29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 5 ŞUBAT 2003 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Modernizasyon KAVRAM, hiç beklenmedik biçimde, Irak dola- yısıyla yeniden ortaya çıktı: "Modernizasyon". U- manlann modernizasyonuna gidilecekmiş. Açmayı düşündükleri kuzey cephesi için Ameri- kaJılar asker ve matzeme taşıyacak ve başta Mer- sin olmak üzere limanlanmızı kullanacaklar ya; ge- lip baktılar ve kararverdiler ki, modernizasyon ge- rekiyor. Kim bilir, belki nhtımlan yeterii bulmamış- lardır; tanklann, kamyonlann gemilerden çıkanl- ması için kapak atma yerierini elverişli ve vinçleri güçlü görmemişlerdir; "konteyner"\erir\, yani "ku- tuyük"\erir\ boşaltılmasını ve istifini beğenmemiş- lerdir, falan filan. Kısacası, yıllardır Türkiye'deki denizcilik çevre- lerinin çok iyi bildiğı, acentelerin, taşıyıcılann yakı- nıp durduğu dertlerin hepsi. Demek ki birçok ko- nu gibi bunda da başkalan görüp istemeliymiş. Hatta, kimileri "Ne iyi, bızpara harcamadan on- lar düzeltecek veya düzelttirecek; sonra biz de kullanınz" diyerek için için seviniyordur da. "Modernizasyon"un bizim dile "modernleşme" ve "modernleştirme" diye iki türlü çevrilebileceği- ni, biri olmadan öbürünün olamayacağını düşün- meden. Demirtaş Ceyhun'un geçen gün sorduğu gibi, Osmanlının "as/7//fc"dediği modemlik, "modern sinema, modern fınn, modem lokanta, modern mezarlık" demek midir? Dolayısıyla, bir limana modern nhtım, modern kapak atma yeri, modern vinç koydunuz mu, hatta kutuyük istifini ileri bilgi- sayar teknolojisine bağlayıp programladınız mı, li- man "modernize" edilmiş mi olacak? Ya arkası? Liman "modem" biçimde işletilmiyorsa? Gerisinde verimli demiryolu ağınız, hızlı bağlan- tılannızyoksa? Onun da arkasına, iyi düşünülüp uy- gulanmış bir ulusal ulaşım polttikası koymamışsa- nız, taşımacılığınız en pahalı yoldan yapılmakta ve yakıtınız, paranız, insan gücünüz aptalca harcan- maktaysa? Yani işin içine akıl girmemişse? Üstüne üstlük ülkeniz, hâlâ planlama düşünce- sine umacı gibi bakan, arada bir "stratejikplanla- ma" sözü etseler de her şeyi kör piyasa koşullan- nın başıboşluğuna bırakan, ama giyim kuşamlan ve yaşamatarzlan bakımından sözde "modem" gö- rünüşlü "çağdaş magandalar"\a doluysa? Bereket, bu kez ana liman Mersin olacağa ben- zediği için, hiç olmazsa gerisinde, dolambaç- lı da olsa, iyi kötü bir demiryolu bağlantısı var. Ya Trabzon'u, Antalya'yı kullanmak gerekseydi? Dün- yada böyle iki büyük limanına demiryolu götürme- miş başka ülke var mı? Yahut, Karadeniz Ereğlisi gibi en büyük demir-çelik fabrikasını demiryoluna bağlamamış bir toplum? Trenlerin Samsun'dan Ankara'ya gelmek için Kayseri'ye kadar inip çıktı- ğı bir başka ülke? "Modemizasyon"un ne olup ne olmadığını bir kez daha düşünmemiz için, kendileri de hiç "modern" olmayan pis bir petrol savaşına kalkışmış Bush'çu- lann limanlanmızı modern bulmayışlannı mı bek- lememiz gerekiyordu? Cumhuriyet i. ı t a p I a r ı |"1J Erdoğan Aydın NASIL MÜSLÜMAN OLDUK 16.BASKI Bugünü anlamak ve demokratık b,. ı „-!.,_,£ yaratabılmek için doğru bir tarih bilincine sahıp olmamız gerektığınden hareketle Erdoğan Aydın, bu kitabında, Türklerın Müslümanlaştınlmasının dramatık öyküsünü ve bunun toplumumuza etkılennı gün ışığına çıkarıyor r* CumhUriyef Çağ Pazarlama A Ş Türkocagı Cad. No.39 41 ^ ^ kitap kulübü (34334) Cağaloğlu-lstanbul Te! (0212) 514 01 96 Siyasette Yetenek ve Birikim Boşluğu... Haklannda davalar açılmış yandaşlannın milletvekili seçilmesine olanak sağladılar. Yandaşlannı, kendi yakınlarmı üst düzey görevlere atamaktan çekinmiyorlar. Doç. Dr. Türkân ARIKAN / ı. Dömm Milletvekili • nsanlann birbirinden farklı "yetenek I ve birildm düzeyleri" vardır kuşku- suz. Bu düzey, kişinin genleri, aile görgüsü, eğitimi, yaşam boyu süren öğ- renimi, deneyimi, genel kültürü, ülke- sinin tarihsel gelişimine duyduğu ilgi. etki- lendiği ve benimsediği toplumsal değerler ve davranış kalıplan, dünyadaki değişimle- ri izlemesi, bilgi ve deneyim birikimini özümsemesi ile yakından ilişkilidir. Yönetim biliminde, her görevin özel ni- telikler gerektirdiği ve görevlendirmede ki- şinin ve işin gerektirdiği nitelik düzeyleri- nin örtüşmesi, hiç değilse uyumhı olması ka- bul edilir. Eğer kişinin nitelik düzeyi işin gerektir- diği düzeyin çok altında ise "yetenek ve bi- rikim eksiköğiw , buna karşın kişinin nitelik düzeyi işin gerektirdiği düzeyin çok üstün- de ise "yetenek ve birikim faztahğT ortaya çıkar. Bunlara "yetenek ve birikim boşluk- lan" denilir. "Yetenekve birikim eksikHği'' kışiye hak etmediği olanaklan sağlarken, top- luma yönelik çok yönlü olumsuzluklara ne- den olur; ülke sorunlarının çözümünü, fir- sat eşitliğini ve demokratik gelişmeleri ön- ler. "Yetenek ve birikim fadahğı'' ise kişi- nin kendisine yönelik olumsuzluklar yara- tır daha çok; ama, yetenek ve birikimlerin atıl kalmasına da neden olur; bu da insan kaynağının verimsiz kullanımı demektir... Yoğunluklan farkh olsa da çeşhS kesim- lerdeki "yetenek ve birikim boşluklan" a- radan gözlemJerie büe idenebiKr ülkemizde. Ne var kL bu oigunun giderek ya> gmlaşüğı ve derin biçimde kök sakuğı kesim "sıyaset arenası"dır kanımca. Ne yaak ki, 1950'den sonra iktidan ekie eden tüm siyasal partiler bu boşluklan biraz daha genişletmekten ve pekiştirmekten kaçınmadüar. Milletvekili adaylannın belirlenmesinde, bakan atama- lannda, yerel yönetim adaylannın belirlen- mesinde, her düzeyde ve her alanda kamu görevlerine atamalarda bu süreç işletildi ve işletiliyorsürekli... Parti genel başkanına ve çevresine yakın ohna, hiziplerin çabalan, partiye yapılan büyük maddi ve manevi katkılar, kişisel minnet borçlan ve en önemlisi siyasal kimi amaçlar rol oynadı ve oynuyor kişilerin se- çiminde... Herhangi bir görevde başanlı olmuş ki- mi kişiler, siyasete atılır atılmaz, yetenek ve birikiminin yeterii olmadığı görevlere ge- tirildi ve getiriliyor; ya da önceki görevle- rindeki başanlan ve sonuçlan tartışılan ya da dava konusu olmuş kimi kişilere ülke- nin geleceğiyle ilgili çok önemli sorumlu- luklar verildi ve veriliyor. Buna karşın, geniş ufiıklu, daha bilgili, da- ha deneyimli, ülkedeki ve dünyadaki geliş- meleri sürekli izleyen ve özümseyen, bun- lann ülkemiz üzerindeki kısa ve uzun dö- nemli etkilerini ve ülkemiz açısından en uy- gun çözüm yollanm bilen, uygulama ve uy- gulatma yeteneğine sahip kimi kişiler dev- re dışı bırakıldı ve bırakılıyor türlü siyasal oyunlarla... Az da olsa tam yerine oturtulanlann cid- di çalışmalan ve başanlan hemen fark ya- ratsa da yeterii olmuyor. Sonuçta çözüleme- yen siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel den- gesizlikler ortada... Çevrenize bakınız ko- layca görürsünüz yukardaki örnekleri. Peki AKP bunun dışmda mı? Ne gezer... Son günlerdeki haberlere baktığımızda, bün- yesinde eski Refah ve Fazilet Partisi'nden milletvekillerinin de yer aldığı AKP de ay- nı yolu izliyor, her iki yöndeki "boslukta- n" arttıncı girişimleri yeğliyor, hem de top- tancı bir anlayışla... Haklannda davalar açıl- mış yandaşlannın milletvekili seçilmesine olanak sağladılar. Yandaşlannı, kendi yakınlarını üst düzey görevlere atamaktan çekinmiyorlar. Dış po- litika alanında benimsenmiş "devlet politi- kalarmı" göz ardı eder biçimde her telden çalıyorlar. Kimi sorumlulartoplumdageri- limi arttıracak yaklaşımlan sergiliyor. Ka- rarlarda, uygulamalarda, açıklamalarda çe- lişkiler ve düzeltmeler sürüp gidiyor... Söz verdikleri halde milletvekili dokunulmaz- hğını sınırlandırmıyorlar. AKP milletvekil- lerinin ise bu alanlarda sesi soluğu çıkmı- yor, çıt yok... Ya CHP ne yapıyor? CHP millervekille- rinin de muhalefet göre\'lerini yeterince ye- rine getirdikleri söylenebilir mi? Pek azı dı- şında, üzerlerine sanki ölü toprağı serpilmiş; suskunlar partisi gibi. Oysa, işi kavgaya dökmeden 180 dolayında milletvekili ile Anayasa çerçevesinde öylesine^ etkili bir muhalefet yapılırki... Nitekim, Özal döne- minde Halkçı Parti milletvekilleri son de- rece düzeyli ve etkili bir muhalefet örneği sergilemişlerdi. Ornek kurum: Silahh Kuvvetler Başka örnek yok mu? Elbette var. Ka- nımca, ülkemizde bir kunımun başta siya- setçilerimiz olmak üzere her kesime örnek olabilecek yaklaşımlan ve uygulamalan be- nimsediği görülüyor. Silahlı Kuvvetlerimizin çağdaş bir anla- yışla kendi içinde denge oluşturacak geliş- meleri sağladığı, sorunlara geniş bir ufuk- la yaklaştığı, gereken strateji ve senaryola- n önceden hazırladığı, uluslararası geliş- meleri dikkate alarak kendi bünyesınde tek- nolojiye, çağdaş eğitime gereken önemi ver- diği, görevlerini son derece ciddi ve saygın bir şekilde yerine getirdiği, zamam gelince de sorumlulann çok saygın ve çok kibar bir biçimde görevi devrettiği açıkça gözlemle- niyor. Hfikümet, Atatürk'ün gösterdiği hedefle- rin hiçbirini sapürmadan, herkesin siyaset- te ve her düzeydeki kamu yönetiminde kişi- sel "yetenek ve birikimi"ne uygun yerler- degörevalabOmesine olanaksağlayacakva- sal temeDeri oluştursa, CHPbu konuda hem hûkümeti zoıiasa hem de olumhı çalışma- lan desteklese ve ilk adım olarak da miDete verdiklerisözfi yerine getirerek " milletvekil- lerinin dokunulmazlıklan sınırlansa" güzel ohnazmı? Sizin Karneniz Nasıl?.. Iffet AKSOY Çanakkale 18 3 1 Ocak Cuma günü ilk ve orta dereceli okullar yanyıl tatilıne girdi... Miryonlarca evde karne heyecanı yaşandı... Bazı minik eller, heyecanlı ve mutlu uzattı karnelerini ailelerine, bazılan ise heyecanlı, ama buruk... Aileler, yine karnelerin önce "derslerdeki başansı'' bölümünü dikkatlice inceleyerek "davramş geKşimi" bölümüne şöyle bir göz attılar. Karne, eş dost görsün diye ortalarda oldu, belki de ortadan kayboldu... Ilköğretim karnelerinde "Davranış GeUşnni" adı altında değerlendirilen bölüm: Temizlik alışkanlığı, beslenme alışkanlığı; arkadaşlanyla geçimi, kurallara uyumu; bağımsız olarak iş yapabilme gücü; planlı çalışma alışkanlığı; eşya, araç ve gereçleri dikkatli koruma ve kullanma alışkanlığı: başkalan ile birlikte çalışma alışkanlığı; grup içinde sorumluluk alma isteği; aldığı görevi yerine getirme alışkanlığı adı alnnda on basamakta Mart Üniv. Öğretim Görevlisi değerlendirilmektedir. Eğitim biliminde "Duyuşsal alandaki davTamşlar" olarak adlandırdığımız öğrenmelere yönelik ölçme ve değerlendirmenin olduğu "Davnuuş GeBşimi" bölümü bireyin kişilik yapısma yönelik değerlendirmelerin; geleceğe yönelik yordamalann yapılabildiği ve değerlendirmede özen isteyen bir bölümdür. Fakat ne yazık ki öğretmenler bu bölümün değerlendirmesinde isteksiz görüldükleri gibi ölçme ve değerlendirmenin de sağlıklı bir dayanağı yoktur. Duyuşsal alan; ilgi. tutum, güdülenmişlik, kaygı, benlik, kişilik, değer yargılan gibi boyutlardan oluşabilir( 1). Kardıwohl'un; alma, tepkide bulunma, değer verme, örgütleme, bir değer ya da değerler bütünüyle nitelenmişlik adı alnnda beş basamakta kodladığı duyuşsal alan gelişimi sağlıklı birey ve toplum için gereklidir. "Davranış Getişimi" bölümünde ölçülen davranışlar, duyuşsal alanda hedeflenen bir değer ve değerler bütünüyle nitelenmişlik olarak adlandınlan son basamağa yönelik değelendirmelerdir. Nitelenmişlik basamağı ile hedeflenen davTanışlara artık alışkanlık getirilerek ya da öngörülen kişiliğe sahip olarak ulaşılmıştır. Örneğin; öğrenci artık aldığı görevi yerine getirmeyi alışkanlık konumuna getirmiş ya da grup içinde sorumluluk alma isteği ve aldığı görevi yerine getirme alışkanlığına sahip olmuş ya da olamamıştır... Duyuşsal alandaki öğrenmeler, belli bir olayın farkında olmadan kişinin bütün hareketlerini etkileyen bir dünya görüşü geliştirmeye değin birçok davramş değişıkliğini kapsar(2). Duyuşsal alandaki davranışlann gelişiminde bireyin içsel yaşanhlan dediğimiz yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, geçmiş yaşantılan ve yaşadığı çevre etkılidır. Bu yüzden duyuşsal alana yönelik olarak, yalnızca okul bünyesınde değil, okul dışındaki aile ve çevre ile etkileşim sonucunda istendik ya da istenmedik davranış değişikliği görülebilir. Sağlıklı toplum; birbirleriyle sağlıklı iletişim kurmayı başaran. sorumluluklannın bilincinde, insan olmanın değerlerini yitirmemiş, doğaya ve dünyaya duyarlı, tutarlı davranışlan olan nicelik olarak değil, nitelik olarak güçlü bir toplum değil midir? 31 Ocak'ta ben de oğlum Akm Cem'in minik ellerinden karnemi aldım. Bu kez, sizler de "Davraıuş Geüşimi" bölümüne şöyle bir göz atmayın, hice incekyin; çocuğunuzun, sizin çevrenizin davranış notunu göreceksiniz. Bakalım sizin karneniz nasıl?.. (1) Veysel Sönmez. Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı. Geliştirilmiş 9. Baskı, Anı Yayıncılık, Ankara, 2001. (2) Halil Tekin. Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme. 14. Baskı, Yargı Yayınevi, Ankara. 28 Net Basit Net Bileşik 01.2004 (357 gün) o/o o/o 58. 58. .30 .62 16.07.2003 f 161 g Net Basit Net Bileşik o/o O/o 47 53 ün) .05 .35 14.05.2003 (98 gün) Net Basit Net Bileşik o/o o/o 40.30 46.62 Talep edeceğiniz diğer vadelerdeki hazine bonoları için de şubelerimiz hizmetinizde. llan edilen oranlar stoklarımızla sınırlıdır. +44 0 600 vww.oyakbank.com.tr tazine Bonosu alım-satım işlemlerinizi tYAK BANK Inttrnet Şubesi ve Itûşteri İletişim Merkezı'nden de sapabilirsımz. OYAKİBANK PENCERE Sezap Değil, Ama Sezer... Kamuoyu yoklamalanna bakılırsa halkımızın en çok güvendiği kişi ve kurum hangisi?.. Cumhurbaşkanı.. Ve asker.. • Cumhurbaşkanı Sezer -hele AKP hükümet ol- duktan sonra- deniz fenerine dönüştü. Gözler Çankaya'da.. AKP, 3 Kasım seçimlerinde, kayıtlı seçmenin dörtte birinin, sandığa gidenlerin üçte birinin oyla- nnı alarak Meclis'in üçte iki çoğunluğunu ele ge- çirdi; hükümetini kurup iktidar koltuğuna oturdu. Ne var ki bu hükümete güven yok!.. AKP'nin başını çeken Gül ve Erdoğan'ın kısa bir süre önce söyledikleri ve yaptıklan, kuşkulan kö- rüklemek için yeterii!.. Erdoğan'ın daha Başbakan olmadan Kıbns'ı satmak için Rauf Denktaş'la gir- diği savaşım, bu kişinin kime ve neye hızmet et- mek istediği konusunda soru işaretlerini besliyor. AKP lideri dışardaki kimi çevrelere dayanıp içer- de meşruiyet mi kazanmak istiyor?.. Yunan Dışişleri Bakanı'na soruyor "- Sizde MGKvarmı?.." Soracağı başka kişi mi yok?.. Atatürk'e karşı, askere karşı, Rauf Denktaş'a karşı, üniversiteye karşı, laikliğe karşı, Türkiye Cum- huriyeti tarihinin temel değerlerine karşı bir lider ki- me neyazar... Başbakan Gül'ün başında bulunduğu AKP Hü- kümeti laik Cumhuriyet Devleti'ne mi karşı?.. Peki, bu devletin başında kim var?.. • Sezer'in sorumluluğu bu durumdaayn birönem, içerik ve özellik kazanıyor... Anayasal düzende cumhurbaşkanının görev ve yetkileri nelerdir?.. Kimi parlamenter rejimde cumhurbaşkanının kimliği semboliktir; kimisinde ise -Fransa'da oldu- ğu gibi- başkanhk sistemine yaklaşık yetkilerie do- natılmıştır devletin başı... Bizde durum ne?.. 12 Eylül'edekTürkiye'de cumhurbaşkanının ko- numu sembolik sayılabilirdi; ancak 1982 Anayasa- sı'yla koşullardeğiştirildi; Çankaya'da oturan kişi- nin görevleri ve yetkileri çoğaltıldı ve güçlendirildi; 104'üncü maddede tek tek sayıldı; bunlardan ki- milerini anımsayalım: • Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları ge- rekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak.. • Kanunlann, kanun hükmündeki kararnamele- rin (...) Anayasa'ya şekil ve esas bakımından ay- kırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkeme- si'nde iptal davası açmak.. • Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına ka- rar vermek.. • Genelkurmay Başkanı'nı atamak.. • MGK'yi toplantıya çağırmak.. • Devlet Denetleme Kurulu'na inceleme, araş- tırma ve denetleme yaptırtmak.. • Üniversite rektöherini seçmek... Ve bu köşeye sığmayacak ölçüde bir dizi görev ve yetkiyle donatılmıştır cumhurbaşkanı. • Ülkenin bugünkü durumundaAhmet Necdet Se- zer'in başta olması birgüvence... Kime karşı?.. Hükümete karşı!.. Cumhuriyet tarihinde ilk kez böylesine çelişkili bir konuşlanma yaşanıyor; laik Cumhuriyet devle- ti dinci hükümete ters düşüyor. Sezer elbette 'Sezar' değildir; yapabilecekleri var, yapamayacaklan var... Ama laik Cumhuriyetin şeriatçı eğilimlere karşı savunulmasında ulusun inandığı aydınlık bir cum- hurbaşkanı, Çankaya'da güvence demek... Sevgililer Cünü' (St. Valentine's Day) UŞubaı Sevp sâıcüklmu, sevp Mu bir fjmie "setşhje 5OD0O-0O0 TL fKDV d*«) 1st(3icngX2icm.lıianlar 30JXO.OOOTL[KDVıM) Mtaı f*s KOOP-C'DEN DUYURU HAFTA SONU TURLARI BAŞLIYOR 07-09 Mart 2003 tanhlennde BARTIN-AMASRA-SAFRANBOLU turu 2 Gece 3 Gün Yanm Pansiyon Kişi Başı 100.000.000.-TL Daha geniş bılgi için lütfen aşağıdaki numaralan arayınız Tel: (0212) 520 21 91-92 Faks: 520 50 23 E-mail: cumhuriyeı acumhurijetmahallesi.com.tr Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Bülent Tanör KURTULUŞ KURULUŞ Genisletîlmis 4. BASKI tncelenen devnm olayının ıkı cephesi '. r ardır Kurtuluş vc Kuruluş Bınncısı. bağımsızhk savaşına ve bunım anlamlı özellıklenne ılışkın olup Mondros-Lozan arası dönemı kapsar (30 Ekım 1918-24 Temmuz 1923) tkıncı süreç olan Kuruluş, bınncısıyle ıç ıçe geçmişOr TBMM'nın açüması (23 Nısan 1920). yenı sıyasal-anayasal yapılanmanın da başiangıcıdır Kuruhı$"la ılgılı atılunlar 1940lara kadar sürecektır Bülent TANÖR r CumhUriyeİ Çag Pazarlama A Ş TÜrkocagı Cad No 39^41 ^ kitap kulûbû (34334) Cagaloelu-lstanbul Tcl.(02I2) 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle