25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Tarihin Sürekli Yüriiyüşü Önünde... 'Observateur' dergisinde Jacques Julliard ya- zıyor "ABD gibi, kitle imha silahlarının dünyadaki en büyük stokuna sahip birülke, böyle silahlara sa- hip olmak isteyen başka bir ülkeyi, Irak'ı nasıl ya- saklayabilir?" Aylardır, belki de yıllardır dünyanın gözü önün- de bir komedi oynanıyor! Her şeyi parayla satın al- mayı bilen, olmazsa, işi silahla çözmeye kalkan bir anlayış, bir uygufama... Kimi zaman korkutarak, kimi zaman sindirerek, kimi zaman içten yıkarak, iktidarlan kendi halkla- nnın eliyle devirterek sürdürülen bir egemenlik po- litikası... Colin Povvell şimdi itiraf ediyor: "Şili'de Pinochet darbesine katkımız bizim için hiç de övünülecek bir şey olmamıştır." Daha ne kadar çok örnek vari Panama'da No- riega diye bir diktatör yarat, sonra parayla besle- diğin bu adam, biraz sana kafa tutunca yakalatıp hapse ati.. Afganistan'da Bin Ladîn'i silahlandır, son- ra en büyük düşman ilan et!.. Vietnam'da komü- nizmi önleyeceğim diye yıllarca yoksul bir haika en ağır silahlarla ölüm yağdır! Nerde, gerçek bir de- mokrasi eylemi başlamışsa, halktan yana bir ikti- dar işbaşına gelmişse, askerierinle, gemilerinle ge- reken baskılan yap! Her yerde 'kendi' adamlannı işbaşına getir! Fransız filozofu Ernest Lavisse'in daha 1890'da söylediği bir söz var: "Her güç, bir gün gücünü yitirir. Tarihin sürekli yürüyüşü kimsenin tekelinde değildir. BugücüAv- rupa, üç bin yıl önce Asya'dan aldı... Ama bu gü- cü sonsuza kadar elinde tutup tutamayacağı bili- nemez." Avrupa devletlerinin tüm dünyayı etkileyen gü- cü, yani Avrupa'nın dünyadaki egemenliği, bugün nasıl yok olmuşsa; nasıl günümüzde Amerika Bir- leşik Devletleri elindeki silah, para gücüyle bir dün- ya imparatoriuğu kurmak peşindeyse; yannın ne getireceği bilinmez! Baytekin'lergibi düşsel romanlar, filmlervardı. Ta çocukluğumuzda koşullandınldık bunlara 1 Masal gi- bi gelirdi o günterde: Bir gün, dünyamız üçe bölü- necekti. Birleşmiş Milletler dünya uluslarını kendi bünyesinde toplayamaz bir duruma düşecekti. 0 zaman üç büyük imparatoriuk oluşacaktı. Biri Ame- rika Birleşik Devleti; biri Avrupa Birieşik Devleti, bi- ri de Asya Birleşik Devleti... Sonra bu üç dev an- laşamayacaktı; bir dünya savaşı, bir kıtalar savaşı çıkacaktı. Daha daha sonra da belki bir uzay sa- vaşı... Gidiş oraya doğru mu? Bugün ABD ve ortakla- n bir yanda, Fransa ileAlmanya ve ortaklan öte yan- da... BirdeÇin var, Hint var, Japon var, onlann oluş- turabileceği ayn bir güç birliği var... 2050 yılında bu tür durumlara belki de hiç yer kal- mayacak. Yeryüzü her yıl biraz daha ısınıyor, elli yıl sonra sıcaklık beş derece daha artacak. Bu ısın- ma sonucu denizler, dağlar, ovalar, kentler, kasır- galar, depremler, hastalıklar, seller vb. doğal afet- lerle baş başa kalacak... O zaman dünyaya, ister Amerika, ister Çin, ister Japon, ister Alman, Fran- sız egemen olsa, ne çıkar? Birtek dünyada yaşıyoruz. Sayısız gezegenler için- de bir nokta... Ama içindeki insancıklar oldum bit- tim, birbirini yemekte, ezmekte, sömürmekte!.. Binlerce yıldırsağduyuyu, akıl yolunu birtürtü bu- lamayan insanlık, kendi eliyle kendi mezannı kaz- makta!.. "Bende daha çok silah var seni ezerim, bendepara var, seni sömürürüm". 21. yüzyıl ger- çek bir cehenneme dönecek gibi görünüyor... Anday'ındediğidoğru! 'gerçekinsan'dahagel- medi, 'Biz insanın ceddiyiz: Gelecek mutlu in- sanın"... Tek Güç Amerikan İşçi Sınıfı... Şimdi ABD emperyalizmi yeniden ve Irak'tan başlayarak tüm yerküreye yönelik bir savaşa girme hazırlık ve karannda. Bunu önlemenin tek gücü de Amerikan işçi sınıfıdır. Gerisi "lafügüzaf "tır. Vedİİ BİLGET Emekli Amiml sovyetler Birliği 'nin çöküşü, dünya tari- hinin en karmaşık döneminin kapısını aralamıştır. Yerkü- rede üzerinde toplumsal eko- nomik ve siyasal bunalımın içine girmeyen bir tek bölge bi- lekalmamıştır. Anamalcüığın, bu krizlere çözüm getirecek ve toplumlan daha ileriye gö- türecek yeteneğinin olmadığı dünya ölçeğinde gözler önüne seriİmiştir. Buna tepki olarak birçok ül- kenin siyasal zeminde kökten- dincilik -özellikle Islam ülke- lerinde- yeniden dirilmiştir. Bu, -Türkiye dahil- tüm îslam ülkelerinde neredeyse köklü bir siyasal eğilim durumu al- rruştır. Ne ki, köktendinci psi- koloji ve kültürun üreme ala- nını oluşturan sosyoekonomik temelin sorumlusu, son otuz yıllık süreçteki anamalcı geliş- menin özel biçimidir. Bu toplumJann hemen hep- sinde parasal sermaye egemen- liği, Amerikan emperyalizmi ile bağdaşıklıktan çok boyun- duruk ilişkisini kabullenmiş- tir. Yeni liberal bakışımlann sonucunda ise, yabarul (vahşi) ve acımasız koşullann yarat- tığı çelişkiler olağanüstü pat- lamalan gündemlemiştir. Bir yandan dinsel, etnik, cemaat- sal, kastsal, dilsel, ulusal ve birçok gerici önyargı öne çıkar- ken öte yandan da sürekli eko- nomik bunalımlar ve ardından gelen sömürü, yoksulluğu da- ha da yoğunlaştırmıştır. Yö- netiminde şeriat esası güdü- len ülkelerde bile kitlesel suç salgınlan oluşmuştur. Sol hareketlerin neredeyse olmadığı, devrimci seçeneğin oluşmadığı bu ortamda, kent orta sınıflan da derin bir gü- vensizlik ve yabancılaşma içi- ne düşmüşlerdir. Bu öylesine bir korku yaratmıştır ki, din- darlıktan ve dinden medet uman kitlesel nicelik hızla yo- ğalmıştır. Giderek daha da yok- sullaşan küçük kentsoylular, itaatkârlaşmışlardır, yaratıcı emek de niteliğini hepten yi- tirmiştir. Gelişmek ve ileriye gitmek için kendilerine çok az olanak sunan bu yapının içindeki gençler de derin bir buhrana düşmüşler ve teokratik dev- letlerin müfredatında öğreti- len Islam ihtişamına vb. daya- nan uyduruk bir tarih nostal- jisine gömülmüşlerdir. Kriz- lere ve gemi azıya almış çürü- meye tepki olarak, toplumlar- da daha fazla suç, faşizm, lüm- penleşme, şiddet ve cinayet gelişmiştir. Önce Berlin Duvan'nın yı- kılması ve ardından Sovyet- ler'in çöküşü ile birlikte em- peryalizmin ideologlan önle- rinde yepyeni ve çelişkisiz bir süreç açıldığım varsaymışlar, küresel uyuma dayalı bu süre- ci, ABD Başkanı baba Bush "Yeni dünya dûzeni" olarak ilan etmiştir. "Yeni dünya düzeni" söyle- minin ardında, Sovyetler'in çökmesiyle birlikte bozulan dengelerin yerine emperyalist merkezlerin yeni dengeler oluş- turma çatışmasının yattığı -bi- lerek ya da bilmeyerek- atla- nılmıştır. Oysa dengelerin ye- niden değişmesi ancak savaş- la olasıdır. Bunun ilk işareti 11 Eylül 2001 'de verilmiştir. Ardından ABD anti-balistik fuze anlaşmasından çekilmiş- tir. Ortadoğu ve başta Irak, Washington'un hedefine otur- tulmuşfur. Bu da ABD ve Av- rupa arasında ciddi bir hege- monya boğuşmasmın perde- sini aralamıştır. İşçi sınıfi... Günümüz toplum yapısı dün- den farkh değildir. Bu yapı, tamamen geniş emekçi kitle- lerin nürusunun ufak bir azın- lığı; yani sermaye sınıfı tara- findan sömürülmesi esası üze- rine kurulmuştur. Bütün yaşamlan boyunca sermaye hesabına çalışan işçi- lere sadece yaşamaya yetecek oranda geçim olanağı tanın- dığından, bu toplum ne "bil- gi", ne "teknoloji", ne de "21. yüzyıl" toplumudur. Sadece ve sadece -yüzlerce yıldır de- ğişmeyen- bir ücretli köle top- lumudur. Bugün Türkiye, "Yeni dün- ya düzeni"nin dayattığı em- per>alistierarası küresel hege- moırya savaşının ilk ate$i olan ABD'nin Irak'a saldırısına "müttefik" kıiınıyor. Tam da yazunızm üçüncü paragrafin- daki bir toplumsal ortamda ve dinsel söylemi öne alan bir si- yasal partinin pariamentoda saltçoğunlukla hükümetoldu- ğu koşulda... Herkes soruyor, Amerika'nın Irak'a saldırısı ve Ortadoğu'dan başlayarak dünyayı yeniden düzenleme girişüni nasıl önle- nebilir? "Savaşa hayır" gös- terileriyle, AB ya da BM giri- şimleriyle mi? "Meşruiyet" arayışlanyla mı? Hayır. Vietnam'ı anımsayalım hele. Vietnam'da banşın gerçekleş- mesini sağtayanlar ne protes- tocu öğrenciler ne de aydınlar- dı. Vietnam ordusunun askeri başarılan da değildi. Savaşa son veren, herkesten çok, üni- forma giymiş ya da giymemiş durumdaki Amerikan işçi sı- nıfiydL Sendikalar savaşın iler- lediği günlerde bir Emek Ey- lemi îttifakını başlattı. Ittifak, savaşın derhal sona erdirilme- si talebini destekledi. Her ge- çen gün daha fazla sendika sa- vaş karşıtı bir duruş benimse- di. 1972'de seçimlerde, tüm sen- dikacı işçi hane halkının yan- sı, Vietnam'dan derhal geri çe- kilmeyi savunan demokrat aday George McGovern'a oy verdi. Bu arada gayri resmi grevler de dahil pek çok grev gerçekleşti. Amerikan işçi sı- nıfı, inanmadığı, bedelini öde- mek zorunda kaldığı ve sade- ce egemenlere hizmet eden bir dava ugruna oğullannın öldü- ğünü görmek istemediğine bir kez karar verdiğinde, askeri birlikleri eve getirtecek güce sahip oldu. Bugün de durum dünden farksızdır. İşçi sınıfı ödemeyi redderse, savaşı finanse etmek olanaksızdrr. işçi sınıfı savaş- mayı reddederse savaşı sür- dürmek olanaksızdır. 1975'te, 28 yıllık savaştan sonra emper- yalizm Vietnam'dan tamamen ahldı. Şimdi ABD emperyaliz- mi yeniden ve Irak'tan başla- yarak tüm yerküreye yönelik bir savaşa girme hazırlık ve karannda. Bunu önlemenin tek gücü de Amerikan işçi sınıfıdır. Ge- risi "lafügüzar'tır. Şimdi Tam Zamanı... c E R K İ N Emekli öğretmen umhurbaşkanı- daydı. HikmetÇerçel'ler, mız, Saym Ah- Hatice ve Hüseyin met Necdet Se- Özalp'lar, Kâşif Bey'ler ve dahaniceleri.. Bizi ne güzel yetiştirmişler. Bu yaşta hepsini yüreğim tit- reyerek anıyorum. Yurtsever ve özverili öğretmenlerimiz, ruhla- n şad olsun. Saygıdeğer Cumhuri- yet öğretmeni Semra Se- zer sizi de sevgiyle se- lamlıyor ve kutluyorum. zer, Sizınle aynı ülkede, ay- nı ilde doğmuş olmak- tan onur ve gurur duyu- yorum. Afyon'da 1940 'h yıllarda Cumhuriyet Öko- kulu'nda okudum. Çok değerli Cumhuriyet öğ- retmeni Mehmet Sezer, babanız, aynı yıllarda öğ- renmenlerimiz arasın- Milyonlarca insanımız arkanızda, sizi izliyor ve destekliyor. Sizinle be- raber laik Türkiye Cum- huriyeti'nin sonsuza ka- dar güçlenerek yaşama- sı için, uğraş verenlerin başanlı olmasını diliyo- rum. Birbirimize omuz vermenin gerektiğini bi- liyor ve inanıyorum. Tabii ki sadece bilmek, inanmak ve aydın olmak yetmiyor. Tekrar tekrar okuyup, araştınp çevre- mizi aydınlarmamız ge- rekiyor. Sevgili genç öğretmen- lerim, bilimle, akılla iler- leyen, aydınlık yüzlü gençlerimiz, okuyup ya- zabilen bütün yurtsever- ler, görev hepimize dü- şüyor. Din tüccarlan amaçla- nna ulaşmak için elle- rinden geleni yaptılar, yapacaklar... Amaçlannı biliyoruz. Geçici aldat- maca gösterilerine inan- DENİZ KUVVETLERİ ESKİ KOMUTANI (E) ORAMİRAL SALIM DERVIŞOGLU NTVSAVÜNMA DANIŞMANI (E) HAVA KORGENERAL ORHAN KOSE NTV SAVUNAHA DANIŞMANI (E) KARA TÜMGENERAL RIZÂ KUÇUKOGLU NTV SAVUNMA DANIŞMANI TÜRKİYE'NİN HABER KANALI www.ntvmsnbc.com mıyoruz. Cumhuriyetimizin ku- rulduğu günlerden beri, karşı devrim hareketleri hiç durmadı, durmaya- cak da... Kızmak, öfkelenmek sorunlan çözmüyor. Her zaman kıs kıs gülerek sı- ntarak -inadına- yollan- na devam edecekler. Cumhuriyetimiz ve Atatürk devrimleri kök saldı. Ulusumuzu ayduı- lanma yolunda hiçbir kuvvet durduramaz. Biz daha ölmedik. Ar- kamızdan pınl pınl aydın kafalı gençlerimiz geli- yor. Laik Türkiye Cumhu- riyeti'ni, çağdaşlığı, bi- limi savunabilmemiz için önce bilgi hazinemizi ge- nişletmeliyiz. "Atatürkçü" değil, Mustafa Kemal Atatürk gibi olmahyız. O büyük insan ömrünü, sağlığını bu ülke için harcamış. Hep okumuş, her koşul- da okumuş. Son yıllarda yayrmla- nan kitaplan okudukça, yeni yeni bilgilere ulaş- tıkça, şu bılgilerimle tek- rar öğretmenlik yapabil- seydim diyorum. Duyunçlanmızın (vic- danlanmızın) rahat ol- masını istiyorsak... Bu güzel ülkemizde karan- lıklara yol vermeyeceğiz diyorsak... Sadece "Tür- kr>elaiktir, laik kalacak- ür" diye bağırmak yet- miyor. Karanlık düşüncelerin karşısına, bilgimizle güç- lenmiş, sağlam düşünce- Ierle çıkmalıyız. Çevremizle, komşu- muzla, dostlanmızla bil- gilerimizi paylaşahm. Paslanmış beyinleri, yasaklarla uyandırama- yız. Bizler, Cumhunyet ku- şaklan, yurt ve insan sev- gisiyle doluyuz. Güçlüyüz, haklıyız. Eksiğimiz bir araya ge- lememek... Dünyada sa- vaş riizgârlan eserken, bir araya gelmenin, ulu- sallığı yaşamanın şimdi tam zamanı... PENCERE Çanakkale Savaşı'ndan Irak Savaşı'na... Çanakkale Sa\aş'an'nı bu yıl gözyaşlan döke- rek andık; günürruzde çok itilip kakılıyoruz, horla- nıp aşağılanıyoru:. yabancı askerlertopraklanmız- da fink atıyoriar; aiz de "maz/"deki "zafer"lerden medet umuyoru2 Geçmiş yıllardab u köşede Çanakkale Savaşla- n'na ilişkin epey yazı çıkmıştı; kısaca anımsamak- ta yarariı dersler olabilir. Ingilizler başlargıçta Çanakkale Boğazı'na ne- den dayanmışlaröı?-- Marmara'ya çıkıp Istanbul'u ele geçireceklerdı. 1914'ten 1916'ya dek sürdü savaşlar; sonradan işin rengi değişti; düşman ba- şan kazansaydı, Çariık Rusyası kurtulurdu, Bolşe- vik Ihtilali engellefirdi. Çanakkale Savaşlan önce denizden başladı; Bo- ğaz mayınla donatılmıştt; topçu ateşi altında iler- lemeye çalışan Ingiliz savaş gemileri ağır kayıplar verdiler ve çekildiler. Sonra kara savaşlan başladı; çıkarma yapan In- gilizlerin karşısına bu kez Mustafa Kemal çıktı; ta- rihin yıldızı parfıyordu. Yenilgiye uğrayan düşman, 1917 Devrimi'nin önünü tıkayamadı; Çanakkale'de Ingilizin karşısı- na çıkan Mustafa Kemal, Milli KurtuluşSavaşı'nda sırtını -Kafkasya'da- Bolşeviklere dayamak olana- ğını buldu... Tarihin seyri değişti. • Irak Savaşı'na girdik giriyoruz. Bir savaşa başlayanlann amaçlan ne olursa ol- sun, Tarih Baba'nm onlara neler hazırladığını ön- görmek kolay değildir; bu açıdan medyamızda ba- nş ve savaş üzerine gazeteciler arasında sürege- len tartışmaJarın hiçbir kıymet-i harbiyesi yok... Dün gazeteden çıkarken bir yazar arkadaşıma kapıda rastladım, ayaküstü dedi ki: "- Küreselleşme felaket bir şeymiş..." Düşündüm.. Nereden nereye gelmiştik?.. 1991 'de Sovyetler yıkılınca körüklenen umutlan yel üfürüp su götür- müştü, aldanış uzun sürmedi... Peki, biz ne yapacaktık?.. 150 milyar dolar ulusal geliri olan Türkiye'nin bu yıl ödeyeceği borç toplamının 93 milyar dolara eriştiğini gazeteler yazdılar. Bu duruma düşmüş bir ülkede ahtapotun kolla- n arasına düşmüş yönetimler neye karar verebilir- ler?.. Çiçeği burnunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son birkaç gün içindeki konuşmalann- dan iki deyiş zavallı ufkumuzun enini boyunu gös- teriyor... Birincisi: "- Sürpriz kaynaklanmız var.." Ikincisi: "- Türkiye süpermarket olacak.." Üzülmemek elde değil. • "Tarihin seyri değişiyor..." Irak Savaşı temelde ne Saddam savaşı, ne de bölgesel savaş... Dünya savaşı!.. ABD Başkanı Bush, dünyanın itici gücü petrolü avcuna almak amacıyla Müslüman coğrafyasına el koyuyor; Birleşmiş Milletler düzenine karşı çıkı- yor; uluslararası hukuk ve meşruluk gibi kurallan çiğneyerek küreselleşmeye yeni bir anlam kazan- dınyor, Türkiye'yi de yedeğine alıyor... Tepeden tımağa borçlu ve kendisine güvensiz Türk, bugün Osmanlı'dan beter... Gerçek bu!.. Gerçek bu iken kendi kendimizi aldatmanın hiç- bir yaran yok!.. ANNEM BATIYA GİDİN DEDİ! Nilgün Cerrahoğlu "Mesela altı kişi, birisi Istanbul'dan gelmiş, anlatıyor: "Bir köprü var, akliniz durur." Tarif ediyor çocuk: "Burdan oraya, duşunebiliyor musunuz? Suyun uzerirde duruyor" dıyor. Televizyon yok o zaman. Var da bizim mahallede yok. Bizimki garip mahalle. istanbul'dan gelen arkadaş, "Mis" sokağını anlatıyor sonra: "Butun Diyarbakırlılarorda" diye. Caddeleriantatıyor. camekanları, artistleri anlatıyor. Birisi diyor ki, "Yllmaz Güney'i gördüm. Çok büyük. Baba adam"... Ben onaltı-onyedi yaşında ayrıldım Diyarbakır'dan. Annem batıya gitmemiZİ İStİyordu. ûnce Mersın'e, sonra istanbul'a gittim. 0 sırada muzik işlerinin peşine duşmuştüm. Gozum başka şey görmüyordu." Mahsun Kırmızıgül YAY1NEV! "Islık çalar" SEYRANTEPE MAH. IBRAHIM KARAOĞLANOĞLU CD. YAYINCILAR SK No: 10/A Kat. 2 80660 t Levent / İSTANBUL TEL 10 212) 230 95 85- 280 94 18 FAKS- 280 93 40 o™,3eptH ma n« tr Bakırköy Kitap Günleri Sönmez Targan, Fazilet Çulha, Mine Ergen, Hüseyin Kıvanç Yer : Bakırkc/ Belediyesi Kültür Merkezt Tarih : 21 Mart 2003 Cuma günü Saat : 15.00-18.00 Birıcik bebeğimiz TARIK BARAN'm doğumunu tüm dostlarımıza duyurur; Annesi Esrr.a'ya, Doktoru Hüsnü Görgen'eve Zafer Güçlücan'a teşekkür ederiz. Hüseyin Taşar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle