06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a ARAL.IK 2003 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] 13 Acil Eytem Plam revizcedilecek • ANKARA (AA)-Acil EylemPlaru'nda belirlen-cn eylemlerin zamanında yerine getirilernemesı ıle gündeme gelen revizyon için kuruluşlardan gelen görüşler Devlet Planlama Teşkilaü'na (DPT) ulaştı. DPT bu, görüşleri değerlendirmeye alırken, bu ayın ortalanna doğru bir taslak planın ortaya konulması hedefleniyor. Kamu Yönetim Reformu, Kamu Mali Kontrol Kanunu ve YÖK Yasası'nın çıkışmdaki gecikmeler planın süresi içinde gerçekleştinlememesine neden oldu. Hedef, depreme dayanıklı yapı • ANKARA (AA)- Türkiye'deki yaklaşık 13 milyon yapının depreme karşı güçlendirme kriter ve esaslarmı belirleyecek yönetmelik hazırlamyor. Temmuz ayında çalışmalanna başlanan ve 2004 yılı ıçin de tamamlanacak yönetmelikle, güçlendinnenin belli bir standarda kavuşturularak, yapılann yanlış ya da yetersiz güçlendirmesinin önüne geçılmesı amaçlanıyor. Türkiye'deki 13 milyon civannda yapının yüzde 4-5*inin güçlendirmeye ihtiyacı olduğu tahmin ediliyor. Enerji Yapı'nın Ukrayna başamsı • ANKARA (AA) - Türk Firtnası Eneıji Yapı AŞ, Ukrayna'nın Kiev kentinde Dinyeper Nehri üzerinde yapılacak ve maliyeti yaklaşık 350 milyon dolan bulacak üç köprü için Kiev Belediyesi ile anlaşma imzaladı. Enerji Yapı AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Müftigil, projenin yaklaşık 3.5 milyon nüfuslu Kiev'in iki yakasını bağlayacak 3 köprüden oluştuğunu açıkladı. Lojmantar gelir sağlayacak • ANKARA (AA)- Uluslararası Ticaret Merkezine dönüştürülen TBMM lojmanlarında, bir hafta içinde para tahsilatına başlanacak. Lojmanlann satışını üstlenen Reha Medin Emlak Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Reha Medin'e göre, lojmanlann resmı satışı için tapulann çıkması bekleniyor. Önümüzdeki hafta sonuna kadar tapular da verilmeye başlanacak. TÜSİAD'm üye sayıst artıyop ÎSTANBUL (AA) - Türk iş çevrelerinde önemli bir kesimi temsil eden TÜSlAD ve MÜSlAD'ın üye sayılan artıyor. "Patronlar Kulübü'" olarak bilinen Türk Sanayicileri ve Işadamlan Derneği'nın (TÜSlAD) üye sayısı 522"ye ulaşırken Müstakil Sanayici ve îşadamlan Derneği'nın (MÜStAD) 2 bin 117 üyesi bulunuyor. Son bir yılda derneğe 291 yeni üye girerken 214üyeaynldı. Askere indirimli kredi • ANKARA (AA)- Vakıfbank, OYAK üyelerine kullandırdığı kredi faiz oranlannda, 0.30 puan indirime gitti. îmzalanan protokol gereği, OYAK üyelerine, OYAK garantörlüğünde, 6,9,12, 18ayvadeve yüzde 2.50 faiz ile kullandınlan kredinin faizi, yüzde 2.20'ye çekildi. OYAK üyelerine, Bankomat 7-24 kredilerinde aylık yüzde 2.20 faiz uygulanacak. Türk-İş raporunda sosyal ve ekonomik gelişmelere ilişkin çarpıcı saptamalarda bulunuldu îşte Türkiye'ninasılgündemi HACER BOYACIOĞLU ANKARA-Türk-lş'in 19. Genel Ku- rulu için hazırlanan çalışma raporunda; 1988 yıhnda 174 bin lira olan açlık sı- nınnın 2003 'te 446 milyon liraya yük- seldiğine dikkat çekildi. Temmuz 20O0'de 151 milyon lira olan açlık sı- nıruıın 3 yıl içinde 3 kat (446 milyon lira) arttığı hesaplandı. Türk-tş 19. Genel Kurulu, dün yapı- lan seçimlerle sona erdi. SaKh Kıhç'ın tek aday olarak katıldığı ve genel baş- kan seçildiği genel kurulda, delegelere dağıtılan Türk-lş Çalışma Raporu'nda- ki saptamalar dikkat çekti. Raporda özetle şu bilgiler yer aldı: • Sıcak para için sağlanan elverişlı ortam nedeniyle, mayıs-temmuz döne- minde yabancılann rıisse senedi ve tah- vil- bono alun satvmlan 707 milyon do- • Kayıt dışından 2 milyar 87 milyon dolarlık döviz girişi oldu. • 1988'de 174 bin lira olan açlık sının, 2003'te 446 milyona yükseldi. • Ücretlerde yüzde 30 aşınma var. • 1994'te yüzde 48.3 olan dolaysız vergilerin vergi geliri içindeki payı 2OO3'te yüzde 32.3'e geriledi. larolurken; kısa vadeli dış borçlarda yıl başma göre 1 milyar 3.5 milyon dolar- lık artış gerçekleşti. • Sıcak paranın kazançlı olduğu dö- nemlerde kayıt dışından da sisteme dö- viz girişleri oluyor. Bu yıl da benzeri bir durum oldu ve ödemeler bilançosunun kaynağı belirsiz döviz girişleri olarak bilinen net hata ve noksan kalemi, ilk 7 ayda 2 milyar 87 milyon dolardan oluştu. Yani ekonomiye kayıt dışından bu tutarda döviz girişi gerçekleşti. • Devletin büyüklüğünün gerçek öl- çüsü olan reel kamu harcamalannın (faiz transferlerinden anndınlmış) mil- li gelü" içindeki payı; 1999- 2002 döne- minde yüzde 20'yi ancak buldu. Bu bü- yüklükler gösteriyor ki, iddialann ak- sıne devlet küçültülmekte. • 1994'te yüzde 48.3 düzeyinde bu- lunan gelir ve servetten alman vergile- rin, vergi gelirleri içindeki payı 2003'te yüzde 32.3'e genledi. Aym dönemde, dolayh vergilerin payı ise yüzde 51.7'den yüzde 67.5'e ulaştı. • 1988'de aylık ortalama açlık sının cari fiyatlarla 174 bin lira, yoksulluk sı- nın ise 530 bin lira olarak hesaplandı. Ağustos 2003 itibanyla ise açlık sının 446 milyon 370 bin lira; yoksulluk sı- nın 1 milyar 357 milyon lira olarak be- lirlendi. • Temmuz 2000 itibanyla açlık sını- n 151 milyon lirayken; bu rutar Tem- muz 2003 'te 446 milyon liraya (3 kat- lık artış) yükseldi. Anılan dönemde, net asgari ücret ise ancak 87 milyon liradan 226 milyon liraya yükselebildi. • Kamu kesiminde ortalama çıplak ücret 1993 yıhna göre kıyaslandığmda yüzde 24.7 oranında geriledi. Aynı oran, özel kesımde ise yüzde 29.1 ola- rak gerçekleşti. TÜRK-lŞ KONGRESİ'NDEN NOTLAR/ ŞÜKRAN SONER Meydankmb varoianlar kıındhmla kaybediyor ANKARA-Türk-lş'te her za- manki gibi fabrikalarda diren- mede, örgütlenmelerde, mey- danlarda var, etkin olanlar genel kurulda belirleyıcı olamadılar. Birleşerek etkin liste yapmayı başaramayınca kafalar kanştı, kimıleri protesto ıçin sandıkta oy kullanmadan genel kurulu terk ettileT. Kimileri tek ana listeye boş, protesto oylannı kul- landılar. Kimileri al- ternatif adaylara oy- nadılar. tktidar-sermaye- küresel ittifak saldı- nsını herkes kaçınıl- maz veri olarak aldı- ğından, kazananlar, kaybedenler en az zararla çıkmanın ka- rarlannda buluşabil- diler. Bu nedenle Türk-îş'te çok daha zor olacağı bilinen, yeniden örgütlenmede işini kaybedecek ışçiler, ağır be- del ödeyecek, zor durumda ka- lacak sendikalar için ortak da- yanışma fonunun oluşturulması karan alındı. Geçmiş genel ku- rullarda ılke olarak alınan, uygu- lamaya geçirilemeyen pek çok kararla birlikte bunun da kâğıt üstünde kalmaması için de yap- tınma bağlandı. tşveren sendi- kalannın 12 Eylül sürecinde ger- • Genel kurulda kürsüden, kulislerde açıklanan en genel yargı, bir sonraki genel kurula daha da küçülmüş bir Türk-lş ve moral değerler kaybı ile gelinebileceği oldu. çekleştirdiklen para, kasa, sıkı dayanışma ilkeleri Türk-lş'te an- cak gündeme girebildi. Yeni yönetim ideolojik özel- leştirme saldınlanna karşı etkin savaşım vermek zorunda. Sendi- kasızlaştırma, işten atma, taşe- ronlaştırma uygulamalannda, yeniden örgütlenmede sendikal dayanışmayı, Türk-lş ağırlığı, gücünü en üst dü- zeye çıkartmak durumunda. Tek sorun genel kurul- da bile ortalıkta gözükmeyen, siya- si-iktidar sermaye saldınsına karşı savaşıma niyetli olmayan, "özelleş- tirmelerle, sendi- kasızlaşrırma ile bütünüvderimgit- se de sendikarun mal variığı ba- na veprofesyonel yöneticilerimin geleceğine yeter" diye düşünen kimi büyük sendikalann lider prototiplerinin aşılması. AKP iktidanmn arka bahçesinde si- yaset yapma, kendilerini ayakta tutma eğilimlerini kırmakta. Ya da sınırh sayıda ancak etkin kol- tuktakimi önemli kirli çamaşır- lan olanlann, iktidar-sermaye şantajından korkulannın üstüne çıkabilmekte. îthnlnt ninmvı1ifUilUL Ulurrrl n dönemde »hracatta rekor üstüne rekor kıran Türidyc, 2003yıhithalataröşıtahminkrinegöre,dünya sıralamasında üçüncü oldu. Türkrye'de ithalatın hacinı olarak yüzde 20 civannda artmasını öngören Morgan Stan- ley'in araşnrmasına göre, yüzde 40 arbşla Çin birinci, yüzde 31'hk arbşla da Arjanun ikinci olacak. Türk-lş ve Hak-îş'in olağan kongreleri sona erdi Kıhç ve Ushı yeniden başkan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hak- Iş'in 10. Olağan Genel Kurulu gergin sona er- di. Tek aday olan Salim Uslu'ya 41 delege oy vermezken Uslu, "Ben kime kötülük yapmı- şun, demek ki benim de aynaya bakmanı ge- rekryor" dedi. Hak-tş Genel Kurulu'nda yapılan seçimler 2 turda sonuçlandınldı. 1. tur oylamada yeter- li oyu alamayan Öz Iplik-lş Sendikası Genel Başkam Yusuf Engin. genel başkan yardımcı- hğına, Çelik-lş Sendikası Genel Başkanı Hik- metFeridunTankut genel sekreterhğe, Çelik- tş Sendikası Genel Sekreteri ŞenelOğuz genel mali sekreterliğe, Öz Gıda-Iş Genel Mali Sek- reteri Settar Aslan ise genel teşkilatlandırma sekreterliğine ikinci tur oylamada seçilebildi- ler. Seçim sonuçlan sonrasında yönetim kuru- lu üyeleri arasında tartışmalar yaşanırken Ge- nel Başkan Salim Uslu. "bir iş kazasT yaşan- dığını savundu. Çalışmalarmı dün bitiren Türk-lş 19. Olağan Kongresi'nde ise genel başkanhğa, SaBh Kı- lıç yeniden seçildi. Tes-lş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Kumlu genel sekreterliğe, Demiryol-lş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay genel mali sekreterliğe, Tek-Gıda İş Sendikası Genel Sekreten Mustafa Türker ge- nel eğitim sekreterliğine, Genel Maden-lş Sen- dikası Genel Başkam Çetin Altun genel teş- kilatlandırma sekreterliğine seçildi. DÜNYA EKONOMÎStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA erginy'itr.net "Terorizme karşı küresel sa- vaşın odağında" olduğu ileri sürüien Irak ise ilk sömürge valisi adayı emekli general Ja- mes Garner'in sözleriyle, "birçok hatanın yapıldığı"... "olaylann öngörülenden farklı yönlerde gelişmeye başladığı" bir yer (USA TO- DAY, 27/11). Harp Akademisi West Point uluslararası gü- venlik kürsüsünden Prof. Ge- neral Barry McCaffrey'e gö- re de "Irak, askeri ve siyasiaçı- dan iflas; iyileştiği de yok" (Wall Street Journal, 28/11). Gerçekten de karşımızda, bir direnişe çarparak patinaj yapan bir işgal var. Dtrenişçile- rin eliyle ölen ABD askerierinin sayısı savaşta ölenleri geçti. Direniş, sistemli biçimde ve it- frfaklar kurarak savaşıyor; vu- ruş gücünü, tank, helikopter hatta sabit kanatlı uçak vur- maya başlayarak kanıtlıyor; BM, Kızıl Haç gibi kuruluşlan; ABD'nin Ürdün.Türkiye, italya, Ispanya, Japonya Güney Ko- re gibi müttefiklerini.. giderek, yerli işbirlikçileri hedef alıyor; Nihayet "Sünni üçgeninin" dı- şına, kuzeye yayılıyor. Halbuki, ABD'nin Imparatorluk projesi- nin başansı, Irak'ta hıziı ve ke- sin bir zaferle, önünde durula- maz bir askeri gücün varlığının kanıtlanmasını gerektiriyordu. ABD'nin Irak'ta rejim deği- şikliği planı da Kürt, Şii ve Sün- ni gerçeğine çarptı. Ekonomi işlemiyor, petrol bile, bir türiü engellenemeyen sabotajlar- dan dolayı düzenli olarak çıka- nlamıyor, dağıtılamıyor. Bir re- jim değişikliği, düzen kurma sürecinde işgalciyi destekle- yebilecek tek sınıf, Iraklı iş adamları. Ancak "neocon" soyguncuiar, bunları arpalıkla- nn ve tatlı ihalelerin dışında bı- rakarak, bindıkleri dalı kesme- ye devam ediyoriar. Irak'ta bir rejimi yaşatabilrnek için bunun Baas Partisi ve ordu üzerine kurulması gerektiğini birçok gözlemci söylemişti. Ancak İmparatopluk Projesi' Ne Durumda (II) neocon fanatikler, kendilerini II. Dünya Savası sonrası Al- manya'sında sanıp, "Naziler- den anndırma"ya benzer bir "Baas'tan anndırma" işine gi- riştiler. Devlet yapısı dağıtıldı ve 400.000 ordu personelinin işine son verildi. Şimdi aylardır süren bir direniş içinde, taraf- lar iyice kemikleştikten, nefret- ler bilendikten sonra, kimi or- ta düzey Baas partililerin "gö- reve çağınlmaya" başlandığı bildiriliyor. Ne demişler.. deni- ze düşen yılana sanlır... Geleneksel muhafazakâr kanattan, askeri stra- teji uzmanı ve 4. ku- şak savaşlar teorisi- nin kurucusu W.S Lind "Afganistan ve Irak savaşları çoktan kaybedildi, ABD ne yaparsa yapsın artık bura- larda durumu bir zafere çeviremez" diyor ve ekliyor: "Ne- oconlann bize veda hediyesi bir Hilary Clinton başkanlığı olacak bu gidişle,. sağ olun çocuk- lar..." Yenl katallzör ABD diplomatik alanda da, ımparatorluk projesi öncesine göre daha zayıf bir konumda. Irak sürecinde, ABD'nin Avru- pa'yla arası açıldı, küresel dü- zeyde ABD düşmanlığı arttı. Buarada, ABD'nin "özelilişki- lisi" Ingiltere'nin Ayrupa lider- liği rüyası, Avrupa'yı ABD'ye bağlayan menteşe olma umu- du tümüyle söndü. Tarihi boyunca emperya- lizm; Ortadoğu halklanyla, Müslümanlarta ilişkilerinde di- ni mezhepler, aşiretler arası düşmanlıkları sonuna kadar sömürmüştü. Ancak, Irak'ın iş- galinden sonra, ABD-lsrail itti- fakının Arap halkları üzerinde- ki hegemonyası, daha ağnlı bir yaraya dönüştü. Bu ağrı, artık, ABD işbirlikçisi yoz rejimlerin sınırlarını aşan, yeni, birieştiri- ci bir etki yaratmıyor. Şimdi sü- reç, hem aşiretleri, aralarında- ki düşmanlıkları aşarak birlikte savaşmaya zorluyor (Ingilte- re'de Kanal 4, böyle bir tttrfak- lar toplantısının kayıtlarını ya- yımladı, 26/11), bir ulusal bi- lincin güçlenmesine yol açıyor hem de geçmişte seküter bir ideolojiye ve örgütlemeye sa- hip Baas rejımının, dışarıdan gelen Cihadi intihareylemcile- riyle birlikte çalıştığı görülüyor. ABD'nin, büyük katliamları göze almadan bu süreci geri çevirmesi artık olanaklı değil. Dolayısıyla nüfusu hızla artan, gençleşen ama yoksullaşan bu bölgedeki etkisinin artık bir zayıflama trendine oturduğu- nu; bu sürecin bir gün bölge elitinin Uzakdoğu'nun etkisi al- tına girmeye başlayabileceği bir konjonktüre açılmasının da, olasılıklaryelpazesi içinegirdi- ğini düşünüyorum. Arap ente- lijansiyası arasında, "Dünya- nın merkezinin Batı'dan Do- ğu'ya kaymakta olduğuna iliş- kin bir algının gelişmeye baş- ladığını gösteren tartışmalar var (ömeğin Al Ahram Weekty 13/11). Ya Demokrasl? Irak, neoconların Ortado- ğu'daki "demokratik devrimi- nin" ilk durağı olacaktı. Ancak, bugün bölgede, radikal dinci akımlann "terorizm/n/n"güçlen- mekte olması bir yana, ABD'nin, bırakın soruşturmaaçmayı, ölen sivillerin kaydını bile tutmuyor olması, Şaron'dan ödünç alın- mış, direniş zanltlannın evlerini yıkma taktikleri Uluslararası Af Örgütû gibi kuruluş- ların tepkilerini çeki- yor. Irak Geçici Kukla- lan da, eleştirileri sus- tuımak için ellerinden geleni yapıyortar. ön- ceki hafta, TV kanalı, El Arabiya'nın yayını durduruldu. Daily Mirror'un bildirdiğine göre, koalisyon güç- leri bir süredir "Koalis- yon aleyhine konu- şanlan" tutukluyortar. Save The Children adlı uluslararası yar- dım örgütünün ABD kanadı, Ingiliz kanadını, "Irak halkının sıkıntılanndan dolayı iş- gali suçlayan eleştirilerini geri çekmesini isteyerek" susturdu (The Guardian 28/11). Bu ara- da Baas Partisi kadroları, "Mu- haberat" ajanlan yeni yönetime entegre edilmeye çalışılıyoriar. Yönetimi "kuklalara" devret- me süreci de planlandığı gibi gitmiyor. Iraklı Şiilerin ABD'ye en yakın lideri Sistani, yeni dev- letin Müslüman bir kimliğe sahip olmasında, seçimlerin, Brem- mer'in seçtiği adaylaıia değil serbestçe yapılmasında ısrariı. Imparatorluk projesi, ABD hal- kının demokratik haklarını da aşındınyor. önceki hafta New YorkTımes, FBI'nin, McChar- ty dönemini anımsatır bir biçim- de savaş karşıtlarının listesini tutmaya başladığını bildiriyor- du. ABD gizli servisi de Rap- çiEMINEM'in bir şarkısının söz- lehni "Acaba Başkan'a tehlike oluşturur mu?" kaygısıyla so- ruşturuyor (CNN 06/12). Tabii Gauntanamo Kampı'nı, ayyu- ka çıkan işkence iddialarını, Kı- zıl Haç'ın eleştirilerini de unut- mamak gerekir. Ve neocon'lar Bu ortamda, neoconiann ABD dış politikası üzerindeki etkileri- nin zayrflamaya başladığını gös- teren gelişmeler artıyor. Conda- leezza Rice'a bağlı Irak Stabi- lizasyon Grubu oluşturuldu, si- vil yönetime geçiş hızlandınldı, Iran'la ilişkiler diplomatik bir ze- mine çekiliyor. Armitage görüş- melerin yeniden başlayacağını açıkladı, Bush Kuzey Kore'yle birsaldırmazlık anlaşması imza- lamayı kabul etti. Powell, Ulus- lararası Ceza Mahkemesi tartış- malannda ABD'ye destek ver- meyen 6 Orta Avrupa ülkesine uygulanan yaptınmları kaldırttı, neoconiann şiddetle karşı çıktı- ğı yeni gayri resmi Ortadoğu barış projesinin mimarlarıyla, Bush'un onayıyla da görüşüyor. Neoconiann karşrtı bir dış politi- ka stratejisi savunan "realist" kadrolar yüksek görevlere atan- maya başlandı: Baba Bush'un yakını Baker, Irak'ın borç soru- nuna bakmak üzere atandı, es- ki Hindistan Başkonsolosu ve Bremmer'in yakını Robert Blacwill Irak politikasını fiilen yönetmeye, Bremmer'in de Rumsfeld'i atlayarak Black- vvill'e çalışmaya başladığı bildi- riliyor. Council on Foreign Re- lations dan Richard Haas gibi uzmanlann neocon politikalara yönelik eleştirileri yoğunlaşıyor... Umanz hükümet bu gelişme- lere doğru teşhis koyarak, bat- maya başlayan Terorizme Kar- şı Küresel Savaş projesine, ye- ni bir cephe açarak ortak ol- maz... Ah! lyimserlik... ANKARAPAZARI YAKL P KEPENEK Ağır Yargı Yarası Bazı yazılar, zorunluluktan yazılıyor. Zorunlulu- ğun sonuçlarından biri olarak bu köşede yargı ko- nusuna sıkça değiniliyor. Aşağıdaki yazı da bunlar- dan biridir. Bir insan kalabalığını, bir devletin yurttaşlan ya- pan ve siyasal toplum konumuna getiren etkenle- rin başında, hak ve adalet duygusu gelir. Türkiye'de yıllar öncesinden başlayan bir olumsuzluk yaşanı- yor; hak ve adalet duygusu, aşın oranda yıpranı- yor; giderek yok oluyor. Hak ve adalet duygusunun yok oluşunun yaratacağı yıkım, sanınm, hiçbir sa- yısal ya da sözel anlatıma konu olamayacak kadar kapsam dışıdır; anlatılamaz. • • • Somuta bakaiım. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkeme- si, geçen hafta, BOTAŞ soygununun sanıklarını, adam baştnayazıyla altı milyon lira ödemeye mah- kûm etti; evet doğru okudunuz, altışar milyon lira tutarında para cezası verdi, sonra da bu cezayı beş yıl için erteledi. Adı geçen davada, toplumun kaybı, tamı tamı- na, 60 milyon dolar, geçerli kurdan 90 trilyon lira- dır. Bu kararla, aslında can çekişmekte olan hak ve adalet duygusu, en öldürücü darbelerden birini da- ha almıştır; bu duygu, ayaklar altına alınmış, ezil- miştir. Ayaklar altına alınan, yalnızca hak duygusu de- ğildir. Toplumsal ahlaktan ekonomiye uzanan çok geniş bir değerler alanıdır. • • • Ülke halkı değişik biçimlerde soyuluyor. Başlıca soygun yollanndan biri, doğalgaz başta olmak üze- re enerjidir. Doğalgaz konusunda geçmiş hükümetlerin bü- yük yanlışlar yaptıklan geçenlerdeTBMM Yolsuzluk- lan Araştırma Komisyonu tutanaklanyla da belgelen- di (s. 702-3). Bu belgelerde, kamu görevlilerinin, ya- bancılarla yaptıklan anlaşmalann çoğu kez yanlış verilere dayandığı, böylelikle, bu anlaşmalarda "al ya da öde" yönteminin uygulandığı: fiyat formülünün daha sonra usulsüz olarak Türkiye'nin zaranna de- ğiştirildiği; sonradan yapılan fiyat değişikliklerinde usulsüzlükler olduğu; kimi büyük ışlerin ihalesiz ola- rak verilmesiyle 75 milyon dolar daha pahalıya yap- tınldığı; Rusya'dan 13.5 milyon dolar alacaktan vaz- geçildiği; karşı tarafın ceza ödemesi gerekirken bu cezaların karşı tarafa yansıtılmadığı; yüklenicilere döşemedikleri boru ve işçilik parası olarak 29 mil- yon dolar ödendiği; bunlann dışında usulsüz avans ödemeleri de yapıldığı açıklanmaktadır. Bu nedenlerie de, TBMM Soruşturma Komisyo- nu tarafından ilgili Bakan hakkında soruşturma is- tenmiş, BOTAŞ yöneticileri için de suç duyurusu ya- pılmıştır. Bir başka anlatımla Ankara 6. Ağır Ceza Mahke- mesi'nde görülen ve sonuçlanan dava, gerçekte, devede tüy örneği, çok daha büyük soygunlann bir alt bölümüne ilişkindi. Bu nedenle çok önemliydi. Bu önem, adalete yanstmadr, yazık oldu. Bu konuda bundan sonra yapılabilecek yargılama süreçlerinin de, bir bakıma, engelleyicisi oldu; önünü kesti. Ay- larca süren soruştuımalann, uğraşılann ve çabala- nn sonucunda, hemen her zaman olduğu gibi, yar- gının bu tutumu nedeniyle bir kez daha sonuç alı- namayacak ve gerçekten yazık olacaktır. • • • Yargı ve yönetimdeki çürümüşlüğün bir gösterge- si de duruşmaya, bir kamu kuruluşu olan ve doğru- dan kendisini ilgilendiren bir olayda BOTAŞ'ın, tem- silcisi olarak bir avukatı bile görevlendirmemesidir. Demek ki bir kamu kuruluşu, halkın çıkarlanna bu kadar duyarsız olabilmektedir. Bu durum halkın çı- karlannın BOTAŞ yönetimince şimdilerde de düşü- nülmediğinin ve savunulmadığının açık bir göster- gesidir. Bu sorumsuzluğun hesabını bu hükümet ve- recek midir? Doğrusunu isterseniz ciddi kuşkulanm var... • • • Yargının yeniden yapılanması gerekiyor. Ülke so- runlannın öncelik sıralamasında, listenin başına ya- zılması gereken budur. Bunlan kim yapacak? Ülke- yi yönetenler, yani hükümet değil mi? Evet, ancak hükümet, son Kuran Kurslan Yönetmeliği olayının bir kez daha çok somut olarak kanıtladığı gibi, her gün yeni bir sorun yaratıyor; sorun çözmek bir yana, kendisi sorun oluyor. [email protected] Tasarı görüsmeleri başlıyor Imarzedenin utnut günü ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-îmarzedeler için hazırlanan yasa ta- sansı bugün TBMM'de görüşülmeye başlana- cak. Tasanyla, îmarBan- kası mudileri içm karar- laştınlan taksitli ödeme- ye ilişkin işlemler yasa hükmüne dönüştürülür- ken; TMSF'ye devredi- len bankalar için Devlet îç Borçlanma Senedi (DİBS) ihraç limitt de 8.5 katrilyon liraya çıka- nlıyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün görüşülecek tasanya gö- re, kapatılan bankalarda tasarruf mevduatı niteli- ğindeki kesin hesaplara TMSF ödeme yapacak. Ödemelere ilişkin husus- lar ise igili birimlerin önerileri doğrultusunda Bakanlar Kurulu tarafin- dan belirlenecek. Kıyı bankalanndan (off-sho- re) "mevduat gûvence- süıden" yararlanmak için yapılan aktanmlara da ciddi sınırlamalar ge- tiren tasan; tmar Banka- sı'ndan satıldığı kanıtla- nan devlet iç borçlanma senetlerinin de ödenme- sini öngörüyor. 669 trflyonlükkre5~ Öte yandan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yar- dımcısı AbdüDatif Şener, bir soru önergesine ver- diği yanıtta îmar Banka- sı'nın bilgisayar ve mu- hasebe kayıtlannın Ada- bank'a aktanldığına daır ellerinde bir bilgi bulun- madığını bildirdı. 25 Temmuz 2003 itibanyla herhangi bir off-shore bankada tevdiatı bulun- mayan Adabank'ta top- lam 129 trilyon 19 miryar mevduat bulunduğunu kaydeden Şener, banka- nın işlemlerini sürdürdü- ğünü belirtti. Şener; Îmar Banka- sı'mn Şubat 2003 itiba- nyla grup firmalanna 608 trilyon nakdi, 61 tril- yon lira da gayri nakdi kredi kullandırdığını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle