27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2003 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Tarihin Sünekli Yüpüyüşü Önünde... 'Observateur' dergisinde Jacques Julliard ya- zıyor: "ABD gibi, kitle imha silahiarının dünyadaki en büyük stokuna sahip bir ülke, böyle silahlara sa- hip olmak isteyen başka bir ülkeyi, Irak'ı nasıl ya- saklayabilir?" Aylardır, belki de yıllardır dünyanın gözü önün- de bir komedi oynanıyor! Her şeyi parayla satın al- mayı bilen, olmazsa, işi silahla çözmeye kalkan bir anlayış, bir uygulama... Kimi zaman korkutarak, kimi zaman sindirerek, kimi zaman içten yıkarak, iktidarlan kendi halkla- nnın eliyle devirterek sürdürülen bir egemenlik po- litikası... Colin Povvell şimdi itiraf ediyor: "Şili'de Pinochet darbesine katkımız bizim için hiç de övünülecek bir şey olmamıştır." Daha ne kadar çok örnek var! Panama'da No- riega diye bir diktatör yarat, sonra parayla besle- diğın bu adam, biraz sana kafa tutunca yakalatıp hapse at!.. Afganistan'da Bin Ladin'i alahlandır, son- ra en büyük düşman ilan et!.. Vietnam'da komü- nizmi önleyeceğim diye yıllarca yoksul bir halka en ağır silahlarla ölüm yağdır! Nerde, gerçek bir de- mokrasi eylemi başlamışsa, halktan yana bir ikti- dar işbaşına gelmişse, askerlerinle, gemilerinle ge- reken baskılan yap! Her yerde 'kendi' adamlannı işbaşına getir! Fransız filozofu Ernest Lavisse'in daha 1890'da söylediği bir söz var: "Her güç, bir gün gücünû yitirir. Tarihin sürekli yürüyüşü kimsenin tekelinde değildir. Bu gücü Av- rupa, üç bin yıl önce Asya 'dan aldı... Ama bu gü- cü sonsuza kadar elinde tutup tutamayacağı bili- nemez." Avrupa devletlerinin tüm dünyayı etkileyen gü- cü, yani Avrupa'nın dünyadaki egemenliği, bugün nasıl yok olmuşsa; nasıl günümüzde Amerika Bir- leşik Devletleri elindeki sılah, para gücüyie bir dün- ya imparatorluğu kurmak peşindeyse; yarının ne getireceği bilinmez! Baytekin'lergibi düşsel romanlar, filmler vardı. Ta çocukluğumuzda koşullandınldık bunlara! Masal gi- bi gelırdi o günlerde: Bir gün, dünyamız üçe bölü- necekti. Birleşmiş Milletler dünya uluslannı kendi bünyesinde toplayamaz bir duruma düşecekti. 0 zaman üç büyük imparatortuk oluşacaktı. Biri Ame- rika Birieşık Devleti; biri Avrupa Birieşik Devleti, bi- ri de Asya Birleşik Devleti... Sonra bu üç dev an- laşamayacaktı; bir dünya savaşı, bir kıtalar savaşı çıkacaktı. Daha daha sonra da belki bir uzay sa- vaşı... Gidiş oraya doğru mu? Bugün ABD ve ortakla- n bir yanda, Fransa ile Almanya ve ortaklan öte yan- da... BirdeÇin var, Hintvar, Japon var, onlann oluş- turabileceği ayrı bir güç birliği var... 2050 yılında bu tür durumlara belki de hiç yer kal- mayacak. Yeryüzü her yıl biraz daha ısınıyor, elli yıl sonra sıcaklık beş derece daha artacak. Bu ısın- ma sonucu denizler, dağlar, ovalar, kentler, kasır- galar, depremler, hastalıklar, seller vb. doğal afet- lerle baş başa kalacak... O zaman dünyaya, ister Amerika, ister Çin, ister Japon, ister Alman, Fran- sız egemen olsa, ne çıkar? Bir tek dünyada yaşıyoruz. Sayısız gezegenler için- de bir nokta... Ama içindeki insancıklaroldum brt- tim, birbirinı yemekte, ezmekte, sömürmekte!.. Binlerceyıldırsağduyuyu, akıl yolunu birtürtü bu- lamayan insanlık, kendi eliyle kendi mezannı kaz- makta!.. "Bende daha çok silah var seni ezerim, bende para var, seni sömürûrüm". 21. yüzyıl ger- çek bir cehenneme dönecek gibi görünüyor... Anday'ın dediği doğru! 'gerçekinsan' daha gel- medi, 'Biz insanın ceddiyiz: Gelecek mutlu in- sanın"... Tek Güç Amerikan İşçi Sınıfı... Şimdi ABD emperyalizmi yeniden ve Irak'tan başlayarak tüm yerküreye yönelik bir savaşa girme hazırlık ve kararında. Bunu önlemenin tek gücü de Amerikan işçi sınıfıdır. Gerisi "lafügüzaf "tır. Vedİİ BİLGET Emekli Amiml S ovyetler Birliği'nin çöküşü. dünya tari- hinin en karmaşık döneminin kapısını aralamıştır. Yerkü- rede üzerinde toplumsal eko- nomik ve siyasal bunahmın içine girmeyen birtek bölge bi- le kalmamıştır. Ajıamalcılığın, bu krizlere çözüm getirecek ve toplumlan daha ileriye gö- türecek yeteneğinın olmadığı dünya ölçeğinde gözler önüne serilmıştir. Buna tepki olarak birçok ül- kenin siyasal zeminde kökten- dincılik -özellikle tslam ülke- lerinde- yeniden dirilmiştir. Bu, -Türkiye dahil- tüm tslam ülkelerinde neredeyse köklü bir siyasal eğilim durumu al- mıştır. Ne kı, köktendinci psi- kolojı ve kültürün üreme ala- nını oluşturan sosyoekonomik temelin sorumlusu, son otuz yıllık süreçteki anamalcı gelış- menin özel biçimidir. Bu toplumlann hemen hep- sinde parasal sermaye egemen- liği, Amerikan emperyalizmi ile bağdaşıklıktan çok boyun- duruk ilişkisıni kabullenmiş- tir. Yeni liberal bakışımların sonucunda ise, yabanıl (vahşi) ve acımasız koşullann yarat- tığı çelişkiler olağanüstü pat- lamalan gündemlemiştir. Bir yandan dinsel, etnik, cemaat- sal, kastsal, dilsel, ulusal ve birçok gerici önyargı öne çıkar- ken öte yandan da sürekli eko- nomik bunalımlar ve ardından gelen sömürü. yoksulluğu da- ha da yoğunlaştırmıştır. Yö- netiminde şeriat esası güdü- len ülkelerde bile kitlesel suç salgınlan oluşmuşrur. Sol hareketlerin neredeyse olmadığı, devrimci seçeneğin oluşmadığı bu ortamda, kent orta sınıflan da derin bir gü- vensizlik ve yabancılaşma içi- ne düşmüşlerdir. Bu öylesine bir korku yaratmıştır ki, din- darlıktan ve dinden medet uman kitlesel nicelik hızla yo- ğalmıştır. Giderek daha da yok- sullaşan küçük kentsoylular, itaatkârlaşmışlardır, yaratıcı emek de niteliğini hepten yi- tirmiştir. Gelişmek ve ileriye gitmek için kendilerine çok az olanak sunan bu yapının içindeki gençler de derin bir buhrana düşmüşler ve teokratik dev- letlerin müfredatında öğreti- len îslam ihtişamına vb. daya- nan uyduruk bir tarih nostal- jisine gömülmüşlerdir. Kriz- lere ve gemi azıya almış çürû- meye tepki olarak, toplumlar- da daha fazla suç, faşizm, lüm- penleşme, şiddet ve cinayet gelişmiştir. Önce Berlin Duvan'nın yı- kılması ve ardından Sovyet- ler' in çöküşü ile birlikte em- peryalizmin ideologlan önle- rinde yepyeni ve çelişkisiz bir süreç açıldığını varsaymışlar, küresel uyuma dayalı bu süre- ci, ABD Başkanı baba Bush "Yeni dünya düzeni" olarak ilan etmiştir. "Yeni dünya düzeni" söyle- minin ardında, Sovyetler'in çökmesiyle birlikte bozulan dengelerin yerine emperyalist merkezlerin yeni dengeler oluş- turma çatışmasının yattığı -bi- lerek ya da bilmeyerek- atla- nılmıştır. Oysa dengelerin ye- niden değişmesı ancak savaş- la olasıdır. Bunun ilk işareti 11 Eylül 2001'de verilmiştir. Ardından ABD anti-balistik fîize anlaşmasından çekilmiş- tir. Ortadoğu ve başta Irak, Washıngton'un hedefine otur- tulmuştur. Bu da ABD ve Av- rupa arasmda ciddi bir hege- monya boğuşmasırun perde- sinı aralamıştır. işçi sınıfi... Günûmüz toplumyapısı dün- den farkh değildir. Bu yapı, tamamen geniş emekçi kitle- lerin nüfusunun ufak bir azın- hğı; yani sermaye sınıfı tara- findan sömürülmesi esası üze- rine kurulmuştur. Bütün yaşamlan boyunca sermaye hesabına çalışan işçi- lere sadece yaşamaya yetecek oranda geçim olanağı tanın- dığından, bu toplum ne "bil- gT, ne "teknoloji", ne de "21. yüzyıl" toplumudur. Sadece ve sadece -yüzlerce yıldır de- ğişmeyen- bir ücretli köle top- lumudur. Bugün Türkiye, "Yeni dün- ya düzeni "nin dayattığı em- peryalistlerarası küresel hege- monva savaşınuı ilk ateşi olan ABD'nin Irak'a saldırısına "müttefik" kıhnıyor. Tam da yazınıızjn üçüncü paragrafin- daki bir toplumsal ortamdave dinsel söylemi öne alan bir si- yasal partinin paıiamentoda sah çoğunlukla hükümet oldu- ğu koşulda... Herkes soruyor, Amerika'nın Irak'a saldınsı ve Ortadoğu'dan başlayarak dünyayı yeniden düzenleme girişimi nasıl önle- nebilir? "Savaşa hayır" gös- terileriyle, AB ya da BM giri- şimleriyle mi? "Meşruiyet" arayışlanyla mı? Hayır. Yîernam'ı ammsayaJım hele. Vietnam'da banşm gerçekleş- mesini sağlayanlar ne protes- tocu öğrencUerne deaydınlar- dı. Mernam ordusunun askeri başanlan da değildi. Savaşa son veren, herkesten çok, üni- forma giymiş ya da giyınemiş durumdaki Amerikan işçi sı- mfiydL Sendikalar savaşın iler- lediği günlerde bir Emek Ey- lemi îttifakını başlattı. Ittifak, savaşın derhal sona erdirilme- si talebini destekledi. Her ge- çen gün daha fazla sendika sa- vaş karşıtı bir duruş benimse- di. 1972'de seçimlerde, tüm sen- dikacı işçi hane halkının yan- sı, Vietnam'dan derhal geri çe- kilmeyi savunan demokrat aday George McGovern'a oy verdi. Bu arada gayri resmi grevler de dahil pek çok grev gerçekleşti. Amerikan işçi sı- nıfı, inanmadığı, bedelini öde- mek zorunda kaldığı ve sade- ce egemenlere hizmet eden bir dava uğruna oğullannın öldü- ğünü görmek istemediğine bir kez karar verdiğinde, askeri birlikleri eve getirtecek güce sahip oldu. Bugün de durum dünden farksızdır. tşçi sınıfı ödemeyi redderse, savaşı finanse etmek olanaksızdır. işçi sınıfı savaş- mayı reddederse savaşı sür- dürmek olanaksızdır. 1975'te, 28 yıllık savaştan sonra emper- yalizm Vietnam'dan tamamen atıldı. Şimdi ABD emperyaliz- mi yeniden ve Irak'tan başla- yarak tüm yerküreye yönelik bir savaşa girme hazırlık ve karannda. Bunu önlemenin tek gücü de Amerikan işçi sınıfıdır. Ge- risi "lafügüzaF'tır. Şimdi Tam Zamanı... Nermİn ERKİN Emekli öğretmen C umhurbaşkanı- daydı. HDanetÇerçel'ler, mız, Sayın Ah- Hatice ve Hüseyinmız, Sayın Ah- met Necdet Se- zer, Sizinle aynı ülkede, ay- nı ilde doğmuş olmak- tan onur ve gurur duyu- yorum. Afyon'da 1940'lı yıllarda Cumhuriyet îlko- kulu'nda okudum. Çok değerli Cumhuriyet öğ- retmeni Mehmet Sezer, babanız, aynı yıllarda öğ- renmenlerimiz arasın- Hatice ve Özalp'Iar, Kâşif Bey ; ler ve daha niceleri.. Bizi ne güzel yetiştirmişler. Bu yaşta hepsini yüreğim tit- reyerek anıyorum. Yurtsever ve özverili öğretmenlerimiz, ruhla- n şad olsun. Saygıdeğer Cumhuri- yet öğretmeni Semra Se- zer sizi de sevgiyle se- lamlıyor ve kutluyorum. Milyonlarca insanımız arkanızda, sizi izliyor ve destekliyor. Sizinle be- raber laik Türkiye Cum- huriyeti'nin sonsuza ka- dar güçlenerek yaşama- sı için, uğraş verenlerin başanlı olmasını diliyo- nım. Birbirimize omuz vermenin gerektiğini bi- liyor ve inanıyorum. Tabii ki sadece bilmek, inanmak ve aydın olmak yetmiyor. Tekrar tekrar okuyup, araştınp çevre- mizi aydınlatmamız ge- rekiyor. Sevgili genç öğretmen- lerim, bilimle, akılla iler- leyen, aydınlık yüzlü gençlerimiz, okuyup ya- zabilen bütün yurtsever- ler, görev hepimize dü- şüyor. Din tüccarlan amaçla- nna ulaşmak için elle- rinden geleni yaptılar, yapacaklar... Amaçlannı biliyoruz. Geçici aldat- maca gösterilerine inan- DENİZ KUVVETLERİ ESKİ KOMUTANI (E) ORAMİRAL SALIM DERVIŞOGLU NTV SAVUNMA DANIŞMANI (E) HAVAKORGENERALORHAN KOSE NTV SAVUNMA DANIŞMANI (E) KARA TÜMGENERAL RIZA KUÇUKOGLU NTV SAVUNMA DANIŞMANI TÜRKİYE'NİN HABER KANALI www.ntvmsnbc.com mıyoruz. Cumhuriyetimizin ku- rulduğu günlerden beri, karşı devrim hareketleri hiç durmadı, durmaya- cakda... Kızmak, öfkelenmek sorunlan çözmüyor. Her zaman kıs kıs gülerek sı- ntarak -inadına- yollan- na devam edecekler. Cumhuriyetimiz ve Atatürk devrimleri kök saldı. Ulusumuzu aydın- lanma yolunda hiçbir kuvvet durduramaz. Biz daha ölmedik. Ar- kamızdan pınl pınl aydın kafalı gençlerimiz geli- yor. Laik Türkiye Cumhu- riyeti'ni, çağdaşlığı, bi- limi savunabilmemiz için önce bilgi hazinemizi ge- nişletmeliyiz. "Atatürkçü" değil, Mustafa Kemal Atatürk gibi olmalıyız. O büyük insan ömrünü, sağlığını bu ülke için harcamış. Hep okumuş, her koşul- da okumuş. Son yıllarda yayımla- nan kitaplan okudukça, yeni yeni bilgilere ulaş- tıkça, şu bilgilerimle tek- rar öğretmenlik yapabil- seydim diyorum. Duyunçlanmızın (vic- danlanmızın) rahat ol- masını istiyorsak... Bu güzel ülkemizde karan- lıklara yol vermeyeceğiz diyorsak... Sadece "Tür- Idyelaiktir,laikkalacak- ür" diye bağırmak yet- miyor. Karanlık düşüncelerin karşısına, bilgimizle güç- lenmiş, sağlam düşünce- lerle çıkmahyız. Çevremizle, komşu- muzla. dostlanmızla bil- gilerimizi paylaşalım. Paslanmış beyinleri, yasaklarla uyandırama- yız. Bizler, Cumhuriyet ku- şaklan. yurt ve insan sev- gisiyle doluyuz. Güçlüyüz, haklıyız. Eksiğimiz bir araya ge- lememek... Dünyada sa- vaş rüzgârlan eserken, bir araya gelmenin, ulu- sallığı yaşamanın şimdi tam zamanı... PENCERE Çanakkale Savaşı'ndan Irak Savaşı'na... Çanakkale Sa^Ş| a n 'n ı b u X'1 gözyaşlan döke- rek andık- günürüzde çok itilip kakılıyoruz, horla- nıp aşağılanıyorı-' yabancı askerlertopraklanmız- da fink atıyoriar;biz d e "mazi"dekt "zafer"\erden medet umuyoru*- Geçmiş yıllard3b u köşede Çanakkale Savaşla- n'na ilişkin epey vazı çıkmıştı; kısaca anımsamak- tayararlıderslerolabilir. Ingilizler başlangıÇta Çanakkale Boğazı'na ne- den dayanmışlard|? - Marmara'ya çıkıp Istanbul'u ele geçireceklerJİ- 1914'ten 1916'ya dek sürdü savaşlar; sonradan 'Şin r e n 9i değişti; düşman ba- şan kazansaydı, Çariık Rusyası kurtulurdu, Bolşe- vik Ihtilali engellenirdi. Çanakkale Savaşlan önce denizden başladı; Bo- ğaz mayınla dona*11 "1 ^11 ; topçu ateşi altında iler- lemeye çalışan Ingiüz savaş gemileri ağır kayıplar verdiler ve çekildiler. Sonra kara savaşları başladı; çıkarma yapan In- gilizlerin karşısına bu kez Mustafa Kemal çıktı; ta- rihin yıldızı parlıyordu. Yenilgiye uğraya n düşman, 1917 Devrimi'nin önünü tıkayamadı; Çanakkale'de Ingilizin karşısı- na çıkan Mustafa Kemal, Milli Kurtuluş Savaşı'nda sırtını -Kafkasya'da- Bolşeviklere dayamak olana- ğını buldu... Tarihin seyri '^i Irak Savaşı'na girdik giriyoruz. Bir savaşa başlayanlann amaçlan ne olursa ol- sun, Tarih Baba'nın onlara neler hazırladığını ön- görmek kolay değildir; bu açıdan medyamızda ba- nş ve savaş üzerine gazeteciler arasmda sürege- len tartışmalann hiçbir kıymet-i harbiyesi yok... Dün gazeteden çıkarken bir yazar arkadaşıma kapıda rastladım, ayaküstü dedi ki: "- Küreselleşme felaket bir şeymiş..." Düşündüm.. Nereden nereye gelmiştik?.. 1991 'de Sovyetler yıkılınca körüklenen umutlan yel üfürüp su götür- müştü, aldanış uzun sürmedi... Peki, biz ne yapacaktık?.. 150 milyar dolar ulusal geliri olan Türkiye'nin bu yıl ödeyeceği borç toplamının 93 milyar dolara eriştiğini gazeteler yazdılar. Bu duruma düşmüş bir ülkede ahtapotun kolla- n arasına düşmüş yönetimler neye karar verebilir- ler?.. Çiçeği burnunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son birkaç gün içindeki konuşmalann- dan iki deyiş zavallı ufkumuzun enini boyunu gös- teriyor... Birincisi: "- Sürpriz kaynaklarımız var.." Ikincisi: "- Türkiye süpermarket olacak.." Üzülmemek elde değil. • "Tarihin seyri değişiyor..." Irak Savaşı temelde ne Saddam savaşı, ne de bölgesel savaş... Dünya savaşı!.. ABD Başkanı Bush, dünyanın itici gücü petrolü avcuna almak amacıyla Müslüman coğrafyasına el koyuyor; Birieşmiş Milletler düzenine karşı çıkı- yor; uluslararası hukuk ve meşruluk gibi kurallan çiğneyerek küreselleşmeye yeni bir anlam kazan- dınyor, Türkiye'yi de yedeğine alıyor... Tepeden tırnağa borçlu ve kendisine güvensiz Türk, bugün Osmanlı'dan beter... Gerçek bu!.. Gerçek bu iken kendi kendimizi aldatmanın hiç- bir yaran yok!.. ANNEM BATIYA GİDİN DEDİ! Nilgün Cerrahoğlu "Mesela altı kişi, bırisi istanbul'dan gelmiş, anlatıyor: "Bir köprü var, akliniz durur." Tarif ediyor çocuk: "Burdan oraya, duşunebiliyor musunuz? Suyun üzerinde duruyor" diyor. Televizyon yok o zaman. Var da bizım mahallede yok. Bizımki garip mahalle. istanbul'dan gelen arkadaş, "Mis" sokağını anlatıyor sonra: "Butun Diyarbalmlılar orda" diye. Caddeleri anlatıyor, camekanları, artistleri anlatıyor. Birisi diyor kı, "Yılmaz Güney'i gördüm. Çok büyük. Baba adam"... Ben onaltı-onyedi yaşında ayrıldım Diyarbakır'dan. Annem batiya gitmemizi İStiyordu. Once Mersin'e, sonra istanbul'a gittim. 0 sırada muzik işlerinin peşine duşmuştüm. Gozüm başka şey gormüyordu." Mahsun Kırmızıgül YAYIN E VI '"Islık çalar" SEYRANTEPE MAH IBRAHIM KARAOĞLANOĞLU CD. YAYINCIIAR 5K No. 10/A Kat: 2 80660 4 L?vent ' ISTANBUL TEL (0 212) 280 95 85- 280 94 18 FAKS: 280 93 40 0™ aStmzma net tr Bakırköy Kitap Günleri İMZA GÜIMÜ Sönmez Targan, Fazilet çulha, Mine Ergen, Hüseyin Kıvanç Yer : Bakırköy Belediyesi Kültür Merkezi Tarih : 21 Mart 2003 Cuma günü Saat : 15.00-18.00 Biricik bebeğimiz TARIK BARAN'm doğumunu tüm dostlarımıza duyurur; Annesi Esma'ya, Doktoru Hüsnü Görgen'e ve Zafer Güçlücan'a teşekkür ederiz. Hüseyin Taşar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle