25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2003 SALI HABERLER Rıtin, Bakanlar Kupulu'nu böUü • ANKARA (Cumhuriye* Bwosu)-Başbakan At>dullah Gül, dün Bdcanlar Kurulu toplantısını yanda keserek Rısya Devlet Başkanı Vkdiınir Putin ile telefon görüşmesi yaptı. Alınan bilgılere göre Putin, toplantı sırasında Gul'ü tebfonla aradı. Göriişmede Irak'ın, BM Güvenhk Kcnseyi kararlannı uygulaması şartıyJa, Irak sorununun banşçı bıçimde çörülmesi yolunda tarıflarca gerçekleştirilmekte olan diplomatik çabalar konusunda görüş ahsverişinde bulunuldu. Erdoğan davasına SOPU önergesi • ANKARA (ANKA) - CHP Istanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, AdaJet Bakanı Cemil Çiçek'e, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'a malvarlığı davasını açan savcının görevinin değiştirilmesinin gerekçesini öğrenmek amacıyla soru önergesi verdi. Kılıçdaroğlu, davaya katılan Hazine avukatlannın kimliklerini ve kamuda görev yaptıklan süre içinde kaç davayı temyiz etmediklerinin yanıtlanmasını istedi. Velidedeoğlu anılacak • tstanbul Haber Servisi - Yoğun kar yağışı nedeniyle 1961 Anayasası'nın mimarlanndan, medeni hukukun en seçkin otoritesi, tstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun mezan başında dün gerçekleştirilmesi gereken anma töreni 28 Şubat Cuma günü saat 11.00'e ertelendi. DEHAP seçime katılmıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DEHAP, 9 Mart'ta Siirt'te yapılacak seçime katılmama karan aldı. 3 Kasım'da Siirt'te en fazla oyualan DEHAP, karan Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) bıldirdi. DEHAP'la birlikte Genç Parti de yenileme seçimine katılmayacağına ilişkin belgeleri YSK'ye iletti. Buna göre Siirt seçimine AKP, CHP, tP ve TKP katılacak. Seçimde yûzde 10'luk ülke barajı geçerli olacağı için sadece AKP ve CHP milletvekili çıkarabilecek. Üniversiteye 'duvar' davası • Istanbul Haber Servisi- Ritz Carlton Oteli'nin sahibi olan Dolmabahçe Turizm AŞ, 'otelin yangın merdiveru ve acil çıkış kapısının önûne duvar ördüğünü' öne sürdüğû Istanbul Teknik Üniversitesi (ÎTÜ) Rektörlüğü aleyhine dava açtı. Dolmabahçe Turizm AŞ avukatlannca hazırlanarak Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verilen dava dilekçesinde, Ritz Carlton Oteli'nin yangın merdiveni çıkışı ve yangın kapısının tTÜ'nün arsasına açıldığı belirtildi. Davanın görülmesine, önümüzdeki günlerde Şişli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başlanacak. AÜ Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras, Yükseköğretim Yasa Taslağı'nı değerlendirdi: Dünyadaböylemodelyok• AÜ Rektörü Prof. Dr. Aras, sivil toplum kuruluşlan ve vergi rekortmenlerinin dünyanın hiçbir ülkesinde 'üniversite yönetim kurullanna' kanlmadığını söyledi. Aras, yasa tasansında mali özerkJiğe hiç değinilmediğine dikkat çekti. MAHMUTGÜRER ANKARA - Ankara Üniver- sitesi Rektörü Prof. Dr. Nnsret Aras, Milli Eğitim Bakam Er- kan Mumcu tarafindan yükse- köğretimde reform yapmak sa- vıyla hazırlanan "Yükseköğ- retim Yasası TasansT taslağı- nın, Cumhurbaşkam'nın yet- kilerini kısıtlayacağına dikkat çekerek il genel meclisi üyele- ri ve vergi rekortmenlerinin üniversitelerin yönetim birim- lerine girmesinin dünyanın hiç- bir üniversitesinde olmadığını söyledi. Milli Eğitim Bakanı Mum- BAKAN ERKAN MUMCU: YENÎ BÖLÜMLER AÇILABÎLÎR Yabancı dilde eğitimdegeri adım ANKARA (Gımhurryet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, yükseköğretimde yapılacak değişiklikleri öngören anayasa değişikliğı taslağı üzerinde akademısyenlerle mutabakat sağladıklannı açıklarken "Yabancı dflle öğretim yapan yeoi böMmlerin açılmamaa" şeklindeki maddenın değiştirildiğini söyledi. Milli Eğitim Bakam Mumcu, yükseköğretimde reform yapmak savıyla hazırladığı, "yükseköğretim yasa taslağı rasansn"nda geri adım attı. Taslaktan yabancı dille eğitim yapan bölümlerin açılamaması ibaresi çıkanldı. Gölbaşı'ndaki I VilayetlerEvi'nde, Milli Eğitim Bakanı ! Mumcu ile eski rektör, dekan ve halen görev yapan öğretim üyelerinden oluşan 27 kişinin katıldığı atölye çalışmasının ilk bölümü tamamlanırken taslak üzerinde baa değişiklikler yapıldı. Taslağın tüm katılımcılann etJdsiyle yeniden düzenlendiğini ileri süren Mumcu, "Hiçbir değişiktlk gerektirmeyecek biçuniyle ve herkesin üzerinde mutabık kakügL, yeniden çatışmak üzere geri dönmeyecegnniz biçimde taslak çahşmasını taruamladık" dıye konuştu. Mumcu, 26 Şubat'ta yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeniden yapılandınlmasına ilişkin teşkılat yasası taslağını da sunacağını sözlerine ekledi. cu tarafından hazırlanan Yük- seköğretim Tasansı taslağına tepkiler sürüyor. Ankara Üniversitesi Rektö- rü Prof. Dr. Aras Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, taslakta özellikle idari-mali özerklik konusunda çok şey belirtıldiği- ne, ancak yasa bölümünde ma- li özerkliğe hiç değinilmediği- ne dikkat çekti. Üniversiteler- de mali özerkliğin büyük önem taşıdığııu anlatan Aras, "Bütün mesaimiz üniversiteierin para işlerine harcanıyor" diye konuş- tu. Aras, Yükseköğretim Ku- rulu'nun (YÖK) yerine Yük- seköğretim Eşgüdüm Kuru- lu'nun (YEK) kurulduğunu da ammsatarak "Tasiakta YEK'in görevleri açık ve net bir biçim- de beHrtibneıniş" diye konuş- tu. YEK oluşturulurken, Cum- hurbaşkanı'mn yetkilerinin kı- sıtlandığını da vurgulayan Aras, "Kurul üyeleri arasında Cum- hurbaşkanı tarafından atanan sadece 7 ünKersite öğretim üye- si var. Buna karşı 7 Bakanhk ûyesive3 adetişçifleişveren sen- dikalan temsflcisi ile kamu ku- rum ve kuruluşu niteliğinde mesiek kurulu üvesi yer ahyor" dıye konuştu. Aras, YEK'e Ba- kanlar Kurulu tarafindan 7 üye atanması durumunda kurumun siyasi bir yapı kazanacağuıı söyledi. TOBB temsilcillği olumlu Aras, taslakta üniversiteler- le ortaklık kuracağı belirtilen- ler arasında tek olumlu olanın- sa Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği temsilcisi olacağını söy- ledi. TOBB'nin yardımıyla üni- versite- sanayi işbirliğinin ger- çekleştirilebileceğini kayde- den Aras, "Ancak bukurumda üniversitenin yönetiminde ol- mamalıdır. Sanayi ve ticaret odası başkanlan, il genel mec- lisi üyeleri ve en fazla vergi ve- renin kaühmı ile üniversite yö- netim kurullan çahşamaz ha- le gelebüir. Böyle bir model hiç- rjirdünyaünhersitesindebuhın- mamaktadır" diye konuştu. ZEKİ DOĞRUCA UYARI HADEP Kongresi'nde Kürtçe krizi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HADEP'in 2. Olağanüstü Kongresi'nde, Imralı Cezaevi'ndeki Abduüah Ocalan a uygulandığı iddia edilen tecrit politikasmın sona erdirilmesi istenirken Kürtçe krizi yaşandı. Diyarbakır delegesi Zeki Doğrui Kürtçe başladığı konuşmasmı uyanlar üzerine sona erdirip Türkçe devam etti. Istıklal Marşı'run okunmadığı kongrede. Genel Başkan seçilen Ahmet Turan Demir, "Imrah'da uygulanan tecrit politikası" ile hükümetın yasalan çiğnediğını ileri sürdü. HADEP 2. Olağanüstü Kongresi, dün parti genel merkezinde yapıldı. Salona Türk bayrağı asılırken, Istıklal Marşı'nın okunmaması dikkat çekti. Divan Başkanlığı'na getirilen Muzaffer Akad, "Kongre, KADEK bderi Saym Öcalan üzerinde tecrit uygulandığı bir dönemde yapdmaktadır" dedi. Genel başkanvekili olarak açış konuşmasmı yapan Ahmet Turan Demir ise Türkiye'nin, ABD'nin Irak'ta başlatacağı savaşa dahil olacağım savunarak "Bir süredir yaşanan sükûnet sonrasında halklar kendilerini bu savaşm içinde bulacaktir" diye konuştu. Demir, Siirt seçimlerini ise "karikatür, anlamsız ve uyduruk" olarak niteledi. Daha sonra söz alan Diyarbalcır delegesi Zeki Doğrui, konuşmasına Kürtçe bir şiir okuyarak başladı. Divan Başkanlığı'nuı uyansı üzerine Türkçe ile konuşmasına devam eden Doğrui, "Diümle de konuşanuyoruın'' dedi. Eski Diyarbakır Belediye Başkanı Mehdi Zana'mn bir hocası bulunduğunu ve sürekli "bölücühîlde'' suçlandıklarmı anlatan Doğrui, "O güzel insan, Niyazi Usta, 'Bu devlet hıyar mıdır, niye ikiye böldürüp de bölücü olayım' diyordu. Hayır, devlet hıyar değiL Devlet hepimizmdir" dedi. Kongreye tek aday olarak giren Demir, ilk turda 47 geçerli oydan 45'ini, ikinci turda da 45 oydan 42'sini alarak genel başkan seçildi. Kongrede parti organlan seçimi de yapıldı. • Istiklal Marşrnın okunmadığı kongrede, Genel Başkan seçilen Ahmet Turan Demir, "îmrah'da uygulanan tecrit politikası" ile hükümetin yasalan çiğnediğini fleri sürdü. SALI AP üyesikadınparlamenterler Türkiye'de Avrupa Parlamentosu (AP) Kadın Haklan ve Eşit Fırsatiar Komitesi üyesi aJb kadın parlamenter tstanbul ve Ankara'da tcmaslarda bulunuyor. Komite Başkanı Yunan milletvekili Anna Karamano başkanbğmda önccki akşam tstanbul'a geien grup üyeleri. dün bir basın toplanüsryla zrvaretterinin amaçlannı anlatnlar. Amaclanru, u Biz kadınlar olarak savaşlarda çoculdaıia birtikte en çok acı çekenieriz. DolayKryia 21. yüz>ilda sorunlann hiçbir biçimde savaş, va da kaba kınvet kullanarak çözülmesini destekJe\eme\İ7" di>e açıklayan kadın paıiarnenterler, "Hele petrol için bir savaşa hayır di>t>ruz" mesajı verdiler. Türk kadmlann eşit haldardan \ararianabilmcleri amacıyla düzenfcmelerin vapılması için hükümet üyelerryie temaslarda bulunacaklarıru söyleyen pariamenterlcr, halen cezaevinde bulunan eski DEP Miflervekili Leyla Zana'nın serbest bırakılınası için girişimde bulunacaklanm açıkladûar. (KAAN SAĞANAK) 2002'de 20 kitap yasaklandı FIRATKOZOK ANKARA-Türkiye'de, geçenyıl 75 kişi faili meçhul cinayetlere kur- ban giderken, 632 kişi gözalnnda iş- kence ve kötü muamele gördü. Yak- laşık 32 bin kişi gözaltına alınır- ken, 5 kişi gözalnnda yaşamını yi- tirdi. Cezaevlerinde 20 kişinin ölüm orucu nedeniyle yaşamını yitırdiği Türkiye'de, ifade özgürlüğüne yö- nelik kısıtlamalar da sürdü. Yıl bo- yunca 108 radyo ve televizyona top- lam 3 bin 220 gün kapatma cezası verilirken 20 kitap dayasaklandı. IHD, 2002 Yıh Türkiye Insan Haklan Öılalleri Raporu'nu açıkla- dı. Yaşam Hakla, Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği, tfade Özgürlüğü ve Ça- lışma Yaşamına İlişkin Ihlaller ol- mak üzere 4 bölümden oluşan ra- pora göre, geçen yıl yaşanan insan haklan ihlallerine ilişkin rakamlar, konu başlıklanyla şöyle: Yaşam Hakkı İhlalleri: Rapora göre geçen yıl, faili meçhul cina- yetlerde 75 kişi yaşamını yitirdi. Yargısız infazlar sonucu 40 kişi ölürken 7 kişi de uğradığı saldı- n sonucu yaşamını yitirdi. 632 kişinin gözaltında işkence ve kö- tü muameleye maruz kaldığı Tür- kiye'de geçen yıl 5 kişi de gözal- tında yaşamını yitirdi. KişiÖzgürtüğüve Güvenliği: Yıl boyunca toplam 31 bin 217 kişinin gözaltına alındığı Türkiye'de, 200 gazeteci tutuklandı. Cezaevlerinde 20 mahkûm. ölüm orucu nedeniy- le hayata gozlerini yumdu. tfade Özgürlüğü: Bir yıl boyun- ca 20 kitap toplatıldı. Kitaplardan 5'i, "genelahlakauygunobnadığı'' ve "halkuı ar ve haya duygulanm rencideettikleri'' gerekçesiyle top- laülırken birçok kitap "böiücühİk propagandası \apildigi" ve ">asa- dısı örgüte janüm-yataklık ettiği" gerekçesiyle toplatıldı. Biryılda 108radyove televizyo- nun toplam 3 bin 220 gün kapatıl- dığı Türkiye'de, 10 gazete ve dergi toplam 78 gün yayınına ara verdi. 5'i dernek. 1 'i \akıf, 1 'i de enstitü olmak üzere 7 sivil toplum kurulu- şu da kapatıldı. 169 süreli basılı ya- yının toplatıldığı Türkiye'de, 228 kişi, düşüncelerini ifade ettikleri için toplam 362 yıl 7 ay hapis ce- zası ve 144 miryar 164 milyon lira para cezasına çarptınldı. Kürtçe di- lekçe verdikleri için 7 kişiye 26 yıl 3 ay hapis cezası verildi. ORHAN BURSALI Acelesi Ne? ANAP'ın 4 eğilimi toplama görüntüsünü veren GP kadrolarını buna göre oluşturuyor Genç Parti merkez sağa oynuyor MUSTAFAÇAMR ANKARA - Siyasi yaşamındaki ilk olağan kongresini yapan Genç Parti (GP), merkez sağın yeni çekim merkezi olma hesabı yapıyor. Merkez sağın iki önem- li partisi DYP ve ANAP ile daha sağda- ki MHP'nın baraj altında kalması, 3 Ka- sım seçimlerinde "sürpriz" yapan GP'yi hareketlendirdi. ANAP'ın kuruluş yılla- nndaki "4 eğffimi toplama" görüntüsü veren GP, kadrolannı buna göre oluştu- ruyor. GP lideri Cem Uzan'ın önceki günkü kongrede, SHP, ANAP, DYP, MHP kökenli çok sayıdaki eski milletvekili ve siyasetçiyi parti yönetimine taşımasuun altında da bu hedefin yatüğına dikkat çe- • GP'nin kongresinde merkez yürütme ve merkez yönetim kurullanna eski ANAP ve DYP milletvekilleri seçildi. Özellikle Güneydoğu kökenli eski milletvekilleri partililerden büyük alkış aldı. kiliyor. 3 Kasım seçimlerindeki çıkışıy- la sağdaki dengeleri sarsan Genç Parti, merkez sağın yeni lideri olmayı hedefli- yor. Partiye katılan eski ANAP ve DYP milletvekilleri, hafta sonu gerçekleştiri- len kongrede partililer tarafından büyük alkış aldı. Divan başkanlığına Turgut Özal'ın avukatlığını yapan Bilgin Yazıo- oğlu seçildi. Partinin merkez yönetim ve merkez yürütme kurullan da ağırhklı olarak eski ANAP ve DYP milletvekil- lerinden oluştu. Partinin Merkez Yöne- tim Kurulu'na DYP'den AKNaciTuncer, Kemal Aykurt, Adnan Akın, Nurettin Atik ve Muzaffer Ankan seçildi. Eski ANAP Iğdır milletvekili ve son ANAP kongresinde genel başkan adayı olan Adil Aşınm ile 20. ve 21. dönem ANAP Bat- man millervekilliği yapan AtahuOah Ha- midi de Merkez Yönetim Kurulu'na se- çılenler arasında yer aldılar. Merkez Yö- netim Kurulu'na DSP'den YTP'ye geçen eski Amasya Milletvekili Gönül Saray Alphan ile SHP kökenli Mahmut Uya- mkda seçildi. 57. hükümette DevletBah- çeli'nin danışmanı olan Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp ise Merkez Yönetim Kuru- lu'na seçilen dikkat çekici isimlerden bi- risiydi. Eski milletvekillerinin tamamı 50 kişilik Merkez Yürütme Kurulu'na da seçildiler. Genç Parti lideri Cem Uzan'ın, eski milletvekillerine önümüz- deki günlerde parti yönetiminde de gö- rev vermesi bekleniyor. Merkez yöne- tim ve merkez yürütme kurullannda çok sayıda işadamı ve avukat da yer aldı. Es- ki Futbol Federasyonu Başkanı Kemal Uhısu ile eski futbolcu ve teknik direk- tör Turan Sofiıoğhı da Merkez Yürütme Kurulu'nagirdi. Buarada Genç Parti Ge- nel Başkanı Uzan ve başkanlık divanı üyelerinden oluşan heyet dün Anıtka- bir'i ziyaret etti. Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'nun hazırlat- tığı YÖK Yasası'nı değiştirecek taslağın (YEK- Yük- sek Eşgüdüm Kurulu) iki ana yönünü olumlu bul- muştum: YÖK'ün, yükseköğretim eşgüdümcülü- ğüne indirgenmesi ve yetkilerinin önemli bir kıs- mının da Üniversitelerarası Kurul'a (ÜK) ve üniver- sitelere devredilmesi... Ana ekseni bu yönde olan taslağın, aynntılarda çuvalladığı noktaiar var. YÖK'ün yerine geçecek YEK'in bileşiminde siyasal iktidarın ağırtığının his- sedilmesi, UK'nin yönetim ve işlerfiğinin olanak- sızlaştınlması, üniversiteler yönetimine vergi şam- piyonlan.. gibi ne idüğü belirsiz sıfatlı insanlann so- kulması, üniversitelerde okumanın tamamen pa- ralı yapılmasına kapılann aralanması vb. Tabii en önemli bir başka nokta da, yasada bol bol bilimden söz edilmesi, ama bilimden ne anla- şıldığına ise hiç değinilmemesi. • • • Akademisyen çevrelerin genel kanısı, yasa tas- lağının her haliyle aceleye getirilmiş olduğudur. Henüz olgunlaşmamış, ilgili çevrelerde henüz hiç tartışılmamış, çok paydaşı olan bir yasanın alela- cele kamuya açıklandıktan hemen sonra Bakan- lar Kurulu'na sunulmak istenmesini anlamak zor. Bir akademisyen bu konuda bir kestirimde bu- lundu: Tayv^p Erdoğan milletvekili seçildikten son- ra hükümet degişikliği gündeme gelecek. Mum- cu, YEK'i hazıriatarak yeni kabinede de durumu- nu sağlama almaya çalışıyor olabilir... Nitekim taslağa gelen çok sayıda eleştiri üzeri- ne Mumcu, 25 kişilik bir "Atöfye grubu" kurdu ve taslak üzerinde tartışma başlattı. Çalışma grubu içinde eski rektörler, eski YÖK ve denetim kurulu üyeleri gibi, yükseköğrenim ve üni- versitelerin yönetimlerinde bulunmuş, aklı başın- da bilim insanlan yer alıyor (Örneğin Ustün Ergü- der, Süha Sevik, Enver Hasanoğlu, Mete Tun- çay, Kadir Erdin, Mustafa Altuntaş gibi). Çalışma Grubu ilk toplantısında, taslağın ucu- be yerierini düzeltmeye başladı. Anayasanın yük- seköğrenimle ilgili 130 ve 131. maddeleri yeniden düzenlendi. Taslakta, YEK'in oluşma biçimi üzerinde yeni bir uzlaşı sağlandı. Mumcu'nun taslağında, YEK 17 kişiden oluşuyordu. Cumhurbaşkanı 7 YEK üye- sini Üniversitelerarası Kurul içinden atayacaktı. Bakanlar Kurulu da (çeşitli bakanlıklar+DPT vb.) 7 üye atıyor ve 3 üye de TİSK, TOBB ve sendikalar- ca belirteniyordu. Yükseköğretimle ilgili bir eşgüdüm kurulunda bilimin ağıriığı ortadan kaldınlıyordu. Atölye Gru- bu, Cumhurbaşkam'nın atayacağı üyesi sayısını 10'a çıkartıyor ve böylece denge kuruluyor. Aynca, bi- rer üyenin işçi ve işveren kesimince, birer üyenin de kamu ve öğretim üyeleri sendikalannca belir- Ienmesi ilke olarak kabul ediliyordu. YEK içinde neden birer tane de TÖBıTAK ve TÜ- BA üyesi yok? Mumcu bunu neden istemiyor? Bu iki kurumun oturmuş bilimsel yapılan ve kimlikle- ri, AKP hükümetini rahatsız mı ediyor? • • • Üniversitelerarası Kurul'un yapısı da değiştiril- meli ve etkin hale getirilmelidir. 10O'ün üzerinde ki- şiden oluşan, yapısı bile henüz belirienememiş bir kurul, "yılda en az bir kere" toplanarak, üniversi- telerin hangi sorunlannı çözecek, yasaca verilen görevlerini yerine getirecek? Atölye Grubu, herhalde, ÜK'yi yeniden yapılan- dıracaktır. Sadece o işi yapan, profesyonel bir Yü- rütme Kurulu oluşturulması kaçınılmazdır. Yoksa, YÖK görevlerini ÜK'ye devretmek anlamsızlaş- maktadır. Taslak, üniversitelerin yönetim kurullanna üniver- site dışından kimselerin atanmasını öngörüyor. "Vergişampiyonlan" vb gibi.. Yann "şampiyon"'de- ğişmeyecek mi?! Ya "şampiyon"un vergi işleri şa- ibeli vb. çıkarsa?! Neden "futbolşampiyonlan"da orada temsil edilmesin? Üniversitelerin yönetim- leri tamamen bilim insanlanndan oluşmalı. Atölye Grubu'nun da, üniversitelerin toplumla ilişkilerinin kurulması için, danışma kurullannın oluşturulma- sını önerdiğini öğreniyoruz... Taslakta eleştirilecek çok yön vardır, bunlardan en önemlisi, üniversiteleri paralı eğitime yönlen- diren düşüncelerdir. Prof. Yaman Barlas, haklı olarak, üniversitelerde öğrenim ücretinin 1 -2 bin ve daha fazla dolara yükseltilerek ve diğer başka düzenlemelerle fırsat eşitliğine büyük darbe indi- rilmek ve sosyal devlet ilkesinin de mezara gömül- mek istendiğine işaret ediyor. Bu, bir başka yazı konusudur. Yasada bilimin tanımı yoktur... Celal Şengör, bu noktaya dikkat çekiyor. Taslakta bol bol bilim sözcüğü vardır, ama bilimin ne olduğu yoktur. Ya- man Barlas da, yasadan, Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" şeklindeki bilimin en doğru tanımının çıkanlmış olduğunu anımsatıyor. Sahi, Mumcu'nun bilim tanımı nedir? Not YEK üzerine tartışmadan kaçınmak, top- tan reddetmek ve sürecin dışında kalmak gibi bir lüksümüz olabilir mi? Her şeyi onlara mı bıraka- cağız? YÖK Başkanı, Cumhurbaşkanı'na karşı- dır. her şeye karşıdır. YÖK'ü ve üniversiteleri bu tartışmanın dışında tutarak ülkemize mi hizmet ediyor, yoksa AKP hükümetine mi? obursali@cumhuriyetcom.tr Gülçiçek ve Yerlikaya'dan önerge Cemevlerinin sorunu Meclis'e taşındı ANKARA(Cumhuri- y«Bürosu)-CHP Millet- vekili Aü Rıza Gülçiçek ve CHP Tunceli Milletve- kili Sinan Yertikaya, dün TBMM Başkanlığı'na ayn ayn verdikleri soru önergeleriyle Alevi yurt- taşlann inanç merkezi olan cemevlerine diğer ibadethanelerden daha az yardım yapılmasını eleş- tirerek konuyu Meclis gündemine taşıdı. Gülçiçek, Başbakan Abdullah Gül'ün sözlii olarak yamtlaması iste- miyle verdiği soru öner- gesinde, laiklik ilkesiyle yurttaşlann eşitliği ve farklı inançlara saygının anayasayla güvence alrı- na ahndığını belirterek "12.04.2002'de4100sa- yıfc kararnamenin eldola- rak düzenlenen kararda cami, mescit, kttise, hav- ra, sjnagoglardektrikhiz- metinden bedelsiz olarak vararlanrv or. Ancak mil- yonlarca Alevi vnrttaş> mızm inanç merkezi olar cemevlerinenedenyer TO rümemistir'' diye sordu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle