14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 MART 2003 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr 11 ABD Başkanı George Bush, önceki akşam yaptığı ulusa sesleniş konuşmasuıda Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ve oğullanna ülkelerini terk etmeleri için 48 saat süre verdi. Bush, ABD silahlı kuvvetlerinin "başkomutanT olarak verdiğı "Tesmi ühûnatomda" bu sürenin dolmasının ardından, ABD'nin, kendi seçeceği bir zamanda askeri operasyonu başlatacağını bildirdi. ABD Başkanı, Beyaz Saray'da yaphğı konuşmada, "Saddam ve oğullan, 48 saat içinde Irak'ı terk etmetL Bu sürenin dolmasmdan sonra, bizim seçeceğüniz bir anda askeri operasyon başlayabinr" dedi. ABD Başkanı'run çalışma makamı ve konutu Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre ültimatom süresi, Bush'un yerel saatle pazartesi akşamı yaptığı, 15 dakikahk ulusa sesleniş konuşmasının bittiğı 20: 15'ten itibaren başlıyor. Buna göre, ABD'nin Basra Körfezi bölgesine dev askeri yığınağıyla (230 bin asker) "savaşa gnişmemesi için", Irak liden Saddam ve oğullannın Irak'ı en geç perşembe Bağdat saatiyle şafaktan önce 04:15 'te terk etmesi gerekiyor. Bush, ültimatomun bitiş süresi sınınndan itibaren savaş düğmesine basılmasının kendi seçeneği olduğunu ilan etmiş bulunuyor. Jjush: Irak'ıterket tSaddam: Gitmiyorum T rak yönetimi, ABD A Başkanı George Bush'un "48 saat içinde sürgünegit" ültimatomunu reddetti ve Irak'm, ABD'nin müdahalesiyle karşılaşmaya hazır olduğunu açıkladı. Haftalık Bakanlar Kurulu toplantısına askeri üniformasıyla katılan Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Irak'ın savaştan zaferle çıkacağını söyledi. Irak'ın resmi El Şabab televizyonu, Devrim Komuta Konseyi ve Baas Partisi yöneticilerinin katıldığı toplantıda alınan kararla, Bush'un "Saddam Hüseyin ve ailesinin Irak'ı terk etmesi, yoksa savaş olacağı" ültimatomunun reddedildiğini duyurdu. "Irak'm istilacı saklırganlarla karşı karşıya gelmeye ve onlan geri püskürtmeye hazır olduğu" belirtilen resmi açıklamada "Irak'ın bir yabancının emirlerine uymayacağr vurgulandı ve, "Irak'm, Hderini Washington, Tel AvK' ya da Londra'nın karanna göre değil, büyük Irak halkmnı arzusuyla seçtiği'' ifade edildi. Aynca, tüm Irak'ta Saddam Hüseyin'e destek için kitlesel gösterilerin düzenleneceği duyurularak, "Amerikan, İngüiz ve Siyonist saldırganlara karşı mücadele devam edecektir" denildi. ABD Başkanı'nın Saddam Hüseyin'e ültimatom verdiği konuşma sert tepkilere neden oldu Dünya diplomasideısrarlıDış Haberler Servisi - ABD Baş- kanı George Bush'un Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ve oğul- lanna ülkeyı terk etmeleri için 48 saat süre tanırken, savaşı erteleme- ye çalışan Fransa, Almanya ve Rus- ya'nın yanısıra başka birdizi ülke de sert tepki gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın ofisinden yapılan açıkla- mada, BM Güvenlik Konseyi'nin, böyle bir ültimatoma karşı olduğu be- lırtildi ve BM'nin mantığı dışına çıkmanın ve adaletten çok güce ön- celık vermenın ağır bir sorumluluk getırdiği kaydedildi. Chirac, şu an- da Irak'a karşı bir savaşın haklı ge- rekçesi bulunmadığını vurguladı. Fransa Hükümet Sözcüsü Jean- François Cope da, Irak'a karşı olası RKANDAYIZ' Bush'un takipçfleri Dış Haberler Servisi - Irak'a karşı İngıltere ve Ispanya ile tek yanlı savaş karan alan ABD'nin bu tutumu, bütün dünyada eleştirilere hedef olurken VVashington'ın Irak'a saldın politikasuıa destek de geliyor. Danimarka'da liberal Başbakan Anders Fogh Rasmussen, ABD Başkanı George Bush'un önceki akşam yaptığı konuşmanın ardından, "Uluslararası toplum, Saddam Hüseyin'in 12 yıldır kitle imha silahlanndan vazgeçmesini istedi. ancak o, bu anlamda işbirliği yapmadı. Uluslararası toplumun otoritesiyle alay etmek kabul edilemezdir" dedi ve ABD'ye tam destek verdi. Başından beri Bush'un yanında olan Japonya Başbakanı Juniçiro Koizumi de "ABD poutikasını desteklediğûii" kaydetti. Polonya ile Avustralya, ABD'nin Irak'a olası savaşına yardım edeceklerini açıkladılar. Polonya Cumhurbaşkanı Âleksandr Kwasnievski, ülkesinin kimyasal silahlara karşı donatılı 200 kişilik birlikle 19 Mart-15 Eylül arası Irak bölgesinde görev yapabileceğini bildirdi. Daha önceden ABD'nin Irak politikası yanında saf tutan Avustralya Başbakanı John Howard da. "olası savaşta" ABD'nin yanında olacaklannı bir kez daha bildirdi. Hollanda hükümeti, ABD'nin Irak'a karşı, BM Gü\enlik Konseyi karan ohnaksızın başlatacağı savaşa siyasi destek vereceğini açıkladı. Askeri yardımsa şu an söz konusu değil. Italya, Irak operasyonunda asker göndermeyeceğini, ancak ABD'ye lojıstik destek sağlayacağını açıkladı. Bu arada Bush, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'ye teşekkür mektubu gönderdi. • Başta Fransa, Almanya ve Rusya olmak üzere pek çok ülke savaşın haklı gerekçesi olmadığını düşünüyor. Arap Birliği ültimatomu reddederken, Vatikan "Savaşa karar veren, Tann'nın önünde sorumludur" dedi. asken operasyona Fransız ordusunun katılmayacağını söyledi. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, Saddam Hüseyin'den kay- naklanan tehdidin savaşı haklı gös- teremeyeceğini belirtti ve silahsız- lanma sürecinın durdurulması için hiçbir neden bulunmadığını kaydet- ti. Schröder. "Dünya bir savaşın eşi- ğinde bulunuyor. Irak diktatörün- den kaynaklanan tehdit binlerce ma- sum çocuk, kadın ve erkeğin öleceği olası savaşı haklı gösterir mi? Buna cevabım kesinlikle hayır" dedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Aleksandn*Yakovenko, Irak sorunun- da dıplomasının son sözü söylemedi- ğini belirterek, Moskova'nın diploma- tik çözüme inandığını belirtti. Dışiş- leri Bakanı Igor tvanov da, ABD'nin tek yanlı saldınsının teröre karşı oluş- turlan koalisyonun parçalanmasına yol açacağına dikkat çekti. Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ve Rusya Devlet Başkanı VTadimir Pu- tin ile telefon görüşmeleri yapan Çin'in yeni Devlet Başkanı Hu Jin- tao da, "banş kapılannın kapanma- ması gerektigmi" vurguladı. AB Dönem Başkanı Yunanistan'ın Başbakanı Kostas Simitis, Irak'a mü- dahalenin uluslararası krize yol aça- cağını vurgulayarak "AB ülkeleri olarak ortak bir dış politikamız ol- ması gerekir. Bu sayade birçok olum- suzluktan da kaçınabinnz" dedi. tsveç Başbakanı Göran Persson, denetçilerin ilerleme kaydettiği bir dönemde Irak'a askeri harekât dü- zenlenmesinin savunulacak bir tara- fı olmadığını söyledi. ABD'nin sa- dık müttefiklerinden Kanada da, BM karanrun olmadığı bir durumda, ope- rasyona katılmayacağını bildirdi. Arjantin, Meksika, Venezüella ülti- ABD Başkanı George Bush'un Irak Kderi Saddam Hüseyin'e 48 saat süre vermesinin ardından Körfez'deki Amerikan ve İngiliz birtiklerinde hareketiilik arttı. 48 saatBk süre, büiikler için de bir 'tahmat' anlamma getiyor. (Fotoğraf: RELTERS) Saddam gitse deABDIrak'a girecek WASHİNGTON (AA) - Amerikan yönetimi, Irak uderi Saddam Hüseyin iktidan bırakıp gitse de, ittifak güçlerinin silahsızlandırmak amacıyla Irak'a gireceğini bildirdi. Beyaz Saray Sözcüsü An Fleischer, gazetecilerle konuşurken, "Başkan Bush açıkça belirtti ki. Saddam'ın Irak'ı terketmek için 48 saati bulunuyor. Başkan aynca Amerikahlara dedi ki, Saddam gitse de, ittifak kuvvetleri Irak'a girecek. Ama bu kez banşçıl şekilde. Zira Irak birlikleri, karşılık verme emrine itaat efmeyecek" dedi. matoma tepki gösterirken Küba ABD'yi "küstahhkla" suçladı. Arap Birliği reddetti Arap Birliği, ültimatomu reddetti ve ABD'yi uluslararası meşruiyete ay- kın davranmakla suçladı. Arap Bir- liği sözcüsü Hişem Yiısuf. "BM Gü- venlik Konseyi'nin 1441 sayıh karan zaman suurlamasını içermemektedir ve dünya Irak'ın bu karara uygun ola- rak sUah denetçüeriyle işbirttği yapn- ğma tanıknr" dedi. Sunye ültimatomun BM kararlan- na aykın olduğunu açıkladı. Iran Dı- şişleri Bakanı Kemal Harrazi, ABD'nin Irak'a askeri harekât dü- zenlemesine karşı olduklannı yinele- di. Vatikan'dan dün sabah yapılan sert açıklamada, "Savaşakararvere^Tan- ruun önünde sorumludur" mesajı verildi. Bush'a yö- nelik olduğu kaydedilen ya- zılı açıklamada, "Uhıslara- rası kuraDan uygulatan ba- nşçıl yollann tükendiğine karar veren, Tanruun, tari- hin ve vicdanının karşısın- da ckkfi bir sorumluluğu üze- rineahr" ifadesi kullanıldı. Hindistan, Pakıstan ve En- donezya da BM çerçevesin- de çözümü tercih eden ülke- ler arasında. 'BM görevini yapmadT ABD Başkanı ise Saddam Hüseyin'e ültimatom verdi- ği konuşmasında, BM Gü- venlik Konseyi'nin ABD'nin yanında yer almamasrndan duyduğu hayal kınklığını ifade etmişti. BM'nin, tkin- ci Dünya Savaşı'ndan son- ra, "diktatöriere karşT ku- rulduğunu söyleyen Bush, "BM sorumluhıİdarmı ye- rine getirmediği için", ABD'nin, sorumluluk üst- lendiğini savundu. Irak halkına da seslenen Bush. halka yiyecek, ilaç yardımı yapacaklannı, ye- ni bir Irak'm kurulmasına yardım edeceklerini belir- terek, "artık daha fazla idam, zehir fabrikası, teca- vüz olmayacak. Ozgürtiik gününüz yakın" dedi. Bush, Irak ordusunun as- kerlerine de seslendi ve "Saddam için çok geç ama askerleriçin öyle değü. Or- dumuz, çok açık talinıat verecek. Savaş çıktığında, ölen bir rejim için savaş- maym" dedi. BM'nin Irak'taki îşi soııa erdi Kofi Annan, Bağdat'taki BM görevlilerine ülkeyi terk etmeleri talimatını verdi. Böylelikle Irak'ta 'Gıda için petroF uygulamasmı yürütecek yardım görevlisi kalmadı Dış Haberler Servisi - ABD'nin silah denetçilerinin Irak'ı terk etmeleri yönünde- ki tavsiyesinin ardından BM Genel Sekreteri Kofi Annan, BM görevlilerine ülkeyi terk etmeleri talimatı verdi. De- netçıleri taşıyan ilk uçak, dün sabah saatlerinde Bağdat'tan aynlarak Kıbns'a geçti. BM sözcüsü Hiro Ueki, "Denetçilerin şu anda aynl- ması şanssızhk. I m a n m el- lerinden geleninen iyisini yap- mışlardır" dedi. Irak Dışişleri Bakanı Na- ci Sabri, BM'nin personeli- ni Irak'tan çekme talimatının "taühsiz bir karar" olduğu- nu söyledi. Irak'ta BM görevlisi yak- laşık 300 yabancı çalışan bu- lunuyordu. Irak'taki BM ça- lışanlannın yaklaşık 135'i, BM silah denetçilerinden, bunlann yardımcı personeli, insani yardım çahşanlan ve gıda karşılığı petrol anlaş- ması gözlemcilerinden olu- şuyordu. Annan, bölgede ye- terli eleman kalmayacağı için Irak halkına gıda ve ilaç sağ- layan "gıda için petrol" uy- gulamasına son verileceğini de bildirdi. Tahliye işlemleri sürüyor Denetçilerin yanı sıra böl- gedeki yabancı diplomatik personelin tahliyesi ile ilgili faaliyetler de sürüyor. Fransız ve Yunanlı diplomatlann ül- keyi terk etmelerinin bir gün ertelendiği açıklanırken, da- ha sonra Paris'in diplomatla- nna Bağdat'tan aynlma tali- matı verdiği bildirildi. Viet- nam ve Bahreyn büyükelçile- ri Irak'tan aynlrrken Rusya, Vatikan, Küba ve Polonya temsilcileri savaş sırasında Bağdat'ta kalacağını açıklayan diplomatlar oldu. Avustralya ise, Iraklı dip- lomatlann tümünü ülkesin- den sınrr dışı etme karan al- dı. Amerikah ve İngiliz dip- lomatlann büyük bir bölü- mü ve aileleri tsrail'den ay- nlmaya başladı. Japonya da %'atandaşlanndan en kısa sü- rede, Israil, Batı Şeria ve Gaz- ze Şeridi'nden aynlması ça- ğınsında bulundu. Portekiz, gazeteciler dahil Irak'taki vatandaşlanndan ülkeden aynknalanm istedi. Ingiltere'nin vatandaşla- nndan Bahreyn ve Ürdün'ü terk etmelerini istediği bildi- rildi. Dışişleri Bakanlığı'nın intemet sitesinde yer alan açıklamada, Irak'ın Bah- reyn'e saldırma olasılığı bu- lunduğu belirtildi. AÇIKÇA ŞUKRU SİNA GUREL Sıfır Noktası Yazık... Dünyada veTürkiye'degelinen nokta, ge- lecek için son derece iç karartıcı. "Sıfır noktası", büyük çarpışmadan ve büyük zaiyatın ortaya çık- masından önceki son an. Once "tez/cere"çıkacak, ardından da savaş. Artık geriye dönüş de yok, "Ne yapsak da felaketi engellesek" düşüncesinin bir yararı da. Peki, bu "sıfır noktası''na nasıl geldik? Dünyanın bu "nokta"ya nasıl geldiğini en iyi an- latan olay, geçen günlerde yaşandı. Gazze'de Fi- listinlilerin evlerini yıkmak için hareketlenen Israil buldozen\önüneçıkan bütün engelleri yıkıp geçer- ken, etten-kemikten-akıldan oluşan insan engeli- ni de tanımayıp, ezip geçti. Delirmiş, ipten kazık- tan kurtulmuş "güç" karşısındaki bütün "saf" di- renişleri simgelercesine, genç, idealist Amerikan barış eylemcisi Rachel Corrie, yenilip, ezildi. Cor- rie, belki onurtu ve soylu bir örnek sergiledi ken- disini sonagötüren eylemiyle, ama "sıfırnoktası'na ulaşıldıktan sonra "insan"\n, daha önce değıştire- mediği, temelden karşı çıkamadığı acımasız "sis- fem"in çarkları arasında kaybolmasının kaçınıl- mazlığını da gösterdi. Dünya, bu "sıfır noktası''na, şimdiye kadarcid- di bir engelle karşılaşmadan "üstünlük" yolunda yürüyebilen, karşı çıkanları ezip geçen, herkesi yıl- dınp korkutan ve yeni korkularia her gün biraz da- ha palazlanan "sistem"\r\ temsilcisi Bush Yöneti- mi'nın engellenemeyen saldırganlığıyla geldi. Da- ha önce "s/sfem"ehizmetsunanlann, "sistem"\sor- gulamak bıryana, içinde kendilerineelverişli bir yer kapmaya, uluslararası eşitsizlik ve sömürüden ken- dilerine pay sağlamaya çahşanlann, "sıfır nokta- s/"ndaki direnişleri de fayda sağlamadı. Bunun için, Ingiltere'deki istifalar, Cook'lann ve benzer- lerinin son andaki protestolan, Rachel Corrie'lerin- ki gibi sonuçsuz kaldığı gibi, öyle onurlu ve soylu da sayılamaz. Türkiye ne yapabilirdi? Ne yapıyor? Türkiye'yi yönetenler dağınıklık ve şaşkınlık için- de olmasalar, başından beri Türkiye'nin karar ve davranışlanna yön vermesi gereken "pusula "yı yi- tirmeden yol alabilseler ve en önemlisi "yetkisiz ve sorumsuzlar"\n "baş başalardaki fiskoslan"nda verilen sözlerle bağlanmış olmasalar, Türkiye tu- tumu ve ılkelerine bağlılığıyla bütün dünyaya ör- nek olabilirdi. Belki, Türkiye bu haksız ve ahlaksız savaşı engelleyebilirdi. Ama olmadı. Başından beri Türkiye'nin ilkeleri olan "uluslararası meşruiyetin sağlanması gerekli- liği", "Irak'ın toprak bütünlüğünün güvence altına konmasıgerekliliği", "Türkiye'nin -meşruiyetkoşu- lu gerçekieşse de- komşusuna karşı ABD 'ye ancak sınırtı desteksağlayabileceği", "ABD'nin herkoşul- da Türkiye için doğacak zarahan göz önûne alma- sı gerekliliği", adeta unutuldu. ABD Yönetımine, aralıktan bu yana, Türkiye'nin "biravuç dolariçin" sınırsız destek sağlayabileceği izlenimi verildi. Buda ABD Yönetimi'ninişine geldi. Türkiye'den cephe açmadan, hiç değilse Türk hava sahasını ve üslerini kullanmadan Irak'ı işgal edemeyeceği- ni gören ve savaştan sonra daTürkiye'de yerieşik kalmadan Irak'taki varlığını kolayca sürdüremeye- ceğini bilen Bush Yönetimi, Türkiye'ye ABD aske- rini yerleştırecek olan yeni bir "tezkere"y\ zorlama- yı seçti. Hem de, Türkiye'deki bütün "uzantıla- n"nın gayretiyle ve her türlü şantajla... Iskenderun ve Mersin limanlarına her gün yeni malzeme indi, her gün askeri konvoylar oluşturuldu, topraklan- mıza ve sanayi bölgelerimize yerleşildi, yeni üsler kuruldu ve tank, top, silah dolu Amerikan gemile- ri açıklanmızda bekleşmeyı sürdürdü. Ama "Türk" basınında ABD'nin B Planını yürürlüğe koyduğu ha- berleri, "mahvolduk" nidalarına karıştı; zaten sığ bir "havuz" olan borsada birileri "f/rt;na"laryarat- tı, birileri de doların değeriyle şöyle bir oynayıver- diler... Bu arada "Türk" iş çevrelerinin feryatları da "fon" oldu. En önemlisi, ABD ve onun uzantılan, "Kuzey Irak'ta Kürt Devleti kurulacak, Türkiye en- gel olmaya kalkarsa yalnız Kürtlerle değil, Ameri- kalılarla da savaşmak zorunda kalır" tehdidini çok açık bir biçimde dillendirmeye başladılar. Sonunda, "kim ne yaparsa yapsın, Türkiye neka- dar direnirse dirensin, ABD Kuzey Cephesini aça- caktır" dıyen ABD Genelkurmay Başkanı haklı çıktı. Oysa, hiçbir tehdit ve şantaja boyun eğmeme- liydik. Türkiye, daha önce benzeri durumlarda -ör- neğin 1998'de planlandığı gibi- Kuzey Irak'la ilgi- li kendi askeri ve insancıl önlemlerini alabilirdi. Tür- kiye, bütün olumsuzluklara karşın meşruiyetten özveride bulunulmaması gerektiğini dünyaya an- latan devlet olabilirdi. Şimdi, yalnızca bir "cephe" oluyor ve kendisi için ortaya çıkabilecek olumsuz- luklara karşı bir güvencesi bile yok. "Sıfır noktası" birfelaketin kaçınılmazlaştığı an... Ama, felaketin ötesini de görmemizi engellememe- si gerekir. "Sıfır noktası", her şeye "sıfırdan baş- lamak" gerektiğini de öğretiyor bize. Çünkü, Zey- nep Atikkan ın Akşam'da yazdığı gibi, "Bu savaş, en başta Amerika'nın liderliğinizortayacak... Halk- lanna rağmen savaşın taşeronu olanlann da siya- si hayatını bitirecek". Başbakan'a boyah {rotesto Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e, parlamentoda yapılan Irak sa\aşı için tezkere görüşmelerinde saldında bulunuldu. "Sizin elleriniz kanh" di\e sloganlar atan bir eylemci Rasmussen'in başından aşağı kırmızı boya döktü. Geçen yıl da bir kampanya sırasında Rasmussen'in kafasında yumurta lorümıştL Başbakan bu defa yumurta yerfaıe kırmızı boyaya bulanmış halde parlanıentovu terketti. (SADİ TEKELtOĞLU)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle