Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2003 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUSLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
ÜretimdenGehieyenGüç
İŞÇİ toplantılarının, mitinglerin, sendika kararta-
nnın en sık duyulan sözü, "üretimden gelen güç"
sözüdür. Sırası gelince onun kullanılacağı, o kulla-
nılarak bazı şeylere engel olunacağı söylenir.
Tam olarak ne anlama geldiği belli değildir. Iş ya-
vaşlatma mı, grev mi, işyerini bırakmayış mı?
Zarnan zaman bunlara benzer davranışlar olur;
ancak ne kadaretkili olduklan, neleri ne ölçüde en-
gelledikleri pek bilinmez.
Dana doğrusu, özelleştirmeler alanındaki tablo-
ya bakıldığında, "üretimden gelen güç"vn ne
ölçüde akıllıca kullanıldığı, ne kadar etkili ve sonuç
verici olabildiği bellidir: Üretim alanında Kemalist
cumhuriyetin yarattığı üretim yerlerinin büyük bö-
lümü talan edilmiş, baştaet ve süt olmak üzere hay-
van ürünlerini değerlendiren kamu kuaımlan yok
pahasına satılmış, fabrikalarve kombinalar kapan-
mış, Doğu Anadolu meralan ıssızlaşıp kasabalar,
kentler boşalmış, Sümerbank ve Etibank gibi dev
kuruluşlar darmadağın edilmiştir.
Daha da kötüsü, "üretimden {felen güç" işsizli-
ğe ve sendikasızlaştırmayaengel olamamıştır. Ka-
mu kesiminde bir zamanlar bir buçuk milyonu aşıp
iki milyona yaklaşan sendikalı işçi sayısı artık ya-
nm milyonu ancak geçiyor.
Petrol Ofisi'nden sonra sıra Petkim, Tekel, Türk
Hava Yollan gibi büyük ve kârlı kamu kuruluş-
lanndadır. Buralardaki sendikalar da büyük ve güç-
lü olduğuna göre, üretimden gelen gücün etkinli-
ği asıl şimdi belli olacak demektir.
Geçenlerde Petkim tesislerini alıcı gözüyle gör-
mek için gelen Iranlılara karşı oradaki işçilerince ya-
pılan protestonun anlamı büyüktü. Çünkü, geri-
sinde, kamu variığını sahiplenişten öteye, ulusal onu-
run şahlanışı yatıyordu: Petrol sanayiialanında Tür-
kiye o kadar donanımsız, beceriksiz miydi ve ye-
tenekli mühendislerfe usta işçilerden o kadar yok-
sun muydu ki, elindekileri işletemeyip Iran'a sat-
ma noktasına kadar düşmüş olsun? Üretimden
gelen gücün bunca küçülüşe de seyirci kalmaa ken-
di güçsüzlüğünü itiraftan başka anlam taşımazdı.
Bir de bu sahip çıkışın tek sendikaca değil, peş-
keş çekilecek kurumlardaki tüm sendikalarca eş-
güdümlü biçimde yapıldığını, Petrol-lş, Tek Gıda-
Iş, Hava-lş gibi büyük sendikalann Petkim'e, Te-
kel'e, THY'ye birlikte sahip çıktıklannı, birlikte dav-
randıklarını düşünün; böyle bir ortak güç neler ya-
pamaz?
Ohalde, ilk yapılacak iş, talan tehdidi altındaki
sendikalann bir araya gelip bir ortak karar al-
ma ve birlikte hareket etme mekanizması kurma-
lan, konfederasyon içinde ağırlıklı bir blok oluştur-
malan ve böylece başka sendikaları da aynı mü-
cadeleye çekmeleri değil midir?
Bu yapılmazsa kurbanlar, şimdiye kadar olduğu
gibi bundan sonra da sırayla birbirinin boğazlanı-
şını seyreder ve "üretimden gelen güç" güzel, ama
boş bir laftan ibaret kalır.
îdeoloji Kavramı Üzerine...
Atatürkçülük (Kemalizm), toplumsal başansı kanıtlanmış
tutariı ve örnekseme yoluyla çeşitli uluslara rehberlik
etmeye aday, derin etkili bir çığırdır. Asya-Afrika
halklanndan tutunuz da emperyalist ereklerden kendilerini
kurtarabilmiş Batılı çevrelere değin ışık veren bir
meşalenin de adıdır.
Ertuğrul KAZANCI ı
• deoloji sözcüğü, genel bir
I
tanımla: "Siyasal, sosyo-
ekonomik ve kültürel ni-
teKktî tüm kurumlarhak-
londaki çoğu somut top-
lumsal kuramlan, uygulamalı
biçime getiren öğretidir." Bir
başka deyişle ideoloji kavramı
" Yaşamlan ortamdan doğan so-
run ve koşullara çareler bul-
mak için geliştirilen: kendi iç
örgüsünde tutariı, düzenli ve
sistemli düşüncelerin evrensel
etkileri olan bir toplamıdır."
tdeolojiler, geçmışten esin-
lenerek çağcıl biçimsel yorum
kazanabilirler. Tarihsel saptama,
bakış ve uygulamalann sonuç-
lan incelenerek, irdelenir. Ör-
neğin Adam Smith, bireysel
kaygı ve çıkarlar errafındaki li-
beralizmin, eskilerde yer almış
evrensel örnek ve tutumlann-
dan yola çıkarak bir "ekoJ" oluş-
turmuştur. Karl Marx ise ilkel
komün yaşamından başlayıp
tarihsel maddecilikten hareket-
le vardığı kolektif olgulu de-
rinliğe, ideolojik kişilik vermiş
değil midir? Fransız Jakobe-
nistler; özgürlük, eşitlik ve ada-
let üçgeni errafındaki ilkeleri-
ni, sınanmış toplumsal evreler-
den çıkaran devrimciler değil-
ler midir? Işte Atatürkçülük
(Kemalizm) de nesnel ve ger-
çekçi yaklaşımla kendi doğu-
şundan önceki her j)aşamsal
olay ve her gelişmiş öğretinin
irdelenmesinden sonuçlara eri-
şerek yepyeni bir kompozisyo-
na özgün bir kimlikle ulaşabil-
miştir. Işin önem ve anlamı da
esasında budur.
Ölçtitler...
CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ
ARALIK AYI ETKİNLİKLERİ (2)
Ay/n Kitap Eleştirisi
"Sen Vatan Haini misin Baba?"
üzerine söyleşi ve kitap imzası
Deniz KAVUKÇUOĞLU
(9 Arahk 2003 Salı Saat 18.00)
Yer: Cumhuriyet Kitap Kulübü
Istiklal Cad. Zambak Sok. No: 4 D: 1-2
Beyoğlu/İSTANBUL
Bu bir Koop-C ortaklarla Uişkiler kolu etkinliğidir.
Dcretsiz ve herkese açıktır.
Kafeteryamız Pazar dahıl her gun saat: 10.00 Akşam 21 00 arası açıktır.
Atatürkçülük ya da Kema-
lizm, özdeş kavramdır. 1919
yılında başlayan Anadolu thti-
lâli'nin ülkeyi bağımsızlığa
ulaştıran başansı "Mudanya
Mütarekesi" ve "Lozan Ant-
laşması'Vla perçinlenmiştir.
Bundan sonraki aşama olarak
da topluma yön veren bir düşün-
ce ve eylem sistemi ufukta be-
lirmiştir. Saptanmış toplumsal
gerçeklerin, önceden geliştiri-
lerekplanlanmış bir öğreti kap-
samında ele alınmasına sıra gel-
miştir.
Atatürkçülük (Kemalizm),
ideolojik tanım düzeyine uy-
gun öğelerle bezelidir. Çünkü
böylesi birtanıma özgü siyasal,
sosyoekonomik ve kültürel öl-
çütler (kıstaslar) yapısında yer
almaktadır. Bu konuda ilkin,
"Atatürkçülük" ile "Kema-
lizm" sözcüklerini farklı an-
lamsal konumlarla ayırmaya
çalışanlara seslenmek, sonra da
özgün ölçütlere geçmek gere-
kir. Görünümodurki. 1919 yı-
lında başlayan şanlı direniş, em-
peryalızme karşıt durumuyla
"mazlum uluslara" bilinç ve
onur coşkusunu Anadolu'dan
aşılamıştır. "Emperyatizmin bi-
•n mahvetmek ve kapitalizmin
bizi yutmak isteyen" uğraşısı,
Mustafa Kemal'in bilinir du-
ruşu karşısında Anadolu'da ön-
lenmiştir. Bozkınn bağnndan
dünyaya yansıyan ve yayılan
direniş ve onu izleyen devrim,
ayncalıklı bir kimliktedir. Is-
metPaşa'mn Lozan'da attığı o
çok görkemli imzadan sonra
varlığı hukuken onanmış Tür-
kiye, ani bir toplumsal çekim
merkezi olmuştur. 29 Ekim
1923 günü ilan edilen Cumhu-
riyet'le birlikte, kesintisiz dev-
rim süreci bir ideoloji (Türkçe
karşılığı düşüngü)etrafında so-
mutlaşmıştır.
5 Şubat 1937 tarihinde Tür-
kiye Cumhuriyeti, TBMM ka-
rarıyla; Cumhuriyetçi, Ulusal-
cı, Halkçı-Devletçi, Devrimci
ve Laik özelliklerini sağlam il-
ke (esas) olarak kabul eder.
1934 yılında yürürlüğe giren
Soyadı Yasası'na bağlı olarak
"Gazi Mustafa Kemal Paşa"
artık, Kemal Atatürk'tür. Büyük
devrimcinin; kimliği, kişiliği,
görüşleri ve nihayet ideolojisi
"Atatürk" soyadıyla birlikte
başkalaşarak, değişmiş midir?
1919'lardan gelen belirgin ni-
telikler 1934'lerden sonra ayn
bir yola mı girmiştir? ''Kema-
lizm'' ka\Tamı ters yapıya dö-
nüşerek "Atatürkçülük" diye
biryeni zıtlık mı doğmuştur? Iş-
te kimilerinin yaklaşım ya da
savlan bu tür geçersiz baİcışla-
ra dayahdır.
"Atatürkçülüğü, Kema-
lizmden kurtarmak gerekir"
diyen kavram kargaşacılanrun
son keşifleri budur. Apaçık söy-
lenmesi gerekirse böyle çevre-
lerin tamamı Kemalist Aydın-
lanma Devrimi ve Atatürkçü
Düşünce Sistemi'ne karşıt gö-
rüşün üyeleridir.
Özgünlük açısmdan bakıldı-
ğında görünen şudur ki, Ata-
türkçülük (Kemalizm), yanm
Neden baf?
Neden Balparmak?
Izleyin...
bafpapmak,Sağlıklı beslenmentz için
yüzyıkür bunca çetin baltala-
maya. yok etme çabasuıa kar-
şın a>aktadır.Bazı ideolojilerin
(düşüngülerin) altüst olduğu
çağımızda, bir büviik güç ça-
pında varhğını duyııran tek öğ-
reti, hâlâ Türkiye topraklann-
dayaşamaktadır. Cumhuriyet-
çıliğin; saltanath yıllara uza-
nan özlemlerle örselenmeye ça-
lışıldığı, ulusalcılığın; ümmet-
çi ve liberal emperyalist bağda-
şıklık için feda edildiği, halk-
çı-devletçi karakterli sosyal ve
ekonomik modelin zedelene-
rek "küreselleşmenin" vahşe-
tine terk edildiği ortamda laik-
lik de anlamca saptınlıp yıkıl-
maya çahşılmaktadır.
"AlalvebOün" rehberliği üze-
rindeki oturmuşluğa dayalı Ata-
türkçülük (Kemalizm), uygar-
laşma ideolojisi olmanın temel
öğelerine gerçekten sahiptir.
Öncelikle antiemperyalisttir.
Ulus-devlet çerçevesi etrafında
"tam bağımsızlık" ve uluslara-
rası ilişkilerde "eşitlik" ilkesi-
ne dayalı yapılanma, devrimin
ve düşünce sisteminin özünde-
ki cevherdir. tlerici, toplumcu,
değişimci ve sürekli devrimci
bir yapı, amaçlanmış uygar dü-
zeye ulaşmanın dinamizmini
içerir. Kamusal yararcıhk esas-
tır. Geniş halk kitlelerinin tasa
ve kıvançlanna bilimsel ve in-
sancıl ölçütlerle (kıstaslarla)
devletin katılımı söz konusu-
dur. Türkiye sınırları içinde
ömür sürecek bir ideoloji kı-
vamını aşan evrensel bir ülkü
niteligindeki varhğını koru-
maktadır. Bireysel çıkarlan bı-
çakla kesip atarcasına sınırla-
yıp genel dırlik ve esenlik kav-
ramını uluslararası boyutlara
taşıyan bir öğreti çapında değer
kazanmıştır. Sadece deneyler-
den çıkan sonuçlann önlemle-
ri değil, geleceği gözeten kav-
rayış da vazgeçilmez bir amaç
sayılır.
Sonuç
Iç ve dış karşıtlannın rüm ça-
balan Atatürkçülüğü ya da Ke-
malizmi; etkisiz bırakıp ortadan
kaldırmaktır. Temel esaslany-
la başlı başına özün bir ideolo-
ji ise karşılanndaki engeldir.
Çünkü bir çağcıllaşma, bir ke-
sintisiz devrim, bir toplumcu
ve değişimci öğreti olan Ata-
türkçülük (Kemalizm), insan-
cıİ ağırhğı çok geliştirilmiş bu-
lunan bir hak ve hukuk tablo-
sudur.
Atatürk'ü bir kişisel varlık
biçimiyle ayınp öğretisine ters
duruş almak, siyasal ve top-
lumbilimsel (sosyolojik) man-
tıkla bağdaşmaz.
Atatürkçülük (Kemalizm),
toplumsal başansı kanıtlanmış
tutariı ve örnekseme yoluyla
çeşitli uluslara reh-
berlik etmeye aday
derin etkili bir çığır-
dır. Asya-Afrika
halklanndan tutunuz
da emperyalist erek-
lerden kendilerini
kurtarabilmiş Batı-
lı çevrelere değin
ışık veren bir meşa-
lenin de adıdır.
CIMHURİYETTEN
OKURLARA
İBRAHİM YILDIZ
Cumhupiyetin Manşetleri
Gündem Yaratıyor
AKP hükümetinin terör karşı-
sında takındığı tavır tartışılıyor.
Islami terör konusunda net
açıklamaların yapılmaması, ola-
yın en azyapılış biçimi kadar va-
him.
El Kaide bağlantısı, emniyetin
vejandarmanın yaptığı çalışma-
larla kesinlik kazandı. Gözaltın-
daki sanıklar da bu bağlantılan
itiraf ediyorlar.
Buna karşın AKP hükümetin-
den terörün üzerine daha somut
ve gerçekçi adımlarla gidildiği iz-
lenimi verilmeyişini iktidarın de-
ğerlendirmesi gerekir.
Siyasilerin ve bilim adamlannın
tartışmalarına yön veren bir baş-
ka açıklama, Genelkurmay Baş-
kanı Orgeneral Hilmi Özkök ta-
rafından yapıldı.
özkök, Istanbul'daki saldırıla-
n Müslüman terör örgütlerinin
yaptığını söyledi.
özkök'ün açıklamasının can
alıcı cümlesi ise şöyleydi:
"Din ve siyasetiki kimyevimad-
degibidir. Bunlarbuluşunca, bir
arayagelince, siyasihedefleredin
üzerinden ulaşılmaya çalışılınca
dinin tüm güzelliklerinin gidip
yerine vahşetin geldiğini görü-
yoruz. Bu olaylarbize laik siste-
min değerini bir kez daha gös-
teriyor."
AKP durmuyor
Kadrolaşma uygulamasında
geçmiş hükümetleri aratacak bir
performans gösteren AKP iktida-
rı, Kuran kurslarını teşvik etmek-
le de eleştiri oklarının hedefi ol-
du.
AKP'nin hazırladığı yönetme-
liğe göre Kuran kurslarının şeri-
atçı örgutlerce istismar edilme-
sineolanaktanınıyor. Uygulama-
nın yaz aylarıyla sınırlı kalmama-
sı, çaltşan çocuklan da kapsama-
^ Cumhuriye!
Din siyasete bulaşnıanıalı
2 Arahk 2003
^ B S Ş k l İ K Sahadan salona. dağlardân pıste
InıiKerNeıiffiuacn K.bns UrJrUn bask^nlkrdc Deni.U5 ın
KJrli itiraflar
r-i.~. Ini
3 Arahk 2003
Cumhuriyet
Tartışıııalı ilişkiler
4 Arahk 2003
.umhurıyeı> A5 a AKP ıkodannın lernr karsjsmdaia unmu ve
A.sker'don sert
Kııı»qn
sı başta eğitimcilerin tepkisini çekti. .
önümüzdeki günlerde bu tartışma-
t a z m ı n a
™ -
nın yargıya taşınacağı, uygulamanın
anayasaya aykırılığı öne çıkacak.
5 Arahk 2003
du'yaödediği 1 milyon 120 bın Euro'luk
Kıbrıs seçlmlerl
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin es-
ki lideri Glafkos Klerides'in, "Hiçbir
şeyi kabuletmeyerek hiçbirödün ver-
meden ve başarısız/ığı Türk tarafına
ait gösterme taktiği uyguladıklannı"
açıklaması KKTC seçimlerine az bir sü-
re kala oynanan oyunun ıtirah olarak
kamuoyuna yansıdı.
Ardından, AB Komisyonu'nun Ge-
nişlemeden Sorumlu Uyesi Günter
Verheugen'in sözleri yalnızca Cum-
huriyet'in manşetinde yer aldı.
Verheugen, Kıbrıs kararlarının baş-
kentlerde Denktaş'tan habersiz alın-
dığını, KKTC seçimlerini muhalefetin
kazanması halindeAB'nin sonuçlan ka-
bul edeceğini söylüyordu.
Kıbrıs ile ilgili olarak tartışılan bir
başka konu da Türkiye'nin Loizi-
Hukukçular, Loizidu davasının ömek
oluşturacağını veTürkiye'nin ışgalci ko-
numu kabul ettiğini savunarak AKP'yi
bu açıdan sorumlu tuttular.
Başbakan'ı kızdıran manyet
Yüksek Askeri Şûra toplantısında
askerler, iktidarın terör konusunda ta-
kındığı tavır ve uygulamalan eleştirmiş,
kadrolaşmadan irticai faaliyetlere ka-
dar birçok konuda 'uyanlar' yapmış-
lardı.
Bir tek Cumhuriyet gazetesinin man-
şetinde yer alan bu ayrıntılı haberi,
Milliyet gazetesi daha sonra bir adım
îleriye götürerek '28 Şubat ötesinde
uygulamalar var' başlığıyla kullandı.
Görüldüğü gibi, Kıbrıs, Kuran kurs-
ları, YAŞ kararlan, Islami terör ile ilgi-
li manşetlerimiz tartışma yarattığı gi-
bi öteki gazetelerin yazamadığı haber-
ler olarak da kamuoyuna ışık tutuyor.
lyi haftalar.
BÜYÜKÇEKMECE
ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
Esas No: 2002 3007
Davacı Filız Güne-
ren tarafından davalı
Muzaffer Güneren
aleyhıne açılan bo-
şanma davasının ya-
pılan duruştnasında
venlen ara karanna
göre, yapılan zabıta
tahkıkatına göre dava-
lının açık adresinın
tesbit edılemedıgı ve
çıkartılan tebligariann
da da\alıya tebliğ edi-
lemediğinden davalı-
ya duruşma gününün
ve dava dilekçesının
ilanen teblığme karar
venlmıştir.
Davacının davalı
aleyhine açtığı şiddet-
li geçimsizlik nede-
niyle boşanma dava-
sının mahkememız
duruşma salonunda
yapılacak olan
10.02.2004 tarihinde
saat 11.25'deki duruş-
masına davalının gel-
mesi veya varsa bel-
gelerinı dosyaya ıbraz
etmesi gerektıği du-
ruşmaya gelmedığı
takdirde kendisını bir
vekille temsıl ettınne-
si gerektiği, aksi tak-
dirde yolduğunda du-
ruşmaya devam edile-
ceğı ve yokluğunda
karar verilecegi husu-
su ılanen teblig oJu-
nur. 24.10.2003
Basm: 60687
ÖNCE ÇÎZGI
VAEDI
Cumhuriyet
K1TAPLARI
TURHAN SELÇUK'UN 60. YILIKUTLAMASIANISINA ÇIKARILAN
RETROSPEKTÎF KİTAP.
• TÜRKİYE'NİN VE DÜNYANIN EN SEÇKİN YAZARLARININ, '
ELEŞTİRMENLERİNÎN DEĞERLENDİRMELERİ.
• SELÇUK'UN 60 YIL ÎÇİNDE ÇİZDİKLERİ ARASINDAN SEÇTİĞİ
SÎYAH-BE\'AZ VE RENKLİ YÜZLERCE KARÎKATÜR.
• KARİKATLTR SANATI ÜZERİNE GÖRÜŞ VE AÇIKLAMALARI.
• ANNESİ HİKMET SELÇUK'UN ANILARI.
• 60. YIL KUTLAMASINDAKİ SÖYLEŞİLERDEN ALINTILAR.
• ABDÜLCANBAZ'DAN RENKLl, RENKSÎZ ÇÎZGİLER.
• BAŞLANGIÇTAN BUGÜNE DEK TÜRK VE DÜNYA BASININDA
ÇIKAN YAZILAR.
• AİLE FOTOĞRAFLARINDAN SEÇMELER.
• KAPSAMLI BİR KRONOLOJİ.
• 27x29 EBADINDA, 300 SAYFA.
• ÇOK AZ SAYIDA BASILAN BU LÜKS KİTABIN 400 ADEDI
-CUMHURİYET KlTAP" TARAFINDAN PÎYASAYA SUNULMAKTADIR.
Isteme Adresi: Çağ Pazariama A.Ş. Türkocağı Cad. No: 39/41 (34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212) 514 01 96