23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ŞUBAT 2003 SALI CUMHURİYET SAYFA 17 poste: tfentzsom©cutrtnjriyetcom.tr Kap yağışıIstanbul'da kar yağı- yor... Istanbul'da ilkokul ^ h çocuklan, pence- J H l redenkaryağdığı- m görünce sevinç- le çığlık atıyor: "Yaşasın tattl yağıyori" Düzeltme Amerikan dolannın üze- rinde "In god we tnıst" yani biz tannya güveniyoruz yazıyor ya... Akif Gökçe diyor ki: "Son gelişmeler üzerine tann dayanamayıp dü- zeltme göndermiş: 'But in Washington I dont', yani; ama ben Washin- ton'a güvenmiyorum." - Türkiye enerji koridoru olacakmış... "Yol oecen hanı olmasın!" G eçen hafta, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Ooğan'ın, emekli orgeneral Faik Tü- rün'ün cenaze töreninde, Türün'ü verilen ı 1 görevleri yerine getiren bir vatansever ola- rak nitelemesi üzerine siyaset bilimci ve araştırmacı yazar MuzafferAyhan Kara'nın, eleştirilerini yayım- lamıştık... 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Dogan'dan ko- nuya ilişkin açıklamageldi... Doğan'ın "Silahsız Kuv- vetler'e gönül dolusu sevgi ve saygılar" diye başla- yan açıklamasını iki gün boyunca kamuoyu ile pay- laşıyoruz: "Emekli Orgeneral Sayın Faik Türûn'ün cenaze tö- reninde yaptığım konuşmaya ilişkin yazınızı okudum. 'Silahsız Kuvvetler'in' gönlünü alıp alamayacağını bi- femem ama, konuya ilişkin benim yapabileceğim açıklamayı, bilgi ve değerlendirmenize sunuyorum. Konuşma bir metne dayaJı yapılmadığı için, size bir metin gönderemiyorum. Söz konusu konuşma, sa- Orgeneral Doğan nınm dondurucu havanın da etkisiyle olacak, bazı muhabirler tarafından çok eksik, bazı muhabirler ta- rafından da amacını aşan ilavelerie yansıtıldığını gör- düm. Anadolu Ajansı'nın bülteninde, bültenin elver- diği oianaklar çerçevesinde, hiç olmazsa konuşma- ya ilaveler yapılmadan bir özeti verilmiş. Ajansta yer alan metni size ek olarak gönderiyorum. Konuşmamda 12 Mart döneminin çok acımasız bir dönem olduğunu, o dönemde insanlann hak et- medikleri acılar çektiklerini açıkça belirttim. Benim karşı olduğum, o dönemde yaşanan bütün acı ve sı- kıntılann Orgeneral Sayın Faik Türün'efatura edilme- sidir. Hoşgörü ve sevginin yerine kin, nefret ve düş- manlık duygulannın yer aldığı, toplumsal histeri nö- betlerine girdiğimiz o dönemlerde gerçek 'oyuncu- lar'ı belirlemede oldukça zorianırsınız. Ziverbey Köşkü'nün yerini ve yolunu benim bilme- diğim gibi, Sayın Türûn'ün de bilmiş olduğunu san- mıyorum. Sonradan yaptığım araştırmada 'Köşk'ün MlTin 'özel mekânı' olduğunu öğrendim. Bana söy- lendiğine göre bu mekânda, vatan kurtarma operas- yonu yapan(!) iki küçük, ama namlan sonradan çok büyüyen iki memurdan birisi hayatta değil, diğeri ise şu anda başka bir ülkeyi mekân seçmiş durumda. Asketierin görevdeyken siyasi tercihleri öne çık- maz, pek de bilinmez. Bu Silahlı Kuvvetler'i günlük politikanın dışında tutmanın gerekliliğindendir. Ben, Orgeneral Sayın Faik Türûn'ün komutanlık ve insani cephesini birölçüde bildiğimi sanıyorum. Bunun ne- deni de benim o dönemde Kurmay Yüzbaşı olarak Ordu Komutanı ile planlama toplantılannda, zaman zaman doğrudan görev ilişkisi içerisinde olmamdan kaynaklanmıştır." Devamı yann. Balık SehapÖnden"Jsken- derun açıklannda bekleyen ABO gemile- ri sabotajdan korktukla- nndan yöre balıkçılannın denize çıkmamalannı is- temişler. Karşılığında tazminat olarak küçük teknelere 1, daha büyuk- lere 20 milyar lira aylık vereceklermiş. Balıkçılar parayı alacak da çarşı pazara sunulacak balık- taki azalma nasıl tazmin edilecek? Bizim balıklar ne olacak? Böyle bir işe aracılık eden bizim yetki- li ve etkililere ne demeli!" SESSİZSEDASIZ(f) Yüksek Yerilim Hatö erdincutkuıS yahoo.com -NeWARneyok? - Savaş WAR! Turizmin zararı 12 milyar dolar Akdeniz Turistik Otelciler Birliği'nin yayımladığı turizm dergisi Resort'ta, Turizm Bakanlığı'nın eski müsteşan Nafiz Ekzen, olası birsavaşın Türk tu- rizmine etkisinin uzun süreli olacağını yazıyor ve 1991 yılındaki savaşın so- nuçlanna göre yeni faturayı şöyle çı- kartıyor: "2002 sezonunda pazarın yüzde 66.4'ünü oluşturan 8.5 milyon kişilik OECD pazannda esas kayıplar yaşa- nacaktır. Bu pazarda 3.4 milyon turist kaybı olacaktır. 2002 yılı ortalama turist ba- şına harcama 620 dolar ile hesaplan- dığında tek başına OECD pazanndaki kayıp 2.5 milyar dolardır. Sezon normal şartlarda devam edecek olursa, OECD pazanndan ilave 1.1 milyon kişi gelme- si beklenirken, bu artış olmaya-1 cağı için yaklaşık 800 milyon dolar da buradan gidecek, net kayıp 3.3 milyardolarve bunafiyatdü- şüşünü de eklersek 3.5 milyar dolar olacaktır. Buna bu yolculann Türk bay~ raklı charterlerletaşınmasından doğan kayıplan eklediğimizde 4.5-5 milyar dolarfık bir kayıp çıkmaktadır. Kriz kı- sa sürede aşılsa bile en az üç sezonun daha etkileneceğini öngörürsek Türk turizm endüstrisi asgari 9-12 mjlyar dolar kayba uğrayacaktır. Son 20 yıllık dönemde Türk ekono- misinin uluslararası pazara. sunduğu tek 'yeni ürün' turizmdir. Doğu Akde- niz turizminin en güçlü pazandır. Şim- di son 13 yılda dört kez çok ciddi bir krizi kapısında hissetmektedir." Laik ve Çağdaş Eğitiııı Onceliği İ.GÜRŞENKAFKAS Cumhuriyetin kuruluş ön- cesinde yeni eğitim politika- mızın temeli üç ana bölüm- de düşünüfmüştü. Atatürk, yeni Türk toplumunun çağ- daş uygarlık sevryesine ula- "şabilmesi ve ulusa) varlığımı- zı sürdürebilmemiz için ge- rekli gücün eğitimde olduğu- nu "Milletleri hür, müstakfl, şanlı ve yüksek bir toplum olarakyaratan eğitimdir"öz- deyişi ilebelirtiyordu. Ulusu- muzun siyasal ve toplumsal yaşamında güzelliklere ula- şabilmesi, ayrıca bireylerin zihinsel eğitiminde başanlı olabilmesinin yolu "ilim ve fen "den geçer. 1922'de Bur- sa'dakinutkunda; "Gelişmiş ve yükselmiş bir ulus olarak uygarlık alanındayaşayaca- ğız. Bu yaşamda yol göste- ricimiz bilim ve tekniktir" demiştir. Eğftimimizde laik ve çağ- daş öncelikli ilkeler, yaşam sürecimizde sosyal, siyasal ve kültürel alanlan da kap- samaktadır. "Cumhuriyetin temeli kültürdür" özdeyişi bu görüşün kanıtıdır. Os- manlı dönemindeki "medre- se ve mektep" anlayışına son vermek "Tevhid'i Tedri- sat" kanunu uygulamasryla "Eğitimde Biriik'le çağdaş- lığageçişsağlanmıştır. Böy- lece eğitim ve öğretim bir- leştirilip, aynı düşüncede, görüşte bireylerden oluşan /eni bir ulus yaratılmaya ça- ışılmıştır. Insanlarımız bu jlusal benliğin kazanılması 'e geliştirilmesinde yoğun •âba göstermişlerdir. Savaş- îr, kavgalartoplumun ve bi- sylerin daha aydın ve çağ- !aş bir yaşam edinmesi içîn- i. Eğitimde temel unsur in- andır. Bireylerin yetenekle- nin ortaya çıkarılması, ge- rtirilmesi, çağdaş bir yaşam îzanımı ile olacaktır. Top- msal gelişmişliğin de gücü i adı eğitimdir. Eğftim siste- imizin yapılaşmasında ığdaşlık ön koşuldur. Iç ve j etmenlerin eğitim siste- tmizde yeri olmamalıdır. ıce ulusal iç dinamizmi- z, kültürümüz, sanatımız- "laik ve çağdaş" yaşantı- olunmalıdır. Eğitimimizde laik ve çağ- ş öngörüde hiçbir unsur geleyici olmamalıdır. Bir a yakın süreç, laik ve çağ- ? eğitim biçiminin gelişi- lekullanıldı. Eğitimimizde sallık, küreselleşen dünya îleriyle kalkınma soluğu- /e bütünleşmesini içimiz- ^aşatmakla olacaktır. Eği- ie devlet görüşüne evet, r, hükümetleruygulama- ı hayır diyorum. Eğitim jmimiz partiler üstü bir devlet politikası olmalıdır. Coğrafyamızın her köşesin- deki insanımızın eğitimi cid- di ve "milli" olacaksa "yaz- boz" tahtasına dönüşme- melidir. Herönünegelen, ak- lına gelen uygulamayı yap- mamalıdır. Kalıcı, akılcı, bilgi- ye ve bilime dayalı, ileriye gi- dişle bezenmiş eğitim arayı- şı ile olmalıdır. Çocuklarımı- zın ve gençlerimizin eğiti- minde, öğrenim özgürfüğü- ne, araştırmaya, teknolojiye, yeniliğe yönelik değişim ve gelişim seçenekleri düşünül- melidir. "Eğitim meselelerin- de mutlaka başanlı olmalı- yız" özdeyişinde laik ve çağ- daş eğitim onceliği vardır. 21. yy'da ulus olarak eğitim- de çok sorunlu olduğumuz unutulmamalıdır. Bu sorun- lardan biride "DilEğitimi"d\r. Dilimizin gelişimi, ulusallığı, gençlere sevdirilmesi de "devletpolitikası" olmalıdır. Devlet erkinde yer alanlar, "Güzel Tûrkçemizi" kulla- nırken, dilde özleşmeye özen göstermelidirler. Dil eğitimi, eğitimin onceliği ol- malıdır. "Dünyada her şey için, başan için en doğru yolilimdir, fendir. İlim vefen- nin dışında yol aramak, dal- gınlıktır, bilgisizliktir, sapık- lıktır" diyen Atatürk'ün özde- yişinin anlamını kavramalı- yız. Türk ulusunun varlığını sonsuzluğa sürdürebilmesi, uygar, çağdaş uluslarla yan- şabilmesi, her alanda başa- nlı o ması eğitim zenginliğiy- le olacaktır. Eğitimdeki yetki- liler söylem ve eylemlerinde bu önemli konulan gözardı etmemelidirler. Eçitimde yaşanılacak gö- rüşlerde ülkeyi iç açıcı olma- yacak sınıfsal bölünmeye izin verilmemelidir. Eğitim sevg ile yeşerir, yaygınlaşır. Ulusal eğitimde yangın yeri yaşanaya gücümüz yoktur. Suys düşen, sürüklenen gö- rüşle'yerine, akılcı, bilgi yük- lü ve çağdaş yenilikler bek- lentisindeyiz. Ikili, üçlü ve taşımalı eği- tim sorunu; ilk ve ortaöğreti- min gelişimi, yükseköğreni- min Atatürkçü düşüncede çözümü, engelli çocuklan- mızın eğitimi; öğretmenlerin çağdaş ve demokratik eğiti- mi gibi nice sorunlarımız var- ken, yenilik diye fotoğrafas- mak çelişki değil mi?.. 21. yy'da bir asra yakın süreç- ten bu yana ulaştığımız yer- den cönüş değil de, daha ileri gdiş olmalıdır. Eğitimi- mizin gelişim ve değişiminin tek yolu, laik ve çağdaş eği- tim örceliğidir. Bu yol ulusal eğitimde aydınlık ve ışık yo- lu olacaktır. Gereksinim du- yulacak kaynak Atatürk'ün ilkevedevrimleridir. ÇİZGtLtK KÂMtLMASARACI H A R B İ SEMİH POROY semihporoy " yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARJKAN 25 Şubat T4L4T PASA 7V//V K£M/KL£R/\ , BEJZL/AJ 'O£ f (ŞOGOMON rALLE/SYAN) m/ZAP'N&AN S/L4HLI SALP/& SONUCU ÖL&üeûLEgEK 7Z/£< ME2*ei/Ğ'M4 GÖMÜL- ŞTÜ. 2.2 y/L SOMGA, TÜ&Cİy£'AttU KOOP-C'DEN DUYURU 07-09 Mart 2003 günJerinde BARTrN-AMASRA-S.4FRANBOLU küJtür turundayız. "08 Mart Dünya Kadınlar Günü"nü Bartın Belediyesi ile ortaklaşa kutluyontz. 2 Gece 3 Gün Yarvn Pansiyon Kişi Başı 100.000.000.-TL Daha geniş bilgi için lütfen aşağıdaki numaralan arav'inız. Tel: (0212) 520 21 91 - 92 Fax: 520 50 23 E-mail:cumhuriyet@cumhuriyetmahalksi.com.tr DemirtaşCeyhm AKHİSAR ASLİYE 1. HUKÜK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 2001/14 Davacı Nurten Dalgıç vd. tarafından dav'alılar Dur- sun Aslan vd. aleyhine açılan tazminat davasının ya- pıJan açık yargılamasmda verilen ara karan gereğin- ce: Davacı Nurten Dalgıç vd tarafindan davalrlar Dur- sun Aslan vd. aleyhine tazminat davası açılmış. Mah- kememizce verilen karar davalı Dursun Aslan'a ila- nen teb/iğ yapılmış ve dosya temyiz edilerek, Yargı- tay'dan bozularak gelmekle ve yeniden yapılan yargı- lamada davalıya duruşma gününün ilanen tebîiğine karar verildiğinden, davalı Dursun Aslan hakkında devam eden davanın duruşması 27.03.2003 günü saat 09. )5'e talik edilmiş olup, duruşma günü davalıya davetiye yerine kâim olmak üzere ilanen tebliğ olu- nur. 03.02.2003 Basın: 8063 «Niçin illâ da türban veniçin tfirfaana hayır?» Biiyükparmakkapısk.lO/3Bevoğlıı'Ist. c ı ç / Tel-Fav.0212.2494774 n » " İSTANBÜL 1. SULH HUKUK HÂKtMLİĞt'NDEN Dosya No: 2002 575 Vasi T. Hastalığı sebebiyle Istanbul, Fatih ilçesi, Haydar Mah. cilt: 27, hane: 1082 nüfusuna kayıtlı Ali ve Senem'den olma, 1929 doğumlu Nafiye Topçu mahkememîzin 1902/2003 tarih, 2002/575 Esas, 2003/34 Karar savilı ilamı ile vesayet altına alınmış olup kendisine oğlu Erdoğan Top- çu'nun vasi tayinine karar verilmiştir. Ilanolunur. 21 02/2003 Basın: 8116 KALEM METÎN ERKSAN H. A. Yücel ve Kıbrıs Hasan Âli Yücelin (1897-1961) "Kıbns Mektup- lan" adlı bir kitabı vardır. "Iş Bankası Yayını" olan bu kitapta yazar, 1955-1957 yıllan arası Kıbns üstüne yazdığı mektuplannı ve yazılannı tpplamıştır. Gerçek bir düşünür ve yurtsever olan H. A. Yücel; Milli Eği- tim Bakanı olmadan önce, M.E.B. sırasında ve M.EB.'dan sonra, çokdeğerli/nitelikli/ayncalıklı birdi- zi kitap yazmıştır. Bu kitap onlardan biridir. Olanak olsa bu çok önemli kitabın tümünü alıntıla- sak. Fakat bir köşe yazısı kapsamında, kitaptan kısa alıntılar yapmak zorundayım: "Bukftabı, Kıbns için savaşmış ve savaşan kar- deşlerimize, bu uğurda tarihte ve günümüzde can vermiş, kan dökmüş soydaşlanmızın aziz ruhlanna; hürmetle, muhabbetle sunuyorum. 10 Şubat 1957. H. Â. Yücel". "Başpiskopos Makarios çevresinde toplanan ve bugün Rum diye anılan bu insanlann türnü Grek as- lından değildir. Fakat 4. yüzyılda Doğu Roma Impa- ratortuğu sınırianiçinde Rumcayıresmidilyapma ha- reketi, bu insanlan Rumca öğrenmekzorunda bırak- tı. Ortodoks Hıristiyanlığa giren bu insanlar, zoria öğ- retilen Rumcayla, Rum oidular." "Haçlı Seferieri Krallanndan Amaury de Lusig- nan //. 1197'de Kıbns veKudüs Kralıolunca; Papa 'ya başvunjp Kıbns'ta Katolik Başpiskoposluğu'nu kur- du. Katolik Kilisesi Ortodoks Kilisesi'nin tüm malla- nnı, arazisini ve yetkilerinikendi varlığına kattı. Kato- HkJOrtodokssürtüşmesı, Ortodokslann Katolik kilise- sine ve Papa 'ya bağlılıkJan zonınlu kılınarak 1260'ta sona erdirildi. Rumlar üç yüz yıldan fazla bir süre di- ni örgütlerinin variığından ve bağımsızhğından yok- sunkaldılar. Kıbns'ta Tûrkyönetimi başladıktan son- ra Rumlar, Türklerin verdiği izinle Ortodoks Başpis- koposluğu'nu kurabildiler. Bizim KıbnsAdası 'na gel- memiz Rumlann kurtuluşu oldu." "Kıbrıs Adası'nı Osmanlı ülkesine katmayı sağla- yan 2. Selim, Kıbns Adası'nın yönetimi için, bakınız nasıl insanca emirter vermiştir. (Kıbns Adası halkına zulüm ve düşmanlıkedilmeyecektir. KıbnsAdası hal- kı adaletle yönetilecektir. Kıbns Adası halkı; dinse/, hukuksal, parasal, vergiselkonulardakorunacak, kol- lanacak ve desteklenecektir. Kıbns Adası eski duru- mu korunarakimar ve zengin edilecektir. Bu konuda verdiğim kesin emirierden kişi olarak sorumlusunuz. Kıbns Adası halkıbizeAJIah'ın emanetidir. KıbnsAda- sı halkını koruyup kollayıp, bu halka kimsenin zulüm ve dûşmanlık yapmasına izin vermeyeceksiniz). Bu bir Osmanlı Padişahı'nın Kıbns Beylerbeyi'ne, Kıb- nsAdası Kadısı'na, KıbnsAdası Defterdan'na ferma- nıdır." Aziz H. A. Yücel'in açıkladığı bilimsel bilgilere ek- lemek istediğim bilimsel bilgiler şunlardır Avrupalı Kral Amaury; Kıbns Adası'nda Avrupa feodalite dü- zenini uygulamıştır. Kıbns Adası'nda Osmanlı/Türk yönetimi başlayana kadarserfve senyör, köle ve efen- di düzeni sürmüştür. Kıbrıs Adası Rumlan; Kıbns Adası'nda Osman- lı/Türk yönetimi başladıktan sonra feodalite düzenin- den, kölelikten ve Avrupalı efendilerden kurtulup, Os- manlı/Türk Devleti'nin özgür uyruklan olmuşlardır. Kıbns Adası Rumlan, Kıbns'ta Osmanlı/Türk yöneti- mi başladıktan sonra yalnız Ortodoks kimlikterine ka- vuşmamışlardır. Kıbns Adası Rumlan; Kıbns Ada- sı'nda Osmanlı/Türk yönetimi başladıktan sonra, asıl ve önemli olarak; siyasal, toplumsal, ekonomik, hu- kuksal ve insansal haklanna kavuşmuşlardır. H. A. Yücel'in ibretler dolu ve baştan sona okun- ması zorunlu kitabından bir alıntı daha yaparak yazı- mızı sürdürelim: "Şimdiyekadaranlattıklanm, birölönün masalı de- ğil, birdirinin kendigeçmişini algılamasıdır. Bubiçim birgeçmiş algılaması olmadıkça, şimdikidurumun bi- linci gereğince aydınlanamaz. Yaşayan ve yaşama- ya karar verenler için olup bitmiş hiçbir şey yoktur. Ancak olmakta olan, hele olacak olan vardır. Tarih is- ter romantik, ister gerçek olsun. Tarih durmaksızın ders veren bir bilgedir. Tarih ölüleri dirilterek hayatı sürdürür. Kim ne söylerse söylesin. Tarih vardır. Mil- lette tarih bilinci olmadan Milli Tarih, Milli Tarih olma- dan Milli Biriik olmaz. Milli Birlik, bir topluluğun yal- nızmekânda birieşmesideğildir. Zamanda da birieş- mesi demektir." Demek Kıbns Adası'nda yaşayan K/bns Türkferinin haklannı, demek Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti Dev- leti'nin varlığını; yüzyıllar önce Kıbnslı Rumlann din- sel ve yaşamsal özgürlüğünün Türklertarafından sağ- landığını bilimsel bilgi olarak belgeleyen Türk Tarihi- ni hiç bilmeyen, ABD'nin, AB'nin, Yunanistan'ın, ABD'deki ve AB'deki Türk düşmanı Rum ve Ermeni lobilerinin buyruğurtdaki Kofi Annan ve De Soto saptayacak öyle mi? 1 2 3 4 5 1 2 3 4 5 6 I I I tpt Tİr 6 M | | | \wk \ \ 8 9 7 8 9 ttc1r mrnrm _n • n z—1 •• 1 1 1 1 2 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLIKVSAĞA: 1/ Ağn ilinin eski adı. 2/ Halk dilınde sebze bahçesi- ne verilen ad... Bir sanat yapı- tında işJenen ana konu. 3/ Geveze. 4/ îki tarla arasında- ki sınır... An- talya'nın bir il- çesi. 5/Bir şeyi anımsamak için yazı- lan kısa yazı... Kadın- 1 larhamamındahizmet 2 eden ve müşterileri yı- 3 kayan kadın. 61 Kara- ^ ciğerin irileşmesi ya c da körelmesiyle beli- _ ren hastalık... Boru se- si. II Içinden geçen elektrik akımıyla manyetik alan yarat- 9 mak üzere bir eksen çevresine sanlmış tel. 8/ Man- tık... Dört Halife'nin sonuncusu. 9/CahitKülebi'nin bir şiir kitabı... Su düzeyindeki sıra kayalar. yUKARmAN AŞAĞIY4: 1/Tunceli ilinin eski adı... "Türkçem benim —bay- rağım" (F.H. Dağlarca). II Nevşehir'in bir ilçesi... Asker. 3/Sergen... Asya'da yüksek bir bölge. 4/Cen- net ile cehennem arasında bulunduğuna inanılan y- er... Şekerkamışından elde edilen bir içki. 5/Cıva sül- für bıleşımli bir mıneral. 6/Öleceği kesıalikle bilinen bir hastanın, acılannı dindirmek için doktor tarafın- dan öldürülmesi. 7/Hamur tahtası... Kesinlikle uyul- ması ısterıen Kuran ve hadis hükümleri. 8/ Ilaç... "Kazma ile döğmeyince — verdi / Benim sadık yâ- rim kara topraktır" (Âşık Veysel)... Lityumun simge- ji. 9/lştahı açmak için yemekten önce içilen içki.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle