze almakzorundayız..." Şimdi aradan yirmi yı- lı aşkın bir süre geçti ve dünyanın "süper güç" diye adlandırılan örgütlü katillerinin barış uğruna hiçbir şeyi göze almak zorunluluğunu duymadık- ları, kollan ve bacakları bombalarla kopmuş Irak- lı çocukların kana bulanmış yüzleriyle bir kez da- ha kanıtlandı. Böyle bir dönemde, "Barış Için Çeviriler"\n yıl- lann yükünü taşıyan, sararmış sayfalarına dönüp bir kez daha bakma gereğini duydum. "Banş Için Çeviriler"\n giriş yazısında şöyle de- miştim: "Neden barış için çeviriler? Eylül 1939 - Danzig. Ağustos 1945 - Hiroşima ve Nagasaki. Yarım yûzyıla yaklaşan bir süredir, bu adları bu aylardan ayırmak artık olanaksız. Bihncisi, yani Danzig, IkinciDünyaSavaşı'nınbaşlangıcım, öte- ki iki ad ise atomu parçalamayı başaran insanoğ- lunun böylece ürettiği korkunç enerjiyi, o güne dek bilinen insanlık kavramını ve insanca değer- leriparamparça etmekyolunda kullanışını simge- ler. Ancak ... Danzig ile öteki iki ad arasında bir ayrım vardır. Danzig, tarih haritasında donup kal- mış biraddır. Tarih sahnesindekı rolü, Nazi ordu- larının çıkış noktası olmasıyla başlar ve biter. Bu- na karşılık Hiroşima ve Nagasaki, işleyen birerya- radır... öldürücü ışınlann kuşaklar boyu süren, kana işleyen etkisi, Hiroşima ve Nagasaki'yi işle- yen bireryaraya dönüştürdü. Atom bombası de- nen buluşun en dahice yanı, bilinen silahlar ara- sında savaşa en yakışanı oluşudur. (...) 1945'ten günümüze uzanan zaman parçası, banş arayışlannın ve girişimlerinin tarihte en yo- ğunlaştığı dönemdir. Ama atom yanıklannı arat- mayan napalm yanıklannı tıp bilimine bir araştır- ma alanı diye kazandıran da aynı dönemdir. Filis- tin halkının son aylarda yaşadıklan ıse biryandan Naziyöntemlerinin, öteyandanda Vietnam'asöz- de özgürlük götürenlerin öğrenci yetiştirmekteki ustalıklannın kanıtlandır. Sürekli banşa nasıl kavuşulabileceği sorusunu birkaç satırda yanıtlayabilmek, olanaksız hiç kuş- kusuz. Ama şurası kesin ki hep soyut kavramlan çıkış noktası yapmak, soyut arayışlara umut bağ- lamak, somut sonuçlara ulaştırabilecek yollar de- ğil. (...) Artık uluslann geri kalmalarının doğa ya- salanndan değil, somut geri bıraktırmayasa/a/7n- dan kaynaklandığını, savaşlara hangi somut ya- rar hesaplanyla girildiğini somut olarak biliyoruz. (...) İçinde bulunduğumuz dönemde dünyamız, tarihinin belki de en tehlikeli çelişkisiniyaşıyor: Bir yanda her zamankinden yoğun bir silahlanma, öte yandan yine her zamankinden yoğun bir ba- nş arayışı. Ve artık tüm insanlığın geleceği, falcı- lann dudaklarından çıkacak sözlerde değil, bu çelişkinin çözümünde yatıyor..." "Banş Için Çeviriler"öen seçmeleri haftaya sür- düreceğiz. e-posta: ahmetcemal << superonline.com acem20(a hotmail.com 2. Edirne Sanat Festivali başladı • EDİRNE (AA) - Edırae Filarmoni Derneği'nce düzenlenen, '2. Uluslararası Edirne Sanat Fesrivali' başladı. Trakya Üniversıtesi (TÜ) Devlet Konservaruvan'nın 11 yıllık yaşamında ulusal ve uluslararası başanlara imza attığını da dile getiren rektör Prof. Dr. Osman İnci. festival kapsamında, Sofya Devlet Konservaruvan'nın ve Hacettepe Üniversitesi Bale Topluluğu'nun gösterilerinin de yer aldığının altını çizdi. Festivalin ilk günü şef Prof. Dr. yasıf Ali Hasanov yönetimindeki Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvan Senfoni Orkestrasfrmtı dinletisi büyük ilgi gördü. Festival, 21 Nisan Pazartesi günü sona erecek. ISUUVBULrtuııESTIVAIİTDE BUGÜN • EMEK SİNEMASInda 10 30: 'Bazüan SıcakSever', 13.30: 'Dokuz Kraliçe', 16.00: 'Umumi Tuvalet', 19 00: 'Umut', 21.30: 'Hırsız'. (0 212 293 84 39) • ATLAS SİNEMASI'nda 10.30: 'Tokyo Hikâyesi'. 13.30: 'Bazı Sırlar Vardır', 16.00: 'Uçurtma', 19.00: 'Canavar Ölmeli'. 21.30: 'Kalbin Arzusu'. (0 212 252 85 76) • SÎNEPOP SİNEMASI'nda 10.30: 'Şehvetli Bakire', 13.30: 'Erotik Öyküler', 16.00: 'MüfettişLavardin', 19.00: 'Şe\tanın Yıh', 21.30: 'Erken Gelen Yaz'. (0 212 251 11 76) • BEYOĞLU StNEMASInda 10.30: 'Estela Bravo 111', 13.30: 'Yönetmen W.Wyler +Theo'nun...', 16.00 ve 21.30: 'Yolculuk+Bu Şarkı Kimin?', 19.00: 'Koro+Mahkûmun Öfkesi ve Düşü'. (0 212 251 32 40) • REXX StNEMASI'nda 10.30: 'Kil Bebekler'. 13.30: 'Sessiz Çıglık', 16.00: Tehlikeli Rabıtalar'. 19.00: 'Kötülük Çiçeği', 21.30: Bazen SeNİnç, Bazen Hüzün' (0 216 336 01 12)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle