Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: cuMHLrR_i\i:T VAKFI
adma İLHAN SELÇUK
Genel Yayın Yönetmenı: İbrahim
Yıldız # Yazıişlen Müdürü: Satim
Alpaslan#Sorumlu Müdür Mehmet
Sucu • Haber Merkezi Müdürü:
Hakan Kara
Istıhbarat. Cengiz \ ıldırım • Ekonomı Öz- YaymKuıulu. ÜhanSelçuk(Baş- JmkaraTemsılcısı MustafaBalbav AaturkBuhanNo 125.Kat 4. Muessese Mudüriı
lem YüzakO Kültür Egemen Berköz 0 Spor kan),EmreKongar(Danışmarı), Bakanlddar Tel 4195O20/7hat). Faks 419502~#tzrnirTemsılctsı Erol Erkut •
Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami Ka- Orhan Erinç, Hikmet Çetin- SerdarKınk,H ZıyaBK 1352 S 23Tel 4411220, Faks 4418"
7
45
raören • Dü2eitme Abdullah Vazıcı • Bıl- kaya. Şükran Soner, tbrahim #AdanaTemsılctsı*ÇetinViğeııoğlu.InonuCd 119 S \o 1 l.Tel
gı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Meh- Yddjz. Orhan Bursall. Musta- %3 12 11. Faks 363 12 15 Antata Temsılcısı Ahmrt OnıçogİH
met Faraç • Avrupa Temsılcısı Güra.v Oz fa Balba>, Hakan Kara. Gımhun>etCad8O5Tel 0242 248005
7
Fa\ 2430509
Bılgı Işlem Ahmet
Korulsan 0 Sa-
tış Fazilet Kuza
Tûia; Mutlu Dölen • Mudür \rd ıFınans \s
Operas\onı Erhan Özdemir % Pazarlama Dı-
rektorüTüla>TosıııTel U212 3543300 Faks
0212 354 32 9"
\»}imta»n:\enı&unHaber aganü Basune'lavınalıi. A.Ş TulkocaaCad '9 41 Cagaloğiu 1)154Isönbul PK 246-Sırkecı W ! 5 lst Tel IO2I2I512O5 05 t20haII
Faiı (Uİİ2I5138595 B«5İa:VferlezGazeffiDeigıBaaın^ayıncaılSâınerıc \Ş Bartatt. Buhanîso 125 Beşıklaş-Iil Dagıtlm: Merkez Daöünı Pazarlama San. ve Tıc AŞ
8 \RALIK 2003 Imsak 5.34 Guneş709 Ögle-12 03 fkındı: 14 22 Akşam. 16.44 Yatsıl8 11
Uv Tylen UNICEF elçisi olacak
• Kültür Servisi-
Ünlü yıldız Liv
Tyler, Angelina
Jolıe\e Audrey
Hepburn'den
ilham alarak
UMCEF'in elçisi
olmaya karar
verdı. Tyler,
Hepburn'ün
oğluyla
görüştûkten sonra
UNÎCEF'ın
Amenka fonunda
ulusal elçı olarak
çalışmak ıçin
anlaşma ımzaladı.
Tyler konuyla
ilgilı olarak şöyle
konuştu: "'Audrey
Hepburn'ün
UNICEF vasıtasıyla çocuklar ıçın yaptığı
her şey benı denndeu etkılemiştır. Ve bu
çaba benı bu olayın bLr parçası olmaya ıten
çok önemlı bır etkendir." Tyler, aynca
Angelina Jolie'nin UNICEF'in Asya
birimınde üstlendiği iyi niyet elçilıği
görevınden de etkilendiğini söylüyor.
İnternette sözlük
• MODENA (AA) - Italya'da yaşayan bir
Şilili, internette 'dünyanın en büyük
sözlüğü'nü hazırlayıp bedava kullanıma
sundu. Rodrigo Vergara'nın hazırladığı
sitedeki sözlükten 2O0 dil ve lehçeden
milyonlarca sözcüğün anlamını
öğrenmek mümkün. 1974yılında
Pinochet cuntasından kaçarak,
Italya'nın Modena kasabasına yerleşen
ve 1979'da tercüme şirketi kuran
Vergara, internet sözlüğünün
kullarucılann katkılanyla hazırlandığını
belirtiyor. Vergara, "Mükemmel sözlük
yoktur. Hangi sözlüğii ele ahrsanız hata
bulursunuz, hiçbiri eksiksiz değildir"
diyor. www.logos.net adresinden
ulaşılan sitede çocuklar için de sözlük
bulunuyor.
Skandal isim Jackson
• ANKARA (AA) - Olaylı çocukluğu,
oğlunu balkondan sallamak, maskeyle
gezmek gibı garip davranışlan, estetik
amelıyatlan ve taciz iddialanyla
gündemden düşmeyen ünlü şarkıcı
Michael Jackson, şov dünyasının en
skandal ismi seçildi. Internettekı msn
sitesininyaptığı "Hollywood'un En
Skandal Isimleri" anketinde ipi
Michael Jackson'ın göğüslemesi
sürpriz olmadı. Listede yer alan ünlü
yönetmen Roman Polanski de tıpkı
Jackson gibi hayatı skandallarla dolu
bir isim. Sinemanın efsane
yıldızlarından Ingrid Bergman da
listede yer alan isimlerden. Tarunmış
oyuncu Wüıona Ryder ise bır
mağazadan yaptığı hırsızlıkla listenin
demirbaşlan arasına girdi.
Aç filler yol kesiyor
• BANGKOK (AA) -Tayland'da aç
fıllerin, yağmalamak amacıyla
şekerkamışı yüklü kamyonlann yolıuıu |
kesmeyi öğrendikleri bildirildi. |
Bangkok Post gazetesine göre, ülkenin
doğusundaki Ang Lue Nai adlı doğal
parkta yaşayan filler, kuraklık
yüzünden aç kalınca kannlannı
doyurabilmek ve su içebilmek için
yerleşim birimlerine "dadandılar."
Yetkililer, şoförlerin yollann kenanna
bıraktıgı şeker kamışlannı afiyetle
yiyen, fakat bunlarla doymadıJdan
anlaşılan fillerin "işin kolayını"
bulduklannı ve "talana" başladıklannı
belirttiler: Sürü lideri yolu keserek
kamyonu durduruyor, diğerleri şeker
kamışlannı "hortümluyor."
Kızamığın Türkiye'den sHinmesini amaçlayan kampanya 9 ay-15 yaş arasındakileri kapsıyor
Haydi çocuklar,aşıya!
A
şıyla önlenebilir
hastalıklar arasında
çocuk ölümlerine
neden olanların
başında gelen kızamık
hastalığının bu kadar
yaygın olması, ulusal
ve uluslararası
kurumları harekete
geçirdi. Cumhuriyet
tarihinin en büyük
sağlık seferberliği
bugün başlıyor.
MAHMUTORAL
DtVARBAKIR- Cumhuriyet tari-
hinin en büyük sağlık seferberliği bu-
gün başlıyor. Kızamık hastalığının
Türkiye'den sılinmesinı amaçlayan
kampanyayla 9 ay ıle 15 yaş arasın-
da değişen 20 mılyon çocuğun ücret-
sız olarak aşılanması hedefleniyor.
Aşı olma biüncınin gelışmemesi
yüzünden her yıl bınlerce çocuk kı-
zamık hastahğı nedenıyle yaşamını yi-
tıriyor. Yurt genehnde 9 aylıktan 15
yaşına kadar 8 milyon 800 bin kız ve
erkek çocuk. kızamık hastalığına kar-
şı risk grubu oluşturuyor. Aşıyla ba-
ğışıklama çalışmalan istenen sonucu
vermediğinden, ortalama olarak ikı yıl
arayla yurdun değışık bölgelennde
kızamık salgını ortaya çıkıyor.
Genellikle çocuklar arasında görü-
len kızamık ile ilgıli ulusal ve ulus-
lararası veriler son derece çarpıcı bir
tablo ortaya koyuyor.
••
Qlümcültehdit
Türkiye gibı gelişmekte olan bir ül-
kede bile kızamık salgını ortaya çık-
tığında vaka sayısı 40 bını aşabilıyor.
Bu vakalann yüzde 18 ile 20 kadan
hastanede yatılı tedavi ediliyor. Bu
vakalardaölümriski yüzde 1 dolayın-
da seyrediyor. Türkiye'de aşısı yapıl-
mayan yaklaşık 9 milyon çocuğun da
ö'lümcül bır tehditle karşı karşıya kal-
dığı ortaya çıkıyor. Dünyada ise her
yıl ortalama olarak 888 bın çocuk kı-
zamık aşısı yapılmadığı için yaşamı-
nı yitiriyor.
Hastalığın ekonomik boyutu da ül-
kelere ve ailelere önemli bir yük ge-
tiriyor. Maüyeti 1 dolann yansı ya da
bır başka deyişle 750 bın Türk lıra-
smı bile bulmayan kızamık aşısının
yapıünaması nedenıyle her yıl Tür-
kiye'de milyonlarca dolar harcana-
rak hastalığın önlenmesı ıçuı fon ak-
tanhyor. Dünya üzerinde harcanan
yıllık tutar ise 2 milyar dolann üze-
rinde seyrediyor.
Vakalarda ortaya çıkan ölümcül
oranın yüksekliği ve ekonomik boyu-
tu da dikkate alındığında, kızamık
hastalığıyla mücadelenin en kolay ve
en etkili yolu olarak aşılama kam-
panyası ortaya çıkıyor
^Jcretsizaşı
Kampanya kapsamında aşılarücret-
siz olarak yapılacak. Ük olarak okul-
larda aşılama gerçekleşhrilecek.
Ardından çalışan çocuklar, kırsal
alandakiler gelecek. Bir yıl sürecek
olan yogun kampanya kapsamında
ülkede kapısı çalınmamış ev, aşılan-
mamış tek çocuk bırakılmayacak.
HARLEYCİ NOEL BABALAR...
Yılbaşının yaklaşmasryla tüm dünyayı keyifli bir telaş sardı.
Yılbaşının vazgeçilmez başrol oyunculan da bugünlerde bir bir
sahneye çıkmaya başladı. Isviçre'de 35 Noel Baba, Harley
Davidson motosikletlerine atlayıp kent turuna çıktı. Bundan en
çok paylannı alanlarsa tabii ki çocuklar ve kenti gezmeye
gelen turistlerdi. (Fotoğraf: AP)
Uyuşturucuya 29 kurban
ANKARA (AA) - Aşın dozda
ayuşturucu kullanımmdan, 2000
yüının başından itibaren 3 yıl içinde
29 kişi hayatını kaybetti. Uyuşturucu
kullananlann büyük çoğunluğunu,
16-30 yaş grubu arasmdaki kişilerin
oluşturduğu tespit edildi.
Emniyet Genel Müdürlügü'nce bu
yıl yayımlanan ve 2000,2001,2002
yıiı verilerine göre hazırlanan
rapordan yapılan tespitlere göre
uyuşturucu kullanımı en çok büyük
şehirlerde görülüyor. Aşın dozda
uyuşturucu kullanımından 2000,
2001 ve 2002 yıllannda toplam 29
kişi hayatını kaybederken, geçen yıl
Türkiye genelinde en çok ölüm
vakası Istanbul'da (3 kişi) görüldü.
Geçen yıl Adana'da 2, Bursa'da 2,
Antalya'da 1 ve Diyarbakır'da 1 kişi,
aşın dozda uyuşturucu kullanımı
nedeniyle öldü.
Yetkililer, araşûnnalar sonucunda,
uyuşturucu kullananlann en çok 16-
30 yaş grubunda yer aldığının tespit
edildiğini bildirdiler.
Bu takvim başk
Haber Merkezi - Hayvanseverlere
müjde.. Remzi Kitabevi'nin genel
dağıtımını yaptığı Fontaine
takvimlerinde yine kedi ve
köpek resimleri yer alıyor. La
Fontaine'den esinlenilerek
Fontaine adını alan takvimlerin
bu yılki konuklannnı bir farkı var:
Kimlikli olmalan. Sahiplen
tarafından yıkanıp taranan kedi ve
köpekler Fontaine 2004 için özel
olarak poz vermişler. Takvimlerde,
ait olduklan ırkm özelliklerine ve
her birinin özgeçmişlerine de
yer verilmiş.
Binlerce yılın geleneği dövme. meraklısını Taksim'e çagırıvor
Tüm önyangılara inatÖZNUR OĞRAŞ / GONCA KANBER
Binlerce yıldır süregelen bir gelenek olan dövme,
Taksim'deki Akademi îstanbul Kafe'de
meraklılanyla buluşuyor. Yaşayan Motifler Sanat
Etkinlikleri 15 Aralık'a kadar her kültürde, her
coğrafyada karşunıza çıkan dövme ve vücut
süslemelennı tarurıyor. Etkinlikler kapsamında
Türkiye'de bu sanatı inceleyen ve uygulayan
sanatçılann söyleşileri ve fotoğraf sergilen de
sunuluyor. Akademi îstanbul Kafe'de bir dö\me
sergısı açan Ahmet Öker Kaya ve eşi Gönül Coşkun.
dövmenin cesaret ışi olduğunu ve dövmeyi yapan
kişinin bu sorumluluğu taşıması gerektiğinı
söylüyor. Dövme, Türkiye'de de gittikçe
yaygınlaşıyor ve beraberinde sağlıkla ilgili pek çok
soruyu da getiriyor. Türkiye'de dövmenin bazı
kesimlerce ıyi karşılanmamasının bu işi yapanlann
suçu olduğunu belirten Kaya, "DÖMneci arkadaşlar
bu işi yaparken sağlık koşullaruun uygun olmasına
dikkat etmelL Dükkân açıp oturmakla, Sağlık
Bakanlığı'na laf atmakla iş bitmhor. tnsanlann
dövme>e pozitif bakmasuu sağlamak gerek. Eskilere
dayanan dövme sanaû kidelere ulaşuıca sağlık
sorunu ortaya çıkü. Amerika, A>rupa bu olayı çözdü
şimdi sıra bizde" diyor. Türkiye'nin çeşıtlı
yerlerindeki dövmecilerle dernek kurmak
istediklerinı anlatan Kaya, yurtdışındaki sağlık
koşullannın Türkiye'de de uygulanması ıçın Sağlık
Bakanlığı'na başvuracaklarını vurguluyor.
ALTI BİN Kİ$İYE DÖVME
Ahmet llker Kaya, Uzakdoğu stiliyle yani
elle çalışıyor. Bugüne kadar altı bin kiştye
elle dövme yapan ve bunu bir ayncalık
olarak kabul eden Kaya, bu özeiliğinden
dolayı Avrupa'daki birçok fuara davet
edilmiş. Kaya, dövme ustalannın hünerlerini
gösterdiği uluslararası bir yanşmada da
dünya altincısı olmuş.
SÖYLESİ ATTİLÂİLHAN
"...Gâzi, İşin Farkında İdiL"
O kışı, hasta geçirmiştim: Neuilly'de (Paris), cam-
lan silme buğu, o küçük salon; hayatımda seyrettiğım
ilk televızyon, karşısında yumuşak bir divan; sehpanın
üzerinde, kitaplar; en çok da Fiedor Mihailoviç Dos-
toyevsky! llkbaharda, yeşeren ıhlamurlann 'tatlı' ko-
kusu, etrafı kuşatmış; Ouartier Latin'de, o kahveden
o kanveye kendimi atıp, uzun kış okumalanndan, ka-
bul edilebılir bir 'bileşim' ('teriap/synthese') suzmeye
çabalıyorum. Yıllardan 1963 müdür?
Anlaşılan, Rusya'yla toplumsal benzeşmemiz dıkka-
timi çekeli, şu ara kırk yıl oluyor; o kaleme aldığım say-
falanjan, aşağıdakı birkaç paragrafa şöyle bırgöz atar-
sanız, acaba aksinı söyleyebilir misiniz?
•..•Hırlstlyan ama. Poflul..'
"...daha Rusya der demez, Batı ve biz, iki şeyi bil-
miyormuşuz nedense: bir kere Rusya'nın da 'Do-
ğu' olduğunu; ikincisi, Hıristiyan olduğunu! Batı,
Hıristiyan diye alıyor; biz, eğer öfkelerimizden, sap-
lanblanmızdan ve önyargılanmızdan kurtulup, üze-
rine eğilebilirsek, 'gâvur' diye alryoruz; 'Doğu'lu ol-
duğunu, unutuyoruz. Oysa Berdiayef, ısrarla üze-
rinebasıyor: 'Rusya demek, 'Doğu' demek. 'Hıristi-
yan' ama, 'Doğu'!.."
"...BatTda Burjuvazi'nin doğup güçlenişi, yeni ve
sürükleyici fikirler getirmesi ve yeni ilişkilerin, ye-
ni bir düzen, giderek yeni bir uygariık yaratması kar-
şısında; Rus da -Osmanlı, Japon ya da Hindu gibi-
kendi kendine aynı soruyu sormuş: '-...Batılı olmak
mı, Ooğulu kalmak mı?' (şte mesele burada!.."
"...hangi Rus okumuşu yüzünü Batı'ya dönse, bu
uygariığın sanat, bilim ve felsefe alanlarındaki yan-
sımalanndan gözleri kamaşmaktadır. Çar 'Büyük'
Petro bunlardan birisi, hem başta gideni: fazJa uzat-
mıyor, zora dayanan bir Batılılaşma' yolu seçiyor.
Ne demek bu? 'Doğulu' anlamda Rus ve Ortodoks
ne varsa, kırıp dağıtmak; 'yukardan tutulmuş ve
soyut olarak çatılmış' bir 'Batılılığı'; halkın üzerine,
kanırta kanırta geçirmek! Geçiriyor geçirmesine
ama, biraz soylu takımı, biraz onlann aydınlanmış-
lan, 'Batı'ya yöneliyorsa da, bu 'yöneliş' uzak, yay-
gın ve feodal' yığınların derinliğine asla işlemiyor.
Sonuç, her zamanki sonuç: yönetenlerie yöneti-
lenler, 'aydınlar' ile 'halk' arasında bir öz (muhtevâ
/ içerik) uçurumunun açılması!.."
"...belki de bu yüzden Rus intelligentsia'sı, düşün-
meye başlar başlamaz, kendini, iki karşıt uçta ku-
tuplaşmış bulacaktır 1/ Batıcılar', Rusya'nın her
ne pahasına olursa olsun, Batı uygariığını benim-
semesini isteyenler; 2/ 'Slavcılar', tam tersine es-
ki ve Ortodoks Rus geleneklerinin korunmasını,
sürdürülmesini önerenler! (Bu size bir şeyler hatır-
latmıyor mu?)...
B
(Bkz. 'HangiEdebiyat?', s.115/116,
Iş/Kültür Yayınlan. 2002)
Yol farklı. sonuç aynı: Inkırazl..
slında Yaşar Nâbi Bey (Nayır) herhangı bır konu-
la, ışın dibıni kurcalayan çalışmalardan, belırgin bır
şekılde tedırgin olun onlan yayımlamazdı; hele son sa-
tıra eklediğım 'zehirii so/u'nun, buna yetmesi lâzım;
fakat Paris'ten ulaştırdığım yazılan, dergisi Varlık'ta
yayımladı, benı de şaşırtmış oldu; belki de ülkemiz 61
Anayasası'nın aydınlığına gırdığinden, artık bazı eski ia-
bular'm üstüne gıdebıliyorduk; gerçekte altını ısrarla
çizmeye çabaladığım, şudur: TürkJer'le Ruslar'ın 'Ba-
tılılaşma teşebbüsü' birbirine paralel ve sonuçlan aca-
yip birbirine 'benziyor'l O tarihte henüz, bizdeki geliş-
me sürecının ikı aşamasını, birbirinden ayırmayı bilmi-
yorum.
Çar 'Büyük' Petro'nun, kılıç zoruyla 'yukardan aşa-
ğıya' Batılılaşması; ilk bakışta, Mustafa Kemal Pa-
şa'nın 'ınkılaplan'nt hatırlatıyorsa da; gerçekte, bu in-
tiba' yanlış; Çar'ınkiler daha çok, 'Koca' Reşit Pa-
şa'nın Tanzimât-ı Hayriyesi'ni andırıyor; toplumsal
sonuçlanna bir bakınız, handiyse aynıdır: ahali ikiye ay-
nlın
a/ dine, onun gelenek ve göreneğine dayanan 'ûm-
met toplumu'nu sürdürmekte direnenler;
b/tam tersine, kesın -ve taklit- bir Batılılaşma'dan
(ya da J.MAlbertini'nın 'kürtürsüzleşme'sinden) ya-
na olanlar.
Oysa gerçek ve diyalektik çözüm, bilimsel yön-
temi kılavuz edinerek yola çıkıp, 'ulusal' ve laik kül-
tür bileşimine (terkip, synthese) ulaşmaktır ki, Gâ-
zi'nın nıce söylevınde ve sohbetinde bunu önermiş ol-
duğunu, daha sonra farkedecek; önemine ve farkına,
ışaret edecektım. Bu fark, hıç de küçümsenemez, son
derece önemlidir; zira 'ümmet toplumu'nun 'değer-
ler düzeni'nde ısrar, ne kadar duraklama, sonra
gerileme, nihayet 'inkıraz' (çöküş) nedeni ise; 'ec-
nebi' ve 'taklit' değerleri benimseme de, önce 'kül-
türsüzleşme', sonra 'sömürgeleşme' nihayet 'inkı-
raz' (çöküş) nedenidir.
Halbulcl Mustafa Kemat Pasa...
Halbukı Mustafa Kemal Paşa, işin farkında ıdi: In-
kılâb'ın daha ilk yıllannda, Tanzimat'ın toplumu, 'mü-
nevverân' ve 'halk' olarak ikıye böldüğünün ve bunun
son derece kötü sonuçlargetirdiğinin bilincine vaımış;
halkla ıç içe gerçekleştirdiği o unutulmaz söyleşilerin-
de, buna 'ehemmıyetle' işaret etmiştir.
Hani '...laâlettayin bir yabancı kültürü, şimdiye
kadar takip olunan yabancı kültürlerin, tahrib edi-
ci neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür (haraset-i fik-
riyye) zeminle mütenasiptir, o zemin milletin seci-
yesidir' demıştı ya, Konya'da gençlere hrtaben bır ko-
nuşmasında {20 Mart 1923) olayı daha basite indirge-
yerek çok daha açık anlatmış, Tanzimat 'aydtnlannı'
hem eleştirmiş, hem uyarmıştır.
Şimdi o dediklerine bir göz atabiliriz.
e-mail.-tilahan a isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212/260 19 88