Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SJftYFA CUMHURfYET 8 ARALIK 2003 PAZARTESİ
HABERLER
Süleyman Çelebi
yeniden başkan
• İstanbul Haber Servisi -
Tüıkiye Devrimci Işçi
Sendikalan
Komfederasyonu'na bağlı
TeksriJ Işçiieri Sendikası
Genel Başkanlığı'na
yeımiden Süleyman Çelebi
seçâkü. Tekstil Işçileri
Seadikası 10. Olağan
Genel Kurulu'nda toplam
329 delegenin oy
kullandığı seçimlerde,
oylann 298'inı alan DÎSK
Genel Başkanı Süleyman
Çelebi seçimi kazandı.
Yerü yönetim kurulu da,
Muharrem Kılıç,
Sebahattin Eruyanık,
Ayhan Dolaşır ve Hasan
Kozan'danoluştu.
Arınj, Sezen'le
görüşecek
• AJVKARA
(Ctunhuriyet) - TBMM
Başkanı Bülent Annç,
"Meclis'te AB reformu
projesi" çerçevesinde
başlattığı toplantılann
üçüncüsünü
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer ile yapacak.
Annç, 11 Aralık'ta
Çankaya Köşkü'ne
çıkacak. Daha önce eski
Meclis başkanlan, gazete,
televizyon ve ajanslann
Ankara temsilcileri ile bir
araya gelen Annç'ın,
"Meclis'te AB reformu
projesi" kapsamında
"Nasıl bir Meclis
istiyoruz" sorusunu
Curnhurbaşkanı Sezer'e
yöneltecegi bildirildi.
'Yolsuzlukla
Mücadele Günü'
• ANKARA (ANKA) -
TBMM Yolsuzlukları
Araştırma Komısyonu'nun
CHP'li üyesi Ahmet
Güryüz Ketenci ve
arkadaşlan, 9 Aralık
tarihinin her yıl
"Yolsuzlukla Mücadele
Günü" ohrak kabul
edilmesi ve çeşitli
etkinlikler düzenlenmesine
ilişkin yasa teklifıni
TBMM Başkanlığı'na
sundu..
ABD He Uzaniar
için işbirliği
• ANKARA (ANKA)-
Ankara'nın,
ABD'de bulunduklan
tespit edildiği öne
sürülen Kemal ve
Yavuz Uzan'ın iadelerini
Dışişleri Bakanlığı'nın
kanahyla resmen istediği
şu ana kadar ABD
tarafından doğrulanmadı.
Diplomatik kaynaklar,
Uzanlar konusunda
Türkiye üe ABD
yetkilileri arasında bir
işbirliği yapıldığını,
Uzanlar'ın ABD'de
bulunması, bu ülkenin
çeşitli bölgelerinde
gayrimenkulleri olması
olasıhğı üzerinde
durulduğunu ifade ettiler.
SHÇEK'in 'vekil Genel Müdürü'ne göre, iskân raporu dosyaya sonra da konulabilir
Kaçakkreşe'vekil' onayıMUSTAFAÇAKIR
ANKARA - Cumhurbaşka-
nı Ahmet NecdetSezer tarafin-
dan kararnamesi onaylanma-
masına karşın AKP'nin vekâ-
letle Sosyal Hizmetler ve Ço-
cuk Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) Genel Müdüriüğü'ne
getirdiği Cafer TatiıbaL istan-
bul'da iskân raporu olmayan
kreşe açıhş izni için onay ver-
di. Tathbaİ, onay ile uygula-
makla yükümlü olduğu Özel
Kreş ve Gündüz Bakımevlen
ile Özel Çocuk Kulüpleri Ku-
ruluş ve Işleyiş Esasîan Hak-
kındaki Yönetmeliği ihlaJ etmiş
oldu.
Raporşart
Alınan bilgiye göre, Aydoğ-
du Elektrik Elektronik Eğitim
Hizmetleri TekstiJ Personel Ta-
şımacılığı Sanayi ve Ticaret Li-
mited Şirketı, 5 Eylül 2003 ta-
• Çumhurbaşkanı Sezer tarafından kararnamesi onaylanmadığı için SHÇEK Genel
Müdüriüğü'ne vekâleten getirilen Cafer Tatlıbal, iskân raporu olmamasına karşın
KİPTAŞ A.Ş. tarafından Başakşehir içinde inşa edüen kreş ve gündüz bakrmevi ile
çocuk kulübünün açılışına onay verdi. İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nün izin
vermemesine karşuı açüan kreş ve bakımevi'ndel5 Eylül'den beri hizmet veriliyor.
rihinde istanbul Büyükşehir sonunda Belediye Imar Mü- reklievraklannşirketeverilme-
Beledıyesi'ne aıt KİPTAŞ A. Ş.
tarafından Dcitelli toplu konut
alanında inşa edilen Başakşe-
hir içerisinde kreş ve gündüz ba-
kımevi ile çocuk kulübü açmak
için istanbul tl Sosyal Hizmet-
ler Müdürlüğü'ne başvurdu.
Özel Kreş ve Gündüz Bakı-
mevlen ile Özel Çocuk Kulüp-
leri Kuruluş. ve Işleyiş Esasla-
n Hakkındaki Yönetmelik'in 8.
maddesinin b bendinin 1. fik-
rasına göre, açıhş için binanın
iskân durumu hakkmda Bele-
diye tmar Müdürlüğü'nden is-
kân raporu alınması gerekiyor.
Ancak II Sosyal Hizmetler
Müdürlüğü yaptığı inceleme
dürlüğü tarafindan kreşe iskân
raporu verilmediğini tespit et-
ti. tl Sosyal Hizmetler Müdür-
lüğü eksik evrak nedeniyle açı-
lışaizhıvermedi. Şirketinkre-
şi açmak için ısrarcı olması
üzerine IstanbuJ II Sosyal Hiz-
metler Müdürlüğü, SHÇEK
Genel Müdüriüğü'ne bilgi ve-
rerek iskân raporu olmayan ku-
ruluşa açıhş ızni verihp verile-
meyeceğıni sordu.
SHÇEK Genel Müdürlüğü,
İstanbul 11 Sosyal Hizmetler
Müdürlüğü'ne gönderdiği 16
Eylül 2003 tarih, "B.02.1.SÇE.0.
10.00.02/03 2601" sayılı görüş
yazısı ile kreşin açılışı için ge-
sini istedi.
Yönetmetik ihlal edüdi
Altında SHÇEK Genel Mü-
dür Vekili Cafer Tatlıbal'ın da
imzasının bulunduğu yazı ile
SHÇEK'in uygulamakla yü-
kümlü olduğu Özel Kreş ve
Gündüz Bakımevleri ile Özel
Çocuk Kulüpleri Kuruluş ve
Işleyiş Esaslan Hakkındaki YÖ-
netmeük ihlal edilmiş oldu. Ya-
zıda, iskân raporunun "daha
sonra dosyaya konulması" şar-
tıyla kuruluşa açıhş izni veril-
di. istanbul İl Sosyal Hizmet-
ler Müdürlüğü de genel mü-
dürlüğün yazısı üzerine iskân
raporu olmayan çocuk kulü-
büne açıhş izni verdi.
Belediye iskân raporu, "Ku-
rtüuşun açılacağı binanın, ku-
ruluşta balalacak olan çocuk-
lann bakımının gerçekleştiri-
lebimesi,temddeğer ve abşkan-
hklann kazandınhnası, beden-
selve ruhsal sağhklannın koru-
nabflmeau'getiştirflmesineola-
naksağiayacakbir bina ohıpol-
madığınınajuaşıtabâmesr ama-
cıyla açıhş ıçın gerekli belge-
ler arasında isteniyor.
Aydoğdu Çocuk Kulübü yet-
kilileri ise Cumhuriyet'in soru-
su üzerine, iskân raporu veril-
memesinin "belediyenin okul-
la ilgüi bir probiemi ohnadığı-
niBaşakşehir'deyaşananbirso-
run olduğunu" behrttiler. Kreş
yetkilileri, kurumun 15 Ey-
lül'den bu yana açık olduğunu
ve çahşmalannı sürdürdüğu-
nü söylediler.
ÇYDD Cenel Başkanı Saylan:
Kuran kursu
yönei
karşı çıkılmalı
SAMSUN (Cumhuriyet) - Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel
Başkanı Prof. Dr. Türkan Sayian, Kuran
Kurslan Yönetmeliği'nde yapılan
değişiklikle ilgili herkesin tepkisini ortaya
koyması gerektiğini vurgulayarak,
"Atatürk'ün ilketeri, devTİmkri akan bir
ışık, bir seL. Buna seder yapabüirsiniz ama
durduramazsınız" dedı. Prof. Dr. Saylan,
ÇYDD Samsun Şubesi tarafından
Kurumahmutoğlu Büyük Samsun
Oteli'nde düzenlenen "Çağdaş İnsanm
Hak ve GörevterP konferansmdaki
konuşmasında, artık dünyada ülkelerin
yahuzca seçilenler tarafından
yönetilemeyeceğinin anlaşıldığını söyledi.
Çağdaş toplumda örgütlü bireyin ön plana
çıktığnıı anlatan Prof. Dr. Saylan, çağdaş
insanm çevresindeki olaylara karşı duyarh
ohnası ve kabul etmediğı noktalarda
demokratik ölçülerde tepkisini ortaya
koyabilmesi gerektiğini ifade etti. Prof. Dr.
Saylan, Türkiye'de yurttaşlann "insan
haklarT denildiği zaman akla gelen
bireyselliklerini yaşayamadıklannı,
kendilerine özgüvenlerinin yitirtildiğini
belirtti. Prof. Dr. Saylan, "Dünyada
uygarfak nehri akrvor. Türkiye'de
Atatürk'ün flkeleri, devrimleri akan bir
ışık, bir seL. Bunlara setier yapabilirsiniz,
kunduzJann yapûğı setier gibL Bir süre
engeflersiniz, uzun bir süre engeDerseniz
ama bunu durduramazsımz. Onemli olan
bizün insanlannuza doğra düşünmeyi,
çağdaşlaşmayı asılamamız" dedi. Prof. Dr.
Saylan, halen 5 bin kız öğrenciye burs
verdiklerini, bu öğrencilerin 'çağdaş
Türkiye'nin çağdaş kızlan olacaklannı'
söyledi. Konferansın ardından Ondokuz
Mayıs Üniversitesi'nce düzenlenen
yemeğe katılan Saylan, Türkiye'nin
çağdaşlık için yüzünü Avrupa Birliği'ne
döndüğünü belirterek şöyle konuştu:
"Atatürk'ün bize belirttiği çağdaş muasır
medeniyeder seviyesine ufaşmamı?; için
çağdaslaşmahytz. Ama biz hedefî
ayağmıtzın dibmde anyoruz. Ufkumnzn
genişletemedik. Devletin 8 yıl okuttuğu
çocuklar 8 yıldan sonra oereye gidryor? 14
yaşında okulu bitiren kız çocuklan gelin
oluyor, erkeklerde çobannğa dönüyor.
Çağdaş olmak istiyorsak önce Türkiye'nin
hastahğı oUn burokrasiyi yenmelhiz."
CUMOK'un 8. kuruluş yıldönümü coşku içinde kutlandı
Cumhuriyetokurları buluştu
Cumhurfyet gazetesi okurian tarafindan
oluşturulan Cl MOK'un 8. kuruluş yıldönümii
coşku içerisinde kutiandL Çab Restoran'da
düzenlenen yemeğe gazetemiz imti\az sahibi ve
yazan İlhan Selçuk, gazetemiz Yönetim Kurulu
Başkanı Akv Coşkun, gazetemiz yazar ve
çaoşanlaruun yanı sıra yurdun çeşhü iöerinden
geien CUMOK'lular katildı. Yemekte bir
konuşma yapan CTJMOK İstanbul Sözcüsü
Türkan Erkin, düşünce biriiği içerisinde bulunan
CUMOK'lulan bir arada görmekten duyduğu
memnunKeti düe getirdi. Erkin, "Cumhuriyet
okuru nlmanın ayncabğuu İvi kııllanamadtgımiTi,
başladığunız güzei şe>1eri
sonuçlandtramayışınıızın toplumsal
saynhğunızdan ka> naklandığuıı uzülerek
söylmonun. Bundan sonra daha sık bir araya
geİmeliyiz" di>e konuştu. figen Krvılcımer adta
Cumhuriyet okuru ise CTJIVIOK için yazdığı şnbrl
CUMOK'lularla payiaşü. 3 Araük 1995 tarihinde
arük hayarta ohnayan Erol Geyran tarafindan
kurulan ve Türkiye'nin 81 fli ile yurtdışında 5
merkezde örgütlenmiş durumda olan CUMOK,
Cumhuriyet gazetesi okuıian arasmdaki üetişünin
güçlenmesine > önelik etkinlikler yürütüyor.
(Fotoğraf: ERHAN KEMAL ÖZMEN)
Dursun Atılgatı
AKP23
şubat'a
misilleme
hareketi
baslattı'
İstanbul Haber Servisi- Avrupa Ata-
türkçü Düşünce Dernekleri Federas-
yonu (Avrupa-ADD) Genel Başkanı
Dursun Aülgan AKP hükümerinin 28
Şubat kararlarma karşı bir misilleme
hareketi başlattığını söyledi.
Avrupa-ADD Genel Başkanı Dur-
sun Atılgan yaptığı yazıh açıklamada,
rüm Iaik ve demokratik sivil toplum
kuruluşlannı, AKP hükümerinin dinci
tavnna karşı tepki göstermeye çağırdı.
Atılgan. AKP hükümetinın çıkardığı
"Sürekü Kuran Kurslan Kararname-
si'' ile 28 Şubat kararlanna karşı bir
misilleme hareketi başlattığını belirte-
rek bu şekilde dinci terör için de cesa-
ret verici birzemin hazırlandığmı kay-
detti. AKP'nin Islamı devletin temel-
lerini atmaya çalıştığını anlatan Atılgan,
şöyle devam etti:
"Daha dün 'Biz iki Kemal'in cena-
zesini kılmayız' gibi tehdhkâr açıkla-
malarda bulunan Kuran kursu çıkışb
imamlar göz önünegetirildiğinde, ülke-
mizin hangi tehlikelere gebe bu-akabi-
leceği daha rvi anlaşıur."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Kıbns'taki durumu bu sözlerle açık-
lamak mümkün. Türkiye'nin Avrupa
Biıiiği'nden müzakere tarihi almasıyla
ilgili günler yaklaştıkça, belli ki gerilim
daha da artacak. Şimdi bu sürecin en
önemli ayağı Kıbns. Kıbns sayesinde,
AB hesaplaşmasını anavatanda değil,
yavru vatanda yapıyoruz.
Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin ara-
cılığıyla bir grup gazeteci Kıbns'a git-
tik. Bu ara hepimiz Kıbns'a gidiyoruz.
141 bin seçmenli Kıbns Türktarafında-
ki seçim, yalnızca bizim iç gerilimimizi
kışkırtmakla kalmıyor, Türkiye ile Batı
arasmdaki gerilimi de zorluyor.
Kıbns'taki Banş ve Demokrasi Hare-
keti'nin lideri Mustafa Akıncı, Kıbns'ta
muhalefetin tutumunu anlatırken şöy-
le bir özetleme yaptı: "Kıbns Türkü ra-
hat bırakılsa, hem kendisinin hem de
Türkiye'nin önünüaçacak," Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbns ko-
nusundaki istikrarsız tavn konusunda
endişelerini dile getiren Akıncı, Türki-
ye ile KKTC arasında imzalanması dü-
şünülen gümrük biriiği anlaşmasının
tam anlamıyla bir gereksizlik olduğu-
'Kıbrıs Bahane, Gerilim Şahane'
na dikkat çekti.
Curnhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Ge-
nel Başkanı Mehmet Ali Talat, bu se-
çimde birinci parti olacaklanndan emin.
Yüzde 32 civannda bir oy bekledikle-
rini, Başbakan Derviş Eroğlu'nun Ulu-
sal Birtik Partisi'nin (UBP) ise yüzde
20'lerin az üzerinde olduğunu söyledi.
Talat, Meclis'te muhalefetin kesin ço-
ğunluğu eJde etmesinden sonra Denk-
taş'ın göruşmeciliğine son verecekle-
rini de net bir dille tekrarladı. Talat, ik-
tidardaki UBP ile hiçbir şekilde koalis-
yon kurmalannın mümkün olmadığını
da üstüne basa basa vurguladı.
Talat, Annan Planı'na bazı ftirazlan ol-
masına rağmen, bu planın çözüm için
kabul edilebilecek en uygun zemin ol-
duğunu vurguladı. Iktidara geldiklerin-
de, çözüm ve banş görüşmelerini Tür-
kiye ile biriikte yürüteceklerini, zaten
Türkiye'nin garantör bir devlet olarak
altına imza atmadığı bir çözümün ge-
çerli olmayacağını da tekrarladı. Diğer
muhalefet partilen gibi Talat da AKP hü-
kümetinin son günlerde tarafsız tutu-
munu terk ediyor gibi bir izlenim ver-
diğine dikkat çekti. Talat'a göre aslın-
da ilk kez bir Türk hükümetinin geçmiş-
ten farklı olarak taraflara eşit uzaklıkta
durduğunu, son ana kadar da bu du-
yariılığı koruduğunu vurguladı ve bu
çizginin devamından yana olduklannı
söyledi.
Bu arada ilginç bir bilgi daha aldık.
Kıbns'a, Denktaş'a destek vermek ama-
cıyla 125 kişilik bir grupla çıkarma ya-
pan Ankara Ticaret Odası Başkanı Si-
nan Aygün, Eroğlu hükümeti tarafın-
dan KKTC yurttaşı yapılmış ve seçmen
kartı almıştı. Bu kartını TV ekranlann-
dan sallayan Aygün, bir sürprizle kar-
şılaştı. Muhalefet partilerinin itirazı üze-
rine mahkeme Aygün'ün seçmenliğini
iptal etmişti.
UBP Başkanı ve Başbakan Eroğlu ise
seçim tahminlerini şöyle özetledi: UBP
yüzde 35, CTP ise yüzde 20'nin üze-
rinde. Denktaş'ı çözüme engel olduğu
için eleştiren Asil Nadir'i Eroğlu şöyle
değerlendirdi: "Annan Planı ortaya çı-
kana kadar Asil Nadir'le dosttuk. O
benim çok eski dostum. Ama neden-
se Annan Planı'nı savunuyor ve bizi
eleştiriyor."
Eroğlu, Annan Planı ile KKTC'nin yok
olacağını, Türkiye'nin garantöriüğünün
ortadan kalkacağını söyledi. Annan
Planı'nı kesinlikle bir müzakere zemini
olarak kabul etmediklerini de tekrarla-
dı. "Çözüm nasıl olacak" sorumuza ise
seçimlerden sonra yeni bir müzakere
önerisi hazıriayacaklannı belirtti.
Kıbns Türk Ticaret Odası Başkanı ve
yeni kurulan Çözüm ve AB Partisi Ge-
nel Başkanı Ali Erel ise hükümetin se-
çim kazanmak amacıyla elindeki ikti-
dar olanaklannı istismar ettiğine dikkat
çekti. 15 Ekim 2003 günü devlet kad-
rolarına bir günde 1503 geçici perso-
nel ilave edildiğini söyledi. 1503 raka-
mı Kıbns içjn önemliydi. 1503 kişi aile-
leri ve yakınlanyla 5-6 bin kişi demek-
ti. Bu ise Kıbns'ta seçimin kaderini et-
kileyecek kadar önemli bir sayıydı.
Erel, Türkiye'den gelen bütün para-
lann devletin personel giderine yatırıl-
dığını, emeklilerie biriikte 36 bin kişinin
devletten maaş aldığını, özel sektör ya-
tınmlannın ise artık yok olma düzeyine
indiğini belirtti. "Bu yüzden işsizlik ar-
tıyor. Rum tarafınagünübiriik çalışmak
üzere hergün 7-8 bin kişi geçiyor. Eğer
çözüme direnenler egemen olursa,
Türkler Kıbns'ı daha hızlı terk ederier.
Çünkü mayıstan sonra Kıbnslı Türkler,
Kıbns Rum kesiminden aldıklan pa-
saportlarla Avrupa'nin her ülkesinde
oturma ve çalışma hakkına kavuşa-
caklar. Şimdiden 60-70 bin Türk'ün
Rum kesiminden pasaport aldığı söy-
leniyor. Burayı Kıbnslı Türklerterkeder,
belki ada boşalmaz, Türkiye'den ge-
lenlerolur. Ancak Kıbns Türkünün ge-
leceği tehlikeye düşer."
Kıbns sorunu aslında hiç karmaşık de-
ğil. Karmaşık olan biz Türklerin kafası.
Ne yapacağımıza bir türlü ortaklaşa
karar veremiyoruz.
2000'IJ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Töre-Rizm...
'Töre', birtoplumun ortaklaşa kabul ettiği değer-
lere dayalı tutum ve davranışların tümü. Gelenek,
görenek gibi sözcüklerle de dile getiriliyor.
Birtoplumun 'töreleri', otoplumu dışandan ge-
lecek tehlikelere karşı korumak amacıyla oluşuyor.
Ancak her 'koruma amaçlı tutum ve davranış' gi-
bi, değişen koşullara uyum sağlayamadığı zaman
ya da aşırı bir baskı niteliği kazandığı zaman ya-
rarlı değil, zararlı oluyor.
Amerika'nın orta bölgelerindeki tutucu kasaba-
larında 'dışardan gelen amacı açık olmayan ya-
bancı'\ara iyi gözle bakılmaz. Kasabanın şerifi, ara-
basıyla gezerken böyle birini görünce 'neden gel-
diğini, ne süre kalacağını, burada olduğu sürede
neyapmayı düşündüğünü' sorar. Yabancıyı gözü
tutmazsa da ona ertesi saban gitmesini 'istediği-
ni' söyler. Şerifin yasal olarak böyle bir hakkı yok-
turama, 'toplumun töreleri' ona böyle bir hak ver-
miştir.
Aslında töreler yasalardan daha güçlüdür.
Çünkü, kimi yasalann ana mantığını toplum çok
benimsememiş olabilir ama.. toplumun benimse-
mediği hiçbir tutum töre olamaz.
'Silah atmak', bizim ülkemizde belli yöreler ve
topluluklarda 'töre' niteliği kazanmıştır. Düğünler-
de, bayramlarda, son yıllarda da kazanılan ulusaf
maçlardan sonra kentlerde de silah atılması 'ola-
ğanlaştı'. Silah atma, özünde bir korkutma aracı-
dır. Burada bir 'meydanokuma', 'üstünlüğünüilan
etme' amaçlarını açıklama aracı olarak 'silah at-
ma' olgusu yaşanıyor. Bu 'töre'den kaynaklanan
pek çok kaza yaşanmaktadır. Atılan silahlarla ya-
ralanan, ölen pek çok kişi bu töreye kurban gitmek-
tedir. Maçlardan sonra atılan silahlarla da pek çok
kişi 'kaza ile' ölüp gitti. Günümüzde de büyük
kentlerin pek çok alanında atılan bir golden son-
ra silahlar patlamaktadır. Sonuç, 'artık alışılması,
giderek beklenmesi ve doğal karşılanması'dır.
Töresel tutum ve davranışlann ortak özellikleri
de bunlardır: Alışılması, beklenmesi ve doğal kar-
şılanması. Bu tutum ve davranışlann toplumsal
onayla karşılanması, giderek bütün bunlann ya-
pılmasının zorunlu olması' ile sonuçlanmaktadır.
'Töre cînayetleri' de budur. Bir genç kızın, aile-
si tarafından evlendirilmek istendiği kişiyi 'isteme-
mesi' yada 'birbaşkasını sevmesi'', bağışlanamaz
bir suçtur. Bu 'töre suçu', gene törelere göre ce-
zalandınlacaktır. Bir genç kızın çoğu kez aile için-
den bir yakını tarafından cinsel ilişkiye zortanma-
sı gene 'o kızın' cezalandınlması gereken bir suç-
tur.
'Töre suçları' ağır cezalandınlan suçlardır ve ge-
nellikle verilen ceza 'ölüm cezas/'dır, infaz da ge-
ne ailenin ortak karanyla aileden birisi tarafından
gerçekleştirilir.
Bu olaylann niteliğinin hiç değişmeden sürüp
gitmesi, aslında ülkemizde toplum yapısının -he-
le de belirli bölgelerde- değişmediğini göstermek-
tedir. Bu belirli bölgeler, açıktır ki ekonomik ve sos-
yal bakımdan geri bıraktınlmış yörelerdir.
Ekonomik açıdan eğitimsizlik, işsizlik, parasız-
lık, güvensizlik, umutsuzlukla kuşatılmış yöreler ve
bu yörelerin insanlan 'törelehnin güvenli koruyu-
cu/ug"u'nasığınmışlardır. Bu insanlan 'ilkeldüzey-
de kalmışlar' diye nitelemek ve dolaylı olarak suç-
lamak elbette yanlıştır, hiçbir çözüm de getirmez.
Bu insanlar geçmişin tanm kültürünü yaşamak-
tadıriar. Çok çocuklu aileler, çok eşlilik, dinsel ve
etnik kültüre sıkı sıkıya bağlılık, düşünmeden rta-
at etmeyi kural bilmek, kapalı cemaat yaşamını sür-
dürmek gibi özellikleri paylaşıriar. Tanm toplumu-
nun kültürünü yaşatıriar ama topraklan da yoktur.
Bu kültürün içinden her türlü bağnazlık çıkmakta-
dır ve çıkacaktır da.
Temel soaınumuz, ülkenin kalkınmasının eşitlik
içinde gerçekleşmemiş olmasıdır. Işte, 'ulusal dev-
let' de bunun için gereklidir, 'devlet eliyle kalkın-
ma'öa bunun için gereklidir, 'planlı ekonomi, plan-
lı eğitim'de bunun için gereklidir. Toplum yaşamı-
nın Iaik düzenlemeyle sürdürülmesi de bunun için
gereklidir.
'Töre cinayetleri'ne an vahların arkasını görerek
bakmayı öğrenirsek, Hizbullah'ı da, domuz bağ-
lannı da, kör terörü de daha iyi görebiliriz.
Şimdi bütün bunlan görmezden gelerek özelleş-
tirmeyi savunmak, çok kültürlülük adı altında bu
uçurumları gözden kaçırmak, bizim gibi ülkelere
çok pahalıya mal olacaktır.
23 yıllık Dev-Sol davası
Dosyalar kayıp
ama dava bitmedi
tstanbul Haber Servi-
si-HaUanHukukBüro-
su avukatlan, Yargıtay
11. Ceza Dairesi tara-
fından karan bozulan
Devrimci Sol ana dava-
sının 12 Eylül'ün ola-
ğanüstü yargılama ko-
şullannı bir kez daha
gözler önüne serdiğini
behrterek "Sıkrvönetim
askeri mahkemelerinde
10 \T1 siiren yargdama-
nın her aşaması dikkat-
le anımsanmahdır'' de-
diler.Hahan Hukuk Bü-
rosu aMikatlan tarafin-
dan dün yapılan basın
toplantısında, 23 yıldır
süren Devrimci Sol ana
davası karannın Yargıtay
11. Ceza Dairesi tara-
findan yaklaşık400 kla-
sörden oluşan dava dos-
yalanndan 100 klasörü-
nün kayıp olduğu gerek-
çesiyle bozulduğu anım-
satıldı.
Avukat Behiç Aşçı,
Avukat CemalYüceJ,dâ-
va sanıklan ve yakınla-
nnın katıldığı toplantı-
da okunan basın açıkla-
masında, "Davanın 1243
sanığının 12 Eylül'ün
olağanüstü koşullann-
da 90gün gözaltmda tu-
tulduktan sonra tutuk-
lanarak 2 yılboyuncaai-
leferi veavukatlanyb gö-
rüştürülmedikleri'' be-
ürrildi. Dava süresince,
sanıklann defalarca du-
ruşmalardan atıldığı, söz
haklannın gasp edildiği,
dilekçe haklannın elle-
rinden alınmaya çahşıl-
dığı, tek tip elbise giy-
me zorunluluğunun bu
dava süresince uygulan-
maya çahşıldığına dik-
kat çekilen açıklamada
"Ontorca tutukiu buda-
va sürerken gördükleri
işkenceteryüzünden sa-
kat kahnış, yüzlerce tu-
tukhı keyfî olarak yıflar-
ca tutuktu kahnıştır. Bu
davanm tüm tutuklula-
rma baskmuı her türiü-
sü yapümışür" iddiala-
nna yer verildi.
Avukat Cemal Yücel,
Avrupa Insan Hakları
Mahkemesi kurallanna
göre, 10 yıllık yargılama-
nın bile uzun bir süre ol-
duğuna ve Devrimci Sol
ana da\asının ise 23 yıl
uzadığına dikkat çeke-
rek "AİHM'ye başvur-
ma hakkımız var" dedi.