07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 2003 BAŞKENT GÜNLERİ Galiba günah çıkardım Müşerref Hekimoğlu ıllarca önce Bakanlıklar'a doğru yürürken o dönemin genç diplomatlarından Şadi Kavur'la karşdaştık. Bıraz konuştuk, oğlundan söz etti bana. Omer Kavur'un tiyatroyla ilgilendiğini, tiyatro dalında öğrenim yaptığını söyledi. Ben nerdeyse zıplavarak karşıladım bu haberi. Şadi Kavur da şaşırdı. - Ilk kez sen alkışlıyorsun bu haberi, arkadaşlarım pek ilgı duymadı, sen coşkuyla el çırpıyorsun. Omer Kavur Hümeyra'nın yakın arkadaşıydı. bu nedenle de ilgi duydum ona. Sinema öyküsünü yakından dinledim ama araya olaylar girdi. ben Ankara'da, onlar Istanbul'da zaman geçti. O yülarda Omer Kavur'u kimse tanımıyor dost çevremde. Sonra tarudılar, yalnız ülkemizde değü dünyada da adı saygıyla anılan bır kişı oldu Omer Kavur. Birkaç kez karşdaştdc, üginç söyleşiler yaptık. Annesi Abbase Kemahlı da oğlunun yeteneğini, başarısını ilgiyle izliyor, Ömer'den söz ederken gözleri parbyordu. Olaylar güzel gelişti, Ömer Kavur güzel başardarla Türk beyazperdesinin ilginç tepelerinden bıri oldu. İşte bugünkü tablo. Ömer Kavur dalında güzel tırmanıyor, başardanyla hepımizi onurlandırıyor. Son günlerde Türk filmlerini seyrettim, belki de günah çıkardım. Geçmiş yıllarda Türk filmlerine uzaktan bakar, görmeyi istemezdim. Oysa Türk sineması genç sanatçılarla hayiı yol aldı, beyazperdede güzel bir direnış sergilendi. Yurtdışındaki Mnema festivallerinde ödüller aldılar, basında övgüyle söz edildi. Nerdeyse Türk sinemasını seven, savunan bir kuşak oluştu. Ben de önyargılan geride bırakıp, Fürk sinemasında gelişen olaylan izlemeye başladım. Ömer Kavur'un başarısını içten paylaşırım her zaman. İnandığı yolda sapmadan yürüdü baştan sona. Dahası, uluslararası pazarda da boy verdi sinemayla uğraşanlar. Hangı dalda olursa olsun, genç kuşağın doğru bildiği yolda direnmesi bana umut verir her zaman. Sinema sanatmda da bu umudun yeşermesıni yaşadım. Belli konularda çoğu kez geride kaldım ama sinema dalına baş koyanları anlamak. ranımak gerekivor. Bunu ne kadar başanyoruz tartışılabilir. Ömer Kavur neler yaşadı, neler yaşamadı! Ama yolunu buldu artık, özgüvenini yitirmiyor, amaca giden yolda engelleri aşarak güzel yol alıyor. Bu konunun çok dışındavım ama kafamı kurcalayan sonıları görmezlikten gelemiyorum. Omer Kavur ya da başka Ömer'ler, Ahmet'ler, Mehmet'ler belli çevrelerden yeteri kadar ilgi, destek - göruyor mu acaba? Galiba görmuyor. Yoksa Türk filmleri başka bir konumda olurdu bugün. Bu yolu açmak için çok yönlü destek gerekiyor. O desteğı bulmak da çok kolay değil. Arada başka duvarlar, duvarcdar var' Onları da aşmak gerekiyor. Bence aşdacak. Belli çaprazları yaşamadan yol almak kolay değü. 9 Miijdar Gezen okulunu kurdu, öğrencilerini mezun etti ve okulu onlara miras bıraktı... Fotoğraf: VEDAT ARIK Bir "magazin yıldızı" olarak MÜJDAT GEZEN Ben buoyunda yokum Berat Günçıkan u röportaja başlandığında, Müjdat Gezen, öğrencderine miras bıraknğı bir tiyatro okulu kurmuş,, sanatçdar için birhuzurevi açmış, otuz üç kıtap yayım- lamış, 50 oyunda, 100e yakın filmde, binden fazla radyo ve tele\izyon skecin- de rol almış, 20den tazla oyun, sekiz film, beş televizyon dizisi yönetmış, ayn- ca bir ormanı olan bir oyuncuydu Rö- portajın asd konusu da, tiyatrodan ka- zandığını tiyatroya aktarması ve sahneye koyduğu"îtirafediyorum "isimliotobı- yografik ağırlıklı tek kışdık oyunuydu. Gezen, TRTiçin Aziz Nesin oyunlarm- dan seçilen dizinin çekimlerine katdınca röportaja on günlük bır ara verddı. Ne olduysa işte bu arada oldu, Müjdat Ge- zen bir anda magazin kahramanları ara- sına katddı. "Galiba Ben Sanatçıyım" kitabı daha piyasaya çıkmadan, baş harfleriyle anlattığı sevgdderınin şifrele- Müjdat Gezen elli yıllık oyunculuk anılarını "İtiraf Ediyorum "la sahnede, "Galiba Ben Sanatçıyım"la kitabında anlatırken magazincilere yakalandı... ri"' zeki" gazetecder tarafından çözuldu. İsimler yazdmaklakalırımayıp.görüşler almdı, kimi kabul etti, kimi ret... Gezen isegazetecikrhakkındddavaaçtı.. Medyanuı kitabınızı böyle kullanaca- ğını tahmin etmediniz mi? CanlYayınevıt kitabı gazetelerınede- biyat eleştirmenJerine yollamış, Millı- yet'in eleştirmeni muhabire detmiş. Mu- habır de kitabı kendı kafasınca ayıklayıp böyle bır sonuç çdtarmış... Baş harflerden sevgililerinizin isimle- rini çıkarmak gazetecilerin zekâsı mı, yoksa çevrenizden birileri mi haber uçurdu? Hayır, bunlarm hiçbiri gerçek değd. Kitapta bunlar yok. Nedenpeki? Bazı magazincderm bilmediğı bir şey var, ben onların istediği, arzuladığı yerde değilim. Benim hükümetle bır ılişkim, birçıkarım.bırborçötelemem.kredim falan yok. Benim korkum da yok. Biz Aziz Nesin okulundan vetişmiş, yani korku duvarını bir ardamda aşmış insan- larız, böyle baskdarla, böyle terör estir- melerle başa çıkabdecek gücümüz var. Magazin terörü tnii demek istiyorsu- nuz? Hem de nasd bir terör? Buna mutlaka radikal birçözüm bulmak lazım, bu yüz- denşikâyetçiyimvedavaaçtım. "Aman, büyük gazete" diyorlar. Onların büyük- lüğü nereden geliyor? Hangi anlamda büyükPBüyükiükgörecebırkavramdir, benim için, çok daha az satan bir gazete. çok daha büyük olabilir. Magazin hayatlar vaşamanın tüm gü- nahınımedyamıüstlenmeli? Süreç, 12 Eylidle başladı ve sıstema- tik olarak kirldiğegıdıyoruz...Başarıda sağlandı, öyle olmasa böyle mi olurdu? Biz, bu kadar mı seçmesini bdmeyen bir halkız? Bu kadar başarı sağlandığına göre; biz 12EylüTdenöncegerçektenseçici- miydik diye düşünüyor insan, yoksa şimdi kendimizi mi kandırıyoruz ? Bızım toplumumuzun büyük bir bö- lümüddyüzlü. Aziz Nesin "Türk toplu- mununyüzdealtmışıaptal"dedideha- diseoldu. ölümünden sonra. dolmuşJar- da. otobüslerde" Nesin eksik söylemiş" dendi ya, ben iyimser birgözlükle böyle söylüyorum. Sizin yiizdeniz kaç? Ben yuzde elli diyorum, çünku sözü- nü geri al derlerse, peki yüzdeellisi öyle değdderım... Tek kişilik oyununuz "İtiraf edivo- rum"da da aşk var, ama daha çok tiyat- ronun elli yıllık tarihinin resmi geçidi gi- bi, Muhsin Ertuğrul, Vasfi Rıza Zobu, Bedia Muvahhit, Muammer Karaca... Hepsının üzerimde emeği vardır, hep- sini şükranla anıyorum... Sizin özelliğiniz, oyunculuktan ka- zandığınızı yine tiyatroya döndürmek... Okulunuz var, sanatçılar için debir hu- zurevi kurdunuz... Ben kazanabildiğim kadar, pek de onemlı bır para değil ama bu mesleğe gerı döndürmek istedim. Kâr elde etme- yi düşünmedim, çünkü bir ticaret adamı değdim. Okul açmaya, îstanbul Univer- sıtesi Devlet Konsen-atuvarı'nda hoca- hkyaparkenkararverdim, "Birgünken- di okulumu açayım ve ücretsiz olsun ' dedim. Sonra bır gün param oldu ve aç- tım. 1-t. yıla girdik. Konservatuvarımız, akşam okulumuz, hafta sonu okulumuz, Genç T\ 7 -sinema okulu, aktör stüdyosu de tüm oğretmen, asıstan, çalışan, öğ- renci, toplam 850 kişiyiz... Ücretsiz okul açmak aniaşılır bir du- rum, ama başka aksamalar da var ki, si- zeokulhayali kurdurmuş... Tabii ki. Demokrat bır eğitimi de amaçladım. Çünkü ben bu tip. yeteneğe dönük eğitımlerde. para karşdığı yapd- dığında iyirandıman alınamadığına ta- nık olduiH.- Verimli, güzel işler sadece yeteneğe dayalı bir eğitimden çıkıyor. Sizin öğrencilerinizi diğer tiyatro okulu öğrencilerinden ayıran ne? Bunu dışarıdan gözlemleyerderin tak- dirine bırakmak lazım, ama evet, fark var Çünku biz YÖK'e bağlı, statik bir eğıtım veren kurum değiliz. Biz özgü- rüz, uretime ve yaratıcdığa dönük ders- ler veriyoruz. Sınıfta kalmak yok, vize yok, sadecebaşta vesondasınavvar. Öğ- rencileri birbirleriyle yarıştırmak diye bir şey yok, herkes kendisiyle yarışıvor... Bir de "Paranın satın almayacağı şey yoktur, herkesin bir fiyatı vardır" gibi, aptallarınuydurduğuatasözlerinekan- mamayı \urguluyoruz. Ama dışarıda bir pazar ve kuralları var. Oğrencileriniz bocalamıyormu? Haklısınız, bunun ıçın de Genç Tele- vizyon ve Sinema Sanatı bölümünü aç- tdt. Burada tele\izyon yayıncdığına nasd nitelik kazandırılır dersleri veriliyor. Bunda ne kadar başardı oluruz, bdemı- yorum. Ben kendihesabıma çok yorul- dum, ama birınin de bır şeyler yapması lazım... Okulunuzu öğrencilerinize miras bı- raktınız, oysa bir kızınız, eşiniz, yani doğal ve hukuki mirasçılarımz da var... - öğrenciler*arasında, "Ben niye yo- kum " diyen olmasın diye kura çektdi ve okulu on öğrenciye bıraktım. Kızım yurtdışında yaşıyor, her şeyi var, eşimin de var... Ben hayattan ayrddıktan sonra bu tip bir miras kavgasının yaşanmasını ıstemem... Üstelik okulu en iyi sahiple- necekler de öğrencderdır... Filmlerinizden birisi, bu yıl ilk kez "Komedi Filmleri Festivali"nde seyirci karşısına çıkan "Güldüren Dünya". Fil- mi Aziz Nesin'e izlettirmişsiniz, "Ha- yatımda bu kadar körü ve bu kadar mat- rak birfilmseyretmedim" demiş. Seyir- ci filmi nasıl buldu? Bdmiyorum, öğrenemedim. Bu film için A\-ustralva'ya kadargıttim... Yedi kıtada çekmişsinizfilminizi.Ja- ponya'da Hiroşima'yı yaşamış Japon- larla yapılan röportajlarla başlıyor, ar- kasındanRoma'nınyanmasını,itfaiye- nin gelişini, itfaiye şoförü olarak da Hit- ler'i görüyoruz...Nasıl böyle birişekal- kıştınız, nasıl bir cesaret bu ? Cahd cesaretı. Bütün paramı bu fdme yatırmıştım. Bugün böyle bir film çeke- mezsiniz... Televizyonun da ilk komedyenlerin- densiniz... Darbukatör Baryam gibi si- yah-beyaz karakterleriniz izleyiciyi giil- dürüyordu. Hangi karakter olursa ol- sun, bir çift "uyarıcı" sözünüzü de sa- kınmıyordunuz... Bizim dk çıkış noktamız, eleştirel pa- rodderdi. toplumun içindekı aksaklıkla- rı alıp bunu mizahi biçimde dde getiri- yorduk. O koşullarda pek de kolay çalı- şamıyorduk, çünkü TRT tek kanaldj ve denetime takdıyorduk. Ama yine de o dönemde çok guzel işler yaptık... Dünden bugüne gülme konularımız, gülme alışkanlıklarımız nasıl ve ne ka- dar değiştj? Amerücancddt ulkeye çok girince, ser- maye de çok öne çıkınca gülmek de uzaktan kumandalı bir hal aJdı. Charlie Chaplin'in mizah anlayışını benimsiyor gibisiniz, yoksullara do- kunmuyorsunuz... Charlie Chaplin'i örnek almadım, amaalınacakbiriydi.yaşamınınsonyd- larında biraz akü dengesi bozulmuş, fa- kirlikten hiçbir şev öğrenemedim gibi talihsiz birlaf etmişti ama önceleri esash bir cumlesi vardı. "Ben fdmlerindehiç- bir zaman fakir bır kadının sırtına don- durma düşürmem, eğer böyle bir sahne çekeceksem o mutlaka zengin birkadın olur" demiştı; "Çünkü fukaradealayet- meyi sevmem" .# [email protected] Müjdat Gezen "Bekçi" ve "Darbukatör Baryam" fimlerinde...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle