Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 AKALIK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ BASEV
Iraklılar ülke yönetimine hazırlanıyor. Bu süreç, savaşta ve sonrasında yaşananlardan bile daha tehlikeli ve kanlı olur
Irak'taiç savaşdönemi• Irak yeni anayasanm
hazırlanacağı bir döneme giriliyor.
Bu dönem çok tehlikeli bir dönem
olabilir. Ortada iki seçenek var:
Kendi kendini yönetme ya da
kendi kendini mahvetme. Görünen
o ki artarak süren ve olası bir sivil
savaşın tohumlan sayılabilecek
sivil çatışmalar George Bush ve
Tony Blair'in Irak'taki mirası
olarak tarihe yazılabilir.
SIMON T1SDALL
ABD'nin askeri kaynaklan, geçen pazar Bağ-
dat'ın kuzeybatısındaki Samarra'daki çatışma-
da "54 düşman savaşçının* öldüğü, birinin ya-
kalandığı, 22 sinin de yaralandıgını açıkladı. Bu
çok alışılagelmişin dışında bir durum. Birçok ça-
tışma ve savaş anında yaralananlann sayısı öl-
dürülenlerinkini geçer. Ve böyle şiddetli çatış-
manın olduğu ortamlarda ABD'nin kaybının da
yüksek olması beklenirdi. Ancak, Samarra'da
önemli bir zafer kazanılmıştı!
Gayriresmi kaynaklar ise başka bir hikâye an-
latıyorlar. Onlann anlattıklanna bakılırsa ölen-
lerin çoğunu sivüler oluştunıyordu. Bir dükkân
sahibi, saldınya uğrar uğramaz Amerikan as-
kerlerinin deli gibi her yöne ateş açmaya başla-
dıklannı söyledi. Ve iki sivilin öldüğünü gördük-
ten sonra da kendi kendine "Eğer silahım obay-
dı ben de Amerikalılara salduirdım'" dedigini
anımsath. Samarra'da görevli bir polis memuru
da bunlara benzer şeyler anlattı. Peki o zaman
Samarra'da ne oldu? Amerikan askerlerinin bü-
yük bir bayramı mıydı? Suçsuzlann katliamı
mı? Ya da gerçekte ne olduğunu asla bilemeye-
ceğimiz geçmiştekilere benzer, akıllarda çeliş-
kiler bırakan bir kanh olay daha mı yaşandı?
Irak'taki, sürekli olarak çelişkili iddialarla üze-
rine sis çöken asıl tabloyu görmek çok zor. An-
cak, durum ruzh ve geleceğe yönelik tahmin ya-
pılması zor bir şekilde olduğuna göre net ve doğ-
ru bir durum tespiri her zamandan daha çok ge-
rekli.
Teröre raflmen olumlu gelişmeleri
ABD'li askeri sözcü gibi Amerikan ve Ingiliz
hükümetleri de geniş kapsamh bir projenin uy-
gulanmakta olduğu konusundaki kesin kararlı-
lıklannı koruyorlar. Bağdat'ı ziyaret eden Ingi-
liz Dışişleri Bakanı Jack Straw geçen hafta Avam
Kamarası'na tipik bir izlenim sundu. "Terör sal-
dınlanna rağmen Irak'ta Ki geHşmeler oluyor"
diyen Straw, 2004 Temmuzu'nda seçilmiş bir
geçici Irak Hükümeti'nin görevde, 2005 yılı so-
nunda da ülkenin yeni bir anayasası olması ge-
rektiğini söyledi. Stravv'a göre koalisyon özgür.
demokratik, istıkrarlı \ e varsıl bir Irak yaratıyor.
Bu görüş şiddetli bir şekilde tartışıhyor. Ve Av-
rupa'daki solcular, 'Irak'ta birçok konudahesap
hatalan yapan koalisyon kötü bir şekilde sende-
Kyor ve bunu iriraf edemiyor ya da ernıek istemi-
yor" diyorlar. Bazılanna göre ise Irak politıka-
smın çökmesi an meselesi ve Iraklılar sonunda
yeniden hak ettikleri bağımsızlıklanna kavuşa-
caklar. Aslmda, ABD ve Ingiltere bugünlerde ha-
üaşkandan
sürpriz ziyaret
ABD Başkanı George
Bush, Şükran Günü
olan 27Kasım'da
Bağdat 'taki Amerikan
askerlerine sürpriz bir
ziyaretyaptı. Savaşın
mimarı Bush 'un
onlarla birlikte yemek
yemesi ağır kayıplar
veren askerlere moral
kaynağı oldu. Başkanın
yemek dağıttp
şakalaştığı askerlerin
neşesi yüzlerinden
okunuyordu.
(REUTERS)
talannı daha rahatça itiraf edebilirler. VVashing-
ton ve Londra'da, Irak'taki "patiayKi" nitelikte-
ki zor durumun sürdüğünün net olarak farkına
vanldı.
Cıkış yolu arıvorlar
ABD ve tngiltere bırakıp kaçmayacaklannı
söyledikleri zaman bunda kesin kararlıdırlar.
Irak'ta bağımsız bir hükümet kurulduğunda bi-
le sayılan azaltılmış Amerikan birliklerinin ül-
kede varlığının süreceğıne hiç şüphe yok. An-
cak, işleri çok zor olduğu için bir çıkış yolu an-
yorlar ya da çıkış için yol gösterecek bir tabela.
Günlük, zarar veren, masraflı şiddete son vermek
istiyorlar. Siyasi sancılann bitmesini istiyorlar.
llginçtir ama işte bu noktada koalisyonun amaç-
lan ve askeri müdahaleye karşı çıkanlannki ke-
sişiyor gibi görünüyor. Dünyadan Iraklılara ge-
len mesaj sorunun, çatışmanın üçüncü aşaması-
na gelindiği yönündedir. Savaş ve savaş sonrası
süreçten sonra şimdi de "işgalsonraasürecr baş-
lamak üzere. Bu son aşama, Jack Straw'un önü-
müzdeki yılın temmuz ayı için tarih belirlediği,
Iraklılann kendi iç işlerini ele alacaklan süreç-
tir. Bu nedenle de soru artık savaş, saldırmak, iş-
gal etmek ya da çekilmeye yönelik olmamahdır.
Asıl soru ülke yönetiminin hangi Iraklılann, na-
sıl ele geçireceğine ve olanlann ne kadar yasal
olacağına yönelik olmalıdır. Bundan sonraki aşa-
ma iki seçenek sunuyor: Bağımsız şekilde ken-
di ülkeni yönet ya da kendi kendini mahvet!
Slvll savaşın tohumlan atılıyor
ABD tarafmdan atanan yönetim konseyi şim-
diden gelecekte, geçici ya da seçimle başa ge-
lenbir hükümette yer almak için manevralara baş-
ladı. Kürtlerin düşündükleri bölgesel otonomi ol-
mazsa geleceğe yönelik hiçbir siyasi çözümü
kabul etmeyecekleri açık. Nürusun çoğunluğunu
oluşruran Şiiler de yeni anayasa ve yönetim için
tslami bir karakter oluşturarak siyasi gücünü or-
taya koymaya çahşıyor.
Geçen 12 ayda yaşananlan düşünsek de.. her
şeye rağmen Irak'ta bundan sonra başlayacak
süreç şimdiye kadarkilerin "en tehtiketisi" olacak
gibi görünüyor. Şimdiki tablo Irak'ın geleceğinin
kurulacak dengelere bağlı olduğunu gösteriyor.
Kurallara uygun bir geçiş süreci ve demokratik,
yasal bir yönetimin sağlanması hâlâ garanti al-
tına alınmış gibi görünmüyor. Artarak süren ve
olası bir sivil savaşın tohumlan sayılabilecek
sivil çatışmalar Bush ve Blair'in Irak'taki mirası
olarak tarihe yazüabilir.
(The Guardian, Ingiltere, 3.12)
Her taşın
altından
Soros çıhyor
Şaron'un uygulamayacağı barışplanı
ALEXEIPANKIN
Ingiliz The Guardian gazetesi
Macar asıllı işadamı George So-
ros'un ABD Başkanı George VV.
Bush u Beyaz Saray'ın başından
göndermek için kampanya yürüttü-
günü duyurdu. Dünyanın en ünlü
zengmleri arasındaolan Soros, *öMim
kalım mesetesi" olarak nitelediği
kampanya kapsamında, Bush'un
eünden yönetimi almak için şimdi-
ye kadar 15 mih/on dolar harcadı.
Rusya'da yayımlanan Moskovs-
kiye Novosti gazetesi, şimdi ABD'de
yaşayan, NTV'nin eski yayın yönet-
meni Igor Malaşenko'nun imzası-
aı taşıyan bir yazı yayımladı. Ma-
laşenko, yazıda, Unified Energy
Systems şirketinin yönetim kurulu
başkanı Anatoly Çubais'e 2004
Mart'ında devlet başkanlığı için ya-
nşması için çağn yaptı. Yazının özü
şu başlıkta toplanabilir: "Suçhıy-
san. adayotanahak-
km var demektnf
Malaşenko, "Tu-
tuklanan işadamı
Kodorkovski'nin
başma gelenler çok
pragmatik bir he-
saplaşma sonucu
• Macar asıllı
işadamı George
Soros, ABD Başkanı
Bush'u yönetimden
indirmek için
yanın sonucunda Çubais başbakan
yardımcılığından ahlmıştı. Ancak,
burada başka bir soru ortaya çıkı-
yor.
Ne defliştl?
Neden VTktor Çernomırdin'in
başbakanlığı döneminde başbakan
yardımcısı olarak uygun görmedi-
ği bir adarru Maleşenko neden bir-
denbire devlet başkanhğına layık
görüyor? ABD'de geçirdiği birkaç
yıî Malaşenko'nun siyasetçiler için
öngördüğü ahlaki değer standart-
lannı tamamen silıp değiştirmeye
yetti mi yoksa? Eğer durum ger-
çekten böyleyse bu ABD'nin duru-
mu için ne ifade ediyor? Bu, ABD'yi
ahlaki değerler anlamında da lider
olarak görmeye alışan bizlerin So-
ros'u daha fazla dikkate almamız ge-
rektiği anlamına gelrniyor mu?
_ _ ^ _ ^ _ _ _ Özelleştirmenin
münan Çubais ve
özelleştirmenin so-
nuçlannın en güç-
lü savunucularmdan
olan şimdiki devlet
başkanı Vladimir
Putin'in arasında
HASANBARARİ
tsrail Başbakanı ArielŞaron ge-
çen hafta sürpriz bir gelişme ola-
rak nitelendirilecek bir şey yaptı ve
bir banş planı olduğunu açıkladı.
Ancak, sözünü ettiği bu planı ger-
çeğe dökebilecek gibi görünmüyor.
Acaba, üç yıldır tüm banş planla-
nnı reddetmek gibi büyük bir ha-
ta yapan Şaron'u kendi siyasi çö-
zümünü duyurmasına, bir anlam-
da kendi banş planıyla ortaya çık-
masına neden olan şey nedir? Bir
dizi iç ve dış gelişme Israil Başba-
kanı'nı banş sürecine ve Filistin-
lilere bakış açısını değiştirmeye
zorladı.
Şaron, ülkesinde banşyanhlann-
dan oluşan kampın yeniden doğu-
şuyla karşı karşıya kaldı. Banş
yanlısı Yossi BeiHn'ın liderliğin-
deki grup Filistin'deki banş yan-
lılanna ulaşmayı başardı. iki tara-
fın ortaklığı, kalıcı ve iki devlet
üzerine kurulu bir çözüm öneri-
siyle ortaya çıktı. îsviçre'de imza-
lanan Cenevre Belgesi son on yıl-
da iki tarafın arasındaki anlaşmaz-
lığın temel nedenlerini oluşturan
tüm unsurlan madde madde sıra-
lıyor. Israil halkuıda iki tarafin ba-
nş yanlılannın öncülüğünde ha-
zırlanan bu belgenin gördüğü des-
teğin düşündüğünden fazla olma-
sı genelde bumu havada olan Şa-
ron'un canını sıktı.
Ve, onun Cenevre Belgesi'ne
yaptığı katı eleştiriler Filistinliler
arasında banş anlaşması için ha-
ar olanlar olduğu gerçegini değiş-
tirmedi. Cenevre Belgesi Şaron'un
konuşacak, muhatap olacak kim-
se olmadığına ilişkin iddiasının
geçerliliğini tartışır hale getirdi.
Dahada ötesi Şaron'un yıllardır sa-
vunduğu statükoya büyük bir dar-
be indirmiş oldu. 20Ö1 seçimle-
rinde uğradığı yenilgiden sonra
kavganın hâkim olduğu tşçi Par-
tisi de umut vaat eden, net bir ba-
nş planıyla ortaya çıktı. tşçi Par-
tisi açıkça Şaron'un kararsız poli-
tikasınaaltematif sunabilir. Başka
bir inisiyatif de yüzlerce, binlerce
Filistinli ve Israillinin imza attıgı
Ayalon Nuseybi'nin "halkm sea".
Ve bu siyasi ortamda ileriye yöne-
lik siyasi planı olmayan tek kdşi-
nin sadece Şaron olduğu ortaya
çıktı. Gittikçe kötüleşen güvenhk
durumu da göz önüne alınırsa Şa-
ron zor durumda kaldı.
Utanma duygusu
Izole edilmiş yerleşim birimle-
rindeki ölümlere bir gerekçe suna-
maması da utanma duygusunu art-
tırdı. Uluslararası anlamda da Şa-
ron umut vaat etmeyen politikala-
nnı kabul ettirmekte zorlanıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Colin PoweH
Cenevre Belgesi'ni hazırlayan ba-
nş yanhlanyla buhışmaya istekli gi-
bi görünüyor. BM Genel Sekrete-
ri KofıAnnan ise güvenlik korido-
runun uluslararası hukuka aykın ol-
duğunun altını çizmesi de küçüm-
senmeyecekbirşey. Şaron'un Rus-
ya'ya Devlet Başkanı Vladimir
Putin'in yol haritasırun uygulan-
masını öngören 1515 No'lu karar
tasansına destek vermemesi için
yaptığı ikna ziyareti de barşansızdı.
Bunlar göz önüne ahndığında
Şaron'un banş planı açıklaması
küçümsenmemeli. O, hâîâayru Şa-
ron ve iki tarafta da insanlann ya-
şamlanna mal olacak olsa da yö-
netimde kalmak istiyor. "Sözlü''
olarak verdiği banşplanı sözü, ka-
muoyunun dikkatini onu eleştiren
muhaliflerinden ve olumsuz ge-
lişmelerdenuzaklaşarmak içinver-
diği son çabadır.
(Jordan Tımes, Ürdün, 2.12)
yapümışür* ifade- kampanya yÜTÜtÜyor. geçecekbirbaşkan-
sıni kullandı. Ve
şöyle devam etti: "Ulusun sahip ol-
dı^u tüm kaynaklar mümkün oldu-
ğukadarçabükbir sörezarfinda dev-
let eline ve rejimin güveniür mütte-
nkleri eline geçmeii. Bu o>ıındaki
bundan sonraki adım çokaçık. Bun-
dan sonraki aşamada Çubais kafa-
a gidecek adam konumuna düşer.
Bunun sonucunda da politikaya aö-
LarakkendinisaMinmayoluna gide-
büir."
tnsanın başınm kanunla derde
girmesi ülkedeki en yüksek mevki
anlamına gelen sandalyeye otur-
mak amacıyla yanşmak için ger-
çekten önemli bir neden. Rusya'da
yargılanmaktan kurtulmak için Du-
ma'ya girmeye çalışanlann sayısı hiç
de az değil. Malaşenko'nun da söy-
lemek istediği, düğmeye basıldığı
takdirde Çubais ve etrafındakilerin
çok kirli, yolsuz adamlar oldukla-
nnın ortaya çıkacağı ve ancak dev-
let başkanhğının korumasuıın on-
lan kurtaracağı. 1997'de onun ba-
şında olduğu NTV Çubais'e karşı,
1 yolsuzlukyaptığınıiddiaederekbü-
j yük bir savaş açmıştı. Bu kampan-
lıkyanşıçokilginç
ve kaydadeğer olur. Ruslann yüz-
de 80'i özelleştirmenin hakkane bir
şekilde yapılmadığını düşünüyor.
Durum böyle olunca Putin özel-
hkle özelleştirme konusunda ya Çu-
bais'in söylediklerinin arkasında
duracak. ya şimdiki konumunu göz-
den geçirecek ya da siyasi anlam-
damarjinalleşmeyle karşı karşıya ka-
lacak. Son seçenekpek olası gibi gö-
rünüyor. Belarus'ta 1994'te yapı-
lan ilk devlet başkanlığı seçimini
anımsayahm. Eski bir Sovyet bürok-
ratı olan, devlet kontrolündeki ya-
yın kuruluşlannın desteklediği baş-
bakan Vyaçeslav Kebiç ve muhalif
basının desteklediği, özgürlükçü
aydınlann sevgilisi Stanislav Şuşke-
\iç en gözde adaylardı. Sonuçta iki-
si çekişirken kimsenin dikkate al-
madığı Aksander Lukaşenkokazan-
dı. Şimdi, Belarus'taki demokratlar
geçmişte özgürlüğun düşmanı gör-
dükleri Kebiç'in başbakanlığında-
ki günlerini "Bberal dönemin par-
lakgünleri" olarak anıyor.
(Moscotv Trnus, Rusya, 18.11)
AB Ingiltere'yi örnek alsınGORDONBROVVTV
Avrupa Birliği üyelerinin sayısı 15'ten
25'e çıkarken genişlemenin reform için si-
yasi bir katalizatör olduğu bir gerçek. An-
cak, 25 ülkeyi bekleyen daha büyük aşama
tüm Avrupa'yı hızlı bir değişime zorlayan
küresel rekabet baskısıdır.
Avrupa'nın bükülmez, esnek olmayan ta-
vırlan, ticari kamplaşmalann geçerli oldu-
ğu dünyada gizlenebilen, ancak günümüz-
de gizlemenin mümkün olmadığı rekabete
dair zayıflığının foyası küresel yanş döne-
minde ortaya çıkıyor. Ve Avrupa'nın büyü-
me seviyesindeki düşüklük, 14 milyon ış-
siz, ABD ile arasında bulunan üretim ko-
nusundaki uçunım niteligindeki fark da ay-
nı zorluk ve değişım gerekliliğıne ışaret
ediyor.
Acaba eski, yaşlı, içe dönük ticari blok-
laşmadan, esnek, açık, reform yanlısı kü-
reselleşme kriterlerine uyan bir Avrupa'ya
dönüşebilir miyiz? Asya'dan ABD'ye eko-
nomik değişimin patronu olabilir miyiz?
Benim iddiam ticari bir kamp olan Avru-
pa'dan küresel Avrupa'ya ulaşmamız için
tek pazann ekonomi politikalannı vergi
uyumu, mali liberalleşme ve federal de^le-
te yöneltmesinin şart olduğu konusundaki
eski, olumsuz varsayımlan reddetmemiz
gerektiğidir. Küresel rekabeti ciddiye alan
bir Avrupa Ingiltere'nın yaptığı gibi mali po-
litakaya yönelik kısa vadeli yaklaşımlar-
dan vazgeçmeli. Kesin, yıllık hedeflere yö-
nelmeli. tkincisi, reform süreci geçiren kü-
resel bir Avrupa, tngiltere örneğinde oldu-
ğu gibi geçmişteki kuralcı yaklaşımını bir
kenarabırakarak daha aktif, bağımsız reka-
ders alabilir. Dördüncü konu, birliğin tica-
ri görüşmelerde pazarlık konusundaki gü-
cü artmalı, ama üye ülkeler ve AB Komis-
yonu Dünya Ticaret Orgütü'yle görüşme-
lere yenidenbaşlamah. Avrupa'ylaABD ara-
sındaki ticari bariyerler kaldırmalı. AB ve
ABD'nin rekabete ilişkin aynı yaklaşıma sa-
hip olması, hizmetlerin liberalleştirilmesi,
gümrük vergilerinin yeniden düzenlemesi
ve gelişen ülkeler konusunda çokuluslu ça-
• Küreselleşme kriterlerine uyan bir AB için, mali politikaya
yönelik kısa vadeli yaklaşımlardan vazgeçip, Ingiltere'nin
yaptığı gibi yıllık hedeflere yönelmeli ve daha bağımsız bir
rekabet sistemi benimsenmeli.
bet sistemini benimsemeli, telekomünikas-
yon, enerji, fınans senisleri gibi alanlarda
tek pazar uygulamasına gitmeli.
Pazarlık gücü artmalı
Üçüncü konu, küresel Avrupa eski sos-
yal modelle -ki bu ABD'de nüfusun sade-
ce yüzde 5'i uzun süreli işsiz kalırken hta-
nın yüzde 40'ırun işsiz olması anlamına ge-
liyor- yoluna devam edemez. A\Tupa, îngil-
tere'dım daha esnek politikalar konusunda
lışma yapmasında sadecelngiltere'nin de-
ğıl tüm Avrupa'nın çıkan olur.
AB'nin kuruculannın amacı sadece gü-
venliği sağlayacak ticari bir kampın temel-
lerini atmak değildi. Ortak sanayi politika-
sı olan bir ekonomik topluluk buradan da
yola çıkarak üye ülkelerin ulusal kimlikle-
rinin üzerinde bir Avrupa kimliği oluştur-
maktı.
Geçmişte Ingiltere, Avrupa'nın başanh
ekonomilerinden ders alırken şimdi küre-
sel rekabetle basa çıkabilen, istikratve is-
tihdamı sağlayan başanlı bir îngiltere örne-
ği var. tngiltere'nin Avrupa'nın ekonomik
toparlanmasına liderlik etmesiyle ülkemi-
zin ekonomide durgunluğu önleyen uzun va-
deli, şeffaf mah' politikalanna şüpheci göz-
le bakanlar azaldı. Küresel değişimi sağla-
mak için tek pazann gerektirdiği ekonomik
reformlan yapmak bir zorunluluk.
Vergi uyumunun ekonomik sonuçlannın
foyası ortaya çıktıkça daha çok kişi bizim
vergiyi veto etmemizin nedenini ve mali
politikaya federal yaklaşımı reddetmemizin
sadece agiltere için Avrupa için de doğru
bir yolinduğunu düşünüyor. Bizim federal
bir Avrupa Devleti'ni reddedip daha esnek,
dışa dönükbir AB öngörmemiz inanıyoruz
ki sadece tngiltere'nin hırsı değil tüm Av-
rupa'nın inandıgı bir görüş olabihr. Avru-
pa çapında bir reform konusunda ısrarcı
olarak sadece Avrupa'da îngiltere'nin sesi
olmuyoruz, aynı zamanda Avrupa'nın ge-
leceği için en iyi olan yolun sesi ohryoruz.
îngiltere'nin istikrar ve ekonomikreform ko-
nusundaki katkısı birliği küreseHeşmiş dün-
yayauyum sağlayacak birAvrupa'ya dönüş-
türecektir. .»x
,
(Daity Telegraph, tngiltere, 5.11),