06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 YAŞAM 28 ARALIK 2003 YE REHBERİ en bunu takmamki!Nilüfer Zengin ılbaşma birkaç gün kaldı. Yi- ne kime ne hediye alacağız te- laşındayız. Mağazalar özel yılbaşı kampanyalarına hız verdi, televizyonlar, gazetelerheran bizi "hediye alma" gerçeğiyle yüzleştiriyor. Hediye alma işi kimi zaman çok sancılı kimi zaman da çok rahat bir süreç. Ne ka- dar, zorlayıcı, ticari bir şey haline dönüş- se de hediye almanın ve vermenin güzel biryanıolmalı... Özel günlerde hediye alıp-verme gele- neğinin kökleri ta Eski Roma'ya uzanı- yor. Romalılarkrallanna ve birbirlerine iyi dileklerinin simgesi olarak hediyeler verip, bu hediye günlerini seremoniye dönüştürüyorlarmış. Hatta, Kleopat- ra'nın kendini, halılara sardırıp bir sürp- riz hediye olarak Sezar'a sunması da bir efsaneye dönüşmüştür. Krallann en bü- yük eğlencesini insanların kaplanlar tara- fından parçalanması olan, büyük bir haz kültürünün hâkim olduğu eski Roma'da hediye almanın da hediye vermenin de bu haz kültürüne ait kendi başına bir eğ- lenceolduğuortada.... insanların yeni yılda birbirlerine hedi- yeler alma geleneğiyse îsa'nın doğum gü- nü olarak kabul edilen Christmas kutla- malarına bağlanıyor. îsa'nın doğum gü- nüyle beraber bir yıl daha devriliyor ve bu büyük olayın yüzü suyu hürmetine hediyeler alınıp veriliyor. Türkiye de yeni yıl ağaçlarını, yeni yıl hediyelerini, kırmı- zı don uğurunu seve seve benimsemiş sa- hiplenmiş toplumlardan. Christmas he- diyelerinin bir başka simge kişisi de Hol- landalı baş rahip Saint Nicholas. Ameri- ka'da Santa Claus olarak bilinen Saint Nicholas nın çocuklara hediyeler getir- diğine inanılırmış. Eski Roma'dan bugü- ne hediye alıp-verme alışkanlığı epeyi kı- lık değiştirmiş görünüyor. Christmas ya da yeni yıl hediyelerinin bir tüketim alanı haline gelmesi tam ola- rak 1870lere rastlıyor. O yıllardan beri. yalnızca yılbaşlarında değil, doğum gün- lerinde, evlilik yıldönümlerinde, uzak ül- kelere çıkılan seyahaderden dönüşlerde, hayatın hemen her durağında hediyeler alır, hedivelerveririz. Hatta arükisteme- sek, paramız olmasa da hediye almaya mec- bur hissediyoruz kendimizi. Şimdilerde de internet hediye pazarına suç ortaklığı ediyor. internet de kimlere neler hediye edebileceğimiz konusunda önerilerde bulunan sitelerle dolu. Bugün artık, oturduğunuz yerden, yalnızca klavyenizi kullanarak, hediye paketinizi gitmesi gereken adrese gönderebiliyor- sunuz. Vaktim yoktu, gidemedim, gibi bahanelere sığınamıyorsunuz. Hediye- lik eşya dükkânları baştan çıkarıcı, cazip vitrinleriyle bakmadan geçemediğimiz yerler haline geldi. Bu rengârenk dünya- ya ancak bir yere kadar direnebiliyorsu- nuz. Doğum günlerinde herkes eünde hedi- yesiyle gelmişken siz eli boş gidemezsiniz ki... Yalnızca" iyi ki doğdun" demek yet- mez, varlığıyla dünyamızı anlamlı kılan yakınlarımıza "anlamlı" hediyeler ver- mek degerekir. Karı-kocalar, sevgililer, yaşamın onları bir araya getiren zaman kesitinin ayncalığını vurgulamaya prog- ramlanırlar. Sevgililer birbirleri için diin- yanın en güzel hediyesidir, öyleyse o sev- giliye layık bir hediye alınmalıdır. Bunun- la bitmiyor tabii... Anneler günü, babalar günü,öğretmenlergünü...Biraniçin,he- diyenin tüketimi pompalayan birsektör olan yanını unutup, büyülü havasına da- lalım... Hediye almak ya da vermek başlı başı- na çok güzel bir jest... Ancak zaman za- man evde hiç kullanmayacağımız bize hiç uygun olmayan hediyelerden oluşan yı- ğınlarabakarvebir "of" çekeriz... Farklı mesleklerden veyaşlardan, kimi ünlü ki- mi ünsüz insanlarla onları mutlu ve mut- suz eden hediyeler üstüne konuştuk... Canan Berköz (Ev kadını. 50): Beni ta- nıyan insanlann bedenimi bilmesine rağ- men dar ve rahatsız giysiler hediye edil- mesini anlamıyorum. Giyebileceğim, üs- tüme olan giysiler, rahat çoraplar hediye edilmesi hoşuma gidiyor. Elfe Uluç (Sinemacı. 30): Parfüm hedi- ye edilmesini isterim. Evde oynanan oyunların en sıkıcı hediyeler olduğunu düşünüyorum. Ahu Sungur (Tiyatro Oyuncusu, 23): Tiyatro bileti ya da bir çiçek benim için en güzel hediye. Pasta, börek gibi yiye- cek-hediyeleri sevmiyorum. Zeynep Direk (Oğretim Üyesi, 37): Hediye alan kişinin beni iyi tanıdığını gösteren hediyeleri seviyorum, standart ve kişiliğime uygun olmayan hediyeleri sevimsiz buluyorum. Ayşe Oğul (Sekreter, 40): Hediye al- maktan çok, hediye vermek üzerine bir anımı anlatmalıyım size... 1999 depre- minden sonra evi yıküan bir arkadaşımı ziyarete gittim. Eli boş gitmemem gerek- tiğini düşündüm, ve pastada karar kıl- dım.Oysaerzak.giysigibiihtiyaçduyu- lan şeyleralmalıvmışım... Bu bana anım- satılınca kendimi Imelda Marcos gibi hissettim. Jülide Kural (Tiyatro oyuncusu, 38): Kitap, CD, plak hatta çiçek hediye edil- mesini tercih ederim. Hoşlanmadığım hediyelerse.tencere-tavagibimutfakge- reçleri. Halil Ergün (Oyun- cu,55): Kravat.gömlek ya da genel olarak giye- cek hediye edilmesin- den hoşlanmıyorum, hediye olarak cam eşya verilmesini severim. Füsun Tan IEV kadını, 45): Yemeğe götürülmek isterim. O kadar çok mutfak eşyası hediye edildi ki, bıktım artık. Burcu Tokcan (Medya Uzmanı, 28): Yılbaşından 3 gün önce verilecek bir tatil hediyesi. Büyük bir dükkândan hediye çeki de olabilir. Giyecek eşya istemiyo- rum, çünkü alınan giysileri beğenmiyo- rum sonra da gidip değiştirmeye utanıyo- rum. Ama şapka olabilir. Mahir Günşiray (Oyuncu): Şarap, şam- panya. kokulu çiçekler, kalem, kitap ve ev yapı- mı şeyleri seviyorum. Pahalı hediyeleri, süs eşyası, takı ve tasarım kokan şeyleri sevmivorum. Lale Caklı (Maliyeci, 53): Bu konuyla ilgiü bir anımı anlatayım: Bir gün kapkaç- çılar çantamı aldılar. Iş yerimdeki oda ar- kadaşım bu duruma çok üzülmüş ve mo- ralim düzelsin diye bana koca bir buket çiçek hediye etti. Hiç değilse bir telefon rehberi ya da çamamla beraber giden ve ihtiyaç duyduğum bir şey olsaydı... NihatCömert (Tekstilci, 32): Çikolata isterim, kravat hedive edilmesini istemi- yorum. Aydın Levendoğlu (Yazar, 32): Güzel, kaliteli, yumuşak çorap. Açık arttırmalı bir internet sitesinden ucuza Atina-Ni- jeryauçak bileti. DenizKurşunlu(Grafiker,23):Ikiki- şilik Cape Town'a gidiş dönüş uçak bile- ti. I-pod. Ceylan Yiiceoral (Müşteri Direktörü, 32): Yurt dışı tatiü. Iç çamaşın, ahşapkü- tüphane. YağmurKoçak (Öğrenci, 20):Oyun- cak ayı, Emma Chaplin CD'si. Aysu Koçak (Ressam, 48): Boya seti. Rojin (şarkıcı): Kitap ve kimsenin bulamaya- cağı, ulaşamayacağı, he- nüz kimsenin keşfetme- diği bir müzisyenin al- bümü... Sezin Şener (ressam, 47): Klimalı araba. Pelin Pelitözü (Bankacı, 29): Banka çeki! Deniz Erbaş (Grafiker, 33): Admira marka birgitaristiyorum. Zilha Şen (Terzi, 28): 1250 mg Dolce Vita parfüm, 50 jazz CD'si. 500 uçan ba- lon. Işte bunları istiyorum. Bir de geçen ay evi terkeden Tırmık'ın yerine bir baş- ka kedi armağan almak beni fazlasıyla memnun edebilir... Fatoş Güney (Yılmaz Güney Vakfı Başkanı,): Her hediye beni mutlu eder, düşünülmesi bile yeter. Güven Turan (Yazar, 54): Futbol maçına bilet beni çileden çıkaracak bir hediye olurdu. iyi bir dolma kaleme hiç itirazım yok. Oyle anlaşıhyor ki, bizim ideal olduğu- nu düşündüğümüz hediyeler her zaman gittikleri kişide memnuniyet yaratmıyor. Kimi zaman sevdikleri eşyalardan gına gelmiş oluyor. Özene bezene aldığımız bir nevresim takımı belki de deseni sevil- mediğinden yıllarca poşetinden çıkmı- yor. Kesin olan bir şey var ki, kadınların çoğu, hediye olarak ev eşyası almaktan hiç ama hiç hoşlanmıyorlar.. .• Ençok hangi hediye sizi sevindirir? Hangisi mutsuz eder? Sorduk, bin bir çeşit yanıt aldık. KİTAP Armağan dünyası adece yılbaşları değil, "özel" diye tanımladığımız her günü hediye düşüncesiyle birlikte geçiriyoruz. Bu yüzden de hediye, belki de üstüne en çok kafa yorduğumuz konulardan biri. Konuya derinlemesine bakmak isteyenler aşağıdaki paragrafta ipuçları bulabilecekler: "...Doğum bir armağandır... Benliğin nihai olarak verilmesi, hayat armağanı, ilk armağandır... Herkes için armağan zinciri burada başlar; sırası geldiğinde ancak hayat vererek, armağanın niteliğini kurarak ödenebilecek bir borçluluk. Doğum minnettarlık /borçluluk durumunu, insanlık durumunun tanımlayıcı bir özelliği olarak kurar. Bu durum elbette nörotik hale gelebilir. Psikanalistler gayet makul bir şekilde, çocuğuna "her şeyi' vermek isteyen bir anneden daha kötü hiçbir şey olmadığını bize hatırlatırlar. Fakat minnettarhk/borçluluk durumu ille de nevroz durumuna yol açmaz ve amaç, bu durumdan azade olmak değil, sıra geldiğinde nasıl verileceğini, bu sistem içinde 'suiistimale îlfili olmavan öğrenmektir... 'Zinciri oluştururken' aldığımız haz bütün armağan sistemini simgeler: Vermek, almak, karşılığında vermek, kısacası elden ele dolaştırmak, bir kaynaktan ziyade bir kanal olmak. ...Çocuk kendisine her şeyin verilmesi gereken varlıktır. Sadece hayat verilmez ona, insanm kendi hayatını kendiliğinden verebileceği yegâne varlıktır. ...Çocuğa verilen armağan belki de modern armağamn büründüğü özsel biçimdir ve istenmesi en güç borçtur. " Bu satırlar, Jacques T. Godbout'nun, Üetişim Yavınlan'ndan Dilek Hattatoğlu çevirisiyle çıkan Armağan Dünyası adlı kitaba ait. Armağan tarihine sosyolojik bir gözle bakmak isteyenler ve farklı kültürlerde armağanın anlamlarını merak edenlere bu kitabı okumalarını öneriyoruz. ...Çocuklarmodernitenin tanrılandır, insanm her şeyi uğruna adayabileceği Vıiilciimrünlflrrlır •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle